24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 15 AĞUSTOS 1985 TELEVİZYON 19.15 Açılış ve Program 19.16 Yeni Dünya'da Yolculuk Yol üzerinde bir çiftlikte güzet bir at gururler, bay Karston çîftliğin sahibini görünce at yetistirıcısi olduğunu anlar. Ancak çiftlik sahibinin problemleri vardır. 19.40 tnanç Diinyası Kuram Kerim Mtimin Suresi 1020. ayetleri Kadir Temel okuyor. Türkçe açıklamasından sonra Prof. Dr. Asaf Demırbaş, Prf. Dr. Ayhan Songar ile "Ruh ve zekânm mahiyeti" üzerine bir konuşma yapıyorlar. Türk tasavvuf musi\kisinden bir eseri takiben tslam buyuklerınden "Uluğ Bey" tanıtıltyor. Füruzon: Bir iükenin sanatı ve edebiyutı onun kimUğidir Füruzan'ın Almanya'da giderek büyüyen bir ünü oluşuyor. Sanatçının, "îç Denizde" adlı romanı büyük bir olasılıkla yıl sonuna kadar basılacak. "Frau Elfriede Lemmer" adlı yapıtı ise tasarladığı "Berlin Dörtlüsü"nün ilk kitabını oluşturacak. SEZİ ERGUN Alanya'nın bir tatil köyünde karşılaştık, denizin tam yanı başında. Gerçekten devasa denebilecek büyüklükteki dalgalar ayaklanmızın dibinde patlıyordu... Tlız, su ve güneş canımızı acıtmaya başlamıştı bile... Ama hoşnuttuk. Yorucu bir kış geçmişti. Yorucu kışlar geçmişti. "Son iki yıldır hiç tatil yapraadım" dedi Fünızan, "Bu deniz, bu guneş. bu sıcak iyi gelecek." Peki, son iki yıida neler yaptanız? F 85 sonunda çıkacak olan romanımı yazdım. Aynca bir roman daha.. O da 86'da yayımlanacak. (Bu romandan bazı alıntılar, Federal Almanya, Kuzey ve Güney Amerika. îngiltere, Avusturya, Fransa vb. gibi bazı ülkelerin yazarlannın da yer aldığı bir antolojide bu haziran yayımlanmıştı. "Frau Elfriede Lemmer"di romanın adı.) Sonra bu ekimde, yine Federal Almanya'da Deutsche Teschembuch Vercan ve sevgiyle karşılandılar biliyoruz. Bunu hak etmişlerdi. Bizim edebiyatımızın da aynı ilgiyi görmemesi düşünülemez. Yeter ki lanıtma ve çeviri için kolaylıklar sağlanabilsin. Bir ülkenin edebiyatı ve sanatı o ülkenin kimJiğidir ve önemlidir. Bu konuda ben kendimi şanslı sayıyonım. Benim Alman dilinde tanıtılmam için çevirilerim hep gönüllü kişilerce yapıldı. Bunlann sonuncusu ve şimdi artık güzel bir dostluk da kurabıldiğimiz Rose Marie Kupper... Almanv^'daki antolojide bazı bölümleri yer alan "Frau Elfriede Lemmer" adlı romanınız üzerine konuşacak olursak... F Ben bunu bir "Berlin Dörtlüsü" olarak düşünüyorum. öbür ücü arkadan gelecek. Berlin'de yaptıgınız edebiyat calışmalannızı gun ışığına çıkartmak için epey bir zaman geçmedi mi? Sanıyorum 9 yıla yakın bir süredir Türkiye'desiniz. Tabii "Yeni Konuklar" ve "Ev Sahipieri"ni saymazsak. Bunlar sizin roman ve hikâye turu dıştndaki çalışmalannızdı. TATİLDE tki yıldır tatil yapamayan Furuzan, yoğun çalışmalarından baş alıp sonunda denizin, güneşin, sıcağın radını çıkarabildL 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumu 21.15 Panltı Sam ve Kate, unlü fotomodei Liz Cunningham'm intihanra arastırmaya başlarlar. Ama bazı çelişkiler olayın cinayet olduğunu duşundürmektedır. Earl ve Terry ıse 19S0'li yülarda tamşma ve buluşma yöntemleriyle ılgili incelemeler yapmaktadırlar. ' '1940 Kuşağı'' diye anılan şairlerden Fuat Ofşin, 27 Temmuz 1985 günü Ankara 'da öldü. Ofşin, ' 'Serveti Fünun'' dergisinin 1940'larda başlattığı "Tasfıye" hareketi içinde bulundu. Şürleri çoğunlukla bu dergide yayunlandı. "Taşıdı koskoca bir mevsimi çöp arabalan " dizesiyle ünlenen Ofşin'in adına yülardır dergilerde rastlanmıyordu. Ozetle Şair Fuat Ofşin öldü 22.00 Pasifik Fılmde, Pasifik'te özellikle Çin, Kore, Japonya'da eğitim sistemleri, eskiyle yeni arasındaki fark konu ediliyor. 22.50 Hayırlı Bir Konu 23.55 Haberler 24.00 Kapanış GtUSTlNO VE tNEKLERl Giustino rolünde genç kontrtenor Jochen Kowalski, bir yüdız gibi parladı. Eh çok alkışı da, sevimli inekleriyle beş başlı ejderhayı oldurduğü sahnede aldu ^ RADYO bizden. 10.40Türk sineması konuşuTRTI yor. 11.00 TSM toplu programı. 05.00 Açılış, program ve kısa haber 11J0 Halk çalgılanndan ezgiler.11.45 ler. 05.05 Ezgi kervanı. 05H> Şarkı Hafıf müzik. 12.00 Beraber ve solo lar ve oyun havalan. 06.00 Köye ha türküler. 12.30 Beraber ve solo şarberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06J0 kılar. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf Günaydın. 07 J0 Haberler. 07.40 Gümüzik. 13.30 Türküler geçidi. 14.00 nün içinden. 09.40 Arkası yarın. Amatör topluluklar. 14.30 Yabancı 10.00 Kısa haberler. 10.05 Reklam dil dersi. 15.15 Türküler. 15.30 Halar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Turku fif muzik. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arler. 11.20 Hafif müzik. 11.40 Şarkı kası yann. 16.40 Hafıf müzik. 17.00 lar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 RekYurttan sesler. 17.30 KDçuk konser. lamlar. 12.10 Solistler geçidi. 12.30 18.00 Şarkılar. 18.15 Türkuler. 18 J0 • Türk Halk Müaği özel programı. Sanat ve insan. 18.50 Hafif müzik. ' 12.55 Reklamlar ve radyo program 19.00 Haberler ve olaylann içinden. lan. 13.00 Haberler. 13.15 Müzik. 20.00 Şarküar. 20.15 Türkçe sözlü 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. hafıf müzik. 20.30 Yabancı dil der14.45Turkuler. 15.00 Kısa haberler. si. 21.15 Türküler. 21J0 Solistlerden 15.05 öğleden sonra. 16.00 Kısa ha birer sarkı. 22.00 Perşembe konsen. berler. 16.05 Hafıf muzik. 16.30 22.30 Bir roman/bır yazardan hikâTürküler geçidi. 17.00 Kısa haberler. yeler. 22.45 Türküler. 23.00 Haber17.05 Köyumuz köylümüz. 17.25 Saz ler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Haeserleri. 17.30 Din ve ahlak. 18.00 fif müzik. 23.55 Çoksesliligin gelişıÇocuk bahçesi. 18.15 Haftanın ço mi. 00.55 Program ve kapanış. I cuk sarkısı. 18.20 Bölgesel yayın. 18.55 Reklamlar. 19.00 Haberler ve TRTIII olayların içinden. 20.00 Gençlik korolan söylüyor. 20.15 Kore'de bagıra 07.00 Açılış ve program. 07.02 Güne sızlık ilanı (özel program). 20.35 başlarken. 08.00 Sabah konsen. Yurttan sesler. 21.00 Kısa haberler. 09.00 Haberler. 09.12 Müzikli daki21.05 Saz eserleri. 21.15 Türk ve tskalar. 10.00 Günün konseri. lam dünyasından. 21.30 Mahalli sa11.00Ögleye doğm. 12.00 Haberler. natçılar. 22.00 Beraber ve solo şar 12.12 Sizler için. 13.00 Küçük koro. kılar 22J0 Kuçük konser. 23.00 Ha1330 Konser saati. 15.00 Halk çalberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 gılanmızdan ezgiler. 15.15 Çağdaş . Günün haberlerinden özetler. 01.00 Türk sanat müziğı. 15.55 Haftanın Program ve kapanış. 01.0505.00 Ge çocuk şarkısı. 16M Türküler ve oyun havalan. 16.30 Solistlerden seçmeler. ce yayını. 17.00 Haberler. 17.12 Hafıf muzik.l7J0 Caz dünyası. 18.00 Plak al07.00 Açıhş ve program. 07.02 Solist bümlerınden. 19.00 Haberler. 19.12 lerden seçmeler. 0730 Haberler 07.40 Bir albüm. 19J0 Bir konser. 21.00 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Sa Müzik ekspresi. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdiklen. 23.00 Gebah için müzik. 09.00 Şarkılar 09.15 Türküler. 09.30 Sabah konsen. 10.00 ce konseri. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. Şarkılar. 10.20 Bir kaynaktan bir 'Giustino' nun beklenmedik başarısı ve yaratıcıları Handel'in "Giustino"su, solistleri, orkestrası, şefı Hartmut Haenchen, rejisörü Harry Kupfer, dahi sahne tasarımcısı Valeri Lewental, kostümcüsü Reinhard Heinrich ve başrolde genç konîrtenor Jochen Kowalski'yle, Doğu Berlin Komik Operası'nın yarattığı bir "mucize" olarak izleyicilerden büyük alkış aldu FİLİZ ALİ MÜNİH 1985 Münih Opera Festivali'nde seyircilerle eleştirmenlerin yüzde yüz aynı fıkri payİaştıkları ve övgüleriyle göklere çıkardıkları tek eser, Doğu Berlin Komik Operası'nın (Komische Oper) Munih'e getirdiği Handel'in "Giustino" operasıydı. Seyircilerle eleştirmenrerin her zaman aynı kanıda olmadıklarına bir akşam önce izlediğimız "Norma" konserinde tanık olmuştuk. Bellini'nin "Norma" operasının neden konser biçiminde sunulduğu sorusunu yetkililer açıkça yanıtlamaktan kaçındılarsa da "yeni bir prodüksiyonun pahalılıgı" gözlerini korkuttu diyebiliriz. Festivalde zaten iki yeni prodüksiyon vardı. Bunlardan biri Alban Berg'in unlu "LulıT'su, diğeri Isviçreli çağdaş besteci Heinrich Sutermeis, ter'in, Eugene lonesco'nun aynı addaki oyununu kullanarak bestelediği "Le Roi Berenger" operasıydı. Münih Opera Festivali notları (2) TRTn BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Bir şeyi kendine yuk saymak. 2/ Yapaydokumaiph'ği... Men, kalender ve babacan kimse. 3/ Inciler... Bir spor karşuaşmasuıın sayısal sonucu. 4/ Ortaçağda günlük konuları işleyen manzum piyes.5/AkıL.Osmanlılarda savaş zamanı guvenlik işlerine bakmak, banş zamanı da vergi toplamakla gdrevlendirilen kimse. 6/ Emiliano önadlı ünlü Meksikalı devrimci... tlkel bir silah. 7/ Fransa'da bir kent.... Kapalı ve yalnız arkada oturulacak yeri olan dört te ö L kerlekli araba. 8/ Tümör... Kalsıyumun simgesi... Çağrı, ilan. 9/ Şirpeoce has R 1 talığına verilen bir ad. b YUKAR1DAN AŞA&YA 1/ Bir görev ya da yetkiyi kötüye kul E H lanma. 2/ Vücutta biriken azotlu mad L A de... Hasta. 3/ Sosyolojide boy... Italya'da bir ırmak. 4/ Peru'nun para biri E R mi... Ağn. 5/ Ses... Bir meyve... HUe, KA A dolap. 6/ Bir şeyin geçmişi. 7/ Gazel ya da kasidenin son beyti... Kuyruksoku £ ş mu kemiğı. 8/ Psikanaliz dilinde kişinin özbenligi... Çingene cocuğu. 9/ Börülce. K 0 lag (DTv) yayınevince "Yeni Konuklar" adlı kitabım, "Zengin Bir F.vin Kiracılan" adıyla çıkacak. Füruzan'ın "Ulus Olmak Biraz önyargılı Olmak Değil midir" adlı bir denemesi bu yılın içinde, yine Federal Almanya'da 1950'den bu yana yayınını sürdürmekte olan ve değerli yazarların yer aldığı bir yıllıkta yayımlanmıştı. 1981'de "Dokuz Çağdaş Turk Öykücüsü" adlı çalışması Demokratik Almanya'da Aufbau Verlag Yayınevi'nce basilmıştı. Her iki Almanya'da ilgiyle karşılarunıştı bu çalışma. Bütün bunlara bakıldığında Füruzan'ın giaerek büyüyen bir ünu oluşuyordu Almanya'da. Alman>'a'nın onde gelen yayınevlerinden biri olan DTV'nin yerleşik yazarlanndan biri olma yolundasınız. Bu durumu nasıl degerlendiriyorsunuz? F Ülkenin edebi>"atı adına seviniyorum. Kendim için de elbette. Latin Amerika yazarlan dünya genelinde nasıl bir heye F Benim edebiyatla ilgili bir çalışmayı kurabilmem için anlatacağımla bağdaştırabileceğim bir gerçeklik duygusu ve bellek edinebilmem gerekiyor. Bu da görüyorsunuz ki zaman abyor bende.Biraz Elfriede Lemmer olabilmek, Berlinli olabilmek için ve öteki uçlünün, yani "Berlin Dörtlüsü"nün olgunlaşabilmesi için bu yülar gerekliymiş. "tç Denizde" adlı romanınız bu yılın sonunda basılacak değil mi? F Sanıycrum, evet. Furuzan sonra "Berlin Dörtlüsu"ne değindi kısa kısa. Türk halkının Almanya macerasımn buralarda da sürduğune tanık olduk. Kahvede bir şey içip içmeyeceğimizi Almanca sordu bize garson. Bir başka gun taksi şoförü Almanca konuşmaya çalıştı bizimle. Isteklerimizi kendi dilımizle ilettik onlara, hem de uzun uzun, gerekli gereksiz cumIeler kurarak... Ama halkımız ısrarla Almanca konuşuyordu. Yaşadığımız tuhaf bir gerçeklikti. Münihlilerin sevgilisi Gelelim "Norma"ya... "Norma"yı söylemeyi göze alan soprano Margaret Price, Münihlilerin sevgilisiymiş meğer. Herhalde Munihliler, onun çok iyi gunlerini gördüler vaktiyle... Price, bu aşkın gücune inanarak, sesinin oianaklarının çok ötesinde zoriüklar içeren bu partinin üstesinden gelmeye kalkışmış. Koloratura pasajlann tumünu (deyimi affedin) yutturarak ve yüksek, yani tiz tonlann tümünü de haykırarak geçiştirmeye kalkan Price, konserin sonunda yine de çok alkış aldı. Oysa, gerek sesinin gücü ve renginin güzelliği, gerekse dramatik anlatımının inandırıcılığıyla Price'ı fersah fersah geride bırakan mezzo soprano Alicia Nafe, Adalgisa rolu için yaratılmıştı sanki. Fakat Price kadar ünlü olmadığından mıdır nedir, seyirci ondan hak ettiği alkışı esirgedi. Ertesi gün çıkan eleştirilerle hak yerini bulmasaydı çok üzulecektim. Gazetelerde çıkan acımasız yaalardan dersini alan Margaret Price, "Nonna"nın daha sonraki yorumlarında yerini Amerikalı soprano Suzanne Murphy'ye bırakmak zorunda kaldı. Handel'in "Giustino" operası Festival strasında bir Hândel operası izleyeceğimi öğrenince sevıncimden göklere füan sıçramadım açıkcası.Hândel operalarının çoğu gibi "Gi • •• • R• z • AH AR • V E N • A A B A s M T A l' E z. 0 & L V E T A R A N G A L Ğ E T | E L 1 A E T f L W\ T 1 L u c A A R R K ustino"nun da 18. yüzyıl Italyan operası stilinde bestelendiğini ve bu tür operalann 20. yüzyıl se Film yönetmeni Frank Kapra, yircisinin ilgisini henüz pek çekemediğini büiyor geçirdiği bir rahatsızhk sonucu dum. Ne aptalca bir önyargıymış bu meğerse. Ta hastaneye kaldınldı. 88 yasmdalihime küsup uyuklamaya hazırlanırken, eseri baş kî Capra 'nın kalp krizi geçirditan sona soluk almaksızın izlediğimi söylersem, ne ği, ancak durumunun tehlikeii dersiniz? Savaştan bu yana ilk kez Federal Alman olmadığı biidiriliyor. "BirGeceya'ya gelen Doğu Berlin Komik Operası, solistle de Oldu "fllmiyle 1934'te 5 Osri, orkestrası, şefi Hartmut Haenchen, rejisörü car ödülü birden kazanan CapHarry Kupfer, (dekoratör demeye dilim varmıyor) ra'mn ünlü filmleri arasında sahne tasarımını yaratan dahi Sovyet sanatçısı Va "Bay Deeds Şehre Gidiyor", leri Lewental, kostüm tasanmcısı Federal Alman "Bay Smith Washington 'a Gidi"Arsenik Kurbanları", Reinhard Heinrich ile tek sözcükle bir "mucize" yor", yarattılar. "Giustino"nun konusu epey kanşık. "Miami Macerası" ve "Elmacı Bütün 18. yüzyıl operalan gibi klasik çağ kahra Kadın " sayılabilir. manlan (burada Bizans sarayı entrikaları söz konusu), pastoral sahneler, cinler, periler, iyiler ve kötüler, sonuç olarak da iyinin kötüyu yenmesi olarak özetleyebiliriz konuyu. Yedi yıl aradan sonra yaptığı "Terketmedı Sevdan Ben i" adlı uzuncalarıyla büyük ilgi gören Lewental'in başarısı Rahmi Saltuk, konserlerine Eserin baş kişisi Ginstino adlı bir delikanlı. Marmaris'ten başhyor. Saltuk, Kendi halinde bir inek çobanıyken "La Forturra", ilk konserini 17 ağustos cumaryani talih perisi tarafından Bizans sarayı entrika tesi günu Marmaris 'te verecek. İannı çozmek, Kral Anastasio'nun barbar kuman Bayram günleri içinde de Mardan Vitaliano tarafından kaçırılan karısı Arian maris 'te yinelenmesi duşünulen na'yı kurtarmak, beş başlı ejderhayı öldürmek, konserlerden üçüncüsu, yine kralı ölümden kurtarmakla gorevlendiriliyor... bayram günleri içinde Bodnım 'Böyle bir konuyu sahneye koymanın ve seyirciyi da gerçekleştirilecek. Aynca lzusandırmamanın ne demek olduğunu, ancak gömir, İstanbul ve Ankara'da verünce anlayabiliyor insan. • receği konserlerin hazırlıklannı Harry Kupfer, bir sürü tablodan oluşan bu ope sürdüren Rahmi Saituk, bu konrayı iki perdeye bölmüş. Müzik, sürekliliğini yi serlerinde çeniş bir repertuvartirmeden devam ederken, tablolar devamlı deği la muzikseverlere seslenecek. şen dekorlarla birbirine bağlanıyor. Levvental, savaş sahnelerinde ve kalabalık sahnelerde son derece sevimli kuklalar kullanmış, gökten inen periler, limana yanasan yelkenliler de cabası. Bütün bu saydıklarırruzı gayet sade, yalm bir biçimde çö Fotoğraf sanatçısı ve çizer Beyzümleyen Lewental'ın en büyük başarısı ise Gius sun Gökçin, "Sis Fotoğraf tino'nun iki ineğiyle öldürmek zorunda olduğu beş Hizmetleri" admı verdiği yeni başlı ejderhaydı. atölyesini dün düzenlediği bir kokteylle açtı. Muallim Naci Olaganüstü bir artist Caddesi, 81/2 Ortaköy adresindeki "Sis Fotoğraf Hizmetleri", Operanm bitiminde inekler uzun uzun alkışlanreklam sektörünün ve çeşitli kudılar ve sevimlliklerini selamda da sürdürdüler. Fakat "Giustino" operasının asıl yüdızı, Giustino ro ruluşlann her türlü fotoğraf gereksinimini karşılayacak. lünü canlandıran genç kontrtenor Jochen Kowalski idi. Şasmayan entonasyonu ile söylediği koloratur pasajlar, sesinin bir kontrtenordan ziyade kontraltoyu anımsatan kadife yumuşaklığındaki Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar rengi, en önemlisi de rolüne son derece yakışan fiziği ve oyun gücüyle olağanüstü bir "artist" ta Akademisi'yken Mimar Sinan Üniversitesi'ne bağlanan Tatbinıdık Münih'te. Kowaiski'nin oynadığı operalar ki Güzel Sanatlar Yüksek Okuarasında Mozar'ın "Idomeneo"su, Rossini'nin lu öğretim üyelerinden beşipro"Tancredi"si, Gluck'un "Orpheo"su ve Hândel fesörlüğe, biri de doçentliğe yükoperalarındaki tum kontrtenor rolleri var. Fakat seldi. Mustafa Pilevneli, Ergin idealindeki sesin yıllarca önce olen Kanadalı kontInan, Jale Yılmabaşar, Haluk ralto Kathleen Ferrier'in sesi olduğunu söyleyen Tezonar ve Mustafa AslıerproKowalski, en büyük düşunün günün birinde Mahfesör olurken, Sinan Bıçakçı da ler'in 'Das Lied von der Erde"sini Ferrier gibi yosınav sonrasında doçent oldu. rumlayabilmek olduğunu söylüyor. Frank Kapra hasta lsviçre'nin Locarno kentmde düzenlenen Uluslararası Film Şenu'ği TV Fibnleri Yanşması sonuçlandı. BBC yapımı "Contacts" ödüle değer bulundu. Füm, Kuzey trianda 'daki lngiliz askerlerinin günlük yaşamını konu ahyor. Ikincüik öoülü ABD Ingiliz ortak yapımı "Finnegan Begin Again" (Finnegan Başhyor) adhfümin oldu. Mary Tyler Moore ile Robert Preston'un başroUerhü paylaştıklan bufümin ardtndan, Isveç yapımı "Görünmeyen Oyuncu" ve Polonya yapımı "Dört Mevsim" üçüncülük ödülünü paylaştılar. (a.a.) Locarno Şenliği sonuçlandı Rahmi Saltuk konserleri Sis Fotoğraf Hizmetleri Mimar Sinan'da yeni profesörler Edinburgh'ta ağırlık Fransız kültür ve sanatında EDtP EMtL ÖYMEN 39. Edinburgh Festivali 11 ağustos pazar günü törenle açıldı. 31 ağustosa kadar sürecek Festival'de ağırlık Fransız kultür ve sanatında bu yıl. "İngilizleri sevmemek" gibi ortak bir özelliği olan Fransa ile tskoçya arasındaki tarihi ve "manevi" bağlar vurgulanıyor. örneğin açılış konserinde "Orchestre National of France", Beıiioz'un "La Marseillaise", Debussy'nin "N'arehe Ecossaise" ve Ravel'in "Daptanis ile Chloe"sini seslendirdi. Fransa'dan Opera de Lyon ve Orchestre de Paris de katılıyor. Les Arts Florissants, 17. yüzyd bestecileri Charpentier'nin "Acteon"unu ve Rameau'nun "Anacreon"unu seslendirecek. Ayrıca, Paris Opera Balesi'nin deneysel dans grubu da Edinburgh'ta. Paris Operası Bale Direktörü Rudolf Nureyev ise Iskoç Balesi'nin "La Sylphide"inde başrolde. Bizet'nin "Carmen"i art arda çevrüen fîlmlerinden sonra Edinburgh'ta ilk kez bale olarak izlenecek. Edinburgh'da yalnızca Fransız etkisi yok. Ömeğin, Japon Toho tiyatrosu, Shakespeare'in Iskoçya'nın kasvetli şatolannda geçen ünlü "Macbeth"ini 16. yüzyıl Japonyası'na uyarlanmış olarak sunacak. Sovyetler Birliği'nden ünlü Moskova Devlet Sirki, aynca iki senfoni orkestrası, Belçikadan Theâtre National de Belgique, Polonya'dan Polonya Oda Orkestrası, ABD'den Connecticut Operası ve Pittsburgh Senfoni Orkestrası, Ispanya'dan 80 kişilik Zarzuela topluluğu da Fransa dışında kalan kültürlerin etkinliklerini sunacak olanlardan bir kaçı. GÜLMEYİ ACILARLA YAŞAMAK Haydi sinemcL, Hac Tfolu var, Nana var, Luiza Nor var Film gösteren makinem hazırdı. Salon yok, salon yok da sokaklar da mı yok? Video yok, televizyon yok. Ama öyle bir makine var ki, gözünü dayadın mıydı cama, kovboy Cinotri içinde, Yusuf Vehbi içinde, dansöz Nana, Luiza Nor, Hac Yolu içinde... Bir tokat, bir tokat daha, yeri öptüm, kalktım, duvarı öptüm, kalktım, yahnayaklarımı başımın yanında, başımı yalınayaklanmın yanında gördüm. Tir tir titriyordum, komiser bağırıyordu: "Ulan taırsu köpek, kimler litrer biliyor musun? Hırsızlar titrer! Ulan niye çaldın ba, niye çaldın ha! Söyle kavundan başka neler çaldın ha?" Bana son bir ceza vermek istedi. Tamamen kendi lehime olan ceza şuydu: Kavunu, çaldığım kavunu benim başımda patlatacaktı. Gözlüklü polisin birinin yardımıyla kollanm tutuldu. Komiser karşıdan kavunu fırlattı. Kavun top gibi geldi, ama komiser iyi nişan alamamıştı, kavun gitti, gözlüklü polisin gözlüğünün üzerinde patladı: Çıtırt! An keşke benim başımda patlasaydı, demek ki o zamanlar gözlüğü, çerçeveyi devlet vermezmiş ki memuruna, polisin gözlüğü tuzla buz olunca hırsını benden aldı. Komiser beyamcanın dövmesi ne ki, polis kırılan gözluğünu akhna getirip getirip ver etti tekme tokatı. Ağzun burnum kanadı, öğürdüm, kusdeo yok, televizyon yok. Amma öyle bir makine var ki, gözünü dayadın mıydı bir cama, kovboy Cinotri içinde, Yusuf Vehbi içinde, dansöz Nana, Laiza Nor içinde, "Hac Yolu" içinde... Yapma makineyi bir sehpanın üzerine yerleştirdim, vardım Sipülli'ye. Başladım bağırmaya: "Haydi sinema, Nana var, Hac Yolu' var." Filmleri Asri Sineması'nın makinistinden almıştım. Kopuk kopuk, birer ikiser metrelik fılmler, amma bunlan uçuca ekleyince küçük bir bobin oluşmuştu. "Hac Yolu" ayrı bir makaraydı. (Makaraları dikiş makarası ve tenekeden kendim yapmıştım.) "Hac Yolu" isteyene "Hac Yolu"nu çeviriyordum, Luiza Nor'u isteyene Luiza'yı. Toplu gösterimlere bile başladım. İnsan kafasını işletmeli. Kafanı işlettikten sonra memlekette para çok. Filmleri çoğalttım, bir de eski bir lüks lambası uydurdum. Bindim köy karayonuna, ver elini ova. Ah bilebilsem şimdi o köyün adını, anımsayabilsem. Salt getirildiğim karakolu biliyorum, Yarbaşı Karakolu.Anımsamadığımköy ikinci miydi, yoksa üçüncü müydü, sepetim yumurtayla dolmak üzereydi. Yumurtayla oynatıyordum sinemayı. Şurası berber dukkânı, şurası bakkal, şurası da kahvemsi yer. önce yaşlılar izliyorlar "Hac Yolu"nu, kaç metre film ki, hemen bitiyor. Sonra gençlere fısıldıyorum, kahveciyi tavlarlarsa onlara dansöz filmi var diye. Bastılar muhtar, üyeler, "Ulan yezit" diyerekten. HAVA DURUMU AMÜUU tZMİR ADMA MTOU.YA BtZtRUM TRABZON MU&A BriRNE SAMSUN BORSA BOUI KMYA Açık temNMA Açık Açık Açık Açık Bulutlu Ya(jmuriu Açık Açık Açık Açtk Açık Açık 18» 34* 2T 21° 24° 22» 12° 18° 22* 25* 16° 18* 19° 17° 19° sr 37° 39" 38° 30° 2T 33* 42° 34° 2T 35° 3r 31° OhMBAKM Açık AMSTEROIM . Stslı ATİNA : Açık BAĞDAT : Açık BBJBHAD : SlSll BERÜN : Açık 80MN : Açık SRÛKSEL . YaOmrlu CENEVRE : Açık CtoOf : Açık FRANKFURT : Yajmurlu OiltNE : Açık KAHİRE : Açık KÖLN : Vaömuriıj LOMDfM : Bulutlu UADRk) : Açık MOSKOVA : Açık MÛNİH ; Yaömurkj NEW YOftK : Bulutlu OSLO : Yajmurtu HUdS : Bulutlu RİYAD : Açık ROIİA : Açık SOnu : Açık $4M .Açık TELAVtV : Aç* TOKYO : BUİUÖU THABUISGARP: Açtk ZÛRİH : Açık 27° 34° 39° 28° 27° 26° 26° 28° 38° 25° 36° 39° 26° 24° 29° 29° 26° 29° 23° 26° 43° 31° 27° 36° 35° 29° 36° 28 4 MaMorotoJf Genel MudurHJğuno^n alman bllgly» gon, yurdun kuzey ve doğu keimleri çok bulutlu, Doğu Kmradvntz, Jç Anadolunun doğutu He Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğutu tağanak yağıtlı, dlğer yirter doğu fönlefden haftt, an tıra orta kuvvetta, yağta anmda kuvvetllce etecak. Oarriztanton orta Karadtntı ile Doğu Akdvnlz parçmlı bulutlu, Doğu Karsdon/z yağmuriu gsçecek, Ruzgâr poyraz n gundoğutundan •Mtto 16 dfttz mlll hızla esacek. Denlz hatti çırpıntılı oiup, göruf utakhğı 10 km. dolayind* bukmacak. Dtılz «u tıcaklıklan: iskondarvn 30, Mwı/n 29, Antalya, AlanyaraGfrrraU* 28, Flnlke 27, Uarmartt 26, Çatma 25, Çanakkate, Bodnım, Hopfda 24, Onkı, Ayvtiık, Gimsun, TMIrdağ, Inebolu, Slnop ve ftateon'da 23, Kumköy ve CHklli 22, Florya 21 derece. Van Gölü açık geçacek. Ruzgâr kuzey ve doğu yönlerden orta kumtte ucek. GöJ haflf çırpıntılı olacak. Göniş uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak. Levent, Güvercin Durağı, Gazeteciler Yapı Kooperatifı C/3 Blok, Daire 7. Saat: 913 Tel.: 164 57 25 Randevu alınması rica olunur. ORHAN TÜZÜN DİŞ TABİBÎ ÖDÜL Özel olarak yaptırdığı makinede film oynattığı için de başı belaya girmiş İzgu 'nun. Yıllar sonra da, Kültur Bakanı A . Taner Kışlalı'mn elinden TDK Öykü Ödülü'nu almıs. tum, köşeye top gibi düştum. Çoğu kez perdede oğlan ba beni sinemada makinist yarAma gozümu açmamla birlikte, düşmanlarını doverken, izleyicidımcıhgına alırlar nuymış... Aloranın temizlenme işi de bana lerden de iştaha gelenler olur, dı lar. verildi. Yerde kanım vardı, mi haydi suıemanın içinde de bir Muzaffer tzgü artık sinema demden çıkan birkaç kırıntı ve kavga başlardı. Sandalyeler ça makinist i olmuştu. Kendi deyikocaman parçalanmış kavun... tırdar, ıslıklar, "Vur, vur" dimiyle lambalı makinede makiTemizledim hepsini, patlamış yenler, sinemanın içi ana baba nistliği öğrenmişti. Yaşamının kavunu da yanıma aldım, çün gunüne dönerdi. O sırada film bu ilginç anısını şöyle dile getikü o da pıslikten sayılıyordu ar durur, içeriye kapıcı Arap Hacı riyor Muzaffer tzgü: tık. Ulucami'nin yanındaki çeş gelir, iri yarı gövdesiyle kavga Eh biz de sinemacı oluruz meye gittim.elimı yüzumü yıka edenleri ayınr, bir güzel milletin yanı, bir yasak yok ki, vatandadım,kavunu yıkadım,başladım anasma avradına söver, insan şa her türlü teşebbüs serbest. ağlamaya, başladım patlak ka ayağa kalkmca başının değdiği Amma sinemacı olmak için yer vunu tırnaklarımla söke soke projeksiyon deliğine işaretini çegerekli, salon gerekli, makine geyemeğe. ker, film başlardı. rekli. Belki de ağlaya ağlaya ilk kez Filmde bir öpuşme olduğu zaOndan kolay ne var? Adana'dört kilo kavunu midesine indiman, başta sinemanın büfecisi mn en ünlü silah onancısı Zekeren çocuk bendim. olmak uzere, "İyi muuz!" diye riya Usta'nın oğlu Sadi'yle ahtum sinema koşullanmış gibi babap oldum. Sadi Uç cuma çalışAdana'nın sinenıaları ğırırdık. Tan Sineması'na hiç aitı. Babası cuma namazına gidinle gitmezdi. Adana'nın eğlence yaşamında ce ancak bu tür işlerle uğraşabipavyonların olduğu kadar sinelirdi, başka zaman hayır. Çünkü Sonradan bizim aile toplandı, maların da yeri özel. O yıllar ünlu Zekeriya Usta çok otoriterkararını verdi, gazozculuk bir Adana'da uç sinema var: Alsameslek değilmiş, her şeyden ön di.Üç cuma sonra elle döndürulray, Asri ve Tan sinemaları. ce bir zenaat öğrenmeliymişim, düğünde, filmi çeviren makine Muzaffer İzgu, Adana'da si varsın parası az olsunmuş, am hazırdı. Eh salon yok. Salon nema olayını şdyle anlatıyor: ma zenaat altın bilezikmis, aca yoksa sokaklar da mı yok? Vi StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle