19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER düşünülürse, bunun bir gelir aktarması olduğu anlaşılır. O zaman ekonominin bütün üretim kesimlerindeki gelir azalışı, bir yandan talebi bir yandan da tasarnıflan azaltacaktır. Böyle bir daralma ortamında, ekonomide geçmiş tasarruflara baçvurulacağı açıktır. Geniş kesimlerin (birey veya kuruluşlar) yüksek faizler karşısında geçmiş varlıklannı eritmiş olmaya başlaması, bunun çok anlamlı bir beürtisidir. Ancak bu yöneliş, yeni yatırımlar için değil, gelir ve yaşam düzeyinin düşüşünü giderebilmek içindir. Kaldı ki, üretim faaliyetleri, birey ve kuruluşlara, mevcudu devam ettirme olanağı vermezken ve birçok alanda boş kapasite varken, onların yeni yatınmlara gitmeleri nasıl düşünülebilir? KAYGI VERİCİ BİR BAŞKA NOKTA Öte yandan yeni yatırımlara kaynaklann olanak vermemesi bir yana, talep de yeterli değildir. İç talebin düşmesi, birçok kesimde dış talep için üretime yönelişi ve bir üretim artışını getirmemiştir. örneğin, inşaat sektörü nerdeyse tümüyle silinmiş, öbür alanlarda ise yapısal dönüşümlere gitmek yerine, dağıtım sektörü mevcut üretimi, kâr hadlerinin çok daha yüksek olduğu dışsatıma çevirmiştir. Bu arada birçok alan da hâlâ, sadece iç piyasaya yönelme çabası içindedir. Kısaca, içerde kitlelerin reel gelirindeki düşmeyle talep kısıhrken, dışsatım dolarları başına sağlanan avantajlarla mallann dışsatıma yöneldiği söylenebilir. Yani Türkiye'de doların değeri enflasyon oranının üzerinde arttıkça, enflasyon, değil dışsatım artışını engellemek, ona yardımcı bile olmaktadır. Türkiye'de büyüme konusunda kaygı verici bir başka önemli nokta da, 1980'den başlayarak dışsatımdaki hızlı artışlara karşı n dışalımın oransal bir durakİama içinde olmasıdır. Türk ekonomisinde üretimin dışalıma bağımlılık oranında, bu derece kısa bir dönemde hissedilir bir değişme olmayacağı varsayıhrsa, doğrudan doğruya yatırımlann da duraklamış olduğu sonucuna varılmaiıdır. Yatırımlan destekleyen gelirlerdeki azalışlann ve girdı sağlayan dışalundaki görece duraklamanın yanında, çok olumsuz bir başka gelişme de bankaların, içinde bulunduğumuz dönemde fonlannı lcrediden çok dövize ve Hazine bonolarına yatırmalarıdır. Bankacılık Araştırma Mer kezi'nin düzeniediği bir seminerde konuşan Sayın Halit Soydan'a göre bu eğilim 1985 yıhnda çok daha güçlenecektir. Kısaca üretken kesimler çevresindeki çember gittikçe daralmaktadır. Ekonomi kaynak kullanımı açısından tam bir içe kapanış içindedir. Çünkü bir yandan da dış borç ödemeleri 1990'lara kadar, en azından aynı tempoda sürüp gidecektir. Böylece ekonomi, değil Uzerine koymak, eski tasarruflan tüketip, deyim yerindeyse, sermayeden yemeye başlamışken (bunun aracı ozellikle yüksek faizlerdir) aynı zamanda dış borç ve faizleri ödemeleriyle dışa kaynak aktarmakta, buna düşük dışsatım fiyailarıyla dışa bir gelir transferi de eklenmektedir. Bunun ikili düzeneği (mekanızması) şöyle açıklanabilir: Reel ücretlerdeki ve tarım gelirlerindeki genel gerileme, içerde girişimcilerin kâr hadlerini yiikseltmemiş, buna karşılık talebin kısılması, genel olarak rantların büyük ölçüde azalmasına ve kârların görece olarak düşmesine yol açmıştır. Böylece ücretlerde ve çeşitli kesimlerin gelirlerindeki düşüş, kârlann artmasına, dolayısıyla sermaye birikimine yol açacak yerde, genel bir faktör gelirleri azalışı şeklinde mallann maüyetlerinin duşürüünesi sonucunu doğurmuştur. Buna dışsatım kesimini kârlı kılmak için, sürekli kur ayarlamaları ve özendirici başka uygulamalarla bu kesime gelir aktanlarak dışsatım fiyatlarınm ucuzlatıldığı da eklenirse, dışanya net bir aktarma olduğu anlaşılır. SONUÇ Böylece yatınma dönüşecek iç ve dış kaynaklann azaldığı, ithalat artış hızının çok yavaşladığı, dış borç ödemeleri ve dışsatım yoluyla dışanya kaynak aktanldığı bir sırada, ekonomide safi yatınmlann gerçekleşme derecesi ve çoğu alanda belki amortisman yatınmlarının dahi yapılıp yapılamadığı, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Fiyat endeksleri ve ulusal gelir hesaplannın güvenilirlik derecesi araştırılarak da bu konu bir ölçüde aydınlatılabilir. Ancak ne olursa olsun, istikrar programının, geçmiş beş yılında olduğu gibi, gelecek yıllannda da sürekli bir olumsuz (negatif) büyümeyle iç içe olması, olanak dışı değildir. Onun için ekonomi politikasıyla ilgili tartışmalarda, bu sorunu, öncelikle ele almak gerekmektedir. 4 MART 1985 fstikrar Programı ve "Negatif tktisadi Büyüme" İstikrar programının, geçmiş beş yılında olduğu gibi, gelecek yıllarında da sürekli bır olumsuz büyümeyle iç içe olması, olanak dışı değildir. Onun için, ekonomi politikasıyla ilgili tartışmalarda, bu sorunu öncelikle ele almak gerekmektedir. Y.Doç.Dr. ERTUĞRUL TOKDEMİR ÎTÜ İşletme Fakültesi Geçen yılın 30 kasım 1 aralık tarihleri arasında "Türkiye İçin Kalkınma Stratejileri" konulu bir seminer düzenlendi. Buradaki konuşmacüardan Prof. Merih Celâsun, "Türkiye orta vadede büyüme yerine verimliliği arttırmayı amaçlamalıdır" anlamında bir ifadede bulundu. Sayın Celâsun'un yazılı bildirisinde ise, 1984 yılı içinde yapılmış güncel araştırmalara dayaiı ilginç veriler yer alıyordu: Türkiye'nin de içinde bulunduğu bir grup petrol dışalımcısı, gelişmekte olan ülkenin kişi başına GSYİH artış hıa 196073 arasında Vo 3,8, 197379 arasında % 3,3 iken, 198085 döneminde Vn 0,6 oluyordu. Dış ticaret hadlerindeki olumsuz etkiler, bu oranı % 0,5 ila % 1 aşağıya cekebilirdi. Gelişme hızındaki bu düşüşler ise, adı geçen ülkelerin dış soklara karşı önceleri giriştikleri dış borçlanmanın çözüm getirememesi, bunun üzerine iç kaynakları seferber ederek dıssatımı arttırma, iç tüketimi ve yatırım harcamalarını kısma, dolayısıyla dışaümı kısarak sonuçta büyüme hızını düşürme gibi bir önlemler dizisine yönelme biçimindeki uyum süreçlerinden kaynaklanıyordu. Biz bu yazımızda istikrar politikasını bir bütiın olarak tartısmak, onun başarı ya da başansızlıklarını sergilemek ve birtakım seçeneklerden söz etmek amaanda değiliz. Sadece Sayın Celâsun'un değindiği noktadan yola çıkarak, Türk ekonomisınin gerçekte negatif bir büyüme içinde olup olamayacağını araştırmaya çalışacağız. Zira, eğer ekonomide negatif bir büyüme söz konusu ise, bu gerçeğin iktisadi konulann tartışma ve çözümlemelerinde (tahlillerinde) odak noktasını oluşturması gereğine inanıyoruz. Burada, ülkemizdeki büyüme hızı konusunda neden ulusal gelir istatistiklerinin esas alınmadığı sorusu akla gelebilir. Hemen belirtelim ki, bu derece hızlı enflasyon dönemlerinde bir yandan bu istatistiklerin gerçekçi bir şekilde düzenlenememesi, bir yandan da sabit fiyatlarla ulusal gelir verilerine geçerken kullanılan fiyat endekslerinin enflasyon oraruru tam olarak yansıtmaması bu istatistikleri yetersiz hale getirmektedir. O halde olumsuz (negatif) büyüme varsayımmın geçerli olup olmadığını araştırmak için, ekonomideki #bür temel göstergelerden yararlanmaya çalışacağız. OKURLARA. OKAY GÖMJSSİN Ayaküstü S OLUMSUZ BÜYÜME VE TEMEL GÖSTERGELER Bilindiği gibi yürürlükteki ekonomi politikası, iç talebi kısarak (yatınm ve tuketim mallan talebi) dıssatımı arttırmayı amaçlamakta ve başarmaktadır. tç talebin kısılması, harcamalann ve dolayısıyla gelirlerin kısılmasından geçer. Bir bütün olarak emek gelirlerinin düştüğünü ve tarımda destekleme fiyatlannın düşük tutulması, sübvansiyonlann azalulması ve iç ticaret hadlerinin bozulması ile tarım gelirlerinin reel anlamda gerilediğini biliyoruz. Sınai üretimde de rantların, çeşitli uygulamaJar sonucunda artık azaldığını veya ortadan kalktığını, hatta birçok alanda kârların gerilediğini, tasfıyeler olduğunu ve en azından kapasitelerin düştüğünü göriiyoruz. Buna karşüık ticaret kesimi lehinde bir gelir artışı vardır. Ancak bu artış, öbür üretken kesimlerdeki daralma ile birlikte EVET7HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Suçlu kimjf öğretmeni C'emal Durmuş 'un adayuğının kaldınldığı 23.2.1983 tarihi ilibari ile 10. derecenin 4. kademesine, 23.2.1984 tarihinde 10. derecenin 5. kademesine ve 1.9.1984 tarihinde de 9. derecenin 2. kademesine terflleri yapılarak 24.1.1985 gün ve 14504 sayıh yazı ile Kırklareli ValiliğVne gönderilmiştir, Aynca ilgttinin sicil dosyasmdaki bazı belgelerin eksik olduğu tespit edilerek istenmiş olup, cevap geldiğinde kurum sicil numarası kendisine bildirilecektir. Emekli sicil numarasının ise okul müdürlü'ğünce doğrudan T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nden sorulmast gerekmektedir. 23.1.1985 tarihli gazetenizin 2. sayfa 3. sütununda yer alan "Öğretmen Atamalan'' başlıklı yazı incelendi. Bakanlığımıza öğretmenlik için müracaat eden öğretmen adaylarından güvenlik soruşturması gelenlerin atamalan yapılmaktadır. Soruşturması yapılmadan hiçbir öğretmenin ataması yapılmamaktadır. Bilgilerinizi rica eder, saygılar sunanm. SÜREYYA TVNA MtLLİ EĞtTtM GENÇLÎK VE SPOR BAKANLIGI BASIN VE HALKLA ÎLlŞKtLER MÜŞA VtRt gençler, Tanm Orman ve Köy Işleri Bakanlığı'nın sınav açmasını ve sonra da boş kadrolara atanmalannı sabırsızukla beklemektedirler. Yalntz kamu kesiminde 5000 veterinere ihtiyaç duyulduğu halde neden genç veterinerlere ilgi duyulmamakta ve bu gençlere iş verilmemektedir? Bu sene fakülte sayısı 3 'ten 7'ye çıkarılmıştır. Bu demektir ki, daha çok veteriner mezun olacak ve daha çok yüksek tahsilli genç işsizler ordusuna katılacaktır. Sayın Tanm Orman ve Köy lşleri Bakanlığı'nın bu konuda daha duyarU hareket etmesini, boşta gezen veterinerlere el uzatarak, istikbal bekleyen bu gençlerimizi bunalıma düşmekten kurtarmasını ve yurdumuza kazandırmasını rica ediyoruz. BİR VETERİNER HEKtM BABAS1ANTAL YA hizmetlert bölümünün 6'ncı maddesinin C bendinde ortaokul dengi mesleki öğrenim görmüş sağlık personeline % 6 oranında özel hizmet tazminatı ödenmesi öngörülmüş olup bu duruma göre bizler faydalanamıyoruz. 1183 sayıh yasa gereğince intibakımız yapılırken ortaokul dengi oğrenim görmüş sayıldığımıza rağmen dağ taş, gece ve gündüz yağmur, kar, kış demeden kendi paramızla kendi imkânlanmızla ayda 20 ila 24 gün kapı kapı gezi yapıyoruz, hastalardan kan alıp halkın sağlığı ile uğraşıyomz. Aynı zamanda laboratuvarda çalışan laborant arkadaşlar ise akşama kadar göz nuru dökerek mikropla karşı karşıya uğraş veriyor. Böyle zor şartlar altında görev yapan nesli 1500 veya 2000 civannda kalmış personel olarak bizler unutuluyonız. Özel hizmet tazminatından biz sağlık savaş memurlan ve laborantlann da faydalandırılmasmı, mağduriyetimizin önlenmesini istiyoruz. B/R GRUP SAĞLIK SA VAŞ MEMURU Bizler, Garp Linyitleri lfletmesi'rtde memur olarak çalışmaktayız.. Bildiğiniz gibi faturah yaşam denilen hayata geçtiğimizden beri; ücretli "Ben GökovaÇağiar önceYüzümü okşamış Tann Yüreğime çalışanlar olarak vergi dokunmuş sevgiyleTaç yapmış başaklardanLimon çiçekleri işiadesinden yararlanmak lemiş eteklerimeKaneviçeli türküler dokumuşDantelli sevgiler amacıyla fatura topluyor ve örmüşNur yüzünü sürmüşAydınlık evlerimeEvlerim karanftl, belli bir miktanm vergi iadesi zambak, gülEvlerim bulbul bulbülCeylanlar uyur evlerimin bah olarak geri ahyoruz. çelerinde." Çalıştığımız Garp Linyitleri Işletmesinin Ambar Servisi'ne Avukat Orhan Oruk 'Ben Gökova' adlı uzun bir şiir yolladı. bağlı olan EKONOMA adı Cennet gibi bir yurt köşesinın nasıl cehenneme döndürülmek verilen tuketim kantininden istendiğini anlatıyor dizelerinde... Ben Gökova'yı görmedim. ahşverif yapıyorduk, Ama başta Balıkçı'nınkiler olmak üzere pek çok yazı okudum. Gelgelelim, son bir haftadır Son aylardaki tartışmaları hepimiz biliyoruz. Ozellikle Hikbiz memurların met Çetinkaya'nın, Uğur Mumcu'nun ve öteki yazarların bu koEKONOMA 'dan aldığtmız nuda yazdıkları da ortada... Muhalefet parti sözcüleri de Gökantin fişlerinin fatura olarak kova'da bir elektrik santralı kurmanın yanlışlığını, tarihsel yakabul edilmesi kanuna aykırı nılgısını yeterince belirttiler. Ama işbitirici iktidar, yolundan döngörülmüş ve maliye bu müyor, dönmeyecek!... Bu konudaki bağışlanmaz yanılgının hefışlerden yararlananlan tespit sabı gelecek kuşaklara nasıl verilecek? Bunu düşünen yok! ederek, bu fişlerden aldıkları Orhan Oruk'un uzun şiirinin son parçası da şöyle: "Kirii elvergi iadesi tutarının üc katı lerini sürme yüreğime ne olurMavi duvağımı verTacımı giydir kadar ceza gelmiştir. Örneğin, baştmaSavrulsun özgün saçlanmllık rüzgârlarımlaKefenler giy fişlerden aldığı vergi iadesi dirme sakınÖldürme benim yüce güzelliğimi ne olurYaşamak 3000 TL. ise üç katı 9000 TL. için öldünvek kuralsaJBu kural yanlışBu kura! bana göre değil ceza olarak gelmiştir. Biz bu Ve öldürürsen eğer yüce güzelliğimiİnan ki iki elim iki yakandurumu hayretler içinde da..." karşıladık. Bugüne kadar fatura olarak kabul edilen bu • • • kantin fişleri birdenbire nasıl 'Alişimin Kaşlan Kara' türküsünden kaynaklanan bir TV oyuoluyor da fatura olarak kabul nu izliyoruz. Tarık Dursun K. senaryosunu yazmış. TV jeneriedilmiyor? Hem de 1984'ten ğinde 'Eser: Sabahat Emir' dive vazılmıs. Ovsa Tarık Dursun beri bu fişlerin tutannun bir 'Bu yapıtla Emir'in hiçbır ilgisi yok' diyor. Emir ise 'Öykü miktarı vergi iadesi olarak benımdir' diye karşı çıkıyor... Tarık Dursun'un söyledikleri şöygeri ödendiği halde bugiin le: 'Emir'in film hikâyesini okumamı önerdiler. Ben de bu hikânedendir ki, her şey altüst yeden film yapılamayacağını söyledim. Yeni bir hikâye yazmaolup bu fişlerin fatura olarak mı istedıler. Ben de Andriç'in 'Kapatma Mara' Nusıc'in 'Ramaveribnesi yanlış bulunuyor. zan Akşamlan' adlı öykülerini ve İnsan Kurdu' adlı romanımın Burada düşünüyoruz, acaba ikinci bölümünü kaynak alarak senaryoyu yazdım. Emir'e bir suç bizde mi diye, fakat her telif hakkı ödenmiş olabilir, ama bu eserin ona ait olduğu anşey ortada. Resmi bir kuruluş lamına gelmez." Sabahat Emir de "Yazdığım hikâye denetimolan maliye, yine resmi bir den geçti, ama o sıralarda çekim ertelendi. Daha sonra Çakkuruluş olan işyerinıizi maklı hikâyeyi Tarık Dursun'a götürdü, senaryolaştırmasını istanunıyor mu, hem de tedi. Tarık Dursun Yugoslav yazarlarından faydalanmış, ama birdenbire?.. eser benimdir." GLİ ÇALIŞANLAR/ TRT'nin garip işlerinden biri daha! Halıkarnas Balıkçısı'nın TUNÇBİLEK / TA VŞANLI öyküsünden TV dizisi yaparlar, adını yazmazlar. Başka bir yazarın yapıtından alınmış bir filmi gösterirler, yine yazarın adını İki açıklama söylemezler. Tanınmış Türk yazarlarma kapılan sımsıkı kapa5.2.1985 tarihli gazetenizin 2. lı tutariar. Hele bır dılekçeyı ımzalayanları büsbütün yasak yasayfa 3. sütununda yer alan zar diye mimlerler. Dilimize yerleşmiş Türkçe sözcükleri 'yok' "Bakanuktan Cevap saymaya kalkışırlar, Aydınlar Ocağı adlı tutucu bir derneğe haGelmiyor" başlıklı yazı ber programlarında dakikalar ayırırlar; derneklerın gündelik siincelenmiştir. Kırklareli yasaya karışmasının yasaklandığını bılmezlıkten gelirler. Emir'e Lüleburgaz Lisesi matematik (Arkast 11. Sayfada) Gökova, Alişim, Öykü... aşbakan Turgut Özal, arkadaşımız Erbil Tuşalp ile yaptığı görüşmenin bir yerinde şöyle diyor: "Türkiye'de o kadar çok şey yazılıyor ki, eğer biz hepsini tekzip etmeye kalksak gazetelerinizin yüzü gözü değişir. Hadi diyelim ki, ağzımızdan çıkanların yanlış yazılmasını tekzip edelim. Ama oturup yorum yazıyor yazarlarmız. O zaman ben ne yapayım? Nasıl tekzip edeyim?" Sayın Başbakan'ın yorumları beğenip beğenmemesi, gerçekçi bulup bulmaması tümüyle kendisiyle ilgilidir; istediği yorumu gerçekçi ve uyarıcı bulup etkilenebilir, istediğinı beğenmez, umursamaz. Ancak sözlerinin ilk bölümü üstünde önemle durmayı gerektiriyor. Sayın Özal'ın söylediklerinden iki şey çıkıyor: 1) Hükümetle ilgili olarak gazetelerde yer alan haberierin neredeyse tümü yanlıştır, bu yanlış haberler o kadar çoktur ki, hükümet bunlan tekzip etmeye kalksa gazetelerin yüzü gözü değişir; 2) Üstelik yetkili kişilerin ağızlarından çıkanlar bile yanlış yazilmaktadır. Bu iki görüş de tüm Türk basını için çok ağır birer suçlamadır. Yani "Türk basını hükümet uygulamaları konusunda Türk halkını neredeyse tümüyle yanlış bilgilendirmektedir." Bu suçlamanın ağırlığı ve haksızltğı bir yana, eğer Sayın Başbakan gerçekten bu kanıdaysa, hükümete önemli bir sorumluluk düşmektedir: Bu haberleri, gazetelerin yüzünü gözünü değiştirme pahasına tekzip etmek ya da basına sürekli, tutarlı ye sağlam bilgi aktarımının mekanizmalarını kurmak. Özal'ın ikinci ciddi suçlamasını, yani "yetkililerin ağzından çıkanın bile yanlış yazılması"n» hangi somut örneklere dayandırdığını bilmiyoruz, ama bu görüş de daha önce çeşitli kereler eleştirilmiş bir alışkanlığı, en önemli konularda bile ayaküstü konuşma alışkanlığını anımsatmaktadır. Ozgür basının bulunduğu tüm ülkelerde yetkili • gazeteci ilişkileri karşılıklı güven içinde ama basının işlevini göz ardı etmeden sorumluluğu da vurgulayan bir sistemle yürümektedir. Ama sürekli ve hep ayaküstü konuşan bir siyasiler topluluğu bu alışkanlığını sürdürdükçe, yanlış da konuşur, beş cümlede beş önemli konuyu art arda sıralarsa yanlış anlama da olur... Sayın Özal'ın basına yönelttiği iki ağır suçlama da, hükümet yetkililerine bu konudaki sorumluluklarını anımsatmalıdır. Basın tarafına gelince, en sorumlu mevkideki yöneticimizin bu yanlış yaklaşımını düzeltmek için tüm sorumlu kuruluşlar ve basın emekçileri ellerinden gelen çabayı göstermelidir. Sağlıklı, çağdaş, hoşgörülü ve işlevli bir hükümet • basın ilişkisine ulaşmaya daha çok yolumuz var galiba... ÇAĞDAŞ GAZETE DERGİ KİTAP BASIN VE YAYIN A.Ş. YÖNETÎM KURULU'NDAN Sicil No: 116951/61832 Şirketimizin genel kurulu aşağıdaki gündemi görüşmek uzere 29 Mart 1985 curaa günü saat 11.30'da şirketimizin merkezi olan Türkocağı Caddesi 39/41 CAĞALOÛLU / İSTANBUL adresinde olağan şekilde toplanacaktır. Sayın hı^sedarlarımızın toplantı gününden asgari bir hafta evvel giriş kartı almalarını rica ederiz. GÜNDEM: 1 1984 yılı muamelat ve hesaplanna ait yönetim kurulu ve denetçi raporlannın müzakere edilerek lasvibi, 2 1984 yılı bilanço ve kâr zarar hesaplannın tetkik ve tasdıkiyle yönetim kurulu üyeleri ve denetçinin ibraı, 3 1985 yılı için yönetim kurulu üyelerinin seçimiyle ücretlerinin tayini, 4 1985 yılı için denetçi seçimiyle ücretinin tayini. Sağlık savaş memurlarına özel hizmet tazminatı verilsin Biz sıtma teşkilattnda görev almadan önce 6 ay ile 1 sene kendi imkânlanmızla kurslara katılıp başanlı olduktan sonra, sağlık koruyucusu unvanı ile D cetveline göre sıtma teşkilatına atamalanmız yapıldı. Daha sonra 1969 yılında 1183 saydı yasa Ue sağlık savaş memuru olduk. 657 Sayıh Devlet Memurlan Kanunu 'na göre diğer kurumlardaki memurlardan farklı olarak ortaokul dengi saytlarak 16. derece yerine 14'üncü dereceden intibakımız yapıldı. Daha sonra 2162 sayıh Tam Gün Yasası'ndan da yardımcı sağlık personeli olarak faydalandık. Şimdi ise 12 Araük 1984 tarih ve 18603 mükerrer sayıh Resmi Gazete'de özel hizmet tazminatı cetvelinin (D) sağlık İNŞAAT MUHENDİSI AUNACAKTTR Asgari 5 yıl müteahhit mühendisi olarak şantiye şefliği veya saha mühendisliği yapmış Ingilizce bilen Suudi Arabistan'da çalışacak mühendis alınacaktır. Müracaat: AKAN MÜHENDİSLİK Polat Celilağa İş Hanı Kat: 8 Mecidiyeköy Istanbul 172 48 7 0 1 7 2 48 71 172 48 72 Neden yanıt verilmiyor? Tanm Orman ve Köyişleri Bakanlığı'nın 1983 tarihinde açmış bulunduğu Tanm Teknisyenliği Sınavı 'nı kazandım. Istenilen tüm belgeler iletildiği halde, önceleri, "soruşturmalarmız tamamlandıktan sonra atamanız yapılacaktu" denildi. Daha sonraki dilekçelerime ise hiç yanıt verilmedi. Yasal olarak, belirli süre içerisinde dilekçelere yanıt verilmesi gerekmiyor mu? Sonınlanmızı kime, nasıl sorup öğreneceğiz? İSMAİL BARIŞ ESKİŞEHİR DÖNMEZ İşsiz veteriner hekimler 1983 senesine kadar fakültelerden mezun olan veterinertere bakanlıkça her zaman sahip çıkılmış ve veterinerler boş kadrolara atanmışlardır. 1984 senesinde, haziran ve eylül döneminde mezun olan veterinerler ise boşta gezmekte, kahve köşelerinde pineklemekte, geleceklerini düşünerek bunaltm içine düşmektedirler. Ailelerinin büyük özverileri ile okuyan ve mezun olan bu ILAN ŞtŞLt 3. ASLİYE HUKUK HÂKÎMLİGİ'NDEN Sayı: 984 952 Davacı Saniye Gevşek veküi tarafından açüan gaiplik davasının yapılmakıa olan duruşmasında; Kâğıthane, Eyüp Sultan Cad. 14 No'da otururken 27.7.978 gecesi Boyasan Boya Apre Fabrikası'ndaki işine gitmek uzere evinden ayrılıp kendisinden bir daha haber alınamayan Erzurum, Ilıcak köyü, nüfusuna kayıtlı Ziya ile Hanım'dan dogma 1954 doğumlu Celal Gevşek'in nerede olduğunu bilenlerin ve kendisinden herhangi bir şekilde haberdar olanlann mahkememizin 984/951 saydı dosyasına 1 yıl içinde bildinneleri ilanen teblig olunur. 28.2.985 Basın: 2462 Marlboro Dünyanın en çok sablan sigarası. 1979 riLI İCRA PL « 7 TED8IH UV4RINC* SKSARA SAÛU6A ZARARLIOin 9* 100'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle