17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6ŞUBAT 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ozetle BM, işkence komitesi kuruyor Insan haklarının korunması için uluslararası girişim 20 üye ülkenin imzaladığı karar, 10 kişilik bir komite kurulmasım ve işkence iddialarımn araştırüarak, suçluların cezalandırılmasını öngörüyor. NEW YORK (AP) Birleşmiş Milletler üyesi 20 ülke işkence iddialannı araştıracak bir komite kurulmasım kararlaştırdı. Onceki gün imzalanan tasan, işkencecilerin, işkence yaptıklan ülkede cezalandırılmasını öngörüyor. Geçen aralık ayında BM Genel Kurulu'nca onaylanan "işkence ve ber türiii insanhk dışı muameleyi" yasaklayan karann devamı niteliğindeki tasan, Genel Sekreter Yardımcısı William Buffum tarafmdan, "Önemli yeni bir aluslaranut haknki bdge" olarak nitelendirildi. Karar tasansına imza atan ülkelerin yetkililerinin oluşturacağı 10 kişilik komitenin, tasanyı onaylayan ülkelerde kişilerin ya da kurumlann "sistenıli olarak işkeoce yapıldıgı" iddialarını araştıracağı ve suçlulann cezalandınlmasını isteyeceği belirtiliyor. Tasanyı imzalayan ülkeler Danimarka, Finlandiya, tzlanda, Norveç, Isveç, Yunanistan, Arjantin, Belçika, Bolivya, Kosta Rika, Afganistan, Fransa, Italya, Hollanda, Portekiz, Ispanya, Isviçre, Uruguay, Dominik Cumhuriyeti ve Senegal. ABD'nin tasanyı "biirokratik engeUer" nedeniyle imzalamadığı açıklandı. Tasan 20 ulkenin parlamentosu tarafından yeniden gözden geçirilip onaylandıktan sonra yurürlüğe girecek. tşkence ve insanük dışı davranışlann araştınlmasmı öngören karar aynca suçlulann başka bir ulkede yakalanmalan halinde işkence yaptıklan ülkeye gönderilmesini ve orada yargılanmasuıı öngörüyor. Kararda işkence kurbanlannın tedavi edilmeleri ve tazminat almalan kabul ediliyor. Kararda, işkence, kasten şiddetli fiziki ya da ruhsal acıya yol açacak davranışta bulunmak ya da böyle bir zor altında ifade almak şeklinde tammlanıyor. POLTTIKADA SORUNLAR ERGUN BALQ Cezayir ve Özal'ın Açıklaması Başbakan Turgut Özal Cezayir'e gıderken uçakta yaptığı açıklamada "Cezayir bağımstzlık savaşı sırasında Türkiye'de zamanm hükümetinin tutumu mazur gösterilemez" dedi. Sayın Özal'ın bu anlamlı açıklaması ile yüzde yüz uyuştuğumuzu belirtmek isteriz. 1960'larda Yön ve Devrim dergilerinde Doğan Avcıoğlu ile İbrahim Çamlı gibi yazar larla, Cumhuriyet gazetesinde llhan Selçuk'un, ya da bizim kendisini çağırdığımız gibi ilhan abinin dış politikada Cezayir ve benzeri bir dizi yanlışları vurgulamaktan. bağımsız ve onurlu dış politika özlemini ifade etmekten dillerinde tüy bitmişti. Sayın Özal'ın bugün aynı gerçeği dıle getirmesi, açıklamasını daha da anlamlı kılmaktadır. Biz 1960'larda universite oğrencisi iken, İlhan Selçuk'un bıkmadan, usanmadan karayofları politikasının Türkiye'yi dışa bağımlı kılacağını, ağırlığın demin.'ollanna verilmesi gerektiğini yazdığını ve bu yüzden bazı çevrelerce kendisine yöneltilen suçlamalan da anımsanz. Ne ilginçtir ki günümüzde hükümetin yüksek düzeydeki yetkilileri, demiryollarımızın yetersızliğinden acı acı yakınmakta ve bu alana yatırımlar için planlar hazırlamaktadırlar. Cezayir konusunda, zamanın hükümetinin tutumu sayın Özal'ın belırttiği gibi gerçekten mazur gösterilemez. Gösterilemez, çünkü Türkiye, sömürge ülkelerinın kurtuluş savaşları karşısında. kendi geleneğine yüz seksen derece ters düşen bir politika izlemiş, ABD ve Batıh müttefiklerıne yaranmak için, Birleşmiş Milletler'dekı Türk delegesi, Arap ülkelerinin, Cezayir'in Fransız emperyalizmıne karşı giriştiğı özgürlük savaşının genel kurula getirilmesini isteyen önergesı aleyhinde oy kullanmıştı. O Fransız emperyalızmi ki, Setif'teki katliamda 40 bin Cezaytrlıyi öldürmüştü. Türkiye 1958 yılında ise, genel kurulda Asya Afrıka bloku tarafından Cezayir halkına kendi kaderıni tayin etme hakkının tanınması için verilen önergenin oylamasında çekımser kalmıştır. Boylece, Atatürk döneminde emperyalizmin boyunduruğu altındaki ülkelere, ulusal kurtuluş mücadelelerı için esin kaynağı olan Türkiye, Cezayir'in ulusal kurtuluş savaşında sömürgeci Fransa'nın yanında yer almak durumunda kalmışlı. Cezayir olayı, Türkiye'nin Atatürk'ten miras aldığı dış politika geleneği ile yüzde yüz çelişen tek örnek değildir. 1945'te Stalin'in Boğazlara ilişkin taleplerini tek başına gerı çevirebilen Türkiye, 1955'te Mısır'ın Süveyş kanalını ulusal denetim altına alma çabalarına da karşı cıkarak, kanalın uluslararası de* netim aftına konması yolunda ABD Dışişleri Bakanı FosterDulles tarafından ortaya atılan planı desteklemiş ve 1956'da Süveyş bölgesine yapılan İngiliz Fransız ortak saldırısı karşısında sesinı çıkarmamıştır. Zamanın hükümeti, 1958 temmuzunda Irak'ta İngiltere yanlısı Kral Faysal ve Nuri Es SaJd, rejımine karşı Abdulkenm Kasım tarafından gerçekleştirilen isyan karşısında da düşmanca tavır takınarak, Irak halkının nefret ettiği monarşiyı kurtarmak isteyen bir tutuma gırmiştir. Irak olayından birkaç ay sonra ABD, Lübnan'da Camille Şamun yönetimini kurtarmak için, Adana'daki üslerinden bu ülkeye asker göndermiştir. 1955 yılındaki Bandung konferansında ise toplantının en talihsiz ülkesi belki de Türkiye olmuştur. Emperyalizmin, silahlanmanın, büyük devletlenn özel çıkarlarını korumaya yönelik yöresel anlaşmaların şıddetle kınandığı toplantıda Türkiye, Batılıların sözcülüğünü yaparak tarafsız bir dış politika olamayacağını savunmuştur. Oysa Bandung'ta yeni bir dünya kuruluyordu... Türkiye'nin yıllar önce habercılığinı yaptığı, yolunu açtığı dünyaydı bu. Bu dünyaya mensup birçok ülke Mustafa Kemal'in Ulusal Kurtuluş Savaşını ve anti emperyalızmini kendine örnek olarak almıştı. Türkiye, bu hataların bedelini ağır biçimde ödedi. Gözü kapaJı, Batılıların ve ABD'nin sözcülüğünü yapması yüzünden dünya platformlarında yıllarca yapayalnız kaldı. Zamanın hükümetinin tutumu, hıçbır şekilde mazur gösterilemez . Turgut Özal'ın bu gerçeği kabul ettigini açıklaması olumlu karşılanacak bir davranıştır. Ölümden döndü ABD'nin Müwaukee kentinde iki hafta önce yan donmuş durumda bulunan 2,5 yasındaki Mkhael kaldınldığı hastanede yoğun bakımdan sonra kurtanlabildl Michael, dondurucu soğukta evinin önünde bulunduğunda hiçbir hayat belirtisi göstermiyordu. k Okyunusu'nda jiyasko Yeni Zelanda diretti, ABD çekildi, "Deniz Kartalı" tatbikatı iptal edildi WELLINGTON/WASHINGTON, (ANKA/AP) Avustralya, Yeni Zelanda ve Birleşik Amerika arasında imzalanmış olan "Anzus" anlaşması uyannca yapılması planlanan ortak askeri tatbikat, Yeni Zelanda'nın nükleer silah aleyhtan politikasından taviz vennemesi üzerine gerçekleşmedi. Yeni Zelanda hükümeti, karasulanna ne şekilde olursa olsun, nükleer silah ya da nükleer başlık taşıyan savaş gemilerinin girmesine izin vermemekte kararlı. Yeni Zelanda Başbakanı David Lange dün "Nükleer silah taşıyan savaş gemilerimiz limanlannıza girsin" şeklindeki ABD baskısına boyun eğmeyip politikalannı degiştirmeyecegini açıklayınca Washington "Deniz Kartalı" isimli ortak tatbikattan "protesto" amacıyla çekildi. koşmak aslında Birieşik Amerika Anzns'tan tek yanlı bir kararla çekilmektedir" dedi. Lange, Birleşik Amerika'mn çekümesinin Anzus'un sonu anlamına gelmeyeceğini de öne sürdü. Pasifik Okyanusu'ndaki deniz tatbikatı ABDAvustralya ve Yeni Zelanda donanmalan, 1951 yılında imzalanmış olan Anzus "Karşılıklı Güvenlik" anlaşması 12 bin metrede doğum F. Alman havayolu Lufthansanın Lagos Frankfurt seferi sırasında bir bebek dünyaya geldl Lufthansa'nın Nijerya'nın Lagos kentinden, F. Abnanyanın Frankfurt kentine giden 561 saytlı seferinde Adenike Afolabi isimli yası belirlenemeyen Nijeryah bayan Cezayir hava sahasmda doğum yaptu Palma de Mallorca 'ya inen uçak 90 dakikahk bir gecikme ile Frankfurt seferini tamamladı. Bebeğin ve annenin durumunun iyi olduğu öğrenildi. Yeni Zelanda hükümeti ABD nükleer savaş gemilerinin limanlara sokulmaması kararında diretti. ABD, protesto için tatbikattan çekildi. Anzus askeri ittifakı ilk kez sarsıldı. uyannca yapıiacaktı. Avustralya Başbakaru Bob Howke, ortak deniz tatbikatının ertelenmesinden sonra, resmi bir ziyaret amacıyla Birleşik Amerika'ya gitti. Washington'da tatbikatın ertelenmesine ilişkin görüşmeler yaptığı belirtilen Howke, aynı zamanda silahlanma ve uluslararası güvenlik konusunda kendisine yöneltilen eleştirileri David Lange tttifakın sonu da olsa Amerikan nükleer gemilerine kesinlikle izin yok. de yanıtladı. Howke, hiçbir ülkenin "Avustralya kadar silahsızlanmadan yana olamayacagını" da savundu. Yeni Zelanda'nın karasularının güvenliği konusunda gösterdiği duyarhk, Avustralya'da geniş yankı uyandırdı. Planlı bir tatbikatın son anda Yeni Zelanda'mn tavrı üzerine ertelenmesinden sonra, özellikle muhale Ağca: Beni Bulgarlar kiralamadı Wellington'da bir radyo konuşması yapan Yeni Zelanda Başbakanı David Lange, hükümetinin, Amerikan gemilerinin ABD'nin üç buyük TVşirketin Yeni Zelanda limanlanna demirden ABC, Italyan Devlet Televiz leyebilmelerini isteyen Birleşik Amerika'nın baskısına boyun yonu RAI'nın Ağca ile yaptığı 21 dakikahk söyleşi programtnm egmeyeceğini belirterek, "Anzus irtifakının sonu demek bile olsa, sansür edildiğini ve Ağca'nın nükleer gemilere ilişkin yasağı sansür edilen bolumde, "Ben Papa'yı kimse hesabına vurmadım. kaldınnayacağız. Böyle bir şart Bu isi kendi başıma yaptım. Beni Papa 'yı öldürmem için Bulgar ajanlan kiralamadı," dediğini bildirdi. Atina, Ahnanyadaki kaçak Türk Aygürfü Yunanistan'a getirecek STELYO BERBERAKİS fet, Başbakan Howke'a "ynklenmeye" başladı. Avustralya'nın da kararlı ve tutarlı bir savunma politikası izlemesini isteyen muhalefet yetkilileri, "Bob Howke'ın Yeni Zelanda'nın tutumundan örnek alması gerektigini" beürttiler. Birleşik Amerika yetkilileri de Yeni Zelanda tarafından savaş gemilerine izin verilmediğini ve bu nedenle tatbikattan protesto amacıyla çekildiklerini doğnıladı. Böigesınin savaş oiasılığma ve gerginlik yaratacak her türlü etkiden uzak kalmasına büyük özen gösteren Yeni Zelanda, Pasifik Okyanusu'nda nükleer denemeler de dahil olmak üzere, tüm askeri denemelere karşı çıkıyor. Fransa'nın bölgede zaman zaman gerçekleştirdiği nükleer denemeler ise, Paris Wellington ilişkilerinde sürekli gerginliğe yol açıyor. Mahkemede sevişme Floransa'da siyasi tutuklu bir çift, mahkemede "cinsel ilişkide'' bulunmaktan ikişer ay hücre hapsine mahkum oldu. Pima Linea adlı aşın sol bir örgüte üye militanlann, davalan sürerken diğer tutuklularm "perdelemesiyle" seviştikUri ve bu üişkiden bir kız çocuklannın olduğu açıklandı. (AP) Atina, Libyu'yu silah satıyor Yunanistan Libya'ya 500milyon dolar değerinde Yunan yapımı savaş malzemesi satıyor. Satış, geçen eylülde Papandreu'nun Libya üyaretinde imzalanan 1 milyar dolarhk ticari anlaşma çerçevesinde gerçekleşecek. Sovyetler 40 siviti öldürdü Sovytt askerlerinin geçen ay, Af~ ganjstan'm Güneyindeki Kandahar kentinin pazannda makineii tüfekle ates açarak 40'dan fazla sivüi öldürdükleri büdirüdi Haberi veren tslamabad'daki Batıh dtplomatik kaynaklar, Sovyet askerlerinin bu eykmi, Afgan Komünist Partisi'nin üst düzey bir yetkitisinin mücahitler tarafmdan öldürübnesme misükme olarak gerçeklestirdiklermi beürttiler. Sovyetler'de bir yolcu uçağı düştü Sovyetler BiHiğPnde biryoku uçağuun, cuma günü Leningradu gitmek üzere havalandığı sırada, Minsk Havaalanında düştüğü açıklandı. "Sovyet Bekmısaa"yerel gazetesinin haberine göre, "Rıpotev34 tipi yolcu uçağmın düsmesi sonucu ölenlerin sayıst açiklanmadu Ancak uçağın kapasitesinin 72 kisi olduğu biliniyor. ria 'nın Ramaüah kentinde onceki gün bir İsrailli askerin öldürulmesi üzerine kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İsrail birliklerinin Kudüs 'ün 16 kilometre kuzeyindeki Ramallah 'a giden yolları kestiği ve bölgede yoğun aramalar baslatnğı bildiriliyor. İsrailli bir askeri yetkilinin bildirdiğine göre, İsrailli asker Filistinlilere ait Ramallah kentindeki "Manara" meydamnda Arap olduğu samlan bir kişi tarafmdan basından vurularak öldürüldü. Olayla iigili olarak yüzdenfazla Filistinlinin sorguya çekildiği ve İsrail birliklerinin sokaklarda devriye gezdiği kaydedil y y ^ h r a i r i n i ş s a l a h m g ş ~ di. Batı Şeria 'da meydana gelen bu son saldırının bölgedeki Filistinlilerle İsrailliler arasındaki gerginliği daha da arttırdığı bildiriliyor. Batı Şeria'nın Kalkilya kentinde geçen hafta gerçekleştirilen bombalı saldında sivil bir İsrailli yanarak ölmuştü. Kuk düs 'ün 10 kilometre güneyindeki ' Deyşe'' mülteci kampında İsrailli bir hahamın kendisini taslayan Filistinli gençleri durdurmak için havaya ateş açması üzerine İsrail birlikleri kampa giden yolları denetim alttna aldı. Gençlerin İsrailli askerlere ve askeri araçlara da saldırdığı, olayda yaralanan olmadığı kaydediliyor. Gençlerin geçen hafta kamptaki 20 Filistinlinin tutuklanmasını protesto ettiği bildiriliyor. ATtNA Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Kapsis, Türk siyasi kaçağı Kamber Aygün'ün Almanya'dan Yunanistan'a getirilmesi için girişimde bulunacak. Türkiye'den kaçarak Yunanistan'dan siyasi sığınma hakkı isteyen Kamber Aygün, Yunan makamlannın kendisine verdikleri ve pasaport niteliği taşıyan evraklarla Almanya'ya gitmişti. Ancak, Almanya'da bulunduğu 3 ayhk süre içinde söz konusu evraklanm kaybetti. Alman makamlan "kimligi belli olmaması" üzerine Kamber Aygün'ü Türkiye"ye göndermek istedi. Kamber Aygün'ün Atina'daki arkadaşlan (Turk siyasi kaçaklan) bir hafta boyunca Yunan Dışişleri Bakanlığı ve universite avlusunda çeşitli gösteriler düzenleyerek Kamber Aygün'e yeniden Yunan evrakları verilmesini istedi. Aynı çerçevede açlık grevine başladılar. Türk siyasi göçmenlerine Yunan öğrencilerinin de katıldığı gözlendi. Boyutlan genişleyen olaydan sonra, Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Kapsis, dün, Türk siyasi göçmenleri temsilcisi ve Kamber Aygün'ün yeniden Atina'ya gelmesini destekleyen Yunan avukatlar barosu temsilcileriyle görüştü. Görüşmeden sonra Yannis Kapsis, Aygün'ün yeniden Yunanistan'a getirihnesi yolunda gereken işlemleri bizzat kendisinin yapacağını söyledi. Rahip cinayetinde kurban suçlandı Polonya/ı Başsavcı Pietrasinski: "Rahip Popieluszko'nun ölümüne "aşın göruşleri yol açtı." TORUN, (AP) Polonya'da Dayanışma yanbsı Rahip Popieluszko'yu kaçınp öldüren 4 gizli polisin dünkü duruşmasında Başsavcı Leszek Pietrasinski, rahibin ölümüne yol açan nedenler arasında Popieluszko'nun "aşm görüşleri"nin de bulunduğu iddiasında bulunarak, Katolik Kilisesi'ni militan rahiplere karşı çekimser davranmakla suçladı. Dünkü duruşmada sanıklardan Waldemar Chmielevvskı cinayet konusunda amirlerini suçlayarak yetkililerin kendinin körükörüne inancmı kullandığını ileri sürdü. Davada hükmün açıklanmasından onceki son duruşmada Başsava, "Cinayetlere rahipier kanştıgı zaman kilisenin tavrı bambaşka oluyor" diyerek, Dayaruşma yanlısı gençlerin bir pohsi öldürmesi olayında silahı saklayan Rahip Sylwester Zych olayına da değindi. Papa'ya sabotaj 2. Jean Paul'ün uçağı Lima'ya inerken, havaalamnın elektrikleri kesildi. LİMA, (Ajanslar) Resmi bir ziyaret için Peru'da bulunan Papa 2. Jean Paul'un uçağı onceki gece başkent Lima'ya inişe geçtiği sırada, havaalamn bağlı olduğu elektrik şebekesine sobataj yapıldı. Yetkililer, sabotaj sonucu kentin büyük bir bölumünün karanlıkta kaldığını, buna rağmen, Papa'nın uçağının normal inış yaptığını açıkladılar. Sabotajın Peru'da 4 yıldır yönetime karşı savaşan Aydınlık Yol adlı geriila grubu tarafından düzenlendiği samlıyor. Papa 2. Jean Paul, Peru'nun gerilla faaliyetlerinin yoğun olduğu kuzey kesimine yaptığı ziyaret sırasında gerillalara silahlarını bırakıp banş yapmalan çağrısında bulunmuştu. Ancak yetkililere göre son eylem, AydınTık Yol'un, Papa'mn çağnsuu kabul etmediğini gösteriyor. F.Almanya'da 3. kuşak teröristler iş başında 70'// yılların RAF Komandoları aralık ayı başında cezaevlerinde açlık grevine başlarken dışardaki 3. kuşak teröristler aralık ve ocak aylannda toplam 30 kundaklama ve bombalı saldırı olayını gerçekleştirdiler. ULYA ÜÇER BONN Batı Avnıpa'da aşın sağdan sonra aşın sol terör örgütleri de işbirliğine girerken, Federal A.manya'da terör eylemleri de hızla yoğunlaşıyor. Onceki hafta Fransa Savunma BakannğTnın silahlanma uzmanı ve bakaılığın silah dışsatımlar yöneticısi General Rene Audran'a yönelk cinayetin sorumluluğunu yütlenen "Doğrudan Eylem", eylemin "Elisabeth Von Dyck" komandosu tarafmdan gerçekltştirildiğini açıkladı. 1 şubat gıkıü Münihü işadamı Dr. Ernst Zimmermann'ın öldurülmesi, Federal Alman terör örgutu RAF'u 4 yıldan beri kişilere yönelik alarak gerçekleştirdiği ilk büyik saldırı. 1981 eylulunde Heidslberg'de Amerikalı NATO Generali Kroesen'e düzenledikleri kaşansız suikastten bu yana RAF'ın sesi duyulmuyordu. Bu sire içinde Federal üyeleri arasında düzenli ilişki bulunduğu sonucuna vanyorlar. Nitekim 70'li yıllann eylemcileri aralık ayı başında cezaevlerinde açlık grevine başlarken, dışardaki sempatizanlan da şiddet eylemlerine girişti. Aralık ve ocak aylannda RAF adına bir kısmı başansız kalan toplam 30 kundaklama ve bombalı saldırı olayı gerçekleştirildi. Bunlardan 17 aralıkta Frankfurt'taki Siemens deposunda çıkartılan yangın 15 milyon mark zarara yol açtı. 18 aralıkta Oberammergau'daki NATO askeri okuluna düzenlenen saldırı, patlayıcı madde ateş almadığ] için hedefine ulaşmadı. 25 aralıkta Reutlingen'deki bir bilgisayar merkezinde patlama binanın on camlannı indirdi. 31 aralıkta Bonn'da Fransız Büyukelçiliği'nin savunma tekniği bolümunde bir patlama oldu. 21 ocak günü Stuttgart bilgisayar merkezinde bomba yerleştiren bir terörist erken patlama sonucu öldü, kız arkadaşı yaralandı. 25 ocakta Hamburg yakınındaki Kruemmel atom enerji santralının yuksek gerilim direği havaya uçuruldu. RAF komandolarının son hedefi ise Munih'in Allach semtindeki motor ve türbin fabrikası MTU'nun yoneticisi Ernst Zimmermann oldu. Zimmermann, RAF'ın 70'li yıllarda hedef aldığı kişilerle ölçülecek olursa tamnmamış bir isim. RAF o yıllarda Berlinli başyargıç Drenkmann. Stockholm Askeri Ataşesi Von Mirbach. Dresdner Bank yöneticilerinden banker Ponto, İşverenler Birliği Başkanı Schleyer ve Federal Başsavcı Buback gibi tanınmış, politik çevrelerde etkili, sivrilmiş kişileri hedef almış ve öldürmüştü. Zimmermann'ın neden hedef seçildiğine ilişkin tahminler birkaç yönlü. Bir defa tanınmış politikacı ve işadamlarının çok sıkı korunduklan anımsatılıyor. RAF'ın yeni yetişen üçüncü kuşak çekirdeğinin dolayısıyla buyük isimlere ulaşacak gücü olmadığı samlıyor. Üzerinde durulan bir başka nokta ise, Zimmermann'ın kişiliğinden çok, başında bulunduğu firma. Son saldınlann genellikle silah endustrisini, savunma, kurum ve temsilcilerini hedef aldığını ammsatan gözlemciler, Ernst Zimmermann'ın da bu nedenle seçilmiş olabileceğini belirtiyorlar. Libya, 4 İngUhd serbest bıraku Libya, geçen yıan mayıs aytndan bu yana tutuklu butundurduğu 4 Ingiüzi serbest bırakn. Konuya ilişkin karar Libya hükümet sözcüsü tarafmdan düzenlenen ve tngütere'de TVde gösterüen basm toplantısmda açıklandı. Sözcü, 5 Ingilizin bundan böyie Libya'da kabnak ya da başka bir ülkeye gitmek için serbest olduklarmı söyledL (ANKA) T4SS: ABD savunma bütçesi, Cenevre için engel MOSKOVA, (AP) Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, ABD'nin 1986 yılı için savunma bütçesinde yaptığı değişikliklerin Cenevre görüşmelerini olumsuz yönde etkileyeceğini bildirdi. Ajans, ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger'in "silahlanma harcamalarının Sovyetler'in askeri gucu goz onüne alınarak arttırılması" yolundaki önerisini eleştirdi. Sovyet siyasi gözlemcisi Vladimir Bogaçyov, "ABD'nin uzayda savunma ve uydusavar sistemlerinin geliştirilmesi projesinin Cenevre görüşmelerini tehlikeye soktuğunu ve ABD'nin silahsızlanma konusundaki tavnnı açıkça ifade ettigini" söyledi. Bogaçyov, "ABD savunma bütçesindeki artış bu şekliyle onaylanırsa silahlanma yanşı bir kısır döngü olmaktan çıkamaz ve CeDevre'de goruşulecek konula' nn sonuca bağlanması guçleşir" dedi. Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, "ABD'nin savunma bütçesinin arttınlmasına gerekçe olarak Sovyet tehdidini" gostermesini kınadı. HASIR ŞAPKALl PAPA 12gunluk bir Latin Amerika gezisine çıkan Papa II. Jean Paul, gezisinin sonunda uğradığı Peru 'da kendisine armağan edilen hasır şapkayı giydi. Fotoğrafta Papa, Piura kentinde iki kişiyi takdis ederken görulüyor. Fransa 'da yayımlanan sosyalist partiyeyakm "Le Afatin" gazetesinm direktörü Claude Perdriel, 1977'de kurduğu gazetenin yönetimini Max Theret başkanbğtnda sol kanattan bir grup sermayedara devretti. Perdriel, ekonomik nedenlerle yönetimi devrettiğini açıklarken, "Le Matin değismeyecek. Tüm iktidarlara karşı bağımsız kalacak" dedi. (a.a.) "Le Matin"in yönetimi devredildi Zimmermann Motor ve turbin fabrikasmm yoneticisi Emst Zimmermann, RAF Komandolannın kurbanı oldu. Almanya'nın teror gündeminde daha çok aşırı sağ örgütler vardı. Güvenlik uzmanları aralık ayı basından itibaren gelişen olaylara bakarak bu dört yıllık "dinlenme" döneminde üçüncü bir RAF kuşağının yetiştiğini ve 50 kişiyi aşmadığı samlan bu grupla tutuklu ikinci kuşak RAF
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle