14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 AĞUSTOS 1985 HABERLER 1 CUMHURİYET/7 Ralısaıı Ecevit: Amacımız, solda değil,, demokratik solda birlik Haber Merkezi Kuruluş haarlıklan sürdürülen Demokratik Sol Parti'nin önderlennden Rahsan Ecevit "Solda değil.demokratik solda bütıinleşmeyi amaçladıklanm" soyledi. Ecevit, DSP'nin kuruluş çalışmaianyla ilgili olarak bilgi verirken de "Partimiz esas giicünü doğal ya da yasal önderlerden değil.kendi yapısından, işleyişinden halkla bülunleşmesinden, üyelerinin dayanışmasından ve etkinliginden alıyor" dedi. Türkiye'deki siyasi partiler düzeninin dünyada bir eşi daha bulurunadığmı, 1960 yıhndan beri her askeri müdahale sonrası partilerin boşlukta duran temelsiz örgütler haline getirildiğini öne süren Rahşan Ecevit şunlan söyledi: "Partilerin köylerde.roahallelerde örgütlenmeleri yasak. Sendikalaria meslek kuruluşlarıyla itiski kurmalarına izin yok. Dernekler.vakıflar oluşturup degişik toplum kesimlerine o yoldan erişmelerine de izin yok. Üniversite ögretim uyelerinden ve yaşı ne kadar ilerlemiş olursa olsun okuyao gençlerdea yararianmalanna bfle izin yok. Bunlar gibi daha nice yasaklar, sınıriamalar birbirine eklenioce Törkiye'de partiler, top ANKARA'mn tasına bak Dlice yasaklar, sınırlamalarla partiler, toplumla ilişkisi büyük ölçüde kesik bir avuçluk yönetici kadrolarıyla, köksüz bitküere, vazodaki çiçeklere döndüler. demokratik sol anlayışın dışında kalan sol akımlarla bir araya gelmeyi doğru da görmüyoruz, mümkün de görmüyoruz. Sağcı partiler, en uç noktasma kadar sağın her türünü, her rengini bir kaba koymaya çalışıyorlar. O yüzden de birleşelim derken, bölündükçe bölünüyorlar. Bir de sağın içerden, dışardan karışanı çok. lumla ilişkisi buyiik ölçüde kesik bir avuçluk yönetici kadrolanyla, köksüz bitküere.vazodaki çiçeklere döndüler, aynca anayasa ve siyasal partiler yasası kapatılan partilerin kunıculanna TB.MM üyelerine ve 'her kademedeki yöneticiler'ine yeni partilerde yönetici olmayı, denetçi bile olmayı yasaklayınca, ortada deneyimli yönetici kadrolar da kalmadı." Haftalık Yankı dergisinin sorularını yanıtlayan Rahşan Ecevit DSP'nin doğal ve yasal önderlerinden değil Ukeli tutumundan, üyelerinin dayanışmasından ve halkla butunleşmesinden güç aldığını belirtti. Türkiye solunda var olan bölünmenin yüzeyde ve geçici olduğunu savunan Rahşan Ecevit "DSP umdugumuz gibi örgütlenir ve işlerse eskisinden çok daha geniş bir zemin üzerinde demokratik solun biriiğini sağlayabilir. Asıl bolunme sagdadır. Demokratik solda degil" dedi. Rahşan Ecevit bu konuda da görüşlerini şöyle açıkladı: "Biz solda degil, demokratik solda bütünkşmeyi amaçhyoruz. Demokratik sol anlayışın dışında kalan sol akımlarla bir araya gelmeyi doğru da görmüyoruz. mümkün de görmüyoruz. Bunu açık açık söylüyoruz. Bu da harekette bütünluk ve tutaıiılık sağlıyor. Ama Türkiye'de başlıca sağcı partiler en uç noktasma kadar sağın her türünü.ber rengini bir kaba koymaya kalkışıyorlar. O yüzden de birleşelim' derken, bölündükçe böiünüyorlar. Çünkü birbirileri ile bağdaşamayacak unsurlan bir kapta kaynatmaya kalkışıyorlar. Asıi bölünmenin sağda oluşunun bir nedeni bu. Bir başka nedeni de Türkiye'de sağın kanşanı çok. İcerden dışardan her biri öbüründen daha egemen birtakım güçler Türkiye'de sağın hamurunu yoğurmaya kalkışıyorlar. Türk demokratik solu ise kendi hamurunu yo Topuz: Ecevit, CHP'yi reddediyor Kapatılan CHP'nin eski Genel Sekreter Yardımcısı, "Eski CHP ile sosyal demokrat bir hareket oluşturulamaz deniliyor. Soldaki üçüncü partinin eski CHP'lilerle ilgisinin ne olacağı ciddi bir soru olarak gündemde" diyor. tstanbul Haber Servisi Kapatılan CHP'nin eski Genel Sekreter Yardımcılanndan ve eski bakanlardan Ali Topuz, "CHP'nin eski lideri Ecevit'in partisini reddettiği" iddiasında bulundu.Ali Topuz "Nokta DergfeT'nin "Sosyal demokrat kesimin bugünkü dagınıklıgını •eye baglıyorsunuz?" sorusunu yanıtlayarak şuniarı söyledi: "1980 ibtilali sonunda partilerin önce faaliyetlerinin durdurulması, sonra da kapatılması, bu partilerin üst düzey yöneticiterioe biiyük sorumluluklar yukledi. Veniden partilerin inşası gerekiyordu. Bu çabalan bazı eski politikacüar sürdürdü. Ben de, bu çabalann içinde yer aldım. Ama bunu, ilk düşünmesi gerekenler, genel başkan ve genel sekreter, bu çabalan desteklemediler. Sayın Ecevit, (politikayı bıraktıgını) ifade etti. Sayın Ecevit, kimseye sormadan genel başkanlıktan istifa etmişti. Bir araya gelme teşebbüsleri ise sürekli engellenmişti. Yönetim sürekli olarak partileri suçluyor, politikacılan aşağdıyordu. Toplum, partilere ve politikacılara karşı kışkırtılıyordu. Böyle bir dönemde partinin liderinin istifa etmiş olması, CHP'nin dağılmasına neden olmuştu." Bulent Ecevit'in partisini reddettiğini Öne süren ve "CHP'de seçkinler y önetimi, ditist eğilimler vardı" dediğini vurgulayan Ali Topuz, eski liderinin yıllarca genel başkanhk ve genel sekreterlik yaptıfını hatırlattı. Ali Topuz, sözlerini şöyle surdürdü: "Ecevit ne isteraişse onu yapabilecek güçteydi. Sosyal demokrat ve demokratik sol programlar oluşturuldu. Yeni orgütlenme modelleri araştırıldı. Bu amaçla tüzük değişiklikleri gerçekieştirildi. CHP'nin gerçekten demokratik sol bir parti olduğu kamuoyuna sık sık, özellikle Ecevit'in agzından söylendi. Şimdi ne değişti bileraiyonım. Eski CHP reddediliyor. Eski CHP ile sosyal demokrat bir hareket oluşturulamaz deniliyor. Bu nedenle soldaki 3. partinin eski CHP'lilerle ilgisinin ne olacagı konusu ciddi bir soru olarak karşımızda dunıyor." Ali Topuz gurabilecek, kendi sorununu kendi başına çozebilecek dunımda." MtLÎTARİZME KARŞI ÇIKMAK DEMOKRATLIK IÇİN YETERLİ DEĞİL Sağda kurulu partilerin yenilik getirmediğini öne suren Rahşan Ecevit bazı sağ partilerin militarizrne karşı çıkmayı demokratlık gibi gösterdiğini kaydetti. "Demokrat otabümek için elbette militarizme karşı çıkmak gerekir" diyen Ecevit, bunun tek başına yeterli olmadığını söyledi. Ecevit konuyaiiişkin soruyu şöyle yanıtladı: "Dünyada militarisl olmayan fakat demokratik de olmayan nice devlet var. Turk sagı demokraside, şiddel eylemi ya da vatan ihaneti dışında 'siyasal suç' veya 'düşünce suçu' kavramına yer olmadığını içine ne kadar sindirebilecek? Af tartışmaları sırasında bunu görecegiz. Eger Türk sağının hiç değilse bazı kesimleri bunu içlerine sindirebilecek aşamaya geJmisJerse bu sağda, demokratik olçüüerle bir yenileşme başladıgı umudunu verebilir. Ama henıiz bunun işareti göriilmedi." AYDINLARIN, SEÇKİNLERİN DEĞİL, HALKIN ÖNCÜLÜĞLNDE DSP'nin girişimi ile aydınların veya seçkinlerin değil halkın öncülüğünde bir hareket oluştuğunu.bundan bazılarının "aydınlan itmek" anlamını çıkardığını vurgulayan Rahşan Ecevit, bunun doğru olmadığını, ancak kendilerinin demokraside bir aydınlar ve halk aynmını veya öncü kadrolar kavramını kabul etmediklerini, öncülüğün kendilerini aydın veya ilerici sayan kadrolarda değil, halkta olacağını söyledi. Rahşan Ecevit, "Türkiye'de kendilerine aydın veya ilerici veya solcu diyenler arasında gelenekçiligi,siyasal anlamda gericilikle ve>a tutuculukla karıştıranlar var. İnsanları giyimine, kuşamına.namazına ni>azına veya ilişkilerindeki değer olçülerine bakarak hatta musiki zevkine bakarak ilerici ve gerici diye ayıranlar var" dedi. Açık değil apaçık polîtika ABD'nin Türkiye'ye dönük dış politikasına giderek açıklık egemen oluyor. Açıklık New Amerikan yardımında değişiklik istiyor' başlıklı bir haberde çarpıcı bir şekilde görülüyor. Başlık, Türkiye'nin, hoşnutsuzluk duyduğu Amerikan askeri yardımının arttırılması için askeri ve ekonomik işbirliği anlaşmasında değişikliğe gideceği izlenimi veriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyon programının hedeflerine ulaşabilmesi için on yıl süreyle her yıl 2 milyar dolara gereksinmesi olduğu artık herkesçe bilıniyor. Genelkurmay başkanhğının yeniden anlaşma ile ilgili isteklerini hazırlama amac/nda olduğu da bir giz olmaktan çıktı. Başbakan Turgut Özal daha serinkanlı davranarak ıstekler açıklamaktan şımdilik kaçmıyor görünüyor. En önemlisi Özal, ABD'nin yeni istekleri karşılamaması durumunda Türkiye'nin nasıl bir yol izfeyeceğini de açıklamıyor. Türkiye konusunda "açık değil apaçık bir politika" izieyen ABD konuya hiç de bizimkiler gibi bakmıyor. New York Times'da yer alan haberdeki bilgilere göre, ABD Dışışleri Bakanlığı'nın Türkiye uzmanlarından biri bakın ne demiş: sanın çevresinde toplanan gazetecilere "siz mi aldınız?" dercesine, yüksek sesle "Yahu nereye gitti benim dosyam. İçinde mektuplarım vardı" diye sorarken, odayı temizleyen görevliler hiç tınmadılar bile. Uzun bir aramadan sonra Mesut Yılmaz'ın mektupları ile evrakları çöp kovasının içinde buruşmuş bir halde bulundu. Yılmaz o hırsla temizlikçileri salondan kovdu. Bununla da yetinmemiş olacak ki, mektuplarım çöp tenekesine atan temizlikçiler için gereğinin yapılmasını ilgili makamlara bildirdi. "İlişkilerimiz konusunda bir ölçüde hoşnutsuzJuk var. Ama Türkler çok büyük miktarda yardım almakla kalmıyorlar, bu yardımı çok uygun şartlarda da alıyoıiar. Üsler anlaşmasının tekrar göruşülmesini ıstemekle kongreden daha uygun koşullar elde edebılecekleri kanısı birhayal. Bizim bakış açımızdan da bu anlaşma mükemmel değil. Türkiye değişikliğe gidilmesini isteyecek olursa, biz de aynı şeyı isteyebıliriz." Açıklığın bu kadarı da fazla doğrusu. York Times'da 'Türkiye, FBIERBAHÇE'NİN KONUKLARI Fenerbahçe'nin GaJatasaray ı 20 yendiğıgününakşamınadenkgelen şampıyonlukbalosu'nakatılangazetecifere, ancak üç dakikalık bir fotoğraf çekme süresi tanındı. Amerikalı şarkıcı Shirley Bassey, geldiğı gunden beri fotoğraf çekilmesıni istemiyor. Bu nedenle balodan "küskun" ayrılan gazeteciler, ancak Basseyın ve Başbakan Ûzal'ın kızının ve damadının resmini çekme fırsatı bulabildiler. Uç dakikalık sürede görülebilen, ZeynepAsım Ekren çıftinin gayetsakin olduklarıydı. Objektifler kendilerine döndüğünde Asım Ekrenin tebessum ederek eşine bir seyier söyledi (Fotoğraf: TURGAY ÖRME) Yılmaz'ın mektupları DEVLET Bakanı Mesut Yılmaz, bakanlığı ile ilgili yoğun çalışmalardan olsa gerek ANAP Genel Merkezi'ne pek az uğrayan yöneticilerden biridir. Bakanı, genel merkezde kapısmda "Mesut Yılmaz ' yazılı odasında gören de olmamıştır. Genel merkeze "zorunlu hallerde" uğrayabildiği için Yılmaz'ın partideki görevlilerle yıldızı da bir türlü barışmamıştır. Parti görevfileri belkı de Yılmaz'ı tanıma fırsatı bulamadıkları için bakanı, parti binasında düzenlediği her basın toplantısında çileden çıkarıyorlar. Mesut Yılmaz, son MKYK toplantısında da parti görevlilerinin hışmına uğradı. Bakan, basın toplantısını yapacağı salonda yerini alır almaz, az önce masaya bıraktığı "evraklarını" sordu. O arada gözü, koca bir çöp kovasına kül tablalarını. kâğıtları boşaltan parti görevlilerıne iliştı. Yılmaz, ma YASA ÖNERİSt HAZIRLANIYOR Tlıristik beledîyenin başkanı atansur Ntustafa Balcılar, Lütfullah Kayalar, Burhan Kara, Alpaslan Pehlivanlı, Mehmet Budak, Mustafa Kılıçaslan, turistik bölgelerdeki ilçelerde belediye başkanlarının göreve atama yoluyla getirilmesi için yasa teklifi hazırlıyorlar. ÖNDER BALOGLU ESKlŞEHtR Türkiye'de turistik bölgelerdeki ilçelerde belediye başkanlarının atama ile getirilmesi için yasa teklifi haarlandığı öğrenildi. TBMM Sağhk Komisyonu Başkanı ve Eskişehir ANAP Milletvekili Mustafa Balcılar. Lütfullah Kayalar, (Yozgat), Burhan Kara (Giresun), Alpaslan Pehlivanlı, (Ankara). Mehmet Budak, (Kjrşehir), Mustafa Kılıçaslan'ın (Sakarya) bu konuda ortaklaşa bir calışma içine girdikleri öne süriildü. Yeni Meclis döneminde sunulacak olan yasa tekbfi kabul edilirse, başta Kuşadası, Mannaris, Bodrum, Alanya, Çeşme, Anamur, Köyceğiz, Fethiye, Yalova, Mudanya. Karasu, Kocaeli ve tznik olmak üzere turist akınına uğrayan ilçe ve kasabalardaki belediye başkanlan atama ile getirilecek. Yasa teklifinde, aynı yerlerdeki kaymakamların da gündeme getiriîeceği ve bu tip yerlere en az iki dil bilen, özellikle yurt dışında kalrruş ve turizm konusunda bilgi sahibi kişilerin atanacağı öne sürüldu. TBMM Sağhk Komisyonu Başkanı Mustafa Balcılar, bu konuda diğer arkadaslanyla hem tatil hem de arastırma yaptıklannı büdirerek, Curahuriyet'e yaptığı açıklamada, turistik bölgelerdeki belediye başkanlarının atama yoluyla yapılmasının turizm açısından ülkemize büyük bir yarar getireceğini söyledi. Balcılar, bu konudaki çalışmalannı şöyle dile getirdi: "Ege sahillerinde yaptığımız araştırmalar ve gözlerimizle gördüklerimiz gerçekten içler acısı. örneğin Knşadası'nda en az 100 •raçtan 70'inin yabancı turiste alt olduğunu bir polis noktastnı izlerken gördük ve üzüldük. Araçlann yüzde 2ü'si dunıyor ve polise yol sonıyor. Yabancı dil bilmeyen polisimiz tarzanca bir şeyter anlatmava çalışıyor. Kimioe dognı, kimine yanlış tabii. Bu konuyu Içişleri Bakanımıza götürecegiz. Bu gibi yerlere yurt dışında kalmış >a da yabancı dil bilen, iyi egifim görmüş memur arkadaşlar gerekmez mi? Jandarma bölgelerini geziyoruz: Biliyorsunuz üstsuz, altsız konusu da bu sezon moda oldu. Doğudan gelmiş nobetçi askerler bu turistlere pek hoş olmayan şekilde bakıyorlar. Elierinde Ml hifekleri. Bu konuyu da Genelknrmay Başkanlıgı nezdinde gündeme getirecegiz. Buralarda görev yapan askerierin aynmlı olması gerekir. Amerika'daki MP'ler bunun tipik bir örnegidir. tşte bu göriınümler, bu tip yerierdeki yöneticilere çok iş düştügünü açıklıkla göstermektedir. Oysa buralardaki belediye başkanlannın çoğu gerektigi gibi çalışamıyor. Acaba kaçı yabancı dil biliyor. kaçının turizm konusunda bilgi ve deneyimi var. Düşünün Kuşadası'nın nüfusu 12 bin. Seçmen sayısı da 6 bin. 6 bin kişinin seçtiği bir başkan, yazın 6 ayında 500 bin kişiyi nasıl yonetir. t stelik bir lisan bile bümiyorsa, turizm konusunda bilgi sahibi değilse, bu gördüklerimizden daha ne bekleyebiUrsiniz ki? Kaymakamların dururnu da aynı şekilde. Bunun için hem belediye başkanlaruun atama ile getirilmesini hem de kaymakamlar konusunu meclise getirecegiz." Türk sigortacılık tarihinin en büyük hasar ödemesini yaptı. Dört hafta içinde ve bir defada.. ŞARK SlGORTA ar Lira 9 T e m n i U Z : İO milyon dolara sigortalı M. Vatan tankcri, Basra Körfezi'nde ftizelerle vnanjldu. Dünyanın en büyük denizcilik gazetesi LJoyd's üst haberi baş sayfasında verdi: "Dünyanın en büyük tanker hasarf'. 1 2 T e m m u Z : 1 milyon dolara sigortalı M. Ceyhan tankeri, yine Basra Körfezi'nde bombalandı. Hasar çok büyük... 1 3 AğUStDS: ŞARK SÎGORTA, toplam 17 milyon dolar karşılığında sigortaladığı bu iki gemimiz için, Türk sigortacılık tarihinin en büyük hasar ödemesini yaptı: 9 MİLYAR ÜRA! Üstelik bir defeda ve dört hafta gibi kısa bir sürede... ŞARK SİGORTA, yanm yüzyılı aşan tecrübesi ve çağda$ sigortacılık hizmetleriyle her zaman yanınızda TLRİZM SL'NAR HER C1 MA KEStV RAHEKET 10 Gun 9 Gece Özel Olübüs Tam Pansivon rturı KÖYÜ 75.000 ,j?^ N KUŞADASI 'K ^fÖMERTATlL ALANYA ALAADDİN OTEL 4«.ooo f"\ FETHÎYE \JL& SEKETUR ss.000 * DATÇA BODRUM AKTUR VtLLALARI İOİ1U71 O ŞARK SlGORTA * »inoTı :" " 1923'ten ıberi'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle