17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6ŞUBAT Ozetle 1985 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURÎYET/S BEHIÇ AK KİM KİME DUM DUMA Sanat Kurumu 1984 yıh Plastik Sanatlar ödülü Ankara 'da düzenlenen bir törenle sahiplerine verildi. Sanat Kurumu 'nca her yü resim, heykel ve seramik dallannda verüen ödüle, bu yü resim dahnda Fethi Arda ve Duran Karaca, seramik dahnda Atilla Galatah değer görüldü. Heykel dahnda ödüle değer yaptl bulunamadı. Sanat Kurumu'nda ödüllerin dağıttmından sonra, Fetıhi Arda ve Duran Karaca 'nm yapttlarmdan obtsan bir resim sergisi açıldı. Sergi 14 şubat günune kadar sürecek. (a.a.) Sanat Kurumu Ödülü verildi Eski başbakan orkestra yönetti Ingütere'nin eski Başbakanlarmdan Edward Heath, geçen haftaki bir konserde Kudüs Senfoni Orkestrası ynı yönetti. Edward Heath yönetimindeki Kudüs Senfoni Orkestrası, Dvorak'ın "Yeni Dünya" senfonisini ve Borodin'in "Prens Igor" operasmdan "PoloveçDansları"ru seslendirdi. Muhafazakâr Parti üyesi olan ve 19691974 ytUan arasmda Başbakanak yapan Heath, 197Vde de Londra Senfoni Orkestrası'nı yönetmişti. Ancak, Kudüs'teki konserin yıldıv, Rahmaninov'un "2. Piyano Konçertosu"nu seslendiren 21 yaşmdaki tsraiüi piyanist llan Rechtman 'dı. Fotoğrafh röportajın öncülerinden Felvc Man, 30 ocak günü Londra'da öldü. Kısa süre önce ülkemizde de açılan bir sergiyle tanuhğmız FelhcMan 1893 yıhnda Almanya'da doğdu. Asıl adı Hans Baumann 'dı. Birçok dergiye fotoğraf verdi, 1934 yıhnda Nazi Abnanyası'ndan kaçarak Londra'ya geçti. Edward Hulton ve Stefan Lorant'la popüler "Picture Post" dergisini kurdu. Felbc Man'm yazdığı "Litografi Tarihi" de çok ünlü. RESSAM A TA VE YAPITI Şemsi ve Orhan Arel kardeşterin babası, Maide ve Mebrure Arel'in kayınpederi olan Mehmet lhM Bey (solda), sanatçı bir ailenin atası. Bu usta sanatçınm son sergisindeki yapıtlarından biri (sağda) yukarda görülüyor. Klf Jkmm mms ı 1 Yüzyıl başının önemti bir sanatçısı: Ruhi Bey 18801931 yılları arasmda yaşayan ressam Mehmet Ruhi Bey, Deniz Harp Okulu'nu bitirdi. Gemi inşa mühendisi ve yüzbaşı rütbesindeyken Sanayii Nefıse'yi birincilikle bitirdi. Devlet hesabına 5 yıl Paris'te okudu. 13 yü Deniz Harp Okulu'nda, 8 yıl Güzel Sanatlar Akademisinde öğretim üyeliği yaptı. ERHAN KARAESMEN Türk resminin yüz otuz yıllık geçmişine damga basmış sanatçı aileJerinin sayısı çok azdır. Gerçi, Batı resmindeki BnıegbH'ler, Le Nain'ler, BeOini'lerin ağırlıklı etkileriyle karşılaştırmaksızın, karı koca eşler (Dereli, Üren, Eyiiboglu'lar), kardeşler (ArifAbidin Dino), babaçocuk (ArifHasan Kaptan, Turgul ZaimOya Katoglu) gibi örnekler mutlulukla sayılabilmektedir. Ama iki kuşak boyunca süregidebilen bir sanatsal uğraşı zincirinin çok daha ender, güçlü örneğini Arel'lerde buluyoruz. Mehmet Ruhi Bey (18801931), bu zincirin, on dokuzuncu yüzyıla dokunan temelidir. Oğulları ŞemsiOrfaan Arel kardeşler, gelinleri Maide, Mebrure Arel ve torunlan en genceciği yirmi yaşlanndaki Emel'e vanncaya kadar resimle çeşitli düzeylerde hamur olmuşluğu sürdüregelmişlerdir. ailenin en büyüğü ve çıkış noktası oluşundan gelmiyor. Resim sanatı gibi ergin adam sanatı olduğu bilinen bir dal için erken ölmüş olmasına karşın ilginç izler bırakmış bir önemli ressamdır, Ruhi Bey. Ayrıca bu dala gecikmeyle gelmiştir. Berri Humayun'daki mühendislik öğretiminden sonra geldiği Sanayii Nefîse'yi bitirip başanlı bir yurt dışı sınavının ödülüyle tbrahim (Çaiiı) ve Hikmet (Onat) Beylerle birlikte Paris'e vardığında 30 yaşına gelmişti. Ruhi Bey'in beş yıla yakın kaldığı büyük sanat merkezini hem kültür birikimi sağlatıcı, hem de aynntıdaki resim teorüerini belletici genel yönleriyle yoğun biçimde ve derinden algıladığı anlaşılmaktadır. Aslında Nazmi Ziya, Namık tsmail, Avni Lifijiyle ve Feyhaman Duran'ıyla birlikte Batıya açılan ilk pencereden başlarını uzatmış bu kuşak, dünya kültür ve sanatını tanıyıp algılamada üstün bir sorumluluk bilincini taşımıştır. P İ K N İ K PtYALE MADRA Felix Man öldü U GAZETEa mcDET ŞE.N Batıya açılan pencere Yöntem araştırmacı ve teorisyen yönüyle sanat tarihlerimizde adı geçen, ama resimleri çok az görillen ve bilinen Ruhi Bey'in Ankara MiGe Galerisi'nde sergilenen yapıtlan, yukandaki düşüncelere çağnşım yaptırttı. Ama Ruhi Bey'in önemi sadece, iki üç kuşak boyunca sanatçı hamurundan insanlar çıkarmış bir TRTnTün başına gelenler Saint Laurent hisse senetleri Gelişmiş çoksesli müziği dinleyenlerin TRT ile ilişki kurduklan tek yayındı TRTIII; onu da yitirdik. Madem TRTI ve II gibi yayın yapılacak, neden çok kısa dalga yayını için ekstra bir harcama yapıldı? DR. İHSAN FAHRİ TRT III, çahşırken sürekli dinlenen bir istasyon olmaktan çıktı ya da çıkanldı. Sonımlu kişiyi bilmediğimizden, size yazmak zorundayız. "Çok kısa dalga • FM stereo yayın" deneyimlerinin ne anlama geldiği büyuk çoğunluğa öğretilmeden yayına geçilmesinin ardından, bu kanaldan "Halimem" ve bunun gibi çeşitli tek sesli müzik programlannın yayına ahnması, bu kanalın ne için yapıldığının yapımcüar ve yayımcılarca da bilinmediğini belirtmiştir. Stereo müzik ilk çıktığı zaman, ABD'de bu tür plaklar ve müzik setleri piyasaya çıkanlmadan önce, öğretici ve eğitici bir plak hazırlanmjşü, bu plakta tek sesli müzikten bir ornek önce dinletiliyor, aynı orkestradan aynı müzik parçası bir daha tekrarlanarak bu kez stereo olarak çalınıyordu. Bu plak "Neden stereo plak neden stereo müzik seti?" kavramını anlatarak halka, milziği konser salonundaymışcasına dinleyin, diye öğüt veriyordu. Ülkemizde yaşarken öğrenme, çalışırken öğrenme eğitimi işlediğinden, bunlar anlatılmadan FM ve stereo müzik yayınma geçümiştir. Gelin bir anket yapalım, yalnız dinleyicilere değil TRT'nin yapımcılarına da soralım: Stereo müzik Hi Fi (High Fidelity) ne demektir? Bakalım ne yarut alacağız. Aklımıza gelmişken bir soru daha: Konserlerin kaydı stereo cihazlarla ve stereo bantlara mı yapıhyor? Kanımızca, TRT III, gelişmiş çoksesli müziği dinleyenlerin TRT ile ilişki kurdukları tek yayındı, onu da yitirdik. Barok müziğin ardından başlayan türküler ve oyun havaları ya da bir viola taksimi, düğmeyi hemen o kanal üstündeki başka bir istasyona çevirmeye ve orada karar kılmaya neden oluyor. Bu yol da, hem üç yabancı dilden yapılan yayının dinleyicisini kaçınyor, hem de "Panorama" isimli programın boşuna yayımlanmasına neden oluyor. Madem TRTI ve TRTII gibi yayın yapılacak, neden çok kısa dalga yayını için bir ekstra harcama yapıldı? Zorunlu tek kanallı TV'den sonra şimdi de zorunlu tek kanallı radyo yapılsın, bari hem personelden hem de paradan yana kazanüır. Tembel yayımcıhğın örneklerinden biri de 31 aralıkta sabahın üçüne kadar yayın yapan TRT TV'sinin, 1/1/1985 tatil günü akşamı saat 17.00'ye kadar uyumasıdır. Bizim gibi erken uyuyan, yılbaşı eğlencesi yapmayan büyüklerle, bu yurdun küçüklerine söyleyecek sözü, gösterecek bir fdmi de yok muydu? O gün akşama kadar çizgi film bile yayımlasa olabilirdi. Biraz akıl, biraz sağduyu, biraz da insaf! Biraz kaliteli programı bari 1985 yüında hak etmedik mi? Hem de birinci ayından itibaren TRT'nin saptadığı miktardaki parayı hiç itiraz etmeden kuzu gibi ödediğirniz halde. Aydın bilincinin süzgecinden O dönemlerde dünyada çok yeni olan kubizme, ön soyutçuluğa kapalı kalmış olmakla birlikte, izlenimcilik ve renkçilik etkisinden nasibini genişçe almış olan 1900 kuşağı sanatçılarımız, ressam olarak ülkemize genelde bu akımı taşımışlar ve aralarından bir Nazmi Ziya, Türk izlenimciliğinde doruklara da varmıştır. Ama, ayrı ayrı hepsi kişisel kültür, sergi, bilgi ve duyarlığa dayalı yan geUşmeler de göstermişler. Ankara'daki sergisinde birkaç desenindeki örneğiyle görüldüğü gibi, ince renk beğenisi dolu kadın portrelerini de başanyla yapan Ruhi Bey'de bu kişisel gelişme "yakın cevre olaylanna, toplumsal olguları aydın bilinci süzgecinden geçirerek yaklaşma" biçiminde tanımlanabilir. Kurtuluş Savaşı desenleri yurtsever bir subayın milliciliğinin yanı sıra o dönemlerin yaşanrruş gerçekçiliğinin dünya görmüş bir aydın gözündeki yansımasını da taşıyor gibidir. Nefısc'ye uygar eğitim yöntemlerini yerleştirebilmek için çabalar verdiği ve bir sonuç alamaymca aynhp gittiği için, 192030 kuşaklarının Cumhuriyet dönemi evresinde kitlesel dışa açılmasında Ruhi Bey'in damgasına pek rastlanmaz. Biraz tekil gerçekçi ve hafifçe kenarda kalarak sanat yaşammı tamamlamıştır. Oysa, aydın kişiliği ve plastik gerçekçilikteki öncü konumuyla yüzyıl başı resim hareketimizin çok ilginç bir simasıdır. Plastik değeri ve tarihsel doküman anlamıyla en aşağı birkaç çok özgün yapıtının yer raldığı Ankara Galeri MiGe'deki sergisi vesilesiyle, sanat tarihlerimizin hafifçe gölgede bıraktığı bu önemli yüzyıl başı aydınımn ve değişik sanat adamının anısına saygılar sunuyoruz. 528 66 29 526 10 00/412 SfZLEKJIRBU ; »UUIHltıX £6ER 6EHÇEKTS.M KOTUUJK Ö» &i NİYETLERı BEKI YILUVR &O/U SOVLE. ıVl, 6EVECEM , AMLAVIŞLI.. A y/ME. OE E K S k Bt ŞEY V4R...MEOTR O MÎ Fransa'nın ünlü modacısı Yves Saint Laurent, bu yıl ya da 1987'de sirketinm hisse senetlerini satışa çıkarmaya ve "halka acılmaya" karar verdi. Saint Laurent'm bu tasansı gerçekleşirse, şirket Fransa'da "halka açılan" ilk modaevi olacak. Saint Laurent'm müdürü ve ortağı Pierre Berge", ne kadar hisse senedinin neflyatla satışa çıkanlacağına karar verihnediğini, ancak Fransa'da seçimler yapılacağı için böyle bir girisimi 1986 yıhnda gerçekleştirmek istemediklerini açıkladı. ( VAR. 6 "Mesih "sahnede Londra 'daki Antik Müzik Akademisi'nin Müdürü Christopher Hogwood, HaendeVin "Mesih" oratoryosunun ilk sahne yorumunu yönetmek üzere BerUn'e çağrüdı. Hogwood, 10şubat25 şubat arasmda Berhn 'de gerçekleştirüecek yedi konserde orkestrayı ve yvrmi şarkıcıdan ohısan koroyu yönetecek. TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 6 Şubat KÂŞİf STANLBY'İN KONFERMSL 1878 'DE 8U6ÜH, ÜULU AFHlKA KÂÇIFİ JDHN R0WLANDSTANLSY, LONPHA'OA ONBMLI Slü KONFERANS VERDİ. ASIL MESLE6I 6AZBTBÜÜK OlAN STANLEY, NSW YO&C HBÜALD TRlBUNB GfiZETESİNCB, AFKİKA'PA KAYgOLAN K4Ç/F Dr UVtNGSTÖNE'U AHAMAtUA GO8EYLEN0IRİLMİÇTİ. BUNU BAŞAZAH SJANLEY, DAHA SONRA BİRÇOK reeı DEKBŞFETMIÇTİ. KRAUYET COĞBAFM .«yRUMU'MUU DÜZ6HLEPİ6I KONFERANSTA, KEŞİFLERlYLE İLGILJ AÇtKLAMALAR. YAPAM STANLEY'İ, İN6İÜZ V£ FBAhlSIZ veÜAHT PfS£NSLEXİ İLE, O SIRADA AVRUPA 'DA SÜR6ÜKİDE BULUNAN ESKİ OSMANLI SADRAZAMI MİTHAT FHŞA DA DİMLEMİÇTİ. MıtkarPtışa, 6* sırada oturtm fesli kıÇı.) Homeros çevirmeni Fitzgerald öldü Homeros'un "llyada" ve "Odysseia" destanlarmı lngiüzceye çeviren ve bu çevirileri birer klasik niteliği kazanan ozan Robert Fitzgerald, uzun süren bir hastahktan sonra öldü. Fitzgerald, "Odysseia" çevirisiyle l%Vde ilk Bolingen Ödulü'nü aldı. Son olarak, edebiyat eleştirisi üstüne yayımladığı kitap, eleştirmenlerce övgüyle karşüandı. 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet 6 şubat ms olsa gösteren Kaçakçılıga karşı gemılere gırdikleri yiyecek, garipyeni şeklini olmuştur. Bu anlaşılmıştır. Satıcüar bir vak'a yeni tedbirler meyva ile boncuk ve kolye gemilerden birinin tayfaları Sık sık görülen kaçakçılık vak'aları; dış hatlarda se/er eden bazı gemilerde yeniden tedbirler almak lüzumunu ortaya koymuştur. Alakadarlar da bu münasebetle tetkikata geçmişlerdir. Bilhassa Pire'de bir takım satıcılarla terzilerin gibi seyler de getirmektedirler. Terzilere gelince, bunlar geminin limana ilk uğrayışında ısmarlanan elbiseleri, dönüşte ya prova etmekte, yahud da hazırlayıp sahibine teslim etmektedirler. Diğer taraftan geçenlerde, kaçakçılığın ehemmiyetsiz de 193S198S bir muhbır, salondakı alakadar memura, biraz ilerideki kahveye kadar gitmesini tavsiye etmiştir. Bu kahvede, birer ikişer geçen domateslerin ve sairenin bir araya getirilerek satümakta olduğu görülmüştur. Eşya musadere edilmişse de sahiplerinin kimler olduğunu tesbit etmek mümkün olamamıştır. GALERILER B E Y M E N e FANGALTl SANATGALERtSl BİHRAT MAVITAN Resun Sergisi Resim Serçisi 5 Şubat 28 Subat NO 46 Pangatt 1 5 ' '41 50 %3 Aydemir Ökmen VAKKO SANAT GALERİLERİ SUNAR: 528 ŞUBAT 1985 Vakko/lstanbul Hüsamettın Koçan Vakko/Ankara Yunus Tonkuş HEYKEL SERGİSİ salondan geçerken, ellerinde birer ikişer domates, salataiık ve saire görülmüstür. Kimisi hastası olduğunu, kimisi mesela iki domatesten ne çıkacağım söyleyen bu tayfalar hakkmda bittabi muamele yapmaya lüzum görülmemiştir; bu sıralarda, EGE UNİYERSİTESİ REKTORLUĞUNDEN 2 5 4 7 SAYILJ YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNA TABİ OLARAK AŞAĞIDA BELİRTİLEN KURULUŞLARA ÖĞRETİM ELEMANI ALINACAKTIR Fakültesi Tıp Fakültesi : Bölümü Cerrahi Tıp Cerrahi Tıp : Anabilim Dalı Genel Cerrahi Kadın Hast. ve Doğum : Kadro Unvanı:Adel Yard. Doçent Yard. Doçent : Aranan Şartlar Deneysel Cerrahide 10 yıl, Genel Cerrahide 7 yıl deneyimli ve Böbrek Transplantasyonu ile ilgili çalışması olması, En az 15 senelik uzman olması ve 6 sene yabancı ulke tecrübesi ile bunun 6 ayının yabancı ulkede Jinekolojik Onkoloji dalında araştırmalarda bulunması. 121 Şubat '85 Ataturk Bulvan 139 Kızüay • ANKARA 18 41 87 «18 43 42 Turgut Atalay Güneri Resin Strgisi 31 ocaK16 şubat Husrev uende C*ö 126Te$v*ıyc MeyOnBT Tel 141 27 11 RESİM SERGİSİ Vakko/izmir 1984 Vakko Büyuk Resim Yarışması SERGİSİ DESTEK U N t T SALUISI SANAT GALERIS1 " . r , " " ^ , ' " . " mODUL Veysel Erüstün Restn Scr^isi 29 ocak23 şubat Abdı loekc Caa 75 Macka M60354 SADETTİN ÇULAN resim sergisi I » W 1 p «"« Ta"ı Klnıgı sk U i y i T i 1 6 9 21 e 4 3 16.19. Tizyil URART SANAT rtALtRISl DESEN PASTEİ. t 7 » >kat 1 « 5 MusUfa Ata Ueşe Erook Mehmet Guleryuz Kemal Iskender Balkor Nacı Islımyelı S e n d YMOZIU İSTANBUL 6RAVÜRLERİ SERGİSİ «anaıaur MİIafc PrAauH lİaaranİ lartlett, M I M M , «nikie, Rogier 1 Şubat26 $ubat 1985 Oktay .\nılanrhcrt 6 26 Şubat 85 Mühendislik 1 Yard. Doçent Fakültesi Adayların sınavına girecekleri yabancı dili de belirterek dilekçelerini 22.2.1985 gunü mesai saati bitimine kadar ilgiii kuruluşlara vermeleri gerekmektedir. Teferruatlı bilgi ve aranan şartlar ilgili kuruluştan öğrenilecektir. Duyurulur. Basın: 11026 Radyoloji Dahili Tıp Bilimleri Gıda Muhendisliği Gıda Teknolojisi Araş. Görev. 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle