23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yapılabilecek eleştiri, anayasa konusunda da yapılabilir. Böyle olduğunda büyük duyarlık göstermek, gücü yettiğince, elinden geldiğince, usu erdiğince yardımcı olmak gönendirici bir tutumdur. Eleştireni suçlamak doğru değildir. Yurtseverlik kimsenin tekeünde olmadığı gibi, hiç kimse öbür yurttaşından daha "vatansever" olduğu savında da bulunamaz. ANAYASAYI ELEŞTİRMEK Anayasayı eleştirmek, kimi maddelerini uygun bulmamak, değişiklikler istemek anayasaya karşı olmak değildir. Şimdi, anayasanın eleştirilip eleştirilemeyeceğini irdelemekteyiz. Eleştirilecek konular ayn bir yanyı gerektirir, o ilgililere düşmektedir. Bu topraklar üzerinde yaşayan, "Ne Mutlu Türk'üm!" demenin kıvancını duyan herkes, anayasasını eleştirebilir. Daha etkin, daha doyurucu, daha uygun anayasa istemek suç değildir. Sağhklı bir hukuk düzeni, bu yolla barış ve muüuluk daha güçlü kurulur. Ulusun gücünü derleyip yönlendiren anayasa olabildiğince tepkilerden uzak, ileri bir anlayışla gereksinimleri, özlemleri karşılamahdır. Devletin hukuksal temelinin, j'urttaşların güven kapısının daha az tartışıhr bulunmasmda sayısız yarar vardır. Tarihsel değerlerimiz ve varlıklarımız anayasanın temelidir. Ulusal özümüz olan anayasayı anayasa yapan, dayandığı değerler, koruduğu ilkeler, amacı, anlamı, ruhu, ereği ve içeriğidir. Saygın kılan da budur. Bu doğrultuda elestiriler kuşku değil saygı doğurur. Anayasa saygısı, insanlıkinsan haklan saygısı, devlet saygısı, yurtyurttaşhk saygısı, ulus saygısı demektir. Bağımsızlık tutkusu demektir. Benimsenip sayılması anayasanın varhğı ölçüsünde önemlidir. En büyük gücü de güvencesi de "ulusaJ bilinç" niteliğini almış "Anayasa saygısı"dır. Bu anlayış ve tutumla boşluklarmı, eksikliklerini gidermek, daha yeterli kurallar istemek, uygunluk deneüminin daha başanlı yapılabilmesinin çöziimlerini aramak amacıyla tartışmak, eleştirmek en iyi katkıdır. Sakıncalı yanı da yoktur. Böylece anayasa, tüm çağdaş niteükleriyle özgürlükçü demokratik düzenin en değerli çerçevesi, ulusal erdemin gostergesi olur. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti böylece gerçekleşir. Yasal eylem ve yollarla yurttaşlann eleştiri ve değişiklik istemek haklan, yasama organının sınırh değiştirme hakkından da geniştir. Kuruluş yasası uyarınca Anayasa Mahkemesi'nin her yıl düzenlediği bilimsel toplantıda bu doğrultuda ve yoğunlukta açıklanan görüşler kutlanacak, övgüyle karşılanacak yardımlardır. Böylece demokrasinin göstermelik değil gerçek, hukuk devletinin sözde değil özde, yargımn gölge değil giıvence olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Hukukun üstünlüğünün kurumsal gerçekleşmesi olan Anayasa Mahkemesi, anayasayı en üst düzeyde yorumlama yetkisi bulunan organ olarak (yasama yorumu kaldınlmıştır, hukukun kaynağı yasama organı değil mahkemelerdir) anayasayı guncelleştirip yaşamın olağan bir parçası, varlığımızın temel öğesi durumuna getirerek açıklık kazandırır. Bu da en sağhkh sonuçtur. Mahkemenin önüne gelen konular siyasal, kararlan siyasal niteliklidir, ama yaptığı çahşma yargısalhukuksal çalışmadır, asla siyasal içeriği yoktur, mahkemenin siyasal ilgi ve ilişkisi yoktur. SONUÇ Üstünlüğünü odünsüz savunmak, saygınhğını özenle korumak, yürekten bağh olmak ve yürürlükte kaldığı sürece uygulanmasına içtenlikle çahşma koşuluyla, hukuksal niteliğinin yücelmesi, daha doyurucu, daha etkin, daha uygun duruma gelmesi için yasal yollar içinde anayasayı eleştirmek ve değişiklikler istemek her yurttaşın en doğal hakkıdır. Bunun yansız, bilimsel düzeyde ve hiçbir siyasal erek gözetmeden yapılacağı en uygun yer de Anayasa Mahkemesi çatısının altıdır. 25 NÎSAN 1985 Anayasa*yı Tartışıııak tjstünlüğünü savunmak, saygınhğını korumak, yürürlükte kaldığı sürece uygulanmasına çalışmak koşulu ve daha doyurucu duruma gelmesi amacıyla anayasayı tartışmak ve değiştirilmesini istemek her yurttaşın hakkıdır.. PENCERE Amerikalı Kurtaramadı Arap Kurtarır mı? Arap deyince bizim "parasalcı"ların aklına gelen sözcükler nelerdir Petrodolar, şeyh, prens, veliaht, göbek dansı, muganniye, rakkase, turizm, kadın, funuş, faizsiz bankacılık, gözü dönmüş çıkarcılık, otel, motel, saray, konak, lüks apartman, yüksek kira, köşeyi dönmek, yan gelip yatmak, agel kefiye, zevkü safa, Sevda Tepesi, Altınboynuz, holding, ortaklık, para, para, para... işbitiricilerle parasaicılar, ülkemize konuk gelen zengin Müslümanlan ekonomik tunaparkımızın aynalarında seyrediyorlar. Her yanından petrodolar fışkıran sultan, karşısında elpençe divan duran Türk'e diyecek ki: Ah benim sevgili dindaşım, halifemin torunu, Osmanlının tohumu; dile benden ne dilersen? İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Amerika'nın Missouri zırhlısı, 5 Nisan 1946'da Istanbui limanına demir attı. Boğaz'ın yedi tepesi salkım saçak insan doluydu. Beyoğlu'nda Abanoz Sokağı badana edilmiş, hayat kadınları temizlenmiş, denetimden geçirilmişlerdi. Kente ayak basan her Amerikan eri bir Hollywood yıldızıydı. Kavun kafalı, beyaz kepli. sarışm denizcileri halk umutla bağrına basıyordu. Sinemalarda Amerikan filmlerini izleye izleye afyonlanmıştık. Artık Gary Cooper, Robert Taylor, Clark Gable, Tyrone Power'la Taksim meydanında kucaklaşıyorduk. Amerikalı erler yerlerde yatıp yuvarlanıyorlar, omuzlarda taşınıyorlar, tramvayiarın tepesine tırmanıyorlar, ne yaparlarsa alkışlanıyoriardı. Amerika hepimize refah saçacak, zenginlik dağıtacak, mutluluk getirecekti. Şaka değil, adamların cepleri yeşil dolarla şişmişti; kraltar gibi ağırlanıyorlardı. Biz de küçük Amerika olacaktık. Ama duş kınklığına uğradık. Amerikalı bize dolar verdi; borçlandırdı; faizini yüruttü. Şimdi anamızı ağlatıyor. • Dolar bizi kurtaramadı. Petrodolar kurtarır mı? Amerikalı kurtaramadı. Arap kurtarır mı? Kırk yıl önce, bol paçalı, kavun kafalı, beyaz kepli, kalk'k burunlu Amerikan denizcisini kurtarıcı sanıyorduk; kırk yıl sonra uzun entarili, agel kefiyeli, siyah sakallı, kara göztüktü Arabı kurtarıcı sanıyoruz. Ve İslamı tanımıyoruz. İçinde Arabın da bulunduğu İslamı tanımak için Müslümanlığın fırtınalı dünyasına bir göz atmakta yarar var. Lübnan neden birbirıne giriyor? Biliyor muyuz? İran'la Irak niçin savaşıyor? Öğrenmek istiyor muyuz? Kimi zaman 16 yaşında bir kız, kimi zaman 18 yaşında bir genç Müslüman; cephane, bomba, dinamit dolu koskoca kamyonla Siyonisl birliklerin arasına dalıyor, Amerikan elçiliğinin duvarına tosluyor; nedenlerini araştırıyor muyuz? Bize tomar tomar petrodolar dağıtacağını sandığımız zengin Arabın ardından uzayan çarpık gölgesini mağrıptan maşnka izliyor muyuz? Gözlerimiz parasatcı mantıkla öylesine körteşmiş ki, Müslümanı ıki ayaklı petrodolar sultanı gibi görüp önünde secdeye varmak için sabırsızlanıyoruz. Oysa İslam okyanusu tarihinin sayılı fırtınalarından birisini yaşıyor, her yönden esen rüzgârtarta çalkalanıyor; ama bir egemen akımın dalgaları gün geçtikçe köpükleniyor. Nedir o? Müslümanın militanı, Kuran'ın evrenselliğinde İslam devletlerini eritmek için elinden gelse tüm saraylan, saltanatları, şeyhlen, sultanları yıkıpezecek; petrodolardan kurdukları egemenlikleri başlanna geçirecek. Biz ise karmakarışık İslam okyanusunda üç beş Suudi prensiyle iş yaparak Türkiye'yi düze çıkarmayı umuyoruz. Amerika'yı yaşadık; olmadı. Arabistan'ın binbir gece düşünü de görelim bakalım. YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Anayasa Mahkemesi üyesi Temel hak ve özgürlükleriyle anlam ve hukuksal tümlUk kazanan bireylerin ve toplumun, siyasal güce karşı güvencesi, devlet yasamımn kaynağı, hukuksalsiyasal düzenlemelerin dayanağı olan anayasa, "devlet düşüncesi" ni gerçekleştiren bir temel anlasma niteliğindedir. Uluslaşmanın ve ulusalhğın belgesiyapıtı sayılan anayasa, yasalannuzjn ölçütü, hukuk inancımızın simgesi, ulusal varlığınuzın ve ulusal dengemizin bilimsel aracıdır. Devlet yapısını, ulusal egemenliğin kullanılma yöntemiyle erkler düzenini, yetkili organlann oluşumlanıu, çalışma koşullarını, işlevlerini ve sorumluluklarını, yönetim biçimini, özgürlükleri, ilkeleri, temel hak ve ödevleri (kişisel, sosyal ve ekonomik, siyasal), yükttmlulükleh belırlediğinden ulusal yasanurruzın hukuksal giysisidir. lnsan haklarına dayanan (saygılı olmak yetmez) demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ereğini gerçeklestirmek, yasalann anayasaya, yürütmenin tüm işlem ve eylemlerinin yasalara uygunluğunu yargı denetimiyle sağlayarak "devlet çarkı"nın sürekli ve düzenli dönmesini başarmak amacını taşımaktadır. Hukuk devleti çabalarının son aşaması bilinen anayasa ulaşmamızaşmamız gereken uygarlık düzeyine yönelik "ideal yasa", üst kurallar topluluğudur. Devletin kendini suıırlamasımn kamtı, bağımsızhk, özgürlük, egemenlik kavramlanyla, adalet duygusuyla, ulusal ülkülerin somutlaşmasıdıt. Genel görünümüyle "Devletin hukuksal projesiçizelgesi"dir. Toplumun gerçeklerinden esinlenen, çağdaş toplum düzeninin tüm öğelerini yansıtan, ulusal varhğımızın özsuyu, ulusal onurumuz olan anayasa, ülkemiz, devletimiz, bayrağımız gibi hepimizin kutsal değeri, ulusal andıdır. TABTIŞMAELEŞTİRİ Savlann, savunmalann, öneri ve dileklerin, uyarılarla birlikte karsüıklı görüşler olarak açıklanması, gerçeğin mayasını oluşturan "tartışma"dır. Eleştiri, iyiyikötüyü, doğruyuyanlışı, uygunuaykınyı saptayıp gerçeği, özleneni bulmanın en yararlı yöntemidir. Tartışma ve eleştiri içiçedir, eşanlamhdır da. tkist de .yol gösterici, gerçekçidir. Övgüyü ve yergiyi de kapsarlar. Onyargıdan, koşullanmaktan uzaktırlar. Yıkıcı değil, yapıadırlar. Yanlışhk, yanılgı ve sakıncayı önlerler. Bilimsel toplantılardaki elestiriler üstelik güven ve hoşgörü vererek yararlı da olurlar. Sessiz eleştiri tehlikelidir. Olağan eleştiri gerçek alkıştır, aldatmaz. Beğenisi sağhklı, vardığı sonuç, üzerinde durulacak bir "gerek"tir. Ahşılagelen, günlük yaşamda rastlanan türden tartışma ve eleştiri konumuz dışındadir. Suçlamak, karalamak, küçültmek, aşağılamak, yalnızca yermek ve kmamak amacını güden, bir tür sövgü olan eylemlerin gerçek eleştiriyle hiçbir ilgisi yoktur. Değerbüirler için eleştiri, en iyi "dost"tur. Bilimsel bir çaba olan eleştiri kırgınlık ve kızgınlık nedeni yapılamaz. Anlayış ve hoşgörüyle karşılanır. Her konuda OKTAY. AKBAL EVET/HAYIR 'Bir Bileıfler ir Şey Bilseydi!.. ERCÎYES ÜTNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN 1 Üniversiteraiz fakültelerinin ajağıda belirtildiği şekilde ihtiyaç duyulan anabilim dallarındaki boş ve boşalacak kadrolara devamlı statüde Doçent ile Yardımcı Doçent, Aıastırma görevlisi ve Rektörluğe baglı birimler için okutman ahnacaktır. 2 Kanuni sartiara haiz adaylann ilanımızın gazetede yayımlandığı tarihten itibaıen 15 gun içerısinde, Doçentlerin ve Okutmanların Universitemiz Personel Dairesi Başkanlığı'na. Yardıma Doçent ve Ara$tırma Görevlisi adaylanmn ilgili Fakülte Dekanlıklanna bizzat veya posta ile (postadaki gecikmeler dikkate alınmayacakür) başvurmaları gerekmektedir. ARANAN ŞARTLAR VE BAŞVURMALAR İÇİN GEREKLİ BELGELER DOÇENTLERİÇÎN 2547 Sayılı Kanun'un 25. raaddesinde behrtilen şartlara haiz olmak Dilekce, özgeçtniş. Doçent ünvanııu aldıgına dair belge, Yayın listesi, yayınlannın örneği (4 takım), Son 6 ay içerisinde çektirilmiş 2 adet fotograf. YARDIMCI DOÇENTLER tÇtN 2547 Sayılı Kanun'un 23. maddesinde beürtilen şartlara haiz olmak Dilekçe (Yabana dili belirtilecek), özgeçmis, Yayın listesi, yayınlannın örneği (4 takım), Doktota veya Uzmanlık belgesi, varsa Yardımcı Doçent yabancı dil başarı belgesi, Son 6 ay içerisinde çektirilmiş 2 adet fotograf. OKUTMANLAR İÇİN Dilekçe ve özgeçmis. 2 adet fotograf, Öğrenim belgesi, Nufus cüzdanı sureti. ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİ İÇİN Devlet Hizmetine ginnede aranılan şanlara haiz olmak, 2547 Sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile ilgili bir hususta cezai ve disiplin kovuşturması geçirmemiş olmak, Girmek istediği anabilim dalında eğitim ve öğretim yapan Fakülte ^eya 4 yıllık yüksekokul mezunu olmak. Dilekçe (Yabana dili belirtilecek). Mezuniyet belgesi, Nüfus cüzdanı sureti, son 6 ayda çektirilmiş 2 adet fotograf. NOT Imtihan tarihi, saati ve yeri adaylara ayrıca bildirilecektir. TIP FAKÜLTESt BÖLÜMÜ Temel Tıp Bilimleri " " " " " " " " " " " " Dahili " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " Cerrahi Tıp Bil. " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " " ' tKTİSADİ VE tDARİ BtLİMLER Iktisat " tşletme Bölümü " " MÜHE.NDİSLİK FAKÜLTESİ Makina Muhendisliği " " " " Elektronik ve Hab. " " " " " " " " " İLAHİYAT FAKÜLTESt Tefsir ve Hadis tsl. Fel. ve Kelam " " " Din Eğitimi ve Sosyal " " " " " " " " " FEN EOEBİYAT FAKÜLTESİ Matematik " Fizik ANABtLtM DALI Morfoloji Tıbbi Biyoloji Fizyoloji Biyokimya Mikrobiyoloji Adli Tıp Farmakoloji lç Hastalıkları Çocuk Sağ. ve Hast. Nöroloji Psiki>atri Halk Sağhğı Radyoloji Nukleer Tıp Dermatoloji Fiziksel Tıp ve Reh. Genel Cetrahi Patoloji G.K.Damar Çocuk Cerrahisi Nöroşirürji Plastik Cerrahi Kadın Hast. ve Doğum K.B.Boğaz Göz Hastalıkları Croloji Ortopedi \e Trav. Anestezi ve Reanimasyon FAKÜLTESt Iktisat Teo. ve Ik. Tk. îk. Gir. ve Uls. Iktisat Sayısal Yöntemler Yönetim ve Organizasyon Makina Teorisi ve Din. Konstrüksiyon ve îra. Termodinamik Enerji Mekanilc Telekominikasyon Elektronik De\Teler ve Sistemler Elektromağnetik Alan. Tefsir Islam Felsefesi Kelam ve tslam Huk. tslam Ta. tsl. Uy. ve Kül. lsl. San. ve Mimarisi Din Sosyolojisi ve Psika Din Felsefesi ve Mantık YARD.DOÇENT (Kad.Boş.T.) ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ 3 (Anatomi 2, Hist 1) 3 (Tıp Fak. Mezunu) 2 2 2 1 2 1 (Tıp Fak. Mezunu) 3 1 1 1 2 2 1 2 1 (2.8.1985) 3 1 1 4 3 2 1 5 * 1 ı DOÇENT 1 'Bir bilen"! Kimdir bu, 'bir bilen'? Ne biliyor, neyi biliyor? Bilseydi, bilebilseydi böyle olur muydu? Bu duruma düşer miydi o 'bay bilen'?.. Bay bilenlerin bir şeyler bildiğine kim inanıyor? Orası da belli değil! Ama dillerde geziyor bilmem hangi sokakta oturan 'bir bilen'in perde arkasmda komut verdiği, adam atadığı, yol gösterdiği... Bir zamanlar gözlerime bak düşündüğümü anla' diye konuşuyorlardı seçım alanlarında... Siyasa yasaklaması attındaki birtakım politikacılar, o sıralarda tutuklu bulunan, cezaevlerinde yatan birtakım kişiler 1961 genel seçiminde eşlerini, kardeşlerini, oğullannı, kızlanru aday göstermişlerdi. Bu ünlü soyadı taşıyan kişiler de liste başlanna kurulup Meclise gelmişlerdi. Samet Ağaoğlu'nun eşi, Namık Gedik'in eşi, Celâl Bayar'ın kızı ve damadı, Adnan Menderes'in oğlu gibi... 196069 arasında AP'nin başındaki kişi ikide bir eski Cumhurbaşkanı Bayar'la ki, idama mahkum edilmiş, ama cezası hapse çevrilmişti, Kayseri'de yatıyordu o günlerde, sonra bağışlanarak özgürlüğe kavuştu ilişki kurmuştu; gider elini öper, öğütlerini dinlerdi. Ne kadar sürdü bu? Birkaç yıl... Sonra, AP lideri başına buyruk oldu, 'eski'lerin sözüne kulak asmamaya başladı. Geçmiş, geçmiş gitmişti! Kuşaklar yenilenmişti. Bayar, Menderes adlarının etkileyici büyüsü zamanla azalmıştı. Nitekim 1969'da Bayar, AP'nin ka^ısında yeni kurulan DP'yi destekledi, bu yeni parti için propaganda gezisine bile çıktı. Sonunda Bayar'ın tuttuğu DP yenik düştü. AP yeni liderinin yönetiminde Mecliste daha da üstün bir çoğunluk elde etti. Demek istediğim açık: Bir bilen, bir etkili, bir güçlü kişi sürgit aynı yerini koruyamaz. Önceleri dediğine azıcık kulak verilir, öğütleri dinlenir, tuttuğu, desteklediği kişiler önem kazanır. Derken, yeni kişiler çıkar, akla gelmedik 'lider'ler belırir, onlar alırtar ön yerleri...O, bir bilenler, siiinir gider. Tarihe kanşırlar zamanla.... Bu dediklerimi bugünün perde arkasmda güvendiği eşini dostunu seferber edenler iyi duymalıdırlar. Bu film daha önce görüldü! Yeni bir şey yok! Yasaklanan kişiler, yerlerine 'kendi' adamlannı çıkarmak isteder, bir süreliğine de başarırlar. Ama o yeni kişi, ya da kişiler çok geçmeden "bir bilen"siz de bu işi başaracaklannı anlarlar! Bir de bakmışsınız o dünkü 'büyük adam' bir yana itilmiş, yerini yeni başka "bir bilen" aJmış... Hacıyatmaz diye bir oyuncağımız vardı çocukken. Bir türlü sırt üstü yatmaz! İtersin, devirirsin, yatırır tutarsın, elini çektin mi haydi yine eski durumunu alır. Şimdi hacıyatmaz adı verilen bu ilginç oyuncak ortalıkta yok. Gerçek hacıyazmazlardan oyuncağa yer kalmadı, gerek kalmadı! Bakıyorsun, adam bugün ortada yok, sinmiş, yenilmiş, korkmuş, saklanmıs. Sonra bir de ne görüyorsun, adam kahramanlık taslıyor, yeniden ortada, ya da perde arkasmda bütün görkemi ile 'demokrasi savaşçısı' kesilıvermiş... Ama istediği 'demokrasi' yalnız kendisi için, kendisi gibi düşünenler için!.. 'Bir bilen'den, daha doğrusu 'bir bilenler'den yola çıkıp buralara geldik. Türkiye'de bilen', yöneten' kişiler istedikleri kadar kendilerinde böyle etkinlikler düşlesinler! Bilen de, düşünen de, anlayan da, kendini yönetmek isteyen de, kendinde bu gücü bulan da halktır, Türk ulusudur. Kimse ulus adına 'mütevellilik' taslayamaz. O 'bir bilen'ler hiçbir şey bilmediklerini, anlamadıklarını, kendilerini de yandaşlarını da, bir süreliğine oylannı kazanmayı başardıkları ulusumuzun bir bölümünü de çıkmazlara götürerek kanıtlamışlardır... Şimdi, uyanmanın, bilinç ışığında iyiyi doğruyu güzeli arayıp bulmanın zamanıdır. Bunu da şu ya da bu bir 'bilen' in aracılığıyla değil, kendi istençleriyle başaracaklardır, başarmalıdırlar. GEZILERIMZ I Ç I N ^ SEYAHAT ACENTALARINI SEÇIN 1 ekonomik sorunsuz çağdaş guvenli GEZİN TÜRKIYE SEYAHAT ACENTALARI BIBLIGI 1 1 1 1 1 1 1 1 2 1 1 1 (25.7.1985) 1 2 3 4 SEKSVAZ"**» Operatör Doktor 1 KAZIM SARI Genel Cerrahi Uzmanı Mua: Mecidiyeköy Büyükdere Cad. No: 57/5 Tel: 166 96 66 166 47 48 ' 1 . 1 1 1 1 1 1 5 Adet 5 Adet Basın: 15676 1 1 1 TEŞEKKÜR Başarüı bir ameliyatla beni sıhhatime kavuşturan değerli insan Op. Dr. KEMAL BEYAZIT'a Op. Dr. CEVAT YAKUT'a Op. Dr. OMER BAYEZIT'a Op. Dr. ÖMER IŞIK'a Anestezi mütehassısı ÇİCDEM YAKUT ve tstanbul Asüm Hastanesi kalp servisi doktoru ENGtN BAYKAL'a ameliyathane ve servis hemşirelerine sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. UYGUN UMUT TOPRAK MAHŞULLERİ OFİSt GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Ihalesi 22 Nisan 1985 günü saat 15.00'de Genel Müdürlüğumüzde yapılmak üzere ilanen saüşa arz edilen 4.500 m. Ton 1982 yılı mahsulü kabuklu kırnuzı mercimeğin ihalesi 29 Nisan 1985 günü saat 15.00'e ertelenmiştir. Basın: 15636 Cebir ve Sayılar Geometri Genel Fizik Yük.En.ve Plaz. Fiz. " Atom ve Mol. Fiziği Nukleer Fizik Katıhal Fiziği Kimya Anorganik Kimya " Organik Kimya " Analiük Kimya " Fizikokimya NEVŞEHtR TURİZM İŞ. VE OTELCİLİK YÜKSEK OKULU Turizm Ekonomisi Turizm İşletmeciliği YOZGAT MESLEK YÜKSEK OKULU MAKİNA ÎŞLETME VE MUHASEBE GEVHER NEStBE TIP TARİHİ ENSTİTÜSÜ REKTÖRLÜK Yabancı Diller Bölümü: Ingilizce Okutmanı Yabancı Diller Bölümü: Arapça Okutmanı 1 1 1 1 1 \ 1 1 1 1 1 1 l ETÎBANK İSTANBUL ALIM SATIM MÜESŞESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Muhtelif ebadlarda Poliyester flanşlı boru imal ettirilecektir. 2 İmalata ait şartname ve resim, Meşrutiyet Cad. No: 241 Tepebaşı / İSTANBUL adresinden temin edilebilir. 3 Işin son teklif verme tarihi 6.5.1985 saat^lö.OO'dır. Basın: 15711 ILAN Dr. MASUME ÇÖL Dahiliye Mütehassısı Adres: Yeşilköy, Polat Yalı D: 6 Tlf.: 573 91 06 KİRALIK DAİRE ARANIYOR Çocuksuz, genç bir çift sahibinden kiralık daire arıyor. Tel.: 528 66 29 (11.0015.30 arası) GEZILERIMZ IÇIN ^ SEYAHAT ACENTALARINI SEÇIN ! ekonomik sorunsuz çağdaş güvcnli GEZİN TÜRKİYE SEYAHAT ACENTALARI BIRLİGI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle