15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/H H4BERLER 8 ŞUBAT 1985 50 yıllık 4durak' kaldmbyor Tahir Aktaş, Emmönü dolmuş durağının 'yerinV beğenmedi Eminönü'ndeki dolmuş duraklarının yeni yer gösierilmeden kaldınlmak istenmesi, şoförler, vatandaşlar, belediye görevli/eri ve polisler arasında sert tartıştnalara yol açtı. tstanbul Haber Servisi "Zaten üçüncii sınıf vatandaşız. Köleklemeyin bizi. Biz de bu devletin yurttaşıyız. Bakın vergimizi de ödüyonız. Yazık degil mi? Sizin de çocugunuz, aileniz vardır. Bu bizim ekmek dalgaa u . , Ne biçim iştir be. Bari birkaç gün önceden haber verseydiniz de biz de başımızın çaresioe baksaydık..." Eminönu Nimet Abla gişesinin önünde sabahın erken saatlerinde kopan gürültü, pek çok yurttaşın da kanşmasıyla tam bir kargaşaya döndüğünde, duyulan sözlerden birkaçı bunlar. Bir şoför bağıra bağıra yakınıyor. Bir baskası da aradan şöyle haykınyor: "Otomobiller dizele dönerse iyi olur dediler. Biz de gittik arabalann çoğuna dizel motor taktırdık. Her ay başı yiiz, yiız senel ödüyonız. Bu kararı masa başında alanların bundan haberi yok mu? Vatandaş ne olacak bundan sonra. Öliirüm de arabamı kaldırtmam. Burası otobiis durağı değil. EkmegimizJe oynamayın.." 50 yıla yakın bir süredir bölge esnafının ve yurttaşın ulasımına yardım eden Eminönü alanındaki Taksim, Şişli, Kurtuluş, Beşiktaş ve Harbiye dolmuşlannın sürücüleri bunlar. Ama dün sabah bu duraklar, direklerine otobus durağı tabelalannın dikilmesiyle birlikte tarihe karıştı. Yüzlerce şoförün banndığı ve çoğunluğu 8 kişilik dolmuşların kullanıldığı duraklara sabah saat 09.00'da gelen belediye görevlileri, ellerindeki "32 Bayrampaşa", "33 Esenler" ve "33A Üçyüzlii" yazan otobüs durağı tabelalannı monte ettiler direklere. "Ekmek teknemiz" dedikleri duraklarının ellerinden gittiğini gören dolmuş şoförleri ise araçlannı çekmemekte diretince, belediyenin çekici araçlannı karşılarında buldular. Yaklaşık 25 yıldır bu durakta çalıştığını belirten 34 DK 980 plakalı 8 kişilik dolmuşun şoförü Şahin Duran, eline aldığı vergi makbuzlannı görevlilere doğru uzatırken, "Arabamın öniine yatanm. Önce beni ezersiniz, sonra ekmek teknemi çıkartırsınız. Biz de vatandaşu" diye bağmyor. Belediye zabıta görevlisinin, "Biz de emir aldık. Gidin yasal şikâyetinizi yapın, elinizde belge varsa tekrar burayı size veririer" demesi üzerine şoförler hep bir ağızdan, "Yazışmalar bir ay sürer. Kim besleyecek evdeki çocuklanmızı? Çıkmıyoruz buradan" diye bağırarak arabalarının önüne geçiyorlar. Dolmuş duraklarının giriş ve çıkışlannın belediye otolannca kapatıldığı olayda, duraklara gelen yolcular da belediye zabıtalanyla tartışıyorlar uzun uzun. Emel Tankut adlı ev kadını, "Masa başında karar veriyorlar. Buraya üç otobiis koymak için bunca arabayı atıyorlar. Kimdir bu sonımsuz kararı alanlar?" diye bağınyor ve "Hem esnafa, hem de yolcuya yazıktır'' diyerek belediye zabıtalanna çıkışıyor. Kemal Katran adlı yaşlı bir yolcu ise, "Otobüsler zaten ulaşıma yetişmiyor. Bu duraklar bizim elimiz ayağımızdı. Biz esnafız. Acele işimiz oluyor. Yülardır buradan biner gideriz. Adlen yer gösterilsin bari" diyerek tepkisini gösteriyor. Burfaan Bozkurt adlı bir Şişli yolcusu ise, "Bu sorun hepimizin sorunu. Böyle kiiçücük gibi göriınen meseleler büyiir, biiyiîr dağ olur. Şoförün, vatandaşın, esnafın sorunudur. Kim, hangi hakla alıyor bu kararı? Ba duraklara yer göstersinler" diye bağınyor. Yaklaşık 100 şoförün arabalannı çekmemekte direnmesine, yolculann itirazlan da kanşinca belediye zabıtalan ile şoförler arasında önce bir ağız dalaşı başlıyor. Yeni belirlenen duraklara gelen belediye otobüsleri ise, dolmuşlar terk etmedikleri için duraklara giremiyorlar ve trafiğin uzun süre tıkanmasına neden oluyorlar. Şoförlere arabalarıru kaldırtamayan belediye görevlileri son çareyi polise başvurmakta buluyorlar. Saatler geçrnesine karşın Şoförler Cemiyeti'nden bir yetkilinin gelmediğini gören dolmuşçular bu kez polise yaivarıyorlar. Ama polisler dinlemiyorlar. "Gideceksiniz buradan" diyorlar. Büyük bir itiş kakış içinde dolmuş şoförleri arabalarına atlayıp Vilayete gitmeyi, sorunlanna böylece çözüm bulmayı deniyorlar. Vilayet binasından çıkış yapan resmi plakalı bir otoyu durduruyorlar ve dertlerini anlatmaya çaüşıyorlar. Vali muavinlerinden biri arabanın içindeki. Ama aldıkları yanıt, "Eminönü Belediye Başkanı Tabir Aktaş Bey'e anlatın derdinizi, durakları kaldıran odur!"' şeklindeydi. Yapacak bir şey kalmadığını anlayan dolmuşçular, umarsızlık içinde, belediyenin vereceği kararı beklemek üzere dağılıyorlar.. Kimi ağlayarak, kimi homurdanarak... MU^ERREF HEKİMOGLU ANKARA...ANKA Cezayir'den Gökova'ya... YESİ YER ÜOSTERILMEDİ Eminönü'nde yaklaşık 500 dolmuş şoförünün banndığı duraklar, 3 belediye otobusunun yerleştirilmek istenmesi nedeniyle dün boşaltıldı, ancak dolmuşçulara yer gösterilmedi. Dolmuş şoförleri "Buradan olumuzü çıkartırsınız" demelerine karşın, polisin müdahalesi sonucu rerlerini terketmek zorunda kaldılar. Zabıta şoför tartışması nedeniyle Eminönu alanı öğle saatlerine değin tam bir curcuna yaşadı. {Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOĞLU) Barış Derneği gerekçelî kararı yazıldı (Bastarafı 1. Sayfada) mahkememizce buna müsaade edilmemistir. Bu nevi faaliyetler halen cüzi bir ölçüde devam etmektedir. Muhtemelen ilerki zamanlarda da devam edecektir. Özellikle temyiz incelemesi safhasında daha kesif bir şekilde devam etmesi muhtemeldir. lddia makamına, mahkemeye hakaret edflmis, kannni hiçbir mesnedi olmadığı halde hakimler red oiunmuş, bu davaya bakamayacaklan, çeldbneleri gerektiği bildirilmiş; mahkemelerin almış oldugu, tamamen kanunlara uygun kararlarda tereddüt yaratarak ba kararlardan döniilmesi, degiştirilınesi yönünde taleplerde bulunulmuş; bu davanın sonışturmasına işb'raki olan hâkim ve savcılann kişiliklerine tecavüzlerde bulunulmuş; nüfuzlan altuıda olan basuı organbnna kunıluşlara, kişilere çeşitli tefsuier, isnadlar yazdırılmış, hatta TRT kunımn üzerinde dahi miiessir olarak bu dava ile ilgili birtakım programlar neşrettirilmış; yurt dışındaki uzantılan ve baglantılan araeılığı ile devletlerarası ilgj, baskı, müdahaJe, hakaret, tecavüz konusu haline getirilmiş; bu dava vesilesi ile yargılama faaliyetinde bulunanlar hayatlannın sonuna teşmilen tehdit edilmiş; yapılmak istenen bazı soruşturma işlemleri devletin üst kademelerine kadar sızmış olan TKP ajanları aracılıgı ile akim bırakılmış; batta kanunlanmızla asla bagdaşmayan birtakım hukuki tasannflar temin edilmiş olup bütün bunlara ragmen mahkememiz kanunlann uygulanmasım engellettirmemiştir." YASAK OLMAYAN FAALİYETLER haalıyetlerin tamamen yasal ve açık yapıidığının savunulduğu, ancak TCY'mn 141. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin karan ile aslmda bu faaliyetlerin yasal olmadığının acıklandığı gerekçeli kararda, "Hayatiyete, dış aleme intikal edebilmek için bir takım mecburi şekil şartlanna riayet edilmiş olması bu faaliyetlerin yasal faaliyetler olmasını icap ettinnez. Zira bu şekil şartlan asıl amacı örtülmUş bir örtüdiir. TCK'nın 141. maddesinin gerekçesinde gizleyici, örtülü manevralara aldanmamak iktiza ettiği belirtilmektedir. 12 Eylül 1980 öncesi dönemde maalesef bu nevi suçlar düşünce özgürlüğü maskesi altında açık bir şekilde, hatta devlet kuvvetlerinin konıyuculugunda işlenebilmiş, işlettirilebilmiştir" denildi. Türkiye Barış Derneği sanıklannın en önemli faaliyetlerinin faşizme karşı çıkmak ve TCY'nin 141142. maddelerinin kaldırılmasını istemek olduğunun öne sürüldüğü gerekçeli kararda daha sonra faaliyetler ilgili olarak şöyle denildi: "Halbuki TCY'nin 141 ve 142. maddeleri faşist faaliyetleri de aynı şekilde yasaklamakta ve bu nevi suçlan cezalandırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde faşist örgütlerin kunılması propagandasının yapılması suçtur. Dolayısıyla bu iki sistem ve faaliyet arasında derin bir tenakuz bulunmaktadır. Faşizme karşı olan bir faaliyetin TCK'nin bu faaliyetleri suç sayan maddelerinin kaldınlması yönünde faaliyetlerde bulunması bir çelişkidir. Bundan şu anlam çıkmaktadır ki, bu faaliyetlerden kasıt komünist faaliyetlerin serbest bırakılması, takipsiz kalmasını temindir, asıl hedef budur." kararda faaliyetlerin içeriği gereği belgeler üstünde imza beklenemeyeceği ve belgelerin faaliyetlerle ilgili bulunduğuna kanaat getirildiği açıklandı. Gerekçeli kararda ses bantlarının bilir kişilerce çözülmesinin bozma sebebi yapıldığına değinilerek, bant çözum işinin bilirkişilik bir iş olmadığı belirtildi. TKP'NİN SESt Gerekçeli kararın son bölümünde "TKP'nin Sesi" ile "Bizim Radyo"nun yapmış olduğu bazı yayınlann tam metinleri yer Gerekçeli kararda aynca NA aldı. Karann son bölumünde ayTO'ya, nükleer füzelere karşı nca sanıkların tahliye istemleriçıkmanın SSCB bağlantını ko ne değinilerek sanıklar hakkınmünist stratejinin gereğini yerı da kaçma şüphesini uyandıracak ne getirmek olduğu öne sürül kuvvetli belirtilerin bulunduğu dü. Askeri Yargıtay 3. Dairesi' vurgulandı. Askeri Yargıtay'ın nin noksan soruşturma yapıldı da sanıklan tahliye etmediğinin ğı gerekçesiyle verdiği bozma ka belirtildiği kararda tahliye edilen rarının aynen yeraJdığı bölüm kişilerle ilgili olarak şöyle denilden sonra gerekçeli kararda yar di: gıtay karan incelendi. "Mahkememizce sanıklar Askeri Yargıtay karannda bir Mahmut Şerafettin Dikerdem ve kısım delillerin imzasız olduğu Orhan Apaydın'ın buna rağmen nun açıklandığının belirtildiği tahliyelerine karar verilmiştir. gerekçeL kararda hiçbir organın, Zira her iki sanık da tutuklulukmakamın, merciinin, kişinin yar lannın devamı için bütüm sebepgı yetkisini kullanan mahkeme ler mevcut olduğu halde bir stilere ve hâkimlere emir veya tali reden beri hasta ve tedavi altınmat veremeyeceği viırgulanarak, da bulunmalan, bununla birtikte "Dolayısıyla bu ceza davası ta yaşlannın ileri olması mahkemeraflann iddia ve savunmaları ile mizce göz önünde bulundurulabaglı herhangi bir hukuk davası rak tutuklamanın, ihriyariliği ve değildir. Binaenaleyh belgelerin bunun hâkimin takdirine bırakılbir kısmında imza yok diye ge mış olması esasına gore takdir çersiz saymak rnümkün bulun hakkı kullandarak tahliyeleri cimamaktadır" denildi. Aynca hetine gidilmiştir." Sönmez Holding: THY tüm iç hatları almamız için bizi zorluyvr BURSA, (a.a.) Sönmez Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Celal Sönmez, Sönmez Holding Havayollan'nın Bursalstanbul hattının dışındaki öteki hatlarda da havayolu taşımacıiığı yapmak amacıyla, koltuk kapasitesi yüksek ve uçuş menzili uzun uçaklar satın almak için araştırma yaptığını açıkladı. Celal Sönmez, Sönmez Holding Havayollan'nın, ülkemizin ilk özel havayolu şirketi olduğunu hatırlattı ve "Türk Havayollan, bütün iç hat seferlerini Sönmez Holding Havayollan Şirketi'ne vermek istiyor. Bu konuda bizi zorluyorlar, diyebilirim. Bu amaçla, koltuk kapasitesi yüksek ve uçuş menzili uzun olan uçaklar sabn alabilmek için araştırmalara başladık. Almak istediğimiz uçak modellerini de belirledik. 44 yolcu kapasiteli F27'lerin 600 modelini ve (CASA) CN235 serisi uçaklan kullanmayı düşünüyoruz. Bunu gerçekleştirdikten sonra, THY dış hatlarda, Sönmez Holding ise iç hatlarda uçuşlamu sürdiirecek." dedi. öte yandan, PTT'nin de posta taşımacıiığı yapması için Sönmez Holding Havayolları'na başvurduğunu bildirdi. T.C. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Özel Bilkom Bilgisayar ve Eğitim Hizmetleri Kurumu s &s Yeni kayıt dönemi başladı.Gecikmeden Bilkom a başvurun. Gün, bugündiir: Kararınızı hemen verin. Bilgisayar Programcılığını daima yoğun ilgi gören Bilkom'da öğrenin: Meslek edinin. Mesleginizde ilerleyin. • • • • Bilgisayar öğretiminde en ileri olanaklar. Her öğrenciye bir işbilgisayarı. 24 kişilik sınıflar. Uzman öğretim kadrosuyla saygın, seçkin bir ortamda öğretim. z s» s • ^ ^ ^ ^ " ^ ^ ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Önceki gün geçirdiği bir kalp krizi sonucu ölen Burdur ANAP Milletvekili Ali Kemal Erdem'in cenazesi TBMM'de düzenlenen törenle kaldırıldı. Eski milletvekillerinden thsan Olgun'un cenazesi de dün TBMM'de düzenlenen törenden sonra toprağa verildi. TBMM'de düzenlenen törene TBMM Başkanı Necmettin Karaduman ile bazı bakanlar, ANAP yöneticileri, milletvekilleri, Erdem'in ailesi ve yakınları katıldılar. Erdeırfin cenazesi kaldınlcb BÎLGÎSAYARI BîLKOH'DA ÖGREHÎH! Bilgisayar ve Özel Efilira Hizmetleri A.Ş. Valikonağı Caddesi, No: 73 Kat: 6 Nişantaşı, lstanbul Tel: 141 44 55141 30 99 Jom 1961 yılında.bir temmuz gecesini anımsıyorum. Yugoslavya'da ulusal bayram kutlanıyor. Ujise Dağları şarkılarla çınlıyor, alanlarda ateş yakan gençler çılgınca dansediyorlar, "Tito bizim canımız, Tito bizim babamız" diye bağırıyorlar sabaha dek.. Belgrad Büyükelçimiz Orhan Eralp'ti o zaman. Ujise Dağlan'nın eteğinde, bir nehır kıyısında kurulmuş sofraların ilginç konuklarını tanrtıyordu bana. Savaş yıllannda Tito'nun yanında yer alan yabancılar ev sahipleriyle kadeh tokuşturuyor, barışı, bütünlüğü kutluyorlardı. O sofranın konukları arasında üezayirli gazeteciler de vardı. Belgrad Ujise yolculuğunu aynı otobüste yaptık. Ujise Dağları'nı birlikte aştık, ama Türkiye Cezayir arasındaki buzları kolay aşamadık doğrusu. Belgrad'da bize eşlik eden Mustafa Karahasan'a Cezayirlilerle beraber olmak ıstediğimı söyleyince şaşırdı. Bundan hoşlanırlar mı bilmem, dedi. Ben direndim. Cezayirlilerle aynı otobüse bindim. Tepemızde temmuz güneşi, otobüste soğuk bir rüzgâr. Cezayirli arkadaşlar çok kırgındılar. Dağlarda savaşırken kulaklı radyolarımızdan Ankara'yı dinlerdik. Mustafa Kemal'in ülkesinden dost bir ses duymadık hiç. Türkiye, Fransa'nın, sömürgecilerin yanında konuştu hep... Onlara dostça seslendim yol boyunca. Hükümetlerin politikası halkın eğiiimlerı doğrultusunda olmuyor her zaman, oysa Türk halkı Cezayir Kurtuluş Savaşını yürekten desteklemişti baştan sona. Bunu anlatmaya çalıştım. Cezayirle ilgili yazılarımdan söz ettim. İlginç bir rastlantı, o dönemde "Yeş/V Bayrak Attında Tok ve Hür" başlıklı bir yazım vardı. Akşam Gazetesi'nde. O yazı Arapçaya da çevrilmiş, bir radyoda yayımlanmış, onlardan biri de duymuş meğer. Sonunda dost olduk Cezayirlilerle. Cenevre'de görüşmeler sürüyor, çiçeğe durmuş tohum gibi bağımsızlık gününü bekliyordu genç savaşçılar. Ayrılırken bana bir rozet armağan ettiler. O rozet gazetecilik yaşamımın güzel anılarından biri kuşkusuz. Ancak Cezayir'i içimde bir eziklikle düşünürüm her zaman. Rahrrietli Doğan Avcıoğlu ile ne çok tartıştık bu konuyu. Birleşmiş Milletler'dekı oylamalar döneminde nasıl üzülmüş, öfketenmiştik. Türkiye'de 27 Mayıs dönemi yaşanıyor, milli birlikçiler Cezayir Kurtuluş Savaşına büyük ilgi duyuyor, Ankara^ daki temsilcı Ümran ile konuşuyorlar. Ama New York'taki oylama Ankara doğrultusunda degil. Selim Sarper Dışişleri Bakanı, Milli Birlik Komitesine çağrılıyor, durumu açıklaması isteniyor, benim bir yazım da geliyor gündeme. Sarper de gülümsüyor. Müşerref Hanımdan başkası beklenemez... Bunu böyle söylemiyor elbet. diplomatik biçimde, benim dünyaya soldan baktığımı anlatıyor. Ama başı *uşa çarpıyor. Çünkü Türk dış politıkasının temel ilkelerinden birini unutuyor rahmetli Sarper. Bir yardım konusunda Fransa'nın oyunu kaybetmemek için Bırleşmış Milletler'de olumsuz bir davranış affedilemez. Kurtuluş savaşlarının öncülüğünü yapmış bir ülke, o savaşlara ilgisiz kalamaz. Öysa dış politikamızda Atatürk'ün oluşturduğu bir ilke çarpıtıldı yıllar boyunca. O çarpıklığın ücretinı çok pahalıya ödemiş bulunuyoruz ve de ödeyeceğiz. Bu nedenle Başbakan Özal : ın Cezayir yolculuğunda özür dilemesi beni hayli etkiledı doğrusu. Özür dilemek güzel bir olay, elbet affetmek de. Ancak çok boyutlu bir olay bu, yorumda güçlük çekiyor insan. Gazetelerde kimi haberleri okurken biraz şaşırdım. Havaalanında sarmaş dolaş bir buluşma beklenebilir miydi acaba? Dış politıkada duygusallığa yer olmadığı bilinmiyor mu? Özal'ın yanında Dışişleri Müsteşarı da var. Cezayir Türkiye ilışkilerinin dosyasını en iyi onun bilmesi gerekir. Türk dışişlerınin bu yolculuğa yaklaşımı nedir acaba? Cezayir yolculuğunun bir ön tartışması yapıldı mı bilmıyorum. Gökova'dan dönerken Özal'ın danışmanı Adnan Kahveci ile konuşuyorduk. Cezayir yolculuğuna siyasal bir diyalog oluşturmak amacıyla gittiklerini söyledi bana. Bu amaca ne ölçüde ulaştığımızı zaman gösterecek. Uluslararası ilışkilerde gecikmiş bir özürün ya da öpuşmenin etken olabileceğıni düşünmek kolay değil. İlişkileri karşılıklı çıkarlar ve uluslararası koşullar geliştiriyor ancak. Yine de bir Türk başbakanının Cezayir halkından özür dilemesini ilginç buluyorum ben. Eski bir başbakanın yanlışını düzeltme yotunda bir çaba... Acaba iç politikada da yaşar mıyız bu tür olayları? Örneğin gelecekte bir başbakan Gökova halkından özür dıler mi? Gelecek kuşaklar o özür dileyen başbakana ne der, çok geç olduğunu söylemez mi? Özal'ın Cezayir olayına bakışı 1958'deki başbakandan çok değişik. Geleceğin başbakanları, enerji, turizm bakanları da Gökova'ya başka tür bakabilir, değil mi? Bir mimar dostum, vaktiyle turizm planlamasında çalışırken Gökova'ya dokunulmamasını savunuyor. Bir bölgeyı de çocuklarımıza bırakahm, diyor. Ben bu öneriye yürekten katılıyorum. Gelecek kuşaklara güzel bir şey bırakamıyorsak, doğal güzelliklerimizi, tarihsel değerlerimizi koruyamıyorsak, en azından dokunmayahm. Gelecek kuşaklardan daha iyi yönetıciler, daha iyi bakanlar, valiler, yerel yönetim başkanları, mimarlar, plancılar çıkar belki... Kimi kasabalarımızdaki çarpık kentleşmeyi. çirkinleşmeyı gördükçe insan en azından bunu özlüyor. Bozulacağına dokunulmasın, doğal bir guzelliğin ırzına geçilmesin diyor. Aynca bu memleket hepimizin, dünden bugüne, yarına geleceğe doğru uzanıyor sahipliğimız. Belli bir dönemın tekelciliği, biz yaptık oldu. karar verildi diye oldubıttilere zamanın akışında yer yok.. istanbul'un eski resimlerine, gravürlerine bakın, Boğaz'da yükselen kalfa işi yapılara bakın, Haliç'e bakın, Beyoğlu'na bakın, bir guzelliğin nasıl yağma edildığıne karar verın, o yağmadan ötürü özür dileyen olmadı şımdiye kadar. Ondan vazgeçtik, gelecek kuşaklardan şimdiden özür dileyecek bir politika uygulanıyor. Moskovaya gıttiğim zaman, kentin göbeğinde gökyüzüne yükselen kubbe türü yapılar çarptı gözüme. Mimarlık açısından hiçbir güzelliği yok, aynca çirkin yapılar. Sonradan duydum. Nazım Hikmet de hiç beğenmemış bu binaları, mimarı da tepki gösteriyor. Stalin çok beğendi. diyor. Şairin tepkisi ilginç, Stalin mimar değil, diyor. Bir mimar bugünden yarına, sonsuzluğa uzanan yapıtlar bırakmak ister değil mi? Siyasal mimarların da buna özenmesi gerekir bence. Sonunda özür dilenecek bir politikadan kaçınmak gerekir... İZMİR BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKAMJĞI'NDAN Alsancak 3 nu .aralı otopark ikraal insaatının yaptınlraası işi 2886 sayüı yasa hükümlen geregince kapalı teklif usulü ile ihale edilecektir. Şartnamesi Kararlar ve Tutanaklar Şube Müdürlüğü ile Yapı îşleri Şube Müdurlüğü'nde görülebilir, ihalesi (25.2.1985 pazartesi günü) saat: 15.00'te belediye binasında toplanacak encümende yapılacaktır. Tahmin edilen bedeli: 376.092.881,20 TL. geçici terninaü: 11.282.786,43. TL.'dir. Isteklilerin şartnamede yazüı belgelerle birlikte 19.2.1985 salı günü mesai bitimine kadar Fen tşleri Daire BaskanlıgVna muracaatla ihaleye iştirak belgesi almalan şarttır teklif mektuplannm ihale günü en geç saat: 14.00'e kadar Encümen Ba$kanhğı'na verilmesi gerekir, postadaki vaki gedkmeler dikkate alınmaz, ilan olunur. Basın: 11224 TÜRKİYE DEINtZCİLİK İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN RÖNTGEN MÜTEHASSISI ALINACAKTIR Kuruluşumuz hastanesinde çalıştınlmak üzere röntgen mütehassısına ihtiyaç duvulmaktadır. tstekülerin dilekce ile lstanbul / Karaköy'deki Genel Müdürlük Personel Müdürlüğü'ne başvurmalan gerekmektedir. Duyurulur. Basın: 11308 bizim tiyatro TCDD H. PAŞA LtMAN İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DUYURU KILAVUZ KAPTAN ALINACAKTIR 1 lskenderun ve Bandırma Limaıüannda istüıdam edümek üzere, En az Yakın Yol Baş Kaptanı ehliyetine haiz eleman alınacaktır. 2 Kılavuz Kaptan olarak ıstihdam edilecek elemanlar işçi statüsUne tabi olarak çaiıştınlacaktır. 3 lskenderun Limanı'nda görev verilecek elemana lojman tahsis imkânı vardır. Taliplilerin Haydarpasa Liman Işletmesi Müdüılüğü'ne müracaatlan gerekmektedir. Duyurulur. Basın: 11441 T.C. BUCAK İCRADAİRESİ ME1VKULÜN AÇIK ARTTIRMA tLANI Dosya No: 1984 / 1397 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşagıda cins, miktar ve kıymetleri yazüı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttınna 20.2.1985 günu saat 11.00 11.15'de Bucak hükümet bınası Cum. Cad.'desine bakan kısımda yapüacak ve o günü kıymetlerinin %75'ine istekli bulunmadığı takdırde 21.2.1985 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapüarak en çok fıyat verene satılacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneginın isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazüı dosya numarasıyla icra memurluğuna başvurmalan Uan olunur. Mahammen kıymeli Adedi Onsi (Mahiyeti, önemli nilelikteri) Iira Krş. 150.000.00 1 35 HL 261 pilakah, 1969 model PEUGEOT marka, 404 507764 şasi. 5072754 motor seri nolu, tekerler normal, sol çamurluk macunlu, direksiyoodan vitesli faal taksi. Basın: 11495 C JeshPaz 11 00 SAHİBlNDEN Satıhk daire 161 87 85 • lstanbul Trafik Şubesi'nden aldığım 139156 nolu ehliyetimi kayıpettim. Hükümsüzdür. ZEYNEL TUĞCUOĞLU Dosya No: 810119 1 Kurumumuz Şişli AntaJya Denizli Hastaneleri K.B.B. servisinin ihtiyacı 27 kalem tıbbi malzemenin dış alım yolu ile dövizi kunımumuzca karşılanmak suretiyle ithal edilecektir. 2 thale ile ilgili idari şartname, ihtiyaç listeleri ve mukavele örneğı, mümessillik belgesi ibraz etmek kaydıyla mesai saatleri dahilinde tstanbul, Beyoğlu, Balıkpazan Kalyoncu Kulluğu Cad. No: 2729'da Bölge Müdürlüğümüz 2 No.'lu Satınalma Komisyonumuzdan temin edilebilir. 3 İdari şartnamesi esaslan dahilinde hazırlanacak teklif zarflan en geç, 14.3.1985 perşembe günü mesai saati sonuna kadar müdürlüğümüze verilmiş veya aynı gün ve saatte müdürlüğümüzde olacak şekilde posta ile gönderümiş olacak tu. 4 Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 5 Kurumumuz 2886 sayüı yasaya tabi olmadığından, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbestlir. Basın: 11121 SOSYAL StGORTALAR KURUMU İSTAIVBUL ŞATEVALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞIPNDEN KADIKÖY GENÇLİK KİTABEVİ I. İndirimli Kitap Fuarında bugün Altın Kitaplar Pavyonunda IV. PARTI 500 TON SAVIGIN. YAGLIK PAMUK ÇEKIRDEĞI SATILACAKTIR Müessesemizde mevcut IV. parti 500 ton linteri alınmamış yağlık savıgın pamuk çekirdeği, şartnamedeki esaslara göre satılacaktır. Şartname, Müessesemiz Ticaret Müdürlüğü'nden temin edilebilir. Taliplerin kapalı tekliflerini 8.2.1985 günü mesai bitimine kadar Müessesemize göndermeleri şarttır. SÜMERBANK Nazilli Basma Sanayii Müessesesi Basın: 11462 GÜLTEN DAYIOĞLU AZİZ ÇALIŞLAR 18.0019.00 arası kitaplannı imzalayacaklar Mühürdar Cad. 337 % 05 HAN TERASBAR • Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Mezunu Erkek Eleman. Tel.: 143 34 55
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle