Katalog

10 MART 1985 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Ozetle Vietnam, Çin'i suçladı Vietnam, Çin 7 yoğun topçu ateşinde bulunmakla ve Vietnam sınır bölgesine saidın düzenlemekle suçladı. Vietnam Haber Ajansı (A VI) Çin saldınsına, "gereken karşıhğm derhal verildiğmi" •e saldınmn püskürtüldüğünu ifade etti. A VI saidın sırasmda 'Ha Tuyen' eyaletinde yerlesim birimlerine 20'sinden fazla Çin obüs mermisi düstüpinü kaydetti ve Vietnam birliklerinin Çin kuvvetlerine 'ağır kaytp' verdirdiği iddiasmda bulundu. (a.a.) Körfez'de çılgınlık Irak uçaklarının dünkü bombardımanında 200 kişi öldü, 500 kişi de yaralandı. Dezful kentine atılan 12 füze büyük yıkıma yol açtı. Dış Haberler Servisi Körfez Savaşı'nda sivil yerleşim bölgelerinin bombalanması, topyekun imha savaşına dönüşüyor. Irak uçaklarının önceki gün beş Iran kentine yaptıklan ve yüzJerce kişinin öldüğü saldınlardan sonra dün de Irak jetleri altı îran kentini bombaladılar. Iran'ın İRNA Ajansı, dükü bombardımanlarda en az 200 kişinin öldüğünü, 500 kişinin de yaralandığını bildirdi. Iran topçusu ise misilleme olarak Irak'ın Basra kentini yoğun biçimde dövdii. "İRNA" Ajansı, Irak'ın Hürremabad, Dezful ve Abadan kentlerinin yanısıra, üç sınır kentini daha bombaladığını ve Irak'ın bu saldırüannın karşılıksız bırakılmayacağını belirtti. BASRA BOŞALHLIYOR Basra'nın dün îran topçusunun yoğun ateşi altına girmesi üzerine, Irak hükümeti kentte bulunan yabancı işçi ve teknisyenlerden kısa süre içinde kenti terketmeye hazır olmalanru istedi. Basra kenti halkının da, Îran topçu menzilinin dışına çıkmak için kentten ayrılmakta olduğu haber verüdi. Iran, aylardır kayda değer bir operasyonda yer almayan hava kuvvetlerini kullanarak dün üç Irak kasabasında bulunan ekonomik ve askeri hedefleri bombaladı. İRNA'nın duyurduğu Iran Genelkurmay bildirisinde, 10 İran bombardıman uçağının merkez cephedeki Kanakin kasabasında bir petrol rafinerisini ve Irak mevzilerini bombaladığı duyuruldu. Aynca güneyde de El Garbi ve Ali El Şarki kasabalarında "önemli tesislerin" ağır hasara uğratıldığı belirtildi. Irak Genelkurmayı ise Îran hava akınının geri püskürtüldüğünu ve bir Îran uçağının düşurüldüğunü ileri surdü. tran bildirisinde, tüm Îran uçaklannın yara almadan geri dondüğu iddia edildi. Irak'ın ilk saJdınsında dün sabaha karşı Dezful kentine 12 roket atıldı. Buyük yıkıma yol açan bu saldırıda en az 19 kişinin öldüğü, 80 kişinin yaralandığı belirlendi. Hürremabad kentine atılan 4 Irak fuzesi ise 110 kişinin ölümüne ve 500'den fazla kişinin yaralanmasına yol açarak, şimdiye kadarki sayılı sivil katliamlanndan birini oluşturdu. Iran, Irak saldınlarına misilleme olarak Şiilerin çoğunlukta bulunduğu Kerbela, Necef, Karemiye ve Samerra dışında tüm Irak kentlerine saldırılar düzenleyeceğini açıkladı. SONV GELMEYEN SA VAŞ tranIrak savaşı 4,5 yıldır sürüyor. Bunalım, yüzyılımızın en uzun savası olma yolunda. Buna rağmen biteceğine iliskin hiçbir belirti yok. Bu sonu gelmeyen savasta iki ülkeden ölen ve yaralananların sayısı 1 milyona yaklaştı. Savas, iki ülkenin de ekonomisini çökme noktasma Insanlann öldüğü, kentlerin yerle bir edildiği bu savaşta en büyük kazancı l sağlayanlar ise kuşkusuz silah tüccarlan. Irak, 6 Iran kentini daha bombaladı. Iran Basra'yı dövüyor "Içişleri" SAMİM LÜTFÜ Çeşitli güvenilir kaynaklardan gelen haberlerin bildırdiklerine göre, Bulgaristan'da Türk asıllılara karşı girişilen baskılar sürmekte. Bu arada Ankara da soruna, Bulgaristan'ın egemenlik hakkına saygı göstererek çözüm bulma girişjmlenni, dikkatli bir soğukkanlılıkla sürdürmekte. Basın olarak, gerçekten gerek Bulgaristan'dakı Türk asıllı Bulgar uyruklu 1 milyon insanın bugünleri ve gelecekleri, gerek iki dost ülkenin ilışkileri açısından son derece nazık olan konunun, her türlü kışkırtıcılıktan uzak bir soğukkanlılıkla ele alınması zomnluluğunun da sanırız çoğunluk bilincinde. Yine sanırız ki, hiç kimse olaya ayrılıkçı bir akım yaratmak amacıyla yaklaşmadı. Günümüz dünyasında Korsika'dan, Bask ülkesine, oradan Afrika'ya değin uzanan ayrılıkçı, etnik hareketlerin, insan haklarına da, dünya barışına da olumlu katkıda bulunacak nitelikte olduklan söylenemez. Haritaları yeni baştan çızmeye yönelik eylem ve akımlar hiçbir yerde, art niyetli politik hesapların dışında destek bulmuyor. Bulgaristan'dakı olayın da böyle bir boyutu yoktur, üstelik böyle bir yöne kayabileceğine değgin en ufak bir belirti de söz konusu değildir. Türkiye'nin de böyle bir gelişmeyi desteklemesi şöyle dursun, hiç mi hiç istemeyeceğini de cümle âlem bilir. Biz burada sorunun bu noktaya nasıl geldiği ya da nasıl çözüleceğı veya Türkiye Bulgaristan ilişkilerınin geleceği üzerinde duracak değiliz. Temennimiz sorunun bir an önce, hakça, insanca bir çözüme ulaşması, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki iyi komşuluk ve dostluk ilişkılerinin de, her alanda daha da gelişip pekışerek sürmesidir. Ancak buraya kadar söylediklerimiz çok önemli bir noktayı gözden kaçırmamıza da neden olmamalıdır. Sofya'nın, Ankara'nın "sorunun gerektiğinde iki ülkenin dışişleri bakanları arasında yeni bir göç anlaşması çerçevesinde görüşülmesini de" içeren notasına verdiği yanıt ve sonrasındaki tutumunda sık sık ileri sürdüğü ana görüş her türlü dayanaktan yoksundur. Sofya, son olaylarla ilgili olarak, "Bu bizim iç ışimizdir" diyor. Olmaz öyle şey!.. Yirminci yüzyılın dördüncü çeyreğınde hicbır devlet isterse kendı uyruklarına karşı olsun, ınsan haklarını çiğneyip, sonra da "Bu benim iç işimdir, kimse karışmasın!" dıyemez. Bugün insanlar, nerede olursa olsun, insan haklarının çiğnenmesıne karşı çıkıyorlar. Herkes Şili'de Pinochet'nin insan haklarını ayaklar altına alması karşısında nefret ve tiksinti duyuyor. Kampuçya'da Kızıl Kmerlerin cinayetleri de benzen duygularla karşıianmıştı. O sıralarda Pınochet gibi Kızıl Kmerler de "Bu bizim iç ışimizdir!" diyorlardı. Kim Kızıl Kmerler'in cinayetlerıni Kampuçya'nın bir "içişi" olarak kabul edebılır? Acaba Sofya bu konuda ne düşünür? İkinci Dünya Savaşf nın temelinde, Hitler faşizmı yatar. İnsanlığın şimdiye dek gördüğü en büyük felaket olan 2. Dünya Savaşf mn nazızmin hiçbir ınsancıl değeri tanımayan, onların hepsıni ayaklar altına alan tutumunun yol açtığını görenler, bir daha böyle felaketler yaşanmasın diye Birleşmiş Mılletler'i kurarken, bu örgüte üye olanların da tüm ortak insancıl değer ve temel insan haklarını içeren Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildırgesi'ni imzalamasını istemışlerdır. O bildiri bir dünya anayasasının en değışmez değerlerı içeren çekırdeğidir. Artık çağımız dünyasında hiçbir devlet, hiçbir yönetici, insan haklarını çiğneyip, sonra da "Bu benim iç işimdir, buna kimse kanşamaz!" diyemez. insan haklarını fütursuzca ayaklar altına almış olanların bir bölümüne hiçbir şekilde yaptmm uygulanmamış olması böyle bir davranışa yasallık ve haklılık kazandıramaz. Bu gerçek ABD için de geçerlidir, SSCB için de, Fransa, İngiJtere için de... Türkiye için de... Bulgaristan için de... Bu yüzdendir ki komşumuz, son olayların Türkiye'de olduğu kadar, dünyanın başka ülkelerinde de tepki uyandırması karşısında sinirlenip, hırçınlaşmamalıdır. Hiç kuşkusuz, zaman zaman tepki gösterenler arasında, insan haklarının dünyanın belirli bölgelerınde, bazı ülkelerinde çiğnenmesinı görmezlikten gelmiş olduklan halde, bu kez Bulgaristan'dakı olayları, ideolojik ya da politik nedenlehe öne çıkaranlar da olacaktır, bu tür davranışlara daha önce ve daha başka ülkelerde de rastlanmıştır. Ama komşumuz bu tür art nıyetli davranışlara bakarak, içten ve haklı tepkileri de görmezlikten gelmemelidır. İnsan haklarını fütursuzca çiğneyen davranışın sonunun birgün nereye varacağının tarihte çok acı bir şekilde görülmüş olması, tüm insanlara "insan hakları" sorununun da ne denli yaşamsal olduğunu kanıtlamıştır. Bu yüzdendir ki günümüz ınsanlık ailesi, barıştan ve daha güzel yarınlardan yana olanlar başta olmak üzere. dünyanın dört bir yanında elinden geldiğince insan haklarının izleyicisi ve koruyucusudur. Fransa ve sömürgecilik Fransa 'nın Yeni Kaledonya takım adalanndaki bağımsızhk hareketini bastırabilmek için çağdışı sömürgecilik yöntemleri uygulamaya başladığı Ueri sürüldü. Yeni Kaledonya Llusal Kurtulus Hareketi söıcüsü ve Kanak Hükümeti Maliye Bakanı Yevinibu konuda yaptığı açıklamada, Fransız askeri birliklerinin Theo kabilesinin yaşadığı köylere yaptığı baskınlarda süahsız insanlara acımasız bir devlet terörii uyguladığım, kadın ve çocuklara iskence yaptığını ve kabile köylerini talan ettiğini belirterek, Fransız askerlerinin bu uygulamasını çağdışı bir sömürgecilik yöntemi olarak nitelendirdi. (ANKA) Kipriyanu'nun ikinci bir zirve için öne sürdügti şart: Castro, borç ve devrim Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, Latin Amerika ülkelerinin Batıya olan borçlannın, Batının bu ülkelere karşı izlediği politikayı değistirmediği sürece, devrimlere yol açcabileceğini iddia etti. Castro, "Eğer emperyalist ülkeler bu borçların ve faizlerinin ödenmesini ısrarla istemekte devam ederlerse, Latin Amerika toplumlan dayanamaz, patlar" dedi. (a.a.) Denktaş seçimden vazgeçsin Kıbrıs Rum lideri Londra'da yaptığı açıklamada aynca New York zirvesindeki önerilere sadık kalınmasım istedi. LONDRA, (a.a.) Kıbrıs Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu, lngiltere Başbakanı ile yaptığı görüşmede, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile ikinci bir zirve toplantısı yapmak için iki koşul öne sürdü. Kipriyanu, Başbakan Thatcher ile önceki akşam yaptığı bir saat süren görüşme sırasında, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 23 haziranda Kuzey Kıbrıs'ta bir genel seçim yapılması planından vazgeçmesi ve New York zirvesindeki önerilere sadık kalması halinde ikinci bir zirve görüşmesi yapmaya hazır olduğunu söyledi. Edinilen bilgiye göre, Kıbrıs Rum Lideri Spiros Kipriyanu, Başbakan Thatcher'dan, Ingiltere'nin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a baskı yaparak genel seçim planından vazgeçirmeye çalışmasını istedi. Başbakanlığa yakın kaynaklar, Thatcher'in, bu konuda Ingiltere'nin tarafsız olduğunu belirttiğini kaydettiler. Başbakanlık basın merkezinden yapılan açıklamada, Thatcher'in Kipriyanu'ya, birleşik bir Kıbrıs görmekten yana olduklannı ve genel sekreterin banş planını sonuna kadar desteklediklerini söylediği bildirildi. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu, New York zirve görüşmelerinden önce Londra'ya giderek, 14 ocak tarihinde Başbakan Thatcher ile bir görüşme daha yapmıştı. ö t e yandan Kıbns Rum toplumunun ana muhalefet lideri Glafkos Klerides, Kıbrıs sonınunun savaş yoluyla ya da sorunu uluslararası alana itmekle çözümlenemeyeceğini söyledi. Atina'da Parvasos Kulübü'nde önceki gün kalabalık bir dinleyici topluluğuna hitap eden Klerides, Kıbrıs sorununun çözümü için tek yolun görüşme olduğunu bildirdi. Kledires, görüşme yöntemi ile Kıbrıs sorununa federal bir çözüm bulanabileceğini bu çözümle de Ada'nın bağımsızhk, egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunup, Türk birliklerinin Ada'dan çekilmiş olacağını öne sürdü. Reagan: Anlaşmak için elden gelen her şeyi yapacağız Dış Haberier Servisi ABD ve Sovyetler Birliği arasında iki yıllık bir aradan sonra başlayacak silahsızlanma görüşmelerine iki gün kala iki ülke heyetleri görüşmelerin yapılacağı Isviçre'nin Cenevre kentine geldi. îki ülke Dışişleri Bakanları Andrei Gromiko ve George Shultz arasında 78 ocak tarihinde Cenevre'de yapılan görüşmede alman karar uyarınca, heyetler, "orta menzilli nükleer fiizeler, yerden havaya aleşlenen silah lar, ABD'nin Batı Avrupa'ya yerleştirdiği nükleer başlıklı Pershing ve Cnıise füzeleri ile uza> silahlannın karşılıklı olarak azaltılması" konusunu görüşecek. ABD Başkanı Ronald Reagan gorüşmelere ilişkin yaptığı açıklamada "Cenevre'de zor ve uzun günlerin yaşanacagım" söyleyerek "silabsızianma görüşmeierinin başarıya ulaşması için ellerinden geleni yapacaklanm" ve "Sovyet yönetiminden de aynı şeyi beklediğini" söyledi. Âfganistan 'da yeni Sovyet operasyonu Âfganistan 'daki Babrak Karmal hükümetine karşı mucadele eden gerillalar ile Sovyet askerleri arasında, Pakistan smırına 45 kilometre uzaktiktaki bir bölgede geniş çaplı çarpışmalar meydana geldi. Güvenilir kaynaklara göre, Afganistan'ın güneydoğusundaki Sovyet birlikleri Pakistan sınırı yakınmdaki cepheye doğru ilerlemeye başladı. Sovyet ve Âfganistan askerleri, bölgenin ikinci büyük kenti Kandahar ile Pakistan'm sınır kasabası Chaman arasındaki Argistan eyaletinde bir dizi güvenlik karargâhlan oluşturdular. (THA) Binlerce Şii, "Amerika ve İsraiVe ölüm" diye bağırdı Dış Haberier Servisi Gobeyri adlı Şii mahallesindeki bir camiye yapılan bombalı saldırıda ölenlerin sayısı 75'e yükselirken, katliamın kurbanları için yapılan cenaze töreninde binlerce Şii "Amerika'ya ölüm, tsrail'e ölüm" diye bağırdı. Katliamdan dolayı lsrail'i suçlayan göstericiler kara giysiler içinde yurürken, EM£L hareketinin silahh militanlarının göste Beyrut'ta 75 kıırban için yas ride yer aldığı dikkati çekti. Gösteriye, Şii siyasal hareketleri içindeki en radikal alamları çatısmda barındıran "Hizbullah"ın lideri olduğu ileri sürulen Şeyh Muhamraed Huseyin Fadlallah önderlik etti. Fadlallah'ın evi, bombanm patladığı yerden yaklaşık 20 metre uzakta bulunuyor. saldırıda ölenlerin 30 kadan toplu olarak gömülürken, bazıları ayn olarak gömuldu. Guney Lübnan'da, İsrail işgal bolgesinin sınırını oluşturan Litani ırmağı üzerindeki Nasmiye köprüsünde meydana gelen bir gerilla saldırısında beş Israil askeri yaralandı. Beyrut'un kuzeydoğusundaki Bificaya banliyösünde ise Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Abdiilhalim Haddam, Lübnan'ın Müslüman ve Hıristiyan liderleri ile toplantı yaptı. IÇ ÇAMAŞIRI • GECELIK SABAHLIK • PIJAMA • ÇORAP • MAYO • BORNOZ • HAVLU • ÇARŞAF • NEVRESIM • IŞLEME • DANTEL • TERLIK ÇANTA • EŞARP • ÖRGÜ YÜNLERI • PARFÜMERİ • MUTFAK AKSESUARLARI • MASAJ ALETLERI • MASA ORTÜSÜ • TIBBİ GEREÇLER BİJUTERİ • KOZMETIK ÜRÜNLERİ • KEMER IÇ ÇAMASIRI ve KADIN IHTIYAÇLARI FUARI 37 NISAN 1985 ETAP MARMARA OTELI TUYAP TICARET MERKEZİ İPLİK • ÖRGÜ YÜNLERI • BOYA • BASKI • KUMAŞ • IŞLEME • DAR DOKUMA • TELA • VATKA • FERMUAR • ETIKET • ÇITÇIT • DÜĞME YAKA • POŞET • ASKI • ŞAPKA • ELDIVEN • ÇORAP • ŞEMSIYE • AYAKKABI • ÇANTA • KEMER • BİJUTERİ • MAKÎNALAR TEKSTIL YAN SANAYI URUNLERI SERGISI 1518 MAYIS 1985 ETAP MARMARA OTELİ TÜYAP TİCARET MERKEZİ FüGOR) FUARCILIK MODA GÖSTERİLERİ ORGANİZASYON HİZMETLERİ TİC A.S. T l 1463259 e