Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef Dorsay: Beyoğlu lumpen işgaline uğradı. Porselen dukkânma giren ftl gibi, davranmamak gerekir. Ahmet Ertuğ: Tarlabaşında 400 evin yıkılması, tarihi kentleri spekülatif amaçlarla yıkıp, yerine yeni kentler kurmak mantığına uyar. Prof. Söylemezoğlu: Taşkışla'nın altındaki yeşil alana yapüacak otelin planı kepaze bir şey. İstanbul Haber Servisi Minıarlar Odası Istanbul Şubesi'nce duzenlenen "Beyoğlu PaneIT'ne katılan konuştnacılar, Beyoğlu Belediyesi'nin bölgede başlatmak istediği yıkım işlemleri ve Mimar Sinan Ünıversitesi'nce hazırlanan rehabilitasyon projesini eleştirdiler. Panelde konuşan Kultur ve Turizm Bakanlığı İstanbul Planlama Muduru Ahmet Ertuğ, "Be.voğlu Belediyesi'nin Mimar Sinan Üniversilesi'nce bazırlanan projeye göre Tarlabaşı'nda 400 evi yıkraası, tarihi kentleri spekülatif araaçlarla yıkıp yerine yeni kentler kurmak mantığına uyar," dedı. Gazetemiz yazarlanndan Mimar Atilla Dorsay da konuşmasında, Beyoğlu Belediyesi'nin yıkım tasarısı hakkında, "Porselen dükkânına giren fil gibi davranmamak gerekir," dedı. Bu arada, İTÜ Taşkışla binasında yapılan panele çağrılı oldukları halde katılmayan Anakent Beledıye Başkanı Bedrettin Dalan ile Beyoğlu Belediye Başkanı Haluk Özturkatalay'ın bu davranışlan sert eleştirilere uğradı. Prof. Kemali Söylemezoğlu, seçimle işbaşına gelmelerine rağmen, tstanbullu olmayan ilçe beledıye başkanlannın ilçelerın tarihi değerlerinı, mimar da olmadıkları için iyi değerlendiremediklerını belirterek, "Bir re Sjhıhı t umhumel Maıhaacılık \c Cıa/ueulık I ıırk \IMIIITH >ırUıı .uluı.ı Nadır Nadı. # Cıt'nd ^d\ın Mııduru Itasan ( cmal. MUCSM.'ML Muclııııı hmıne l »aklıgıl. >.ı/ı Mcrı Mjdııru Ok*\ dunrnMn. • H.ıKr \ k r U / \l.ı duru Vakın Ba»er. Sj%la Du/enı \oncmom \li *ıar. # leınulııhr \N kARA >.al<,ın Dugan. I/MIK llıkmıl (, ılınkava. \I)\N \ MehımI Vtenjn Sırw\ Si'llcn lsi.111hi1IHaK.1kTi Rrhsı ()/. l)ıs HaKrlcr Yrgun Balcı. L konoıııı <Kman l Idgav kıılıur \\dın hme^. Maga/ın \alvın Pek>en. Spor DaniMiıani \bdulLadır \iKtlmjn. Dıı/Jtıııc Krfık l>uri«s. \raMırma Sahın \lpa\. K Vndıka Şukrdn krleiHi, # Knnrdiiı.ııor Abmrl Korulvan. 0 Vlalı Islcr Yn>\ hrkut. lla/ı /natınenv. Halkl ı liıskıkr duldi'ri'n Kosar. Idarı. MuvfMfl dıırer. KkınK Sadun Nonme/. Ha\an \e >a\an ( umhumel Matbaaulık leGa/eteuhk T A Ş Turk OcağıCad 19 41C JEJİoelu Istanhu! l'k 246lsianhu! Te! S26 1000(9 haı) Tele\ 22246 • Hıınıiur \nkara: /ı\a C.okalp BuKarı Inkılap Sokdk No 19 4 Tel 33 114147. lck\ 42'41 # l/mir. Hjlıt Zı\a Buhan No 64 1, Tel 25 47 (Wİ3 12 30 Telex ^ 2 " 9 • \djna: (.aknıak ( ad No H4 kaı '.Tel 1 4 " 0 19"31 Telev 62155 TAKVİM 19 MAYIS 1985 Imsak 3 48 Guneş. 5 36 öğle: 13 05 Ikındi. 17 02 Akşam: 20 25 Yatsı: 22.05 Beyoğlu PaneK'nde belediyeler eleştirildi habilitasyondur, gidiyor. Ne rehabilitasyonu? Oncelikle planlar iyi yapılmıyor. Sadece bizi aldatıyorlar. Beş tane zengin kişi Taşkışla'nın aşağısındaki yeşil alanı almış otd yapıvor. Ben planı nı gordum. Kepaze bir şey," dedi. Yazarımız Atilla Dorsay da şunları söyledi: "Be>oğlu yozlaşınca Nişantaşı'na kaçtık . Orası vozlaşınca da Bebek lepelerine kaçtık. Ama orası da yozlaşınca nereye kaçacağız? Kaçarak nereve gideceğiz? Üikemizde insanlarla birlikte >apılar da yok oluvor. Çıinkü koruma duşuncesi yok. Ahmet Haşim, Yahya Kemal bugun artık >ok. Onlann unlendirdiği, bir arada oldukları yerler de yok, hepsi yıkıldı. Artık Beyoğ:u tam olarak geri gelmez. Çunku biıyuk bir lumpen işgaline uğradı. Bunu nasıl dıı/eltebiliriz, ona bakmalmz." SODEFÎN GENÇLİK PANELİ 'Gençlerin katılun hakkı kmtlanıyor' Prof. Tunaya: Gençlere geleceği kurmak ıçin imkân tanınmak isteniyorsa, onlara çoğulcu demokrasinın tüm unsurları ve katılım hakkı verilmelidir. İstanbul Haber Servisi Sosyal Demokrasi Partisi Kadıköy İlçesi'nin duzenlediği Gençlık Gunleri Etkinlıkleri ıçınde yer alan "Yakın Tarih Surecinde Gençliğimiz" konulu panele katılan konuşmacılar, gençliğe çoğulcu demokrasinın gereği olan örgutlenme ve katılma hakkının verilmesi gerektığini belırttiler. Kadıkoy Moda Sinernası'nda kalabalık bir dinleyici kitlesı önunde yapılan panelde konuşan Profesor Emre Kongar, Turkiye'de demokrasinin en önemÜ unsuru olan katılım hakkının kısıtiandığını belirtti. Siyasi suçlardan mahkum gençlerin aileleri ile çeşitli sendikaların başkanları ve eski parlamenterlerin de dinleyici olarak izledikleri panelde konuşan SODEP htanbul ll Başkanı Korel Göymen de "Bugün gençliği umacı olarak goren ve ondan korkan hukumel ile Turkiye bir türludemokrasiye geçememiştir ve geçerneyecektir. Biz gençliğin butun demokratik haklanm, si\asal haklan ile birlikte kendisine verilmesini sonuna kadar destekleveceğiz, once özgur gençler, sonra da özgur ve bağımsız bir Turkiye yaratacağız" dedi. Profesor Tarık Zafer Tunaya da yakın tarihteki gençlik olaylarını anlatarak, geleceğın toplumunu yaratmak için gençlerin ozgurluk ıçınde eğitılmesı gerektiğıni belirtti. Tunaya daha sonra şunları soyledi: "tstibdat dbneminde de çok okul yapıldı ama Abduhamit, toplumun geleceğini duşunen gençlerin, geleceği \aratacak yeteri kadar bilgili \e bilinçli olmalarını engelledi. Onun için Jon Turkier çok kin, az bilgi ile hareket ettiler. Şunu soylemek bir görevdir: Gençlere geleceği kurmak için imkân tanınmak isteniyorsa onlara çoğulcu demokrasinin tum unsurları ve katılım hakkı verilmelidir". Paneıe katılan Prof. Alacakaptan, demokrasilerın en önemli unsuru olan savunma ve yargılama hakkının Turkiye'de gittıkçe kısıtiandığını, bunun demokrasi ile bağdaşamavacağını belirtırken, Prof. Kurthan Fişek de köyden kente goç eden çocuk denecek yaşta gençlerin beslenme ve diğer sos>al faalıyet sorunlannın hukumetin yanlış politikaları sonucu daha da kötuye gittığini, veremin vaygınlaştığını belirtti. Evreri'den özel af ANKARA, (ANKA) Cumhurbaşkam Kenan Evren, Rum asıllı Teodos Kisantomalis adlı bir hukumluyu, "sürekli hastahk" nedenıyle affetti. Cumhurbaşkam Evren tarafından affedılen Kisantomalis, esrar tedarik etmek suçundan 1982 yılmda istanbul 4'üncü ağır ceza mahkemesınce 8 yıl 4 ay ağır hapse mahkum edilmistı. Resmı Gazete'deyayımlanan kararda, "Teodos Kisantomalis'in adli tıp kurumunun mütalaasına göre, tıbben tespit edilen sürekli hastalığı sebebiyle, hürriyeti bağlayıcı cezastnm kaldırılması, Turkiye Cumhuriyeti Anayasası'nm 104'üncü maddesi uyarınca uygun gorulmüştür" denildi. Ecevit, İsveç'e gitti Yves Saint Laurent, artık moda defterini hapadı Yves Saint Laurent Modaevi, her mevsim üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri çıkanyor. Bir yenilik yok, o eski şıklık yok, ama mallarda YSL damgası var NECLA SEVHUN Ölmüş, diyorlardı, Yves Saint Laurent ölmttş!... Paris karışmıştı. Hangi yıldı o? 77 yaz modasını görecektik Paris'te. Demek ki 1976 sonbaharı olmalı. Ölmüş, ama gizliyorlarmış, deniyordu. Defilesi geçtikten sonra açıklanacakmış!... Defile gunu bir mahşerdı. Kelımenın tam anlamıyla mahşer. tnanılmaz bir kalabalık, inanılmaz bir heyecan!... Öldü mu, ölmedi mi?... Defile sonunda davetlileri selamlamaya çıkıp çıkmamasından anlaşılacaktı bu... Negüzeldefileydi o!.. Meslek hayatının en guzel defilelerinden biri. O yıl Ispanyol çingenelerinden esinlenmişti Yves Saint Laurent. Carmen'ler dolduruyordu podyumu. Sımsıkı korsajlı, kat kat etekli. Her biri ötekinden güzel.. Alkı$, alkış, alkış... Defilenin fınalinde heyecan doruktaydı. Çıkacak mı, çıkmayacak mı?.. Çıkmıştı Yves Saint Laurent. Ama ne çıkış... Iki kişi koluna girmişti, yığılıyordu. Sapsarıydı, bitiktı. Uyuşturucu kullandığı söyleniyordu. Bilmem yalan, bilmem doğru. Podyumda mankenlerle yürümemişti. Sahnede bir an görünmüştü, o kadar!.. ölmemişti. Ama ölmemiş miydi acaba?.. Bu, sonuncu defilesiydı çünku. Bir anlamda sonuncu. Heyecan uyandıran, ondan beklenen turde son defile. Bir daha hiçbir zaman o hayranlığı, o heyecanı uyandırmasını bilemedi. Adını taşıyan modaevini değil, ama moda defterini kapadı o yıl. Ne denli parlak bir giriş yapmıştı bu renkli dünyaya oysa. Gene bir ölümun ardından moda dunyası allak bullak. Yıl 1957. Dior ölmuş. Yerine kim geçecek?.. Yalnızca modaevinin geleceği değil, Fransız modası, Fransız prestiji söz konusu olan. Batmak da var hesapta, çıkmak da... Yves Saint Laurent "çıkmışü." Hem de pek parlak bir çıkıstı bu!.. Dior'dan boş kalan tahta oturduğunda yalnızca 21 yaşındaydı. IŞE BEBEK ELBİSELERİYLE BAŞLADI Bir sure Dior'un gölgesinde, adı sanı duyulmadan çalışmışlığı vardı, o kadar... Moda konusunda esas deneyleri kardeşinin bebeklerine diktiği elbiselerdi aslında. , O denli beğenilen, moda dünyasında bir fırtına yaşatan, bir çığır açan ilk defılesinin esintilerini, o bebek elbiselerinden aldığını açıklayacaktı sonunda. Gerçek bir olaydı o koleksiyon ne taze, ne değişik!.. Moda dünyasında yepyeni bir soluktu. Modaevinin salonlan alkıştan yıkılıyordu. O zamanlar defileler modaevlerinin salonlarında verilirdi. Parklardaki çadırlarda değil. Yersizlikten en unlu kişiler, en ünlü zenginler merdiven basamaklarına oturmuşlardı. Iğne atılsa düşmezdi yere. tşte o gun, o defılenin sonunda, alkışlarla omuzlara almdığında yalnızca Dior modaevine değil, dünya kadınlığının gönlune taht kurdu. Yves Saint Laurent. Yaldızlı, ışütılı, alkışlı bir yol oyle açıldı önünde. Bir süre Dior'da sürdürdü çalışmalannı. Sonra askere gitti. Askerden dönüşte kendi adına bir modaevi actı. Hep izledim onu. Her mevsim, hayranlıkla. Büyük bir ağırlığı vardj moda dünyasında. Defilelerine girmek son derece zordu. BİR ÖYKÜNÜN SONU Son seyahatte, defile barikatlannın önunde beklerken, hüzünle anımsadım bunu. Yanımdaki gazeteci, kapıdakı görevliye (tanıdığıydı herhalde.) Bana bir Montana davetivesi uydursana, ne olur?.. dedi. Görevli çaresizlikle ellerini açtı: tnan ki yok, dedi. Ama Yves Saint Laurent davetiyesi istersen verebilirim... Istemedi gazeteci. Omuzlarda taşınarak başlanan bir oykünun sonu bu! Evet, yaşıyor yaşamasına. O sonbahar ölmedi. Koleksiyonları birbirini izliyor gene. Ama çıkıyor bir modacı, bir gazetecinin: Hangi modacının yerinde olmak istersiniz?.. sonısuna: Yves Saint Laurent'in, diye cevap veriyor. Ama eski Yves Saint Laurent'in. Kim bulabilir ki artık onu? Modelleri son derece güzel dikilmiş mallar aslında. Her mevsim biraz Batıdan, biraz Doğudan, biraz erkeksi, biraz kadınsı surüyle model çıkanyor. Her mevsim bunları çıkanyor, ama her mevsim. Üç aşağı, beş yukarıv. Bir yenilik yok, o eski şıklık yok. Ama mallarda YSL damgası var ya... Elbisesinde, eşarbında, gözluğunde, kokusunda, takısında... Kapış kapış gidiyor her şey... Modaevini değil, moda defterini kapadı Yves Saint Laurent. Gorünen o ki, bir daha açmamacasına!.. ANAP yaşgününü Ramazan yüzünden erken kutladı Kokteyle Turgut ve Semra Özal katılmadı. Konuklan, Zeynep ve Efe özal karşıladı. Gecenin dekarosyonunu Vakko, yemeği Şamdan düzenlemişti. Özal, konuklar arasında yer alan Alman Hıristiyan demokratlarla fotoğraf çektirdi. Türkiye şeklindeki ANAP'ın doğum günü pastası, tahinli profıterolden yapılmıştı. DENtZ SOM ikınci yaşına yarın basacak Anavatan Partisi'nın kuruluş yıldönumu oncekı gece kutlamrken, kutlamanın erkene alınmasını Başbakan Turgut Özal,"Bir. ayın 20'sinde ben burada >okum, iki, Ramazana geliyor" dıyerek açıkladı. Kutlama gecesı Sheraton Oteli'nde verilen kokteylle başladı ve balo salonunda devam ettı. Başbakan Turgut Ozal ve eşı Semra Özal, kokteyle katılmadılar. Devlet Bakanı Mesut Yıimaz ve eşı, Başbakan'ın çocuklan Zeynep ve Efe ile davetlileri karşıladılar. Doğal olarak tum gözler Başbakan'ın kızı ve oğlundaydı. Bu arada Başbakan'ın oğlunun gözleri de dikkatı çekıyordu. Çunku Efe özal konuklan karşılarken sürekli göz kapaklannı açıyor, kaşlarıru yukarı kaldırıyor ve gozlerını hızlı bir şekilde sağa sola oynatıyordu. Kısacası Efe'nin iki gozünde de tik vardı. Zeynep Özal, kuçuk incilerle suslu beyaz ipek gece elbısesi giymiş, başına da uzerinde kocaman bir an bulunan bant takmıştı. Boynundaki uç sıra inci kolyeyi, kulaklanndaki birer inci kupe tamamlıyordu. Zeynep Özal'ın öperek karşıladığı konukların arasında sonradan yemekte de aynı masayı paylaştığı konfeksıyoncu Adnan Gıingor de vardı. Gecenin dekorasyonu ile Vakko'nun sahibi Vitali Hakko bızzat ilgilenmişti. Balo salonuna çıkan merdıvenler gerçeğinden zor farkedilen yapma bahar dallan ile suslenmiş, peçeteler bile parti amblemli özel olarak dokutulmuştu. ÖZAL AtLESİBİRARADA Turgut veSemra özalANAP'm erken kutlanan ikinddoğum gunüne ANKARA, (Cumhuriyet Büdavetli olan konuklan çocuklan Zeynep ve Efe ile birlikte karşıladılar. (Fotoğraf: YALÇIN ÇAKIR) rosu) Bulent Ecevit, Isveç Sendıkalar Birlıği'nin duzenlediği sempozyuma katümak uzere dun Isveç 'e gitti. "Gelişme surecindeki demokratikleşme olanaklan" konulu sempozyuma 15 ulkeden konuşmacılar katılacak. Karşılamada, bir ara Semra özal'ın bir konuğa bu haftaki Beşiktaş Fenerbahçe maçı ıçin "İyi oynayan alır, di mi?" dediği duyuldu. Başbakan Özal da Sarıver Belediye Başkanı Ali Sandıkçı'ya, "Bütiin evleri doldurdun mu?" diye sordu, Sandıkçı da, "Ramazan'dan sonra" karşıhğını verdi. ŞARKILI GİRİŞ 20 dakıka suren el sıkışmadan sonra, Başbakan Ozal ve eşi, "Arım Balım Peteğim" şarkısı ile balo salonuna girdı. Semra Ozal, masaya oturduktan sonra tutulan boynu ıçin hemen boyunluğunu taktı. Başbakan özal da daha sonra bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmaya gore, erken seçim yoktu. Çunku, uyguladıkları politıka ile Turkiye'nin yapısal bir değışıklik geçirdiğini anlatıp, "1988 seçimlerinde sonucunu göreceğiz" dedi. Özal'ın soylediklerine gore artık çocukların yüzu guluyordu, gıysileri yamalı değildı, isyankar gençlerin yerine de çok daha sempatik bir nesil yetişiyordu. Turkiye bu yıl turizmde altın yılını yaşayacak, 1992'de Turkiye Avrupa'nın sayılı ulkelerı arasındaki yerini alacaktı. Şamdan tarafından hazırlanan balonun menusu; somon fume, dana bonfile fırın, mevsim sebzelen, külde patates, bahar salatası, ağaç çıleği soslu su muhallebisi ve kahveden oluşuyordu. Yemekten sonra da tahinli profıterolden yapılmış ANAP pastası yendı. Pasta ANAP amblemı olarak Turkiye şeklindeydi. Bu arada balonun başiaması ile birlikte, Başbakan'ın rahatsız edilmemesi ıçin muhabır ve foto muhabirlerı sa1 ondan çıkartıldılar. Davetli gazete yonetıcıleri ıse masalarında oturdular. Gece boyunca herkese gulucukler dağıtan Nükhet Duru ise, Ajda Pekkan'ın masasına hiç uğramadı. Bu, iki sanatçının arasınm "şeker renk" olduğu biçiminde yorumlandı. HP'de parti içi af ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) HP Genel Başkanı Necdet Calp, Buyuk Kongreye 1.5 ay kala Cenel Başkanlık mucadelesımn "tam demokratik biçimde" yapılacağını, bu nedenle partıde bir "genel af" çıkanlması için Merkez Karar Organı'nı toplantıya çağıracağmı açıkladı. Işte Yves Saint Laurentt üne kavuşturan çizgt lh>pez, yü 1958. TURİZM BARAM: ~ Ucuz kâğıtla zararh neşriyata yardım etmiş oluruz İZMİR, (Cumhuriyet Ege Biirosu) Kültur ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu KDV'nin okuma oranını duşureceğıne inanmadığını belirttı. Taşçıoğlu şöyle dedı: "Gazetelerin bir kiıltür orga•ı olup olmadığı münakaşaya muciptir. Bazı gazeteler bu vazifeyi çok guzel yapıyor. Bazı gazeteler ise kulturumüzu bozuyor. KDV'nin okumayı eksilteceğine inanmıyorum, KDV bizde hiçbir şeyi eksiltmez. Yiizde 10 nedir ki. Yuzde 10 bahşiş kovduğunuz zaman garson >uzunuze bakıyor. Kâğıt fivatlannı ucuzlatmayı bir kenara bırakın, SEKA zarar ediyor. Bana geldiler kulture hizmet eden kitapların kâğıdını ucuza temin edin dediler. Biz o fikirde değiliz. Kulture hiz. met edecek olunursa ona ayn bir fondan çıkanp yardım edilir. Genelleme yapılmaz, genelleme yapıldığında ucuz kâğıtla kültıirumuze zararlı olan neşriyata da yardım etmiş oluruz." Halefoğlu: Tüm dünyamn gözü Osmanlı arşivinde İstanbul Haber Servisi TurkArap Ilişkilerı Incelemeleri Vakfı tarafından İstanbul'da duzenlenen "Osmanlı Arşivleri ve Osmanlı Araştırmalan" konulu sempozyuma dun de devam edildı. Sabah oturumunda bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, son zamanlarda ziyaretine gittiğı bir çok ulkenin yöneticisinin Osmanlı arşivlennın biran önce değerlendinlmesi gerektiğini söylediğıni bildirdı. Halefoğlu, "Çok savıda milletin tarihini aydınlatacak olan arşive sahip olmamız nedenivle bu konuda sorumluvuz" dedi. Halen yaklaşık 150 milyon üniteden oluşan Osmanlı aşrivi 6'sı İstanbul Vilayeti'nin arkasında, biri Suleymaniye'deki budepoda öteki Sultanahmet'tekı bir başka depoda olmak uzere 8 ayn yerde korunuyor. Eldeki arşivin ancak yuzde 10'u tasnif edilmış dunımda. Son zamanlarda tum dünyada Osmanlı arşivine ilginin arttığını behrten Halefoğlu, Osmanlı arşivımn düzenlenip herkese açık belgeler haline getirilememiş olmasının eleştirilere yol açtığını soyledi. Halefoğlu daha sonra ozetle "Osmanlı tarihinde çarpıtılan gerçekleri ortaya çıkarmak ve Turk milleti hakkında verilen onyargıyı diizeltmek ancak, Osmanlı arşivlerinin hazırlanmasıvla mumkiın olacaktır. Kendine bzgu bir uygarlık kurmuş olan Osmanlıların uluslararası ilişkilerde ve farklı kulturlere sahip topluluklar karşısında izledikleri potitikanın ne derece dünıst ve insancıl olduğu çok geçmeden anlaşılacaktır" dedi. Konuşmasuıda Arap Üniversitelerindekı Türkoloji çalışmalannı anlatan Prof. Dr. Emel Doğramacı, Arap bilim adamlanna Turkiye'de ve Turk kaynakları uzerinde araştırma ve çalışmalarına olanak hazırlanması gerektiğini söyledi. Dışişleri Bakaniığı'nda gorevh Bilâl Şimşir de konuşmasında Birleşmiş Milletlerin "Devletlerin Halefiyeti" başlıkh bir sozleşme tasansı hazırladığını bildırerek, bu sözleşmeye gore, Turk Devleti'nden doğan 26 devletin, Osmanlı arşivlerinden hak iddıa edebıleceğıne dikkati çektı. Turk Arap Ilişkileri İncelemeleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Soysal, sempozyum sonrası yapılacak çalışmalar konusunda şu bilgileri verdi: "Sempozyum bittikten hemen sonra 510 kişilik bir yarı resmi komisyon kuracağız. Komisyon İstanbul'da 10 gun çalıştıktan sonra hazırlayacağı onerileriyle Ankara'ya gidecek ve Başbakanlık, Genelkurmay, MİT, İçişleri, Dışişleri ve Kultur Bakanlıkları temsiicileri} le birer goruşme yapacak. Bu temaslar sonucu hazırlanacak nihayi raporu onumuzdeki ayın ilk haftasında Başbakan Turgut Özal "a sunacak." Ozallann gelmemesi nedenıyle kokteylin gereğinden fazla uzaması uzerine Zeynep Özal, yukarıya odalarına çıkarak balo saatinin geldiğini bildirmek zorunda kaldı ve bakanlar, işadamlan, sanatçılar, belediye başkanları, milletvekillerinden oluşan kalabalık davetli grubu balo salonunun önünde uzun bir kuyruk oluşturdular. Turgut özal ve Semra özal'ın balo salonunun servis kapısından geçerek girişteki yerlerini almalan iie konuklar içeri girmeye başladılar. Semra özal'ın sağ elı bandajlı, boynu da tutuktu. Ankara'daki küçuk trafik kazasından sonra bizzat YÖK Başkanı ve çocuk doktoru Prof. İhsan Doğramacı tarafından tedavi edılen Semra Özal başını oynatmadan konukların elını sıkıyordu. Siyah ipek gece kıyafetini, mavı, beyaz, kırmızı, sarı iri çiçek desenli kısa bir tunikle tamamlayan Semra Özal, ucunda inciler olan iri kupeler takmıştı. Konukların karşılanması sırasında uç yabancı, servis kapısından girerek kuyruğun onune geçtı ve kendılerinı tanıtıp Başbakan Özal'ın elinı sıktı. Özal da foto muhabirlerıne dönerek, "Birlikte çekin" diyerek poz verdı ve sonra konukların kımIığini açıkladı: "Alman Hıristiyan demokratlardan . " Şu sıralar Cannes'dan Tan gazetesine plajlardaki çıplaklan bildiren "Gölge Adam"da sıraya girerek Özal ailesini kutladı ve Zeynep Özal dışındakileri yanaklarından öptu. Zeynep Özal'ın yanına geldiği sırada Başbakan'ın kızı, bir adım geri çekilerek Efe'nin arkasına saklandı. Kıyılara kamu kampı ANKARA (a.a.) Deniz, tabiı ve sunı göller, akarsuiar kıyıları ile sahıl şeritlerınde planlama ve yapılanma esaslarmı duzenleyen Kıyı Kanunu'nun uygulanmasına ıliskın yonetmelik dun Resmi Gazete'deya~ yınlandı. Yonetmelığe gore kıyılarda kamu kurumları eğitım ve spor tesislen ile turizm ışletmeleri de kurulabilecek. Resmi Gazete 'de yaymlanan 1985 yılı ithalat rejımi ek kararına gore ıse gumruk, vergi kaçakçılığı ve kambıyo suçlarından haklannda kesın hukumler bulunanlann ııhalat belgeleri geçersız sayılacak. İspanyn Türkiye uçak seferleri Magazin Servisi tsıanbulMadrıd seferlenne baslayan Turk Havayolları 'nın ardından Ispanyol Havayolları, îberıa da Ispanya Turkiye arasındaki uçuşlarına yenıden başladı. Ûncekı akşam bu nedenle verilen kokteylde konuşan tberia tspanya muduruAdolfo Açuerre, toplam 83 uçağı bulunan şırketın A vrupa 'da 3., dunyada ıse 7. sırada olduğunu belirti. Akdağ ve Ustaoğlu yaralandı GİRESUN, (Cumhuriyet) Giresun Gazeteciler Derneği Başkanı Zeki Akdağ ve karikaturist Aydın Ali Ustaoğlu, Gı resun 'da geçırdikleri trafik kazasında ağır bıçımde yaralandılar. Oral Çelik için tutuklama emri PARİS, (a.a.) Terörist Mehmet Ali Ağca'nın 13 Mayıs 1981 'de Papa 2. Jean Paul'e karşı duzenlediği suikast girişimine katılmakla suçlanan Oral Çelik hakkında, Italyan yetkilılermm isteği uzerine aylarca önce tutuklama emrı çıkanldığı bıldirıldi. Yves Saint Laurent'in pek tutulan bir modelL Rus havastnda, yü 1976. Cannes Sinema ve TV Ödülleri CANNES (a.a.) Cannes Festivali Uluslararası Sinema ve Televızyon Ödulunu, Fildışi Kıyısı'ndan Deeıre Ecare'm yönettıği "Vısages Des Femmes" (Kadın Yuzleri) kazandı. Gençlık Ödulu ise Fransız Mehdı Charef'in "Le The au Harem D'Archimede" (Arşımed'm Hareminde Çay) ile İngiliz Mıke Newell'ın "Dance Wıth a Stranger" (Bir Yabanca ile DansJ adlıfılmlen tarafından paylaşıldı. Yunus Nadi Armaqanr85 finalistleri Demir, Varna FestivalVne gitmiyor ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Kızılay Genel Başkanı Kemal Demir, Bulgarıstan 'dakı Turklere yapılan baskıların ıkı ulke arasındaki ılişkilerle bölge barışım olumsuz yonde etkıleyeceğını belirtti ve onur konıiğu olarak çağrılı olduğu Varna Uluslararası Kızılhaç ve Sağlık Fılmlen Festivali'ne katılmayı reddettı. Bu festivalde, jurı uyesı seçılen Kızılay Genel Merkez Kurulu uyesı Ertan Gonen de uyelıkten çekıldı. Çingene kıyafetlerinden esinlenen bir model, 1977 Katılma no: 64