23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHÜRIYET/8 HABERLER Z 1985 8 milyonluk borçla kendini köprüden attı Eminönü'nde beyaz eşya ticareti yapan evli ve 2 çocuk babası Nedret Külçebaş, dün sabah yamnda bacanağı olduğu halde otomobiliyle işyerine giderken, Boğaz Köprüsü 'nde otomobilini durdurarak kendisini aşağıya attı. tstanbul Haber Servisi Ekonomik koşullar, geçimsizlik, ailevi nedenler, bunalırn ve işsizlik gibi nedenlerle son günlerde intihar olaylannda artış görülürken, alınan tüm önlemlere karşın Boğaziçi Köprüsü'nde "indhar" olaylan önlenemiyor. Geçen hafta Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak kayıplara karışan Sait Polat adlı gencin daha cesedi bulunmadan bu kez dün sabah saat 07.30 sıralannda Nedret Külçebaş adlı bir işadamı kendisini korkuluklardan bırakarak yaşamına son verdi. Ama bu kez cesedi çok kısa sürede bulundu. Eminönü'nde elektronik ve elektrikli ev eşyası satısı yapan Onur Ticaret'in sahibi evli iki çocuklu Nedret Külçebaş (37) yamnda bacanağı Ibrahim Çapalı olduğu halde dün sabah erken saatlerde Kadıköy Kuyubaşı'ndaki evinden ayrıldı. Boğaziçi Köprüsu'nün tam ortasında kendi kullandığı 34 Y 4048 plakalı Murat 131 otosunu, lastik patladı gerekçesiyle durdurdu ve yere mdikten sonra korkuluklara doğnı fırlayarak kendini aşağıya attı. Saat 07.30 sularında olan olaydan sonra Külçebaş'ın cesedi saat 11.30 sulannda bulunarak Ortaköy Camii yakınlarında karaya çıkartıldı. Ne olduğunu uzun sure anlayamadığını ve bacanağı Nedret'in ölumune bir anlam veremediğini soyleyen Ibrahim Çapalfnın telefon etmesi üzerine olay yerine gelen Külçebaş'ın eşi Aliye Külçebaş uzun sure cesedin başında sinir krizleri geçirdi. Kadıköy, Melahat Seyizade Sokak 16/2 numaralı evde oturan ve önder (4) ile Onur (5) adlı iki çocuk sahibi olan Nedret Külçebaş'ın intihar ettiği sırada yamnda bulunan bacanağı, intihar olayını şöyle anlattı: "Saat 07.30 gibiydi. Tam köprüden geçiyorduk ki, Nedret lasüğe bakacağnu söyledi ve arabayı durdurarak aşağı>a indi. Bu sırada ben arabanın içinde onde oturuyordum. Sonra birden korkuluklara koşarak tırmandı ve ne olduğunu anla>amadan kendini aşağı>a attı. Neden yaptı bilemiyorum, ama işler biraz durgundu, bundan dolayı olabilir." Cesedi Ortaköy kıyılarında bulunup karaya cekilen işadamının eşi ise bu konuda hiçbir şey söylemezken "çok üzgiın olduğunu" belirtti. Olay yerine gelen Ibrahım Çapalı'nm ağabeyi Asım Çapalı ise şöyle konuştu: "Nedret'in iki kiiçük çocuğu vardı. tnanın çok iyi bir aile babasıydı. Kansı ile veya evi ile arasında herhangi bir sonınu da yoktu. Bundan eminim. Işleri durgun olabilir, fakat bu durgunluk son günlerde piyasadaki durgunluktan geliyor. Gercekten de son günlerde işler çok durgun. Üzerinden 8 mil>on liralık bir borç listesi çıkmış. Ama onun bir haftalık hasüatı zaten bu. Borcunu flnanse ederdi. Boğaz Köprüsü 'intihar köprüsü' oldu MEHMED KEMAL POLİTİKA VE OTESt i Tavlacılar... Yeşilköy'de kaçak altın opemsyonu Yurt dışına kaçınhrken yakalanan 17 milyonluk altına bağlı olarak Kapalıçarşı'da 2 kuyumcuda yapılan operasyonda 1S milyon liralık allm daha ele geçti. tstanbul Haber Servisi Yeşilköy Havalimanı'nda yurt dışma kaçınlmak ıstenen 17 milyon liralık kaçak altın ele geçirildi. Genişletilen operasyon sonucu Kapahçarşı'dakı bir kuyumcu dükkânında da 18 milyon lira değerinde kaçak altın bulundu. Olayla ilgilı olarak biri Libya uyruklu 4 kişi gözaltına alındı. Yeşilköy Havalitnanı Gümriik Müdürü Sedat Çetinbaş'ın yaptığı açıklamaya göre olay şu şekilde meydana geldı: Amar Mansor adlı Libya uyruklu bir kişi 28 haziran günu ülkesine dönmek için Yeşilköy Havalimanı Dış Terminaline geldi. Guvenlik aramasının yapıldığı "X Ray" adh cihazdan geçerken polisler Mansor'un çantasından şüphelendiler. Çantada yapılan aramada 52 adet altın zincirle 15 parcadan oluşan faturasız bir kolye bulundu. Amar Mansor'un üstunde yapılan aramada da birer kilogram ağırlığında iki kulçe altın eie geçirildi. Amaı Mansor'un sorgulamasından sonra genişletilen operasyon sonucu, bu kışinin altınları Kapalıçarşı'daki Fehmi ve Stıphi Vnrgeç'e ait olan "Şato Kuynmcosu"ndan aldığı saptandı. Daha sonra buraya yapılan baskında faturasız ve irsaliyesiz üç kilo ağırlığında külçe altın bulundu. Aynı kişiye üstündeki kolye ve zincirleri sattığı saptanan Kontes Kuyumcusu"nda yapılan aramada da sözkonusu ziynet eşyalarının faturasız satıldığı saptandı. ? ışadı gosteriyordu (J). Nedret Külçebaş'ın Ortaköv'de sahile vur'an cesedi, deniz pol çıkartıldı (4). (Eotoiraf: YALÇIS ÇAKIR) Yüce Divan dava reddini kabul etmedi (Baştarafı 1. Sayfada) ri Poyraz, A\kut Kutlav ve Ankan Gülcü savunuyorlar. özdağlar'm kimlik tespitinden sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı Özmert, davayla ilgili olarak TBMM kararının ve soruşturma komisyonu raporunun okunacağını bildirdi. Ozetle Kamil Başaran öldü Kurucu Meclis üyelerinden Kamil Başaran Ankara 'da öldü. 64 yafinda ölen Kamil Başaran için bugün saat 11.00'de TBMM önünde bir tören düzenlenecek. Kamil Başaran 'ın cenazesi Hacıbayram Camii'nde kılınacak öğle namaztndan sonra Karşıyaka Mezarlığı 'nda toprağa verilecek. THY'da "First Class" uygulamasma dun tstanbul Londra sefeıiyle başlandu Yeni sistem sayesinde çocuk yolculara armağanlar verilirken, sekiz kanaldan muzik yayını yapıhyor. Aynca içki ve sigara ikram ediliyor. THY'da "First Class" Kasımpaşa 'da halk pazarı Kasımpaşa'da üreticiden tüketiciye halk pazan kuruhıyor. tph'kçi Durağı'nm yamndaki 3 bin 500 metrekarelik alan üzerine kurulacak üstü kapalı pazarda sebze, meyve ve kuru gıda satış yerleri ayn olacak. Emekli yargıtay üyelerine ptaket Yargıtay'dan yaş haddinden veya kendi istekleri üzerine emekliye aynlan ve aynlacak olan başkan ve üyelerle daire başkanlanna törenle plaket ve onur belgeleri verildi. Ankara Adliyesinden emekli olan yargıç ve savcıkr da plaketlerini aldılar. Bunlaı arasında emekli İsmail Özdağlar'ın avukatı emekli yargıç Aykut Kutlay da bulunuy'or. Kitap ynzma seferberliği Ülke düzeyinde uzun süredir uyguknmakta olan okuma yazma sejerberliğinden sonra Milli Eğitin Gençlik ve Spor Bakanhğı kiitür yaşamına katkıda bulunmek amacıyla "kitap yazma sejerberliği" baştattL Bakanlıktar, yapılan açıklamaya göre, kitaf yazma se/erberliğiyle ilgili olcrak 56 ve 7 temmuz tarihleOn beş dakika sonra yenıden rinie Bakan Vehbi DuıçerlerHn yaMi sıra bakanlık üst düzeyyet başlayan duruşmada, Başkan kiilerinin katılacağı bir toplan Özmert. son tahkikatın açılması nıteliğındeki TBMM Soruşturtı düzenlenecek. ma Komisyonu ve bunun dayanağı olan belgelerin okunmasından sonra, avukatlann isteğinın Knkhan Asliye Ceza Mahkeme göz onune aiınacağını bildirdi ve si hde 54 milyon liralık karşılık soz konusu raporun 32'nci saysiiçekmek suretiyle dolandıncı fasından başlayan ikınci kısmıbAyaptığı iddiasıyla yargılanan nın okunmasına geçildi. AnayaHıcı Demirel'in beraat kararı sa Mahkemesi raportörlerinden Hrfitay 6. Ceza Dairesince Erdoğan Alptekin ve Genel Sekorandu reter Ziyaettin Özkanlı'nın do Bu sırada, sanık avukatlan adına lstanbul Barosu avukatlanndan Prof. Dr. Çetın Özek söz aldı ve "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 253. maddesinde ongorulen koşullann oluşmadığım" belirtti. Özek, Yuce Divan'ın mahkeme olarak "yargüama şartı gerçekleşmeden davaya bakmak durumunda bulunmadıgım" vurguladı. Davanın reddı istemlerine gerekçe olarak, TBMM birleşik toplantısı ıçtuzuğünun yurürlukten kalkmış olmasını gösterdi ve "Bu açıdan soz konusu içtüzüğe göre alınan karar, hukuken joktur" dedi. Istemin sonunda şöyle denildi: "Belirtilen nedenlerle, muhakeme şartı olan Lararın yokluğu sebebiyle 'davanın reddine', kararın yoklugu kabul edilmediği takdirde, ana>asa>a, içtuzıik hukumlerine ve CMUK kurallarına aykın karar alınması sebebiyle. duruşmanın tatiliyle, dosyanın iadesine karar verilmesini savgılanmızla, bilvekâle lalep \e arz ederiz." Duruşmanın beşinci dakikasındakı bu itiraza ilişkin 30 sayfalık bir layihayı, savunma avukatları Yuce Dıvan Başkanlığı'na sundular ve önce konuyla ilgili bir karar alınması gerektığıni, komisyon raporunun okunmasına geçilıp geçümeyeceğinın, ancak ondan sonra belli olacağını bildirdiler. Yüce Divan Başkanı Semih özmert'in, konuya ilişkin takdiri başkanlığımn mı kullanmasını, yoksa heyet kararı biçıminde mi olmasını ıstediklerine ilişkin sorusunu sanık avukatlan, "He>et karan olmasını rica ediyoruz" dıyerek yanıtladılar. Goruşu sorulan, ıddia makamındaki Cumhurıyet Başsavcısı Finız Çilingiroglu, avukatların isteğine katıldı. Yuce Divan'ın karar için çekildiğı dakikalarda. gazetecilerın sorularını yanıtlavan Çetin Özek, raporun okunmasının yargılamaya başlanacağı anlamına geldığinı bildirdi \e o nedenle, daha bu aşamada ıtiraz ettiklerini soyledı. Çetin Ozek, bir gazetecının, "Yani bu lavihada söyledikleriniz, TBMM Kombyonu'nun raporu vc Genel Kunıl'un oylaması sonucunda oria>a çıkan durumun dava açılması için yeterli olmadıgı anlamına mı geliyor?" sorusunu. "Evet. Meclis kararı >ok hükmündedir" diyerek yanıtladı. YL'CE DİVA\ Yüce Divan'ın çalısınuian dun saat 09.M)\la ha}tadı. Dunnmau. 15 kadar dinlevkt ile çok sayıda gazeıeci izledi. Yuce Diıan ba$kan dahil 10 ıtve. iddia ımıkanu da haşkan dahil dort kişiden olıışuyor. (Foıoimf: R1ZA EZER) nuşumlu olarak okudukları rapor, saat 10.00'dan 12.30'a kadar surdu. Raporun okunmasından sonra, arada Ozdağlar, bir gazetecinin "Duruşma nasıl gidiyor?" sorusuna şu karşılığı verdı: "İddiaları ve şahitlerin verdigi ifadeleri hepiniz dinlediniz. Dort. beş tane atma var. Bir tane tutturma yok. Şüphesiz takdir, Yüce Divan'ındır" dedi. Ozdağlar hakkında raporun okunmasını TBMM Soruşturma Komisyonu Başkan Yardımcısı ANAP Tokat Milletvekili Mehmet Zeki Uzun da izledi Duruşmanın saat 14.30'da başlayan bölumunde, sabahleyın okunan TBMM raporundaki karşı oy yazılarının okunmasına gerek olmadığına inandığını bıldiren Başkan Semib Özmert'e, sanık ismail Ozdağlar ve iddia makamı da katıldı Bunun üzerine sanık avukatlan adına söz alan avukaı Çetin Özek, 30 sayfalık layıha metnıni okudu. Özek, sozlerine başlarken, "Layihada taribsel kökeninden bugüne kadarki uygulamalanna dek her normun hukuksal nileliği ve değeri uzerinde durduklannı" bildirdi. Layıhada ılk olarak. bakanlık dokunulmazlığının kaldırılması sisteminin, tarihsel kokenı, nedenı ve Turkive'dekı gehşımı uzerinde duruldu. Bu sistemın mutlak ıktıdar olan taca karşı, yasamayı ve yasama içinden oluşan yurutmeyi korumak amacından doğduğu ve bunun, ıcişilerı değil, kışılerın ustlendıği fonksıyonların korunması anlamına geldiğı anlatılan layihada, hukuka uygun bir son tahkikatın açılması kararı olmadıkça, bakanın yargılamasının sapılamayacağı, dolayısıyla da "yargılama koşulunun var sayılamayacağı" goruşüne yer verildi. Bakanlık dokunulmazlığının kaldırılması kararının, yururlukten kaldınlmış içtuzuk hukumlerine göre alındığı için yargılama koşulunun anayasaya aykırı olduğu anlatıldı. Bu davranışın, anayasayı değıştinci nıtelik taşıdığını bildiren Çetin Ozek, "Bu olayda alınan karar yoklukla sakatlanmıştır, bu durumda TBMM kararının yok olduğunu ya da yoklukla malul olduğunu kabul etmek gerekir" dedi. Özek, ıçtuzuğun geçerlıliğının bır an kabul edılmesı durumunda da. bu ıçtuzuğun bile uyguianmamış olduğunun anlaşıldığını \urguladı \e "Örnegin Ankara Savcılıgının soruşturma yapması, Gazi Muhlar Paşa olayından bu yana gorulmemiş bir uygulamadır" dedi A\ukatların layıhasında, bır insan hakkında daha iddia ılerı surulmeden kovuşturma yapıldığı anlatıldı \e TBMM'ye verilen soruşturma onergesinin verilış bıçımi uzerinde duruldu. Layihada, "Yasalara ve uygulamaya gore, once Meclise onerge verilir, sonra Başbakan önergeden haberdar edilir, oysa bu olayda Başbakan'ın istegi üzerine 40 milletvekili onerge vermiştir. Bo>lece yasama organı, yurulraenin egemenliği altına alınmıştır" denildi. Başbakanlık Başdanismanı Adnan kahveci'nin durumuna da değınen layihada, Ankara Sa\cılığı"nın, yetkisız olmasına karşın \e TBMM kararı uzerinde yeni bır koğuşturma yapmaksızın l'ğur Mengenecioğlu hakkmda takıpsizlik kararı vermesınin >anlışhğı vurgulandı ve "Belirtilen uygulama. cumhuriyet tarihinde gorulen tek uygulamadır ve benzeri yoklur" denildi Layihada, son olarak anlatılan nedenlerle, "yargılama koşulu olan karar"ın yokluğu nedenıyle davanın reddi ıstendı. Kararın yokluğu kabul edilmediği takdirde ise, anayasaya, ıçtuzuk hukumlerine ve Ceza Muhakemeleri L'sulu Kanunu kura1larına aykın karar alınmasından dolayı duruşmanın tatiline \e dosyanın iadesine karar verılmesı gerektığı belırtıldi. Sanık Ozdağlar, avukatlarının sozlerine ekleyeceğı bır husus olmadığını sovledı. Yuce Dıvan Başkanı Semıh Özmert, ıddıa makamımn görüşunu sordu. Cumhuriyet Başsavcısı Finız Çilingiroğiu, TBMM'nın, onune gelen meselenin sorunu çozmek durumunda olduğunu ve bu aşamada 1961 Anayasası'nda ongorulen birleşik toplantı ıçtuzuğune başvurulmasının, anayasayı değiştırecek nıtelik taşımadığını ve bunun, yasalara, anayasaya. hukuka aykınhğımn ıddia edılemeyeceğinı bildirdi. Çilingiroğiu, Ankara Savcılığı'nca yapılan işlemin bir bakan hakkında soruşturma yapmak dıye nıtelendırilemeyeceğım bildirdi ve "Baba Ali Özdaglar ve kayınbirader Mehınel Kaymak'la ilgili da>a için ileriki aşamalarda karar verilecektir" dedi. Cumhuriyet Başsavcısı Çilingiroğiu, TBMM'nin, Ozdağlar'ı, gorevı kotuye kullanmaktan değil, UM Şirketi'nden 25 milyon lıra ruşvet almaktan dolayı Yüce Dıvan'a sevk ettiğini kaydetti ve Adnan Kahveci'nin durumunun, davanın ertelenmesi ya da reddedilmesi için bır neden oluşturmadığını soyledı. Çılingıroğlu, tum bu nedenlerle, avukatlann ıtiraz layihalarının reddine karar verilmesini istedi. Ozek'in bu konuşmasından sonra Yuce Divan oturuma, savunmanın soz konusu istemını göruşmek uzere I8.00'e kadar ara verdı. Saat 18.00'de oturum yenıden başladığında, Yuce Divan, savunma avukatlannın ıstemini reddetti. Duruşmaya bugım devam edılecek Şaır EnverGökçe'ye köylüleri'Çece' derlermiş. Bunu Eğin'd^ vayınlanan aylık 'Gurbet' gp^etesinde (Haziran 1985, sayı 215) hemşerisı L. Özgünaydın yazıyor. Köylülerı 'Çece' derlermiş ama Çece' ne anlama gelirmiş, köylüler, "Ağbey" diyorlar. Sonra Enver'i anlatıyorlar "Çok sessiz bir ınsandı Çit Çayı'nın hemen üstünde, iki >"»tlı bir evde yaşardı, köye geldiğinde. Çok az konuşurdu. Kk 3 herkes onu severdi Çalışmadan sıkıldığı anlar çay boyu yürürdü. (...) Bazen köy kahvesıne gider bır ıkı el tavla oynardı. Ötekı zamanlannı hep evde geçirırdı." Enver Gökçe, Eğin'in (Kemalıye) Çit Köyü'nde doğdu. Sonra on yasmda gurbete çıktı, bütün Eğınlıler gibı. Ankara'ya geldi. Ozgüven'in çektiğı bırfotoğraf var. Burada Enver'in iki katlı, toprak damlı evi ilkokulun yakınında. kavak ağaçlarının önünde görünüyor. Köyü için şair şöyle yazmış: "Sine Kayası ve Ağcababa adlı iki ihtiyar kayanın arasına sıkışmış." Bugün artık Eğın. Enver Gökçe'nin bıraktığı gıbi degildir. Miran Çayı cevresinde yoğun bır rençberlik vardır. Küçük tarlalarda sebzecilik yapılıyor. Kadınlar, erkekler, çocuklar çapada, sulamada çalışıyor. Çit köyünden çevredeki bir çok ilin sebzesi sağlanıyor. Enver'in düşlerine giren sadece küçük Çit Köyü değildi. Emeğe, hakka dayalı bır evren düşlüyordu. Kendi gibi düşleyenlerle yolculuğa çıkmış, bu yolda bırçok şeyını vermişti. Başı iyıce sıkıştığında. kendini yapayalnız duyduğunda hemen çeker köye gıder, kendini Çit Koyü'nun kuytu koşelerıne atardı Yalnızlığının son sığınağı orasıydı. Daha çocukluğundan beri yalnızlığa alışkındı. Ortaokulda ıken bır köşeye çekılip, kimse ile konuşmadığını, kendi ıç dünyasına dalıp, ıçıne kapandığını çok iyı bilırim. Enver Gokçe, 1940 yılında fakulteyı bitirme tezi olarak Eğin türkülerini almıştı. Kendi bölgesının türkülerını iyıce ınceledi. Son zamanlarda kıtap olarak basılan bu inceleme 1940 yılında yapıldığına göre, bundan kırkbeş yıl geriye uzanır. Bu yazıda şiırlerı. incelemelerı, çevirilen, (Neruda çevirisı de vardır) ve başka yazıları üstünde durmayacağız. Hemşerılen, "Bazen köy kahvesine gıder bır iki el tavla atardı " dedıklerine göre tavlacılığı üstünde duracağız. Enver Gökçe öğrencilık yıllarında hem çok guzel tavla oynar, hem de ince bır tavla meraklısı ıdı. O yıllarda toplandığımız kahve, İtfaıye (Hergele) Meydanı'ndakı 'Onbeşıncı Yıl Kıraathanesi' ıdı Bu kahvenın müşterileri bızler, bızım arkadaşlar, bır de bızlerı izlıyen polislerdı. Kahvenin adı solcuya çıktığından olacak, bu özellıgıni bılen yabancılar pek adımlarını atmazlardı Rahmetlı Şevkı Akşıt, Patriyot, Laz Nacı (öğretmen), Atom gibi kalburüstü oyuncular vardı. Başkalan oynasalar bıle iddialı sayılmazlardı. Enver, aşağı yukarı herkesi yenerdi (Diyeceğım azıcık zar mı tutardı ne?). Yüzüne bu vurulduğunda: "Zar tutulmadan atılmaz " derdı. Bızim bu kıraathaneye devam ettığımiz bilindiğinden, u ,radan gelen eş dost, ılkın buraya gelirdı. Rifat İlgaz'ın hepimizi bir arada bulmasına çok şaşmışlardı. Kimseye randevu vermeye gerek yok, öğle olmazsa, akşam herkes aradığını eliyle koymuşcasına bulurdu. Bır de kahveye yakın bizim 'Aşiret' dediğimiz 'Kırşehir Hanı' vardı Ne kadar garibanvarsa burada barınırdı Sade yatıp kalkma değil, aş ekmek de bulurdu. Geçende, Enver Aytekin'in nikâhında Adnan Çemgil üstadımızı ve eşını gördum. Muhittin Ağabeyin yamnda bu Aşiret Han konusu açıldığında, "Bakanlık emrine ahndığımızda bu handa bız de üç ay barındık." dedi. Aşiret Han boyle bır konaktı. Aradan yıllar geçtikten sonra Yerebatan'da Talat'ın kahvesınde buluştuğumuzda (Tuğrul Tuna buraya Talat Efendi Kütüphanesı adını vermiştir. Nedenıne gelınce kahveye gittiğimız anlaşılmasın da, kütüphaneye gıttığimiz sanılsın ) hep Onbeşinci Yıl' ı anmışızdır. Burada da az turnuva yapılmamıştır. Patriyot, Enver Gökçe Yelfe Ihsan. Burası bir zamanlar Adanalı Arif Keskın'in, Mazlum Göknel'ın, Çengiz'in de meskenıydı. Gunaydıncılardan amatör tavlacılar da eksik olmazdı. Sonra Enver Ankara'ya gıttı. Çoğumuz bır yere dağıldı, bizden uğrayanlar azaldı. Şaır Enver'in tavlacı yanı da boyle. Bakan. memurlam koruyan yasaya karşı "Memurların zırhlı olması doğru mudur?" diyen Devlet Bakanı Titiz, sözleşmeli personel için te/kinleri olmadığını belirtti. ANKARA (Cumhuri>et Burosu) "İşsizlikle mucadele"den sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Tınaz Titiz, 657 sayılı yasanın getirdiği guvenceleri "tartışmaya açık" bulduğunu belirterek, "Yoneticilerin isteğine hiç bakılmaksızın. çalışanlann zırfalarla korunması doğnı mudur?" dedi. Devlet Bakanı Mustafa Tınaz Titiz, dun düzenlediği bır basın toplantısında bakanlığmın, ışsızlikle mücadelede başvurduğu yeni önlemlerı tamttı. Bakan Titiz, "KİTIerde sözleşmeli personel çalışünlması uygulamasma" ilişkin bir soruyu yanıtlarken, amaçlanmn özel sektörle rekabete giren bu kuruluşlarda verimliliğı arttırmak olduğunu vurguladı. Titiz, KİT çahşanlarının "Sözleşmeli personel statusnne geçmeleri yolunda ne açık, ne gizli. ne de zımmen bir telkinde bulunulmadıgım" belirtti. Devlet Bakanı sözlerini şöyle surdurdü: "Ancak açıkça belirtmekte yarar vardır. 657 sayılı Devlet Personel Vasası'nın getirdiği bak demesek bile, guvenlik onlemleri tartışmaya açıktır. Vöneticinin isteğine hiç bakılmaksızın. çalışanlan zırhjarla korumak doğru mudur? Özel sektorde de bu tur önlemler olmasına karşın, kimsenin şikâyeti yoktur. Becerikli insanların çoğu ozel sektorde yuksek ücretlerle çalışmak için can atmaktadır." Titiz, sozieşmeli personel uygulaması ile KIT'lere daha vasıflı işgucu bulunabileceğini, bu tur kişilerin ucretlennin de yııkseleceğım kaydetti. Titiz, 27 haziran tarihli Başbakanlık genelgesi ile kuruluşu karara bağlanan "İstihdamı Geliştirme Yuksek Koordinasyon Kurulu" hakkında bilgı verdı. Devlet Bakanı Titiz, yapılacak çalıjmaların 17 ana proje altında toparlandığım belırterek, projelere ilişkin bir örneği şöyie gösterdi: "Kunılacak İstibdam Fonu'na ilişkin bir taslak Başbakanlıktadır. Bu fonun kaynakiarını Kamu Ortaklıgı Fonu ı«e Milli Piyango, at yanşları gibi şans oyunları gelirlerinden sağlamayı düşünuyoruz. Fonun harcama alanlarından birisi de vasıfsız işgucunun eğitimi olacaktır. İngütere'de de denenen bir yontemle kamu kuruluşlannı, bölgelerinde belirli sayıda işsizi çalıştırarak beceri sahibi kılmasını ozendireceğiz. Çalışarak beceri kazanacak kişilere ise cep harçiığı gibi ufak bir ucret düşünuyoruz. Bu, tabii geleceğe dönük bir iş garantisi degildir." Titiz, bir soru uzerine işsizlığin yeni yatınmlar kadar, ihracata yönelik elişleri, halı gibi hizmetler sektörunde yaratılacak yeni iş alanlan yoluyla aşağı çekilebileceğini söyledi. Titiz, bir diğer mucadele yöntemi olarak, "yerine getirilemeyen hizmetler" alanını göstererek, şu örneği verdi: "Hemen bütun buyuk kentlerin su şebekelerinde yüzde 20 oramnda kaçak vardır. Bunlann degiştirilmesi emek, yoğun teknikle gerçekleştirilebilir." TURİZM SUNAR HER CL'MA KESİN H.VREKET 10 gün • 9 gece Ö7e\ Otobüs • Tam Pansıvon MARMARİS MARTIHOTEL 110000 MARBAS OTEL 931100. ( Y P ) Beraat etti ;NATLANTÎK OTEL tio.ooo. ELIF OTEL Beşıkıaş 1611074 1618226 161J281 Kadikov Tel ,J!616öO (•umhurbaskanı henan l.vren, \az donemi çalısmalarını bir H o n a / J w ) / . Kotku'nde surdurmek uzere dun saat IH. I5'ıe ııçakla Istanbut'a geldi. Yesilkoy Askeri Havaalam'nda bir sure dinlenen Evren, gazeteciterin ne kadar kalacaÇı sorıısu üzerine, 'Lanımıtı iuediçi kadar. Sizi de bıktırana kadar" diyerek espiri \apıı. lstanbul latisi \e\zaı Ayaz, 4/ıakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, I. Ordu ve Sıkıvonetim Komuıanı \ecip Torumtay ve l)e\let Bakanı Sudi Turel tarafmdan karşılanan C umuhurbaşkanı Evren daha sonra tlorya Deniz Köşku'ne hareket etti. u/re
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle