18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dan serbestçe seçilmiş kimselerce yönetilmeyen bir ülkenin gerçek demokratik bir ülke kabul edilmediği gibi. Batılı demokrasinin ve kooperatifçiliğın demokratik yönetim ilkesinin uygulandığı ABD'de 58 milyon, Kanada'da 11 milyon, Batı Avrupa ülkelerinde (tngiltere, Fransa, Italya, Federal Almanya, lsveç ve diğerleri) toplam 57 milyon kişi kooperatif ortağıdır. Bu ülkelerde demokrasinin yerleşmesine kooperatifçiliğin büyük katkısı olduğu kabul edilmektedir. BtZDE UYGULANMAVAN ÖNEMLİ İLKE Ülkemizde de 6 milyon kadar kooperatif ortağı bulunmaktadır. Ancak ülkemizde kooperatiflerin önemli bir bölümünde demokratik yönetim ilkesi yazık ki uygulanmamaktadır. Şöyle ki: 1%9 yılında kabul edilen 1163 sayılı Kooperatifler Yasası'na göre kurulan tüketim, yapı, esnaf kefalet, çok amaçlı köy kalkınma vb. kooperatifler ve üst örgütlerinde kooperatifçiliğın demokratik yönetim ilkesi uygulanmaktadır. Bunlar serbestçe tabandan örgütlenen kooperatiflerdir. Bu kooperatiflerin ortaklan kooperatif genel kuruüanna ve yönetimine katılarak demokrasiyi öğrenmektedirler. özel yasalara göre kurulan ve toplam ikibuçuk milyona yakın ortağı ile ülke ekonomisinde büyük yeri olan tarım kredi ve tanm satış kooperatiflerinde ise demokratik yönetim ilkesi uygulanmamaktadır. Bu iki kooperatifi düzenleyen özel yasalar, bu kooperatiflerde 1935 yıhndan ben devlet güdümünü öngörmüştür. Devlet güdümü, tarım kredi kooperatiflerinde 1972 yıhnda çıkan 1581 sayılı yasa ile büyük oranda kaldırılmış ve son yıllarda her iki kooperatifin de demokratik bir yapıya kavuşturulmalan ortaklar ve bütün kooperatifçilerce sabırsızlıkla beklenirken maalesef 8.6.1984 tarihinde çıkanlan 237 ve 238 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle tanm kredi ve tanm satış kooperatifleri 1935'lerin de gerisine götürülmüş, devlet güdümü daha da pekiştirilmiş, devlet tarafından bütün üst yöneticiler değiştirUmiş ve bu kooperatifler adeta bir kamu iktisadi teşebbüsüne dönüştürülmüştür. Tarım kredi ve tanm satış kooperatifleri yasalarmdaki değişiklik, özal hükümetinin kooperatiflere bakış açısını ve demokrasi anlayışını göstermesi yönünden çok ilginçtir. Hükümet, büyük aracı, tefeci, özel bankalar, sanayiciler ve holdinglerden oluşan özel sektöre olabildiğince demokrasi; küçük köylü ve küçük üreticilerden oluşan kooperatif kesimine ise olabildiğince devlet güdümü ve demokrasi kısıtlaması öngörmektedir. Bu arada işçi örgütlerindeki kısıtlamalar da parantez içinde belirtilebilir. Bugünkü hükümetin antidemokratik kooperatifçilik anlayışımn, ülkemizde demokrasinin yerleşmesine olumsuz etkisinin olacağı kuşkusuzdur. Türkiye'de demokrasinin yerleşmesinde önemli araçlardan biri olan kooperatiflerde demokratik yönetim ilkesi tümden ortadan kaldınlmaya calışıbrken, Batıda kooperatiflerin sosyal demokrasiyi geliştirmek için ülkeler arası örgütlenmeye gittiklerini; Avrupa Parlamentosunun 1983 yıhnda bir kooperatifçilik grubu oluşturduğunu; aynca Avrupa'daki sosyal demokrat partilerin müşterek kooperatifçilik politikası saptamak Uzere 1982 yılında Roma'da, 1983 yılında ise Brüksel'de kongreler topladıklarını; 500 milyon kooperatif ortağını temsil eden ve merkezi Cenevre'de bulunan Uluslararası Kooperatifler Birliği'nin 2000 yüına doğnı dünyadaki sosyal ve ekonomik krizin ve işsizliğin ancak kooperatif sektörü ile aşılabileceğine inandıklannı ve bu konuda yoğun bir çalışma ve işbirliği içinde bulunduklarını belirtmekte yarar görüyoruz. Demokrasi anlayışı konusunda Batıya gözlerimizi ve kulaklanmızı kapatamayacağımız gibi, demokratik kooperatifçilik anlayışı konusunda da Batıdaki gelişmeleri izlemekten geri kalamayız. Batı demokrasisi ve Avrupa Ekonomik Tophıluğu içinde yer almayı düşündüğumuz bir zamanda bu konu daha da önem taşımaktadır. SONUÇ Ülkemizde kooperatifler, özellikle siyasal ve sendikal örgütlenmenin olmadığı kırsal alanlarda tam bir demokrasi okulu görevi yapmakta ve köylülerimizin seçme ve seçilmeyi yaşayarak öğrenmelerini ve bu yönde bilinçlenmelerini sağlamaktadır. Ülkemize gerçek demokrasiyi yerleştirmek istiyorsak, halkı sadece beş yıldan beş yıla sandık başına çağırma ile yetinmeyip, onlan çeşitli vesilelerle kendilerinden yana yöneticilerini seçmeye veya bizzat kendisinin secilerek halka hizmet etmeye de alıştırmahyız. Batılı demokrasi buna dayanmaktadır. tşte kooperatifçilik bu oiguya olanak yaratan sosyal, ekonomik demokratik bir kuruluştur. 2 TEMMUZ 1985 Denıokrasinm Yerleşmesiııde Kooperatifçilik Hükümet, büyük aracı, tefeci, özel bankalar, sanayiciler ve holdinglerden oluşan özel sektöre olabildiğince demokrasi; küçük köylü ve küçük üreticilerden oluşan kooperatif kesimine ise olabildiğince devlet güdümü ve demokrasi kısıtlaması öngörmektedir. UĞUR MUMCU'nun 2 yeni kitabı DEVRtMCt VEDEMOKRKT tX.5SRMi.Mt"' Prof. Dr. ZİYA'GÖKALP MÜLÂYİM Baü tipi demokrasinin yerleşmesi ve yaygınlaştırüması Türkiye'nin gündeminde önemli ve gttncel bir konu olarak gözükmektedir. Bu nedenle, önce demokrasinin araçlanna bir göz atalım. Batı demokrasisi sadece siyasal partiler ve parlamento demek değildir. Sendikalar ve kooperatifler de Batılı demokrasinin yerleşmesinde ihmal edilmemesi gereken önemli araçlardır. Demokrasinin güçlü olduğu Batı ülkelcrinde sendikalar ve kooperatiflerin de çok guçlü ve yaygın olmalan, çalişanlann büyük çoğunluğunun sendıka ya da kooperatif üyesi bulunmalan bir raslantı sanılmamalıdır. DEMOKRATtK YÖNETtM tLKESt Biz bu yazımızda, sendikalan bir yana bırakarak, sadece kooperatifler üzerinde duracak ve kooperatiflerin demokrasinin yerleşmesindeki önemini ve konumunu açıklamaya çalışacağız. Çok partili Batı tipi demokrasi, insanının serbestçe seçme ve seçilmesine dayanmaktadır. Ülkeyi yönetmek Ozere siyasal partiler aracılığıyla yurttaşlann serbestçe seçme ve seçilmeleri siyasal demokrasi olarak adlandınl maktadır. Siyasal demokrasi sosyal ve ekonomik demokrasi ile bütunleşmedikçe güdük kalır. Işte kooperatifler sosyal ve ekonomik demokrasi aracı olarak siyasal demokrasiyi bütünlerler. Demokrasinin yerleşmesinde kooperatiflere önem kazandıran öge, demokratik yönetimin kooperatifçiliğin bütün dUnyaca kabul edilen altı ilkesinden biri olmasıdır (öbür beş ilke: serbest giriş, anaparaya sımrlı faiz verilmesi, alışveriş oranında risturn dağmlması, kooperatif eğitiminin geliştirilmesi ve kooperatifler le işbirliği ilkesidir. Demokratik yöneüm ilkesine göre, anaparası ne olursa olsun her ortağın kooperatif genel kurulunda bir oyu vardır. Bu ilke uygulama ve mevzuatta "bir ortağa bir oy" kuralı ile ifade edilir. Aynen, siyasal demokraside seçme hakkına sahip herkesin bir oyu olduğu gibi. Dolayısiyle kooperatifçiliğin bu ilkesi, anaparalan oranında oy hakkına sahip olunan sermaye şirketlerinden farkh bir biçimde, ortaklara insan olarak seçme ve seçilmeyi öğretmektedir. Bu nedenledir kı, kooperatifler, Batı ülkelerinde uygulamalı bir demokrasi okulu olarak görülmektedirler. Kooperatifçiliğin demokratik yönetim ilkesi, sadece bir ortağın genel kurulda bir oy kullanmasını değil, aynı zamanda kooperatifin, ortakları tarafından seçilmiş yönetim ve denetçiler kurullan ve yöneıim kurullannca atanmış müdür, muhasebeci vb. kimselerce demokratik olarak kendi kendisini yönetmesini de ifade eder. Bunun için, bir kooperatifı yönetenler, kooperatifin asıl sahibi olan ve kendilerini scçen ortaklara karşı sonunludurlar ve bu sorumluhığun doğal bir sonucu olarak onlara sürekli hesap vermektedirler. Ortaklar, yöneticilerini eleştirebilmekte ve gerektiğinde onlan değiştirebilmektedir. Aynen, gerçek bir siyasal demokraside, ülkenin, vatandaşlann oylarıyla seçtiği kimselerce yönetilmesi ve kendisini seçenlere sürekli hesap vermeleri ve gerektiğinde değiştirebilmeleri gibi. Böylece, ortaklara kendi kendilerini demokratik olarak yönçtmeyi öğretmesi nedeniyle de ko* operatifçilik demokrasi yönünden önem taşımaktadır. Bir ortağın bir oya sahip olmadığı ve ortaklarca serbestçe seçilmiş kimselerce yönetilmeyen bir kooperatif, Batıda gerçek bir kooperatif kabul edilmemektedir. Aynen, vatandaşlar tarafın LIBERAL ÇİFTLİK DEVRİMCİ ve DEMOKRAT TEKİN YAYINEVİ •\nkara Cad No: 51 Klanbul Tel: 52i 69 69 HESAPLAŞMA BUHHAN ARPAD OKURLARDAN Halk otobüslerinde bilet kesilmiyor Şehiriçi trafiğini rahatlatmak için semtlere konan halk otobüslerinde, genellikle akşam saatlerindt yolcunun fazla olduğu saatlerde, halka •'Bitetimiz kalmadı" denüerek bilet kesilmiyor. Bu uygulama genellikle TopkapıBeşyüıevler, A ksarayBesyüzevler, EminonüBeşyüzevler arasmda çaiışan halk otobüslerinde uygulanıyor. Daha doğrusu ben buradan yoiculuk yaptığtm için sadece buradakileri biliyorum. Acaba, gerçekten her akşam bu işleticilerin ellerinde biletler tükeniyor mu? Yoksa ödemek zorunda kaldıklan vergileri kaçırmak için bu yola mı basvuruyorlar? Bu isleticiler, yolcunun yoğun olduğu saatlerde (Saat 19.00'dan sonra) sivil görevlilerce denetlenirse, hangüerinin her akşam biletlerinin bittiği ktsa sürede tespit ediür. İSTANBUL 'DA BtR HALK OTOBÜSÜ YOLCUSU önünden geçen sayısız araçlardan, kaç tanesinin egzozu patlaktır bilinmez. Görevli polis, arkasma fazla yük almış Skodah taşıyıcıyı çevirirken. delik ve kopmuş egzozu ile yapı camlaruu dahi zıngvdatan araç neden dikkatini çekmiyor! İstanbul trafik polisine bu konuda ö'nlem aldınlmazsa, bu güzel kent, iç ve dış turizmde "gürültülü" veya "patlak egzozlu araçlan bol kent" unvanını alacak. İSTANBULLU YURTTAŞ BİR biz sigortalıları mağdur SSK'lmın dışarda ediyor. tedavi olma BİR SİGORTALI primlerinin 1518 yaş grubu ödenmesi gençlere sahip SSK üyesi kişi veya bakmakla çıkalım yükumlü kisüeri, acil durumlarda SSK dışında tedavi ettirmesi hau'nde, masraflannı kurumdan alması bazı haüerde gerçekleştirilemiyor. SSK hastanelerinin bulunduğu herhangi bir yerde, hasta acil bir vaka karşısında, SSK hastanesi yerine, başka bir sağlık kuruluşuna tedavi için yattığutda, 5 gün içinde SSK yetkitilerine başvuru ile gezici ekip talebinde bulunarak hastasınm bulunduğu yerde tedavisinin sürdürülmesi veya SSK'ya naklini isteyecek. Bunu yapmayan SSK üyesi, tüm narcamalan kendisi ödemek zorunda bırakılıyor. SSK Genel Müdürlüğü'nden bu konudaki mevzuatm değ'ştirilmesini ve formalitelerin kaldınlmasını rica ediyoruz. Örneğin, ölümle pençeleşen bir hasta, SSK hastanesine başvurduğunda, hastaya bakacak ihtisasta o an için doktor yoksa, hasta doğal olarak başka bir sağlık kuruluşuna kaldırılacaktır. Acil müdahale gerektiren hasta, SSK'dan başka bir yere nakil muamelesi için nasıl bekletilebilir? Başka bir sağlık kuruluşuna yatırüan ve günlerce ciddiyetini muhafaza eden hastanın, "Ha gitti, ha gidecek" diye başında bekleyen yakınlannın, SSK'dan gezici ekip isteme akltna gelir mi? Ani şoka giren annemizi, SSK yerine devlet hastanesine yatırdık. 23 gün başında "öldü, ölüyor" diye beklerken, mevzuattaki iki konuyu uygulamak, o an için akumızdan geçmediği için hastane masraflannı SSK'dan tahsil edemedik. Bu durum jean follain VAROLMAK ve TOPRAKLAR siirler 'laf Salatası" İstanbul Belediye Başkanlığı, kenti yönetmek için şimdi daha başına buyruk. Yetkileri genişletildi. Çoğu sorunu hiçbir bakanlığa danışmadan çözümleyebiliyor. En önemlisi, İstanbul'un imar işlerini dilediği gibi yönetebilecek. Mele Boğaziçi Yasası'nda yapılan son değişikliklerden sonra! Yurttaş da yapılaşma alanında alabildiğince özgür kılındı. Boğaziçi'nde beş bin metre kare toprağı olan varlıklı yurttaşımız, bodrum dışında iki katı, hiç kimseden ayrıca izin almadan, dilediği gibi yükseftebilecek. Hatta belki şöylesine bir geriye çekilmiş sözüm ona yarım kat daha yapabilirler! Kım karışacak? Belediye mi? Bizim para babalan yapmazsa, petrolcu şeyhler yapar; kasır yapar, saray yavrusu yaptırır! Yüksek duvarlı haremler de yaptırabilir. Paraları var. Toprağın tapusunu da almış! Yüksek mimarlann, yeminli bürocuların, şehircilik uzmanlarının avuçları kaşınıyor. Bu arada yüzyıllık ağaçlar kurban edilecekmiş! Boğaz'ı boğaz yapan o güzeiim korular yok edilecekmiş! Çevre sağlığı yok edilecekmiş! Ne gam!.. Ne var ki Sayın Baş Belediye Başkanı Dalan gittikçe tedirginleşiyor, sinirli oluyor. Hele ticaret ortakhkları halı fabrikası veotel işlerindeki payı, turizm bürosu işletmecıliği ve daha başka özel çikar işlerini basın dile getireliberi büsbütün tedirginleşti, kavgacı oldu. Hele Cumhuriyet muhabirinı görünce tüyleri diken diken oluyor. Beşiktaş'ta denlz, izinsiz ruhsatsız toprakla doldurulurken çatlayan yapılar konusunda Cumhuriyet muhabiri: "İzin alındı mı?" diye direnince: "Bak, sen sorunu sordun, ben de cevap verdim. Bundan ötesi laf salatası!" diyebiliyor, ya da hiç cevap vermeyip, arkasını dönüyor. Elinden gelse, gazeteciyi kolundan tuttugu gibi kapı dışan edecek. Tutumu bunu düşündürüyor. Oysa, İstanbul çapında bir dünya kültür başkentinin baş belediye başkanlığı kottuğunda oturan kişi, hele bir yüksek mühendis diploması da edinmişse, adını kullandığı büyük şehrin görgü düzeyıne uygun konuşmak, sözlerini ve davranışlarını tartmak zorundadır. istanbul, bütün saldırılara. yozlaştırmalara, görgüsüz ve bilgisiz kimi partililerin bütün densizliklerine karşı yine de güzel, çekicidir, belirli bir düzeyin altına düşmemiştir. Arabıyla beyazıyla dünya gezginlerinin İstanbul'a akın etmesi bundandır. Gerçi adlan imarcıya çıkmış kimi hevesliler 'İstanbul'un iman' diye Istanbul'u çırkinleştirmişlerdir. Yakın İstanbul geçmişinden kimi örnekler olumsuzdur. Istanbul'u başarıyla yönetmek için "İstanbul'a âşığım" demenin yetmediğini gösterir. Sayın Dalan, bu olumsuz İstanbulsever' örneklerinin en yenisidir. Dilerim sonuncusu olsun! Zıra bir yıldır İstanbul için yaptıkları, ya da yapmayı tasarladıklan hiç de sevimlı değildir. Yüksek harem duvarlarını yıktırmayı, halkçılık gösterisi yapmış, 'Haliç sularını gözlerimin rengi gibi mavi yapacağım' sözleriyle gösteriyi sürdürmüştür. Mezbahası, tersartesi, eski gemi leşleri, derenin getirdikleri, onbinlerce gecekondu, sayısız atölye, fabrika ve işyeri artıklarının her gün biraz daha doldurduğu Haliç'in romantik demeçlerle kurtanlabileceğine kim inanır? İnanabilir! Sayın Dalan, Boğazıçi'ni koruyucu yasayı deldirme çabaları sonuç verip de uygulama özgüriüğüne kavuşunca, kjmbilir ne sevinmiştir! Son yıllarda her şeyi ters anlamda kullanır olduk. Özal vönetimi bir Turizm lafı tutturdu. Yabancılar için yasalar çıkanlıyor. Bakanlar her gün turizm demeçleri patlatıyorlar. Bakıyorsunuz, Turizm Bakanı Sayın Taşçıoğlu, dehşet verici Gökova olayında: "Ben turizm bakanıyım amma, enerji daha önemlidir" diye bir laf ediveriyor. Yine o bakan, "Arap turistler" konusunda yurttaşa bir sürü laf ediyor, öğütler veriyor. Arap turistlerin nasıl karşılanması gerektiği üzerine bir sürü laf! Ne var ki Sayın turizm Bakanı bir yerde çizmeden yukan çıkıyor. En azından Sayın Kültür Bakanı kadar kültürlü ve görgülü İstanbul insanlanna yol yordam göstermek yetkisini, seçimlerde yeterli oy almış olması vermez. Sayın Turizm Bakanının öğütlerine göre, "Arap turistlerin önunde içki içmemek" gerekiyor. Petrol şeyhleri ve yakınları, lüks otel odalarında ve gece kulüplerinde her ayıbı ve günahı işleyecekler fakat Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı içkisini özgürce içemeyecek! Arap gezginin din duyguları zedelenmesin diye! Arap işadamlarının kaldığı turistik belgelı otellerde geç vakitlere kadar yosmalar bekletildiğini ve ev sahibi işadamları kesesinden yapılan ödemelerle (ki o ödemeleri masraf yazıp, vergiden düşerler.) petrolcu turistlerin yatak âlemleri yaşadıklarını Sayın Turizm Bakanı acaba biliyor mu? Türkçesi: GÜRHAN TÜMER KDVyi müşteriden ahyorlarl Çalışanlara maddi yardım, devlet gelirlerini arttırmak amacıyla uygulanan yuz.de 10 KDV'yi bav kuruluşlar, amacmdan saptırarak müşteriden tahsil etme cihetine gidiyorlar. Bazı gıda ve giyim kuruluşlanndan fatura veya perakende fiş istendiğinde, "Şu kadar KDV ödeyeceksiniz" diyerek, müşteriden tahsil etme cihetine gidiyorlar. Bazı esnaf KDV'yi kendisi öderken, bazıları müşteriden tahsil ediyor. Vergi iadesinden faydalanan bizler, ne tür alışverişlerde, karşı tarafa aynca KDV farkı ödeyeceğiz? Bu durum bilinmediğinden çoğu kez fatura veya fiş almaktan vazgeçiyoruz. Bu da devletin gelirini olumsuz yönde etkiliyor. Bazı esnaf ise, sattığı malın gerçek fiyatını tahsil ederek, fatura veya fişte, KD V tutan kadar düşme gösteriyor. "Her esnaf, sattığı malın KDV'sini kendi öder" kesin ilkesi getirilerek, yaratüan vergi kaçırma önlenmelidir. VERGİ İADESİNDEN YARARLANAN BİR GRUP İstanbul trafiğindeki patlak egzozlu araçlar Büyük kentlerde yaşayaniann sağhğı için süphesiz yeterli ve yetersiz bir dızi önlemUr alınıyor. Aşın gürültünün sinir sistemi üzerinde yaptığı tahribatı da bilmeyenimiz yoktur. Aşvı gürültü çıkaran patlak egzozlu araçlarm insanlar üzerindeki olumsuz etkisini ise en iyi bilmesi ve bu konuda mücadele vermesi trafiğin görevleri arasuıdadır. İçinde yaşadığmuz 6 milyonun üzerindeki nüfusa sahip İstanbul'da trafik polisinin 1985 Dünya Gençük Yıh'nda gençliğimizin sorunlannı kendi arasmda gruplandırmak gerekmektedir. Birinin sorunu diğer genci ilgilendirmemektedir. Üniversite gençliğinin sorunlan, ortaöğrenim gençliğinin sorunlan, iş hayatmda çahşan gençliğin, çıraklarm sorunlan, köylerde okumamış gençliğimizin sorunlan, ayn ayn değerlendirilmesi gereken sorunlardır. Bunlardan benim en çok ilgisiz gördüğüm, küçük gençliğimiz dediğim 1518 yaş grubundaki çocuklarmuzm sorunutndır. Tarlada, bahçede, işyerlerinde çahşan veya okuyan bu gruptakiler, ergenlik çağının verdiği hareketlüikle akşam yemeğini yiyip dışan fırlar, gruplar halinde sokaklarda gezer, köşebaşlannı toplantı yeri yapar, suç olduğunu düşünemedikleri kanunsuz, ahiaksızuklara varan hareketlere katüvuv, anne ve babalannı üzer, toplumda kötü birer insan olmaya namzet olurlar. Bunlan evde tutamazsmız, isteseniz de isyan ederler. Bunlara, kötü akşkanuklara aaşmadan köşebaşlannda kadm ve kıiiara sarkınnlığı alışkanlık haline getirmeden, gruplar halinde hırsızlık ve cinsel sapmalara akşmadan istikâmet vermek gerekmektedir. Muhitlerde bu yaş grubunun oturabileceği lokal türünde kitap, gazete dışında hiçbir oyunun oynanmadığı bir yer açtlması bu gençliği sokaklardan kurtaracaktır. SAMt HATIR / BURSA Emekli Polis EPyazko BOĞAZ'DA ŞAHANE KOOPERATİF ARSALARI 50,100, 200, 500, 1000 ve daha çok ortaklı kooperatifler için imar durumlu, müstakil tapulu, hemen inşaata başlanabilir arsalar sahibi eliyle satılacak veya daire karşılığı verilecektir. Müracaat Tel: 142 15 24 1 ANADOLU AJANSI'NDAN ALMANCA BILEN ALEVACAK ÇLER Yetiştirildikten sonra, Anadolu Ajansı Dış Haberler Müdürlügü bünyesinde, toplu iş sözleşmesi esaslarına göre, çevirmen muhabir olarak çalıştınlmak üzere, sınavla Almanca bilen gençler ahnacaktır. Aranan nitelikler şunlardın 1 Almancadan Türkçeye, Turkçeden Aknancaya hızlı ve doğru çeNİri yapabilmek, 2 Türkçeyi anlaşılır şekilde yazabilmek, 3 En az lise mezunu olmak, 4 30 yaşını geçmemiş bulunmak (işe ilk girecekler için), 5 Askerlik gorevini yapmış olmak (erkek adaylar için). Isteklilerin, 15 Temmuz 1985 tarihine kadar, ".Anadolu Ajansı Dış Haberler Müdurluğu, Hanımeli Sokak, No: 7 Sıhhıye/Ankara" adresine bizzat başvurmalan gerekmektedir. Yazılı sınav 22 temmuz pazartesi günu saat 10.00'da yukandaki adreste yapılacaktır. ANADOLU AJANSI MARMARİSTE UCUZ TATİL DENİZ, ORMAN VE GÜNEŞiN KAYNAŞTIĞİ EŞSİZ DOĞA GÜZELLİĞİNDE YİLLARIN YORGUNLUĞUNU ATIN. TAM PANSıYON (Yatak+Sabah Kahvaltısı +ööte Yemegi+Aksam Yemeği) ' SADECE. 29OOTL. TATİL DÖNEMLERİMİZ İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMEStNDEN tLAN Sayı: 984/909 Davacı Murat Kannca tarafından davalı Asuman Kannca aleyhine açmı$ olduğu bosanma davasımn mahkememizde yapılan açık dunısması sırasında: Karar gereğince: Davalı bütün aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden, davalı davanın mahiyeti ile duruşma günu gazete ilanı ile yapılmasına karar verilmiş bulunduğundan belli gün ve saette duruşmaya gelmeniz, aksi halde duruşmalara gıyabuuzda devam edilecegi ve hüküm verileceği hususları ihtarı ile duruşmanın bırakıldığı 11.7.1985 günü saat 10.00'da mahkememizde hazır bulunmanız hususu ilanen tebliğ olunur. 13.6.1985 Basın: 19978 1 Müessesemiz gereksinimi 10 adet muhtelif atölye tezgâhı şartnamesine göre kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satınalınacakür. 2 Teklif zarflan üzerine işin konusu, 90063.90066.90068. GELtY/85284 Dosya işareti yazılmak suretiyle en geç 25.7.1985 perşembe günü saat 15.00'e kadar Muğla'daki müessesemiz Merkezi Genel Muhaberatına verilmis olacaktır. 3 Teklif zarflan aynı gün saat 15.30'da müessesemiz Satınalma Komisyonu ve iştirak edenlerin huzurunda açüacaktır. 4 Konu ile ilgili şartnameler: a) Ankara'da TK1 Genel Müdürlügü (Satınalma Dairesı Başkanlığından) b) tstanbuPda TKt Satınalma Müdürlüğü'nden (Üdakule tş Hanı Kat: 12 Beyoğlu) c) Muğla'da müessesemiz Ticaret Şube Müdürlüğü'nden (Orhaniye Mahallesi Ismel Çatak Caddesi No: 1) Dilekçe karşılığında temin edilebilir. 5 Postadakı gecikmeler dikkate aunmaz. 6 Müessesemiz, 2886 sayılı kanuna tabi değildir. Basın: 19938 MUHTELİF ATÖLYE TEZGÂHI SATINALINACAKTIR DUYURU GÜNEY EGE LINYİTLERI IŞLETMESİ MÜESSESESİ MUDURLUGUNDEN 1. 2. 3. 4. 5 Dönem (Şökef Bayramı) 20 haziran Dönem 2 temmuz Dönem 16 temmm Dönem 3 agustos Dönem (Kurban Bayramı) 19 ağustos 29 16 1 17 haziran 10 gun temmuz 15 gun ağustos 15 gün ağuslos 15 gun 15 gun 2 eylul İSTEYEN TAKSiTLE TATlL YAPABİÜR BA5YURU » A U U I NOÎ TR 189440 BAWNLKUR İHKAB4 J ILAN PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Teşekkülümüz ihtiyacı için 175 adet (100 adet küçük boy, 75 adet büyük boy) çift taraflı ışıklı PTT levhası kapalı yaalı teklif almak suretiyle satın ahnacaktır. 2 Bu alıma ait şartname Ankara'da PTT Genel Mudürlüğu Malzeme Dairesi Başkanlığı'ndan, lstanbul'da Telefon Başmüdürlüğü Malzeme Servisi'nden 1.000 TL. mukabilinde temin edilebilir. 3 Teklifler en geç 23.7.1985 günu saat 10.00'a kadar Genel Müdürlüğümüz Malzeme Dairesi Başkanlığına verilmis olacaktır. Basın: 19838 Esas: 1978/83 Davaa Bıro Tayanç davalı ölü Hasan Bucak vereseleri aleyhine Siverek Gözelek birliğinde kain bulunan 416, 418, 419, 421 ve 428 nol.u parseller aleyhine açmış olduğu tespite itiraz davasımn yapılan açık yargüaması sırasında, tespit maliki ve davalı ölü Hasan Bucak vereselerinden Şevket Serta<, Bucak ve Yayla Bucak'a, tespit maliki ve davalı Hasan Bucak mirasçıları olmalan sıfatıyla davaya dahilleri gerektiği ve duruşma gününün davetiye ile tebliğe verildiği, çıkartılan tebilgatın bila tebliği iade edilip verilen meşruhatta adreste olmadıklan zabıtaca yapılan tahkikat neticesi tebliğe yararh açık adresleri tespit edilmediğinden duruşma gününün ve davaya katılmaJan hususunun ilanen tebliğine karar verilmis olup duruşma gunü olan 10.7.1985 gunü saat 10'da mahkememizde hazır bulunması veya kendilerini bir vekil ile temsil etmeleri aksi halde davanın yokluğunda yürütülüp sona erdirileceği davetiye yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 24.6.1985 Basın: 19936 SIVEREK TAPULAMA MAHKEMESİ'NDEN İLAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle