16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NlSAN 1985 BİRLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGEL HABERLER CUMHÜRİYET/7 Dl\mK/GÖRDlK YALÇIN PEKŞE1M SODEP ve Halkçı Parti çatıda anlaşamıyor SODEP yönetiminde "HP'nin tarihi görevini tamamladığı ve SODEP'e kaîüması" görüşü egemen HP yetkilileri iki partinin birleşmesi halinde, HP'ye yapılan Hazine yardımının kesilmesini göze alamıyorlar ANKARA, (ANKA) Gerek HP ve gerekse SODEP üst yönetimince sosyal demokrat tabanın birleşmesi yolunda yapılan çağnlar, tabanda çeşitli değerlendirmelere neden olurken, birleşmenin hangi parti çatısı altında gerçekleşeceği, birleşme yolunda "ciddi" bir engel olarak görülüyor. Halkçı Parti ve SODEP yönetimi, birleşme çağnlanyla sosyal demokrat tabanın kendi partisine yönelmesini sağlamayı amaçlarken, bir yandan da parti örgütünün "kemikleşmesi"ni gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Birleşme konusunda ilk ciddi adırru atan ve HP'ye resmen birleşme çağrısında bulunan SODEP yönetiminde, "HP'nin tarihi görevini tamamladığı ve SODEP'e katılması" göruşü egemen durumda bulunuyor. 25 Mart yerel seçimlerinde HP'yi geride bırakan SODEP, sosyal demokrat tabanın "gertk temsilcisi SODEP'ür" görii.ünden hareket ederek, birleşmenin ancak kendi çatısı altında olabileceğini savunuyor. Büyük Kongre'de alınan karar uyannca HP'ye birleşme önerisinin yapılması sonrasında bekleme dönemine girilen SODEP'te bu konudaki olumlu ya da olumsuz yarut HP Genel Başkaru Calp ile HP Büyük Kongresi'ne bırakıldı. HP'NİN GÖRÜŞÜ... Sosyal demokrat kanatta birleşme konusunda ise Halkçı Parti üst yönetimi de görünümde birleşmeden yana tavır almasına karşın, "tabana selam, yola d e v a m " görüşünü taşıdığı gözleniyor. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre, HP yönetimi çeşitli nedenlerle HPSODEP birleşmesini güç görüyor. Bu nedenlerden birincisi HP'nin Hazine'den yardım alıyor olması geliyor. HP yetkililerine göre, iki partinin birleşmesi halinde, partiye yapılan Hazine yardımı kesilebikcek. HP yöneticilerine göre, bir başka engel, tabanın SODEP'e karşı "k»tı tutıım" içinde olması. HP'nin bir yetkilisi, hem genel seçimlerde hem de yerel seçimlerde SODEP'in takındığı tavırla HP tabanını kendisine karşı "küstürdügü"nü soyledi. HP yöneticilerine göre, Hazine yardımının devam etmesi için SODEP'in HP'ye katılma.ı gerekiyor. SODEP ise buna Karşın, yerel seçimlerde aldığı oyu gerekçe göstererek sosyal demokrat tabanın kendisini benimsediğini savunarak birleşmenin "kendi çatısı" altında olmasını istiyor. DSP OLGUSU... Ote yandan kuruluş çalışmaları sürdürülen demokratik sol partinin gerek HP ve gerekse SODEP'i dışlayan açıklamaları bu iki partinin birleşmesini " s c a k " tutuyor. Bu iki partinin kuruluş biçimlerinin ve programlarının "sosyal demokrat" bulunmadığı DSP çevrelerine göre, sosyal demokrat tabanın temsilindeki boşluk DSP ile giderilecek ve DSP sosyal demokrat "tek" parti olacak. Bu durum karşısında partilerinin sürekliliğini sağlamak arzusundaki HP ve SODEP yönetimleri olası bir büieşmeye karşı esnek davranmaya özen gösteriyorlar. İSTANBUL'DA Mehmet Yazar'm katılmadığı lstanbul tl Kongresi'ne Yüdmm Avcı ve Hüsamettin Cindoruk birükte geldiler ve ytniden il başkanı seçilen Yaşar Keçeli Oe birlikte partilileri selamladılar... (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Yağmur ve Rahmet Türkân Şoray Cihan Ünal çiftinin 5.5 ayiık kızları Yağmur'u 13 nisan 1985 gecesi yayınlanan "Cumartesi Cumartesi" programında izleyenler, bir hafta sonra yine aynı programda yayınlanan "bir reklamı" görünce şaşkınlıktan küçük dillerini yuttular.. Çünkü bir hafta önce büyük çabalarla Yağmur'u ekrana getiren TRT, ertesi hafta aynı olayta dalga geçiyordu. Bunun da nedeni "Cumartesi Cumartesi" programının dönüşümlü olarak bir hafta Ankaralı, bir hafta Istanbullu yapımcılar tarafından gerçekleştirilmesiydi. Programcılar arasındaki rekabet ünlü çifti müthış üzmüştü. Çünkü ikinci filmde, "Yağmur"u oynayan "Rahmet" adlı çocuk bir şampuan reklamı yapar görünüyordu. Oysa ŞorayÜnal çifti Yağmur'u reklam fılmlerinde oynatmak için 80120 milyon lira arasında para öneren firmaları geri çevirmişlerdi. Bu kızgınlıkla bir telgraf metni hazırlayarak Tunca Toskay'a gönderdiler. Telgrafta şunlar yazıyordu: "Sayın Tunca Toskay, İstanbul Televizyonu'nca hazırlanan Cumartesi Cumartesi programında kızımız Yağmur'la bırkaç dakika görünmemiz için gerek yapımcısından, gerekse çok sevip güvendiğimiz sunucusundan gelen (Halit Ktvanç) ısrarlı istek ve rtcalar karşısındakı tedırginlığimize cevaben, "halkımızın büyük bir kesiminin bu arzuda olduğu, halka malolmuş sanatçılar olarak buna evet dememizin yerinde olacağı" söylenmişti. Başında bulunduğunuz, saygın bir kurum diye bilip öyle inandığımız TRT'ye bu program için evet derken, sadece halkın arzusunu yerine getirmekti tek düşüncemiz. Evet derken, kurumunuzun kendi bünyesınde, boyutları çok çirkin bir görünüm arzeden Ankara yapımı programİstanbul yapımı program çelişkisini yaşadığını, bu hazin çelişkisine Ankara yapımı programda bizlerı ve 5.5 aylık yavrumuzu alet edip alay konusu yapmaya yeltenerek, kendilerini ayıplanacak duruma düşüreceklerini düşünmemıştik. Bu değerli kurumun çok değerli Denetim Kurulu'nun böyle bir hafıfliğe evet diyebileceği aklımızdan bile geçmezdi. Kendi reklamımızı yaptırmaya ve hatta reklam yoluyta maddi olanaklar sağlamaya yönelık isteklerimiz olsaydı çok büyük paralarla reklam teklifi yapan firmalara anında hayır demezdik. Bu sözünü ettiğimiz programda bizi ilgili bölürnü düşünüp çeken ve bu bölümde rol almayı kabullenen kişilerin bu davranışları karşısında son derece üzgünüz. Sayr gılarımızla. Türkân ŞorayCihan Ünal." Matbaa ve video DYPde kongre fırtınası Kırşehir, Çorum ve Van Kongreleri dün yapıldı. 61 ilde kongrelerini tamamlayan DYP, bugün Hakkâri, Muş ve Kastamonu, yarın da Bursa, Rize ve Uşak Kongrelerini yapacak. Bursa Kongresinin büyük kongre öncesi genel başkanlığa aday olanlarla henüz adaylıklannı açıklamayanlar arasında bir gövde gösterisi şeklinde geçmesi bekleniyor. Haber Merkezi DYP il kongreleri yarın tamamlanıyor. Yann yapılacak Bursa il kongresine Genel Başkan Yıldınm Avcı ile birlikte thsan Sabri Çağlayangil. Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Gölhan ve Mehmet Yazar'ın da katılması bekleniyor. DYP Genel Başkanı Avcı, dün de partisinin Kırşehir il kongresine katıldı. Avcı kongrede yaptığı konuşmada, kurduklan partinin ellerinden alınmak istendiğini öne sürerek, "DYP'nin tertipkrle degil, milletin oyuyla iktidara geleceğini" söyledi. Avcı, "Özal be> arısı gibi şişmanladıkça vatandaş zayıflamaktadır. Tencerelerde artık aş değil dert kaynamaktadır" dedi. Dün yapılan Kırşehir, Çorum ve Van kongreleri ile 61 ilde kongresini tamamlayan DYP, bugun Hakkâri, Muş ve Kasta monu, yarın da Bursa, Rize ve Uşak kongrelerini yapacak. Bursa kongresinin mayıstaki buyuk kongre oncesi genel başkanlığa adayhğını açıklayanlarla henüz açıklamayanların bir gövde gösterisi şeklinde geçmesi bekleniyor. Kendisini DYP'nin bir "nefer"i olarak partililere tanıtan Mehmet Yazar, bugün Ankara'dan Bursa'ya gidecek ve yarınki kongreden sonra Kocaeli, Adapazarı ve Bolu DYP orgutlerini ziyaret ederek tekrar Ankara'ya dönecek. Gürkancılar mahkemeye gidiyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) HP'de bir suredir kopma noktasına gelen gruplar arası çekişme, gruplann arasındaki bağları tümden kopardı. Kurucular Kurulu'nun toplanarak parti yönetiminin yeniden belirlenmesini amaçlayan demokratik sol gruptan 40 milletvekilinin imzaladığı dilekçe için parti yönetiminden tepki gelmemesi nedeniyle demokratik sol grup milletvekilleri bugün toplanarak, mahkemeye başvurma kararını tartışacaklar. Demokratik sol grubun liderlerinden Prof. Aydın Giiven Gürkan demokratik sol gruba mensup milletvekilleriyle bugun toplanacaklarını kaydederek şöyle dedi: 'Bilindigi gibi 40 arkadaşımızla, tiizıik ve siyasi partiler yasası uyarınca yasa) hakkımızı kullanarak Kurucular Kurulu'nun toplantıya çagnlmasını is Prof. GURKAN: Başta ülkemiz çıkarları ve demokrasinin gerçekleştirilmesi mücadelesi olmak üzere partimizin çıkarı ve solda bütünleşmenin sağlanması için HP, bugünkü yönetimden kurtarılmalıdır. tedik. Gene tüzük uyannca başvurumuzu Genel Başkan'a yaptık. Yasaya göre HP Genel Başkanı Kurucular Kurulu'nu toplantıya çağırmak zorunda olduğu halde, tersine sanki toplamak kendi arzusuna baglıymış gibi bir davranışa girerek, tüzuk ve yasalan çignemiş, başkanlık >etkisini istismar etmiştir. Başta ülkemiz çıkarları ve demokrasinin gerçekleştirilmesi mücadelesi olmak uzere, partimizin eıkarı ve solda bütünleş menin sağlanması için HP bugünkü yönetimden kurtanlmalıdır. Bu nedenle Kurucular Kurulu'nu toplantıya çagırdık. Ancak yasal olmayan davranışlanna teslim olmamak için bazı arkadaşlanmız savcılığa durumun bildirilmesinde haklı olarak ısrar ediyorlar. Savcılığa başvurmak elbet bir çözümdür ancak çok hassas bir konudur. Yann (bugün) toplanarak bu konuda karar alacağız. Kurucular Kurulu'nun toplanmasında ısrarlıyız. Bundan böyle bu yönetimle geçen tek gunün bile zarar oldugu ve bu yönetimle büyük kongreye gidilemeyeceginin bilincindeyiz. Bu istek özellikle orgütlerimizden gelmekte ve davanılmaz bir baskı halini almaktadır. (Beni bu partide tek kişi istemesin giderim) diyen Sayın Calp'i kullanıp koltuk ve çıkar peşinde olanlar dışında acaba destekleyen tek kişi kalmış mıdır?" ANKARA'nın tasına bak Gürültüler ve Tenekeci TBMM kursüsünde Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci 1402 ile gorevlerınden alınan kamu gorevlıleri konusundakı soru önergesini yanıtlıyordu. Genel kurul salonu pazar yerinı andırıyordu: Bir yanda, ANAP'lılar öbek öbek toplanmıslar ayakta sohbet edıyorlardı. Ote yanda. MDP'lıler arka sıralarda ayatüa konuşuyorlardı. Devlet Bakanını dinleyen pek kımse yoktu. Gürültüler kürsüye kadar yansıyordu Birleşimı yoneten ANAP'lı Başkan Vekili Abdülhalim Aras, bakanın sözünü keserek şöyle bağırdı: Ayakta sohbet edenler, oturup sohbet etsınler lütfen . Mılletvekillerıne susmaları ve bakanı dinlemelerini öğütlemesı gereken Aras'ın "sohbete oîurularak devam edilmesini" önermesi yorumlara neden oldu: İki olasılık vardı. Ya, ANAP'lı başkan vekili, sözünü dinletemeyeceğini bildiği için, ehvenı şer bir emir vermeyı uygun görmüştü, ya da, sohbete büyük saygısı vardı da, bu yüzden oturularak yapılmasından yana ıdı... Ama iki thtımalde de ANAP'lı BaşkamVekili Aras, ANAP'lı Bakan Tenekecı'den lyi puan almamıştı.. K|Ztarafının babası hacı, er oldu. Oysa şimdi ayrı ayrı otukek tarafının da imam olunca ran bu insanlar biraz önce sadüğün davetiyeterine "hanım lona birlikte gelmişlerdi. lara özel yer aynlmıştır" diye Sonra dualar okunmaya yazmak "farz" olmuştu. Bubaşladı. Düğün törenine birsozün anlamı da Şehzadeba çok ımam ve hafız çağrılmışşı'nın orta yerinde (Kızılay dü tı. Hepsi teker teker Kuran'ğün salonunda) harem se dan bölümler okuyarak görevlamlık kurmaktan başka bir lerini yaptılar. şey değildi. 1985 yılının 18 nisan perDüğün salonu orta yerinden şembe günü saat 14.00 bir perde ile ayrılmıştı. Perde 17.00 arasında Şehzedebanin bir yanına erkekler, diğer şı'nda Fatma Keskin ile Nihat yanına kadınlar alındı. Böyle Muratoğlu ışte böyle evlence harem selamlık kurulmuş di... Haremselamlık ESKİ gazetecilerden Demlr Baran Sarol geçen hafta sonunda sahıbi olduğu Ortadoğu Video İşletmeleri A.Ş.'nin 11. kuruluş yıldonümünü Pizza Bianca'da ingilizvari bir şekilde kutlandı.. Gazeteci olarak uzun yıllar bulunduğu Londra'da video konusunda ilk uyanan ve hem Avrupa'nın, hem Ortadoğu1 nun ilk video şirketini kuran Sarol, ne yazık kı 11. kuruluş yıldönümünde pek neşeli değildi. Neşesizliğinin nedenini şöyle açıkladı: "11 yıl önce Türkiye'de video diye bir şey yoktu. Ne bir yasa, ne de bir bilgi vardı. Fakat sanıyorum 11 yıl önce Türkiye video konusunda daha ileriydi. Hiç olmazsa her şey serbesrti. Şimdi yeni yasalar çıktı. Bu yasalarla kapalı devre televizyon yayını, ülkemize matbaanın girişinden daha zor koşullar altında girmeye çalışıyor." Sarol'un verdiği bilgiye göre yeni yasa kapalı devre televızyon yayınını "eğitim, öğretim, güvenlik ve turizm" konuları ile sınırlamıştı. Yani televizyon yayını yapmak isteyenler ancak bu konularda yayın yapabileçeklerdi. İşin buraya kadar olan kısmı kolaydı. Fakat içinde eğlenceye yönelik hiçbir konu olmayan bir televizyon yayınını seyredecek insan bulmak pek kolay oimayacaktı. Özal, ikili görüşmelere başlıyor Hükümette operasyon için Başbakan Özal'ın Şıvgın ve Atasoy'la ayrı ayrı görüşmeler yapması bekleniyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi'nde parti içi sorunlarla hükümette yapılması beklenen değişiklikte uygulanacak yöntem üzerinde bu hafta karar aşamasına girileceği bildirildi. Partide ve hükümette söz sahibi bir yetkilinin söylediğine göre, Başbakan Ozal bu bir iki gün içinde Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy ile genel başkan yardımcılığına getirilmeyen Halil Şıvgın'la ayrı ayrı görüşmeler yapacak. Bu gorüşmelerden sonra "hareketçi" kanadın önde giden bu iki ismi üzerinde karar aşamasına girecek. Özal, Şıvgın'ın "öne sürdüğü ve süreceği savlan " dinleyecek, bunlara karşı kendi göriişleriyle somut bilgileri sunacak. Bir yetkili, Şıvgın'ın "kabineye alınması" diye bir konunun olmadığını bu bilgilere ekledi. Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy'un kabineden çekümesi isteğinin başbakandan gelmeyeceği de bildirildi. Ancak Başbakan Özal'ın, Atasoy'un kimi konuşmalarında öne sürdüğü gibi bu göruşmede gene kabineden çekilmeyi dokunduracak bir istemde bulunması durumunda, bu isteği kabul edeceği de ifade edildi. Bir parti yetkilisi, "Atasoy'un kabinede kalıp kalmaması tamamıyla kendine kalmıştır. Eger bu gorevi surdürmeyecegini bir kez daha Başbakan'a soyleyecek olursa, bu istek Özal larafından kabul edilecek" diye konuştu. Bir başka yetkiliye gore Özal, gerek pani vt gerekse hukumet içindeki sorunlan kısa süre içinde belirli bir sonuca bağlamayı ve kamuoyunda bu konulann "sakız gibi" konuşulmasının önüne geçmeyi amaçhyor. Anavatan Partisi Genel Başkanı'nın taraflarla yapacağı bu görüşmelerde, "sürekli olarak sorun oldugunun basına yansımasının" parti ve iktidarın pek çok şey yitirmesine neden olduğunu söyîeyeceği, artık bu tür açıklamalarla davranışlardan "sakınılmasım " isteyeceği belirtildi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, " C u m h u r i y e t " muhabirinin Milli Eğitim ve Kultür, Turizm ve Spor Bakanlıklarının yenidenkurularak bakanlık sayısının arttınlacağı yolundaki haberlere ilişkin sorusunu yanıtlarken, "bakanlık sayısının arttınlmasının söz konusu olmadığını" ifade etti. Başbakan Turgut Ozal diin sabah saat 11.00 sıralannda kendisini ziyaret eden Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler'le 10 dakika kadar gorüştü. Dinçerler Özal'ı ziyaret etmesinden sonra istifa ettiği yolundaki söylentilerin yo^ ğunlaşması üzerine, "İstifa etmem söz konusu değil, böylesi haberler nereden çıkıyor, onu da anlamıyorum, sadece elimdeki 23 Nisan programı ile ilgili bir notu özel kaleme verip çıktım, bunu göriişme diye anladılar. istifa diye bir şey yok" dedi. Rezzan hanımın falı TBMM KİT Komisyonu'nda Emlak ve Kredi Bankası'nın 1983 yılı hesap ve işlemleri görüşülüyordu. Bankayla ilgili oldukça önemli konular tartışılıyordu. Komisyondaki elektrikli havadan yalnızca ANAP'lı komisyon üyesi Rezzan Şahinkayaetkilenmemıştı. Rezzan hanım içtiği kahvenin fincanıyla fal kapatmıştı. Kahve telvesi kuruduktan sonra Rezzan hanım fincanı çevirdi ve kendi falına bakmaya başladı. Fincan bitmişti ki bu kez fincanın tabağına göz gezdirdi. Rezzan hanımın falında ne çıktı bilemiyoruz. Ancak "ibrası ertelenen" Emlak Kredi Bankası'nın falı gelecek toplantıda belti olacak.. Okurer ve 12 arkadaşı ANAP'tan ihraç edildi MANİSA ANAP lzmir il kongresinde "Özal'a rağmen" aday olan Şükrü Okurer ve 12 arkadaşı partiden ihraç edildi, 3'ü bir yıl sureyle partiden çıkarıldı, biri suçsuz bulundu. 3 martta yapılan kongrede Özal, İZDAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Yurtçu'yu aday gösterdi. Ancak buna karşın aday olan Okurer, il başkanı seçilmişti. Aynı gün kongre iptal edilmişti. Okurer ve 16 arkadaşının durumlan karara bağlandı. Buna göre, Şükrü Okurer ile birlikte Yener Göknar, Selahattin Gibitekin. Ekrem Beşerler, Mehmet Alünan, Mazlum Özbalaban, Hasan Kara, Sezgin Çubukçu, Enver Akdoğan, Şükrü Kayabaşı, Suat Erkoç, Muhlis Özsoydan ve Öner Baysoy partiden ihraç edildi. Bu kişilere yardımcı olmaktan Lütfü Parlaker, Aslan Sakallılar ve Musa Yapışık da 1 yıl süreyle partiden ihraç edilirken, Mümtaz Ulusoy hakkında suç delili bulunamadı. •• . Anavatan Partisinin çınarı ANAP kongresının ilk gününde 67 ılden ıl başkanlarının getırdikleri vatan toprağı ile ANAP'ı simgeleyen çınar fıdanı dikildi. Küçük çınar kongre boyunca salonun ortasında öylece kendi halinde bırakıldı. Kongreyi izleyen 1001 delege başta olmak uzere hiç kimse çıkıp da çınarı sulamadı. Oysa "Anavatan ulu çınar gibi köklü olacaktı." Köklenmedıği gibi kongreden sonra terkedilip çöpçülerın ılgisine bırakıldı. Sanl Kunoasar Mesut Yıhnaz 23 Nisan Uhısal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yannın büyüklerine ve tüm ulusumuza kutlu olsun. ankara balı Kapatılan MHP'nin Genel Sekreter Yardımcısı Yaşar Okuyan da ANAP kulislerinde dolaşıyormuş. Hayırdır. Kendisinin Şıvgın ile ortak video şirketi var. Belki kongrenin filmini almaya gelmiştir. Ne filmler çevirmiştir Okuyan bugüne kadar, ne filmler.. Şıvgın sözlükte "gemi direği yapmaya yarayan çam ağacı" anlamına gelmektedir. Halil Şıvgın, tam anlamı ile ANAP gemisinin orta direğidir. Yıkan altında kalır. Okuyan Tavşan kanı ortâklık DOMATES salçası ve patates dışsatımı ile uğraşan bir şirkete çay üretme izni verilmiş, ve olay bir süre önce kamuoyunda yankılanmıştı. 11.5 milyar kredi alarak 10 fabrika kuracak bu şirket şimdi de çay fabrıkaları için gerekli makineleri gümrüksüz ithal etme peşinde. Rizespor'un formalarına reklam veren işbilir ve iş bitırir şirketin İstanbul'dakı organizatörü eskı CHP'nin eski Rize milletvekili Sami Kumbasar, Ankara'daki organizatörü ise Devlet Bakanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz. Bunların tican sırlar olduğu kulaktan kulağa fısıldanıyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, deniyor ve ekleniyor: "ANAP'ın Rizeli Bakanı ile eskı CHP'lı hemşerisı yapsa yapsa tican koalisyon yapar, siyasi koalisyon değil ya... Şıvgın u. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle