22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef Sahıbı: Cumhariycl Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Mudüro Hasan Ccnul, Muessese MüdOni: Enine Uşaklıgil. Yazı Işlerı Muduru: Olay Gonnısia, # Haber Merkezı Müduru. Valfin Bayer, Sayfa Dtlzenj Yönetmenı Ali Acar, # Temsılctler ANKARA: YalçınDoğan, IZ.MIR. HikmetÇctinkaya, ADANA: MetunetMe Islanbul Habeıien: Rrha Oı, Dıs Haberler Ergan Bala, Ekonomı: Osnaa Ulagay, Kültür: Aydın EaMç, Magazın: Valçıa Prkjfn. Spor Oanı^man/. Abdalkadir Yacdnua, Duzeltme Refik Durtn$, AraşJırtna. Şakıa Alpay, Iş Sendıka: Şakraa Kemci. Haber Araştırma. Ufttk GuMcaür, • Koordınaıör: AhaKt konüsaa, • Malı tjler: Erol E/k«t, Ilan: Z2ya Ergene, Halkla tlışkıler: GaMcna Koşar, Idare HaseyİB Garw, lşlrtme: Sadaa Basan ve Yayarv Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41 Cagaloğlu Istanbul, PK: 246İsıanbul, Tel 526 1000(9hal), Telex: 22246 % Bumlar Ankara: Zıya Gokalp Bulvarı tnkıiap Sokak No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Telot: 42344 • tamir Halıt Zıya Bulvan No: 64/3, Tet: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVÎM 29 Eylü!1985 Jmsak: 4.26 Güneş: 5.51 Oğle: 11.59 İlcindi: 15.19 Akşam: 17.58 Yatsı: 19.17 Pasifığin ortasındaki Vanuatu'da Türkiye'yi bilenler var 6i Türkiyeden geldîğîne göre tanışmış olmalısın" bir arada oturmadıklanndan kendilerine ayrılan "özel ateş''in (yasak ateş) başmdan bazen konuşulanlara kulak kabartırlar. Heyecanlannı yenemedikleri bir şey olursa "Yanımıza gel, biraz da bize anlaüver" diyerek çağnda bulunabilirler. Ateş tazelenir, tütün sanlır, kava kaplan elden ele dolaşır... tnsanı alan, zaman tünelinin derinliklerine saIan ne hoş saatlerdir onlar... "Ufku dar" gazeteci Kanonun küreğini çeken yerli, Türkiye'den, kutsal topraklardan geldiğimi duyunca küreği müregi bırakıp uzun bir "Oooo!" çekti. "Sen7' dedi, "îsa'yı görmüş, tanımış olmalısın..." Köyün reisi haritadan oturduğum kentin yerini göstermemi istedi. • İstanbul'u gösterdim. Reis, Istanbul'un kıyıda oluşundan memnun, "Sen de denize yakınsın desene, kano falan var mı bari? Çevre adalara nasıl gidersiniz?" diye sordu. DR. NADtR PAKSOY Vanuatu, küçük ölçekli dünya haritalannda üst üste iki nokta gibi gösterilir. Pasifîk sonsuziuğunda kendi halinde saünıp duran bu adalardan, 15 bin km. ötedeki Türkiye'yi duyabilmek acaba ne derece olası?.. 2 yıllık "okyanus konuklugu" sonaererken içinde Türkiye çağnşımlarını banndıran bazı anılar, gözlemler henüz pussuz ve taze. 1983'ün temmuzu... Ülkenin başkentinden bizi kalacağımız ~.:aya götüren 10 kişilik "pırptr" türu bir uçaktayız. Altımızda bilim'iez mavilik, önümüzde ne getireceği kestirilemeyen bir yaşam... Yer yer, yoğun hindistancevizi örtüsü arasında üç beş saz kulübeli köylerin üzerinden geçmekteyiz ve çocuklar oldukça alçaktan uçan bu "büyük kuşu" vurabilme heyecanıyla sapanlannı doğnıltmaktalar... Yeni Zelandalı pilot Peter, sarıldığımız garip duygu yumağını açmak istercesine anlatıyor: "Çoye tepki göstermeden edemiyor. Baalan (özellikJe biraz okumuşlan) merak edip Türkiye'nin tncil'de geçen adını soruyorlar. "Küçük A s y a " dediğimde "Haa! Tamam. şimdi bildim. Oo! Tarihi bir bolge. Efes diye bir yer var mı? Aziz Paul da oralara gelmiş... Evet, evet... Çok Uginç yerter olmalı... Şimdi galiba çevrede savaş var. Sizi de etkiliyor mn?" diyenler de çıkabiliyor. Haa! O mu?.. O dentzieri belirtiyor. Otnrdugun sehir nerede kaiıyor? istanbul'u gösterdim. Kıyıda oluşundan memnun, "Çok iyi, ne güzel, sen de denize yakınsın desene, kanon filan var mı bari? Çevre adalara nasıl gidersiniz?" Derken odaya Fransız hekim arkadaş girdi. Bu kez aynı sorular ona da yöneltildi. Arkadaş oturduğu Paris'in başkent olduğunu da belirterek haritadaki yerini gösterir göstermez reisin kaşlan çatıldı: "Yahu" dedi, "Şn beyaz adamjarın bazı işlerine akıl sır erdirmek dognısu güç. Hiç ormanın içine sehir, üstelik başkent yapılır mı?"... Sadun Boro'yu tanır mısın? Willy Taso, Ambrim adasının saygı duyulan kişilerinden. Tahta oymacılığında da ülke çapında yaygın bir üne sahip. Tanıştıgımızda, nereli olduğumuzu öğrenince yakındaki bir törene yetiştirmeye çalıştığı tamtama ara verip "Sadun Boro'yu tanır mısıtı? Bundan yinni sene kadar önceydi sanıyorum. Teknesiyle bizim köye geldiğinde kendisine rehbertik etmiştim. Sonralan bir iki kez yanşük, ama sonra arkası gelmedi. Görtrsen, tanırsan ona benden selam soyle"... diyerek anlatmaya koyuldu. Zamanla reis Taso'yla dostluğumuz gittikçe arttı. Ayrılmazdan (Temmuz 1985) üç hafta önce öldüğünü duyduk. Son göriişmemizde hediye ettiği tamtam o günlerin bir anısı olarak kalacak... Ülkede çoğunluğunu Fransız, Avustralyalı ve Ingilizlerin oluşturduğu üç beş bin kişilik "beyaz adam" azınlığı var. Daha çok başkentte kümelenen ve tek tük de diğer adalara dagılan topluluk iki türlü. Yıllar öncesinde şu veya bu nedenle adalara yerleşip çift çubuk sahibi olanlar, bir de sınırlı bir süre için görevle gelenler. Aslında, Pasifik, insanı büyüleyip peşine takan efsane denizkızlarını andırır. Geldikleri topraklarda köklü bağlan bulunmayıp da sakin yaşamı özleyenlerin bir kere demir attıktan sonra bir daha kopması oldukça güç. Her birinden ayn bir serüven dinlersiniz. Rus asıllı Fransız ressam Nikolay bunlardan biri. Resim yaparak dünyayı dolaşmak üzere otuz sene önce Paris'i bırakıp yollara düşmüş. tlk tanıştığımızda, Istanbul'da da sergi açtığını, hatta zamanın valisi Fahrettin Kerim Gökay'ın da sergisine geldiğini belirtmişti. Her karşılaştığımızda da bildiği birkaç Türkçe kelimeyi sıralamadan edemezdi: "Merhaba nasilsiniz? Ne zaman börek yiyeceğiz?" Dünya Sağlık örgütü sıtma uzmanı Belçikalı Luden Swillen 1960'larda Türkiye'de 8 yıl kalmış. İyi konuştuğu Türkçesiyle bol bol gecmişi yadederdi. İki yıl içinde Türkçe konuştuğumuz tek kişi de o oldu zaten. Devrin Sağlık Bakanlığı sıtma savaş yöneticilerini, özellikle Dr. Ertuğrul Aker'i hâlâ hatırlıyor. Tamştıktan bir yıl sonra başka bir yere atandı. Vanuatu'da, Türkiye bağlan olan yabancılar arasında Fransız elçisi Philippe Baude'un ayrı bir yeri var. Buraya atanmazdan önce Ankara'da 4 yıl musteşarlık yapnuş. Türk dili, tarihi ve kültürüyle ilgilenen aydın bir diplomat. özellikle Ankaralı sanatçı, yazar çevresinden birçok kişiyi yakından tanıyor. Mümtaz Soysal, Özdemir Ince, Ertuğrul Özkök, Müşerref Hekimoğlu her fırsatta kulaklarını cınlattıkları arasında... Max Mara 'dan bir model. Balıksırtı spor kumaştan bir tayyör. Ve yakasında bir çiçek. Ifte spor, yunlu bir tayyor. imu omuzunda kocaman bir çiçek, eski kurallara meydan okuyor. Kış modasının gözde ahsesuanı Çiçekler Kış modasında alışılmamış bağlanîılar var. Kocaman, koskocaman çarpıcı, görkemli çiçekler en spor tayyörlerin, piyedöpul ceketlerin yakalarını süslüyor. Çok şık, hem de çok çarpıcı olmak istiyorsanız, bu yolu deneyeceksiniz. Sadece bir giysi, aksesuar olarak başdöndürücü bir çiçek. NECLA SEYHUN Çiçek... Ne büyük tutku!.. Moda dünyasının en eski aksesuan. En eski, en vazgeçilmez!. Eski Mısır'ın o görkemli peruklannı saplan gizil uzun şişelere konmuş çiçekler süslerdi. Orta Çağda genç kızların başianna taktıkları çiçekten girlandlar saflığın simgesiydi. Rococo ve Empire dönemlerinde elbiseler, özellikle de gece elbiseleri kurdeleler ve doğaJ çiçeklerle bezenirdi. Tepeden tırnağa!.. Ayaklı bahçeler gibiydi kadıniar... Erkekler ancak 18. asnn sonlanna doğro yakalarına çiçekler takmaya başladılar. Hâlâ da surdürüyorlar bu geleneği. Gündüzleri bir karanfil, geceleri bir gardenya. Elbette "şık" "şık" giyinen erkeklere özgü bir moda bu!... Yoksa blucin giyeni bile var geceleri. Moda öylesine ozgür.. Yapay çiçek Miladdan 3000 yıl önce eski Mısır'da kullanılmaya başladı. Romalı kadıniar da parfümlü papiruslardan yapılmış çarpıcı renkte çiçekler kullanırlardı. Eski Çin'de tüylerden ve ipeklerden son derece zarif, güzel çiçekler yapılırdı. Orta Çağ'da Italya ALIŞILMAMIŞ ve İspanya'da maBAGLANTILAR nastırlarda kiliseleri Kış modasında süslemek için yapay alışılmamış bağlantıçiçekler üretilirdi. lar var. Kocaman, Yapay çiçek yapıkoskocaman çarpıcı, mı 18. asnn sonungörkemli çiçekler en da Fransa'da bir enspor tayyörlerin, pidüstriye dönüştü. yedöpul ceketlerin Bugün yapay çiçek yakalannı süslüyor. günden güne gelişen Çok şık, hem de bir endüstri koluçok çarpıcı olmak isdur. Yalancısını, satiyorsanız bu yolu hicisinden ayırdededeneyeceksiniz. Sabilene aşkolsun!... de bir giysi, aksesuEvet, çiçek moda ar olarak basdöndudünyasmdan hiç çerüca bir çiçek!.. kilmedi. Hep vardı. Örneğin ünlü moŞapkalarda, boyundacı Valentino bu larda bir kurdeleye kış için hazırladığı iliştirilmiş olarak siyah, sade bir taykolye gibi, omuzda, koüarda, manşetlerBasile'den bir model. Mantonun açık yakasmdan göru yörunün yakasına kocaman, koskocade, yakada, kemernen bluzıı de\ bir yapnta çiçek süslüyor. man bir fuşya gül tade, kalçada... kıyor. Omuzuna a.ynı fuşya renkten uzun, kareli Çiçeksiz ne yaz var modada, ne de kış... Ama spor bir şal atıycr, bir de fuşya eldivenler ekliyor bir mevsimin çiçeği ötekine uymuyor çoğu kez. kıyafetine. Gozünüzun önüne geliyor mu?.. Örneğin tweed'den bir giil yapıyor modacının biri, bir mevsim tweed tayyörünün yakasına. Bir Gianni Versace kareli spor bir ceketinin menbaşkası puanlı bir kamelya ya da gülle doğaya kafa dil cebine inamılmaz iriliİcte iki gelin çiçeği iliştutuyor. tiriyor... Bir başkası deriden yapılmış bir gulle çizgisine Ya da Krizia siyah deri etek, vatkalı uzun siyah bir ayrıcalık katıyor. Kimi danteli deniyor, kimi ceket, beyaz ipek bluz ve dizi dizi inci kolyeli bir çizgili kumaşı... Ama mutlaka deniyor... modelinin omuzuna akla ziyan irilikte bir kırmızı Bu arada belli modacılann belli çiçekleri var. çiçek iliştiriyor. Handiyse tekellerinde. Örneğin Diar mugenin uğEvet, eski kurallar tepetaklak bu kesin!.. Ama runa inanmıştı. Her kolekkisyonunda kıyafetlemodel güzel oldu mu, ister tepenin altı, ister tepirinin birine bir küçük müge dalı iliştırirdi. Bazan nin üstü!... bir tayyorün yakasma, bazan bir elbisenin cebine... Bazan bir tuvaletin kollannı tdmden müge yapardı, ya da eteğe tümden müge serperdi. Bu gelenek bugün de değişmiş değil. Sürüp gidiyor. Dior moda evinin uğuru ve simgesi müge. Bu bâtıl inançlann dışında modada üç aşağı beş yukan bir çiçek kuşak vardı aslında. Modacılar daha sade, daha gösterişsiz deyim yerindeyse daha "spor" çiçeklerle süslerlerdi spor giysilerini, gündüz modellerini. Saten ya da kadife bir fiyanga iliştirümiş bir kamelya kimi zaman sımsıkı çekilip toplanan saçları süsler, kimi zaman bir beyez yakayı tamamlar. Çoğu kez de bir ceket ya da tayyorün yakasına iliştirilirdi. Sade, çiçeklerin yeri gündüzler, açılıp saçılan güllerin, çarpıcı görkemli çiçeklerin yeri salanlar, gecelerdi... " D i " , çünkü bu kış geceler * gündüzlere, sporlar fantezilere karıştı. "Sadeler spor modellerle, fantezi çarpıcı çiçekler fantezilerie" kuralını kim umursar artık... Zaman değişmiş, akmamış su kalmamış köprülerinaltmdan... Alışılagelmiş herşey geçip gitmis zamanla. ANKARA (a.a.) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'ın konuğu olarak Türkiye'de bulunan Avustralya Genel Valisi "Sir Sinian Stephen saat 930'da askeri bir özel uçakla tzmır'e gitti. Cumhurbaşkam Kenan Evren ve Şenay Gürvit Genel Vali Sir Stephen ve eşi Leydi Stephen V Esenboğa Havaalam 'nda törenle uğurladılar. Avustralya Genel Valisi Evren'le vedalaşırken, Türkiye'ye yaptığı bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirtti. Âvustralyn Genel Hılisi İzmir'de Dıs Haberler Servisi "The KiOing Fulds" (ölduren Tarlalar) filminm senaryosunun yazarı Sydney Schanberg, "ufku dar'" olduğu gerekçesiyle siitunu iptal edilince, çalıştığı gazeteden istifa etti Sydney Schanberg, Phnom Penh'in dtişüşunti konu alan ve "The KilUng FUlds" fılmine senaryo olan kitabıyla Amerika'nın ünlü gazetecilikodülu Puützer'i kazanmıştı. New York Times'in yayınası Arthur Ochs Sulzberger, Schanberg'in gazeteci sü'tununu "ufku dar" ıddiasıyla hafta sonu ilavesine kaydırdı. Bu karar üzerine gazeteden istifa eden Schanberg, "daha önce yapılmış teklifleri değerlendireceğini" açıkladı. Vazgeçümez araç: Kano Kano kıydarda oturan yerlilerin geleneksel teknesi. Odunu sert bir ağacm gövdesi yekpare oyularak yapılır. Tekneden denize paralel uzanan üç ayrı kalınca çubuk ile bunlara bağlanan ikind bir tahta, denge unsuru. Bir akşam üst ü böyle bir kanoyla aşı için kıyıdan iki üç km. ötedeki başka bir adaya geçiyordum. Sular biraz çalkantıh. Bir taraftan hindistancevizi kabuğundan kaseyle içeri dolan sulan boşaltırken, diğer taraftan da Kava âlemleri öteki günler gibi bir gün daha sona ererken, ada Pasifık ıssızlıgına bürünur. Artık, erkekler için "nakamal"a (köy odası) gidip yerel içki "kava" içme zamanı gelmiştir. Böylesi gecelerin birinde köy odasındayız. İs ANKARA (ANKA) Türkiye'nin buyük il merkezleri dışındaki itk "beş yıldızlı" oteli Marmaris tçmeler koyünde ınşa edilecek. Projesi Ingıltere'de tamamlanan yatırım, insaat ruhsatına bağlandı. Yatırımcı Tetico Teknik Ticaret Ltd. şirketi yetkilileri, Türk turizm için özellikle son yıllarda harcama kapasitesi yüksek turistlere cevap verecek luks otellere ihtiyaç doğduğunu vurgulayarak, şimdiden proje üzerinde kiralama ve işletme talepleri olduğunu belirtiyorlar. Marmaris'e beş yıldızlı otel Yangında sabotaj olasılığı Istanbul Haber Servisi Kartal Samandıra, Kemerburgaz ve Mahmutbey bölgelerinde oncekigeceçıkan orman yangınlan tamamen söndüruldu. Samandıra Aydos Dağı 'ndaki genç ormandaki yangın sürerken, aynı saatlerde arka arkaya Kemerburgaz ve Mahmutbey 'deyangın çıkması, sobotaj olasılığı ustünde durulmasına yol açtı. Samandıra'da 100 hektardan çok alanırt yanmasına veyaklaşık 300 milyon lira değerindeki genç çamfıdamnın yok olmasına yol açan yangmdan sonra Kemerburgaz 'da 3 hektarfundahk ve bataklık ormanın yok olduğu bildirildi. Yangın için helikopter ISTANBUL (THAJ tstanbul Itfaıye Müdurü Metin Demir, yangmlann daha kısa sürede etkili bir şekilde kontrol altma almması amaayla yangın söndürmede helikopterden yararlanacaklarım söyledi. Demir şöyle dedi "Istanbul her geçen gün gelışiyor. Yüksek ve göstenşli gökdelenlerle dohamyor. Elimizdeki mevcut araçlarla bf gibi yapılara hizmet vermemiz çok zor. Bunun için önumuzdeki 12 gun içinde yangında kullamlmak üzere helikopter bağlantıları için Avusturya ve îsviçre'ye gıdeceğim." VOLKANİK VE ORMANLIK ADA Kaldığımız Malekula Adası volkanik ve ormanhk. Kıyılarda yaşayanlar iç kısımdakiler için "geri, buşmen'" (orman adamıj gibi terimler kullamyorlar. Anadolu liselerine kayıt Eski bir Anzak Gecici bir görevle gelen Avustrayalı cerrah Mike'ın Türkiye ilişkisi dolaylı. Sidney'de "Savaş Gazileri Hastanesi"nde çalıştığı sırada eski ANZAK askerleri, bazı akşamlar aralarında geçmişi GELLyEKSEL TEKNE Kano tüm pasifik yerlüerinin geleneksel teknesi. Odunu sert bir ağacın dile getirirlermiş. Mike bizi görunce orada Çanakkale'yle ilgigövdesi yekpare oyularak yapılıyor. Eşim ve ben böyle bir kanoda kürek çekmeye çalışırken. h anlatılanlan anımsadı: "... Bazı geceler ateşkes olur, cehennecuklugumda dedemden sık sık kürek çeken yerlinin Türkiye ter istemez sohbetin ağırlığı üzemi hava biraz olsun dunılurdu. duyardım. Çanakkale muhare merakını alışageldiğim biçimde rimizde toplanmakta... TürkiO zaman siperlerimizden çıkar, beierine ANZAK askeri olarak yanıtlamaya uğraşıyorum. Yer ye'ye ilişkin sorular yaşam çemTürklerle sigara degiştokuşu yakaülmış. Anılannı anlatırken, li, "Türkiye • Kutsal TopraUar" berleri dışına pek taşmaz. Değer par, sonra geriye döncrdik. YaTürkJerin savaşta bile olsa dü yakıniığmı duyunca, heyecanla verdikleri nesnelerin orada da ralılanmızı kendi sıhhiyelerinin riist ve mert insanlar olduklan küreği müregi bir yana bırakıp "var ohıp olmadığı" özellikle tedavi ettikleri çok olmuştur... na detinmeden edemezdi..." uzun bir " O o o ! " çekti. " S e n " merak edilir. Aidıklan yanıt Sonralan başka cepbelerde de Çanakkale... Türkiye... Okya dedi, "O zaman Îsa'yı görmiiş kendi ölçülerine uymadığı takbulunduk ama Türkler gibi 'ÜUJnus'ta kuçük bir uçak... Tarunu taDimış olmalıstn..." ısa'nın dirde de hayret nidaları çekerek man'a biç rastlamadık." güç yürek kıpırtıları bunlar... yüzyülar önce öldüğüne pek ina daha bir istekle dinlemeye koyu*; • * nası gelmedi: "Yalan söylemeye lurlar: "Sizin oralarda kaç dil Ülke yöneticilerinin Türkiye Türkiye ne tarafta ? bflirsin, ama köye vannca bir de konuşuluyor?"... "Aaa! koskobilgisi sınırh. Ama genel anlamca ülkede hiç tek bir dil olur mu? Yerli halkın cogfafya bilgi ve papaza danısacağım!" da bir ilgi de yok değil. Dışişleri görgüsu, önce koyu, sonra adaBizim şu küçuk adada bile bir *•• Bakanı "Türkiye'yle diplomatik sı ve ülkeyi oluşturan diğer takıKaldığımız Malekula, volka sürii dil var"... "Yan, taro, hinilişki benüz kuramadık. Ancak madaJardan başlayıp diğer kom nik ve oldukça ormanlık bir ada. distancevizi yok mu? Pekiyi ne bu yönde çalışmalanmız var. şu ada ülkelerine, oradan da Halkjn büyük çoğunluğu kıyılar yer, ne içersiniz?".. "Domnz taKıbns konusuna kaiıcı bir çöAvustralya'ya ve de en fazla es da yerleşik. Kıyıda oturanlar, bu mu? Ama neden? Aksine de züm bulunacağını urnuyonız" ki yöneticileri Ingiltere ile Fran adanın iç kısımlarında yaşayan bizde çok kıymetli. Hele, komdemişti. Kendisi kaldığımız adasa'ya değin uzanır. Türkiye'yi ları "geri, buşmen (orman ada şu Papua, Yeni Gine'de aç kadan olduğu için köyune geldiğintanımlayabilmek, anlatabilmek nu)" gibi terimlerle nitelendiri lao doınuz \avrulanna emzikli de arasıra hastaneye de uğrayan oldukça zor. Bunun en kolay yo yor. Çeyredeki kıyı köylerden bi kadıniar meme bile verirler"... başbakan yardımcısı bir gün lu Inril'den geçiyor. "Türkiye ne rinin reisi ziyaretime geldiğinde, şunları söyledi: "Geçen ay bir tarafta kaiıyor?" sorusuna, gözlerini duvardaki dünya hari Sorular, gününe ortahiına göre biraz değışebilen konularda toplantı amaayla Ingiltere'ye gi"Türkiye, Kudüs'ün, Betlehem' tasına dikerek sordu: "Çok mederken pilot 'şimdi Türkiye'nin in bıdunduğn yere yakın" şeklin rak ediyornm, ülkenin yerini ba (mevsimler, tabular, ınanışlar üzerinde uçuyoruz' deyince sendeki yanıt en basit ve anlaşılır na göstersene." "tşte" dedim, v.s.) ancak aynı çerçeve içinde den bir çağnşımla aşağılara bakolanı. Bunu duyan yerli, gözle "Türkiye burası oluyor." Ko ocakbaşının dumanına kanşarak dönerdurur... "Tabufayır" (yatım. Önce bir göl (herhalde Van rini faltaşı gibi açarak "Tnı ya nuşma devam etti: sak ateş) denilen, toplumdaki reGölu) bciirdi. Sonra dağlık alan(doğru mu?), sen şimdi kutsal Bu mavi renk nedir, harita islik derecelerinın ust rütbelerilar başladı, ardından da geniş topraklardan mı gdiyorsun" dine ulaşanlar sıradan kişilerle pek üzerinde? ovalar"... ANKARA (THA) Anadolu Teknik Liseleri ile Istanbul Anadolu Gazetecilik Lısesihazırlık smıflanna ön kayıt suresi, 30 eylül pazartesi günü sona eriyor. Milli Eğitım Gençlik ve Spor Bakanlığı 'ndan ahnan bilgıye gore, 31 Mayıs 1985 tarihinde yapılan endüstri meslek liselerine öğrenci yönlendirme ve yerleştirme sınavlarında, en az 260.000puan alan öğrenciler ön kayıt için pazartesi gunü çalışma saati biçimıne kadar başvurabilecekler. IPI Semineri: tngiliz basım ASALA gibi örgütlere prim veriyor LONDRA, (a^.) Uluslararası Basm Enstitüsü'nün (IPI) düzenlediği "Terorizm ve Basın" konulu seminerde, dünya basınında ASALA, IRA, Kızılordu gibi tedhiş örgütlerinin "milliyetçi" teröristlerin de "özgürlük savaşçıları", "komandalar" ya da "şehir gerillalan" diye tanımlanmasıyla, terorizme prim verildiği bildirildi. Seminerde söz alan konuşmacılar, hükümetin, basın özgürlüğünu kısıtlayıcı eğilimler içinde olduğunu söylediler. Hükümet adına seminere katılan bakanlar kurulu sekreteri Sir Roberl Armstrong da yaptığı konuşmada, Ingiliz basınının terorizmle ilgili haber ve yayınlarda dengeli ve yansız bir politika izlemesini istedi. Sir Robert, Başbakan Thatcher'in basında tepkiyle karşılanan "Basın, haberieriyle terorizme oksijen veriyor" sözlerini savunarak, basının belirli kesiminin, terorizme ister istemez "hizmet" eder bir görünüm içinde olduğunu öne sürdü. Seminerde, tngiliz ve dünya basınının, terörist faaliyetlerini aktarırken "hassas" ve "sagduyulu" davranması gerektiği vurgulandı. Polis ve ordu temsilcilen, ASALA, IRA, Kızılordu gibi belli başlı teror örgütlerinin eylemlerinin basında zaman zaman bu örgütlere "prim verir" şekilde yansıtıldığını kaydettiler. Terorizm uzmanı Profesör Paul VVilkinson da, basının terorizmle ilgili haber ve yorumlannda, haber kaaıtlarının dışına çıkması, olayları abartmadan sade bir uslüpla vermesi gerektiğini kaydederek, bu tür olaylar karşısında basının ahlaki sorumluluklan bulunduğunu hatırlattı. Aberdeen Üniversitesi öğretım üyelerinden Profesör VVilkinson, dünya basınının tedhişçilerin ve bağlı olduklan örgütlerin "reklamını, propagandasını" yapmaktan kaçınmasım istedi. Wilkinson, basının, teröristlerin kendilerine yakıştırdığı "şehir gerillalan, özgurlük savaşçıları, komandolar" gibi sıfatlan aynen kullanarak, onların amaçlanna dolaylı olarak hizmet ettiğini. vurguladı. Çağatay Sungur tutuklandı ÖZALP (VAN) (CUL) Usulsüz ödemeyapıp beledıyeyi zarara soktuğu gerekçesiyle Vanın Özalp ilçesı Beledıye Başkan Yardımcısı Çağatay Sungur ile muhasip Adil Ulusal tutuklandılar. Çağatay Sungur ile Adil Ulusal'ın belediyeye gelır sağiamak amacıyla kurulan tanzim satış mağazasına, yağ almak için hayali bir şırkete 3 milyon 982 bin lira ödediklen saptandı. Bandrol süresi alma ANKARA, (a.a.) Televizyon, video ve birleşık cıhazlar içm bandrol alma suresi, yarın mesai biıınınde sona erecek. bandrol alamayanlar veya bandrol ucretini ödemeyenler cihazlarının pıyasa değerinın yarısı kadar para cezası odemek zorunda kalacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle