20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r CUMHURİYET/6 HABERLER 21 MART 1985 Bulgaristarfı protesto mitingi bugün Haber Merkezi Bulgaristan'daki Türk azınlığa sürdürülen baskıları protesto için Istanbul'da bugün büyük bir yürüyüş ve miting yapılacak. Yenikapı'da saat 12'de başlayacak olan yürüyüş, Saraçhane Meydanı'nda saat 14.00'te düzenlenecek mitingle sona erecek. Mitinge katılmak için Trakya bölgesi, Bursa ve İstanbul ilçelerinden otobüslerle çok sayıda yurttaş İstanbul'a geldi. Yürüyüş sırasında taşınacak pankartlar da hazırlandı. Pankartlar "Türk canını verir, Türklüğünii vermez", "Türk asla Bulgar olamaz, Ahmetler lvan olamaz", "Türke asla zincir vurulamaz", "Yollayın soydaslannuzı bağnmıza basalım" ifadelerini içeriyor. Saraçhane Meydanı'ndaki mitingde yürüyüşü düzenleyen Türkiye Göçmen ve Mülteciler Dernekleri Federasyonu, Göçmenlere Yardım Derneği, Rodop Tuna Türkleri Dayanışma Derneği ve Balkan Türkleri Kültür Dayanışma Derneği yöneticileri, Bulgar baskısını protesto eden konuşmalar yapacaklar. Deniz dolunca binalar çatladı YAVUZ ŞİMŞEK Beşiktaş Beiediyesi'nin deniz doldurma çalışmaları birçok binayı deprem görmüse döndürdü. Bazı kamu kuruluşlarının da aralannda bulunduğu binaların duvaı ve beton zeminlerinde boydan boya, yer yer de 15 santimetreye ulaşan çatlaklar oluştu. Dolgu yapılan alanda da toprakta büyük yanklar meydana geldi. Binalann bir kısmını giderek oturulmaz hale getiren bu durumun, dolgu yapılan alandaki toprağın özellikle lodosun da etkisiyle kaymaya başlamasından kaynaklandığı bildirildi. llgililer bir yandan da Boğaz'ın kirlenmesine yol açan toprak kaymasının, dolgunun gelişigüzel yapılmasından doğduğunu ve önlem alınmazsa çok daha kötü sonuçlarla karşılaşılabileceğini bildirdiler. Beşiktaş Belediyesi "gezi yeri" oluşturmak için 1984 ekim ayında Beşiktaş motor iskelesinden başlayarak Karadeniz yönüne doğru 200 metre uzunluğunda, 30 metre genişliğinde bir alanı doldurmaya başladı. Başlandığı tarihte kamyon başına 600, yılbaşından sonra da kamyon başına 1000 lira alarak hafriyat finnalarının bu bölgeye moloz dökmelerine olanak sağladı. On beş yirmi gündür moloz dökme çalısmalarının iyice yavaşladığı alanda yaklaşık 55.5 metre yüksekliğinde, tuğla ve sıva parçalan, cam kınklan, kömür cüruflan, toprak ve benzeri maddelerden oluşan bir dolgu alanı oluştu. Böylece daha önce denizle birleşen Mimar Sinan Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi yemekhanesi, Orhan Kum ve Çakıl Deposu, Sümerbank İstanbul Bölge Müdürlüğü Kundura Reyonu ve Arşiv kısrru, Yükçü Birliği kulübesi, Butik Teili idare bisı ve Toprak Mahsülleri Ofısi Beşiktaş Bölge Müdürlüğü Personel Servisi Bölümü binaları denizden 30 metre içerde kalmış oldular. Toprak dökme çalışmalarının birinci ayında bu binalann tümünde başlayan çatlaklar zaman içinde giderek büyüdü ve tehlikeli boyutiara ulaştı. Işyeri ' yöneticileriyle Beşiktaş Belediyesi arasında sık sık tartışmalara yol açmasına karşm 5 ay boyunca sürdürülen deniz doldurma çalışmalarımn ilerlemesi, Et ve Balık Kurumu Soğuk Hava Deposu yetkililerince yeni yaptırılan bir duvarla şimdilik durdunıldu. Konuya ilişkin görüşlerini sorduğumuz Beşiktaş Belediye Başkanı Mümtaz Kola, fazla bilgi vennekten kaçınarak, denizin gezi yeri oluşturmak amacıyla doldunılduğunu belirtti. Kola, "Konu belediye meclisimizde göriişülmüştür. Dolgu çalışmalan belli bir plan ve projeye göre yürütülmektedir. Belediye Meclisimiz neyi tensip etmişse onu yapıyoruz" dedi. Ancak, Belediye Meclisinin bazı üyeleri deniz doldurma çahşmaları için mahallin en büyük mülki amirliğinden, Defterdarlıktan, Liman Başkanlığı'ndan, Çevre Sağlığı yetkililerinden izin aünmasının zorunlu olduğunu, ayrıca ilçe belediye meclisinde alınan bu kararın Anakent Belediye Meclisinin onayından geçmesinin de zorunlu olduğunu, tüm bu işlemlerin yerine getirilmedifeini ileri sürdüler. Beşiktaş Motor Iskelesi'nin hemen bitişiğindeki üniversite yemekhanesi, duvar ve beton tabanında boydan boya çatlaklar, kınlmış camları ile terkedilmiş bir deprem yeri görünümünde. Hemen yanındaki Orhan Kum ve Çakıl Deposu'nu çevreleyen beton duvarlar da derin çatlaklar içinde. îşyeri yöneticisi Ömer TUDCH, konuya ilişkin olarak şöyle dedi: "Baştan scbze meyve hali yapacağız dediler. Sonra balık hali yapacaklannı, daha sonra da gezi yeri yapacaklannı söylediler. Plansız, projesiz hiçbir makarodan izin almadan gelip denizi doldurmaya başladılar. Hafriyatcüar moloz dökmek için yer bulamıyorlardı. En çok onların işine yaradı. Bina yıkınülanndan arta kalanlan, topraklan, molozları, kamyon kamyon getirip buraya doktüler. Bu arada belediyenin kasası da doldu. Moloz döken her kamyondan para aldılar. Dolgu işlemlerinde, kompaksiyon, yani doldurulan yerin dövülerek sıkıştınlması gerekir. Bu tür bir çaltşma bugüne kadar doğru düriist yapılmadı. Tabii böyle olunca toprak çaiıştı, yani hareket etti. Denize dogru kaydı. Binalann temeli oynadı. Dolgu yapmak o kadar basit bir iş değil. Kazıklar, çimento, demir, inşaat masrafı, tüm bunlan düşünürseniz gercek bir dolgu milyaıiık harcama ister. Buradaki gibi yaparsanız sonnç böyle olur. Şimdi en ufak bir lodosta deniz, dökulen toprağı alıp gidiyor." Hemen yanındaki Sümerbank binası da çatlaklar içinde. İşçiler, "toprak dökülmeye başladıktan bir ay sonra çathuna başladı" dediler. tki katlı Kundura Reyonu, 4 katlı ana binadan aynlmış, çatiak duvarlan ile giderek uzaklaşıyor. Işçiler denizin kirlenmesinden de yakındılar ve "Denizin rengini bile unultuk. Eskiden kanauzasyonlar griye boyuyordu. Şimdi sanmtırak. Hele lodosta iyice bulanıyor burası" dediler. Butik Telli'nin İşletme Müdürü tsmail TUzün, ana binadan ayrılarak denize doğru kaymaya başlayan iki katlı betonarme idare binasını ve hemen tüm duvarlan kaplayan çatlaklan göstererek şöyle dedi: "Toprak dökülmeye başladıktan bir ay sonra çatlamalar da başladı. Giderek de büyüyor. Teknik Üniversite'den uzmanlar getirdik. Bu bina daha da kayar dediler. Tehlike giderek büyüyor. Betediye, onanp idare edersiniz diyor. Tedbirsiz dolgu yapıldıgı için bu çatlamalar oldu." Dolgu alanınm bitimindeki Toprak Mahsülleri Ofisi binası da aynı durumda. Personel Servisi'nin bulunduğu kısımda 15 santimi bulan çatlaklar var. KAPIKULE DAVASI 4 "yalancı şahit" serbest Kapıkule davasında dün yargılanan 6 sanık için tahliye, 3 sanık için de "vareste tutulma" kararı verildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bıirosu) Sıkıyönetim 4 numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen Kapıkule yolsuzluğu davasında "yalancı şahitlik"ten tutuklanan 4 kişi serbest bırakılırken, davada yargılanan 6 sanığın tahliyesine karar verildi, üç sanık da duruşmadan vareste tutuldu. Dünkü duruşmada sanık Mustafa Kemal Mısırlıoğlu'nun babası Kemal Mısırlıoglu, tanık olarak dinlendi. Mısırlıoglu ifadesinde, 1984'ün beşinci ayında oğlu askerdeyken adına 450 bin lira yatırdığını belirtti ve "1983'te Kilis'in Magaracık köyüne kadastro gelince 35 dönüm zeytinliğimi iki oğlum adına yaptırdım Magaracık ve Balıklı köyünde de arazilerim, KUis'te de S dükkânım var" dedi. Sanık Tahir Aslan'ın eşi Tuncay Aslan, tanımadığı bir şahsın temmuz ayı içinde evine gelerek bir paket bıraktığını belirterek şunları söyledi: "Aradan 510 dakika geçmeden beyim geldi. Söyledim. Paketi alıp gitti. Aradan 3 gün gecti, iki üç kişi kapıyı çaldı. Beyimi aradılar. Yok dedim. Sonra akşam kocam geldi. Onunla konuştuk, tehdit edildigini, kapıyı tanımadığımız kişilere açmamamı söyledi. Birkac gün sonra da polisler gelerek kocamı götürdüler. Bir Murat arabası vardı, kime kaça sattı bilmiyorum." Sanık thsan Kılıç'ın eşi Necle Kılıç, eşinin kendi adına 6 milyon lira yatırdığını, bu parayı nereden bulduğunu bilmediğini belirterek, "Bankadaki bu 6 milyondan ayn olan 1 milyon eskidir. Mobilyalanmız yenidir ve taksitle aldık. Ancak kocamın kaç liraya aldığını bilmiyorum. Eşim işiyle ilgili olarak bana hiçbir şey söylemez" dedi. Sanık tsmail Akkaya'nın kayınpederi Ali Yavuz da damadı ve kızmın ev almak için kendisinden para istediklerini ve kendilerine 1.5 milyon lira verdiğini anlattı. öğleden sonra davanuı bir numaralı sanığı Edirne Kapıkule Gümrükleri Başmüdürü Nusret Alttnöz söz alarak, "Türkiye'de hayali ihracat olayına ilk defa ben el koydum. 5 milyar liraya tenezzül etmedim" dedi. Altınöz, tahliyesini de istedi. Söz alan sanık avukatlan da tahliye talebinde bulundular. Avukatlardan Yunus Şahin, sanıklann tertip sonucu mahkemeye getirildiklerini, davarun soruşturulması aşamasında işlemlerin Cumhuriyet Savcısı tarafından değil, emniyetteki görevü kişiler tarafından yürütüldüğünü öne sürerek, görevini kötüye kullanma ve işkence yaptıkları gerekçesiyle Içişleri Bakanlığı MUsteşan Ali Galip Demirel, Edirne Valisi Enver Hızlan, Vah Muavini Lmit Karahan ile başkomiser İbrahim Nurdoğan ve ekibi hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukat Şahin aynca, eski Maliye ve Gümrük Bakakanı Vural Ankan, eski Içişleri Bakanı Ali Tannyar, Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Biga Kaymakamı ve eski Edirne Vali Muavini ile dava raporlarında imzası bulunan doktor Mhıe Soydinç'in tanık olarak dinlenmesini istedi. İki saat sonra karannı açıklayan Askeri Mahkeme Heyeti, suç duyurusunu ve Maliye ve Gümrük eski Bakanı Vural Ankan, İçişleri eski Bakanı Ali Tannyar, Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Biga Kaymakamı ve Doktor Mine Soydinç hakkında istenen tanıklık istemini reddetti. Mahkeme heyeti karannda sanıklardan Mahmut Sayan, Şahin Yörük, Sevcan Duruak, Bulenl Erbaş. Bekir Bulul ve Kemal Mısıriıoglu'nun tahliyesini, sanıklardan Abdurrahman Aksoy, Refik Atakol ve Emin San'nın vareste tutulmasını kararlaştırarak, duruşmayı 17 nisan tarihine erteledi. İKİII StZJtZI H i a i u ı l çyüp tmaretı nden yemek alan yoksul yurttaşlara yeni yaptınlan sefertaslan dağıtıldı. tki ve üç kath aluminyum sefertaslan ile yapılan ilk yemek dağıtımmı İstanbul Valisi Nevzat Ayaz da izledi. Bugüne değin günde bir çeşit yemek verilen İstanbul daki imaretlerde bundan boyle günde iki çeşit, salı ve cuma gunleri ise üç çeşit yemek verileceğini belirten Vakıflar Başmüdürü Mustafa Arabacıoğlu, 1984 yılında Istanbul'daki beş imaretten 635 yoksula her gün yemek dağıtıldığını, yakında üç yeni imaretin daha hizmete sokulacağını belirtti. 1984 yılında tstanbul'daki imaretlere 57 ton et girdiğini de bildiren Arabacıoğlu, vakıflann kültür varlıklarımızın korunması ve sosyal konularda daha iyi hizmeı vermeye çalışacağını, bu nedenle bu yıl içinde beş panel düzenlediklerini belirtti. (Fotoğraf: ENDER ERKEK) Yt>nI <pfortn<hiri Vakl/Ia f Başmüdürlüğüne bağh ANKARAVan (Baştarafı 1. Sayfada) asıllı bir uzmamnı geçenlerde Ankara'ya gönderdi. Hint asıllı iktisatçı Ankara'da bir süre kaldı ve Dünya Bankası adına bir rapor haztrladı. Izlenimler rapora dönüştü. Rapor bir tür "yönetim değerlendirmesini" içeriyor. Yani, ekonomide kimin, ne kadar sözü geçiyor, bugüne dek neler yapıldı, yapılanlar arasında bir uyum var mı, herhangi bir karar ahnacağı zaman mekanizma nasıl işliyor, gibi sorular Dünya Bankası 'mn değerlendirmeleri arasında yer alıyor. Rapor ekonomik kararlarda "ciddi bir dağımkhktan" söz ederek, konuyu Başbakan Turgut Özal'a getiriyor. "Eskiden Özal bu işlerle daha yakmdan Ugüenirdi, ama şimdi siyasal sorumluluk taşıdığı için ekonomiyefazla zaman ayıramıyor" yargısına varıyor. Kararlarda "dağımklık ve kopukluk" gerçekçi bir gözlem. Ancak, Dünya Bankası uzmanının sanırız gözden kaçırdığı bir başka olgu var. Kararlarda "son sözü" Başbakan Özal söylüyor. Ama, kararın oluşturulma süreci yavaş yavaş bir başka kişiye kayıyor: DPT Müsteşan ve Başbakanın kuçük kardeşi Yusuf Özal'a. ANAP hükümeti ilk kurulduğu ve ekonomide karar birimlerini yeniden oluşlurduğu günlerde geniş yetkilerle donattığı bir musteşar çıkmıştı ortaya: Ekrem Pakdemirli. Ne var ki, aradan geçen süre içinde Pakdemirli ne ANAP çevresine, ne de iş dünyasına pek sevimli gelmedi. Başbakan Yardtmcısı Kaya Erdem'le sürtüşmesi, ileri geri konuşmalan, davramşları sanki "bulunduğu görevi hazmedemediğine" ilişkin işaretler taşıdı. Hatta, bir gün Başbakan özal, Ekrem Pakdemirli'ye dayanılarak verilen bir habere, "eğer Ekrem söylettiyse, biraz bekleyelim bakahm"gibi ihtiyatlı bir karşılık verdi. Işte, tam bu noktada Başbakan kardeşi Yusuf özal'ı suyun başına getirdi. O tarihten bu yana yüzlerce toplantıda "son sözü " Yusuf Özal söyler oldu. Pakdemirli ikinci plana düştü. Öylesine ikinci plana dütfü ki, örneğin IMF ile Türkiye arasında yürütülen görüşmeler gerçekte Pakdemirli'nin başında bulunduğu Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı 'mn sorumluluğunda olmasına rağmen, "şimdi ne karar alacağız" noktasına gelindiğinde, olaya Yusuf Özal'ın müdahale ettiği gözlendi. Dolayısıyla, Dünya Bankası 'mn "kararlar dağımk ve birbirinden kopuk" yargısı doğru, ama eksik. Belki şu anda pek su üstüne çıkmış değil, ne var ki önümüzdeki dönemde ekonomik kararlarda Yusuf özal'ın ağırlığı daha çok hissedilir hale gelecek. Tıpkı, IMF görüşmelerinde olduğu gibi. IMF'ye yönelik stratejik kararlan Yusuf özal oluşturuyor. Ama, IMF'nin en son onerdiği bir konu var ki, işte o noktada son söz yine Başbakan Özal'a kalıyor. IMF ödemeler dengesi içinde şimdi de askerı harcamaları ve askeri ithalatı görmek istiyor. Yani, ordunun yaptığı malzeme ve techizat ithalatınm miktarlannı ve dolar üzerinden değerini ödemeler dengesi kalemleri arasında görmek istiyor. Buna gerekçe olarak da, "dış ticaret dengesinin bu haliyle eksik olduğunu" gösteriyor. Teknisyenler düzeyinde böyle bir konuda karar alınamayacağı için, son sözü Başbakan özal söyleyecek. Ekonomide bir dağımklık olduğu kesin. Eşgüdümün eksikliği ortada. Dünya Bankası doğru gözlemde bulunuyor. Ama, Yusuf Özal'ın önümüzdeki günlerde bu açığı kapatma yolunda yoğun çaba göstereceği haberleri de gündemden düşmüyor. YALÇIN DOfiAM Irak, Harg'a saldırdı (Baştarafı 1. Sayfada) bombalandığı bildirildi. Iran'ın en önemli petrol dolum tesislerinin bulunduğu Harg Adası'na Irak uçaklarınca dün girişilen bir saldında Iran'a ait bir geminin isabet aldığı ve altı Iranh gemicinin öldüğü bildirildi. Bahreyn'deki gemicilik kaynaklarının verdiği haber, ne tran, ne de Irak yetkililerince doğrulandı. Bazı kaynaklar ise pazartesi ve salı günleri Harg Adası'ndan patlama sesleri geldiğini bildirdi. BBC'nin haberine göre Irak, önceki gün de Harg Adası'na bir füze saldınsında bulundu. Bir petrol deposunun havaya uçmasıyla 12 kişi öldıi. Şimdiye kadar Körfez'deki tüm saldınlarıru Uan etmiş olan Irak yetkilileri, saldın konusunda hiçbir açıklama yap madı. Aralannda ülkenin ikinci büyük kenti lsfahan'ın da bulunduğu üç İran kentinin bombalanmasından saatler sonra, dün akşam saatlerinde Tahran'da hava saldınsı alarmı verildi. Cereyanlann kesilmesinin ardından kentin dışından 15 dakika boyunca uçaksavar sesleri geldiği, ancak Irak uçaklannın kente fazla yaklaşmadığı bildirildi. tran Cumhurbaşkanı Ali Hamaney, Irak'ın son çarpışmalarda kimyasal silah kullandığını ileri sürerek, Birleşmiş Milletler'e bu konuda başvuruda bulunduklarını açıkladı. Önceki gece New York'ta BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ı ziyaret eden İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Kezempur Ardebili, görüşmeden sonra, kimyasal silah kullanımı konusunda bölgeye bir BM araştırma heyeti gönderilmesi için resmi başvuruda bulunduğunu açıkladı. (Baştarafı 1. Sayfada) bitmesi, ya da en azından bir ateşkesin sağlanmasıdır" dedi. Atasoy, savaş nedeniyle sadece liman gümrüklerinde 250 bin ton mal beklediğini söyledi. Veysel Atasoy, kendisine de kara ulaşımının, son günlerdeki şiddetli savaştan etkilendiği ve gümrüklerde 8090 kilometrelik kuyruklar oluştuğu yolundaki haberlerin geldiğini anlattı ve Maliye Bakanıyla birlikte yaptıklan bir araştırmada, ortada büyük ölçüde bir sorun bulunmadığının anlaşıldığım bildirdi. Veysel Atasoy, savaşın bugünkü şiddetiyle surmeyeceğini ve olayın çözümünün bir yolunun da bulunabileceğini bildirdi. Ağn ve Mardin valiliklerinden edinilen bilgilerde, sınır kapılanmn açık olduğu, ancak T1R trafiğinin eski yoğunluğu ile sürmediği belirlendi. İran'a transit yük taşıyan Türk şoförlerinin can ve mal guvenliklerinin sağlanması konusu, dün Ağn Valiliği ve Iran'm sınır vilayetleri yetkililerinin katıldığı bir toplantıda görüşüldü. Toplantıda, surucülerin İran'da karşılaştıkları çeşitli sorunlann yani sıra sınır ticareti konusu da ele alındı. (Baştarafı 1. Sayfada) 29. maddesine dayanılarak uygun bulunmuştur. Bu karan Maliye ve Gümrük Bakanı yürüiür. 19.3.1985" deniliyor. 55 bankacıdan Bu tür üçlü kararnamelerin Resmi Gazete'de yayım zorunluluğu bulunmuyor. Dün mahkemeye sunulan uçlü kararnameler de Resmi Gazete'de yayımlanmadı. Delillerin tartışılması sırasında Hazine avukatı Tayfur Kaya'nın bütun davahlann aynı sorumlulukta olduklannı söylemesi üzerine söz alan Av. Oguz tğmegün, "Sayın Hazine avukatı, bütün davalılann eşit sorumlulukları olduğunu söylüyor. Ancak Oramiral Hilmi Fırat aleyhindeki davanın geri alınmasına karar vermişlerdir. Bu durumda belki eylemleri nedeniyle davalanndan vazgeçilecek kimseler de bulunur" dedi. Davalı avukatlanndan Sadun Erdemir de. "Müvekkillerimiz hakkında hangi eylemleri nedeniyle dava açıldıgı belirtilmemiştir. Bu konunun belirtilmesi gerekir. Ama bu davanın bir özelligi varsa onu bilmem" diye konuştu. Bu sözler üzerine Yargıç Hulusi Gürbüz, "Hiçbir davanın özelligi olamaz. Bunu bilmenizi isterim" dedi. Savunma avukatlan her üç banka ile ilgili duruşmada davanın yanlış açıldığını ve düşmesi gerektiğini söylediler. Savunma avukatlan Başbakanhk Hazine ve Dış Ticaret Musteşarhğı'nın bu davayı açmaya yetkisi olmadığını, davanın bizzat Başbakan veya Maliye Bakanı'nca açılabileceğini belirttiler. Mahkeme, davalı sayısının ve 'belgelerin çok fazla olması nedeniyle aldığı ara kararı gereğince duruşmalara "sözlü yargılama usulü" yerine "yazılı yargılama usulü" ile devam edilmesine karar verdi. 250 bin ton 42 yıllık yasa uygulandı Haber Merkezi Üç banka sorumlulan hakkında dün başlayan duruşma hazine avukatlarınm sunduğu üçlü kararnamede belirtilen 4353 sayılı kanun, "Maliye Vekaleti Başhukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolannda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun" başlığını, 18 Ocak 1943 tarihini taşıyor ve 1978 tarıhli bir eki bulunuyor. Kanunun 29. maddesi şöyle: "Madde: 29 Devlet Şurası (Danıştay) kararıyla vazgeçme: Miktar ve değeri 10 bin lirayı geçen dava ve icra takiplerinden ve aleyhte neticelenenlerin yüksek dereceli mercilerce tetkikini istemekten vazgeçilmesi Devlet Şurasınm muvafık mütalaası üzerine Maliye Vekaletince kararname alınmasına bağlıdır. (Not: Parasal sınırlar, günün koşuilarına uygun bir biçimde Bütçe Kanunlan ile belli edileceği 31 Ekim 1978 tarıhli kanun hükmünde kararnamenin 17. maddesinin I/C fıkrasıyla saptanmıştır.)" Pamukbank, Mimar Sinan Üniversitesi ve İstanbul Resim ve Heykei Müzesi işbiıiiğiyle İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Bedrettin Dalan'ın himayelerinde RESİMDE İS1ANBUL 28 Şubat 27 Mart 1985 (İstanbul Resim ve Heykei Müzesi) Sofya için destek (Baştarafı I. Sayfada) önemle vurgulayıp önümüzdeki sonbaharda toplanacak Islam Konferansı Dışişleri Bakanlan toplantısında Bulgaristan Müslüman Turk azınhğının durumunun konferans gündemine konulması sözü verdiğini belirtti. Pirzade, ayrıca önümüzdeki aylarda toplanacak olan Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanlığını yaptığı Islam Iktisat \e Ticaret Daimi Komitesi toplantısında Bulgaristan'daki Müslüman Türklerin gündeme gelebileceğini ifade etti. Başbakan Özal, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada Pirzade ile İslam Konferansıyla ilgili konular ve IranIrak savaşı üzerinde durduklarını söyledi. Bu arada Pirzade, görüşme sırasında, Türkiye'nin Islam Konferansı'na olan aidatım ödemediğini anımsattı ve Türkiye'nin 280 bin dolar olan borcu ile geçen yıldan devreden aidat borçlannın bir an önce ödenmesini Özal'dan istedi. Özal, daha sonra Türkiye'nin Cidde Büyükelçiliği'ni ziyaret etti. Kral Fahd'ın oğlu Mekke Emiri Macid tarafından verilen öğle yemeğine katıldı. Özal akşam da Medine'ye geçti. Medine"de Hazreti Peygamberin kabrinin bulunduğu camii ziyaret eden Özal ve beraberindekiler bugün yurda donüyorlar. SE R G İ S İ OÇTUt&fkfifĞf* ORMANGÖLKAR Pamukbank, . yüzyılların rrçirası istanbul'un korunması ve daha çağdaş bir İstanbul yaratılmaşı için bir dizi faaliyet başlattı. Bunlardan ilki, "Resimde İstanbul" sergisidir. Özel ve resmi koleksiyonlardan, İstanbul Resim ve Heykei Müzesi'nden 150'ye yakın İstanbul resmi bu sergide yer almaktadır. Şeker Ahmet Paşa'dan Ayvazovski'ye Hoca Ali Rıza'dan Zonaro'ya, Hikmet Onat'tan Çallı'ya İstanbul'dan etkilenmiş.eserlerinde İstanbul'u yansıtmış yerli ve yabancı ressamların İstanbul resimlerini mutlaka görün. Pamukbank, sizi bu sergiye davet ediyor. DİSKOTEK BES ÇAYI SKİLİFTLER KAPALI YÜZME HAVUZU TAM PANSİYON Her Perşembe, Cuma ve Pazar Kesin hareket KORU OTELİ KARTALKAYA TURBAN (Baştarafı 1. Sayfada) "karambol" havası yarattı. Kuyumcular, fiyatlann ne zaman duşeceğini kestiremedikleri için alış fiyatını düşük tutarak "temkinli" davranmaya çalıştılar. Bu belirsiz ortam öğle saatlerine doğru dağılmaya ve fiyatlar düşerek oturmaya başladı. Cumhuriyet altını akşam saatlerinde 3300033200 liradan ahmp satıldı. Külçe altın da benzer bir gelişme gösterdi. Bir ara 5500 lira sınırını da aşan külçe altın daha sonra 51005200 liradan işlem gördü. ABD'deki bankalar bunalımı altın piyasalannı canlandınrken, doları düşürücü yönde etkili oluyor. Geçen haftalarda 3.5 Alman Markı sınırına kadar dayanmış olan doların, bu haftanın ilk iki günü önemli bir değer kaybına uğradığı bildiriliyor. Altın TOTELİ REZERVASYON İÇİN TAM YETKİLİ A 1001 PAMUKBANK turizm Barbaros Bulvarı 35 Beşiktaş 1611074 1618226 Altıyol, Sevimli işhanı Kadıköy33616601612281 ORTUB İLE GEÇEN T/ İLLER KALICIDtB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle