Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 NEW YORK'TAN HABERLERİN DEVAMI MADRİD'TEN (Baştarafı 1. Sayfada) ru atılan adamın haberine: "tspanya'nın Avnıpa'ya katılmasının tarihi anlaşması" başlığı altında 8 tam sayfa ayınyor. Çünkü "Avnıpa ile buluşmak" Ispanya için gerçekten "tarihi" bir dönemeci simgeliyor. Bu 1985 Avrupa'sının ilkbaharında Ispanya ve Portekiz'e "hoşgeldin" diyen Brüksel'de ise, gözlemcilere göre, ihtiyath bir hava esiyordu. 13 yıl önce 6'lardan 9'lara dönüşen AET'nin katkısız coşkusu yoktu bu kez Avrupa başkentinde. Çünkü Brüksel'de herkes henüz bu ilk genişlemeyi hazmedemeyen Ortak Pazar'ın, bir "siyasi Avnıpa'ya" doğru yol almadığı sürece, bu iki yeni ülkeyle beraber derin "pazariık" çekişme lerinin içine düşeceğini biliyordu. 31 MART 1985 BRUKSEL'DEN (Baştarafı L Sayfada) yerli sakinlerin bunlara karşı olan tutumunu değerlendiriyor. Şehirdeki her dört kişiden biri Belçikalı değil. Brüksellilerin yüzde 87'si bir "yabancı sorunu" olduğu görüşunde. Çözüm öneren cevaplar yelpazesi ise, "görgüsüzler"i kapı dışan etmekten, ırkçıhkla militan bir mücadeleye kadar gidiyor. Neden "yabancılar sonınunda" da mı köylülük? Çünkü gerek "Le Soir"in araştırma sonuçları, gerek bizim bu şehirde yaşayan Türkler konusundaki gözlemlerimiz, "yabancılar sorununun" son tahlilde bir "köylülük sorunu" olduğu noktasında çakışıyor. Belçika'nın başkentinde yaklaşık yirmi bin Türk yaşıyor. Bunların yüzde 9O'ı Afyon'un Emirdağ ilçesinden. Yüzde 10'u da en azından on yıldır burada. Ama Brüksel'in Schaerbeek mahallesinde oturan Türkler, Brüksel'de yaşamıyor. Brüksel'deymişle'r gibi yapıp Emirdağ köylerinde oturuyorlar. Hatta şimdiki Emirdağ köylerinde de değil. Yıllar önce bıraktıklan köylerde yaşıyorlar. Özümlenmek bir yana, içinde yaşadıklan toplumla uyum sağlamak için hiçbir çaba göstermiyorlar. Ashnda ırkçılık diye bir sorunları da yok. Bunları bir Türk gazetecisinin yazması daha kolay. Çünkü, anketini gerçekleştirirken sıradan bir Emirdağlı aile ile birlikte olmaya çalışan, ama dışlandığı için bunu tam anlamıyla başaramayan "Le Soir" muhabiri bana, "Bazı şeyleri yazmam ırkçılığı körüklemek olur" diyor ve "b«zı şeyleri es geçtiğini" söylüyor. "Le Soir" muhabirinin yazdığı ve yazmadığı şeyler köylülüğü simgeliyor. On yedi yüdır Belçika'da oturan "baba"nın on yedi kelime Fransızca bilmemesi köylülüğü simgeliyor. Ailedeki genç kızın, ki bu kız Belçika'da doğmuştur, hiç durmaksızın "baba"ya hizmet etmesi, tanımadığı bir erkekle evlendirilmeyi beklemesi, bunu olağan karşılaması... Fash gençler şehir merkezinde avarelik edip Belçikalı avarelerle arkadaş olurken, Türk gençlerinin Türk kahvelerinden dışan çıkmaması, kendi aralarında okey oynaması, sokaklardaki şalvarlı kadınlann çocuklannı okula değil sokağa bırakması, köylülüğü simRelivor. Baharla gelen dadı avı (Baştarafı 1. Sayfada) tcjik parklannda pusu kurmuş avcılar gibi bekleyip başkalannın bebeklerini gezdiren dadılara yüksek ücretle transfer öneriyorlar. Bu stratejîk parklardan en ünlüsü Manhanan'ın Batı Yakası'nda 83. caddedeki Riverside Parkı.. Şu günlerde park sabah ile öğle arası dadı ve bebek yönttnden en yoğun saatlerini yaşıyor.. Park, çocuk arabalannı park edip birbiriyle çene çalan her yaştan dadılar ve onlan gözetleyen annelerle dolu.. Dadılar iki konuda yakınıyorlar.. îlki kendilerine gösterilen aşın ilgi. Birkaç ay önce bir gazeteye ilan veren bir dadı, "Her akşam gece yanbuina kadar yüz tane telefon geldi. Bu işe başladıgırada knrtuldum sanıyordum, yanılDuşun.. Şu parka her gelişimde motlaka biri peşime Ukılıyor" diyor. Dadılann yakındığı ikinci konu ise annelerin, çocuklannı kendilerinden kıskanması... "Aman" diyorlar, "Bebeğin Uk dişini siz görmeyin, kıyameti kopanyorlar.. Aynı şey, bebeğin gg7inrian çıkan ilk sözciik için de geçerli, attıklan ilk adım için de." Ama dadılar bir yandan kendilerinin de baktıklan bebekleri aşın benimsediklerini saklamıyorlar. Hepsi cüzdanında baktıkları bebeklerin fotoğrafını taşıyor. Çeşitli özürler icat edip izin günlerinde bile çaiışıyor, bebeklerinden ayrılmıyorlar.. Dadı avcısı anneler, gözlerine kestirdikleri dadılarla bir punduna getirip konuşma fırsatı anyorlar, bulduklannda dâ park sıralarında ateşli konuşmalarla onları avlamaya çalışıyorlar. Bir gazetecinin saptadığına göre ilginç olan, dadılar, havadan sudan konuşmuyorlar. Konuştuklan, genellikle günün sosyal ve siyasal konulan. Bugünlerde en çok tamştıklan kcnu Goetz olayı ve MX füzeleri.. Goetz, övünçle metroda kendisini soymaya kalkan Uç zenci genci vurduğunu söyleyen bir adam, "Bana saldırdüar, kendimi savunma hakkını kullandını" diyor. Bir bölüm dadı Goetz'i sempatiyle karşılıyor. Serbest yargılanmasını sağlamak için halkın binlerce dolar kefalet parası toplamasını destekliyor. Bir bölüm dadı ise karşı görüşü savunuyor, "Aman, Teksas düzenine dönmeyelim. Bu adamın yaptlgini hakll gorİİTsek, taerkes kendimi savnnuyosıradan bir personel sorunu gibi görünüyor. Sendikanın "Times" hücresi, gazetenin ekinde, "serbest gazeted" unvanryla çalışan bir bayanın, bu görevi yerine getirmek için yeterli eğitim, beceri ve deneyime sahip olmadığını iddia etti. Söz konusu bayanın, yani Maliye Bakanı Nigel Lawson'un, yasa ve yönetmeliklere aykın olarak çalıştığını belirtti. Gerçekten de lngiltere'de ülke çapında dağıtımı yapılan bir gazetede çalışmak için önce yüksekokul mezunu olmak, sonra en az iki yıl boyunca bir taşra gazetesinde ya dâ uzmanlaşmış bir dergide çalışmak gerekiyor. Aynca, yaptığı işle ilgili olarak en az bir aylık kurs rum diye birbirini vurmaya başlar" diyorlar. Son olarak büytik jüri, Goetz'ün kasıtlı adam vurma suçundan yargılanmasına karar vermiş durumda. Dadılar, MX füzeleri olayına da değişik yaklaşıyorlar. Dadılara göre Kongre'de biiyiik çıkar kavgalan dönüyor. MX füzelerinin yapımı tam 28 eyalette yeni iş alanları açacağından, Kongre'deki muhalif Demokrat Parti milletvekillerinden önemli bir bölümünün Reagan'ı desteklemek zorunda kaldıkları görüşündeler. Bu konulan konuşan dadılann Özal'ın New York'a geldiğinden haberleri bile yok. Riverside Parkı saat 13.0O'te iyice boşalıyor. Parkı en son terk edenler, erken gelen bahan fırsat bilip dadı avına çıkan, ancak yüzlerindeki ifadeye bakılırsa başarı sağlayamayan anneler oluyor... POLTIIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Şiirde Ortaklık tlk kez 1962'de, bundan 23 yıl önce, yeni kurulan " 6 ' h " AET'ye katılmak üzere girişimlerde bulunan İspanya'nın bu atılımı "AET'nin demokratik rejimle yönelilmeyen Ulkelere kapalı olduğu" gerekçesiyle red KOPENHAG^DAN dediliyor. Bundan böyle birkaç (Baştarafı 1. Sayfada) girişimde daha bulunan Ispanya, nihayet 1970'te AET ile bir ter mişti. Bu nedenle, ulaştırma, bacihli ticaret anlaşması imzalaya sın, enerji ve besin maddeleri biliyor. Ancak 1977'de, demokra üretimi gibi işkollarına bağlı siye geçişten sonra, AET'ye tam 320.000 kişinin pazartesi günü uyelik talebini yapabilen Ispan başlattığı grev, şaşkınlık ya da ya ile topluluk arasında çok zor öfkeyle değil, "stok"larla karlu geçen görüşmeler 1979'da şılandı. "Stok"lar, her şeyden önce iki sıvı maddeyi içermekbaşlayabiliyor. teydi: Benzin ve "milli içki" bi6 yıl boyunca süren görüşme ra. ler pek çok kez tehlikeye girdi. Sanayi sektöriinü durduran, İspanya ile AET arasındaki gökarayollannı yan yarıya boşalrüşmelerin genel bir ekonomik tan ve hepsinden de önemlisi ülbunalım dönemine raslaması, ke ihracatının en önemli parçaîspanya için her ne kadar önemli bir handikap olduysa da, Avru sı sayılan et ve balık üretimini felce uğratan grev, günlük yaşapa'nın "demokratik bir ma pek yansımadı. Ispanya'yı" kendi saflarına almak İconusunda gösterdiği "siGrevin asıl etkisi, kamuoyunyasi istek" ve özellikle Ispanya'» da çeşitli biçimlerde kendini gösmn elindeki "NATO üyeligi teren "hoşnutsuzluk"tu. Büyük silahı" gönışmelerin mutlu sonla bir çoğunluk, grevin bir an önnoktalanmasında önemli rol oyce, gerekirse hükümetin "müdahalesi" ile sona erdirilmesinden yanaydı. Grevciler ise, toplusözleşme görüşmeleri sırasında hükümetin, bile bile sessiz kaldığını öne sürmekteydi. Sosyal demokratlar ve işçi örgütleri "hükümetin provokasyonu" olarak nitelendirdikleri tasarıyı sert bir dille kınarken, sayılan iki bıni bulan bir işçi topluluğu, perşembe günü, tasannın görüşüleceği parlamento binasını tümüyle "abluka" altına alarak hükümet üyelerinin içeri girmesini bir süre engelledi. Parlamento, tasarı yasalaşıncaya kadar çok sayıda polis tarafından korunacak. Hafta sonunda yürürlüğe girmesi beklenen "müdahale" yasası, her türlü grevi pazartesi gününden itibaren "yasadışı" kılacak. Ekonomik önlemlerin dış ödemeler dengesinin sağlanması ve yeni iş sahalan açıhnası için gerekli olduğunu savunan Schluter, bir yandan da greve son vererek "puan loplama" umudurv da görülüyor. Sıkıldıkça, arada bir divan şairlerini okurum. Bugünlerde Galip Dede (Şeyh Galip) divanını karıştırıyorum. Abdülbaki Gölpınarlı seçmeler yapmış, bir kitapta toplamış. Eski yazıyla olanlan sökemiyorum, unutmuşum. Ben Arap ABC'si ile yazıyı okul dışı öğrenmiştim. Yeni harifler çıkınca bırakiım, uğraşmayınca da unuttum. Hani biraz gönül versem yeniden sökerim ama, ne diye? Vakti bol olanlar uğraşsın! Bilenler de eski yazıyı steno diye kullanıyorlar. Günlüğünde gördüm Cemal Süreya da Şeyh Galip'le dolup taşıyormuş. Bakmayın siz sonradan gelenlere, Yahya Kemal: le değil, Divan Edebiyatı, Galip Dede ile uzantısını da kısaltısını da noktalamıştır, çok mu abartmalı? Hep vânnı mestanın almış o nigehi mest Var ise biraz neş'e meyhânede kalmıştır LONDRA'DAN (Baştarafı 1. Sayfada) ilgileniyor. Bristol'de bir araya gelen delegelerin aldığı kararlardan biri de, bir yıl süren madenciler grevinin gazetelerde nasıl yansıtıldığını araştırmak. Konuyla ilgili bir soruşturma açılmasını talep eden NUJ, özellikle "popiiler gazeteler" adı verilen ve "Daily Mirror" dışındakilerin muhafazakftr hükümeti desteklediği "bulvar" gazetelerinin, grevi tek yanlı olarak okurlanna yansıttığı, grevciler hakkında olumsuz önyargılara sahip olduğunu belirtiyor. NUJ'un son olarak "The Times" yönetimi ile anlaşmazlığa düştüğü konu ise, ilk bakışta görmesi şart koşuluyor. Bayan Lawson, yilksekokul mezunu olmanın dışında bu koşulların hiçbirini yerine getirmiyor. "The Times" gazetesinin 197582 döneminde çeşitli defalar yayımlanmasını engelleyen, son olarak "The Sun" gazetesinin 6 günlük yayınını durduran NUJ ve Matbaa tşçileri Sendikası NGA, talepleri yerine getirilmeyince, ancak son çare olarak gazetelerin yayınlanru aksatmak zorunda kalıyor. NUJ, gerek basın konseyinde, gerekse mahkemelerde, muhabir/yönetici, çalışan/işveren uyuşmazlıklarında da etkin bir rol oynuyor. Felipe Gonzalez nadı. AET ile görüşmelerin her çıkmaza girişinde, Madrid'ten Brüksel'e "bn durumda İspanya'nın NATO'da kalıp kalmamasının da yeniden tartışüacagı" konusunda "Batılı miittefiklere" mesajlar gönderildi. Işte geçtiğimiz cuma gunü sabaha karşı görüşmelerin nihayet sonuçlanabilmesi, Madridli sosyalistlerin Brüksel'e gönderdiği mesajların gereken yerlere ulaştığını gösteriyordu. EVİNIZIN MUTFAGINIZIN DOSTU ANKARA PAZARLARI ANKARA GlDATİCveSAN A.S IÇKIYE HUCUM Türkiye'de alkol tüketimi nasıl bir artış gösterdı? Neden daha çok sayıda kadın icki içmeye başladı? Erdal Inönü, Yıldırım Avcı, Turgut Sunalp, Nadir Nadi ve daha birçok ünlü neyi ne kadar içiyor? Alkolik nedir, akşamcı nedir? Nokta'da F16'lar ve "vatana ihanet" Türkiye'nin hava filosuna katacağı F16'ların başında dolaşan kuşku bulutları ne? F16 uçaklarını üreten General Dynamics firması neyle suçlanı? Nokta'da Özal ABD'ye giderken, hükümeti ve partisini kimlere emanet etti? ANAP Kongresi'nden sonra hangi bakanlar değisecek? Nokta'da İçki, sarhoşluk da bir tür sanattır. Onun için Galip Dede gibi şairler içkiye dizelerinde büyük önem verirler. Leyla ile Mecnun'dan sonra bir daha mesnevi yazılamayacak sananlar, Şeyh Galip'in 'Hüsnü Aşk'ını gördükten sonra inatlarından vazgeçmişlerdir. Galip'in mesnevisini çok seven padişah Üçüncü Selim, (17611808) üç bin altın vererek bunu tezhip' sanatına en görkemli örnek olacak biçimde yazdırmıştır. Yazma, İstanbul Universitesi kitaplığındadır. Abdülbaki Hoca, Galip'in bütün yazma divanlannı içeren bir listeyi çıkarmıştır. Meraklıları bunların hangi kitaplıklarda bulunduğunu görebilirler. Vasfi Mahir Kocatürk, şiirleri ve mesneviyi düzyazıya çevirerek yayımlamıştır. Abdülbaki Gölpınarlı da hem aslını, hem de açıklamasını içeren bir baskı yaptırmıştır. Galip Dede, bir toplantıda bakıyor ki, Nabi'nin 'Hayrâbâd' mesnevisini çok övüyorlar. Bir şair olarak ağrına gidiyor, "Ben de bir mesnevi yazayırn" diyor. Hemen kaleme kâğıda sarılıyor. Bir yandan da öteki mesneviler için, "Elhak çalıp alma kıssadır o I Hırsızlara hayli hissedir o" demekten kendini alamıyor. Bu sözleri ile şairlerin birbirlerinden her zaman için yararlanacaklarını soylemek istiyor. Nitekim bir şiirinde de böylesi alışveriş için, "İlhamımı Mesnevi'den aldım /Çaldımsa da mirîmalı çaldım" demez mi? Büyük ve has şiir üst üste ulanır. Yüzyıldan yüzyıla, çağdan cağa aşarak günümüze ulaşır. Büyük ve has şiiri yaratma yalnız bir şairin işi değildir. Aragon, her güzel şiiri gördükçe ondan esinlenerek bir şeyler karalarmış. Bir gün bir dostu onu kınayacak olmuş, "Yakışır mı sana, her gördüğün şiirden esinleniyorsun?" diyesi... Aragon bu, lafın altında kalır mı? "Her güzel şiir benim malımdır, mülkümdür" demiş. Divan şiirine baktığınızda bunun Osmanlıca yazıldığını, söylendiğini görürsünüz. İmparatorluğun başkenti İstanbul'dur. Osmanlıca'dan da İstanbul şivesi istenir. Yetişmiş nice Osmanlı şairleri Doğu Anadolu'dan, Güney Anadolu'dan başkente uzak şu, bu kentten istanbul'a geldiklerinde İstanbul Türkçesini kullandıkları zaman beğenilmişlerdir. Bu şairlerin hiçbirinin ağzı, geldikleri yörelerin Türkçesine çalmaz. Zaten İstanbul Türkçesini güçlü olarak kullanmasalar saraya sokulabilirler mi? Baki, Necati, Nef'î, Naili bunun en açık örneklerini vermişlerdir. Taşlıcalı Yahya, Rumelili olmamış, başkent Osmanlıcası ile şiir söylemiştir. Fuzulî'yi soracak olursanız, o Azeridir, öteki şairlerden biraz ayrılır. Şair, "Benim tabı seHmim badeyi gülguna /nâ7/o7r"derken, işi gevşetmeden, sıcak tutmak ıster. Divan şiiri, sozle tadına varılan oyunların en görkemlisini vermiştir. Günümüzde şiiri, bir tür söz oyununa dönüştürmek isteyenler, hiçbir zaman Divan şiirini aşamazlar. Çünkü o dönemde mazmunlarla oynayan şairin söz oyunlarından başka bir uğraşı yoktur. Padişahlar bile hazineler üstünde otururlarken, şiirlerinde kendilerini yoksul bir dilenciye benzetirler. Neden? Şairler hep yoksul oturlar da ondan... Padişah da şiirinde yoksullaşır. Fuzulî, bu hali görduğünden olacak, "Fakiripadişah asa gedâyı muhteşemim" demez mi? Zengınlerin padişahı varsa, yoksullann padişahı da şairierdir. Kımse onların elinden yoksulluğu alamaz. Yoksulluk da şairlerin dizelerinde güzeldir, padişah işidir. İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ tHALE İLANI tşin cinsi ve yeri 1 ŞtŞLl tlçesi 1. Grup atıksu Koll. ve Müt. Kan, Şe. tnş. 2 ÜMRANİYE II. Kısım Kan. tnş. Şirket kurtarma (Baştarafı 1. Sayfada) yüzde 49'un iizerine çıkamayacak. 2. Ticari bankalar alacaklarını, yani bu şirketlerdeki "donmuş kredileri"ni ortaklığa dönüşıürecek veya konsolide edecekler, bir şirketten 1 milyar alacakh bir ticari bankaya, örneğin 500 milyonluk bölüm için şirket hisseleri önerilecek, kalan 500 milyonu da uzun vadeli ve düşük faizli bir ödeme planına bağlaması istenecek. Bankalara devredilen şirket hisseleri 5 yıl müddetle saklanacak. DPT yetkilileri bankalara, borçlannı kapitalize veya konsolide etmeleri yolunda hiçbir şekilde zorlama yapılmayacağını kaydederek, "Bankalara donmuş alacaklan için bir güvence getiren yasa tasansının bu mali kuruluşlarca kendiliklerinden kabulünii bekliyoruz" dediler. 3. Şirketlerin yeniden uretime geçebilmeleri yolunda taze kaynak, öncelikle DEStYAB ve Sınai Kalkınma Bankası'nca sağlanacak. Zor durumdaki şirketlere ucuz kredi açüabilmesi için, bu işlemlerde alınan banka ve sigorta maamdcleri vergisi ile buna baglı resim ve harçlar DPT'nin tasansına göre 3 yıl siireyle kaldınlacak. Başbakanlık yetkilileri, bu muafiyet siiresinin, kalkınmada öncelikli yörelerde 10 yıl, bunların ve üç büyük kentin dışında kalan Ulerde 8 yıl, üç biiyiik kentte de 6 yüa kadar uzaülmasını kararlaştırdı. 4. Zor durumdaki şirketlere yönelik bir diğer kaynak olarak Toplu Konut Fonu düşünülüyor. Toplu Konut Fonu kaynaklanrun yüzde 10'unun kalkınmada öncelikli yörelerde kullanılması hükmü bulunduğundan, fon kaynaklanmn bu yörelerdeki zor durumdaki şirketlere kaydınlmasında hukuki bir sorun çıkmayacak. "Toplu Konut Fonu'nun işine gelecek işletmelere ortak olabilecegini" belirten DPT yetkilileri, ''Isçi şirketlerinde bir sorun da yönetici eksikliğidir. Toplu konut iştiraklerini daha kolay denetleriz diye düşüniiyoruz" diye konuştu. 5. Ticaret Kanunu'nun kra ve iflas maddelerinde degişiklik yapılarak, rehabilitasyon projesine aunacak şirketkr için alacaklılann iflas istemlerinin onüoe geçilecek. 1. Keşif bedeli 1984 B.F. ile 700.000.000. 300.000.000. 78.500.000. 550.000.000. 400.000.000. 149.000.000. Geçici Tem. Limit içi Son.Miir.Tar. 3 Nisan 1985 21.000.000. (Saat: 17.30) 9.000.000. 2.355.000. 16.500.000. 12.000.000. 4.470.000.( ") İhale Tarihi 9 Nisan 1985 9 Nisan 1985 9 Nisan 1985 Özal'ın üç veliahtt 3 BEYOĞLU Cın Deresi Koll. ve Aynalıkavak lcasrı Yağmursuyu Kan. Inşaatı 4 ÜMRANİYE Çakmak Mah. Kan. ve Küçukbakkalköy Koll. lnşaatı 5 BEYKOZ ATIKSU Kanalizasyon lnşaatı 6 İSTİNYE Deresi Atıksu Kan. ve Yağmursuyu Kanal. Ins. 7 ŞÎŞLİ Galata Deresi Yağmur Suyu Koll. ve Mut. Atıksu Kanalizasyon İnşaatı 8 ÜSKÜDAR Müt. Kan. tnsaatı 9 SARIYER Atıksu Kanalizasyon lnşaatı ( ( " " ") ") 8 Nisan 1985 Saat: 17.30 ( " ") 12 Nisan 1985 12 Nisan 1985 DSP ya da DYP'ye girecek bir iş adamı Aristokrasi "Lord bitti Boron verelim" Bedrettin Dalan ile bir İstanbul günü Kaşık Döşmanı'nın yasaklı öyküsü NOKTA GEÇEN HAFTA NET 44.672 ADET SATMISTIR 12 Nisan 1985 11 Nisan 1985 ( ( Saat: 17.30 " ") " ") 17 Nisan 1985 17 Nisan 1985 17 Nisan 1985 550.000.000. 300.000.000. 150.000.000. 16.500.000. 9.000.000. 4.500.000. 1 Yukanda belirtilen muhtelif kanalizasyon inşaatları kapalı zarf eksiltme usulü ve teklif şartnamesinde açıklanan azami indirim miktar ve oranlan ile uygun bedelin tercıhinde kullanılacak kriterlere gore ihaleye çtkartılmıştır. 2 Bu işlere ait ihale dosyalan Beyoğlu Belediye Başkanlığı binasımn 4'üncü katındaki tSKİ Genel Müdurlügü Kanal Inşaat Daire Başkanlığı'nda görülebilir. 3 İhaleye katılmak isteyenler ihale dosyalarını İSKİ Genel Müduriüğu binasındakı vezneden bedelleri karşılığında satın alabilirler. 4 İhaleye kaulma belgesi alabilmek için: a) Her iş için ihale dosyasındaki teklif şartnamesinin 4'üncü maddesi ve (a), (b), (c), (d), (e) şıklannda belirtilen koşullann yerine getirilmesi. b) Her işin sözleşme taslağının 8. maddesinde yüklenicinin kendi malı olması gerektiği veya başka şekillerde temin edilebilecegi belirtilen makine ve teçhizatın tamamını işbaşında bulunduracağına dair noterden tasdikli taahhütname. c) Her işin sözleşme taslağırun 6. maddesindeki listede belirtilen teknik elemanları işbaşında bulunduracağına dair noterden tasdikli taahhütname. d) Her işin teklif şartnamesinin, teklif şartnamesi eki olarak değiştirilmiş 18'inci maddesinde belirtilen hususlann yerine getirilmesi. 5 İstekliler ihaleye katılma belgelerini ihale tarihinden bir gün once (resmi tatil günleri hariç) mesai saati sonuna kadar Genel Evrak Müdürliığü'nden alacaklardır. 6 İstekliler her iş için işyerini gördüklerine dair yer gorme belgesini ihale tarihinden bir gün önce (resmi tatil günleri hariç) mesai sonuna kadar İSKİ Kanal İnşaat Daire BaşkanlığYndan alacaklardır. 7 İstekliler her iş için; ihaleye katılma belgesi geçici teminat mektubu veya makbuzu, 1985 yıhna ait Ticaret Odası vesikası, işyeri görme belgesi, ihale evrakı ve ekleri (her sayfası tetkik edilip imzalanmış olacak) ile usulüne göre hazırlayacaklan teklif mektubunu havi kapah zarfları ihalenin yapılacağı gün saat 11.00'e kadar Beyoğlu, İsüklal Caddesi Muammer Karaca Tiyatrosu Çıkmazı'ndaki Genel Evrak Müdurlüğu'ne vereceklerdir. 8 Postadaki vaki gecikmeler dikkate alınmaz, telgrafta müracaatlar kabul edilmez. 9 İdare ihaleyi yapıp yapmamakta, ertelemekte serbesttir. Basın: 13805 f OTOMARSAN ELEMANLAR ARIYOR Türkiye'nin en büyük otomotiv yatırımını gerçekleştirmekte olan şirketimizin Niğde/Aksaray'daki fabrikasında çalışmak üzere • PERSONEL YÖNETİCİSİ En az 3 yıl personelcilik deneyimi olan, yazılı ve sözlü çok iyi derecede Almanca veya İngilizce bilen YÜKSEK OKUL MEZUNLARI • İMALAT MÜHENDİSLERİ Makina, ölçme Tekniği, Motorlu Araçlar ve Araç Boyası konularından birinde tecrübeli, iyi derecede Almanca bilen MÜHENDİSLER, YÜKSEK TEKNİKERLER ve TEKNİKERLER aranıyor. Adayların gizli tutulacak müracaatlarına Almanca veya İngilizce elyazılı özgeçmişlerini vefotoğraflarını ekleyerek Personel Müdürlüğümüze göndermeleri rica olunur. r TIBBİ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ ve CİHAZLARININ PAZARLAMA ve SERVİSLERİNİ YAPAN FİRMAMIZIN ANKARA ve KURULMAKTA OLAN İSTANBUL BUROSU İÇİN ÇALIŞMA ARKADAŞLARINA İHTİYAÇ VARDIR. EMA MÜHENDİSLİK HEVVLETTPACKARD tıbDt bıtgısayar sısîemlen ağırlıklı olmak uzere. pazartadığımız sıstem ve cıhazların servıs ve bakım hızmetını yapacak. askertığını tHlırmış cok lys İngilizce bilen MercedesBenz TÜRKİYE DENİZÇİLİK İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜGÜ'NDEN Aşağıda cins ve miktarlan yazılı işletmemiz ihtiyacı malzemeler, kapalı zarfla teklif aJmak suretiyle satın alınacaktır. İhaleye ait teknik şartname, İstanbul Bahçekapı Yalıköşkü Cad. 19 Mayıs Han, kat: 3. İkmal Merkezi Müdürlüğü'nden bedeli mukabili temin edilebilir. Teklifler en geç aşağıda belirtilen tarihte saat 17.00'ye kadar verilmiş olacaktır. İşletmemiz 2886 sayıh Devlet thale Kanunu'na tabi değildir. Gecici teminata: Son teklif ver.tarihi Mikuui: Dosya No: Malzemeoin cınsı: 84/11163 Platformlu kantar 1 adet 60 tonluk 9.4.1985 1 adet 600.000 TL 80 tonluk 10.4.1985 606 çift 300.000. TL 85/1020 Uzun Konçlu Çizme 10.4.1985 965 çift Kısa Konçlu Çizme 300.000.Basın: 14180 OTOMARSAN A.J. Burmalı Çeşme Sokak, Askerı FınnYolu No 2. DavutpaşaİSTANBUL DAIMLERBENZ AG Turkiye Genel Mumessılı BİLGİSAYAR MÜHENDİSLERİ, ELEKTRONİK MÜHENDİSLERİ, TEKNİSYENLER Pazarlamacı olaraK yetışMılecek, askerlığını Drtırmış, çok iyi İngilizce btlen. seyahat edebılecek YÜKSEK OKUL MEZUNLARI MODA ŞUBEMIZ PEK YAKINDA HİZMETİNİZDE Çok iyi İngilizce bilen, ış takıbı yapabılecek, deneyımlı k ANKARA PAZARLARI ANKARA GIDA TİC.ve SAN. A.S. Fotoğraf ve özgeçmış içeren başvuruların posta ile aşağıdakı adrese yapılması rıca olunur. Başvurular gizlı tutulacaktır. EMA MÜHENDİSLİK "Eleman" Medilıa Eldem Sokak 41/6 Ankara SEKRETERLER DENEYİMLİ MUHASEBECİLER