28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 1985 • * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/U Bir ay (Baştarafı 1. Sayfada) ye'de de yayüacağını, çaülan "çanak antenler"in kaplıyacağını belirterek, video cihazından daha ucuz bir maliyetle 48 Amerika kanalı ile 22 Avrupa kanalının rahatlıkla izlenebileceğini söyledi. Ann videonun da Türkive^ ye apansız geldiğini, bugün birçok sorunun bu yüzden gündemde olduğunu belirtti. Ann aynca, video denince akla eğlenceye yönelik programlar geldiğini, eğitici yönünün ise söz konusu olmadığını belirterek, "Yüzbinler insan gözlerinin bozulması pahasına bulaşık suyu gibi filmler seyretmektedir" dedi. Siiha Ann korsanlık konusunda ise benimsenen ekonomik modelin çerçevesinde yasal bir düzenlemeye gidilemeyeceğini söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yasal düzenlemeler yapüdıgında bugünkü saün almı düzeyi nedeniyle video kasetlerinin satışı diişecektir. Bunun düşmesiyle ITT'den SchaupLorenz'e kadar Türkiye'de video iıretimi•e giren şirketlerin sabşında azalma göriilecektir. Bu işin bir boyutu. Aynca korsan şirketler diişük fiyatlarla büyük finnalann reklamını almakta böyklikle bu sirketlerce korunmaktadıriar." Arif Keskiner ise konuşmasında videonun yararlarına ve zararlarına değinerek sinema izleyicisinin videodan sonra azaldığını, buna karşın yapımcılann, maliyet hesaplanna video izleyicisini de kattıklarını belirtti. Cengiz Ergun da videonun gerekli hazırlıklar yapılmadan Türkiye'ye girdiğini belirterek, bu yüzden bu işi ticari olarak yapanlarla işlevsel olarak yapanlar arasında pek fark kalmadığını söyledi. Piyasadaki kalitesiz filmlerin sorumluluğunun ise video kulüplerinden çok fılm yapımcılarına ait olduğunu sözlerine ekledi. Avukat Fanık Hattal konuyu yasal açıdan ele alarak, bugünkü mevzuatın korsanlığı çözmede yetersiz olduğunu belirtti. (Baştarafı 1. Sayfadaj 43'ü de aşar." Ydmaz, hükümete de bir mesaj göndedi: "Şimdi iş, enflasyonun altında ücret artışı venneyecegiz diyenlere düşüyor. Sözlerini tutsunlar. Bundan sonraki sözleşmelerde enflasyonda yeni rakamı dikkate alacagız. Hükümetle zirvede ek zam talebinde bulunacağız. Mutfak epeyce daraldı. Onu genişletece&z." Yüksek Hakem Kurulu Başkanı Naci Variık ise "kalben" rahat. Varhk dün yaptığı açıklamada, "Işçilerin YHK'den şikâyetçi olmadıklaruu" söyledi. Varhk'a göre, "YHK'nın kararlan da işçinin lehinde." Naci Varhk bir de küçük bir kabullenmeyle, kilitlenen kamu sözleşmelerini Kamu Koordinasyon Kunılu'nun yüzde 30 artı 3 bin lirahk karanna uygun şekilde bağıtladıklannı söyledi. 11 şubat günü Başbakanlıkta Sıra 3. zirvede "Türklş ve hükümet" Başmüdür yakalanırsak dîye prova sabah öğleden sonra da "TİSK ve hükümet" taraflan bir araya gelecek. Hükümet tarafında Başbakan Turgut Özal ve bazı bakanlar, Turktş tarafında Başkan Şevket Ydmaz ve Yönetim Kurulu üyeleri, TtSK tarafında ise Halit Narin ve 14 işveren sendikası başkanı bulunacak. (Baştarafı 1. Sayfadaj Tahir Arslan, olayı en ince ayrıntısına kadar anlatacağını söyleyerek, şunlan anlat tı: "Olaydan 10 gün önce muhafaza memuru Hiisam Deligöz bana Sermet Yıldızoglu'nu tanıştırdı. Bu kişi Volkan Turizmin haksız kazanç elde ettiğini ve bize ihbarlarda bulunacağını söyledi. Bizim telefon numaralanmızı aldı. Olay günü yani otobüsle kaçak eşya kaçıralacağını, ancak otobüs plakasını ve ne kaçınlacağını da bilraediğini belirtti. thbarcı daha sonra saat 17de tekrar telefon etti. 34 UR 575 plakalı otobüsle döviz kaçınlacağını bildirdi. Hemen aynı saatte Haluk Aydın'a bildirdim. Haluk Aydın'ın kendisine haber vennediğimyolundakisoziiyanlış tır. Aynca ihban Atan Kocabaş'a, Mehmet Hanlı'ya bu otobttsün çıkış yapabilecegi diger kapı olan Dereköy çıkıs kapısına da bildirdim. Ata Mengi'yi otobüs izlemesiyle görevlendirdik. Biz de Atan Kocabaş, ben ve Haluk Aydın bekliyorduk. dan 'Parayı orda arayın, bulursanız alın. Herifleri de bırakın gitsinler. Nasd olsa çıkışlannı yaptırmışlar' dedi. Yolda Mustafa tnanç, 'Başmüdürün tayini çıkmış ne yapbgını bilmiyor. Bunun için böyle dedi aldırma" dedi. Tabii biz aramayı orda yapmadık. Başmüdüriüğün öniine getirdik. Şoförii ve yardımcısını Haluk Aydın'ın yanına çıkardık. Haluk bey, şoför ve yardımcısını itirafa davet etti. Şoförün yardımcısı Ekrem Bunık 'benim haberim yok. Ben yoldan bindim. Şoförün suçu var' dedi. Bunun üzerine sünıcü suçunu ikrar etti. Para arka beşli koltugun altındadır dedi. Bunun Üzerine hepimiz arabayı aramak için bindik. Bu sırada Haluk Aydın ve Atan Kocabaş bir rauayene memunınun da aramaya katılmasına karar verdiler. Bir muayene memuru çagnldı." İŞTEN ÇIKARMALAR BeykozÇubuklu'da kurulu Çubuklu Cam Sanayii A.Ş. ile Kayacan Sanayii A.Ş. isverenleri toplu sözleşme görüşmelerine oturmamak için 210 işçinin işine son verdiler. Petrotlş Sendikası yetkilileri, sendikalaşma çabalannı sürdürdükleri bazı işyerlerinde, işverenlerin, işçi çıkarma yolunu ortak bir ilke gibi benimsediklerini kaydederek son 1 hafta içinde 10 ayn işyerindecalışan 178 işçinin işine son verildiğini bildirdiler. Türkİş Hükümet Zirveleri I. ZİRVE: 20 ŞUBAT 19S4 GÜNDEM: YHK'nin 1984 yılı ücret zammının saptanması. Türklş yüzde 43, hükümel yüzde 25. ŞEVKET YILMAZ: "Türklş görüşünü. mevcut değerlendirmeleri ortaya koyduk. Sayın Başbakan Türkfş'in görüşünü, bizim verdiğimiz teklifi sempati ile karşüadı. Başbakan arkadaşları ile meseteyi bir kez daha görüşecek, bu hafta içinde bilgi verecekler bize." BAŞBAKAN TURGUT ÖZAL: "Size hesabımı göstereyim: Yüzde 43 zam, net yüzde 70. 5 yapar, yüzde 25 zam yüzde 49 'a tekabül eder. Şevket Bey'le göruştüm Herkesin teklifîni sempati ile karşılarım, ama doğrusu neyse o yapılmalı. Şevket Ydmaz ile tekrar görüşmeyeceğim." ŞEVKET YILMAZ: "Başbakan Sayın Özal yüzde 25'in yüzde 49'a tekabül ettiğini söylüyor. Ben de diyorum ki, yüzde 25'in neti yüzde 15'tir." SONUÇ: YHK, 1984 yılı için ücret zammım yüzde 25 artı 2 bin lira olarak belirledi. II. ZİRVE: 17 TEMMUZ 1984 GÜNDEM: / Tüketicinin korunması yasasının çıkanlması, 2ILO sözleşmelerinin onaylanması, 3 Asgari ücretin vergi dışı bırakılmast,4 SSKKanunu'nun kodifıkasyonu, 5 2909sayıh Dernekier Kanunu'nun değiştirilmesi, 6 Teknik ve mesleki eğilimde reform yasa teklifi, 7 492 sayıh Harçlar Kanunu 'nun değiştirilmesi önerisi, 8 Yurt dışındaki Türk işçilerinin emekliliği hakkında yasa değişikliği, 9 SSK kuruluş kanunu değişikliği, tO tş mahkemeleri kanunu değişikliği, 11 İşçi memur ayrımının çözüme kavuşturulması, 12 Kooperatifler Kanunu 'nda değişiklik, 13 tşçi Yardımlaşma Kurumu Kanunu, 14 Gümrük Kanunu değişikliği, 151318 sayıh Finansman Kanunu değişikliği. ŞEVKET YILMAZ: "hteklerimiz üç ana konuyu kapstyordu. Ekonomik sorunlar, toplu iş sözleşmelerinin müzakere durumu, yasal konutar. Her birisi sayın Başbakan tarafından Ugili bakanlara havale edildi. Hayır cevabı almadtk. Ekonomik zorluklar cevabını aldık bazılanndan. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu'nun 'kamuoyuna yansıdığı gibi çalışmayacaktır' sözünü aldım." BAŞBAKAN TURGUT OZAL: "Biz taraf değiliz. Meseleleri çözmek için gayret sarfedeceğiz. Siz hep müjdeli haber bekliyorsunuz." SONUÇ: 25 Aralık 1984 tarihinde Şevkeı Yılmaz "Beş ay bir hafta önce isteklerimizi 18 madde halinde sunmuştuk. Ne kadar îlgilendiklerini gördük. Bu sure içinde sadece iki isteğimizle ilgilenildi. Başbakanla görüşmemizde çalışma banşı böyle mi sağlanacak diye sorduk." Ferdi (Baştarafı 1. Sayfada) almaya hak kazanan her 100 kişiden sadece lS'inin bu krediyi kullandığını öne süren yetkililer, "Daha önceki uygulamada yerleşik zihniyet, 'önce kredi çıksın da sonra ev aranz' yolundaydı. Bu, uygulamada büyük aksaklıklara yol açıyordu. Şimdi 6 ay parasını bankada tutacak olan ciddi taiipler başvunıyor. Başvunılardaki gerilemeyi buna bağlı olarak gözönüne almak lazun" dediler. Emlak Kredi Bankası'nın başvuruları kabul etmeye başladığı 6 Ağustos 1984 tarihinden bu yana sadece 6080 metrekare arasındaki konutlar için ferdi kredi açtığının hatırlatılması üzerine banka yetkilisi şöyle dedi: "6 ay sonra her dilim kredi verilraeye başlanacak. Şimdiye kadar 6080 metrekarelik konutlara verilen öncelik kalkacak. Toplu Konut Fonu yönetimi de planlannı 6 ay önceden yapıp, ne kadar kredi dağıtması gerektigini hesaplama imkânına kavuşacak." FAtZ YARDIMI Emlak Kredi Bankası yetkilisi, peşinatlann 6 ay vadeyle bankada kalması halinde, tasarrufçunun bugünkü oranlarla yüzde 23,4 net faiz kaybına uğrayacağı yolunda bir soru üzerine de şunlan söyledi: "Bankaya yatan peşinaU faiz venneyecegiz. Bu paralann faizini ilerde de hesaba katmayacagız. Ama bunlar fona yeni kaynak da ternin edecek." Emlak Kredi Bankası'nın 6 Ağustos 1984 tarihinden bu yana 19 milyar lira ferdi kredi dağıttığı bildirildi. 1 Şubat 1985 tarihinden bu yana ise, ferdi kredi başvurusunda bulunanlar, 6 ay müddetle şu oranlardaki peşinatı bankada tutmak zorundalar: Kredi Dilimi (TL)Peşinatı (TL) 1 milyon 750 bin 300 bin 2 milyon 250 bin 450 bin 2 milyon 750 bin 650 bin 3 milyon 250 bin 900 bin Zuladan çıkan paketlerden ilkini Haluk Aydın açtı ve "Bunlar döviz ve bu herif de döviz kaçakçısı" diye bağırdı. Başmüdür, paralann bir bölümünü poOTOBÜS GELİYOR şete doldurup yukan çıktı. KaSaat 22.30'da Ata Mengi oto lanları da Ihsan Güzd başka pobüsün perona girdiğini söyledi. şete doldurup götürdü. Kalan 7 Haluk Aydın, memur Atan ile paketi de Ata Mengi ile ben yubeni de izlemeyle görevlendirdi. kan çıkardık. Yukan çıktığımızOtobüste yalmz iki kişi vardı. Bi da, başmüdürün götürdüğü pari şoför diğeri ise sonradan öğ ketlerin azalmış olduğunu görrendigimize göre yardımcısıydı. düm. Otobüs çıkışa eeldi.Biz, sivildik BAŞMÜDÜR PARA ve izliyorduk. Haluk Aydın'ın SAKLIYORDU dedigi gibi orası dağ başı degilBu arada Haluk Aydın'ın, dir. Elektrik vardır, aydınlatılodasındaki üçlü koltuğun altına mışür, rahatça arama yapılır. para sakladığını tshak, ben ve Tekel freeshopundan sigara ve AU gördük. Başmüdür bize, içki aldılar. Bu arada çıkış işlem"Para sakladığımı gördünüz. lerini yaptırmışlardı. Tam çıkarAta'nın kucagındaki paralan da ken, Ata ile durdurduk, ihbar siz götürün" dedi. Bu arada var hakkınızda. dedik. Oyle bir Ata, elindeki paketlerden üçünü şey yok, iftira dediler. Ben ısrar yere bırakmıştı bile. Başmüdür edince şoför, akülerin altında bana, "thban alan sensin, bu seçiklet var. Başka da bir şey yok nin hakkındır" dedi. "Olmaz dedi. Haluk Aydın'ın yanına komutanım" dedim. Kendisi bidöndüm. Yanında son günlerde ze komutamm dedirtirdi. Ancak sekreterlik görevini yapan Muszorlayınca, Ata'nın elinde kalan tafa tnanç vardı. Sakız var, padört paketi aldım, dışan çıktık, ra yok diyorlar, dedim. sekreter odasına sakladık. OdaPARAYI ALIN ARABAYI ya döndük, paralar cinslerine SALES göre ayrılmaya ve sayılmaya Haluk Aydın bize önce, ara başlandı. Haluk Aydın heyecanbayı getirin, dedi ve Mustafa la dolaşıyordu ve Mustafa İnanç'ı da görevlendirdi. Sonra tnanç'a "Diğer ekip görevlileri ABD: Türklere yönelik (Baştarafı 1. Sayfada) yan Türklerin isimlerini Bulgar isimlerine çevirme konusunda başlatılan kampanyanın sona ermek üzere olduğunu bildirdiler. Ajansa göre, Bulgar yetkililerinin bu yönde bir kampanya başlatıldığı yolundaki iddialan yalanlamamalanna rağmen, diplomatlar son üç ayda Türklerin çoğuna Bulgar isünleri verildiğini söylediler. Bir diplomat "Başlatılan işlem çok geniş çapta sürdürülüyor ve bemen hemen tamamlanmak üzere. Kampanyadan en uzak yörelerdeki köyler de etkilendi" dedi. Reuter'ın haberinde Bulgaristan'ın izlediği politikanm nedenleri hakkındaki görüşlerin üçe aynldığı savunuluyor. Bir görüşe göre Bulgar hükümeti tarafından izlenen politika, Osmanlı Imparatorluğiı'ndan bağımsızlığını kazanmanm 100. yıldönümü kutlamalanndan kaynaklanıyor. Ikinci görüş, gelişmelerin aralık ayındaki nüfus sayımından etküendiğini, üçüncü görüş de izlenen politikanm gelecek yıl başında yapılacak Bulgaristan Komünist Partisi Kongresi'nden kaynaklandığını savunuyor. BASIN TOPLANTISI Reuter Ajansı'na göre Bulgaristan ülkedeki Türklere baskı yapılmadığını kanıtlamak için bir basın toplantısı düzenledi. a.a.'nın Reuter'e dayanarak verdiği habere göre, basın toplantısına katılan iki Türk, "Kendilerine bu yönde baskı yapıldığı iddialannı" yalanladılar. Basın toplantısını yöneten Sofya Basın Ajansı Genel Müdürü Filip Bokov, "Bulgar yetkililerinin ülkede yaşayan Türklerin isimlerinin degiştirilmesi konusunda berhangi bir kampanya başlatmadıklanu" iddia etti. ni de çağınn" dedi. Ihsan Kılıç, Sdami Maden ve Mehmet Hanh, gece 12 civannda getirüdiler. Bu arada Mustafa İnanç yanıma gelerek, usulca, "Haluk Aydın, kitaplığın orta çekmecesine para sakiadı" dedi. Ben de çekmeceyi açtım, içinden 6 demet yüzlük AJman Markı'nı aldım. Haluk Aydın kızdı ve paralan elimden aldı. Paralan masanın üstüne koydu. Atan Kocabaş, "Bu paralan da sayalım" dedi. Paralan kapıp sayımı yapılan paralann üstüne attı. Bunun üzerine Haluk Aydın pencereye gitti. Pencereyi kapadı ve bize küfür etti. Bu küfürü dışanda duran Nihat Altınöz, Gürbüz Eker ve Cumhuriyet Gazetesi muhabiri thsan Bey, soyadını hatırlamıyorum, duydular. Haluk Aydın bize, "Siz de alın bu paralardan" dedi. "Bu para, kaçakçüann parasıdır. Vatanını milletini seven bu paradan alsın, bu para elçilerimizi öldürenlere gidecekti. Siz bu parayı almadıgınıza göre kaçakçılarla işbirliği yapıyorsunuz" dedi. Fakat kimsenin para aldığını görmedim. Daha sonra otobüsteki sakızlan almaya indik. Ancak zula yerinde bir beş milyon daha bulduk. Atan Kocabaş, bu parayı da Haluk Aydın'a teslim etti. Sayım yaparken Atan Kocabaş, "Kimde para varsa getirsin" dedi. Biz de Ata Mengi ile sakladığımız parayı getirdik. Bu arada Mehmet Hanlı, paralann çetelesini tutuyordu. Bu tutanak değildi, çeteleydi. Haluk Bey bunu yırttırdı ve yenisini yazdırttı. Tutanağı hepimiz imza ettik. Bu arada Muharrem Kurtkal da geldi. O da imza attı. Daha sonra Başmüdür İhsan Kılıç'a, "Şu koltuğun orda poşet var, getir size sürprizim var" dedi. îhsan getirdi. Poşette 26 milyon Türk Lirası vardı. Başmüdür çekmecesinden ikinci aramada bulduğumuz 5 rnilyonu da çıkararak, "Alın burada toplam 30 milyon var. Hepimize 3'er milyon düşüyor" dedi. Kendisi de saydırarak 3 milyon aldı. Daha sonra hepimize 3'er milyon dağıttırdı. Bu arada bir parça daha para çıkardı. Bana, "Bu parayı ihbarcıya verelim" dedi. Ancak daha önce bir milyona tamamlanması gerektigini söyledi. "Herkesten 20 bin lira topla" dedi. Kendisi 4 tane 5 bin lira verdi. Ancak diğerleri vermediler. Milyon destelerini bozmak istemiyorlardı. Toplanan para 820 bin lira idi ihbarcı için. UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) ğü aleyhine birer birer tazminat davası açmışlar ve bu davaları da kazanmışlardır. Dava dosyalanndaki konuya ilişkin bilirkişi raporiarına şöyle bir göz atıyoruz. Bilirkişiler, Doç. Dr. İbrahim Alyanak, Ziraat Yüksek Mühendisi Rafet Arslan ve Tütün Eksperi Mustafa Hacıoğlu1 nun verdikleri raporda, öğütülmüş kömürlerin depolandığı alanda gerek ilk yığma sırasında, gerekse kömürlerinin santrala taşınması sırasında rüzgârın etkisi ile savrulan kömür zerreciklerinin çevredeki bitki yaprakları üzerine konduğu belirtilmektedir. Raporda ayrıca termik santralda oluşan kül ve curufun iletim bantları aracılığı ile depolama alanlarına gönderilmesi sırasında da çevreye yayıldığı ileri sürülmektedir TEK yetkilileri, termik santraldan çıkan küllerin çevreye yayılmasını önlemek amacıyla "nemlendirme" yöntemi kullandıklarını, bu yolla küllenmenin önleneceğinı ileri sürmektedirler. Teknik bilirkişi raporu TEK'çe alınan bu önlemlerin pek işe yaramadığını da ortaya koymaktadır. Rapor, küllerin güneş ve rüzgârın etkisi ile kuruduğunu, daha sonra yine rüzgârın etkisi ile çevreye yayıldığını saptamaktadır. Bilirkişiler ortak kanıya varmışlardır. ' 1. Kömür ve kül tozlan yaprak üzerini kaplamakta ve normal fonksiyonlarını yerine getirmediğinden bitkide büyüme durmaktadır. Bu nedenle büyüme durduğundan bitki normal boyuna ulaşmamakta ve verim kaybı olmaktadır. 2. Kömür ve kül tozları ile kaplanan yaprak balyalandıktan sonra denklemede normal fermantasyonu tamamlamadığından ekonomik değerini yitirmekte ve sigara yapılmayacak duruma geldiğinden Tekel tarafından alınmayarak yakılacak gruba ayrılmıştır..." Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi de bu raporlardan sonra "Şahinler köyluleri"r\'\r\ tazminat istemlerini yerinde bularak TEK Genel Müdürlüğü'nü köylülere tazminat ödemeye mahkum etmiştir. Termik santralların çevre kirlenmesine yol açıp açmayacakları artık "teoriK" nitelikte bir tartışma değildir. Yatağan örneği önümüzdedir. Bu örneği gördükten ve yaşadıktan sonra "canım olmaz, çevre niye kirlensin?" demek herhalde otası değildir. Kimse bu ülkede "santrallar kurulmasm" demiyor. Dilegetirilen yakınmalar, yalnızca, santralların çevre kirlenmesine yol açtığı yolundadır. "Şirin'e ulaşacak Ferhat gibi" dağlan "hafriyaf yolu ile devirecek ayrıcalıkh şirketler ve TEK'in ihale verdiği "Etektrim" şirketinde çalışan TEK eski Genel Müdürleri gibi konular, sorunun ikinciüçüncü derecede kalan yanlarıdır. Gökova'nın "Türkevleri Köyü"ne gidiyorsunuz. Köylüler size konunun en ince ayrıntısını bile anlatıyorlar. Yatağan'ın "Şahinler Köyü"ne uğruyorsunuz. Köylüler, kül ve kömür tozlarını içlerine çekmekten olacak, öylesine bezginler ki, köy muhtarını oturduğu kahveden bile kaldırmak güç iş oluyor. Şahinler köylüleri "gazetelerde bu konular yazıldıkça bizlere baskı yapılıyor" diyorlar. Haksız da değiller hanı... Bir ülkede halk hakkını aramaktan korkarsa, o ülkede demokrası yalnızca yönetenlerin buyruklan ile sınırlı bir düzen haline gelir. Yurttaşlar yasanın öngördüğü yollarla haklarını ararlarsa, ancak o zaman sorunların çözüm yolu bulunur. "Ağlamayan çocuğa meme vermezler"... Derdini anlatmadan "Aman baskı yaparlar" diye anlatmaktan korkan köylülerin sorunlarını ise kimse duymaz. Yatağan'ın Şahinler Köyü korkmuş, ürkmüş ve bezmiş... Gökova'nın Türkevleri köylüleri ise gazetelerle ilgi kurup sorunlarını kamuoyuna duyurmasını bilmişler. Hak işte böyle aranır. Yasal yollarla, kamuoyuna sorunlarını anlata anlata... Gökova'daki santral sorununu gelin, kısaca özetleyelim: Biraz kül biraz duman... İşte o kadar... III. ZİRVE: 11 ŞUBAT 1985 GÜNDEM: (2 klasör rapor, 10 ana başlık, 28 konu halinde, bir önceki zirveden kalan konularaek olarak 1985 yılı başında uygulamaya konulan KDV'nin yaraıtığı yeni sorunlar.) Türklş tarafından Meclise sunulan 11 yasa teklifinin dururnu, Kamu Koordinasyon Kurulu 'nun toplusözleşmelere müdahalesi, YHK, birikmiş işçi alacakları, işten çıkarmalar, emeklilik yaşmın yükselülmesi, kıdem tazminatıfonu, işsizlik, çalışma ya~ salarında değişiklikler, temel ihtiyaç maddderinin KD V dışında tutulması, asgari ücretin temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değışikliklerine göre otomaük olarak saptanmastnı sağlayacak sistem getirilmesi. ÖRS/PARK GrabıT ndan açıkhava reklamcılığında bir adım daha... Bekir Çelenk (Baştarafı 1. Sayfada) ya'da üç masum Bulgar aleyhine açılan davaniD özünde adi snç değil, politik unsurlar bulunduğu açıkça görülüyor" şeklinde konuştu. Sorgu Yargıcı Yordan Ormankov ise şu görüşleri savundu: "Eger ttalya, Almanya, Türkiye ve diğer ülkelerde bulunan ve Martella'mn iddianamesinde Papa'ya suikastle Ugili olarak anılan bazı tanıklan soruşturmama izin verilseydi, bu cinayet örgütleri üzerine daha çok ısık tutmus olacakük." Anadolu Ajansı'nın haberine göre, ttalyan yetkililer, dün yaptıkları açıklamada Papa 2. Jean Paul'e karşı düzenlenen suikast girişimi konusundaki davada ifade vermesi için Bekir Çelenk'in iadesini istediler. Yetkililer, davarun mayıs ayından önce başlayabileceğini bildirdiler. • 48154 numaralı l.Ü. Yabancı Diller Bölümüne ait şebekemi kaybettim hükümsüzdür. JAMİLEH NAİDJ BILL BOARD'LAR ULUDAG'DA... ÖRS/PARK Grubu 'nun, İstanbul 'da başlattığı Bill Board (Standart afiş panolan) uygulaması, şimdi Uludağ 'da! Şubat Haziran döneminde kış ve kayak merkezimiz Uludağ'a yerleştirilecek seyyar Bill Board 'lar reklam ajanslan, reklam verenler, ilgilenen kişi ve kuruluşların yararına sunulmuştur. ÛR.Sİ/PARK Rumeli Cad. 5456 Meserret Apt. Kat:7 Daire 13 Nişantaşıİstanbul Tel: 148 98 78 146 47 95 148 63 67 146 65 İ 2 ÇEKMECEYİ ARADIM Herkes evine, odasına dağıldı. Bende toplam 3 milyon 820 bin lira vardı. Daha sonra tekrar başmüdürün odasına döndüm. Kitaplığın çekmecesini kanştırdım. Sakladığı paralardan bir destedeki 5 milyon TL. idi, aynca 3 milyon TL, 6 bin Amerikan Dolan, 2 bin 500 Irak Dinan ve 30 bin Alman Markı'nı aldım ve bu paralan tuvalete sakladım. Evime getirdiğim 3 milyon 820 binin iki milyonunu Muharrem Kurtkal'a arabasıyla götürmesi için teslim ettim. Kalan 1 milyon 820 bini de sabah 6 civannda Ali Ahmet Kısa'ya verdim ve sekizde alacağımı söyledim. Para olduğunu bilmiyordu. Daha sonra parayı evine bırakmış. Muharrem Kurtkal'da benim iki milyonluk paketi Emin Sarı'ya vermiş, gittim ondan aldım. Sonra da tuvaletteki parayı aldım. Ben bu olaya başmüdürün teşviki ve tahriki sonucu karıştım, bu hatayı yaptım. Benim görevim, kaçakçılığı men, takip ve tahkiktir. Ben görevimi tam yaptığımı sanıyorum. Bu arada olaydan birkaç gün sonra Haluk Aydın bana, Mehmet Hanu'yla bin Irak dinarı yolladı ve "Senin sayende biz zengin olduk. Bu senin hakkındır. tstemezsen ihbarcıya ver" dedi. Mehmet Hanlı bunu kabul etti. Aynca yakalanmamızdan iki üç gün önce suçunu örtbas için tümen komutanlığına, valiliğe ikinci bir arama yaptırmış ve tutanak tutturmuştur. Bunda amaa, bu makamlan kandırıp kendi hakkında bir ihbar yapılırsa değerlendirilmemesini sağlamaktır. Tarafımdan daha önceden 100 milyonluk kaçak yakalandı, bu operasyonda başımızda Haluk Aydın yoktu. Sanıyorum olsaydı, yine çalmak zorunda kalırdık. Sayın başmüdürümüzle hiçbir ihtilafım yoktur, hâlâ saygım vardır. PROVA YAPIYORDUK Kendisi yakalanmadan önce bize provalar yaptırıyordu. Yakalanırsak, kendisinin zula yerini görmediğini, para almadığını söylememizi öğretiyordu. Benim, devletin en üst kademelerinde tanıdığım var, sizi kurtarabilirim diyordu. Ancak biz bunu kabul etmedik. Biz parayı teslim ettikten sonra polis işkenceye başladı. Çünkü biz toplam 50 milyon teslim ettik. Polisim elindeki rakam 100 milyondu. Arada 50 milyon açık çıkıyordu. Başmüdür de 3 gün müddetle para aldığını inkâr ediyordu. Başmüdür sonunda 50 milyonu aldığını itiraf edince para tamamlandı ve biz işkenceden kurtulduk, üç gün müddetle başmüdür yüzünden işkence gördük. Duruşma Hâkimi, Tahir Arslan'a mal varlığını sorunca Arslan, "Dikili bir tek ağacım yok, maaşım icralı, ev eşyam iki senedir hacizli, tbrahim kızılay'a da 500 bin lira borcum var" dedi. ANKARA'dan (Baştarafı 1. Sayfada/ Aslında benzer gözlemde bulunan sadece gazeteciler değil. örneğin, Dışişleri Bakanlığı'ndan bir büyükelçinin olayla ilgili tepkilerini şöyle bir sıralayalım. "Cezayir Başbakanı neden hava alanmda hoşgeldiniz konuşması yapmadı" diye sorduğumuzda, büyükelçi "aaaa, öyle mi olmuş'' karşılığım veriyor ve hiç bilmezden geliyor. Aradan iki saat geçiyor, aynı büyükelçi gazetecileri "tatmin etmek" amacıyla geliyor ve "tamam iş şimdi anlaşıldı, Cezayir Başbakanırun kız kardeşi ölmüş, onun için adam çok üzgün ve konuşmuyor"diyor. Ertesigün tartışma uzayınca, bu sefer yeni bir içerikle yaklaşıyor ve "Cezayirlilerin âdetideğilmiş havaalarunda konusmak" diyerek bir başka ekleme yapıyor. Devletin büyükelçisi kendi açısından olaya böyle yaklaşabilir ve "Akdeniz kıyısmdaki soğuk duşun" Türkiye'ye yansımasını istemeyebilir. Biz burada herhangi bir tarıışmayı uzatmak istemiyonız Ne var ki, olayın da gerçek yönünün vurgulanmasından yanayız. Başbakan Özal bundan 27 yıl önce yapılan çok YALÇIN DOGAN "BILL BOARD büyük bir hatadan dolayı özür diledi ve güzel bir davranışta bulundu. Ama, acaba bu davramşı Cezayir, aynı ölçüler içinde değerlendirebildi mi?.. İşte, sorun bu. Cezayir'de bulunduğumuz iki gün içinde ve son olarak da Ankara'ya dönerken önceki akşam uçakta Başbakana konuyu açtık. Çeşitli görüşmelerimizde yönelttiğimiz sorulan ve aldığımız karşılıkları aktaralım: Sayın Başbakan, Ceıayir'e geliş nedenleri arasında siyaset galiba ön planda, değil mi? ÖZAL Cezayir ile ilişkilerimizin ve dayanışmanın daha iyi olmasını istedik. Cezayir'e ilişki kurmaya geldik. Yoksa, herhangi bir ekonomik ve ticari anlaşma imzalamaya gelmedik. Bu gezinizin iki ülke arasında belli bir gelişmeye yol açacağına inanabilir misiniz? ÖZAL Ben geldim ve burada hemen bütün buzJarı erittim, iddiasında değilim. Ama, bir adım atılmıştır. Yapılan bir tarihi hata dile getirilmiştir. Böylelikle ilişkilerimizi geliştirmek istediğimiz Cezayir ile daha sıcak ilişkiler için bir temel atılmıştır. Cezayir önemli bir ülkedir. Bağlantısızların liderliğine oynayan bir ülkedir. Elbette, değışik konularda farklı değerlendirmeler (Baştarafı 1. Sayfada) olabilir. Önemli olan, Cezayir Partinin kuruluşundan bugü gibi önemli bir ülkeyle temaslane kadar genel merkez muhase rı başlatabilmektir. İşte, şimdi be kayıtlannın Anayasa Mahke bu yapılmıştır. mesi'nin denetiminden geçtiğini Sizin Başbakan olarak özür belirtti. dilemenizin, bu tutumunuzun Taşar, Cumhuriyet muhabiri CezayirUlerde inandıncı olduğunin konuya ilişkin sorulannı ya na ilişkin bir izlenim edindiniz nıtlarken, "Mengenecioglu'nun mi? bunu açıklamış olduğunu kabul ÖZAL Cezayir'de bu konuedelim. Ben size bir şey demiyo nun üstünde çok önemle duruldurum. Yazdıgınız habere bir şey ğu kanaatinde değilim. Bize kademiyorum. Ama böyle bir pıyı açmak için kullanılmış kovak'a yok. Onu söylemek nu değil. Onu söyleyeceğim. istiyonım" biçiminde konuştu. Herkes yanlış anlamasın. Bu Taşar özetle şöyle dedi: yolla kapıyı açtık gibi bir düşün"Biz partinin kuruluşundan ceye sahip değiliz. Ama, bir habugüne kadar partide ne Uğur tayı düzeliebilirsek, düzeltelim, Mengenecioğlu diye bir kişi gör dedik. Düzeltelim derken kendi dük, ne de tanıdık, ne de arka durumumuzu sarih olarak ortadaşlanmız tanıdılar. Mengeneci ya koyduk. oğlu partiye herhangi bir yardım Başbakan özal'ın sözlerinden yapmamıştır. Ugur Mengeneciiki gerçek çıkıyor: önce özür dioglu'nun söylediklerini savcılıkledik ve kendi tutumumuzu sergita verdiği ifade olarak kabul ede ledik. Sonra da tutumumuzun lim. Bunu savcılığın belgesi ola hemen anında Cezayirlilere yanrak kabul edelim. Mengenecioğsımadığını gözledik. lu isterse, söylediklerini Yüce DiBizim gözlemimize göre, Cevan'da açıklasın. Nerede açıklar zayir'le ilişkilerde bir adım atılsa açıklasın, ben partinin bir yetmıştır. Ancak, bunun ürün verkilisi olarak böyle bir yardım mesini görmek için biraz zamayok, böyle bir para alınması yok na ihtiyaç vardır. Zamamn kuldiyorum. Bırakın onu, Uğur lanımına iki ülke arasmdaki ekoMengenecioğlu diye bir kişi, binomik ve ticari ilişkilerin katkızim hanemizde yok. Yani biz, da bulunmasım beklemek de doMengenecioğlu 'nu tanımı y oruz." ğaldır. ANAFh
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle