Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nimsenerek (1915 Ermeni tehcirinin Nazilerin Yahudi jenosidi ile aynı nitelikte bir hareket olduğu savı), Türkiye'nin bunu "kabul etmesi" istenmiş; "Ermeni davasınm destekJendiği" açıklanmıştır... Kuşkusuz, normal ilişkilere dönmek iradesi tekrar belirecekse, bu defa normalizasyonun kendine özgü koşullan olacağını düşünmek gerekir. Normalizasyon iradesi belirdiği takdirde, siyasi düzeyde bunun yollan bulunabilecektir tabii. Ancak bu meselede, hükümetlerin değişebilen tutumları yanında, Fransa'da daha çetin bir nitelik alan bir kamuoyu sorunu ile karşılaşıyoruz bugün! Kıbns bunalımından sonra başlayan, belirli cevrelerin yöntemli çabaiarıyla ve hükümetlerin tutumlarırun etkisiyle giderek kuvvetlenen bir eğjlimin yaygınlaşması neticesinde, Fransız yaym araçları Türkiye ile ilgili konularda tek yarüı hükümlere artık bağlanmış, angaje görünüyorlar. Yaratılan hava icinde, bir Fransız yaym araa için, Türkiye'nin duyurmak istediği bazı görüşlere yer verilmesinin artık imkânsız hale geldiğini müşahede ediyoruz: Türkiye'ye ve Türklerin görüşlerine kapanan bir kamuoyu karşısında kendimizi buluyoruz. Bu düğüm çözülmeden politik alanda yapılabilecek jestler biraz yüze>rsel kalabilir. Kanımızca bu problemin çözümlenebilmesi uzunca vadeli ve ayrıntılı çabalarla, iki ülkede karnuoyu oluşturan kişilerin çeşitli vesilelerle bir araya gelmeleri ve serbest bir hava içinde bilgilerini ve düşüncelerini karşılaştırmaları ile mümkün olacaktır. tKl TARAFIN KUSURLARI llişkilerin bozulmasında her iki tarafın da kusurları olmuş mudur? 1970'lerde Ankara'da görev yapan bir Fransız büyükelçisi, Türk tarafının hiç olmazsa bir kusuruna parmagını basmıştı. Bir konuşma sırasında, "Siz TürkJer, kendinizi anlatmak hünerine malik değilsiniz" şeklindeki bir fetva ile kendisini de üzen olumsuz gelişmeler hakkında yapılan bir fikir alışverişini sonuca bağlamıştı. İki tarafın bu meseledeki sorumluluklarını aynı terazıde tartmak aklımıza gelmez tabii; ancak büyükelçinin verdiği hükme de itirazımız olmamıştı. Gerçekten, sorunlanmızı Batılılann anlayabilecekJeri şekilde ve alışkın oldukları kavramlara göre anlatabilmek ve sesimizi duyurma yollarını bulmak sorunu, TürkFransız ilişkilerinin ötesinde ve daha geniş bir çerçevede, bugün tüm Batı âlemi ile bağlanmızı ilgilendiren bir konu haline gelmiştir. Fransa'da karşılaştığınuz sorunlann, daha hafif şekilde öbür Batı ülkelerinde de karşımıza çıktığıru görmemezlikten gelemeyiz. Dışarıda bazı çevreler, SevTes Antlaşması tarihindeki tükenmiş ve bölünme noktasına gelmiş, "azınüklara" terk edilecek bir Türkiye imajını yaratmak, artık tarihe gömüldüğünü zannettiğimiz husumetleri canlandırmak için devamlı faaliyetler yürütmüşler ve Batı ülkeleri kamuoylarında eski önyargılan uyandırabilmişlerdir; hükümetler de bu propagandaJann etkisinden masun kalmamışlardır. Oysa, bugünkü Türkiye'nin artık bütünleşmiş bir miÜet olarak bu siyasi edebiyatı ve önyargılan anlayamayacak derecede değişik bir toplum haline geldiğini; Avnıpa sırurlannda ve Ortadoğu'da artan bir agırhgı olan bir devlet hüviyetini kazandığını görmemek bir yanılgı olur. Özellikle Fransa'nın Türkiye'ye karşı takındığı tavır, Türk kamuoyunu ayrıca şaşırtmıştır. Türkiye, Atatürk liderliğinde Fransız modelinden esinlenerek yeni devletini kurmamış mıydı? Hatta dikkatli bakılırsa, Mustafa Kemal'in, yeni Türk devletini dayandırdığı siyasi kavramlar, Misakı Milli'deki esaslar, Fransız devletinin temelindeki kavramlann dünyanın değişik bir bölgesinde uygulanması değil miydi? Türk kurtuluş hareketinin geçerliliğini, Fransızlann sevdikleri bir deyime göre "Türklerin millet olma iradesini" kabul eden ilk büyük Batı devleti, Fransa olmamış mıydı? Geçmişte, görmüş geçirmiş, dünya sahnesinde ön planda bir rol oynanuş, çok parlak dönemleri olduğu gibi kara günler de yaşamış bir büyük ülke olan Fransa'dan, güç anlanmızda özel bir anlayış beklemiş ve bulmuştuk. Avrupa1 nın ve dünya kavgalannın bir kenarında kalmış, tarihin çilelerini paylaşmamış olan Kuze>' ülkelerinden böyle davranışlar beklenebilirdi! Ama Fransa'dan?.. SONUÇ Tarihin bazı dönemlerinde ülkeler arasındaki çıkar bağları zayıflayabilir, ekonomik ilişkiler gevşeyebilir; "mesafeli ilişkiler" yakın üişkilerin yerini alabilir. Ancak yüzyıllar boyunca ilişkiler sürdürmüş olan iki ülke arasındaki bağlann, onanmı güç bir şekilde zedelenmesi, ihtiyatsız bir hareket olarak görülmelidir. Gelecek, ne gibi ihtiyaçlar yaratacak, ne gibi olanaklar ortaya çıkaracaktır, bunu bilemeyiz. Yapay olarak uyandırılan olumsuz duyguların kamuoylanna maledilmesi, tarihi bir hata olabilir. Göriiş ve tutum aynlıklan var ise, bunlan realitelerin ölçülerine indirmek gerekir. TürkFransız ilişkilerinin bir doruğunu teşkil eden, General de Gaulle'ün Türkiye'yi ziyaretinden beri pek uzun zaman geçmemiştir. De Gaulle de kendi döneminde, Türk dış siyasetinin çok fazla Amerika'nın dumen suyunda yürümesini eleştirerek bir süre Türkiye'ye karşı mesafeli davranmıştı. Türkiye daha serbest bir politikaya yöneldiğinde General, Fransa'nın geleneksel bağlan bulunan eski bir ulus olarak gördüğü Türkiye'ye gelmeyi ihmal etmernişti. TürkFransız ilişkilerinde, geleceği ipotek altına koyacak bir durumun yerleşmesini önlemek kuşkusuz gereklıdir. Şu sırada bu yönde bazı adımlar atılacağına dair çıkan haberler ümit vericidir ve memnuniyetle karşılanmalıdır. 9 TEMMUZ 1985 14 Temmıız Öncesinde Tarihin bazı dönemlerinŞp ülkeler arasındaki çıkar bağları zayıflayabilir, ekonomik ilişkiler gevşeyebilir; "mesafeli ilişkiler" yakın ilişkilerin yerini alabilir. Ancak yüzyıfw boyunca ilişkiler sürdürmüş olan iki ülke arasındaki bağlurm, onarımı güç bir şekilde zedelenmesi, ihtiyatsız bir hareket olarak?görülmelidir. Letra Hızlı ve aktif çalışmayı seven, çok iyi derecede İngilizce bilen, daktilo ve dosyralama bilgisi olan, yönetici nitelikleri bulunan HÂMİT BATU Emekli Büyükelçi Fransa, yakında "14 Temmuz"u kutlayacak. Uzun yıllar, cumhuriyetin kurulmasından sonra geçen uzun bir tarihi dönemde biz Türkler, bu yıldönümünün olağanüstü anlamını hatırlayarak 14 Temmuz kutlamaIarına içtenlikle katıldık, ulusal bayramİannda Fransızlara karşı beslediğimiz iyi duygulan alışılmıs şekillerin ötesinde, gerçek bir yakınlıkla ifade ettik. 1922'de, 'Milli Mücadele'nin daha henüz devam ettiği bir tarihte, büyük Batı devletleri arasında Anadolu ulusal hareketini ilk tanıyan Fransa'nın Ankara'daki temsücisi Albay Mougin'in 14 Temmuz davetinde Mustafa KemaJ bizzat bulunmak istemişti. Atatürk'ün bu vesile ile yıldönümünün evrensel anlamını belirtmek için söylediği sözler belleğimize yerleşmiştir. Son yıllarda, bilinen nedenlerden dolayı, bu kutlama günlerinde FransızJara aynı yakınlığı göstermemizin mümkün olmamasından üzüntü duyuyoruz. Ancak Türkiye ile Fransa arasındaki bağlann pek eski geçmişi olduğunu düşünerek ilişkiIerimizde çıkan güçlükler: hatırlatan bu yüdönümünde, karşılaştığımız sorunları iyice anlamaya çalışmamız ve geleceğe dönük bazı dilekJerimizi dile getirmemiz uygun görülebilir. İLtŞKİLERDE İLK BOZULMA Bilindiği gibi TürkFransız ilişkileri, 1970'lerin ilk yıllarında, Marsilya'da Türkiye'yi suçlayan bir anıtın açıhşına, bazı resmi şahsiyetlerin katılmalan nedeniyle bozulmaya başiamıştır. Temmuz 1974'te Sampson darbesi üzerine Türkiye'nin Kıbns'ta gerçekleştirdiği çıkarmadan sonra, Karamanlis'in yönetiminde tekrar demokratik rejime kavuşan Yunanistan'a karşı Fransız Cumhurbaşkaru Giscard d'Estaing özel bir yakınlık göstermiş; TürkYunan ilişkileri konusunda, abartılmış şekilleriyle Yunan tezlerini benimser görünmüş ve "gereğinde Fransa'nın Yunanistan'ı Türkiye'ye karşı koruyacağını" belirten bir açıklamada bulunmuştu. Her ne kadar daha sonraki yıUarda ilişkilerin iyileştirilmesi için çaba harcanmış ve bu maksatla karşıüklı olarak dışişleri bakanları ziyaretleri yapılrruşsa da, Kıbns'ın çok tartışmalı bir sorun haline geldiği o dönemde Fransa'nın Yunan yanhsı tutumundan dolayı ilişkilerde arzu edilen düzelme sağlanamamıştı. Giscard d'Estaing iktidannın son yıllarında ilişkilerimizin aşm derecede bozulmasmı sakıncah gören sorumlu mevkilerdeki bazı Fransız şahsiyetlerin de etkisiyle bir "normalizasyon" süreci başlatıimıştı. Türk dışişleri bakanının Şubat 1981'de Paris'e yaptığı resmi ziyaret, bu normalizasyon "takvimini" sonuçlandıracaktı. Bu ziyaretin 12 Eylülden kısa süre sonra, Batı devletlerinin Türkiye'ye karşı "mesafeli tutum" göriintüsü yaratmak için bu gibi temaslardan kaçındıkları bir dönemde gerçekleştirilmesi, Fransız hükümetinin başlatılan normalizasyon sürecinin biraz yüzeysel kalmış olsa da bir sonuca bağlanmasını istediğine işaret ediyordu. Ne var ki birkaç ay sonra Elysee Sarayı'na yerleşen yeni iktidann Ermeni savlan ve Ermeni terorizmi ile ilgiü tutumu, ilişkileri zorlukla katedilen mesafenin gerisine götürmüştür. TürkFransız ilişkilerindeki anlaşmazlıkların, zaman zaman diplomatik bağlan kopma noktasına yakınlaşîırmış olmasına karşın, bu gerginlikleri yaratan nedenlerin teşhisinde güçlük çekildiğini belirtmek gerekir. Burada uluslararası alanda alışılagelmiş ölçütlerin (kıstasların) ve uygulamaların dışında kalan bir dururn göze çarpıyor. Her ne kadar ilişkileri bozan tutumların dayandığı bazı nedenler ve çıkarları saptamak mümkün ise de, Fransa açısından bunlardan beklenebilen yararlann, zararlan karşılamayacak ölcüde sınırlı kalacağı hususunda bir izJenime vanlmaktadır. Giscard d'Estaing döneminde, esasında herhangi bir güç problemi bulunmayan ikili ilişkilere yabancı bir konunun, TürkYunan ilişkileri sorununun sokulduğundan şikâyet ederdik. Ancak o dönemde, tek vanlı olarak yorumladığımız Fransız tutumu, yine de somut güncel bir uluslararası konuyu, Kıbns sorununu ilgilendiriyordu: Hatalı bir değerlendirmeye de dayansa, uluslararası çıkarlar ve çekişmeler alanmda kalıyordu. Daha sonraki iktidarın " E r m e n i davası" ile ilgili tutumu, araştırma konusu olan tarihi bir olayı, ilişkileri etkileyen bir sorun olarak ortaya atmıştır. Yetmiş yıl önce geçen tarihi olaylarla ilgili olarak Ermeni militanlan tarafından ileri sürülen bir iddia be sekreter Hızlı ve yaratıcı' çalışmayı se\'en, genç ve dinamik, tercihan airbnjsh kullanabilen grafikerler arıyor. Baş\aırulann şahsen yapılması rica olunur. LETRA REKLAMCIUK AŞ. Barbaros Bulvarı 38/9 MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ STAJYER GELİRLER KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN Saslık evlerine oaurij kömür Kimi Yanlışlar Türk tiyatrosunun bütün geçmişi pek pek bir buçuk yüzyıldır, İmparatotiuğun Türk kökenli yurttaşlannm sahnede görünmesi ise çok darıa yenidJr. 1908 meşaıtıyetini başlangıç alırsak sadece seksen yıl. Ne var ki, boylesine kısacık bir geçmiş üzerine yapılan araştırmalarda, incetemelerde bile yanlışlara rastlanıyor. ilk bakışta bunlar küçük ayrıntılar. Ama, hangi alanda olursaolsun geçmişin olaylarının, olgularımn en önemslz aynntısı bile değiştirilemez. Aydın çevrelerin ve politikacıların sık sık yinelediği Batı kültürünün temel kuralı bunu gerektirir. Olup bitenleri hiç değiştirmeden değeriendirmek. Her zamart yakırtdan ilgilendiğim Türk tiyatrosunun yakın geçmişi konusunda yapılan yayınlarda, kitap olsun, yazı olsun, TRT ekranında olsun, kimi yanlışlara rastlayınca, üzüntü duyuyorum. 1940 yılında müzikli Türk tiyatrosu üzerine araştırma yaparken ilk tiyatroculanmızın henüz yaşayan en son kişileriyle görüşmüştüm Yaşlanmışlardı. Hastalıklı ve yoksuldular. Bellek güçleri azalmıştı, yanılıyorlardı kimi anılarda. Söylediklehni not alıyor, daha sonra o konuda başkalarının söyledikleriyle ve kendi bilebildiklerimle karşılaştırarak doğruyu bulmaya çalışıyordum. Zira basılı belgeler yok denilecek kadar azdı. Bulabıldiğim el ilanlarında sadece ay ve gün yazılıydı, yıl gösterilmemişti. Bu eksiği, kendi izlenimlerimle, ya da başkalarının anılarıyla gidermeye çalışıyordum. Türk tiyatrosunun kuruluş yılları üzerine yazılacak yazılarda, yapılacak araştırmalarda tek bir kaynakfa, bir el ilanıyla yetinilmesi önemli yanlışlara götürüyordu. Bunun örneklerıne yazık ki, yıllardır rastlıyorum. Bu ayrıntı yanlışlarından kimilerini şöyle sıralayacagım. Ertuğrul Muhsin'in henüz Muhsin Ertuğrul olmadığı 192526 sezonunda Şehzadebaşı Ferah Tryaırosu'nda, Türk tiyatrosu için çok önemli birdönem yaşanmıştır. "Ertuğrul Muhsin veArkadaşları" adını taşıyan o topluluk, Şehzadebaşı Perah Tiyatrosu'nda bir Ramazan boyu oynamıştır. Herakşam değişik oyunlarla. Muhsin Ertuğrul'un Türk Tiyatrosu'na önemli katkılan o toplufukla başiamıştır. Fakat Türk tiyatrosu üzerine yayınlanmış kalın bir kitapta o topluluktan "Ferah Tiyatrosu" diye söz açılmıştır. Oysa, topluluğun adı Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşlan'dır. Ferah Tiyatrosu topluluğun oynadığı sakonun adıdır. Uzun yıllar önce Televizyonda Türk tiyatrosu üzerine programlar yayınlanmıştı. Başlangıç yıllarında Türk tiyatrosunda ağır basmış Ermeni kökenli Osmanlı tıyatrocuları tanıtılırken Oksan Şehinyan'dan söz açılmıştı. Programı sunan, yazan Oksen Şahinyan'ı canlandıran oyuncuyu Kumkapılı balıkçı Kirkor ağzıyla konuşturmuştu nedense! Ustelik, Osmanlı melodram tiyatrosunun ünlü tiran'ı (kötü adamı) Aleksan'la karıştırmıştı. Oysa, ailece tanıdığım ve oğullarıyla arkadaşlık ettiğim Oksen Şahınyan, ve/a idadisini bitirdikten sonra "Tıbbiyei Şâhne'de (Tıp Fakültesi) bir süre okumuştu. Sonra, 1908 Meşrutiyeti'nin coskulu havasrta kapılarak sahneye geçmişti. Amcası Şahinyan, o günlerin ünlü bir operet tenoruydu. Yanlışlar düzeltilemeyecek kadar çoktu. Üstelik, Şahinyan güzel Türkçe konuşuyordu. Bir süre önce Şehir Tiyatrosu'nun 70. yıldönümü kutlanırken, tanınmış bir bayan gazetecinin adını taşıyan yazıda, topluluğun ilk oyununun adı "Çürük Elma" diye gösterildi, Doğrusu Çürük Temel'di. Çürük Elma, 1957'de kurulup başarılı oyun\ar sergilemiş "Genç Oyuncular" topluluğundan Atilla Alpöge'nin ilginç bir oyununun adıydı. Bayan meslektaşa yanlışı söy/edim. Güldü ve o bilgiyi ünlü profesörümüzün kitabından almış olduğunu soyledi. Geçenlerde yeniden repertuvara alınan Lüküs Hayat'ın Sunusu "1930 yılında Fransız tiyatrosunda" diye başlıyor Oysa, ben Lüküs Hayat'ı Tepebaşı Tiyatrosu'nda izledim. O tarihte Lüküs Hayat'ta başkadın rolünü oynayan Semiha Berksoy'a söyledim. Güldü ve "Nerden çıkarmışlar bunu!" dedi. Büyük komedyen Naşit bey konusunda da kimi yanlışlar yapılıyor. Naşit eski bir istanbu! ailesindendi. Babası Hacı Ahmet Bey, Sultan Hamid'in eczacıbaşılanndandı. Naşit'i Baytar mektebine yazdırrroştı, amca oğlu direnince Muzikai Himâyun" (Saray konservatuvarı)na vermek zorunda kalmıştı. 19251935 yıllarında Hilal, Millet, Ferah Tiyatrolan kulislerini sürekli izledim amma, Naşit beyi sahne dışında hiç bir yerde görmüşlüğürn yok. Naşit beyler, Millet tiyatrosunun en üst katında ve sahne üstünde apartmanımsı bir bölümde otururlardı. Naşit bey oradan kulise iner ve oyunu bitince dairesine çekilirdi. Kimi arkadaşların yazdıklarının tersine, ne Muhallebici Fadıl'da, ne de , Kâmil'in kahvesinde oturmustur. Hele dış kapıda gişenin önünde »turduğu hiç gorülmemistir. Müzikli Türk Tiyatrosu üzerine araştırma yaptığım yıllarda bir ger: çeği öğrendim. O yıllarda henüz yaşayan eski oyuncu/arın pek azıni da fotoğraf, el ilanı, gazete kesıği, ya da benzeri belge vardı. Ya | gazeteciler alıp geri getirmemişti. Ya da eski istanbul yangınlarınf da evle bırlikte yanıp kül olmuşlu. Ne var ki, günümüzde yine de | kimi belgeler ele geçse bile değerlendirme yapan arastırmacının [konuyu çok yönlü benimsemiş olması, hatta o günleri dikkatle inlcelemiş olması gerekiyor. Bu yapılmazsa, Çürük Temel: Çürük El, Tepebaşı Tiyatrosu: Fransız Tiyatrosu, Aleksanyan: Şahinyan, nedyen Naşit bey: Komik Oümbüflü ismail efendi oluverir. Olmaması gerekiyor. Bilim ve küttüre gerçekten saygı besliyorsak, Batı kültürünü ciddilikle benimsiyorsak, olmaması gerekiyor. ödeneği verilmiyor Bizler ebe ve hemşireler köylerde, hastaneierde sağlık ocaklannda nöbet tutar ve bütün sağlık hizmetlerine yardımcı olunız. Sağlık kolejlerinde ortaokul üstüne dört yıl eğitim görürüz. özellikle de aynı müfredatı okuyan köy ebeleri gece gündüz kar kış demeden ve arabasız olarak at üstünde veya araba ile çoğu zaman ailemizden kimse yoksa, tek başımıza her türlü riski göz önüne alarak doğuma gideriz. Sağlık evlerine, devlet dairesı olduğu halde, kıslan ne odun, ne kömür gibi yakacak vermezler. Kendi oturduğumuz yerde hastalanmızın iğnesi ve tedavisini yaparız. Ödenek almak için yaptığımız müracaatlarda mahalti sağlık müdürlüklerinden sağlık evlerine ödenek verilmiyor cevabını almaktayız Halbuki yaptığımız incelemede Bakanlığın ödenek verdiği gerçektir. Bunun için mahalli idarecilerin bu meşakkati çeken elemanlara titizük göstermeleri için sayın bakanımızdan istirham ediyoruz. Bu denli ihtiyaçlanmız için. Aynca bizlerin lise dengi 4 yılhk eğitimimize rağmen memuriyete başlangıç derecemiz 12. derece 3. kademedir. Halbuki 657 sayılı yasaya ek maddeler getiren 12 sayılı K.H.K. ile değiştirilerek kabulü hakkmdaki 1897 sayılı kanunun 36. maddesinin 2. bölümünde beürtilen sağlık hizmetleri sını/ına dah.il edilmis olmalan dikkate ahndığmda, aynı maddenin ortak hükümleri kısmımn (A) bölümünün S. bendi gereğince 11. derecenin 3. kademesinden ise başlamamız ve (1) bendi gereğince de 2. derecenin son kademesine kadar terfi etmemiz mümkündür. Sağlık teşkilatının bu mağduriyetini sayın Bakammızm gidereceği kanısıyla saygüanmızla beklemekteyiz. NÎĞDE'DEN BlR GRUP EBE VE HEMŞÎRE Maliye ve Gürnrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nce 19 Ağustos 1985 pazartesi günü saat 9.00'da başlamak üzere Ankara, lstanbul ve fzmir'de Stajyer Gelirler Kontrolörlüğü giriş suıavı açılacaktır. Sınav kazananlar, üç yıllık staj dönemi sonunda yapılacak "yeteterlik sınavı"nı da kazandıklan takdirde Gelirler Kontrolörü olarak göreve devam edecekierdir. Sınava Katılabilmek için: a) Devlet Memurlan Kanununun 48'inci maddesindeki niteu'klere sahip olmak; b) 1.1.1985 tarihi ıtibariyle 30 yaşım doldurmamıs bulunmak; c. Hukuk, lktisat, Işletme, Siyasal Bilgiler Fakülteleri ile Ege, Boiaziçi, Ortadoğu Teknik, Atatürk ve Hacettepe Universitelerinin Idari ılimler, İş ldaresi ve tktisat bölümlerinden veya Fakültelerinden, (YÖK Teşkifatı hakkında 4! sayılı Kanun Hukmünde Kararname ile isimleri değiştirilen Idari Bilimler Fakülteleri ile iktisadi ve Ticari llimler Akademilerinden mezun olanlar dahil) veya yukanda isimleri sayılanların benzerleri ile bunlara Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca muadeleti kabul edilmiş yabancı ülkelerdeki Fakülte ve yuksek okulların birinden mezun olmak; gerekir. Sınavlara giriş şartlarını ve sınav konularını ayrıntılı olarak gösteren "Sınav Broşürü", "Gelirler Kontrolörleri Beşik Sokak No: 7/3 UlusANKARA" adresinden veya Gelirler Kontrolörlerinin Ankara, lstanbul ve tzmır Grup Başkanlıklanndan sağlanabilir. lsteklilerin gerekli belgeleri, en geç 2 Ağustos 1985 cuma günü mesai bitimine kadar yukanda beürtilen adrese vermeleri veya posta ile göndermeleri (Postada vaki gecikmeler kabul edilmez) gerekmektedir. İlan olunur. Basın: 20288 MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI PERSONEL G.ENEL MÜDÜRLÜCÜ'NDEN 1. Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gürarükler Muhafaza Genel Müdürluğü'nün Taşra Teşkilâtı olan Ankara, lskenderun, lstanbul, lzmir, Izmit, Mersin ve Trabzon Muhafaza Başmüdürlükleri ile bağlantılarında boş bulunan Kaptan, Makinist ve Gemi Adamı kadrolarına sınavla personel ahnacaktır. 2. Sınava kalılacak adaylarda aranacak şartlar; a) 657 sayılı Devlet Memurlan Kanununun değişik 48. maddesinde yazılı genel şartlara sahip olmak, b) Ortaokul veya Lise ve Dengi okul mezunu olmak. (Yoksa Ilkokul) c) Kaplanlarda: Ulaştırma Bakanhgmca tasdikli kıyı ve lıman Kaptan cüzdamna sahip olmak, d) Malunistlerde; Ulaştırma Bakanlığuıca tasdikli Deniz Motor Makinisti veya Deniz Motorcusu cüzdanına sahip olmak, e) Gemj Adamlannda; Ulaştırma Bakanhgmca tasdikli Usta Gemici veya Gentici cüzdanına sihip olmak, f) Sınavm açıldığı tarihte 40 yaşım doldurmamıs bulunmak, g) Adaylann askerlikle ilişkisi bulunmamak. 3. Sınavlara katılmck isteyenlerin en geç 20.7,1985 günü saat 17J0'a kadar bir dilekçe, 2 adet fotoğraf, öğrenim belgesi ömeği, Ulaştırmo Bakanhgmca verilen tasdikli Kaptan, Makinist ve Gemi Adamı cüzdanları ile biriikte lstanbul Gümrükteri Muhafaza Başmüdürlüğune şahsen basvurmalan gerekmektedin 4. Sınav 1.8.1985 günü saat 9.00'da İstanbul'dayapılacak olup, sınav yeri ayrıca adaylara duyurulacaktır. 5. Yazılı smavda başarılı olan adaylar tatbiki sözlü sınava tabi tutulacaklardır. Basın: 20287 GAYRİMENKULÜN AÇIKARTTIRMA İLANI KARAPINAR İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 984/338 Tal. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Karapınar Hankapu Mahallesi (Hacıısa) Mahalle mevkünde bulunan vetapuda Cilt: 39 Sahife: 5 Sır^: 240'da kayıtlı 130 M1 miktanndaki gayriraenkul satılacaktır. 1 aşınmaz üzerindeki ev 81 M"ye oturmuş bulunmaktadır, evin üzeri kiremitle örtülü, elektriği mevcut olup, su avludadır. Kerpiç yapıdır, içerisinde iki oda bir salon ve bir mutfak vardır. Belediye imarJ durumuna göre inşaat nizamı meskun saha olup, tasınmazın 27 M 'si yola aynlmıştır ve bina yükseku'ği 10.50 metreyi gecemez. Ziraat Bankası'run 695.455. TL. ipoteği mevcuttur. Gayrimenkul 710.000. TL. değerindedir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 12/8/1985 güaü saat 14.00'ten 14.15'e kadar Karapınar lcra Dairesi'nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %75'ini ve ruçhanlı alacakltiar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle aJıcı çıkmazsa en çok artıranın (aahhüdü baki kalmak şartiyle 22/8/1985 perşembe günü aym yerde ve saatlerde ikinci anırmaya çıkarılacakıır. Bu anırmada da riiçhanlı alacaklıların alacağını, muhamraen bedelin *?o 50'si ve satış masraflarını geçmesı şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin ^olO'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, aiıcı istedığinde 20 günü gecmemek uzere mehij verilebiür. Dellâliye, resmi ihale pulu, K.D.V., tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklanm hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairenüze bildirmeleri lâzımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve lflas Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. tki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hicbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir orneği gönderilebilir. 6 Satısa iştirak edenlerin sartnameyi görmüş ve miinderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 984/338 T. sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilân olunur. 24/6/1985 O ) tlgUUer tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahüdir. Basın: 20245 TEKEL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN TEKEL MÜFETTİŞ YARDIMCELIĞI GİRİŞ SINAVI 1. Teftiş Kunılu'nda açık bulunan müfettiş yardımcılıklan için 14 Eylül 1985 günü başlamak üzere İstanbu), Ankara ve lzmir'de yarışma sma.vı yapılacaktır. 2. tktisat, işletme, hukuk, idari bilimler, siyasal bilgiler konularında İisans düzeyinde eğitim yapan fakülte, akademi ve yüksekokullardan veya bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığı 'nca kabul edilen yurt dışındaki öğretim kurumlarından birini bitirenlerden; Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı koşullan ve Tekel tşletmeleri Genel Müdürlüğti'nde göreve alınacaklarda aranan genel nitelikleri taşıyıp sınavın açıldığı yılın başında 30 yaşım doldurmamış ve askerlik görevini yapmış veya erteletmiş bulunan isteklilerin; sınav programını ve diğer koşullan öğrenmek üzere; a. îstanbul'da Karaköy Bankalar Caddesi No: 48'deki Tekel Işletmeleri Genel M ü d ü r l ü p Teftiş Kurulu BaşkanJığj'na, b. Ankara, Izmir, Bursa, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır Tekel BaşmüdürlükJerine, Başvurarak istenilen bilgileri en geç 23 Ağustos 1985 cuma günü çalışma saati sonuna kadar Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda bulundurmalan gerekmektedir. 3. Müfettiş Yardımcılıgına aunanlara Devlet Memurlan Kanunu ile Harcırah Kanunu hükümlerine göre ücret ve yevmiye ödenir. Aynca Teftiş Kuruiu Yonetmeliği hükmü gereğince üç yıllık staj devresinin sonunda yapılacak olan yeterlik sınavını başararak müfettişliğe atananlar, bir süre sonra çeşitli konularda inceleme yapmak üzere bir yıl süreyle yabancı üikelere gönderilirler. Duyurulur. Basın: T.C. MİLLİ EĞİTİM GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI YÜKSEKÖĞRETİM DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN DUYURU 1. Yurt dışında kendi parası ile iisans ve lisansüstü seviyede öğrenim yapmak isteyenler özel öğrenciliklerinin tanınması için fonnUl dilekçelerine gerekli belgeleri ekleyerek 1 Temmuz 1985 ile 30 Nisan 1986 tarihleri arasında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na müracaatta bulunabilirler. 2. Formül dilekçe ve açıklamalar, a) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan, b) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Müdürlüklerindcn, c) Yurt dışında, Öğrenci Müfettisliklerinden temin edilebiür. 3. Kendi hesabına öğrenim görmek isteyen lise ve dengi meslek okulu mezunlarının, ümversitelerarası 2'nci basamak seçme sınavlanndan almış oldukları eşit ağırlıklı puanlara göre dövizli özel öğrencilikleri tanınacaktır. Döviz tahsisi için gerekli taban puan bilahare ilan edilecektir. Istenılen puaru tuttunnuş olanlann müracaat dilekçelerine ikinci basamak seçme suıavı sonuç kartlannı ekleyerek Bakanlığunıza gönderrneleri gerekmektedir. 4. Yurt dışında kendi hesabına öğrenim görecek üniversite, dön yıllık yüksekokul, akademi mezunlannın dövizli özel öğrencilikleri doğrudan tanınacaktır. 5. İki yıllık yüksekokul mezunlan yun dışında ikinci smıfa, üç yıllık yüksekokul mezunlan da üçüncü sınıfa kabul edildiklerini Bakanlığımıza belgelendirdiklerinde dövizli özel öğrencilikleri tanınabilecektir. Basın: 19972 TfRlZM SLSAR HEH CL'\IA KESİN HAHEKET 10 Gün 9 Gece özel Otobüs Tam Pansivon >rturı LES ENFANTS DU PARADIS Yân: Marcd CAfME JeanUıuis Barrault Artetty Pferre Srassear 1945 Fransız Yauımı 195 dakika Merkez vc tüm bayikrdc %\'ÖMERT J ı KÖYÜ ' O.ooo, İLAN ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davaalar Atila Tekcan vs. vekilleri Av. Kâzım Kurt tarafından davalılar Zeynep (Yusuf karısı) Mükerrem (Yusuf kızı) Fatma ve Hacer ve Gülsüm (Yusuf kızları) aleyhine açılan izalei şuyu davasınm duruşmalan sonunda: Mahkememizin 8.11.1984 tarih 1984/222 esas 1984/1063 karar sayılı ilamı ile Eskişehir Hayriye Mah. pafta 44, ada 1 622, parsel 7'de kayıtlı 136.50 m miktanndaki arsa ve üzerinde bulunan evin lİK'nu gereğince şuyun izalesi suretiyle satılmasına karar verilmiş bulunduğundan kararm tıim aramalara ragmen adresleri tespit edilmeyen davalılara tebliğ edilmiş sayılacağı ve tebliğden sonra 8 gün içinde temyiz edilmediği takdirde hukmun kesinlejeceği ilan olunur. 29.5.1985 Basın: 20242 ?*~\ FETHÎYE .»* SEKETUR MOTEL 50.000 â ALANYA ALAADDÎN 43.000. Yaşanılır Dizaynda YAPINIZI YENtLEYİN TamiratTadilat ve her türlü inşaat işlerinizde Tel.: 172 06 78 • İTÜ kimliğimi kaybettim. Geçersizdir. OGÜNHAKANAYDIN *DATÇABODRUM AKTUR VtLLAIARJ Be^iktaş 16U074 I63«226Kadıköy :t)6l660 161228i MUHTELIF TIP KUMAŞ SATILACAKTIR 1) Müessesemiz üretimi muhtelif tip kamgarn ve ştrayhgarn kumaş kapah zarfla teklif alınmak suretiyle satılacaktır. 2) Tekliflerin J6 Temmuz 1985 tarih saat 16.30'a kadar Müessesemiz Haberleşme Şefliği'nde bulundurulması gereklidir. 3) SatışJa ilgili şartname Müessesemiz Ticaret Müdürlüğü'nden temin edilebiür. SLMERBANK DEFTERDAR YÜNLÜ SANAYtl MÜESSESESİ EYÜP/İSTANBUL Tlf: 577 16 80 İLAN İSTANBUL 8. U MAHKEMESİNDİ 984/249 Davaa BağKur Genel Müdürlüğü tarafından davalı Teoman Şevket Özdemir aleyhine Rucuen Tazminat davasınm yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara kar an gereğince: Davalı Teoman Şevket Özdemir, Feneryolu, İstasyon Arkası Köşem Apartmanı Kadıköy adresınde bulunmadığından iianen davetiye tebliğ edilmiş, davalı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiş bulunduğundan bu kerre adına iianen gıyap tebliğine karar verilmiş olmakla duruşmanın bırakıldığı 17.9.1985 günu saat 10 da lstanbul 8. İş Mahkemesı salonunda hazır bulunmamz veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz gıyap yerine kaim olmak üzere iianen tebliğ olunur. ATİLLA ŞOFÖR OKULU Türkiye'de tek. Eğitim ve öğretimde tek. Uzman bayan kadrosuyla tek. Disiplin ve ciddiyetiyle tek. Ücrette çok ucuzluğuyla tek. Fındıkzade/İst 523 79 11