18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nun bulunduğunu belirtmek istiyoruz. Türkiye, bir halifesultan otoritaryanizmi içinde, uzun yıllar yaşamıştır. Burada, siyasa, bir dinsel karizma sahibinindir. Meşrutiyetlerle, karizmacılığın bu türü son bulmuştur. Ama tarihsel olgular, başka karizmalar getirmiştir. Böylece, sivil siyasallaşma, gecikmiştir. Yasalarla, hatta seçimlerle de gelseler, "siyasa"yı, bireysel karizmaların belirlemesi yolu, hep açık kalmıştır. Böylece, ulusal egemenliğüı, temsüci heyetler ve kurumlar eli ile uygulanması (yani sivil siyasallaşma), layıkı ile gelişememiştir. "8384 parlamentosu", sivil siyasallaşmanın merceği olma yaklaşımına pek yakın olamamıştır. Ama doğal olarak kendisine vanlan şu demokratik asama içinde oluşan, oluşacağa benzeyen siyasal dinamikler (ve onların partileri, hiç kuşkusuz, en önemlileri, şimdilik, Mechs dışında olsalar da var olan "partili yaşam" ve "parti sistemi"), halifesultan otoritaryanizmini canlandıracak olan bireysel karizma siyasallaşmasının araçları olmayı özümsememeye başlamıştır. Onun için 85, bireysel karizmaların ağırhkları ile, bir sivil toplumun sivil siyasasmı zorunlu görenlerin prestij yarışması halinde geçecektir. Ulusal egemenliğin, artık karizma merceklerinde yuvalanan bireysel otoritaryanizmlerle değil, demokratik halk temsilcilikleri yöntemi ve biçemi ile uygulanması, sivil siyasallaşmadır. Bu, iktidann ve siyasanın kökeni ne olursa olsun, karizmaların tekelinden çıkıp, demokratik ulus temsilcilerince uygulanması ve belirlenmesidir: Hem de, açık toplumun bütün kurumlannın getirdiği serbest tartışma ile... Az gelişmişlerin dünya deneyimi göstermiştir ki, az gelişmişlerde sağlıklı bir sivil siyasallaşma, ancak bir demokratik sosyalleşme ile olabilir. Bu mülkiyetin sosyal boyutlar, sosyal işlevler kazanması; emekle, onun arasına uçurumlar girmemesi; özgürlüğün, kendini serbestçe insanın, bütün yönleri ile var olması ve bunun da, toplumun koruması altında bulunması anlamınadır. 84, temelde ne yapmıştı? Sosyal ağırlıkları, ekonomik mahyetleri, istikrar için zorunlu olan pahalılıklan, orta sınıfm üzerine yığarak, üst basamağındakileri, anti sosyal ayncalıklara kavuşturmak.. Onlan, ellerindeki ile, yeni yatınm ve üretimlere götürücü hiçbir devlet önlemi de almamak. İşte bu ivme, 85'e de sarkmıştır. Fakat bu ivme, 85 içinde, orta sınıfta, yukanda, bilimsel niteliğini belirttiğimiz demokratik sosyalleşme algısını yoğunlaştıracaktır. Çünkü herkesin, kendi çektiği pahalılık yükünü ve yaşam maliyetini piyasa oyunlan üe, baskasının üstüne yığma kurnazlıklan ile, üretici istikrar politikaları oluşturulamayacağı belli olacaktır. Onun için, 85 büyük yığmlarda, demokratik sosyalleşmenin yoğun olarak aranmasımn başı olacaktır. " Ö Z E L " t N LÜTFL'NA BAĞLANMAK 84'te lütuf ve verimsiz bir liberalizm hevesi canlandınlmak istendi: Devlet, her şeyi yapmamalıdır. Sanayii, ticareti ile beraber, ülkenin eğitimi, kültürü, sanatı da, özelin ellerinde olmalı. Zaten, devlet her şeyi yapamaz da.. O, eğitim, sanat, bilim, kültür alanlannda bile, toplumu donatamaz, gereksinmeleri karşılayamaz. Bu alanlarda da, "özel" sahip durumuna gelmelidir: Uzak Batı'da olduğu gibi.. Devlet, işlevlerinde, özelin lütuflannı beklemektedir. 85, bu görüşün bilimsel analizine bir giriş getirecektir. Liberalizmin, bu olmadığını belirtecektir. Bir kez, devlet işlevine katkının; zaten adil olması gereken paylaşımlardan, yine adil olan bir devlet payı ayırmakta olduğu anlaşılma yoluna girecektir. Ayrıca şu da tartışılacaktır: Uzak Batı'nın hiçbir potansiyeline sahip değiliz. Bu koşullar içinde, devletin, kendisini, özelin girişim ve lütuflanna bağlaması, önce hizmetler alanında verimsizlik getirir: özel, fazla kâr olmayan hizmete iltifat etmez de ondan.. Sonra, bu yol ile laik, laik olduğu için insancıl ve ulusal bir çağdaşlaşmaya verimsizlik gelir. ÇAGDAŞLAŞMA BİLİNCtNİN ARTMASI Türkiye, 84'te Uzak Batı'nın yalnız merkantilist felsefesiyle bütünleşmeye zorlanmıştır. Bu yüzden, ülkemizde, kökeni Rönesansa dayalı Aydınhk ÇağTrun laik ve müsbetçi değerlerinin ve kurumlannın ışığı, az parüdar olmuştur. Oysa çağdaşlaşmamızın genel kuramı bu kaynaklardan gelir. 85 Türkiyesi'nde, işte bu bilinç artacaktır. öyle ki: 85'te sivil toplum, sivil siyasallaşma (demokratik sosyalleşme) kalkmmanın yüklerinde ve ödüjlerinde adaletleşme özlemleri ile; kültürde, eskil gelenekselcüik, ekonomide, acımasız merkantilizm tutkulan yarışmasmda, gerçek çağdaşlaşma, demokratik boyut kazanacaktır: Çünkü demokratik yollarla, toplum gereksinmesi olması yoğunlaşacaktır. Umutla.. 85 üzerine umutla beklentiler... Türkiye, 84 'te Uzak Batı 'nın yalnız merkanülist felsefesiyle bütünleşmeye zorlanmıştır. Bu yüzden, ülkemizde Rönesans'a dayalı "Aydınhk Çağı"nın laik ve müsbetçi değerlerinin ve kurumlanmn ışığı, az parüdar olmuştur. Oysa çağdaşlaşmamızın genel kuramı bu kaynaklardan gelir. 85 Türkiyesi'nde, işte bu bilinç artacaktır. Bekliyoruz, umutla... Prof. BAHRİ SAVCI Ne olup bittiğine ve biteceklere, teker teker bakma yerine, olup bitenlerin ve biteceklerin genel niteliğine bakmayı, öne almayı yeğliyoruz. Türkiye'miz, elbetteki, dünyadaki genel belirlilikler (muayyeniyetler) içinde bir gelişim çizgisi, ya da olumsuz durumlar sarmah içindedir. Buna göre, Osmanlıdan beri, onun yazgısını, deniz yollarınm açılışı, ateşli silahlar, buharlı sanayiın doğuşu, emperyalizmlerin dal budak salışı, otomasyon, elektronik sanayii, katı maddeler fiziği, nükleer enerji ve bunlann oluşturduğu "bilimsel kültür" dinamikleri çizmiştir. YENlYE, tLERİYE ATILIMDAN, tLKEL GELENEKÇtLİĞE... Eğer bir cüret sayılmazsa, bu dinamiklerin ve kültürün yarattığı durumların genel ve birleşik niteliğini, birkaç sözcükle özetleyebiliriz: Bu dinamikleri yaratan ve uygulayıma vuran, geliştiren "bilimsel algı ve kültürü" üretenlerin, her şeyin sahibi oluşlan, ötekileri de, onlara egemen olarak, yönetmesi... Bu arada, teraelde, ötekiler içinde olsa da, adı geçen "bilimsel algı ve kültür"e, teknolojik beceriye açılabilenlerin de, bu açılış derecesine göre, siyasal, ekonomik, kültürel kişüiği olma yolunda bir çaba gösterme olanaklan, olabiliyor. Bir başka deyişle, laik cağdaşlık ailesinin üyeleri, üstündür, sömürü sahibidir. Ötekiler, metafızik gelenekselcüik ortamında, sürünürler ve sömürülürler. Türk olgusunda olduğu gibi, kimileri de, laik çağdaşhk ile, metafızik arasında gidip gelirler. Fakat, frekanslan, henüz, çağdaş teknolojinin ve laik toplum özgürlüğünün ürünlerini verecek açıya ivmemiştir. Bu açıklamaya göre, Türkiye'nin bocalamalan, adı geçen dinamikler bileşimini, henüz, geriye dönülmez yolda, oluşturamamasından gelir. Jön Türklerin yenileşmecilik düşününü, görkemli ve üstün bir sıçrama ile, üst perdede gerçekleştirme düzeyine çıkaran Atatürk devrimciliği, Türkiye'ye, bu dinamikler bileşimini oluşturma kanalını açmıştı. Bugün, öteki geri kalmışlardan aynmımız, böyle bir açüışm ürünüdür. Hâlâ, bağımsız, sömürüsüz bir laik çağdaşlaşmayı tam başaramamamız da, bu sarmalı, hâlâ, kıramayışımızdandır. Böyle olunca, 85'in genel çizgisinin ve niteliğinin ip uçlarım bulma kolayhğrmız, açıkça ortaya çıkar: Buna göre, bir yanda, bilimsel algıya, teknolojiye ve çünkü laik kültüre açılma oluşumları bulunacak; onun karşısında da, eskil (antik) değerlere dayah gelenekselcüik devinimleri yer alacak. 85'te Türkiye, bu iki olgunun her birinin, kendi egemenliğini kurma çabasımn "manzara'Mannı yaşayacaktır: 84'te olduğu gibi... Bu konuda ük görünüm, şu olacaktır: Bilindiği üzere, bütün dünyada, liberalizmin geri geldiği söylenip duruyor. Olan ise, şudur: Bir liberaüzm kamuflajı altında, Uzak Batı Finans Kapitalinin az gelişmişleri, kendi ekonomik, siyasal egemenliğine tutsak kılmasının yoğunlaşması... Böyle bir dış konjonktür içinde, Türkiye'nin, kendini, ileri derecede "şahsiyetleştirebileceği (kişilik kazanabileceği)", büyük ölçüde, kuşkuludur. Ama "Türkiye'nin, Müslüman ağırkğındaki az gelişmişlik dünyası ile bileşimleşmesi, kendi liberalizmini de korayarak, kendini kurtarmaya yardımcı olabilir" de denmektedir. Fakat bu konuda da, Uzak Batı'nın finans ve politika oyunlannın yaratacağı engellemeleri de gözden kaçırmamak gerekir. Ayrıca, Müslümanhk ağırlığındaki bileşimleri, bizim bağnaz metafizik tutucularımız, Türkiye'nin laik uygarlıktan koparak, eskil çöl geleneklerine dönüşüme indirgemeye kalkabilirler. (Kuşkuya ne gerek? Kalkmışlardır bile..) StVİL StYASALLAŞMA îç konjonktürden doğan 85 çizgilerine gelince: Yukanda, 85 Türkiyesi'nde laik toplumsallaşmanın, esküleşmecilik ile çelişkileşmesini belirtmek istemiştik. Şimdi de, 85 içinde, anayasamızın ve bütün çağdaş demokrasilerin öngördüğü "sivil siyasallaşma" sorunu Umutlar, Beklentiler PENCERE 6 ŞUBAT 1985 Mucize ve Keramet Mucize nedir? Babasız doğan Isa ötüleri diriltir; Musa âsâsını vurduğu yerden su çıkartır. Bunlar birer mucizedir; ama Müslümanlıkta mucize var mıdır? Hazretı Muhammet'e demışler ki: Ey Muhammet!.. Peygamber olduğunu söylüyorsun, öyleyse İsa ya da Musa gibi mucize göster! Muhammet: Benden mucize beklemeyin. diye yanıt vermiş. Ben de sizin gibi bir insanım. Ne var ki, mucize kılık değıştirerek hayatımıza gırmiş, adı keramet olmuş. Kimi şeyh efendi okuyup üfledi mi körün gözü, ahrazın dilı açılmaz mı? Umarsız hasta şıppadak iyıleşmez mi? Geçenlerde TV'de bu konuyu ele aldılar. Kimi yuıttaşımız hekime, hastaneye gidecek yerde üfürükçüye başvuruyormuş; polıs de peşlerini bırakmıyor. Yasalar engellese de öteden beri bizım toplumda muska yazmak, kurşun dökmek gibi tedavi yöntemlerine ınananlar az değildir. Hastane kapısında sıra bekleyen sabrını tüketip keramet sahibi kişiye başvuran yurttaşa ne diyebiliriz? • EVET/HAYIR AKBAL OGRETMEN/OGRENCI YONETEN MUAMMER TUNCER 1402'likler Sorunu... "Masum insanlan, savunma hakkı vermeden sürekli suçlu göstermek olmayacak bir şeydir. 12 Eylül döneminin kargaşasının ortadan kaldırılması için geçirdiğimiz olağanüstü bir dönem yaşadık. Veniden düzenli bir hayata girildi. Şimdi yeni anayasanın getirdiği demokratik düzen içinde vatandaşlanmızın bütün haklannı kullanmaları gerekir. 1402 ile işlerine haksız olarak son verilenlerin haklannın venlmesi lazımdtr." SODEP Genel Başkanı Erdal İnönü Zonguldak'tayaptığı konuşmada böyle diyor: "Bu sorunun çözümü demokrasiye sahip çıkmanın göstergesi sayılacaktır." 1402 ile işlerine son verilenler konusu bu sütunda sık sık Şşjenmiştir. Genç yaşta, ya da emekli olmasına birkaç ay, bir iki yıl kala görevlerinden uzaklaştırılanlar yüzlerce... İçlerinde tanıdıklarım da var, öğretmenler, müfettişler, ögretim üyeleri, memurlar... Ekmek parasını kazanabılmek için çaresizlikle her türlü işe girenler şoför, seyyar satıcı, simitçi, işportacı, kâtip, garson vb... Hepsi uğraştı didindi, suçunun nedenini anlamak istedi. 'Verin Adalet'e, kovuşturma yapın' dedi, olmadı. Hak arayacak yerler nerelerı? Bakanlar, Başbakan, Danışma, sonra TBMM Başkanlığı, üyeleri; en sonra, en son umut olarak da MGK ve Cumhurbaşkanlığı makamı... Hepsıne başvurdular, dilekçeler yazdılar, kapı kapı dolaştılar. Sonuç alamadıkları zaman da, yazarları, gazetecileri buldular, bütün bu başvuruların belgelerini, fotokopilerinı getirdiler. Arasam 1402'cilerin bir yığın mektubunu, bekjesini bulurum. Ama gerek yok ki! Okurlarımız bunları iyi bilirler. Bir ara rejımde yaşadık. Sekiz on yılda bir yaşaya yaşaya bu 'ara" rejimlere, artık alıştık. Bu sürelerde demokratik hak ve özgürlüklerbir sürelığıneaskıya alınır. Önemli olan, 'ara rejım'lerin oluşmasına meydan vermemek. Demokratik düzeni her türlü zorluğa karşın yaşatabılmek, yaşatma gücünü bulmak... Ama ara rejim bitmiştir, bittiği söylenmiştir, yeni bir anayasa yürürlüktedir. Genel ve yerel seçimler yapılmıştır, sivil bir yönetim işbaşına gelmiş, olağanüstü koşullar ortadan kalkmıştır, 'hak ve hukuk düzeni' yeniden işleıiığe kavuşmuştur. Olağanüstü dönemin birtakım yanlışlarını, kaçınılmaz yanılgılarını düzeltmek, bu arada haksız yere suçlanan, görevlerinden atılan, yoksulluğa itilen yurttaşları düşünmenın zamanı gelmiştir. Olağanüstü dönemde bile bu konuyu sık sık yazdıgımı okurlarım anımsayacaklardır. Bu tür yazılarım üstüne kimi yetkili kişiler, bu arada Sayın Milli Eğitim Bakanı Sağlam acıklamalar yapmış, bu tür işlemlerin Bakanlıkça değil, Sıkıyönetım makamlarınca yapıldığını, Bakanlığın hiçbır sorumluluk taşımadığını belirtmişlerdir. Her zaman değılse de çoğunlukla böyle olmuştur. İhbarlar, yanlış bilgi vermeler, ya da kişisel düşmanlıklar sonucu yetkili makamlar yanılgılara düşmüşler, birçok görevliyi işlerinden uzaklaşlırmışlardır. Mağdur olanlar ise yukarıda da belirttiğim gibi, hak arayacak bir kişi, bir makam bulama(Arkası 11. Sayfada) MEGSB'na bağlı okulların çaltşma takvimi Şehir ve kasaba ilkokulları ile ortaokul ve ortaöğretim kurumlarında II. kanaat döneminin sona ermesi, ('METEP' mesleki ve teknik eğitim projesi uygulanan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları da dahil): 24 Mayıs 1985 cuma. özel ana okullarında aday kaydı yapılan öğrencilerin seçimi: 27 Mayıs 1985 pazartesi, 31 Mayıs 1985 cuma tarihleri arasında. Ortaokul ve ortaöğretim kurumlarında öğretmenler kurulu toplantısı: 27 Mayıs 1985 pazartesi. " M E T E P " mesleki ve teknik eğitim projesi uygulanan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında dönem bütünleme sınavı öncesi öğretmenler kurulu toplantısı: 27 Mayıs 1985 pazartesi. Kurumlar sı Ozetle Öğrenciler çözüm istiyor Bizler çeşitli zorluklarla ve kısıtlı olanaklarla okumak zorunda olan öğrencileriz. Son yıllarda uygulamaya konan \izesınav sistemi bu zorluklardan sadece biridir. Bu uygulamada sık sık biçimsel değişikliklerin yapıhnası sistemin tutarsızlığını göstermektedir. Yetküiler sistemin işlemediğinin farkındadırlar. Nitekim YOK Başkanı da artık sakathğı hafıften itiraf etmeye başIadı. Ne var ki bizler deneme aşa * Konya'dan Y. Okumuş'a: navı: 27 Mayıs 1985 pazartesi. tlkokul yönetmeliğinin değişik Köy ilkokullarında görevli öğret 71. maddesine göre, okul müdümenlerin mesleki çalışmaları: 27 rü sınıf dağıtımı yaparken öğretMayıs 1985 pazartesi sabahı baş menlerin göriişlerıni almak zolar, 31 Mayıs 1985 cuma sona rundadır. Sınıf dağıtımında, öğerer. Şehir ve kasaba ilkokulla retmenler birinci devrenin üç sırında yetiştirme kurslarının baş nıfında veya ikinci devrenin iki laması ve sona ermesi, (yetiştir smıfında görev alırlar ve sınıflame kursu sonu sınavlan da bu rıyla birlikte ust sımfa geçerler. tarihler içinde yapılacaktır): 27 Gerekli görüldüğü hallerde okul Mayıs 1985 pazartesi sabahı baş müdürleri bu görevlendirmelerlar, 7 Haziran 1985 cuma sona de değişiklik yapabilir. erer. Otelcilik ve turizm meslek * Kocaeli'de, R. Ercan'a: liselerinde atölye ve işyerlerinde "MEGSB Taşra Teşkilâtı Yöneuygulamalı eğitim çalışmaları, ticUerinin Atanmalarma ve Göseminerler ile bu faaliyetlerin de revden Alınmalarına tlişkin Yöğerlendirilmesi: 27 Mayıs 1985 netmelik"in 15. maddesi uyarınpazartesi başlar, 7 Haziran 1985 ca ilkokul müdürlerinin atamacuma sona erer. Fen liseleri II. ları, il değerlendirme kurullarıbasamak sınavı: 28 Mayıs 1985 nın sapiadığı adaylar arasından, salı. MEGS Müdürü'nün önerisi ve valinin onayı ile gerçekleştirilir. Ancak müdürlüğe atanacak öğretmenin aynı yönetmelikte sıramasındaki bir sistemin kurbanlanan nitelikleri taşıması gerekir. ları olmaktayız. Son olarak, bu * htanbul, Fatih 'ten A'. Kaya>ıl getirilen paralı öğretim uygualp, bir süre önce, eski bir disiplaması biz, olanaklan kısıtlı öğlin suçundan dolayı binlerce öğrencileri alabildiğine sıkıntıya retmene il disiplin kurullannca düşürdü. Bu uygulama, ileride çok farklı cezalar uyguladığmı belli bir kesimin dışında kalanbelirterek bu cezalann kaldınllann >Tikseköğretim hakkından masındaki yararlan sıraladıktan yoksun kalmalanna yol açacak. sonra şöyle diyor: "Disiplin ceMilletvekülerimizin sorunlanmızalarımn kaldırılması öğretmenza çözüm getirme çabasına girlerin görevlerine daha büyük bir melerini bekliyoruz. istekle sanlmalannı sağlayacakt.T.Ü.'den bir grup ögrenci tır." Auunalarunız ne zaman yapılacak * Biz Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'mn duyurusu üzerine 3 eylül ile 3 ekim 1984 tarihleri arasında ogretmenlik için açıktan başvuran ogretmen adaylarıyız. Aylardır atamalanmız yapılmadı. Atama işlemlerinin gecikmesi yüzunden binlerce arkadaşımız askere alındı. Başka birçok arkadaşımız da askerlik işlemlerini vaptırmak zorunda. Bunlar önümüzdeki dönemlerde askere alınacaklar. Ögrenmek istedigimiz konu şöyle: Yukarıda belirttigimiz tarihler arasında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na ogretmenlik için başvuranlann atamalan yapılacak mı? Bakanlıkta bu konuda herhangi bir çalışma var mı? Bir grup ogretmen adayı * Açıktan atama işlemlerinin çok uzaması öğretmen adaylarının güç duruma düşmelerine neden olmaktadır. Bir süre önce MEGS Bakanlığı yetkilileri atama işlemlerinin kolaylaştırılacağını belirtmişlerdi. Bu konuda çalışmaların hangi aşamada olduğunun açıklanmasında yarar var. Bir yurttaş olarak ben de neredeyse mucizeye ve keramete inanacağım. Sözgelimı üç yanı denizle çevrili Anadolu yarımadasında vatandaşın denize girebileceği kıyı kalmaması bir mucizedir. İstanbul ya da İzmir gibi büyük kentlerde bir Beledıye Başkanının kıyıları özel kişilere peşkeş çekmesi, denizı halka kapatması, yine de seçım kazanması o adamda bir keramet olduğunu vurgular. Sonra yine aynı partiden bir başka Belediye Başkanının kapatılmış kıyıları toprakla doldurup kıyı yolu açması yine bir keramettir. Ya mucize nedir? Dünyada bir eşi daha bulunmayan Gökova Körfezi'nin kıyısına termik santral kurmayı beceren adam bir mucize yaratacaktır. Gelen giden bu marifet karşısında parmak ısıracaktır. Gelecek kuşaklar: Maşallah, diyeceklerdir, vaktiyle ülkemizde ne büyük adamlar yetişmiş. Bu körfezin kıyısına kim santral kurmuşsa gerçekten keramet sahibiymiş. Ama şimdi şom ağızlılar diyorlar ki: Ülkemizin sayılı holdinglerinden ENKA, Başbakan Özal'ın seçimi kazanması için partısine yatırım yaptı, üç de bakan verdi kabineye... Santralın Gökova Körfezi'ne kaydırılmasıyla Sayın Özal ENKA'ya 100 milyarlık iş yaratıyor. İleri sürülen savların doğru olup olmadığı anlaşıldığında Gökova'daki santral öyküsünün de kerameti belirlenecek. * İstanbul'un en görkemli yerinde kıyıyı kapatmış bir "vatandaş" evinin önünde pazar günü sandallarla denize çıkan, şarkı söyleyen, güneşlenen kalabalığa bakıp dostlarına yakınırmış: Halk yüzünden vatandaş denize gıremiyor. Vatandaş, kıyıyı kapatan açıkgöz yurttaşımızdır; halk da şu, bu, o, sen, biz, onlar... Buna benzer bir sözü geçenlerde duydum, daha doğrusu okudum. Uzun süre Başbakanlık yapmış, şimdi siyaset yasağıyla politikadan uzaklaşmış bir "vatandaş" Gökova Körfezi1 ne termik santral kurulmasıyla ılgili açıklamasında: ' Devtef meseleye sahip çıkmazsa" demiş, "bazı bürokratlar kandırmaya çalışırlar." Anlaşılan "bazı bürokratlar" ANAP uzmanlarıdır; ama devlet meseleye nasıl sahip çıkacak? • Devlet, bürokrasi, parti, holding, şirket nerede başlıyor, nerede bitiyor? Elimizde Musa'nın âsâsı olsa belki bunları birbtrinden ayırabilirdik... İLHAN SELÇUK aglamak ı Satranç sevenlerinbilenterin, öğrenmek isteyenlerindergisi. ülkesinde İNGİLİZCE London. Cambridgt, Boumemouth, Brighton, Torquay yegülmek 2. baskı ederi 400 lira Çağdaş Yayınlan, Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İstanbul ICAGOAJYAYIMAnil Türloye Satranc Federasyomrtıca tavsye edflmmr ALMANCA Kbln Â'avı.f ve bilgı ıçın Turktye Genel Temsılcısı c FRANSIZCA ARACISIZ SATILIK KAT Teşvikiye Beşiktaş arası sobalı 5'inci kat, 4/5 peşin, tamamı 5/5 Tel: 140 70 03 ITALYANCA Paris, Lausanne, Neuchâtel LLC Tunzm Pazariama ve Danışmanhk Ltd Ştl Buyukder* Cad 3 Humyet Pasajı 26 f Camı yant J Şışlı Istanbui Tel 141 71 00 141 70 73 Floransı TeUx 31099 LLC ÜCRETSİZ BROŞÜR İSTEYİNİZ CepKitabı Adım soyadım Adresım Kadının Eva,camaşır yıkamanın kitabını yazdı Madnd, Barseloni ISPANYOLCA EVA, yalnızca mükemmel bir taşırur çamaşır makinası üretmekle yetinmedi, EVA test laboratuvarlanrun önerilerini, EVA kullananlann büdiği püf noktalan ile birleştirdi, yararlı, şirin bir cep kitabuıa dönüştürdü. Sakız gibi beyaz, canlı renkliler, tertemiz çamaşrrlar için yardımcüanmz hazır EVA Taşırur Çamaşır Makinası... EVA Çamaşır Rehberi ••••• ••••»•• ••••« •••• •a • • isteyiagöndereüm! T • • • •A• A I R M A K İ N A S I AŞ N R • • •I •I •Ç•M•Ş••••••••*>•••• Kuponu doldurup. P K 110 Bomova. Izmır adrcsınc gondcnn. Kıtabınız adresınızc postalanacaktır "kaynatır, yıkar, sıkar" •••••••••••••••••••••••a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle