16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NlSAN 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Özetle Yapı ve Kredi Bankası yarışması Yapı ve Kredi Bankası, 1985 Gençlik Yıh dolayısıyla "Gençlik ve Spor" konulu bir fotoğrafyansması düzenliyor. Yarışma renkli ve siyah beyaz baskı Imak üzere iki bölümde yapılacak. Birinciye 100 bin, ikinciye 75 bin, uçüncüye 50 bin lira tutarında para ödülü verilecek. Ödül aian yapıtlar, ekim ayı içinde istanbuVda Kâzım Taskent Sanat Galerisi'nde, Ankara'da Yapı ve Kredi Bankası Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Yarısmaya katılmak isteyenlerin yapıtlannı 31 temmuza kadar Yapı ve Kredi Bankası 'na teslim etmeleri gerekiyor. HAYVANLAR ISMAİL GÜU;EÇ P I K N İ K PİYiLE MİDR.İ BA0Ş MECTUP ^ GELAAİŞ ? PAUA AÇMADIM AMA EL YAZiSi ÇO< GÛ2EL BİRINDEM GELMIS.. OĞGEMAAEK ISTfyODLAB... Romanyu'da Türk el sanatları tzmir Olgunlaşma Enstitüsü Müdbresi Yümniye Akbulut, Romanya'nm başkenti Bükreş'te 6 haziranda Türk el sanatları ve giysilerinin sunulacağı bir sergi açacaklannı bildirdi. Akbulut, Cumhurbaşkam Kenan Evren 'in Arap Emirlikleri'ne yapacağı gezide gerçekleştirilecek sergi ve defilelere ilişkin hazırlıklann da tamamlandığım belirtti. (a.a.) ÇEHOVHAVASI Andrzej Wajda'nm, Çehov havası taşıyanfUmi "Wilko'lu Kızlar", yıllarönce aynldığı aile çevresine kısa bir süre için dönen ve kendisine âsık olarak bıraktığı bir avuç kadınla tekrar karşılasan bir adamm öyküsü anlatılıyor. Sinema Günleri 85'ten notlar (2): tki büyük usta: Whjda ve Delvamc Sinema Günleri 85'in en büyük sürphzlerinden biri, Andrzej Wajda'nın ne denli önemli bir sinemacı olduğu nu bize bir kez daha anımsatması oldu. Andre Delvaıcc'nun gösîerilen filmleri ise, az tanıdığımız önemli bir çağdaş yönetmeni daha bir yakınımıza getirdi. ATtLLA DORSAY Sinema Günleri 85'in (şirrıdilik) en büyük surprizlerinden biri, bize Andrzej VVajda'nın ne denli önemli bir sinemacı olduğunu bir kez daha anımsatması oldu. Bu tur şenliklerde sinemaseverin bir merakı, 'keşif'lerde bulunmaktır, yeni yönetmenler, yeni filmler, dolayısıyla yeni tatlar keşfetmektir. Andrzej VVajda ise bir 'keşif' sayılmazdı, bilinen, filmleri izlenmiş bir yönetmendi. Ama Delvau\, Mikhalkov gibi yeni isimleri veya tsviçre sineması gibi yeni sinemaları keşfetmenin yanı sıra, VVajda filmlerinin verdiği zevk kuşkusuz bambaşkaydı. Çünkü VVajda, artık yeni arayışlar peşinde olmayan, sinemasını iyice oluşturmuş bir yönetmendi. Anlattığı öykülerdeki belli temalann yinelenerek belli bir VVajda tematiği, bir VVajda dunyası oluşturduğu gerçekti. Bu tematik içinde Wajda, çağdaş ve evrensel bir aydın olduğu kadar, ülkesini ve kuşağını da hiç yadsımıyor, tersine surekli ön plana çıkanyordu: Evet VVajda tipik bir Polonyahydı, bu ezilmiş ulusun tüm acılarını, özellikle Hitler faşizmi altında çektiklerini, o dönemi yaşamış bir kuşağın (Wajda 1926 dogumluydu) gözünden, bilincinden yansıtmaktan hiç vazgeçmeyecekti. Savaşın bittiği günlerde bir toplama kampındaki yaşamı, insanların geçmiş korkunç karabasandan sonra yeniden yaşama, yaşamaya alışmalannın öykıisünü veren ''Savaş Sonrası Göriintüleri" olsun, savaş sırasında Polonyalı bir tutsakla kara sevda yaşayan bir Alman kadınının seruveninin anlatıldığı "Almanya'da Bir Aşk" olsun VVajda'nın tarihi, insanları, cinayet, kıyım ve baskıları sorgulayan, bıkıp usanmadan sorgulayan tavnmn tipik dışavurumlanydı. Özellikle "Almanya'da Bir Aşk"da Polonya gencini 'arileştirmek' (yani Almanlaştırmak) amacıyla girişilen "ırksal özelliklerin saptanması' sahnesi kadar ırkçılığı eleştiren, kuçulten, yargıla>an bir sahneye ben sinemanın tum gelmiş geçmişi içinde hiç rastlamadım. HIZLI GAZETECİ SECDET $EV S £ N I EV1NE &R/MOSUM FEAAIMST WERD£ ÖTURlJYOU •?. , BEN B/UY1M ...SIZ A1İ5ÛFİR EDER MİSMrz /VWTAWZE1' i 0£M A1LEMLE OTURUVOKUM.. Warren Beatty'nin yönetmenliğini ve başoyunculuğunu üstlendiği ' 'RedsKızıUar'' adlı filmin bu ay sonunda Amerikan ABC televizyonunda tamammın gösterilmesi kararlaştınldı. 200 dakikalık film, yerel haber programlanyla çakıştığı gerekçesiyle 12 dakika kesilmisti. ABC'nin Beatty 'nin filmin tamammın gösterilmesi önerisini reddetmesi •izerine hakeme başvuruldu. Haem, "KızıUar" filminin tamammın gösterilmesini kararlastırdı. Filmlerin sosis gibi kesilemeyeceğini öne süren Beatty'nin avukatı Burt Fields, "Bu, bütün yönetmenler adına verilmiş bir mücadeleydi" dedi. "Kısı/far" davayi kazandı 30 SiOEıvCM BA&5.M ÖEMÎ PÖVE«... Geçmişe "nostaljik* bakış... Ancak bir tipik çağdaş, sorumlu aydın tavrının yanı sıra, VVajda sinemasıyla kuşkusuz 'klâsik' bir ustaydı aynı zamanda... Ulusaldan evrensele doğru uzanan temalarını, kaygılarını, ilgi alanlannı, her yanıyla olgun, tümüyle hikâyenin ve anlatılanlann özünun emrinde olan bir sinemanın yapısı içine yerleştirmeyi başarıyordu. 'Biçim ka>gısı', biçimsel oyunlar, araştırmalar diye bir şey yoktu VVajda sinemasında.. Ancak VVajda'nın anlatımı, hikâyeye gore değişiklikler gösterebiliyordu. Söz gelimi yukarda sozunü ettiğim fılmlerin kaygılanndan, sorgularından uzak alabildiğine duygusal bir oyku anlatan "VVilko'lu Kızlar" da VVajda sinemasının tadı bambaşkaydı. Yıllar önce (15 mi? 20 mi?) bıraktığı bir aile çevresine birkaç gunluk donüş yapan bir genç adam, yıllar önce hepsi kendisine âşık olan, belki yalnız birisini sevmiş olduğu bir avuç kadının yeni yaşamlarıyla karşılaşıyordu. Hepsi de kınk, kırgın, küskün yaşamlardı bunlar... Kadınların herbiri yaşamını şu ya da bu biçimde ziyan etmiş, o 'genç ve yakışıklı yegen'in goruntüsünü ise, o yıpratıcı tekduzeliğin içinde bir güzel anı, bir umut ışığı gibi korumuştu. Yıllar sonra genç adamı, olgun haliyle en az ilk gençliği kadar 'baştan çıkarıcı' olarak yeniden karşılarında görmek, hepsinin zar zor surdurdükleri dengeleri alt ust ediyor, acılar, kırgınhklar birbiri ardına dışavurmaya başlıyordu. Genç adam bu 'anılar mezarlıgı'ndan kaçıp giderken arkasında yeni kınlmış bir kalp, ilk aşkını kendisınde buluvermiş yeni bir 'uzak akraba' yureği daha bırakacaktı. Wajda'nm bu filmi, bu kez tipik Çehov atmosferini Tenoessee Williams gibi kimi Amerikan yazarlarının temalanyla besleyerek, duyarhğın keskin sırtında ustaca gezinen bir film ortaya koymuştu. Ve Selim tleri, Füruzan, Işıl Özgentürk gibi yazarlarımızın bu film için bana belirttikleri hayranlığı bu açıdan çok doğal karşılamak gerekirdi. MUE55ESEM1ZJH Jack Lang ve tarih Fransız Kültür Bakanı Jack Lang, Fransız devriminin belli başlı bölümlerini filme almalan için kimi sinemacılara çağn yatı. Birer saatlik bölumleri yönetmesi istenenler arasında Costa Gavras, Alain Corneau, Bertrand Tavernîer, Philippe de Broca, Claude Lelouch, Robert Hossein var. Ifetenekli ellerin seslendirdigi tadına doyulmaz yapıtlar KORAL ÇALGAN İki ünlü yapıt, iki yetenekli sanatçınm ellerinde yeniden yaratılarak doyumsuz bir güzellik kazandı. Gürer Aykal yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, 19 nisan cuma akşamı iki ünlü yapıtı, Dvorak'ın "Vijolonsel Konçertosu" ile Prokofıev'in "Roraeo ile Juliet" balesinden " 1 . ve 2. Süif'i seslendirdi. Konserin solisti Roman Jablonski, bu sevilen konçertoyu son derece sağlam ve temiz bir teknikle, güzel bir yorumla seslendirdi ve salondaki dinleyenleri büyülercesine etkisi altına aldı. Büyük forteleriyle, çarpıcı piyanolarıyla kucaklaşan ^varlak ve sevecen sesler etkiyi surekli kıldı, insanı sarsan sıcaklığıyla, içtenliğiyle konçertonun her notası büyük müzik kültürünün yansıdığı bir sanat şöleni olup çıkıverdi. Titiz bir eşlikle sağlanan beraberliğin (orkestramn bazı yerlerde solisti örtmesinin dışında) olumlu katkılan övülecek düzeydeydi. Parlak bir sonucun ardından gelen surekli alkışlar, sanatçının babasının yaratısı olan "Viyolonsel İçin Capriccio"yu aynı güzellikte seslendirmesine neden oldu ve Roman Jablonski Ankara'daki bu konseriyle tanıdığımız ünlü viyolonselcilerin listesine adını yazdırdı. Gürer'in yaptığı programlan çoğu zaman beğendiğimi söylemeliyim; dinleyıcilerine, çalına çalına sakız olmamış kompozisyonları sunmaya çalışıyor. Prokofiev'in uzun suredir çahnmayan yapıtı da yerinde bir seçimdi. Bu renkli ve etkili yapıt bestecinin tüm özelliklerini taşıyor. " S ö i t " , Gürer Aykal'ın tezgâhında tüm incelikleriyle ve güzel TARIHTE BLGUN WIWTIZ 23 Nisan $HAKESP£AR£'/N DOĞUMUÖLÜMÛ. 1616'M BU6ÛN,8ÛyVAr OYUNVOABl W/LUAM SHAKESPEARE Çyk 'LYIM ÇeKSPfü) ÖLOÛ. S2 »l ÖHC£, rİME AYNI GUN OO6MUÇ7V. VAŞAUIYLA İLGİÜ PEK A2ŞEY&İÜNEN YAZAR, TlYATKODA ÇAUÇIR,Uf#ICTEF£K eOLLSRE ÇlKAgMlŞ. 25 yiL İÇİNDE 34'rEAJ FHZLA OYUN yAZMIŞ, ZAMAS3IHCA M BAfAfU kX2AAJM/Ş77. OYUHlAfZ/ OÖ&T G/ÜJPrA OBĞERLEUOİ&LEB/UR: KOME0/l£& (yENED/K 7PCİBİ,HtÇ ICIZ, ON/KJMCI G£C£, &&/'..) , TKATEpilSfH<(ROMEOJUUtT, 4 ) & T&VE£>/LBS> @ZZ. HENKY, K/İAL JVHN) , TA&HÎ OYUHLAZt (&. HENRy &H£Hey ^rj. HENKY. .} DİÜ ÇO< USmLIKLA KULYANI SIBA, İNSAN DO&4SIMI YANSirMADAICİ ÜSTİJNUJSÜ YACAICrig.. Bariton Dan Iordachescu Istanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü 'nce şan dersleri vermek üzere çağnlan Rumen bari9/ı Dan Iordachescu, yarın saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde bir şan resitali verecek. Sanatçıya piyanoda Ellisabette di Stefano eslik edecek. Dan Iordachescu programda, Mozart, Schumann, Brahms, Schubert, Reynaldo, Hahn, George Enescu, Çaykovski, Dargonijsky, Mussorgsky'nin yapıtlarmı yorumlayacak. TRT sanatçıları Almanya'>da TRT ses ve saz sanatçılanndan oluşan 25 kişilik ekip, Federal Almanya 'nın Frankfurt ve Essen kentlerinde 25 nisan çarşamba günü açüacak olan "Osmanlı Dönemi Türk Sanatı" sergisi dolayısıyla 5 konser verecek. Özer Altın, Demir Karabaş, Ahmet Meter, Teoman Önaldı, Yılmaz Pakahnlar, Uğur Onuk, Ismail Topyanak, Nazmi Özalp, Güngör Hoşses, Serap Mutlu Akbulut, Mediha Şen Sancakoğlu, Bilge Pakahnlar, Mihriban Sayın, Suna Batıgün, Nalan Altınörs, Sevinç Tolunay, Ziya Taşkent, Ahmet Özhan, Mustafa Sağyaşar, Selçuk Aygan'm da içinde bulunduğu ekip Frankfurt'taki konserlerini Yücel Aşan yönetiminde sunacak. likleriyle ortaya çıktı. Aykal. Prokofiev paletinin değişik renklerini gözler önüne serdi. Şeften orkestraya ve salona ulaşan heyecan zaman zaman soluk kesici boyutlara ulaştı. 16 nisan salı gunü, Hacettepe Üniversitesi Gençlik Yıh Kutlama çerçevesinde yer alan Kamerhan Turan'ın piyano resitalinde bir rüya âleminde yaşadım dersem bana inanın. Sahnede ilk kez karşımıza çıkan bu genç piyanist henüz 20 yaşında. Yedi yaşında Ferhunde Erkin ile piyano derslerine başlamış, 1976 yılında da Elif ve Bedii Aran'ın öğrencisi olmuş. TED Ankara Koleji'nden mezun olduktan sonra da Hacettepe Üniversitesi Eczacıhk Fakültesi'ne girmiş ve bu yıl'uçuncü sınıfta olan amatör bir eczacı (olmaz ya) ve profesyonel bir sanatçı Kamerhan Turan. Bu kadar yuklu derslerin arasında, Beeüıoven'in " O p . I I I " Prokofıev'in " N o . 7 " ve Liszt'in "Si minör Sonatlan"m, bu işi meslek edinmiş pek çok piyanisti geride bırakarak, gerek teknik ve gerekse müzikalite açısından belli bir düzeyin üzerinde seslendirebilmesine inanın aklım ermedi. Doktorluğun, mühendisliğin yanı sıra müziği kendi zevki için yapan çok kişiyi tanıdık ama, Kamerhan Turan gibi bu düzeyde resital verebilen bir sanatçıya ender rastladık. Bu yetenekli genci daha sonraki yıllarda, büyük soluklu bir sanatçı olarak alkışlayacağım günleri sabırsızlıkla bekliyomm. Uzun suredir bu konserdeki kadar mutlu ve umutlu olmamıştım. Ne mutlu yetiştirebilenlere ve yetişenlere. Delvaux'un bıraktığı burukluk Andre Delvaux için kuşkusuz VVajda duzeyinde bir sanatçı denemez. Genelde gerçeküstucu, en azından 'avant garde' fılmlerle işe başlayan bu Belçikalı sinemacının "Köpekle Kurt Arasındaki Kadın"ı, tıpkı VVajda gibi savaş, fasizm, ırkçılık, baskı gibi temalan dile getırirken, yaşamına değişik siyasal kamplardan iki ayrı erkek giren bir kadını odak noktası olarak alıyor, MarieChristine Barrault'nun olağanüstü oyunuyla yaşama geçen bu tipe savaş sırası ve sonrasının rüm acılarını yuklemeyi deniyordu. Son bolumunde bir hayli sarkmasına ve bildirisini yoğunlaştrramamasına karşın, oldukça ilginç bir filmdi bu... Son derece 'romaotik' bir çifte aşk öyküsü anlatan, bir romandaki aşkı perdede canlandınrken, romancı ile oyküyü senaryo haline getirmeye çalışan yazar arasında filizlenen iiişkiyi koşut biçiminde işleyen "Benvenuta" ise Delvaux'un 'öncü' doneminden izler taşıyan, incelikli anlatımı, "edebî' konuşmaları ve yuklü duygusallığıyla tam başarılı olmasa da seyretme\e değer bir denemeydi. Bu filmde özellikle Fransa'nın yeni ve başarılı oyuncusu Fanny Ardant'ı V'ittorio Gasmann, Françoise Fabian, Mattihieu Carriere gibi usta oyuncuların yanı sıra tanımaktan buyuk keyif duyduk. Kuşkusuz Delvaux gibi önemli bir çağdaş yönetmeni tanımak da, filmlerinin ağızda bıraktığı belli bir burukluğa karşın, ilginç bir deneydi. 23 nisan bundan on beş yıl önce, Turk ulusunun tarihe yeniden doğduğu gunun yıldonümüdür. Büyük Türk Kamutayı Ankara'da 1920 nisanının 23unde kurulmuştu. Bu, Turk ulusunun kendi varlığını korumak sayımma yalnız bütün bir dunyaya değil, aynı zamanda kendi imparatorluğu tarihinin soysuzlaşmış son şekline karsı da isyanı idi. Ankara'da kurulan Kamutay sadece bir loplantı değıl, belkı kendi başınm çaresine bakmak çaresiztiğinde kalmış bütün bir ulusun bir araya gelışı idi. Bu yepyeni bir hükümet ve yepyeni bir devlet demekü. 5 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet 23 Msan ms Ulusun bağrından fışkıran bu Onun bu yıldönümünde dahi 23 Nisan kutlu yeni hayatın nasıl daîbudak yureklerimiz sevinç ve kıvanç sararak kökleştiği ve olsun! ürpermelerile doludur. Aynı yukseldıği çok alanda bir gerçekliktir. Sonradan bu 23 nisanı biz Türk çocuğunun buyük bayram günü de yapıık, iki iş arasında buyük bir benzeyiş olduğu için: 23 nisanda yeni Türk devleti doğmuştu. Çocuksa hayata her gün doğan, boylelikle ona süreklilik veren körpe bir varlıktır. Biz 23 nisanı aynı zamanda Türk çocuklarmın bayramı yapmakla bu korpe varlığın, gürbüz bir varlık olması temelını de koymuş oluyorduk. Ulusal bir bayram olan 23 nisanı yeni Türklüğün en kutlu ve en mutlu günlerinden bin ve belki onların birincisi sayıyoruz 19351985 da açıkta akan petrol delilleri görulmüştür. Maamafıh petrol arama işinin daha kolaylaştırılması için mevcut petrol kanununun değiştirilmesine luzum gorülmekıedir. Bunu dair yeni bir layiha hazırlanacaktır. zamanda Turk çocuklarına parlak bir tan yeri ve sağlam bir beşik olmasını istediğimiz bugünün bizi o bakımdan dahi kendisine verilen amaca götürmesini gönullerimizin bütün coşkunluğuyla istiyoruz. Türk ulusuna bu yolda daha büyük bayramlar dileriz, ki bu da ancak butün Türk çocukluğunun korunmasile elde edilebilir. YU.\L'S NADİ ANKARA 22 (Telefonla) Memleketin muhtelif taraflannda petrol bulunmaktadır. Gelen haberlere göre Urfa civarında SPOR SEVENLERE EN « b U I FRSAT GELOı Btı htm >k ta™ A*rr.fc>. P i " t m a . PCftr •* Brihtrl I M I gorrrr* ic <otm d>faa|rfc rlerdrkı tftk* m t a l m n*."k Petrol aramaları Çtrâh tetorca htfjı Tttrklyc U a ı ı i n i tttttakı EŞY A Pl%pngosu MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ STAJYER GELİRLER KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gumruk Bakanlığı Gelirler Genel Müdurluğu'nce 27 Mayıs 1985 Pazartesi günu saat 9.00'da başlamak üzere Ankara, Istanbul ve Izmır'de Stajyer Gelirler Konlrolörluğu giriş sınavı açılacaktır. Smavı kazananlar. üç yıllık staj dönemi sonunda >apılacak "yeterlik sınavı"ni da kazandıkları takdirde Gelirler Kontrolörü olarak goreve devam edeceklerdir Sınava Katılabilmek için: a) Devlet Memurları Kanununun 48'inci maddesindeki niteliklere sahip olmak; b) 1.1.1985 tarihi ıtibariyle 30 yaşını doldurmamış bulu.nmak; c) Hukuk, Iktisat, Işletme, Siyasal Bilgiler Fakülteleri ile Ege, Boğaziçi, Ortadoğu Teknik. Ataturk ve Hacettepe IJ'nhersıtelerinin Idari İlimler, İş Idaresı \e Iktısat bölumlerinden veya Fakültelerinden (YOK Teşkılatı hakkında 41 sayılı kanun hükmunde kararname ile isimlerı değıştınlen Idari Bilımler Fakultelen ile Iktısadi \e Ticarı İlimler \kademilerinden mezun olanlar dahil) veya yukarıda isimleri sayılanlann benzerleri ile hunlara Mılli Eğitim Gençlik \e Spor Bakanlığınca muadeletı kabuledilmı^ yabancıulkelerdekı Fakulle ve vuksekokulların birınden mezun olmak; gerekir. Sınavlara gıriş sarılarını ve Sınav konulannı ayrıntılı olarak gosteren "Sınav Broşuru" Gelirler Kontrolorleri Beşik Sokak No: " ' 3 UlusANKARA adresinden veya Gelirler Kontrolörlerinin Ankara, htanbul ve Izmir Grup Başkanlıklanndan sağlanabilir. Isteklilerin gerekli belgeleri, en geç 10 Mayıs 1985 Cuma günu mesai bıtimıne kadar yukarıda belirtilen adrese vermelerı \eya posta ile gondermelen (Po^tada vakı gecikmeler kabul edilmez) gerekmekled.r. llan oluııur Basın 14548 İLAN KONYA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 984/591 Davacı Ülfet Dülger vekili Av. İsmail Özüpak tarafmdan davalılar Mehmet Dülger ve Mural Dülger aleyhine açılan alacak davasının yapılan açık yargılaması sırasında: Davalılar Mehmet ve Murat Dulger'in adreslerinin tesbit edilememesı sebebi ile kendilerine Türkiye'de munteşir Tan gazetesinin 2.1.1985 tarih ve 574 sayılı nushası ile ilanen tebligat yapıldığı ancak duruşmaya icabet etmediklerinden kendilerine gıyap kararı çıkartılmasına karar verılmiştir. Davalılar Murat ve Mehmet Dulger'in duruşma gunu olan 17.5.1985 gunu saat 09.00'da Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nde hazır bulunmalan veya bir vekille kendilerini temsil etıirmeleri, aksi halde duruşmanın gıyaplarında cereyan edeceği GIYAP KARARI yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 15348 Amatör Tîyatro Günleri 29 nisanda Kültür Servisi 1. Istanbul Amatör Tiyatro Günleri 29 nisan 5 mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılacak olan tiyatro günleri süresince çeşitli oyunlar sahnelenecek, dört seminer bir de nanel gerçekleştirilecek. 29 nisan pazartesi günü saat 16.00'da Cevat Çapan'ın vereceği seminerle başlayacak olan 1. Istanbul Amatör Tiyatro Günleri, saat 18.30'daOguz Atay'ınyazdığı, Boğaziçi Üniversitesi Oyunculannın oynadığı "Oyunlarda Yaşayanlar'' adlı oyunla sürecek. 30 nisan salı günü saat 1600'daki Haluk Şevket'in seminerini 17.30'da 1 stanbul Belediy e Kons e r v a t u v a n ' n ı n sahnelediği "Şürlerde" izleyecek. Boğaziçi Üniversitesi oğrencileri, 1 mayıs çarşamba günu saat 17.30'daMenmelAcar'ınyazıp, yÖnettiği"BirOyunTaslagı:Fantazya">T sahneleyecek. 2 mayıs perşembe günü saat 15.00'deTahir Özçelik'in semineri var. Akşam 20.30'da ise Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu'nun sahnelediği "Büyük Romulus" izlenebilecek. 3 mayıs cuma gunuistanbul Deneysel Sahne, Orhan Kemal'in yazdığı Ertuğrul Efendioğlu'nunyönettiği "72. Koguş"u sahneleyecek. Osman Saffet Arolat'ın semineri ise aynı gün saat 16.00'da izlenebilecek. 4 mayıs cumartesi gunu saat 13.00'te Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan Güner Sümer'in yazdığı, Müşfik Kenter'in yönettiği "Bozuk Duzen''i, aynıgunsaat20.30'daUludağ Üniversitesi Gösteri Sanatları Etkinliği, Haldun Taner'in yazdığı, Sevinç Çetinok'un yönettiği "Keşanlı Ali Destanı"nı sahneleyecek. Tiyatro günlerinin son günü 5mayıstasaat 16.00'da "Amatör Tiyatromuz, Sonınlar, Limiller, Çözümler" adlı panel gerçekleştirilecek. Saat 14.OO'teki Tiyatro Oyunculan'nın sahneleyeceği Irwin Shavv'm "Çavuş Musgrave'nin Oansı" adlı oyunu saat 20.30'daki AST Gençlik Tiyatrosu'nun oynayacağı, Anton Çehov'un öyku ve oyunlarından derlenen "Altı Kısa Oyun" izleyecek. 1976 MODEL İNTER 1800 KAMYON YEDEĞİ SATIN ALINACAKTIR Şannamesi, bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden alınabilir. 1 Karabuk'te: Demir ve Çelik Fabrikalan Müessesesi Tedarik ve İkmal Müdurlüğümuz. 2 Istanbul'da: Sirkeci, Yalıköşkü Cad. Yalıköşkü Han Kai: 45'dekı mumessilliğimiz. 3 Ankara'da: Dışkapı, Çankırı Caddesi No: 57'deki Genel Mudurlüğumuz. İsteklilerin şartnamemiz esaslarına göre hazırlayacakları kapalı teklif mektuplarını, geçici lemınatlarıyla birlikte en geç 15 Mayıs 1985 çarşanıba gunu >aat 14.00'e kadar Karabuk'te Muessesemiz Haberleşme ve Arşiv Mudurluğu'nde bulundurmaları ilan olunur. Basın: 15505
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle