27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/7 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nılmadı mı, toplumu yanlış yollara yöneltmedi mi?" deniyor. Doğrudur, düşünürlerin bir kısmı yanılır, her toplumda, her zaman "yanlış" ve "doğru" denebilecek düşünceler yanyana bulunur. "Bazı insanlar yanılıyor" diye düşünceyi suç sayacak olursanız, yeryüzünde ne özgür düşünce kalır, ne de toplumsal gelişme! Yanılan düşünürün cezası onu hapse koymak değil, düşüncesini benimsememek, karşısına sağlam ve geçerli düşüncelerle çıkmaktır. Burada yargı organı "halktır", "kaınuoyudur", mahkemeler değil! Halkın "yanlış" ve "doğru" düşünceler arasında seçim yapacak erginliğe ulaşması ise ancak demokrasi ortamında olur. Düşünceyi yasaklarsanız, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu tepeden inme buyruklarla kararlaştırıp halka zorla benimsetmeye kalkacak olursanız, halk hiçbir zaman gerekli ve yeterli erginliğe ulaşamaz. Doğru, demokrasilerde halkın da yanıldığı olur. Fakat halk, zaman içinde edineveği deneyim birikimi ile öğrenir. Neyin yanlış, neyin doğru olduğunu halka zorla benimsetmeye çalışan diktatörler yanılmaz mı? Onlar da yanılırlar, hem de halktandaha fazla yanılırlar. Çünkü, kişilerin deneyim biriktirme olanağı, kitlelerin olanağından daha kısıtlıdır. öte yandan, "doğru" ve "yanlış" son derece göreceli kavramlardır. Bugün doğru olan, yarın yanlış olabilir. Bir toplumsal sırufın çıkarı için doğru olan, bir başka toplumsal sınıf için yanlış olabilir (ve çoğu kez de yanlıştır). Bir diktatör ve onu destekleyen azınlık için doğru olan, geniş kitleler için yanlış olabilir. Bugün yanlış gözüken bazı şeyleri tartışamazsak, yarın doğru olarak benimseyebileceğimiz kavramlara ulaşmakta da zorluk çekebiliriz. Çünkü, yarının doğruları bugünün yanlışlarından çıkar, bugünün yanüşları da çoğu kez yarının doğrularını üretir. 1960'tan sonra beliren özgürlük ortamında "yanlış" gözüken bazı görüşlerin etkinlik kazanması düşünce özgürlüğünün suçu mu idi, yoksa kitlelerin özgürlüğünü 1960'adeğinkısıtlayarak onların siyasal erginliğe ulaşmasını engelleyen baskıcı rejimlerin suçu mu? Kitleler ancak özgürlük ortamında, iyiyi kötüden, yanlışı doğrudan ayıracak erginliğe ulaşır. Baskı altında tutulan kitleler ise çocuklaşır, kendisini yönetecek bir lider arayışı içinde edilginleşir. AFFEDtLMESİ GEREKENLER... Kitleler "yanlış" bir düşünceye yöneliyorsa, bunun suçu "yanlış" gözüken düşünceyi ortaya atan kişilerde aranmamalıdır (Çünkü her özgür toplumda her tür düşünce bulunur ve bulunmalıdır), fakat toplumsal deney birikimini zorbalıkla engelleyerek kitlelerin yanlışı doğrudan ayırdedecek erginliğe ulaşamamasına neden olanlarındır bu suç. Affedilmesi gerekenler, düşünürler ve kitleler değil, zorba yöntemlere başvuran bu kişilerdir. SONUÇ Af tartışması ile ilgili son bir nokta: "Kader kurbanlan" (yani adi sudular) affedilecek, fakat "devlete karşı" işlenen suçlar affedilmeyecekmiş! Adi suçlar, yurttaşlara karşı işlenmiş suçlardır. Diyelim birisi beni öldürdü, devlet bu kişiyi affedecek. Devlet, bana karşı işlenen bir suçu affetme yetkisini kendisinde nasıl bulabiliyor? Bana karşı işlenen bir suçu ancak ben affedebilirim. Devlet de (isterse) kendisine karşı işlenen suçu affedebilir. Fakat devletin bana karşı işlenen bir suçu affetme yetkisinin bulunmaması gerekir. Çünkü o suçtan zarar gören benim, devlet değil ki! Devleti her şeyin (bu arada yurttaşın kişilik haklarının üzerinde sayan) otoriter bir görüşün yansıması değil mi bu af anlayışı? "Düşünce Suçluları" Affedilemez Doğrusu, düşünce suçu işleyenlerin affedilemeyeceği anlayışına katılmamak mümkün değil. Bir demokraside düşünce suçu olamaz ki, böyle bir suç işlenebilsin ve bunların affı söz konusu edilebilsin! Gerçekten demokrasiden söz ediyorsak, yapmamız gereken ilk iş hemen düşünceyi suç olmaktan çıkarmaktır. PENCERE Alternatif?. 15 AĞUSTOS 1985 Doç. Dr. TÜRKER ALKAN Demokrasiden o denli uzak düştük ki, "biz gençliğimizde kadınlarla bir şeyler yapardık, neydi o?" diyen yaşlı adamın durumuna düştük. "Bizim bildiğimiz bir demokrasi vardı, neydi o?" Sürüp giden birçok tartışmada bu sorunun gölgesini görüyoruz. "Af" gündemde. Af olsun mu, olmasın mı, kim affedilsin, soruları sürekli olarak tartışma konusu. Bir kısım eski solcularımız tarafından göklere çıkarılan "sağ libcral" politikacılarımız da hcr zaman ki, "sınırlı sorumlu liberal T.A.Ş." anlayışlannı fütursuzca sergiliyorlar: "Af olur, ama kader kurnanlarına. Düşünce suçu işleyenlere ve devlete yönelik suçlara af yok!" Doğrusu, düşünce suçu işleyenlerin affedilemeyeceği anlayışına katılmamak mümkün değil. Bir demokraside düşünce suçu olamaz ki, böyle bir suç işlenebilsin ve bunların affı söz konusu edilebilsin! Gerçekten demokrasiden söz ediyorsak, yapmamız gereken ilk iş hemen düşünceyi suç olmaktan çıkarmaktır. lnsanları düşündüğü için hapse koyup, sonra da "acaba affetsek mi?" diye tartışmaya kimsenin hakkı yoktur. Af dilemesi gerekenler, düşündükleri için hapse girenler değil, düşünen insanları, yazarları, sanatçıları, bilim adamlarım hapse atanlar, sürüm sürüm süründürenlerdir. Tarih ve demokrasi önünde onların af dilemesi gerekir, düşünen insanların değil! Tarih ve demokrasi önünde af dilemesi gerekenler, bir yandan Atatürkçülüğü katlederken, Türkiye'yi bir din devletine dönüştürmeye çalışırken, bir yandan da Atatürkçülük edebiyatı yapanlardır. Af dilemesi gerekenler, bir yandan Darwin'i okullarımızdan kovarken, öte yandan Avrupa'nın teknoloji yarışında geri kalmamak için oluşturduğu EUREKA projesine katılacağımızı duyurabilecek kadar sorumsuz kişilerdir. (Bizi EUREKA projesine kabul etmediği için Fransa'ya kızdık, atıp tuttuk. Fransa döner de bize: "Siz hâlâ Darwin'in okullarınızda yer alıp almamasını tartışıyorsunuz. Üniversitelerinizi harabeye çevirdiniz. Biz bu projeyi bilim ve teknoloji yanşında iddiamızı sürdürmek için oluşturuyoruz. Siz bu çağdışı anlayışınızla bize ne katabilirsiniz?" derse, yanıtımız ne olur?) ANCAK DEMOKRASİ ORTAMINDA... "lyi, ama düşünürlerimiz ya EVET/HAYIR OKTAY AKBAL ELEKTRONİK MÜHENDİSİ ARANIYOR Bir basın kuruluşunda çalışmaya istekli Boğaziçi Üniversitesi veya ODTÜ elektronik mühendisliği bölümlerinden mezun mühendis aranmaktadır. VEFAT Merhum albay Emin Sargut'un ve merhum Adiviye Sargut'ın kızı, merhum Melahat Sargut'un kardeşi, eski Kastamonu Milletvekili merhum Prof. Dr. Fahri Ecevit'in eşi, Bülent Ecevit'in annesi, Rahşan Ecevit'in kaymvalidesi Sanayii Nefise (lstanbul Güzel Sanatlar Akademisi) mezunu, Ankara Kız I.isesi eski resim ögretmeni, ressam Dinçerler Daha Ne Kadar Zaman? Emekli Korgeneral Sayın Faruk Güventürk'ten aldığım mektubu isteği üzerine olduğu gibi okurlarıma sunuyorum. Sayın Güventürk 'Atatürk'e yürekten bağlı' bir asker olarak duygularını şu sözlerle dile getiriyor: "37.9.7985 tarihli Cumhuriyet'teki yazınızda son günlerde gittikçe azıtan, gerek Atatürk'ümüzün aziz ruhunu sızlatıp, gösterişçi, eyyamcı olmayan gerçek Atatürkçülerin yüreğini kanatan çok önemli bir konuya parmak basıp, açıklamanız inanın Atatürk ve ilkelerine ruhları ile bağlı bütün aydın Atatürkçüleri mutlu etmiştir. Size en derin şükranlanmı sunmayı görev sayarım. Ortada bir gerçek var. Milli Eğitim Bakanı'nın çok daha evvel, kafasında planlayıp, pişirdiği Atatürk'ün özellikle laiklik ilkelerini yavaş yavaş zedeleyip, kaldırmak hedefine varmak için çaba sarfetmekte olduğu açıktır. Sayın Bakan kaldırılan MSP'nin liderinln yolunu izlemekte, fakat onun gibi açıkça değil, Atatürk ilkeleri konularında parlak nutuklar çekerek yol almaktadır. iktidara geldiklerinde ilk olarak MSP'lilerin isteyip de yapamadığı 19 Mayıs'a katılan kızlara şalvar giydirmekle ise başladı. Ne hazindir ki; bazı gazetelerln çok hafif geçen eleştirilerinden başka ciddi bir tepki görmedi. Ve işte ondan sonra gittikçe dozlarını arttırarak Atatürk milliyetçiligine, Atatürk'ün özenle üzerinde durarak hazırlattığı konuları içeren kitaplara el attı ve atmaktadır. Polis memurlarına sorulan laikliğe aykırı sorular, okullarda din derslerinin zorunlu oluşu, çocuklara ayet ezberletmeler, açılan binlerce Kuran kursları, hafız okullarındaki çocuklar, Sayın Sakan'dan ilham alınarak Atatürk ilkelerine aykırı eğitim ve öğretim görmektedlrler. Memleket gittikçe artan bir hızla kara cahil, yobaz taassubuna kaymaktadır. Geldiği günden beri çeşitli olaylar yaratan Sayın Bakan şimdi de kitaplara el attı. Yeni yazdırmak istediği kitaplan belki de evvelce seçilmiş, laikliğe, Atatürk ilkelerine karşı metinlerle kitaplan doldurabilecek yazarlara hazırlatmak sevdasına düşmüştür. Bütün ömrünü Atatürkçülüğe, O'nun ilkelerine adamış ve bu uğurda elinden geldiğince kitap, broşür, makale yazmış bütün yurt düzeyinde yüzlerce büst diktirmiş, kara cahil, din ve vatan düşmanı Nurcu, Süleymancı gibi mikroplarla ölesiye mücadele vermiş ve vermekte olan bir aydın vatandaş, Atatürk'e yürekten sevdalı ve bağlı bir asker olarak herkesten soruyorum. Bu Sayın Dinçerler Milli Eğitim Bakanlığı gibi Atatürk'ün en önem verdiği bu mevkide daha ne kadar Atatürk ilkelerine gayet ustaca zarar verebilmesi için tutulacaktır Anavatan Partisi'nde her partiden gelen milletvekilleri arasında Atatürk ilkelerini zedelemeye çalışan bu bakana soru soracak, dur diyecek bir Atatürkçü yok mudur?" Faruk GÜVENTÜRK Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda oturan Bay Dinçerler'in Atatürk devrimine ters düşen davranışları, sözleri ile ilgili pek çok mektup aldım. Yurdumuzun dört bir yanındaki öğretmenler 'böyle bir kişinin' yönetimindeki bakanlıkta görev yaptıkları için üzüntülerini açıkça yazıyorlar. Sayın Güventürk'ün mektubundaki görüşlere çok benzer düşünceleri belirtiyorlar Evet, 'Bay Dinçerler Milli Eğitim Bakanlığı gibi Atatürk'ün en önem verdiği bir mevkide daha ne kadar Atatürk ilkelerine gayet ustaca zarar verebilmesi için tutulacak?.." Bu sorunun yanıtını kısa zamanda alacağımızı umut ederek... İlgilenenlerin özgeçmişlerini 15 Ağustos 1985 tarihine kadar PK 246 Sirkeci adresine göndermeleri, mektupların üzerine "Elektronik Mühendisi" yazmaları rica olunur. YtİKSEK TEKNOLOJİ ENŞTİTÜSÜ ÖĞRETİM ÜYELİĞİ MÜNHAL İLANI Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde üniversite düzeyinde öğretim yapan Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde Elektrik, Inşaat ve Makine Mühendisliği, Fizik ve Matematik dallarında 3'er öğretim üyeliği münhali mevcuttur. ADAYLARDA ARANAN NİTELtKLER Yukarıda belirtilen öğretim üyeliği münhallerine müracaat edenlerin kendi dallarında bir üniversite veya dengi bir yüksek okuldan mezun olmaları, doktora veya en az master derecesini haiz bulunmaları gerekmektedir. Adayların pekiyi tngilizce bilmeleri koşuldur. MÜRACAAT ve ISTENEN BELGELER Adayların öz geçmişleri, diploma fotokopileri, geçmiş iş tecrübelerini kanıtlayan belge ve askerlik terhis belgesi fotokopileri ile en geç 7 Eylül 1985 tarihine kadar aşağıdaki adrese müracaat etmeleri rica olunur. Yüksek Teknoloji Enstitüsü Müdiirlüğü, Salamis yolu, Posta Kutusu: 95, Gazi Magosa Telefon: 53666588 53664478 NAZLI ECEVİT dün Ankara'da Hakkın rahmetine kavuştu. Cenazesi bugün 15 ağustos perşembe günü, öğle namazından sonra, Hacıbayram Camii'den kaldınlarak asri mezarlıkta toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin Cumhurbaşkanı Evren, Beykoz'daki Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası'nı gezerken, ışyerlerini "bakımsız vepls" bulmuş, ayakkabıları beğenmiş: " Bunlar hem kaliteli hem ucuz; biz giyersek herkese örnek oluruz." Beykoz kunduralarının fiyatları 2.0006.700 lira arasında değişiyor. Piyasada ayakkabı fiyatları 10.000 liradan başlıyor. Üstelik Sümerbank Kundura Fabrikalarf ndaki makinelerin 25 yıllık olduğunu yetkili kişiier Sayın Evren'e söylemişler. Bu nasıl oluyor? Sümerbank kunduralarının sağlamlığı tartışılmaz; ucuzluğunu da kimse yadsıyamaz. Bizim çocukluğumuzda Şişli'deki seçkin ailelerin çocukları Beykoz kundurası giyerlerdi. Türkiye küçük Amerika olmaya özendiğinden beri tüm devlet kuruluşları tu kaka sayıldığından, Sümerbank'ın canına okumak için elden gelen her şey yapıldı. Yine de bugün kamu kuruluşları ayaktadır; Türkiye endüstrisinin yarısını oluşturmaktadır. iktidara gelen giden özel sektörcü partiler, kamu kuruluşlarını hem oy avcılığının folluğu ve partızanlığm kazanı gibi kullanmışlardır; hem özel çıkarları pompalamak için kaynak saymışlardır; hem devletçiliği kötülemişler, hem yararlanmışlardır. Öylesine ki "devletçi" olması gereken siyasal partiler bile bu ideolojik ve siyasal saldırı altında ezilip devletçiliği savunmaktan vazgeçmişlerdir. * Aradan geçen uzun sürede bir gerçek gün geçtikçe belirginleşmiştir. Türkiye'nin ekonomisine 1930'lu yıllarda öyle bir temel atılmış ve öyle bir harç konmuştur ki, iktidara geçen bir siyasal parti devletçilik yapmadan ekonomi de düze çıkamayacaktır. Ülkemizde işadamları eliyle kalkınmanın adi "devlet eliyle klşlyi zengin etmek"\\r. Bu yola sapan her iktidar, toplumsal yozlaşmayı ve çürümeyi körüklemış, bunalımlara yeşil ışık yakmıştır. Demokrasiye açılacak yerde askeri darbelere yuvarlanmamızın temel nedeni bu tutumdur. • Kamu iktisadi Kuruluşlarının yıllardan beri çok kötü işletlldiği de bir gerçektir. Bu sorunun nedenlerini araştırıp, çarelerini düşünemeyen ve çözümleri bulup uygulayamayan sağcı ya da solcu her iktidar batağa saplanacaktır. Bugünden yarına iktidara hazırlanan sol siyasal partinln her şeyden önce bu konuda aydınlanması gerekir. Kamu ekonomik kuruluşları hangi demokratik yöntemlerle düzenlenerek işlerliğe ve verimliliğe kavuşturulacaktır? Bu alanda atılım nasıl yapılacaktır? Bugün temel endüstri birimleri devletin elindedir; bankacılık sektörünün odakları da devletin elindedir; ama iktidarlaştığında özel sektörün egemenliği altına girecek olan sol siysal parti, ekonomiyi yönetemez; yönetilir. Sözde liberal ekonomi yanlışı ANAP, 20 büyük holdingle bugünkü devleti bir özel şirket gibi çekip çevirmektedir; tüm kamu iktisadi teşekkülleri, bu ortaklığın emrinde bir avuç işadamının çıkarlarına göre yönetilmektedir. "1930'lann devletçiliği"n\ aşılmış sayanlar, 1880'lerin sözde liberal ekonomisini yeni bir marifetmiş gibi metazori yöntemlerle sürdürmektedirler. Arkalarında IMF ile birlikte dış sermayeciliğin büyük odakları bulunduğundan, bu çevrelerin gücü azımsanamaz. Nitekim ideolojik saldırıları öylesine köpürmüştür ki, çoğu devrimci ve demokrat aydın; bükülmüş, yıkılmış, ya da "günah çıkartarak" teslim olmuştur. Kavramlar ters yüz edilmiştir. Ekonomi, Türkiye'de artık sait parasal kuram sayılmaktadır: Üretim diye bir kavram neredeyse unutulacaktır. Ancak koca bir ülke 2025 gözetilen holdingle birlikte ve bir özel şirket anlayışı içinde uzun süre yönetilemez. Terör ve anarşi döneminden yorgun ve ürkek çıkan halk yığınlarına baskı yöntemleriyle uygulanan politikalar sınırlarına dayanmak üzeredir. Bu çıkmazdan kurtulmakla demokrasiye açılmak, artık özdeşleşme sürecine girmiş bulunuyor. OĞLU: BÜLENT ECEVİT T.C. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI HESAP UZMAN YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve GUmrUk Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı'nca 9. 10 ve 11 Eylül 1985 gUnlermde Ankara, lstanbul ve tzmir'de Hesap Uzman Yardımcılığı giriş sınavı acılacaktır. S1NAVA KATILABİLMEK İÇİN; a) Devlet Memurları Kanununun 48'inci maddcsınde yazılı niteliklere sahip olmak, b) 1.1.1985 tarihinde 35 yaşını doldurmamış bulunmak, c) Siyasal Bilgiler, lktisat, Hukuk, lşletme, tktisadi ve Idari Bilimler Fakülteleri ile bunlara denkliği Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca tasdik olunan yabancı fakulte veya yüksek okullarda n birini bıtırmiş olmak gerekmektedir. Sınavlara giriş şartlahnı ve sınav konularını gösteren broşür. yukarıda isimleri geçen öğretim Kurumlarındap ve Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ile Ankara, lstanbul vc lzmir Grup Başkanlıklarından sağlanabilir. lsıeklilcnn 16 Ağustos 1985 gtlnü akşamına kadar Maliye ve GUmrük Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ANKARA adresine belgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurmaları duyurulur. Basın: 19839 ASLI ÜSTEN (Dalh) Ue METÎN ÜSTEN EVLENDİLER Bizimtepe14 Ağustos 1985 İLAN KONYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1984/75 Esas 1985/194 Karar Davacı Sağlık ve Sosyal Vardıın Bakanlığı adına Konya Haziııe avukatlığı tarafından Kulp ilçesi Ağaçlı köyündcn Nursel Hatun ile, Diyarbakır ili, M. Ahmel Mahallesi, Gül Sk. 27 numarada ikamet eden Sıdık oğlu, Sait Karacan aleyhine mahkememize ikame olunan 79.427 lıra davalıiardan Nursel Hatun'un okul giderinden mUtevellit alacak davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda: Subut bulaıı dava gereğinte 79.427 lira alacağın 16.1.1984 tarıhınden itibaren kanuni faizi, yargılama giderleri ve vekalet ilcreti ile birlikte, 30.000 liralık kısmının her iki davalı Nursel Hatun ve Sait Karacan'dan, 49.427 lirasının ise davalı Nursel Hatun'dan tahsilinc, kabili tenıyiz olmak üzere 5.4.1985 tarihinde karar verilmişlir. İş bu kararın davalıiardan Sait Karacan'a ilanen tebliği gerektiği cihetle, müddeıi içerisinde tcmyiz hakkını kullanıp kullanmamakta serbesl bulunduğu ilan olunur. Basın: 22320 Merkez Ajans için Merkez Ajans, • Çok 1yı ingılızce bilen, • Bir reklam ajansında en az üç yıl tercihan"Retail Consurner Products" konusunda çalışmış, • Genç ve dınamik AYHAN PAKER ile VOLKAN EKMEN evlendiler 14.8.1985 TÜRKAY AİLESİ SAYIN İHRACATÇILARIMIZIN DİKKATINE müşteri temsilcisi aramaktadır ilgilenenlerin 23 8 1985 tarihine kadar özgeçmişlerini içeren bir mektupla aşağıdaki adrese başvurmalarını rica ederiz Başvurular gizli tutulacaktır. Yurdumuz ihracatını teşvik gayesiyle 1981 yıhndan bu yana aylık muntazam seferler halinde hizmel verdiğimiz Türkiye/Kızıldeniz Arap Körfezi ve Karaçhi hattımıza 1985 yılında seferlerimiz arttırılarak devam edilmekıedir. Ağustos ayında ARAS 4/85 (veya bir diğer) gemimiz aşağıdaki program ile sefere konacaktır. lstanbul 1921/8 lzmir 2225 Mersin 29/82/9 Cidde 68/9 Hodeidah 910 Dııbai 1718 Kuveyt 1920 Karaçhi 2426 Cidde, Dubai, Kuveyt, Karaçhi mulad ugrak limanlarımız olup rotasyonumuz üzerindeki diğer limanlara yeterli yük temini halinde uğrak yapılmaktadır. Bu güne kadar konvansiyonel yük kabul edilen bu hatta artık konteyner ile taşımacılık hizmetimiz de devreye girmektedir. Yük teklifleriniz ve detaylı bilgi için aşağıdaki telekslerimiz emrinizdedir. İSTANBUIMKRKKZ T!x. 24125 Tel. 149 40 30 145 75 39 143 63 69 tZMİK Tlx. 52525 Tel. 21 74 17 21 73 97 21 73 98 . ' MERSİN Telx. 67278 Tel. 18762 1882829 U.B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜUÜRLÜGÜ Basın: 22030 Para ve Sermaye Piyasası»..,» Yorıım/F.mısyon Artışı Nasıl Önlcnir'.' Pıyasalardan Maherler • Prof.Dr Demır Dt'iııııgil/Ö/cl Sckior hğilımi Canlanıyor mu? • Dr.Nıv;ı/ı Bcrk/Dış Krcdı İli!>kılcrı Açısından Bankacılığın Dışa Açılması • Prof.Ür. İlker Parası//Türk Ekonomisi'ndc Uluslararası Bunkacılık Oljjusunu İlişkin Dcğcrlcndirmc • The Banker/500 l£n Büyük Banka • Luromoney'e (iöre de "En Büyük Citicorp" • Dr. İlısan Lrsan/Karşılıklı Ticarct vc Türkiyc • "Dolar İnişte, Lirct Krizdc"... • Uluslararası rinansal Ciöstergeler • L. Zeynep Kaptanoğlu/Nasdacı • Prof.Dr. Haydar Ka/gan/Mcrkezi Tasfiyc • Otomotıv Scktörü • DB40 Endcksi Düştü • Hisse Scnetleri Piyasasında Son Dıırum İstcme Adresi: $rtu Her Çumartesi kesin hareket 8 gün.7gece Özel ütobüs Tam Paıısiyon II RİZM SU\AR ÖREN KESKİN MERKEZ AJANS RIIKIAM HlZMl.Tl.r.Rt A.S. Buyukdere Cad No b7 Uçyol Mevkıı Maslaklslanbul Co) EFEMTATİLKÖYÜ 49.000 GELİBOLU BONCUKOTEL 46.000 56.000 (Y.P.) 1611074 I61HJ26 Kadıköy ;t;j6ititiO 161İ28; Edremit MOTEL ÇAVUSOĞLU GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI ANKARA YENİMAHALLE 2. İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1984/1590. T. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymcti, adcdi, evsafı: Susuz köyü Bağlar mevkiinde ve tapunun 736 parselinde 5960 m1 olarak kayıtlı g.menkulün 870/5960 hissesi satılacaktır. Köye Ukriben 500 m uzaklıkta olan bu g.menkulün satılacak hissesine 348.000. TL kıymet takdir edilmiştir. Satış ijartlan: 1 Satış 21/9/1985 saat 14.00'den 14.15'e kadar icra dairesinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin fo 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak jartıyla 3/10/1985 günü aynı yerde saat 14.0014.15'de ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da ruçhanlı alacaklılann alacajını ve sa,tış masraflarını geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin gorebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği lakdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 3 Satışa istirak edenlerin şartnameyi görmUş ve munderecatını kabul etnıis sayılacakları, başkaca bilgi almak ısteycnlcrın 84/1590. T. sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları ilan olunur. 13/8/1985 NESİN VAKFI'NA İŞÇİ ALINACAK Şoför, aşçı, bahçıvan, sağmal hayvan bakıcısı, temizlikçi olarak çalışacak ijçi aranıyor. Konut, yenıek, giyim, yakacak, sağlık ve başka gereksinimleri karşılanacak vc sigorta yaptırılacak. Çocuksuz kan koca çalışabilir. Erkekler askerliğini yapmış olmalı. tstekliler, aşağıdaki adrese özgeçmişlerini yazarak meklupla buşvıırabilirlcr. Nesin Vakfı RK. 5 Çatalca / istanbul • Muhasebe bürosu dış işlerini yürütecek, düzgün yazılı eleman alınacaktır. İlgilenenlerin, talep ettikleri ücreti bildirir yazı ile P.K. 46 Karaköy adresine müracaatı. • Kimliğimi ve sigorta kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. İSAK ÖZKUL • Lise diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. F. NERGtS DİNÇÇAĞ • Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. TUNCA Y KlZILCA Genborsa A.Ş. Büyükdere Caddesi No. 14/5 ŞİŞLİ/İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle