Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER baba evlat arasında bulunması gereken mesafe her zaman korunurdu. Zaman geçti, ben de kendi oğullarımla aynı terbiye sistemini uyguladım ve iyi sonuç aldım. Ne yazık ki, günümüzde en çirkin küfürleri konuklar yanında savuran küçücük yavrusu ile övünen, 1415 yaşındaki oğlu ile kadeh tokuşturan, ya da otomobilinin anahtarını ona vererek oğlunun ehliyetsiz araba kullanmasını bir beceri olarak övünç vesilesi yapan babalara rastladım. Ve yine ne yazık ki, 182Oyaşına gelmiş delikanlı evlatlanna karşı çok anlayışsız davranan ana babalar (özellikle babalar) gördüm. Bunlar, öfkelenince oğullarına en ağır küfürleri savurarak kabalık örneği veriyor, akşam yedi buçuktan sonra eve geleni "Defol git, başının çaresine bak" diyerek evden kovuyordu. Kendi soyadını taşıyan yavrusunu, bugünkü toplumsal ortamda, hangi tuzak ve tehlikelerin beklediğini düşünemiyordu öfkesinden. Eğer yumuşak yürekli anne araya girerse, bunca yülık aile yuvası gereksiz yere yıkılma tehlikesiyle karşılaşıyordu. Kendisi çocukken annesinin yumuşak yürekli oldugunu unutuyor nedense bazı babalar. • •• Gençlik konusunda düşünce üretirken, kendi ergenlik çağındaki kabına sığmazlığımı, her şeyde "En iyi ve en doğnıyu ben bilirim"ciliğimi, kimi olaylarda büyüklerin suskunlukları karşısında hoşgörüsüzlüğümü ve haksızlıklara, ya da haksızlık olduğunu sandığım olaylara karşı başkaldıncılığımı, çıkış noktası olarak alırım hep. Çünkü ister öğretmen, memur, yargıç gibi kamu görevlilerinin, ister, başta ana baba olmak üzere, aile görevlilerinin gençler karşısında tavır ahrken insaf ve adalet sınırlannı aşmamalan için geriye dönüp kendi gençlik çağlarındaki davranışlarım ammsamalan gerektiği kanısını taşırım. Bu demek değildir ki, kendi gençliğimizde yaptığımız herhangi kötü bir iş veya davranışm tıpkısını yapan gençleri hemen bağrımıza basıp koruyalım!.. Ha y l r! Ama şunu düşünmemiz gerekir: Biz gençlik çağındaki bir davranışımızın kötü olduğu bilincine acaba kaç yü sonra, hangi yaşta ulaştık? Eğer namuslu bir duyunç (vicdan) hesaplaşması yaparsak, o bilince gercekten varıp varmadığımızı, eğer varmışsak hangi yaşta vardığımızı pekâlâ saptayabilıriz. O zaman bugün bize kötü gelen bir davranışta bulunan gence bir ceza, bir yaptınm uygularken daha yansız, daha hoşgörülü olmak kolaylaşır. Bunian yazarken, günümüzde şu ya da bu nedenle dört duvar arasında bulunan gençlerden çogunun vaktiyle kendi evinde ana ve babası ile diyalog kurma, arkadaş olma, onlardan şefkat görme olanağından yoksun kalmışlardan oluştuğunu düşünerek hem onlar, hem ana • babalar, hem de ülkemiz hesabına büyük üzüntü duyuyor ve bu gibiler için af mekanizmasınm tez zamanda gündeme getirilmesini zonınlu göniyorum. 10 MART 1985 lannı ışıklandıran Halkevleri ile Halkodalarını da kapatıp, kitaplıklarını, işlik ve dersliklerini darmadağın ederek, Atatürk'Un başlattığı toplumca aydınlanma HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU dönemini yeniden karanlığa bürüdüler. Ülkemizde demokratik ömrünün kırk yılı aşkın bir rimli ve üretici duruma getir bandolannı, kimi yerde Halkeyaşamm bir türlü rayına oturasüresini görev gereği üniver mek, devletimizin baş görevi ol vi orkestralannı oluştururlar, site gençliği arasında geçirmiş, malıdır. kendilerinin rol aldığı herkese mamasının önemli nedenlerinden biri, Atatürk'ün, Türk halonlarla "haşır neşir" olmuş Anayasa'nın 58. maddesinin açık tiyatro oyunlan düzenlerler, emekli bir öğretim üyesinin, için birinci fıkrasında da şu kurala belirli zamanlarda Halkevi sa kma, Türk kültürünün gelişmesine yönelik girişim ve kurumlade bulunduğumuz şu gençlik yı yer verilmiştir: lonlannda verilen konferanslan rının birer birer hem de "Atalında kendine göre bir diyeceği "Devlet, istiklâl ve cumhuri dinlerler, politika alanında da türk ilke ve inkılaplarını olmalıdır, düşüncesiyle kalemi yetimizin emanet edildigi genç yavaş yavaş bilgi ve deneyim sakoruyacağız" diye bağıra bağıelime aldım. lerin, miispet ilmin ışıgında, hibi olurlardı. O zamanki devlet ra yok edilmesi, buna karşüık, önce "Vatan Ana" Ue "Dev Atatürk ilke ve inkılapları doğ büyüklerinin düşüncesine göre, sayüan gittikçe çoğaltılan Imam let Baba"nın gençlerle ilgili raltusunda ve devletin ülkesi ve mademki bağıınsızlık ve cumhuHatip okullannda ve gizlileriyle AnayasaJ görevlerine bir göz ata milleti ile bölünmez bütünlügü riyetimizi koruma görevi gençlibirlikte on binleri çoktan aşan lım. 1982 Anayasası, 42. madde nü ottadan kaidınnayı amaç edi ğe emanet edilmiştir, o halde Kuran Kursları'nda körpe çosinde dolaylı olarak 58. madde nen gönişlere karşı yetişme ve onun bilgi ve görgü dağannı, ercuklarımıza "şeriat" öğretimi ken yaşlardan başlayarak politik sinde de doğrudan doğnıya bu gelişmelerini saglayıcı tedbirleri yaptınlması, şeriat biüncinin aşıve eİconomik konularda zengingörevleri düzenlemiş bülunmak alır." lanmasıdır. Bu yöntemle aşılaleştirmek gerekir. Zira "istiklâl tadır. 42. maddenin yedinci fıkŞunu hemen not edeyim ki, nanlarda çok yönlü düşünce gerası şöyle diyor: "devletin bülünlügünü ortadan ve cumhuriyeti" korumak delişemez. Demokrasi ise çoğu kez "Devlet, maddi imkânlardan kaldırmayı amaç edinmek" va mek, sadece savaş zamanlannda kâğıt üzerinde kalan Anayasasilahı omzuna ahp düşmana karyoksun başanlı ögrencilerin, ög tan hayınlığı suçunu oluştunır ve larla değil çok yönlü, düşünme renimlerini sürdurebilraeleri ceza hukukunu ilgilendirir. Ak şı koymak demek değildir. Buamacıyta burslar ve başka > ollar lı başında Türk gençleri bu yola günün genci ister istemez ya yeteneğine sahip olan, hoşgörülü kafalarla oluşur ve yerleşir. bı getckli yardımlan yapar. Dev sapmazlar; sapmamalan da en nnın yöneticisi olacağına göre, Hele YÖK'ün sivil üniversite yaonun politika ve ekonomi konulet, durumlan sebcbiyle özeJ egi büyük dileğimizdir. şamında gerçekleştirmeye çalıştime ihtiyacı olanlan topluma Bu noktayı böylece not ettik lannda şimdiden yetişmeye baş tığı askeri disiplin uygulaması ile yarartı kılacak tedbirleri atar." ten sonra yeniden 58. maddeye laması zonınJudur. Ben kırk yıl demokratik kafa taşıyan gençler lık öğretim üyeliği yaşamunda Bu maddenin temel amacı, gelelim. Bu fıkrada bagımsızlık hiç yetişemez. her öğrenim aşamasındaki genç ve cumhuriyetimizi Türk gençli öğrencilerime hep gazete okumayı, iç ve dış olaylar üzerinde ler arasında fırsat eşitliğini sağ gine emanet eden Atatürk dile güncel bilgi sahibi olmayı ve bu lamaktır. Bunu gerçekleştirmek getiriliyor. Ne var ki, büyük Azıcık da ana babalann genç olaylan kendilerine göre yorumdevletin görevidir. Heie şimdi, Ata'nın 1927'de bu "emanet" yavrulan karşısındaki tutum ve üniversite öğretimi paralı dura olgusunu açıkladıgı Büyük Söy layıp değerlendirmeyi öğütlemi davranışlanndan söz edelim: Bama getirilince, bu maddenin lev'ini okuduğu dönemde ülke şimdir. Kitaplıklarında bütün bam, daha 89 yaşımdan başlaÖnemi daha da büyümektedir. nin her il ve ilçesinde Halkevle gazeteleri bulunduran Halkevleri yarak benimle büyük bir arkaHatırlı kişilere çok geniş kredi ri, ya da Halkodalan vardı. gençlerin politika alanında yetişdaş gibi diyalog kurmuştu. Çoler açarak onlan birkaç yıl gibi Gençlerimiz okul veya üniversi mesi görevini, bir ölçüde, yerirum tdadisi'nde (ortaokulunda) ne getiren kunıluşlardı. çok kısa sürelerde milyarderler teden artan zamanlarını kahve tarih coğrafya öğıetmenim, evin listesine katan "Devlet Baba" köşelerinde harcamazlar. HalNe yazık ki, halkın uyanma içindeyse benden 45 yaş büyük nın, yoksul öğrenci evlatlanna kevleri kitaplıklarında kitap sını kendi çıkarlanna aykın bu aile başkanı olduğu halde, ev, aişimdikinden daha çok olanaklar okuyarak kültürlerini genişletir lanlar, kırsaJ bölgeler insanını le, ülke, savaş gibi her konuda sağlayarak ulkemizdeki zekâ po ler, ya da özel görevlilerin gözeaydınlatan Köy Enstitülerini ol görüşürdü benimle. Ama bu artansiyelini, fire venneden, ve timinde müzik öğrenip Halkevi duğu gibi, kent ve kasaba insankadaşhkta lâubalüiğe yer yoktu; Gençler ve Ana Babalar PENCERE Kula Kulluk Etmeden... VVilliam Shakespeare yaşadı mı? Söylendiğine göre 1616'da Straford'da öldü, kentin kilisesine gömüldü. Kimi edebiyat tarihçileri de böyle bir adamın yaşamadığını; Francis Bacon'm "Sekspir" adtyla o güzelim oyunlan yazdığmı ileri sürüyorlar. Ama öyle de olsa, böyle de olsa Şekspir varlığım sürdürüyor, hayatımızı etkiliyor. Geçmiş yüzyıllardan bize kalan yapıtların kimi sahipleri bilinmeyenle çevrilmiştir. Nerede doğmuş, nasıl yaşamış, doğum yılı, ölüm yılı? Ansiklopedilerde böyle yazarların ve ozanların doğum ve ölüm yıllarını belirtirken yanına soru işareti konur. Ömer Hayyam da yaşamı iyice bilinmeyenlerdendir; hangi yılda öldüğü saptanamamıştır. Nasıl yaşadı Hayyam? • A. Kadir'in ne zaman doğduğu, nasıl yaşadığı biliniyordu. Bu yazıya başlamadan önce Şükran Kurdakul'un "Şairler ve Yazariar Sözluğü"nü açıp baktım. A. Kadir'in adının yanında şöyle yazıyordu: ıir (1917) lüm yılı açıktı şairin... Artık o yere yazabiliriz: 1985 ocak ayının 1 mart günü saat 09.20. O aün akşam haberlerinde TV'nin birkaç tümceyle olsun A. Kadir in ölüm haberini Türk ulusuna duyurmasını bekledim; ses çıkmadı. Gece haberlerinde de devletin TRT'si yine bilinçli bir sessizlik içindeydi. TRT, A. Kadir'in hem yaşadığını yadsıyordu, hem ölümünü; hem kendi kendisini akJatıyordu, hem Türk ulusunu aldatmaya çalışıyordu. • Oünyanın dört ikliminde doğan nice insan gibi Türk çocuğu da uygartığın büyük yapıtlarından haberli olmak zorundadtr. Sözgelimı ne zaman yaşayıp öldüğü belirgin olmayan Homeros'u öğrenmek zorundayız. Homeros'un "İlyada" adlı destanından habersiz olan kişi, okul görmemiş demektir. Türk'ün Homeros'u bilmesinde, aynca zorunluk var Çünkü Çanakkale'nin birazcık ötesinde, bir yol sapağında sarı levha üzerinde yazar: Troya. Bizim yurdumuzun bir parçasıdır Troya; ve Homeros bu kentin çevresinde dönenen bir savaşın destanını yazmış Anadolulu ozandır. Oünya klasikleri arasında geçen bu başyaprtın 600 sayfalık Türkçe cevirisi, dilimizde bir güzellik anıttdır. llyada'nın kapağına baktığınızda iki ad görürsünüz: "Türkçesi: Azra Erhat A. Kadir" A. Kadir'in herşeyini bir yana bıraksak bile yalnız Türk edebiyat ve kültürüne bu hizmeti yeter. TRT adını söylemese de A. Kadir'in adını kuşaklar boyu anmak zorundayız. • Bırakahm Homeros'u, Ömer Hayyanfı alalım. Dünyanın dört iklimindeki bütün uygarlıklarda Hayyam'ı tanımak çağdaş insanlığın gereği sayılmaktadır. A. Kadir'in "6ugünün Diliyle Hayyam" adlı kitabı Say Yayınları'nda altıncı baskısını yaptı. Açıyorum kitabı, okuyorum. A. Kadir yazıyor: ' Çok çekmiş Hayyam yobazlardan, dar kafalı/ardan. Duzenbazlıklardan uzak, yalan doiandan uzak, düşmanlıklardan uzak bir yer aramış kendisine..." Nasıl? Hayyam diyor ki: "Bir ekmek kaptsı aç bana. Bir geçim yolu bulayım Kula kulluk etmeden." Kula kulluk etmeden yaşamak, çağımızın davasıdır, kavgasıdır, sorunudur, uğraşıdır. A. Kadir de şiirlerini bunun için yazdı, edebiyat tarihimize geçti, unutamayız onu... Kula kulluk ederek yaşamayi meslek belleyenler, bu yolda koltuklara tırmanmak için herşeyi göze alanlar, A. Kadir'i anlayamazlar, adını anamazlar. § EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL OKURLARDAN Müstakil mülkümün tapusunu alamıyorum Fatsa Uçesinin Yahköy kasabasında oturuyorum. Kasabamızda Tapu ve Kadastro, tapulâma yapmaktadır. Benim de kasaba merkeıinde ifraz tapulu 640 m' arsamla üzerinde bir evtm var. Bu mülkümü 1757 nolu parsel numarası ile üzerime yazdılar. Tapular verilirken benimkini vermediler. Sebebini araştırdım, bitişik araziye itiraz eden 14 kisinin ismini benim parseüme yazmiflar. îlgililere gittiğimde "itiraz et, komisyonda duzeltiriz, yanhşlık olmuş" dediler. Tapumun ve haritamın fotokopisini itiraz düekçeme iliftirerek Tapulâma Müdürlüğüne günii içindt verdim. Şimdi ise komisyon üyeleri beni ve bilirkisi heyetini çağırmadan başka mahallenin itirazı görüşülürken gerekçesiz olarak itirazımı reddetmişler. Müdür ve kontrol memuruna tekrar başvurduğumda "sen hakbsın, tapunun ifraz tapu ve haritanın geçerli oldugunu bilemedik" dediler. Fatsa Tapu ve Kadastro yetkilileri ifraz tapu ve haritanın ne oldugunu bilmiyorlar veya itiraz evraklarını okumak ve inceleme lütfunda bulunmuyorlar. Hiç gerekçesiz 21 senelik müstakil mülkümün tapusunu alamadım. Üstelik de itiraz etmedikleri halde parseüme uzaktan ve yakından hiç ilgisi bulunmayan 14 kişi ortak edilmiştir. Bunlann içinde Almanya'da, Nazilli'de ikametgâh edenler de var. Şu anda kendileri arsa ve evjme ortak olduklannı bümiyorlar. PAKtZE ER MERKEZ MAH. YALIKÖY/FATSA Kültür Bakanı'na Sesleniş... Sayın Taşçıoğlu, gazetelerde okudum. Eurovision sonuçları konusunda şöyle demişsiniz: "Kültür Bakanı olduk diye her şeyi bileceğiz demek değil." Doğru söze ne denir! Hep yazanm, Bakanlık gelip geçici bir görevdir. O koltukta otururken sanılır ki, bir daha oradan kalkılmayacak! Oysa ne Bakanlar geidi geçti, hepsi unutuldu, adlarını bile anımsayan yok. Ama o Bakanlann dönemindeki yanlış, çirkin işler bir türlü unutulmuyor? Kültür Bakanı herşeyi bilecek, anlayacak değil elbet. Ama bildiği şeyler de var. Hiç değilse onlan söylese!.. Hele sorarlarsa, açıklamasını isterlerse!.. Şu 'yasak kıtaplar' konusu gibi... Kaç kez yazdım, hiç ses çıkarmadınız. Susmak, benimsemektir. Sizden önceki dönemde Cihad Baban, İlhan Evliyaoğlu, Avni Akyol ve Ahmet Taner Kışlalı'nın dönemi Bakanlığın yayımladığı bir çok kitabın zararlı görülerek depolara kapatıldığını söylüyorsunuz. Bu kitapları aJmak isteyenlere 'buyrun alın' diyorsunuz. Sonra da ama sorarız, ne yapacaksın bu kitapları?' diye de ekliyorsunuz! Anlıyorum, sıkıntınız büyük. Başınıza dert oldu o şiir, öykü, deneme kitapları... Bir kurtulsanız huzura kavuşacaksınız? Hem Kültür Bakanı ol, hem de tanınmış Türk şairterinın, yazartarının kitaplannı 'zararlı' sayarak depolarda hapset, olacak iş değil! Bunun sıkıntısını duyduğunuzu Sayın Nadir Nadi'nin eski bir öğrencisi olduğunuzu, Galatasaray'da öğrenim gördüğünüzü düşünerek sanıyorum. Bu konuda sizi üzmek de istemiyorum, ama ne yapayım ki, Kültür Bakanı sizsiniz, karşımızda bu sorunun yanıtını verebilecek başka kimse yok! Sorularımı bir kez daha yineliyorum: Zararlı bularak depolarda kapattığınız kitaplann adlan ve yazartarı... Bu kitapları (Arkası 6. Sayfada) şimdi Pril'den büyük ekonomi Bulaşığınızda en büyük yardımcınız Pril, sizlere Bio Tursil'den indirim sağlıyor. Şimdi Pril etiketlerini indirim kuponu olarak kullanıp, Bio Tursil'i daha ucuza alacaksınız. Pril ekonomisinden nasıl yararianacaksınız? I.Satın aldığınız Pril şişesinin indirimli etiketini* tamamen çıkartın. 2. Etiketi kullandığınız boş Bio Tursil kutusunun önyüzüne yapıştırıp bakkalınıza verin. 3. Pril'in size sağlad»ğı 50100150 TL'lık indirimden yararlanın. «Dikkat: Pril etiketleri çitt kathdır. Bıçak ucu ile birbirinden ayınp Ost etiketi tamamen çıkartınız. Oğlumuz UĞUR 1 yaşına bastığını tüm dost ve akrabalarına, sevenlerine duyurur. Ehnas Yakup Turaloglu ERGUR KABLO SATIS V E [ A »* A A n PAZARLAMA MUDURU n t T ELEMANLAR ARIYOR * Elekrrik rnühendisliği öğrenimi * Konusunda en az üç yıl deneyim . o t o ehliyeti • Askerlik nizmetini tarnamlamış (İşyeri izmir) YAZAR ARANIYOR Yazı yazmaya meraklı Türkçeye hâkim, genc yazariar aranıyor İsteklilerin 100 ve 500 kelimelik biri kısa, biri uzun iki hal tercümesi ile Posta Kutusu 80 Şişli adresine yazar rumuzu ile müracaatlan... P A Z A R L A M A * ^üksek öğrenim (Elektrik Cl E M A K I I A D I rnühendisliği tercih nedeni) c L c ı v ı A N L A K I • Konusunda en az ikı yıl deneyim • Oto ehliyeti • Seyahat edebilme şartı •Askerlik hizmefini ramamlarmş (İşyerleri İstanbul, Ankara, İzmir) İHRACAT SORUMLUSU Yüksek öğrenim ihracat işlemleri ve dış pazarlama konusunda deneyim • Çok iyi İngilizce (Aynca Arapça tercih nedeni) • Askerlik hizmetini tamamlamış (İşyeri İstanbul) Yoğun iş temposuna uyabilme, hıztı çalışma, en az iki yıl deneyim • Steno, daktilo ve İngilizce (ikinci dil tercih nedeni) (İşyeri istanbul) • Yüksek öğrenim ithalat ve kambiyo mevzuatında en az iki yıl deneyim • Çok iyi İngilizce (İkinci dil tercih nedeni) (İşyeri İstanbul) İsteklilerin fotoğraflı özgeçmişleriyle aşağıdaki adrese başvurmalan.. EXECUTIVE • SEKRETERLER m*\ ümonlu MBepml pnu VEFATLAR İÇİN Yurt içi ve yurt dışı cenaze nakledilir. Cenaze ilaçlama, malzeme, tabut, bütün işJemler hassasıyet ve suraıJe yapıhr. İTHALAT SORUMLUSU ERGÜR KABLO VE BAKIR SANAYİ A.Ş. Büyükdere Cad. No: 87, Polat iş Hanı, Kat: S6, Mecidiyeköylstanbul Ergür Koblo'da başvurular gizli tutulur. Tel: 147 20 06 140 68 86 Işleımede aynca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlarından hızmel bedelı alınmaz, acı gunlerinızi paylaşır, gunun her saatınde emrinızdeyiz. İSLAM CENAZE İŞLERİ özel yaptınlmış çift taraflı, kalkabilen, tekerlekli, çok az kullanılmış, modern hasta karyolası satıhktır. Tel. 527 32 80 AYKUT HASTA KARYOLASI Pril, bir "TURYAĞ A.Ş" İzmir, ürünüdür