22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERÎN DEVAM1 8 EYLÜL 1985 CÜHEYT ARCAYÜREK yaz.yor Aba Altındaki Sopa. (Bastarafı 1. Sayfada) sında bu tür değerlendirme yapmadığım öne sürecek, yazılanlann yalan olduğunu söyleyecek. Özal'ın, işine gelmeyen gerçekleri yalanlamaktaki ustalığına artık alıştık! Cumhurbaşkanı Evren'in Meclisteki konuşmasından sonra ortayacıkan tartışmalaradeğinen Özal'a göre, "genç demokrasi"nin daha sağlıklı ve sağlam gelişmesi için yüzde 92'nin üzerinde oyla seçilmiş Cumhurbaşkanı 'nı polemiklerin dışında bırakmak gerekiyor. Dünyanın kendi eksenleri üzerinde kurulduğunu sananlar günlerdir Cumhurbaşkanı Evren'in son konuşmasım eleştirmemek gerektiğini dolayiı yollardan vurguluyorlar. Demokratik anlayışa bütünüyle ters düşen bu davranışlar, Başbakan özal'ın "vecfc söxieri"yle daha belirginleştl özal, "Ne ohırsa olsun, biz bu makamı polemiklerin diftnda tutmak gerektiğine inamyoruz" diyor. Oysa, demokrasilerde eleştiriye açık olmayan tek bir kurum vekişi yoktur. Hiçbir kimse yetkilerini aşan davramşlarda bulunamaz. bu smırlan zorlayan eylemter yapamaz. Üstelik Saym Cumhurbaşkanının dünkü konumuyla bugünkü konumu arasında büyük ayınmiar vardır. Askeri bir yönetimde "Devlet Başkanı" görevini sürdüren Saym Evren, bugün anayasamn sınırlan içinde yükümlülükleri olan bir Cumhurbaşkanıdır. Millet Meclisi'nin kapalı olduğu dönemde söyledikleri yasa niteliğinde olan bir görev sahibiyle, özgürlukçü demokrasiye geçildiği öne sürülen dönemdeki görev sahibinin konumu arasındaki ayınmiar hiçbir zaman göz ardı edilemez. Bütün bu ögeler gözden uzak tutulursa, işte o zaman demokrasinin sağlıklı işlediğinden kuşku duyulacaktır. Çünkü o zaman, cumhurbaşkanlarına Millet Meclisi'nin üzerinde kimi yetkiler verildiği, hersözünün bir yasa niteliği taşıdığı, her buyruğunun yasa niteliğinde olduğu gibi vanlması istenilen hedefleri dışlayan bir gelenek yerleşecektir. TERS DÜŞEN NEDİR? örneğin, bir cumhurbaşkanının Millet Meclisi'ne asli görevi olan kimi yasalart hangi içerikte çıkarmasım buyuran sözleriyle parlamenter demokrasi anlayışı biribirine tümüyle ters düşmektedir. Çıkarılması düşünülen bir affın içeriğini ancak ve ancak Millet Meclisi'nin çoğunluğu kararlaştınr. Bu yasa üzerinde henüz tasarı bile hazırlanmamışken, Millet Meclisi'ne içerik saptaması yapmaya yönelen eğilimleri ilk önce Millet Meclisi'nde varlığını sürdüren partiler yadsımalıdır. Partilerin önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayacak Millet Meclisi'nde parlamenıonun üstünlüğü ilkesine ne denli bağlı olduklarını gureceğiz. özenle beklediğimiz, hiç değilse muhalefet partilerinden birinin, çıkartlacak af yasası üzerinde son sözün Millet Meclisi'nde söyleneceğini, vardacak sonucun miUetin sesi olacağını anımsatıp anımsatmayacağıdır. Demokrasiye geçmeyi içlerine sindiremeyenler, hâlâ 1983'ten önceki günlerin "buyrukluk yönetimi"ni aradıklarım örnekleriyle sergiliyorlar. Bir siyasal tartışmayı yansıtıp yansıtmamanın hâlâ geçmişin kudret sahiplerinin iznine bağlı olduğunu sanıyorlar. Bir eski siyasetçinin söyiediklerini yayımlayıp yayımlamamanın eski konumuyla Devlet Başkanının, yeni konumuyla Cumhurbaşkanının iznine bağlı olduğuna inanıyorlar. tZNE Mt BAĞLI? örneğin Tuzla'dayazı geçiren Demirel'in konutuna hemen her gün telefon edip ne söylediyse u Bir Bilenin Demed" diye yayımlayıp okuyucu çekmeye çalışanlar, "Bir Bilen" diye niteledikleri kişiden, adıyla sanıyla bir demeç geldiği zaman bunu yayımlayıp yayımlamamak için yüce noktalardan 'izin istihsali" yolunu seçiyorlar. Demokrasinin sağlıklı işlemesinden "bihaber" görünmeyi işbirliği yaptığı etken güçkreyakın durabilmek için özenle sergileyen Başbakan özal, 12 Eylül öncesinin karanlık günlerine dönmemek için elbirliği, gönülbirliği ile çalışmak gerektiğinden söz ediyor. Bu tutum, özal'ın benimseyegeldiği aba altından sopa göstermekle eşdeğerdedir. SULAR AKIP CtDlYOR Ama, Özal'a vedayandığı güçlere karşın köprülerin altından sular akıp gitmektedir. Türk kamuoyunun aydın kafalan, demokrasinin yasal özgürlüklerin kullanılabildiği bir düzen olduğunu kimi çevrelere anlatmaya başlamışlardır. Siyasal kulislerde, elbette muhalefet partilerinde gerçek demokrasiye varışın sancıları, kıpırdanmalan sezüiyor son günlerde, hemen herkesi yasalann çizdiği sımrlar içinde göreve çağtran bu anlayışın örnekleri Millet Meclisi'nde görülecektir. Ekonomik ve sosyal kimi olumsuz gidişin eleştirilmesinin yanı sıra Mecliste bulunan muhalefet, özellikle HP, bu görevi yerine getirecek atılımlar içinde olacaktır. Kişi ve kurum farkı gözetmeksizin aranılan demokrasiye gidişi sağtayacak davrantşları üstlenmek esasen Halkçı Parti'nin yeni yönetiminin baş görevi olmalıdır. Halkçı Parti'nin bu görevi yerine getirmeye yöneleceğini gösteren işaretlerse, artık tabanda da güçlenmekte olan partiyi bu sorumluluğa itmektedir. Hakçı Parti'nin ilk işi, parlamento dışında açılan tartışma ortamını Millet Meclisi ortammda aktarmaktır. Ozal: Önümüzdeki 10 yıl su ve kanalizasyon yılları olacak Başbakan, ANAP'ın İzmir îl Merkezi'nde yaptığı konuşmada yatırımların hızlandırılması için 4 milyar dolarhk kredi sağlandığını söyledi. tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kamu ortaklığı fonunda toplanan 170 milyar liranın belediyelerin su projeleri ile yapım çalışmaları süren 13 baraja harcanacağını belirten Başbakan Turgut Özal, projeleri imzalanan nukleer santrallann devreye girmesiyle Turkiye'de elektrik sıkıntısı kalmayacağını söyledi. Başbakan Turgut Özal, Anavatan Partisi İzmir ll Merkezi'nde yaptığı açıklamada, yatınmlann hızlandırılması için 4 milyar dolarlık kredi sağlandığını söyleyerek "Daha bnce 200 milyon dolar bulmak için çalmadığimız kapı kalmıyordu" biçıminde konuştu. Büyük kentler için getirilen büyük şehir ve bağlı belediyeler uygulamasının belediyeler arasında zaman zaman çıkan anlaşmazlıklara karşın, başarılı olduğunu belirten Başbakan Turgut Özal, söz konusu uygulamanın demokratik sistemin kaçınılmaz sorunu olduğunu söyledi. "Kısa zamanda karar vermek lazım, tecriibeyi görmek lazım" diyen Başbakan Özal, "Biz sonuçta iyi bir hizmet yanşı olduğunu gördiik. Eskiden bu yerlerde şube miidürleri tayinle gelirdi. Seçimle gelmediği için adamın kendini halka begendirmesi gibi bir mesele yoktu. Şimdi ise seçilmiş insanlar kendflerini beğendirmek için hizmet yapıyor" biçiminde konuştu. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde çok hızlı bir gelişme olduğunu anlatan Özal, "Bu kentlerin bir iki yıl içinde Avnıpai bir hava kazanacagını" sözlerine ekledi. Üç buyük kentin su projelerinin kamu ortaklığı fonundan sağlanacak paralarla planlandığından daha önce bitirilebileceğini söyleyen Başbakan Turgut Özal, önümüzdeki on yılın su ve kanalizasyon yılı olacağını belirtti. Kamu Ortaklığı, Toplu Konut Fonu ve imar affı gibi konuların "seçim çalışmaları sırasında hayali projeler olarak nitelendirildiğini anlatan Özal, "Şimdi o laflar soylenmiyor. Yok efendim (apu meselesi hayalmiş, diye bir şey konuşulmuyor. Bir iki yıl içinde tapusu verilmemiş hiçbir şey kalmayacak" dedi. Özal, şimdiye değin 60 bin konutun Toplu Konut Fonu'ndan yararlandınldığını ve 200 bin konuta da kredi verildiğini söyledi. Her yıl 100 bin konut yapılacağını anlatan Özal, daha sonra şunlan söyledi: "Turkiye'de böyle bir gelişraeyi kimse tahayyül edemezdi. Üniversite yurtlan, küçiik sanayi siteleri, hayvancılıgı geliştirme projeleri de hızla gerçekleştirilraektedir. Çayda monopolün kaldınlmasıyla birlikte altı fabrika devreye girdi. ÇayKur'un altı yılda bitiremediği fabrika da şu anda tamamlandı. Bütün bu çalışmalar Türkiye'nin birlik ve beraberliginin ispatıdır." Kendisine "geçmiş olsun" dileklerini ileten Anavatan Partisi İzmir il yetkililerine Amerika'da geçirdiği göz ameliyatını anlatan Başbakan Turgut Özal, ameliyatm alındığı video filminin üniversiteler den birine hediye edileceğini söyledi. Bu arada Başbakan Özal'a, Anakent Belediyesi'nce yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgi verildi. Özal ve beraberindekiler, daha sonra Alpaslan Mahallesi, Bayraklı, Karşıyaka, Nergiz, Bornova, Atatürk Mahallesi, Çamdibi ve Altındağ'da incelemelerde bulundu, gecekondu semtlerini gezdi. Bu geziden sonra Başbakan Özal ve bakanlar, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kemal Vamak'ı ziyaret ettiler. " Gecede, İzmir il örgütü tarafından partiye gelir sağlamak amacıyla Büyük Efes Oteli'nin küçük havuzunda düzenlenen "Ege'de Sonbahar" balosuna eşiyle beraber katılan Özal, bugün Istanbul'a geçecek. Aynı gün Ankara'ya dönecek. GOZLEM UGUR MUMCU (Bastarafı 1. Sayfada) sordular. Basın henüz özgürlüğe alışık değildi; bu gibi konularda hep yasak ve sansür bekliyordu, bazı gazete yöneticileri ise aynı konuda Sayın Evren'e ulaşmak için ter döktüler. Cumhuriyet, Demirel'in yanıtını sekiz sütun üzerinden veriyor ve noktasına ve virgülüne dokunmuyordu. Çoğu gazeteler, yanıtı, Anadolu Ajansı'nı kaynak göstererek veriyorlar, böylece, herhangi bir soruşturma olursa "Devletin ajansı geçtı, biz kullandık" gibi özür gerekçeleri oluşturmaya çalışıyorlardı. İşte özgürlukçü basımmız ! Gazetecilik açısından, bir eski Başbakanın Cumhurbaşkanına yanıt vermesi önemli bir haberdi. Eski Başbakan, açıklamasında, Sayın Evren ile 12 Eylül öncesi dönemde beraberce sorumluluk paylaştıklarını belirterek üstü kapalı suçlamaiarda da bulunuyordu. Devletin istihbarat birimleri, bu gibi demeçler çıkmadan önce bile bilgı edinip, bu bilgileri devletin en yüce katına anında ulaştırırlar. Demirel'in söz konusu yanıtı basına gönderildiği anda, gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse sıkıyönetimler bu yanıtı çoktan öğrenmıştır. Eğer bir yasak getirilecekse, sıkıyönetim, bu yasağı gereken biçimde yayın organlarına bildirirdi. Bu yüzden, gazete yöneticilerinin, kendiliklerinden sıkıyönetim komutanlığına başvurup "Bu yanıtın yayımlanmasına izin veriyor musunuz?" diye sormalarını, basın özgürluğü için çok, ama çok üzücü bir olay sayıyoruz. En ağır sansür, gazetelerin kendilerine koydukları sansürdür. Eğer bir ülkede basın, önüne gelen bir haberi yayınlamak için sıkıyönetimden "Yayımlayalım mı, yayımlamayalım mı?" diye soracak bir hale düşmüşse, bundan sonra basının sıkıyönetimden ya da olağanüstü dönemden yakınmaya hiç ama hiç hakkı yoktur. Yasak geldiği zaman bu yasağa uyulur. Ama yasak olmayan bir konuda sıkıyönetime telefon edip "Bunu yayımlayalım mı?" diye sorulmaz. Bu, basın özgürlüğü için bağışlanmaz bir ayıptır. Olağanüstü dönemlerde katı yasakların hep askerlerden geldiği sanılır. Son otuz beş yıl içinde üç ihtilal yaşadık; bu üç ihtilal içinde en sert uygulamaların askerlerden önce bu olağanüstü dönemde görev yapan sivillerden geldiğini yaşayarak öğrendik. Asker, dogası ve görevi gereği disiplinli yönetimden yanadır. Bazı sıvillerimiz ise bu dönemlerde askerlerin gözlerine girmek için "kraldan fazla kralcılık" gibi "askerden çok askercilik" yaparlar. Bu "askerden de askerci" siviller, dönem değişınce hemen başka çevrelere yanaşırlar. 27 Mayıs ihtılalinden sonra, Milli Birlik Komıtesi üyelerinin "heykellerinin dikilmesi" için yazılar yazanlar, 80'li yıllarda aynı insanlara nasıl da ağır, nasıl da acımasız, nasıl da çirkince saldırdılar? Sayın Demirel, her gün kendisini telefon ile arayan gazete yöneticisi ve köşe yazariarının yan'tını yayımlayabılmek için sıkıyönetimlerden izin istediğini, bilemeyiz, öğrenebilmiş midir? Ve yine Sayın Ecevit, gerçek dostlarının kendisine başbakan olduğu günlerde yanaşanlann değil, kendisini saygıyla eleştıren açık sözlü insanlar olduğunu, bu bin yillık dersle dolu son beş yılda olsun, anlayabilmiş midir? Cumhurbaşkanlığı makamına en büyük saygı, Cumhurbaşkanının her söylediğini alKişlamakla değil, o yüce makama duyulması gereken saygı ölçüleri içinde, Cumhurbaşkanının sözlerıni eleştirerek kanıtlanır. Sayın Cumhurbaşkanının kendisi bazı konularda "yanılabileceğini" söylerken, basındaki bazı arkadaşların Sayın Evren'in her sözünden birer "milli şef buyruğu" çıkarmaları, içten ve özden davranışlar sayılabilir mi? Hayır, hayır ! Her yüce makamı her zaman için alkışlayacaklar çıkabilir. Böylelerine her zaman her dönemde rastlanabilir. Güç olan, bu yüce makamları gerektiğinde, saygı ölçüleri içinde kalarak eleştirmektedır. Gerekli ve yararlı olan da budur. Demokrasi, ona layık olduğumuz ölçüde yerleşir. Özgürlük. ona sahip çıktıkça geçerlik kazanır. Kusura bakılmasın, özgürlük konusunda biz sivıllerin sorumluluğu. daha doğrusu sorumsuzluğu, bağışlanacak gibi değildir. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batıralım. Bir gazete yöneticisi, yıliarca başının üstünde tuttuğu bir eski Başbakanın demecini yayımlamak için sıkıyönetim komutanlığını arayıp izin isterse, asker ne yapsın? Trakya (Bastarafı 14. Sayfada) geçmesi ile bölgedeki verimin günde 2 milyon 833 bin 300 metreküp olacağını belirtirken "Bu gaa töketene kadar çıkartma hakkına sahibiz. Ya TEK'e satacagız ya da burada yapılacak olan 100 megavat gücundeki bir elektrik santraiında kullanacagız" dedi. Demirsü bu arada bölgede bulunan Ambarlı elektrik santralına değinerek, "Ambarlı günde yarım milyon dolar fuelofl tüketiyor, bu paraya yazık. Dogal gaz rezervinin içinde olan bir santralın daha akıkı bir şekilde çalıştırüması lazım" dedi. Demirsü and Associates Turkey International Inc şirketinin bir kuyudan Türkiye'ye sağladıgı dövizin 60 milyon dolar olduğu belirtildi. Bölgedeki doğal gazı değerlendirmek için yılda 20 kuyu açılması gerektiğini belirten Demirsü, "Türkiye'nin sonsuz gaza ihüyacı w " dedi. Bölgedeki araştırmalann yüzde otuzunun petrol aramalarına harcanacağının belirtilmesi üzerine Yöriikler köyünden Ahmet Baysal dogal gaz kuyusunun hemen ilerisindeki tarla içinde bulunan eski bir petrol arama bölgesini gösterdi. Baysal "Buraya 19S8'de Almanlar geldi. 3500 metreye kadar indiler. Sonra petrol yok diye gittiler. 15 yd sonra 300 metre ileride dogal gaz buInndu. Demek ki, buralarda bir şeyler vannış" dedi. Ayhan Demirsü'nün şirketinin Texsas'ta Hindistan'da, Arjantin'de ve Kolombiya'da açtığı 260 kuyudan 4'ü boş çıktı. Demirsü aynca petrol aramalan konusunda danışmanlık da yapıyor. Yoksa, tartışma istemeyen MDP'yi bir yana bırakırsak Halkçı Parti de bu konularda özal benzeri bir siyasal mantık içinde olduğu izlenimini verecektir. »VUTIAR BEtEOirE BSK. | I1AVUT14RBEI Çünkü özal, partisinin kapalı toplantısmda diyor ki: "... Kimseyi karşımıza almayız, kimseyle kavga etmeyiz..." Ne var ki, kimsenin kavga istediğiyok. Smırlan taşanlan, bulunmaları gereken sımrlar içine 11 BİNDEKAR ALAN YAND1 Davutlar Bucağı ile Gülliıkbahçe arasında çıkan ormanyangmında ilk beUrlemelere göre 11 bin dekar oturtmaya, demokratik kuralla alan tamamen yandı. Orman yangını can kaybı açısmdan en büyük yangın sayüıyor. (Fotoğraf: ÜMİT OTAN) rı işletmeğe çalışanlar var. Iktidar, demokratik kurallan bu idarei maslahat anlayışına giye göre, Turkiye'de son 10 yılyangın için her türlü ortamın uy na katılanların yiyecek ve su sıoturtmağa çalışıyor ki, başta (Bastarafı 1. Sayfada) da meydana gelen orman yangınkıntısı çektikleri gözleniyor. YanHalkçı Parti'de, SODEP'te ve tutuşarak yandıklan sanılıyor. gun olduğunu belirtti. larında toplam 5 kişi öldü. gın bölgesini dolaşırken, söndürDYP'de gözetilen "yeni kıpırda Bu arada çeşitli varsayımlar orYtYECEKSU SIKINTISI me çalışmalarına katılan Aydın nıs"m hedefı de, özü de bu. taya atılıyor. Bazı yetkililer, erAydın Valisi Aykut Ozan, Da Orman Işletme Şefliği ekibinden lerin tmnandıklan kayahklardan vutlar yangınında 14 er ile bir or Yalçın Kara, Turan Alaboz, Yadüşerek yangının ortasında kalman görevlisinin şehit düştüğu şar Bir gözlemlerini şöyle andıklannı, böylece şehit olduklanü açıklayarak şöyle konuştu: lattılar: rını bildiriyorlar. Bir başka gö"Yangın, Davutlar'ın Akçako"Arkadaşımız Ali Çevik'i hasrüş ise yangın ortasında kalan ernak ve Gülbahçe yöresinde ön taneye götürdük. Bir saat hastalerin rüzgârın etkisiyle arkadan ceki gün saat 12.30'da başladı. neye almadılar. Bir saat otopsi bastıran duman ve aievler içinde Şu ana kadar 11 bin dekar or raporu istedikr, sonra da savcı TÜREY KÖSE kayboldukları yolunda. Dün saman alanımn yandıgı tespit edil nın gelmesini beklediler. Arkabah helikopterlerle aranarak buEMİRDAĞ (Afyon) Afmiştir. Orman alanı kızılçam ve daşımız nişanlıydı ve yakında evlunan şehit erlerin kömür haline fundalıklarla kaplı. Rüzgânn et lenecekti. Biz burada susuzluk ve yon'a bağh Emirdağ ilçesinde geldikleri, künyelerinin eridiği ANAP'h Belediye Başkanı Erol kisiyle kısa sürede yayıldı ve yan yiyecek sıkınüsı çekiyonız." görüldü. Saner'in bölümü ile boşalan bemıya başladı. Askeri birlikler. ANKARA, (Cumhuriyet Biılediye başkanlığı seçimleri bugün Davutlar'ın Akçakonak ve YSE, Devlet Su tşleri, Karayolrosu) KKTC Cumhurbaşkanı Yerleşim merkezlerüıi etkileyinelenecek. Dün, ilçede lan ekipleri, vatandaşlar yangın Gülbahçe yörelerinde başlayan Rauf Denktaş, önumuzdeki haf meyen, tepe ve örtü yangın biçiANAP'ın yaptığı açıkhava topsöndürme çalışmasını sürdürii yangın 11 bin dekar alanın yanıp ta BM Genel Sekreteri Perez de minde gelişen Davutlar bölgesinlantısına İçişleri Bakanı Yıldınm kül olmasından sçnra 6 bin deyor. Maalesef 14 er ile bir orman Cuellar'la yapacağı göruşme ön deki yangım söndürme çalışmaAkbulut ile ANAP Genel Sekregöre>lisi yangın söndürme çalış karlık bir alanda sürüyor. cesinde, Dışişleri Bakanı Vabit ları hâlâ devam ederken, yangın malarında şehit düştü." Halefoğlu ile İstanbul'da gorü bölgesine gelen Orman Genel Orman Genel Müdür Yardım teri Mustafa Tasar, DYP'nin kaMüdürü Mehmet Ali Kandemir, şecek. Yangın söndürme çaiışmalarıcısı Cemal Alon'dan edinilen bil palı salon toplantısına ise Genel Başkan Httsamettin Cindoruk Denktaş, bugün Lefkoşe'den katıldı. Istanbul'a gelecek. Halefoğlu1 25 mart seçimlerinde ANAP nun da Istanbul'a geçerek, buraadayı 2173, SODEP adayı 1117, genç yaşını başını alıp olgunlaş gerçeklerüı etkisi ağır bastıkça, da Denktaş'a bir yemek vereceği (Bastarafı 1. Sayfada) DYP adayı 460, Refah Partisi anayasamn değiştirilmesi istemi tığında, affa uğramış olsa bile, bildirildi. lışmaya başlamasıyla, birçok enadayı 216, Bağımsız aday 1496 oy ömrü boyunca milletvekili seçi yaygınlaşmaktadır. Bunu yadırDenktaş'ın önumuzdeki salı gelin aşılabileceğini, birçok püalmıştı. Bugün yapüacak seçimgamamak gerekir. lemeyeceğini öğrenecektir. günü Istanbul'dan New York'a rüzün giderilebileceğini sanmış lerde ANAP'tan Cengiz YaldızKaldı ki çağımız bir hızlı dehareket etmesi bekleniyor. olabilirler. Ama yeni anayasayKöylüler, işçiler, işsizler, mekaya, DYP'den Hacı Unver, SOğişim çağıdır. Türk toplumu ise, Denktaş ile Halefoğlu'nun Isla çok partili siyasal yaşamın murlar ve emekliler, küçük esnaf DEP'ten 25 mart seçimlerinde bu yüzyü başlanndan beri olağatanbul buluşmasında, New York nasıl yozlaştığım, Meclis denetive sanatkârlar, bu anayasamn bağımsız aday olan Ömer Faruk nüstü bir hızla değişmektedir. toplantısı öncesi, Kıbrıs sorunu minin ne kadar güçleştiğini yadesteklediği ekonomik ve sosyal Psüa aday oldu. Aynca, bağımBöyle bir toplum, anayasamn ile ilgili son durum üzerinde bir sama yetkisinin bile büyük ölçüdüzenin acısını, her geçen gün, oylandığı 7 Kasım 1982 gününsız olarak Lütfü Erenoglu adaydurum değerlendirmesi yapma de hükümete devredildiğini, kendi yasamJannda daha çok de dondurulamaz. hğını koydu. ları bekleniyor. Meclisin af yetkisinin ne denli duymaktadırlar. Seçimlere birkaç gün kala tüm Bu arada, New York'tan arkakısıldığını, uygulama ilerledikçe Türk toplumu, bazı bakımlarSINIRSIZ YETKİ partiler çok yoğun propaganda dasımız Şebnem Atiyas'ın bildirfarketmektedirler. dan 12 Eylül 1980 öncesini olduçalışmalarına giriştiler. SODEP, diğine göre, BM Genel SekreterBu anayasayla bazı kurumla ğu kadar, 7 Kasım 1982'yi de aşKamuoyunun gözünden kaçönceki gün bir miting yaparken Iiği yetkilileri ise Denktaş ile de ra sınırsız yetki tanınmıştır. Bu mış ve geride bırakmıştır. Topmış bazı anayasa maddelerinin Cuellar arasında 1213 eylül ta sakıncaları, örneğin bir Polis na karşılık, halkın sesini toplulumun canlılığını ve geçmişe dö dün de ANAP bir miting yaptı. Miting öncesi içişleri Bakanı Yılrihlerinde yapüacak gorüşmelerca yükseltebilmesi, yönetime nük değil, ileriye yönelik olduYasası hazırlanınca ortaya çıkdınm Akbulut ile ANAP Genel de Kıbns sorunu konusunda naağırlığını koyabilmesi, alabildi ğunu göstermesi açısından, bu, mıştır. sıl bir ilerleme kaydedilebileceğiğine güçleştirilmiştir. Sekreteri Mustafa Taşar'ın da sevinilecek bir gelişmedir. Anayasayla pek çok kimsenin nin tartışılacağını söylüyorlar. aralannda bulunduğu partililer ATATÜRK DEVRİMt Bu anayasa, yönetime, yurtsiyasal haklanna, o arada seçilDenktaş'ın 27 Kasım 1984 tarihseçim otobüsü "Petek1" ile ilçe me hakkına getirilen kısıntılar, taşlann yurt içinde gezi ve yerAtatürk Devrimi ne kadar su içinde tur attılar. Petek1 otobüli metinle hemfikir olduğunu, ancak zamanla anlaşılmaktadır. leşme özgürlüğünü sınırlama landınlsa ve yozlaştırüırsa da, bu Rum kesimininse 12 Nisan 1985 sünden Anm Bahm Peteğim şarÖrneğin ufak tefek suçlardan yetkisini bile tanımaktadır. devrimin Türk toplumuna aşıla kısı çalınıp adayı ve konukları tarihli BM Genel Sekreterlik toplam bir yıla hüküm giymiş bir Daha böyle pek çok örnek sa dığı değişim ve ileriye yöneliş metniyle hemfikir olduğunu betanıtıcı duyurular yapılırken, yılabilir. eğilimini hiçbir güç söndüremez. lirtiyorlar. Aynca her iki metin DYP'nin seçim otobüsü Süvari ANAYASA DEĞtŞtKLİĞİ Atatürk, "Benim manevi mira de mehter marşları çalarak soarasmda temel farklılıklar olmaAnayasaya ilişkin gerçekler sım bttim ve akıldır. Zaman hızla dığı konusundaki ısrarlarını sürkakları dolaştı. DYP'nin eski somut belirtiieriyle ortaya çıktık dönuyor. Böyle bir dünyada as düğün salonundaki toplantısı düruyorlar. İki metin arasında ça, toplumda, anayasa değişik la degişmeyecek yargılar getirdi başladığı sırada Bakan Akbulut son derece aynntı farklılıklan olduğunu, bu nedenle iki tarafın liği istemenin yaygınlaşması do ğini ileri surmek aklın ve bilimin ve ANAP konvoyunun geçmesi, gelişmesini inkar olur" demiş bir da uzlaşmaya hiç olmadıklan kağaldır. yer yer tartışmalara neden oldu. dar yakın olduğunu düşündükönderdir. Türk toplumunu bir Bazı DYP'Iiler " y u h " çekerken Bunun nedeni, bazı kimselerin lerini ifade ediyorlar. Bu nedennoktada dondurmaya kalkışanLEFKOŞE, (UBA) Kuzey arabalara taş attılar. Konuşma"gaflet"inde veya 12 Eylül 1980 le, 1213 eylulde her iki tarafın da lar Atatürk'ü gereğince anlamış Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yısına seçim yasaklanna yarım saöncesine dönüş özleminde aran olamazlar. uzlaşabilecekleri bir metin için lın sekiz ayındaki enflasyon oraat kala ancak başlayabilen Cinmamalıdır. Anayasa, tek yanlı anlaşmaya varılması doğrultunı yüzde 42.3 olarak belırlendi. doruk, Bakan Akbulut'u eleştirTürk toplumu kadar hızla debir koşullandırma ortamında ve sunda adımlar atılabileceğine di. "Bu bakan, bir zamanlar ErEdinilen bilgilere göre bu orar. ğişen bir toplumda ancak değibazı manevi baskılar altında, inandıklannı vurguluyorlar. zincan'da AP İl Başkanı idi. geçen yılın aynı döneminde yüzşime, demokrasiye ve her deserbestçe tartıştınlmadan halk Köklü agactn dah idi. Buniar poTurkiye'ye yaptığı üç gunlük de 34.5 olmuştu. Kuzey Kıbrıs mokratik seçeneğe açık bir anaoylamasına sunulmuştur. Şimdi lis devleti, jandarma devleti resmi ziyareti tamamlayan Türk Cumhuriyeti'nde fiyat aryasa kalıcı olabilir." o koşullandırmanın etkisi azalıp heveslileridir" dedi. "Yüzde KKTC Başbakanı Dr. Derviş tışlarının en çok yiyecek, içecek 50'lere varan enflasyon, polis Eroğlu, akşam Lefkoşe'ye dön ve giyecek maddelerinde görülzonı ile mi düşürülecek" diye sodu. Ercan Devlet Havaalanı'nda duğü bildirildi. Cumhuriyet Saym ANNE ve BABALAR, ran Cindoruk, İnönu için de torenle karşılanan Dr. Eroğlu, Meclisi de 11 eylül çarşamba güAŞI KAMPANYASINA KATILINIZ Türkiye'nin KKTC'ye ekonomik "Seçim için buraya gelmiş, denü hayat pahalılığı konusunu göyardımlarının devam edeceğini rüşmek uzere olağanüstü bir topmokrasi için bir şey soylesin" diTurkiye Rotary KuUbten söyledı. ye konuştu. lantı yapacak. 4 HOS GELDİNİZ DAVUTLARA Orman yangını faciayâ dönüştü: 14 er şehît Denktaş ile Halefoğlu bugün IstaııbuTda buluşuyor Emirdağ'da bugün seçim var Reagan'ın son Kıbrıs (Bastarafı 1. Sayfada) meye çalışacağı imajını verdi" dedi. KKTC Başbakanı, Reagan'ın raporunda, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın BM Genel Sekreterine gönderdiğı mektubu dikkate almadığım, bundan Reagan'ın Turk tarafının "olumsuz" karşıladığı 2. belgeyi tasdik ettiği sonucunun çıktıgını kaydetti. Derviş Eroğlu, yanıtları sırasında BM Genel Sekreteri'nin 2. belgesine ilişkin Turk tarafının eleştirilerini tekrarladı ve de Cuellar'ın girişimi karşısında izlenecek tutum konusunda "şu an için" Ankara ile KKTC arasında "göriiş birliği bulunduğunu" bildırdi. Eroğlu, "Biz Türkiye'nin menf aatlerini de göz önünde tutarak, yumuşak tutumumuzu sürdüreceğiz" şeklinde konuştu. ÖZAL KKTC'YE NASIL BAKIYOR KKTC'de yeni anayasamn kabulünden sonra, kurulan UBPTKP koalisyonunun Başbakanı Eroğlu, Özal'ın KKTC ekonomisine bakış açısını anlatırken de, "Ekonomik duruma oldukça fazla ilgi gösteriyorlar. KKTC'nin ekonomik bakımdan kendi kendine yeterli olması görüşündeler. Ye bu hedefe vanlıncaya kadar Türkiye'nin desteğini sürdüreceğini belirttiler" dedi. Yine Eroğlu'nun belirttiğine göre, Özal, KKTC ekonomisi açısından en büyük potansiyeli turizm alanında gorüyor. Derviş Eroğlu, Özal'ın turizm potansiyelinin değerlendirilmesi için her türlü desteği vereceğini bildirdiğini, aynca bu konuda buyük çapta bir planlamaya gidiieceğıni kaydetti. Eroğlu, kendilerinin de Türkiye'ye gelen turistlerin KKTCye gönderilmesini önerdiklerini açıklayarak, "Türkiye 1 nin turizm alanındaki kapasitesi sınırlıdır. Biz turist sayısında kapasite üstü birikmeye dikkal çekerek, bu turistlerin KKTC'ye gönderilmesini önerdik. Bu önerimize müspet yanıt aldık. Bu konuda turizm aeenteleri arasında işbirliğine gidilecek" şeklinde konuştu. ULAŞIMDA DURUM Eroğlu, artan turist sayısı karşısında, Turkiye ile KKTC arasındaki ulaşım sorunlanna da ağırlık verdiklerini ve Ankara'daki goruşmeleri sırasında, gerek hava, gerek deniz bağlantısımn sıklaştınlması için öneriler getirdiklerini kaydetti. Kıbrıs Türk Havayollarının DC10 ya da DC9 gibi bir uçak satınalacağını ve bu uçağın bakımının THY tarafından yapılacağını anlatan Eroğlu, Turkiye ile KKTC arasındaki deniz bağlantısımn yeni bir RoRo ya da feribotun şefere sokularak takviye edilmesi konusunda da Özal hukümetinden söz aldıklannı açıkladı. Dr. Derviş Eroğlu, TÜrkiye 1 nin KKTC'ye yapılan ihracat ve bu ülkeden yaptığı ithalata uyguladığı fonlann en kısa zamanda kaldınlması konusunda da görüş birliğine varıldığını da açıkladı. Söz konusu fonlann gümrükler sıfırlanmış olsa da gelişen KKTC sanayiinin Turkiye pazanndaki rekabet şansını ortadan kaldırdığına dikkat çeken Eroğlu, fonların kaldırılmasına ilişkin protokolün ekim ayında imzalanacağını bildirdi. KREDİLERDE DURUM Eroğlu, Türkiye'nin ekonomik yardımları konusunda da, "Turkiye bu yıl için 22 milyar liralık yardım ongörmuştü. Buniar yatırım projelerinin finansmanında kullanılıyor. Projeler gerçekleştiği ölçude, Ankara'dan para akımı suruyor. Ancak, bazı projelerin önümüzdeki > üa sarkması nedeniyle 22 milyar liranın tümünün bu yü kullarulması mümkün olma)acaktuM dedi. Eroğlu, göruşmeler sırasında, yardımlar dışında KKTC'ye sağİanan kredilerdeki tıkanıkUklann yarattığı sıkıntıları gündeme getirdiklerini de açıklayarak, "Sayın Özal, kredilerle ilgili tıkanıklıklann giderilecegi konusunda bize söz verdi" dedi. Eroğlu ve beraberindeki heyet dun öğleden sonra Ankara'dan Lefkoşe'ye döndu. Topluııı dondiırulamaz KKTC'de enflasyon yüzde 42 DOĞUM özge ve Eylem'in kardeşi UYGAR GÖKSU'nun Dünyaya geldiğini dost ve sevenlerimize duyururuz. SEYHANNtHAT TIĞLI GtRESUN • Garnizon kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. H. FATİH KIZILCÜN • Nufus cuzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. METE ÖRKEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle