Katalog

Cumhuriyef 4 Gençler şans'a emanet Ş Sahıbr. Cmnhurnel Malbaacılık ve (ja/cıedlil. Turk Anonım Şırkclı adına Nadir Nadi. 0 Genel Yavın Muduru: Hasan Cemal, MUÇSM?« Mudııru tr'jaiat l >aklıgil. Yan Ijlerı Muduru: Oka> Gonmsin. # Haber Merkc/ı M:ı duru \»Kın Bsner. Sa\fa Duzenı Yoneımenı: Ali Acar, 0 Tenısıtcıler. ANKARA: \a»çıB Dogan.İZMIR: Hiknwl Çctiıtkays. ADANA Mrtımel Mrrcaa. Serns Şe/len: Isıanhul Haberlerr Rrha O*, L)ı> Haberlcr Krgun Baki, Ekonomi: Ovraan l'lagav Kulııır A.vdın Kmeç, Maga/jn: Yalçın Ptkşrn, Spor Danışmanı: Abdulkadır YiKHman. Duzehrne: Rcfik l)urta>. Ara^tırma ^ahin Alpay, lySendika: ^ukrcn Kelcna, % Koordınaıor: Ahmei Konılsan, # Malı liier Kral fcrkul, llan. Ziya hnseıw. Halkla Ilı>kıler (»uldeım Koşar. ldare: Hus*>ia (iurtr, Işktmc Saduı S o ı n e ı . Basan ve Yavan: t'umhuri>cl Maıbaacılık ve Ga/eiecılık T.A.Ş. Turk Ocagı Cad. 39/41 Cağaloğlu Isıanbul. PK. 246lsıanbul.Tel: 526 1000(9hal). Telex: 22246 • Hurolar Ankara: Zıya Gokalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 II 4147. Telex: 42344 • İzmir: Halıl Zıya Bulvan No: 64/3. Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 0 Adına: Çakmak Cad. No: 134 Kaı 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVlM 15 NİSAN 1985 Imsak: 3.47 Güneş: 5.19 ö ğ l e 12.09 Ikindi: 15.51 Akşam: 18.49 Yatsı: 20.15 Kimler, neden oynuyor? 20 nisanda saatler 1 saat ileri ANKARA, (ANK.4) Bakanlar Kurulu 'nun aldığı karar uyarınca yaz saati uygulamasına 20 nisanda başlanacak. Karar uyarınca, 20 nisan gü. gecesaat Ol.OO'den başlayaru». saatler bir saat ileri alınacak. Bu uygulama, 28 eylül cumartesi gunüne kadar devam edecek. Yaz saati uygulamasıyla, elektrik enerjisinden tasarruf amaçlanıyor. OYUNLARI Cumhurtyet Veri Araştırma Anketi , • * TÜKETİM DÜZEYİNE GÖRE ŞANS OYUNLARINA KATILMA ORANI (%) GENEL ALT TÛKB1M TABAKASI ' 0 R » TÜKETİM TABAKASI ÛSTTUKETlM TMAKASI Ben yarış tutkunu Arif Gürbüz. Dükkânımı kapattım. Hipodroma tezgâh açtım. özal'ın reçetesini uyguluyorum: Çalışmaya verdim mola, köşeyi dönmektir moda, çalışıp kendimi sokmam zora. Ne iş ne vergi derdi. . Geçinip gidiyoruz. 2 YAŞ GRUPLARINA GÖRE ŞANS OYUNLARINA KATILMA ORANI (%) Gnupnfu «NEL YAŞ MkU PhfAHGO SPOR TOTO AT YAfVŞLMV 1829 3044 4559 60 + TÛM0 68 58 46 64 61 62 53 44 58 46 38 30 15 38 18 19 Acaba neden? Bu soruyu yanıtlayabilmek için gereken ipuçlarının gelir düzeyi ile şans oyunu oynama eğilimi arasındaki ilişkide aranabileceğini düşündük. Gelir düzeyini belirlemede, gelir dağılınundaki farklılaşmaları tam olarak değilse de, diğer verilere göre daha güvenilir bir şekilde yansıtan "tiiketim düzeyi" ölçütünden yararlandık. Araştırmada görüştüğümüz kimseleri, sahip oldukiarı dayanıklı tiiketim. mallarının çeşitliliğine göre "alt", "orU" ve " ü s t " tüketim tabakalanna ayırdık. Arif Temelli Halefoğlu uyardı Gelir yükseldikçe Çozümleme tüketim tabakalarında alttan uste doğru yukseldikçe, şans oyunu oynama eğiliminin de güçlendiğini ortaya koyuyordu: Alt tüketim tabakasında katılma oranı yüzde 60, orta tüketim tabakasında yüzde 67, üst tüketim tabakasında yuzde 71 olarak beliriyordu. Eğilim, şans oyunlanrun her biri için de aynı yöndeydi: Gerek Milli Piyango bileti alanlar, gerekse Spor Toto ve at yarışı oynayanlar üst tüketim tabakasından daha geniş bir oranda bulunuyordu. Böylelikle eğitim düzeyi Ue şans oyunu oynama arasındaki oldukça güçlü ilişkiyi de açıklamak mümkün gorünüyordu. Zira hemen her ülkede olduğu gibi, iilkemizde de eğitim düzeyi ile gelir / tüketim düzeyi arasında çok yakın bir ilişki vardı. Nitekim araştırmamız da bu ilişkiyi doğruluyordu. Eğitim düzeyi ile şans oyunlan oynama arasında beklenebileceğin tersi yöndeki güçlü ilişkinin ardında başka bir ilişkinin, gelir düzeyi ile şans oyunu oynama arasındaki ilişkinin saklı olduğu anlaşılıyordu. Genellikle daha yüksek gelir elde eden daha yüksek eğitimlilerin, daha dar gelirli ve daha duşük eğitimlilere göre, şans oyunlarına daha çok kaynak ayırabildikleri görülüyordu. YARI.\: C E P T i K Ç I K A N 12 •1 1 1 16 Şanssız, ama şans satıyor ŞENAY KALKAN Arif Temelli, 65 yaşında. Yıllardır elinde piyango biletleri şans satıyor. Her çekilişte 126 bin liralık bilet satıyor. Her yekilişten ona kalan sadece 10 bin lira. Yani ayda 30 bin lira. Her seferinde kendine de bir iki bilet ayırıyor, ama kazandığı en fazla 5 bin lira. "Nerede bizde o şans" dıyor. Bir çıkarsa iki oğluna ev alacak. Piyangocu Arif Amca Bulgarıstan'da Varna'da doğmuş. 13 yaşında çalışmaya başlamış, ambarcılık, sinemada kapıalık, kalorifercilik yapmış. 27 yaşında evlenmiş. Emekliliğine 2 ay kala 1978'de Türkiye'ye göçmüş. Evini, eşyalarını yok pahasına satmış. Büyük oğlu bir mağazada çalışıyor, küçük oğlu İETT'de şoför. Arif Amca Türkiye'ye gelince iş bulamamış. Sonra okulların önünde oyuncak satmış. Bir gün bir dostu "Milli Piyango bayii ol" demiş. O gün bugündür Karaköy alt geçidine yerleşmiş. Ayda 12 gün satış yapıyor. Fazla bilet verümediği için ayda 30 bin liraya kalıyor. Şimdi ülseri var, gözlerinde yüksek tansiyon, bobreklerinde kum, bacaklarında da varis... Gözden ameliyat olmuş. Yüzde 30 görebiliyor. Gözleri iyi görmediği için verilen paralan bile ayırt edemiyor. Ayakta zor duruyor. Geçinemiyor. Ama "şans dağıtıyor." 69 62 53 usı ıri MİLLİ PİYANGO Grıfik: Stwnç Vmi B TWE*W Şans oyunlan yaşlılara göre gençler arasında daha yaygın. Yaş yukseldikçe katılma oranının azaldığı oldukça açık bir şekilde görülüyor. 45 yaşın altında olan "gençler" ile 45 ve daha yukan yaştaki "o4gunlar"ın şans oyunlarına katılma oranlan sırasıyla yıizde 68 ve yüzde 54. Gençler lehindeki bu fark tüm şans oyunlan bakımından geçerli. Şans oyunlarına genellikle erkeklerin ve gençlerin, kadınlara ve yaşlılara göre daha biiyük bir ilgi göstermeleri, kuşkusuz, toplumumuzda bu gruplann başka özellikleri yanı sıra daha "hareketli" ve daha "dışa dönük" olmalarıyla açıklanabiliyor. Belki bu etkenlere bağlanabilecek bir başka bulgumuz da bekârlann evlilere göre şans oyunlarıyla bir miktar daha ilgili olmalan. Şans oyunları müşterileri bekârlar arasında yüzde 71, evliler arasında ise yüzde 62 oranında. Acaba şans oyunları oynama Ue eğitim / öğretim düzeyi arasında bir ilişki var mı? Bu sorunun yanıtını araştmrken, akla gelebilecek bir tahmin, fazla eğitimli olmayan kişilerin şans oyunlarına eğitimlilere göre daha büyük bir ilgi gösterebilecekleri; bu yolla ek gelir sagJama, "zengin olup köşeyi dönme" umudu beslemeye daha yatkın olabilecekleri. Ne var ki, bulgularımız bunu desteklemiyor. Aksine, araştırmamız oldukça açık bir şekilde, eğitim düzeyi yukseldikçe şans oyunlarına katılma oranının da arttığını ortaya koyuyor. tlkokul öğrenimini dahi tamamlayamamış olanlar arasında şans oyunlarına katılma oranı yalnızca yuzde 33 dolayında kalırken, ilkokul mezunları arasında bu oran yuzde 59'a tırmanıyor. Ortaöğrenimliler (ortaokul ve lise mezunları) arasında söz konusu oran yüzde 71'e, yukseköğrenimliler (yani üniversite mezunlan) arasında yüzde 78'e çıkıyor. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Fransız Dışişleri Bakanı Ronald Dumas'y/Paris'te açılacak Ermeni anıtı konusunda uyardı. Halefoğlu, bu uyarısını OECD toplantısına katılmak üzere geçen hafta git tiği Paris'te Dışişleri Bakanı Dumas ile göruşmesınde yaptı. Bakana yakın kaynaklardan sağlanan bılgiyegöre, Halefoğlu görüşmede anıtın açılmasımn TurkFransız ilişkilerinde olumlu havayı bozacağını söyledi. Calp Ayazağa'da dert dinledi htanbul Haber Servisi HP Cenei Başkanı Necdet Calp, dün htanbul'da Ayazağa köyü hudutları içindeki Maslak Mahallesi'ne giderek yurttaşlann sorunlarını dinledi. Yurttaşlar Calp'e 1940 yılından beri oıurduklan yerden Hazine arazisi gerekçesiyle çtkanlmak istendiklerini söylediler. Calp de "Evlehnizın vergilerini muntazam verdiğıniz için sizleri buradan kimse attıramaz" dedi. 25 milyonu herkesten gizledik Sonra "bir de bakmışlar, tüm akraba kısmı paraya muhtaç." Ne yapsınlar? "Saga sola bir miktar dagıtük. Ama ikramiyeyi söylemedik. DükkâANKARA F.K. 46 yaşında "şans zengiai" olmuş. F.K. çunkü ismini hâlâ saklıyor. Telsizler nın zekâtıdır dedik. tkramiye kazandık deseydik elimizdeki para yetmezdi." Ornek Mahallesi'nde bir işçi sitesinde oturuyorlar. Kocasımn verdiği yarım Milli Piyango biletillk kazandıklannda inanamamışlar. 25 milne 19 Mayıs 1984 çekilişinde 50 milyon çarpmış. yon... Büyük para. "Sonra baktık ki para defilAkrabalardan bile saklamışlar. miş. Şuna zam, buna zam, ona ver, buna ver. Yine Bev'in emekli maaşına kaldık." Eşi A.K. bir Ev hanımı F.K. yanm biletle kazandıklan 25 bakanlıktan emekli. Çocuklar evden kopmuş. milyonun büyük bölümunü çocukları için harcadıklannı anlatıyor. "Birini everdik. Diğerine diik Şimdi bir başlarına oturuyorlar. "Bir renkli televizjon bile akak dikkat çekerdi." Sırlarıyla birkân açtık. Bir de baknk ki elimizdeki para 5 raillikte bir yılı doldurmuşlar. yona iniverdi. Onu da bankaya yatırdık, ama faiz sevmiyoruz. Büyük oglanın dükkânının boreuAilede Milli Piyango tutkusu bitmiyor. A.K. her an kapattık. Sonra memleketimiz Mardin'e gittik. çekilişte kesesine göre 5 ya da 10 bilet alıyormuş. Orada aile mezarımızı yaptırdık." "Belki yine çıkar" diyor. U bankoyla 13+1 UYGAR EREMEKTAR Sabri Dursun, SporToto'da 13 artı 1 tutturdu. Milyonlarca kişinin hayaliydi. Sabri Dursun orada kalmadı. Aynı hafta üç 12, dört tane de 11 tutturdu. Milyonlarca kişinin "hiç olmazsa o olsa" dediği bir şanstı. Ama Sabri Dursun sadece 1 milyon 540 bin 885 lira alabildi. Ortak çoktu. 43 yaşındaki işçi emeklisi Dursun, 13 artı 1 tutturduğunu görünce, önce çok sevinmişti. 1.5 milyona ise biraz burun kıvırdı. "1965'ten beri toto oynannı. En çok 11 tutturmuştum. Bu sefer iyi tutturduk. O da beklediğim para>ı vermedi. Bir vadeli hesap açtıracağım. İleride belki üstune ekler gecekondudan kurtulunım." Dursun nasıl tutturdu? Bir kuponda 6, bir kuponda da 2 kolon doldurdu. Kolonlan doldururken, gazetelere baktı, puan durumlarını inceledi. 11 maça banko verdi. 8 tane banko " 0 " tutturdu. Bir maçta bankosu yattı, o da "şansına" değerlendirmeden çıkanldı. ENİS BERBEROĞLU Sarıyer BelediyesVnin sınavı ertelendi htanbul Haber Servisi Sarıyer Belediyesi'nce dün yapılacağı açıklanan işçi sınavı 20 nisan cumartesi gününe ertelendi. Sınavın erteleme gerekçesi açıklanmadu Yazılı sınav 20 nisan cumartesi günü saat 14'ıe yapılacak. Sabri Dursun önceki hafta bu toto ile 1.5 milyon lira kazandt. 6 kolonda bir 1M, üç 12, iki 11 tutturdu. TED ANKARA, (ANKA) Hacettepe Vakfı, Sabana Vakfı, Yaşar Holding veAcil Yardım ve Trafik Vakfı'ndan sonra, Türk Eğitim Derneği A nkara Koleji Vakfı da "özel üniversüe" kuruyor. ANKA muhabirinin bu konudaki sorularmı yanıtlayan vakıf Yönetim Kurulu Başkanı eski Devlet Bakanı Prof. Dr. tlhan öztrak.. kuracakları ünı versiteyle "Türkiye'nin ihtiyaa olan alanlarda 2003 yıhnı hedef alarak üstün vasıflı insan yetiştirmek " amacmda olduklarını söyledı. Üniversitesi TIR ŞOFÛRÜNÜN SEYİR DEFTERİ Mehmet Yaşin TIR tren köprüsünün altında sıkiştı haldı 2 Niş'i geçtik. Biraz sonra yemek molası veriyoruz. Melih'ın önerisi: "Sucuklu yumurta yapaiım.." TIR'm yamndaki küçük mutfak dolabmdan aygaz tüpünü çıkarıyoruz. Yanmıyor. Melih: "Donmuştur ısıtmak gerek" diyor. Yandaki kamyondan tüp alıp bizimkini üstüne koyuyoruz. Tehlikeli olduğunu söylüyorum. Şoforlerin aldırdığı yok. Patlama olasıhğına karşı tüplerin yanından uzaklaşıyorum. Şoförler guluyor: "Yıllardan beri yaparız. Patlamadı.." Ya bir gün patlayacağı tutarsa? "Kelle koltuku" yaşamaya alışmışlar. Sonunda bizim tüp yandı. Ama başka bir aksilik. Yumurtalar donmuş. Kaskatı. Hepsini çöpe attık. Komşu şoforlerden ödünç yumurta alıyoruz. Kapıkule'deki sabah kahvaltısından sonra ilk kez sıcak bir yemek yiyoruz. Üstüne de birer çay. Melih biraz kestirmek istiyor. Ben etrafı seyrediyorum. Yandaki Fransu plakalı TIR'ın şoföru sevgilisi ile öpüşüyor. Onun yamndaki TIR'ın şoföru de kapımn önünde bir kızla konuşuyor. El kol işaretlerine bakıhrsa birbirlerinin dillerinden anlamıyorlar. Pazarlık eder gibi bir halleri var. TIR parklan liman gibi. Herkes neyi nerede kaç paraya bulacağını biliyor. Bir kız da uzaktan bize gulümsüyor. Melih uyandı. Tekrar yola koyuluyoruz. Otoban, nispeten temiz. Kenarlarda uzanan tarlalar karla örtülü. Yolda sadece TIR'lar var. Şoforlerin de dörtte üçü Türk. Birbirlerini tanıyorlar. Geçerken havalı korna ile selamlaşıyorlar. Kar atıştırmaya başladı. Küçük kasabalardan geçiyoruz. Evlerin çoğu tek katlı ve sarı badanalı. Arada bir yeşil renkli evler görunüyor. Sokaklarda kimsecikler yok. Pancurlar sıkı sıkı kapalı. Dışarı ışık sızmıyor. Ankara'daki 6 önemli duruşma ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde bu hafta 6 önemli dava var. Bugün Dündar Kıbç'm ' ' Yurt dışına uyusturucu maddt kaçakçıiığı" yargılaması devam edilecek. Yartn Uğurgu. Elektronik Sanayü ile ilgili davanın duruşması var. Çarşamba günü "Kapıkule davası" sürecek. Bundan önceki duruşmada Içişieh Bakanlığı Müsteşarı Ali Galip Demirel, Edirne Valisi Enver Hızlan ve Vali Yardımcısı Ümit Karahan hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. 18 nisan perşembe günü Komiser Mehmet Yılmaz 'ın ikinci işkence davasına, cuma gunü de "Aydınuv Dilekçesi Davası"na devam edilecek. Aynı gün Kapıkule "Altuı ve döviz kaçakçıiığı davast"nın duruşmaları var. Jfmazot katılaştı. Koca TIR tamamen sustu. Mutfak dolabmdan bir tencere çıkarıyoruz. Melih depodan biraz mazot çekiyor. Tencerenin içine mazotla birlikte bez parçalan koyup tutuşturuyor. Alev alev yanan tencereyi yakıt tankmın altına koyuyoruz. Rüzgâr donduruyor. Ovada rüzgârı durduracak hiçbir yükselti yok. Hızını bizde ahyor. şoförleri. Bu kez bizden başka Türk yok. Yemekten sonra işimiz zor. Tentedeki yırtığı örtmeye çalışacağız. Karanhk bir yerde, yırtığı çamurla sıvayıp, üstünü karla örtüyoruz. Dikkatli bakmazlarsa farkedemezler. Yugoslav gümrüfünden çıkarken zorluk çekmiyoruz. Normal işlemler zaman ahyor. Hemen karşıda Romanya. Bizden başka ne giren var ne çıkan. Yavaş yavaş ilerliyoruz. Kürklü çizme ve kürklü bir bere giymiş asker elindeki lambayla durmamızı işaret TIR'IN MUTFAĞI Doğu blokunda da, Batı blokunda da restaurantlarda yemek çok pahalı. Onun için her TlR'ın yan tarafmda küçük bir mutfak var. Uzun molalarda çorba, pilav pişiriliyor, çay demleniyor. Arada sırada başka şoförler misafir bile ediliyor. ediyor. Durup beklemeye koyuluyoruz. Melih deneyimli: "23 saatten önce gelraezler, uyuyalım bari" diyor. Uyumaya çalışıyoruz. sırada Melih'in, kamyonun arkasında arama yapan görevliye bir paket Kent verdiğini görüyorum. Ben de çekine çekine yatakların altını arayan görevlinin eline Kent paketini sıkıştınyorum. Teşekkür edip bir paket daha istiyor. Biraz ısrar etse bütün kartonu vereceğim. Sihirli Kent'ler. Arama hızla bitti. Yırtığı da kimse görmedi. Üstümüzdeki paltolar soğuğa karşı fazla etkili değil. Arabanın içine girmek için sabırsızlanıyorum. Saat 03.00'te pasaportlar geliyor ve Romanya'ya giriyoruz. Girer girmez kenara çekip yatıyoruz. Akü zayıf olduğu için nobetleşe uyanıp 1520 dakika motoru çahştırmamız gerekiyor. Soğuk Melih'i endişelendiriyor: "tnşaallah mazotomuz donmaz.." Sabah yola çıkıyoruz. İki gunden beri su yüzü görmedik. Kuzeye çıktıkça kış da şiddetini artırıyor. Her taraf tek renk: Beyaz. Kahvaltı ve ihtiyaç molası veriyoruz. Aygaz'ı arabanın içine alıp, üstünde su kaynatıyoruz. İstanbul'dan aldığımız eknıekler peksimet gibi sert. Kaynayan suyun buharına tutup yumuşatmaya çalışıyoruz. Kahvaltıdan sonra tuvalet. Açık hava tuvaleti. Bir ağacın dibi. Gidebiliriz artık. Yolun kenannda rengârenk sülünkr. Arada bir koşuşan geyikleri görüyoruz. Bir umutla karları eşeleyip duruyorlar. yetmiyor. Yardım beklemekten başka yapacak bir şey yok. Hava karardı. Işlek olmayan bir yoldayız. Artık araba da geçmez oldu. Yakıt iyice donmasın diye tencereyi sürekli yakıyoruz. "Kışın bu iş çekilmez' diyorum, Melih yine gülüyor: "Ya yazın. Arabistan'ın 50 derece sıcağı bundan iyi mi?" Anlaşılan bu meslek kışın da zor, yazın da. Ya baharları? Karanhk, dondurucu soğuğu beraberinde getirdi. Dışarısı durulacak gibi değil. Arabanın içi de sıcak değil ama hiç olmazsa rüzgâr yok. Melih battaniyelere sannıyor, ben de uyku tulumunun içine büzuluyorum. Yugoslavya'dan kalma yanm şişe konyağımız var. Bir yandan içiyoruz, bir yandan Melih anlatıyor: "Hesap ettim bu sefer bana 1.700 mark kalacak. 38 gün ve 11 binden fazla kilometre. Buralarda daha bir şey çekmedik. Sen Arap gumrüklerini gönnelisin. 35 gün kuyrukta bekle. Bizim Doğu Anadolu'daki kış buradan beterdir. Yolun buzuna ne zincir dayanır ne lastik. Ben fazla kazanıyorum yine. Mazotu ucuza alıyorum. Bu beni kurtanyor. Oyle arkadaşlar biliyorum ki bu seferi 7075 bin liraya yapıyor. Uykusuz, aç susuz. Avrupalı firmalar bizim iş sıkıntımızı oğrenraişler bir kere. Fazla para isteyen hemen kovuluyor. Nasıl olsa sırada ucuz adam var. Anlayacağın birbirimizin fiyatını kınyoruz. Neden yollar Türk şoförleri ile dolu? Avrupalı bu paraya çalışır mı?. Şoför ayda bir zor görur çoiuğunu çocugunu..." Melih'in anlatmasını bir korna sesi kesiyor. Eski model bir jip. Dılimiz dondüğunce durumunıuzu anlatıyoruz. Aküden aküye atlatma yapıyoruz. Onunki 12, bizimki 24 volt. Çift akü (Arkası 11. Sayfada) Yugoslavya'da bir köprtt Ve bir tren köprüsünün altından geçmeye çalışıyoruz. TIR'ın taşıyıcısı koprüden 5 santim daha yüksek. Melih küfür ediyor. Melih'e göre normal TIR'lar geçermiş ama onların Yahudi patronu fazla yuk alabilmek için taşıyıcıyı normalden biraz yüksek yapmış. Geri donüp başka bir yol soruyoruz. Gösterdikleri yol 150 kilometre daha uzun. Firmayla yaptığı anlaşmaya göre Melih yakıt parasını cebinden ödüyor. Tekrar koprüye donuyoruz. Melih geçmeye kararlı. Taşıyıcıyı kamyondan ayırıp, demir tekerlekleri üzerine bırakıyor. Daha sonra zincirle tekrar TIR'a bağhyor. Biz de yardım ediyoruz ama dondurucu soğuk ve acemilik verimimizi düşürüyor. Yol dar. Kasabanın trafiğini tıkadık. Sabırsız şoförler korna çahp duruyor. Melih TIR'ı ayakta sürüyor. Gözu koprüde, eli direksiyonda. Yavaş yavaş geçiyoruz. Bir vida, taşıyıcının tentesini yarım metre kadar yırtıyor. Bir düzlüğe çekip yırtığı kontrol ediyoruz. Melih biraz telaşlı: "Kapılarda bu yırtığı görürlerse TIR karnemizi iptal ederler." Yapacak bir şey yok. Tek çözüm gümrük kapılanna mümkün olduğu kadar karanhkta girmek. Romanya'ya yaklaştıkça kış daha da şiddetleniyor. Artık yollar da bembeyaz. Bizden başka araç yok. Yolu ortalayıp gidiyoruz. Saat 20.00'ye yaklaşıyor. Sınır göründü. Gumrükten önce, küçük lokantaya giriyoruz. Köfte ve bira. Müşteriler hep TIR 23 Şubat 1985 TIR'm kapısı vuruluyor. Saat 01.30. Yaklaşık 5 saatten beri bekliyoruz. Üniformalı 3 görevli. Pasaportlarımızı istiyor. Verip dışanya çıkıyoruz. Melih cebine 34 paket Kent sigarası koyuyor. Gümrük görevlisi ile tngilizce bir şeyler konuşuyoruz. O Bazı ilaçlar piyasada yok Sucuklu yumurta yapacağız, ama aygaz tüpü donmuş. Şoför Melih yandaki kamyondan tüp alıp bizimkini üstüne koyuyor. "Aman patlar" diyorum. Şoförler gülüyor: "Yıllardan beri yaparız, hiç patlamadı.." diyorlar. Ya bir gün patlayacağı tutarsa. Melih'e: "Kışın bu iş çekilmez" diyorum. Gülüyor. "Ya yazın... Arabistan'ın 50 derece sıcağı bundan iyi mi?" Anlaşılan bu meslek kışın da zor, yazın da. Araba bir tekliyor. Bir daha. Ve Melih'in korktuğu başına geldi. Mazot katılaştı. Duruyoruz. Koca TIR tamamen sustu. Giyinip dışarı çıkıyoruz. Koca TLR'dan ses çıkmıyor Araba bir tekliyor. Bir daha. Ve Melih'in korktuğu başına geldi: Mazot katılaştı. Duruyoruz. Koca TIR tamamen sustu. Giyinip dışarı çıkıyoruz. Güneş batmak üzere. Ovada rüzgârı durduracak hiçbir yükselti yok. Hızını bizde ahyor. Mutfak dolabtndaki en büyuk tencereyi çıkarıyoruz. Melih depodan hortumla pelteleşmeye yuz tutmuş mazotu çekiyor. Tencerenin içine mazotla birlikte bez parcaları koyup tutuşturuyor. Alev alev yanan tencereyi yakıt tankının altına koyuyoruz. Tenceredeki mazot hem bizi hem de depodaki mazotu ısıtmaya çalışıyor. Isıtma işlemi bir iki saat surüyor. Melih: "Tamamdır" deyip kontağı çeviriyor. Ses yok. Akünün gücü motoru çalıştırmaya ANK.4RA, (Cumhuriyet Bürosu) Uzun süredir piyasada bulunmayan bazı ilaçlara yüzde 2030 oranlannda zam yapıldı. Ancak biryıldan uzun süredir piyasada bulunmayan bu ilaçlar, aldıklan zamlara rağmen piyasaya sürülmedi. Bulunmayan bu ilaçların hayati derecede önem taşıdığı ve genellikle eşdeğerlerinin bulunmadığı bildiriliyor. Bir süredir bulunmayan Darval tablet (analjik antispazmotik) on beş gün önce yüzde 30 oranmda yapılan zamlı fiyutıyla dün satılmaya başlandı.