Katalog

17 NİSAN 1985 DIŞ HABERLER CUMHVRİYET/3 Ozetle İngiltere''nin çöplerine bakan bahacak Peru'da hükümet istifa edecek lngiltere tarihinin ilk "Çöp Bakanı"görevine başladı. Başbakan Margaret Thatcher'in kabinesinde görev yapacak 39 yaS'tdaki David Trippier, çöp ve klann ekonomiye kazandvnlmasından sorumlu olacak. (a.a.) "Ermeniler toprak isteyemez" \andemeulbroucke: Türkiye'nin 1915 olaylarım bir soykırım olarak tanıması Ermenilere toprak verileceği anlamma gelmez. Türkiye hükümeünin bu soykırımı tanıması, ancak manevi bir sorundur. HADÎ ULUENGİN STRASBOURG Avrupa Parlamentosu'nda "Ermeni raporu"nu kaleme alan Belçikalı milletvekili Jaak Vandemeulbroucke, dün Strasbourg'da kendisiyle yaptığımız bir konuşmada, "Türkiye'nin 1915 olaylannı bir soykınm olarak tanıması Ermenilere toprak verileceği anlamına gelmez" dedi. Başlangıçta raporun resmen dağıtılmadan basına nasıl yansıdığıru anlamadığını söyleyen Vandemeulbroucke, şu göruşlere yer verdi: "Beni bir Türk düşmanı olarak tanımlamak hiçbir şekilde gerçekle bağdaşmıvor. 1915 olaylanna mümkün olan en yansız şekilde vaklaşmava çalıştım. Tamamen tarafsız kalınamayacağının da bilincindeyim. Beni Türk goriişlerine yer vennemekle suçluyorsunuz. Oysa Kâmuran Günin'ün artık bugün Türk hükümetinin yarı resmi tuturaunu yansıtan kitabına raporumda defalarca atıfta bulundum." Birçok belge okuduktan sonra vardığı sonucun 1915 olaylarının "dönemin Türk hükümeti tarafından hazırlanmış bir soykırım" olduğunu söyleyen AET'ye Ermeni raporu hazırlayan Belçikalı parlamenter Bugünkü Türk Hükümeti'nin Ermeni soykmmından sorumlu olduğunu savunmadığını da belirten Belçikalı parlamenter, Türkiye Cumhuhyeti'nin Osmanlı Imparatorluğu 'nun tarihi devamı olduğunu söyledi. Vandemeulbroucke, sözlerini şöyle sürdürdü: " E r m e n i milliyetçiliğinin Amerikan kilise misyonlan tarafından kışkırtılması, Rus Imparatorlugu'nun Ermenileri İstanbul hukumetine karşı kullanması, savaşta olan Türkiye'nin dört bir yandan kuşaülmış bulunması açıklayıcı etkenlerdir. Ama bu bir soykınmdır. Türk hükümetinin bu soykırımı tanıması ancak manevi bir sorundur. Bu tanıma gerçekleştiği takdirde hunharca oldürülen Türk diplomatları artık öldürülmevecektir. Çünkü lerorizmin ideolojik temeli ortadan kalkacaktır." Bugünkü Türk hükümetinin soykırımdan sorumlu olduğunu savunmadığını da ekleyen Vandemeulbroucke, "Ama Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı Jmparatorluğu'nun tarihi devamıdır. Türkiye'nin soykırımı tanıması Ermenilerin Türkiye'den toprak talep etmesine, tazminat istemesine hukuki bir temel oluşturmaz. Çünkü BM Soykınm Sözleşmesi'ne göre bu tür talepler ancak devletlerden gelebilir. Ermenilerin bir devlet olarak varlıgı ise söz konusu değildir" dedi. Avrupa Parlamentosu'nun raporu benimseyerek soykınmı Düş Gücü SAMtM LÜTFÜ Çarşamba günü ve gecesi televizyonda yayımlanan ilki yerli ikincisi yabancı iki maç, futbolumuzun nerede olduğunu bir kez daha gösterdi. Zaten televizyon çıkıp da yabancı maçları yayımlayalı beri futbolumuzun da balonu söndü. Hoş meraklısı yine her hafta statlara koşuyor ya. Hiç kuşkunuz olmasın bugün de öyle olacak, yokluktan keçilerin Abdurrahman Çelebi kesildıkleri statlar yine dolacak. Böyle her hafta stada koşan, TV'de maç oldu mu kimseyi yanına sokmayan bir adamın karısı zorunlu olarak TV'den maçı izliyormuş. Bol gollü nefis maç bitince, "Ne mactı Bey? Vallahi ben bile nefesimi kesip ızledim. Ama merak ediyorum. Sen TV'de böyle güzel futbolu gördükten sonra hafta sonu gittiğin bizim maçlarda ne buluyorsun" demiş. Herif hemen köpürmüş: Hanım! Hanım! Benim bir maçım var ona da karışma Allesen!. Hem ben sinemada Sophia Loren'i seyredip eve geldiğimde bir şey demiyorsun da, konu maç olunca mı aklına geliyor böyle sorular? Şaka bir yana futbolumuzun hali ortada. Dünya Kupası elemelerinde bir de Romanya'ya 30 yenilip döneli 10 gün bile olmadı daha. Bu maçtan sonra futbolumuzun bu denli gerilemiş olmasına şaştığım söyleyen Macar Federasyon Başkanı Sander Baros, "Dünya kupası finaline katılmak istiyorsanız Avrupa grubundan çıkıp, Asya grubuna geçin. Belki bu şansı orada bulabilirsiniz" demiş. Geçmişte İspanya'yı eleyip, finale katıldığımız Avrupa grubundan çıkıp, Asya grubuna katılmak neye yarar? Ya bu gidişle orada da finafi yakalayamazsak? Hem sonra neden güç karşısında kaçamak çözümlere başvuralım? Türkiye Avrupa grubunda hatırı sayılır takımlan yenerek, Dünya Kupası finaline gidebilmelidir, gidebilir de.. Bu sözler şu anda size düş gibi gelebilir. Bir anlamda öyledir de. Büyük hedeflere varabilmek için düş gücü (imgeleme yetisi) gereklidir. Kuşkusuz burada sözünü ettiğimiz düş gücü, eskilerin deyimiyle muhayyile, araştırmayı, çalışmayı, çabalamayı bırakıp gerçeklere sırtını dönmek değildir. Frenkler bilimde ve politıkada "imagination'dan söz ederken, ilk ağızda olanaksız gibi görünenlerin gerçekleşebıleceğini düşünmeyi ve sonra ona varacak yolları bulup uygulamayı amaçlarlar, desteksiz böbürlenmeyle gerçekleri saptırmayı değil. Günün gerçekleri acı veya zor geldi mi geçmişe sığınıp "Biz tarihte..." ile başlayan ve inanın biraz yaldızı kazındığında, bunları dilinden düşürmeyenin de aslını çok iyi bilmediği anlaşılan tesellilere sığınmak da değildir düş gücü. Batıda devlet adamında aranan bir özelliktir bu "imagination." Cumhuriyet'te yayımlanan bir söyleşide okumuştum. Yunanlı bilim adamı Dimitri Kitsikis, Atatürk'ün düş gücünden söz edince ülkemizde tepki görmüş. Söyleşide kendisine bu olay ammsatılınca şunları söylemiş: "Şuna pek şaşırdım. Nedenini de anlayamadım. Düş gücü büyük devlet adamı olmak için aranan olumlu bir niteliktır. Düş gücü o anda insanlann çoğuna olanaksız görüneni düşünebilmek ve ona varacak yolları bulup gerçekleştirmektir. Atatürk böyle bir adamdı. Bakın 1919'da yıkılmış, parçalanmış, neredeyse ölmüş hasta adamdan 20 yıl içinde tüm bölgenin en güçlü ülkesinin doğacağını kimsedüşleyemezdi. Oysa Mustafa Kemal o gün bunu düşlemiş ve 20 yıl içinde bu düşü gerçeğe çevırmiştir." Hernalde adamcağız bizim "imagination" karşılığı olarak muhayyile ya da düş gücünü Batı dillerindeki gibi olumlu ve etkin (positiv, activ) bir biçimde algılamayıp, olumsuz, edilgen (negativ, pasiv) bir kavram olarak gördüğümüzü bilmediğinden şaşırmıştı. Her neyse biz bu düş gücü kavramını pek sevmiyoruz. Ama çadaşlığa "kurnaz bezirgân" taktikleriyle, kat karşılığı inşaatçı kafasıyla erışmeye çabaladığımız şu günlerde, her Kavrama bu dünya görüşüne uygun birer karşıiık ararken "imagination"ın karşılığı olarak da "büyük düşünme" deyimini getirdik. Şimdilerde bir kuşakta yaylıdan Jaguar'a, takunyadan mokasene, bazlamadan sanki marifetmiş gibi baguette'e, çökelekten Rocqufort'a, Hamdi'nin kahvesinden Park Şamdan'a fırlayan türediler ile onları türetenlerin dilinden düşmeyen kavramdır "böyük, düşünmek." İkide bir, Böyyük düşün oğlum büyük derter. Bunların tüm düşünme kalıpları da bol sıfırlı banknot spekülasyonuyla sınırlı olduğundan, çok sıfırlı parasal rakamlar konuşmak ve onlarla oynamak sanırlar büyük düşünmeyi. Eh doğrusu, kurdukları düzen sayesinde ekonomik yaşamımızda bol sıfırlı rakamlar da durmadan artıyor. Büyük düşünmek buysa çarnaçâr 7'den 7C'e, köyden kente büyük düşünüyoruz. Ama sanmıyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranların ve çağdaşlık savaşı verenlerin düş gücü ile bugün egemen olan "bu büyük düşünme" tutkusu aynı olsun. Yok, bizim sözünü ettiğimiz düş gücü o değil kesinlikle. Arada çevreme bakıyorum, futboldan bilime, sanata, politikaya kadar, düş gücü olan aklı başında ciddi kişilerle karşılaşıyorum çok şükür. Her alanda ve her anlamda çağdaş uygarlık düzeyine erişmiş bir Turkiye'yi bugünden düşleyenler var. Onlar bazı çağdaş kurumları bize çok gören yabancılara da kulak asanlardan değiller ve en güç koşullar altında bile düş güçierınin kendilerine gösterdiği hedefe varacak yolu açmaya çalışıyorlar. Evet her zaman, ama belki bugün her zamandan da çok düş gücüne ve düş gücü güçlü kişilere gereksinimimiz var. Onlar güzel yarınlarımızın müjdecileri, güvenceleridirler. Yaşasın düş gücü!.. onaylaması halinde sorunun daha fazla uluslararası nitelik kazanacağım belirten Belçikalı milletvekili sözlerine şunları ekledi: "Zaten bozulmuş olan TürkiyeAET ilişkilerinin Ermeni raporunun onaylanmasıyla daha da gerginleşmesi söz konusu değildir." Strasbourg'da bugün yapılacak olan "Türk dostlan" toplantısında Ermeni raporu hakkında Ankara'nın tezlerini açıklayacak olan Prof. Tttrkkaya Ataöv, raporu "Bilimsellikten tamamen uzak" olarak niteledi. Ataöv, "Bi kaç kişinin başından geçmiş olaylan bir tiyatro senaryosu haüne sokmak, sonra da bu senaryoyu bir raporda referans olarak kullanmak olaylara bilimsel bir yaklaşım olmaz" dedi. Peru 'da geçen hafta sonu yapılan başkanlık ve kongre seçimlerinde iktidar parrisinin büyük bir oy kaybına uğraması üzerine, Başbakan Luis Percovich istifa etmeye karar verdi. Başbakan Percovich gazetecilere yaptığı açıklamada, yeni hükümet kuruluncaya kadar geçici bir hükümetin oluşturulmasma imkân sağlamak için istifa edeceğini söyledi. Ancak Devlet Başkanının, Başbakan Percovich'in görevde kalmasından yana olduğu büdiriliyor. (a.a.) Mitsotakis, Türkiye ile temasta Avriyani gazetesine göre Başbakan Özal, ABD'de Başpiskopos Yakovas'a Papandreu ile Viyana'da zirve yapmak istediğini söyledi. STELYO BERBERAKtS ATİNA Atina'da sol eğilimli 'Avriyani' gazetesinde çıkan bir haberde ana muhalefet lideri Konstantin Mitsotakis'in "Türkiye ile yakın ilişkiler içinde" bulunduğu ileri sürüldü. Avnyani gazetesinin iddiasına göre, Yeni Demokrasi Partisi'nin Avrupa parlamenteri ve eski Ankara Büyükelcisi Yannis Cunis, Mitsotakis'in talimatı uyannca Türkiye ile diyalog kurma çabalarını sürdürüyor. Bu haberi verdikten sonra Mitsotakis'in seçimleri kazandığı takdirde Türkiye ile derhal diyalog kuracağı yolundaki açıklamalannı hatırlatan Avriyani, "Yunan halkı ulusal egemenlik hakkından feragat anlamına gelen Türkiye ile muzakereyi asla kabul etmez" dedi. Aynı gazete ayrıca, Başbakan Turgut Ozal'ın ABD ziyareti sırasında görüştüğü Başpiskopos Yakovas ve AHEpA liderine "Başbakan Papandreu İle Viyana'da görüşmek istediğini" ilettiğini öne surdü. Bu önerinin Papandreu tarafından verildiğini de yazan gazete, "Papandreu, Türkiye Ege'deki hukuki statüyü kabul etmedikçe, Türk orduları Kıbrıs'tan çekilmedikçe Türkiye ile diyalog kurmamakta kararlı" dedi. PASKALYA Geçtiğimiz hafta içinde kutlanan paskalya bayramında her yıl olduğu gibi bu yıl da ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı ve parti liderleri askeri karargâhlan ziyaret ederek törenlere katıldılar. Ancak Konstantin Karamanlis yerine Cumhurbaşkanı sıfatıyla Hristos Sarzetakis'in bu yerleri ziyaret ederek bugüne dek hiç bir cumhurbaşkanının yapmadığını yapması ve devlet hastanelerıni ziyaret etmesi çeşitli yorumlara neden oldu. Sarzetakis'in hastaneleri ziyareti olumlu tepki yaratırken, gazetecilere yaptığı açıklamalar da muhalefetin tepkisine yol açtı. Sarzetakis'in, Yunan ordusunun mükemmelliğinden söz edip, Yunan ulusunu koruyabilecek "tek unsur" olduğuna dikkati çekmesi, muhalif basının sert tepkilerine yol açtı. Bu gazeteler Sarzetakis'in totaliter rejime inandığını ve Yunanistan'ın Arnavutluk gibi içine kapanık olmasını istediğini öne sürdüler. ERMENtLER ö t e yandan Yunanistan'da yaşayan Ermenilerin kurduğu "Ermenistan Halk Hareketi" adlı örgüt, önümüzdeki pazar günü Atina Siyasal Bilimler Fakültesi'nde "Ermeni soykınmı" konulu konferans vereceğini açıkladı. Açıklamada, sözde Ermeni soykırımından ötürü Türkiye'nin kınanacağı belirtildi. Ermenilerin Yunanistan'a her nisan ayında yaptıklan bu tür gösterilerde, söz konusu konferansta bir özellik gözlendi. "Ermeni Halk Hareketi" adı altındaki örgüt, bu kez yabancı temsilcileri de davet etti. Atina'da yayımlanan sol eğilimli "Avriyani" gazetesinin iddiası: Halefoğlu açıkladı Türkiye AET ilişkileri için İtalya çaba harcayacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkmma Örgutü OECD'nin Paris'te >apılan Bakanlar Konseyi toplantısına Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'le birlikte katılan Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu toplantı hakkında TBMM genel kuruluna bilgi verdi. Halefoğlu aynı zamanda, AET'nin dönem baskanlıgını yürütmekte olan Italya'nın Türkiye ile AET arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi için ağırlığını koyacağını söyledi. Halefoğlu 1112 nisan günleri arasında yapılan toplantıda, öncelikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik durumlan ve uluslararası işbirliği olanaklan uzerinde durulduğunu belirtti. Halefoğlu üye ülkelerin ekonomik politikalannın toplantıda ele alındığını belirtti. Halefoğlu, Paris'te bulunduğu süre içinde halya Dışişleri Bakanı Giulio Andreotti ve Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas'la görüşmeler yaptığım belirterek şunları ekledi: "Fransa Dışişleri Bakanı'yla görüşmelerimde iki ülkenin menfaatlerine dayanan ilişkilerin geUştirilmesinin arzu edUdiği izlenimini edindim." /Andreotti'yle görüşmeleri konusunda da bilgi veren Halefoğlu şöyle dedi: "Görüşmede TürkiyeAET ilişkileri ele alındı. Kendisine ilişkilerin normalleştirilip canlandınlması yolunda başlıca AET ülkelerinde sivisi iradenin mevcut olduğunun ifade edildiğini anlatük. Şimdi de Türkiye olarak bu tıususta somut sonuçlann ortaya çıkmasını beklediğimizi ifade ettinı." Halefoğlu sözlerini şöyle noktaladı: "Andreotti, TürkiyeAET ilişkilerinin canlandınlması için faal bir gayret içinde ounayi vaat etti ve davetimiz üzerine en yakın zamanda Türkiye'ye geleceğini söyledi." Fransa Başbakam Laurent Fabinisan ayı sonunda Kuzey Afnka ülkelerinden Fas 'a resmi bir ziyarette bulunacak. Fransa hükümeti sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, Fas Başbakanı Kerimel Ümraniye'nin çağnsı üzerine gerçekleştirdiği ziyaret strastnda Fabius 'a, üst düzey hükümet yetkililerinden oluşan bir ekonomi ve ticaret heyeti de eşlik edecek. (ANKA) Fabius, Fash ziyaret edecek Cezayîr Washîngtoır>a yanaşıyor 23 yıldan beri ilk kez bir Cezayir Cumhurbaşkanı ABD'yi ziyaret ediyor. Cezayir, ABD'den silah alacak. CEZAYİR, (AP) Cezayir Cumhurbaşkanı Şadli Bincedit, dört günlük resmi bir gezi için bugun ABD'ye gidiyor. Siyasal gözlemciler Cezayir Cumhurbaşkanı'nın bu gezisinin Arap üikelerini, Moskova ve Batı Avrupa tarafından dikkatle izleneceğini belirtiyorlar. Cezayir'in 1962 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana ilk kez bir Cezayir Devlet Başkanı ABD'yi ziyaret ediyor. Cezayir, 1967 yılında ABD Israil'i desteklediği için let Başkanı Huari Bumedyen'in yerine geçti. 1981 yılından sonra ABDCezayir ilişkileri giderek sıklaşmaya başladı. Öte yandan Birleşik Amerikanın Cezayir'e silah satmayı kabul ettiği dün Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından açıklandı. Cezayir Devlet Başkanı Şadli Bincedit, ülkesinin Birleşik Amerika'dan silah satın almak istediğini söylemişti. 23 yıl önce bağımsızlığa kavuşan Cezayir, ilk kez boyle bir istekte bulunuyor. Gözlemciler Cezayir'in Moskova ile arasına yavaş yavaş mesafe koyduğunu, 3. Dünyada ise hem ıhmlılar, hem de radikallerle iyi geçindiğini belirtiyorlar. Washington ise Cezayir'in muhafazakâr rejimlerle de i>i ilişkiler kurmasını memnunlukla izliyor. Italyan MeclisVnde devamsızltğa karşı "imza defteri" ttalya'da milietvekillerine bundan böyle toplantüara girmeden defter imzalama zorunluluğu kondu. Italya Meclis Başkant Bayan Silde Jotti, parlamenterlerin devamsızhğım önlemek amacıyla bu yola gittiklerini açıkladı. Mecliste öncekigün 630 milletvekilinden yalnızca 29\ınun hazır bulunması nedeniyle kilise mallarıyla ilgili yasa oylanamamış ve oturum dördüncü kez ertelenmişti. (a.a.) Şadli Bincedit VVashington'la diplomatik ilişkileri kesmişti. İki ülke arasında ilişki tekrar 1974 yılında kurulmuştu. Şadli, 1979 yıhnda eski Dev Daüy Mirror'un haberi IngiUz Kmüyvt SarayT9nı karıştırdı NumeyrVnin 25 bin kişilik ajan ordusu Sudan'da 6 nisanda yapılan bir darbeyle devrüen I\'umeyri yonetiminin yalnızca başkent Har' 'm'da 25 bin gizli ajan çalıştırğı ve bin civannda da kışkırtıcı ajan kullandığı açıklandı. Sudan Resmi Haber Ajansı'nın, Sudan Işçi Sendikalan Birliği'nin yaptığı açıklamaya dayanarak verdiği habere göre, tüm ülkede çalışan gizli ajanlann sayısı ise kesin olarak bilinmiyor. Ajans, Numeyri'nin halk ayaklanmalarau bastvrmak amacıyla özel olarak kurduğu istihbarat örgütünün çahştığt gizli binalara baskın yapıldığını belirtti. (ANKA) Kent Prensesfnin babası eski Nazi subayı LONDRA, (AP) Ingiliz Kraliyet Sarayı'ndan bir Nazi baba çıktı. Kraliçe Eüzabeth H'nin kuzeni Kent Prensi Michael'in karısı Prenses Michael'in babasının bir SS subayı olduğu ortaya çıktı. Çekoslovakya doğumlu Kent Prensesi, Daily Mirror'da yer alan haberi doğruladı. Buchingham Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Prenses'in, babası Baron GUnter von Reibnitz'in Nazi subayı olduğu haberi karşısında şok olduğunu, ayrıca Kraliyet Ailesi'nin diğer üyelerinin de şaşkınlık içinde oldukları belirtildi. Daily Mirror gazetesi ise, sarayın acıklamasını "inamlmaz" olarak niteledi ve "Prenses'in 40 yıldır babasının kim olduğunu bilmemesi mümkün değfl" dedi. Gazete, haberin kaynağının yazar ve öğretim üyesi Philip Hall olduğunu açıkladı. Philip Hall'ın açıklamasına göre, SS Baron, Nazi Partisi'ne 1930 yılında girdi ve üç yıl sonra SS subayı oldu. Baron Günter von Reibnitz, Nazi Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Göering'in özel tavsiyesi üzerine albay rütbesine yükseltildi. Baron, Polonya'da bir sure görev yaptıktan sora 1944'te koyu bir Katolik olmasından sonra SS'likten ihraç edildi Hall, Daily Mirror'da yer alan açıklamasında Baron'un her AVRUPA PARLAMENTOSU Türk işadamını öldürdüğü sanılan 2 kişi aranıyor Münih 'te geçen cumartesi günü dairesinde bıçaklanarak öldürülen Turk işadamı Raif Mustafa Eren 'in katili olduklan sanılan iki kişi için gıyabi tutuklama kararı alındı. Münih polisi, öldürülen işadamını son olarak tlhan Genç ve Fatma Albert adlı iki Türkün ziyaret ettiğini belirledi. Cinayetin soygun maksadıyla işlendiğini öne süren polis, tlhan Genç ve Fatma Albert'in evinde yaptıklan aramada, öldürülen işadamı Eren 'e ait olduğu sanılan mücevherler buldu. Polis bunun üzerine iki Türk için gıyabi tutuklama karan aldı. EÜZABETH U tngiliz Kraliçesi, Galler Prensi ve Prensesi'yle. Daily Mirror, kraliyet ailesinin SS subayı babadan habersiz olması mümkün değil diyor. hangı bir savas suçu ışledığıne ilişkin belge olmadığını belirtti. Prenses Michael, Kraliçe II. Elizabeth'in kuzeniyle 1978'de evlenmişti. Evlenme haberleri üzerine bazı gazetelerde Prenses'in babasırun 1944 yılında Nazi aleyhtan eylemlerinden öturü toplama kamplarına atıldığı öne sürülmüştu. Daily Mirror'da yer alan haberde, "Baron von Reibnitz eğer toplama kamplannda bulunduysa, mahkum olarak değil, ama mahkum eden olarak bulunmuştur" denildi. Baron ve karısı, 1950 yılında bugünün Kent Prensesi beş yaşındayken ayrıldı. Baron Mozambik'te yaşamaya başladı ve iki yıl önce Almanya'da öldü. Gazetede yayımlanan belgelerde Baron'un 39 yasmda SS olduğu ve Göering'in yakın dostu olduğu kanıtlanıyor. Savaş sorasında Nürnberg mahkemesinde savaş suçlusu olarak yargılanıp, idama mahkum edilen Hermann Göering, cezaevine sokulan zehirle kendini öldürmüştü. Türkiye'de insan hakları gündeme geliyor STRASBOURG, (Cumhuriyet) Avrupa Parlamentosu Başkanlık Divanı, dün akşam Strasbourg'da bir açıklama yaparak Turkiye'deki insan haklanna ilişkin acil görüşme onerisinin kabul edildiğini duyurdu. Perşembe günü gerçekleşecek parlamento oturumunda, sorunun gündeme gelip gelmeyeceği ise, Genel Kurul'un bugün yapacağı toplantıda oylanacak. VEFAT Osmanlı Bankası Genel Müdürlerinden merhum Rauf Baykan ve Ankara Milletvekillerinden merhum Belkıs Baykan'ın kızı; Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın eşi; merhum Tunç Baykan'ın ablası; Ali Akurgal ve Murat Akurgal'ın annesi; Ayşim Akurgal'ın kayınvalidesi; Seçkin Akurgal'ın babaannesi; Can ve Ayşegul Baykan'ın halalan; Alkaya, Engür, Somer, Akant, Günerman, Moralsangil, Rose ve Saatçi ailelerinin kardeş çocukları; Akurgal ve Lakşe ailelerinin gelini; A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi emekii ögretim görevlisi: LEMİS AKURGAL hanımefendi vefat etmiştir. Cenazesi 17 Nisan 1985 çarşamba günü (Bugün) Şişle Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Edirnekapı Şehitliği'ndeki aile kabristanında toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. Afganisian 'daki Sovyet işgal birUklerinin son bir yıldır süregelen yoğun saldırılarıyla karşılaşan Müslüman direnişçilerin, geçen hafta Meydan VadisVndn kıştır^klan Sovyet askerlerine büyük yıplar verdirdikleri bildirildi. Afganistan 'daki Batıh diplomatlardan Yeni Delhi'ye ulaşan habberlere göre mücahitler, Sovyet askerlerinin 910 nisan tarihlerinde yeni bir saldında bulunacaklannı öğrendiler. Başkent Kâbil'in çıkışım mayınlayan ve çevrede mevzilenen mücahitler, yüzlerce asker, tanklan, zırhlı personel taşıyıcılar ve füzeatarlardan oluşan üç konvoydan birini pusuya düşürdüler. (a.a.) Mücahitler SovyetlerH pusuya düşürdü Irkçı yönetim tavize zorlanıyor CAPETOWN, (AP) Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ırkçı yönetim siyahların beyaz ve melezlerle evlenmelerini engelleyen yasanın yürurlukten kaldınlacağını açıklarken, doğudaki Cape bölgesinde dün çıkan çatışmaJarda bir kişi öldü. Güney Afrika hükümeti, Angola'daki birliklerini bu hafta geri çekeceğini bildirdi. Güney Afrika polisi, ulkenin doğusunda bulunan Cape bölgesinde siyah bir liderin, siyah göstericilerin bir polis arabasına saldırmasını önlemeye çalışırken göstericiler tarafından taşlandığını belirtti. Uitenhage kentinde çıkan çatışmada da 20 yaşında bir siyahın olduğu büdiriliyor. Uitenhage kenti yakınında siyahların bir mağazaya saldırmaları üzerine polis gozyaşartıcı bomba ve p'.astik kurşun kuliandı. Güney Afrika Cumhuriyeti Angola'da bir buçuk yıldır bulundurduğu işgal birliklerinin geri çekilme işleminin tek aşamada gerçekleştirileceğini, ancak bunun Namibya'nın "korunması amaçlı" eylemlerden vazgeçildiği anlamına gelmediğini açıkladı. Güney Afrika hükümet sözcülüğünden yapılan açıklamada, aynca, Angola'da bulunan Küba askerlerinin de kısa bir süre içinde bu ulkenin topraklarından çekilmesi istendi. Johannesburg kenti yakınlanndaki Soweto zenci mahallesindeki siyahların lideri doktor Nthato Motlama, "Eğer beyazlarla siyab ve melezlerin evlenmesini önkyen yasalar gercekten kaldmlırsa, hükumetin reform konusunda samimi olduğuna artık inanabiliriz" dedi. Önceki gun Guney Afrika Cumhuriyeti İçişleri Bakanı F. W. de Clerk tarafından açıklanan yasada değişilflik yapılacağı kararının, ulkede bugune dek ırkçılığı yumuşatmak konusunda atılan en önemli adım olduğu belirtiliyor. Yasanın bu yıl yürürlükten kaldınlması bekleniyor. Güney Afrika'daki siyasal Avrupa Parlamentosu'ndaki Güney Afrika'da siyahlarla beyazların evlenmesine izin verilecekbeklenmedik gelişme şöyle bu gözlemcilerin bir bölümü söz konusu yasa değişikliğini olumlu karşılarken, bazıları da ırklararası evliliğin "pratikte olanaksız" olduğuna dikkat çekiyorlar. Gözlemciler, Güney Afrika'da ayrı bölgelerde yaşamaya zorunlu tutulan siyah ve beyaz ha."kın ortak evlilik halinde bile aynı yerde yaşamını engelleyen yasalar olduğuna dikkat çekerek, "Beyaz mahallelerine giren siyahlann öldünildüğü bir ülkede ırklar arası evliliğin gerçeklesmesi beklenemez" dıyorlar. Muhafazakâr Parti, hükumetin bu yöndeki acıklamasını olumsuz karşılayaıak "Söz konusu yasanın kaldınlması ulusal kişüiğimizi tehlikeye alar" dedi. oldu: Çoğunluğu Yunanlı komünist milletvekillerinden oluşan bir grup, dün öğleden sonra acil bir soru önergesi sundu. Bu önergede, Turkiye'deki idam cezalan, aynhkçı gruplara karşı girişilen operasyonlar ve sıkıyönetimin hâlâ sürmesi kınandı. Arthur Miller ve Harold Pinter'ın daTürkiye izlenimlerine ilişkin görüşlerini yansıtan önerge, AET ülkelerinin Türkiye'ye karşı daha sert bir tutum almasını, sıkıyönetimin kaldınlmasım, tutuklulara iyi muamele edilmesini ve genel af ilan edilmesini de talep etmekte. önergenin bugün parlamento assamblesinde benimsenmesi durumunda ise, perşembe günü yapılacak oturumda Türkiye konusu ayrıntılı bir şekilde Strasbourg'da tartışılacak. AİL E Sİ ÖLÜM Bafra eşrafından Derebeyzade merhum Kemâl Dere ve merhume Sıdıka Dere kıa, merhum Kemâl Pasiner'in eşi, Hakkı Pasiner ve Zeynep Pasıner'in sevgili anneleri, Kâmran Dere ve merhum Vedat Dere'nin sevgili ablaları NEBİLE K. PASİNER Hanımefendi 14.4.1985 pazar günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 16.4.1985 salı gunu Zıncirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilmiştir. Sevenlerine duyurulur. KIZI: ZEYNEP PASİNER OGlA: M. HAKKI PASİNER • Nufus cuzdanımı kaybettim. Hukümsuzdür. HASAN BEYAZKAYA • Kimliğimi kaybettim. Hukümsuzdür. /. HALİL ÖZCAN