17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBA T 1985 HABERLER CUMHUrJYET/7 Sözcük yasağı resmileşti 2 0 5 sözcük için alınan karar TRT Yönetim Kurulu'ndan da geçti ve "resmiyet kazandı." Yasak sözcükler, programların hazırlanmasında, ilan ve reklam taleplerinin kabulünde, yazışmalarda da kullanılmayacak. TRT, 1 şubat tarihli ikinci bir genelge yayımlayarak yasağın üzerinde "titizlikle durulmasını" istedi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) TRT'de daha önce resmi olmadan 205 sözcük için alınan ve kamuoyunda büyük tepki gören yasaklama karan, TRT Yönetim Kurulunca resmileştirildi. Yasaklanan sözcüklerin, programların hazırlanmasında, ilan ve reklam yayım taleplerinin kabulünde ve yazışmalarda kullanıLmaması yönetim kurulunca kararlaşUnldı. Baa sözcüklerin anlamlannın yeniden belirlendiği 1 şubat tarihli ikinci bir genelgeyle de yasaklama karannın üzerinde "titizlikle durulması" istendi. 1 Şubat 1985 tarihli ikinci genelge TRT'nin tüm birim başkanlanna, aynca Ankara, Istanbul, tzmir, Diyarbakır, Erzurunı, Trabzon, Van, Hakkâri, Çukurova ve Antalya radyolan Ue Denetim ve Redaksiyon Müdürlüklerine gönderildi. Bazı sözcüklerin anlamlannın yeniden belirlendiği genelgede "tutucu" sözcüğünün "muhafazakftr" anlamında değil "gerid" anlamında kullanılması, " d ü ş " sözcüğünün " h a y a l " anlamında değil, "rüya" yerine kullanılması "kuşku" sözcüğünün endişe ve korkuyla kanşık bir şüphe anlamına geldiği için sadece "şüphe" sözcüğü ile kanştınlmaması istendi. YASAKLANAN 205 SÖZCÜK TRT "tdare Heyeti"nce resmen yasaklanan ve ne reklamlarda ne de yazışmalarda kullanılmaması istenen 205 sözcük ve bunlann karşıhğında kullanılması istenen sözcüklerin listesi şöyle: Add (zamir), akcasal (maiî), andaç (yadigâr), anı (hatıra), anımsamak (hatırlamak), anlak (zekâ), anlab (hikâye etme), ansunak (hatırlamak), aymaz (gafil), aymaziık (gaflet), bagıl (izafi), bagıntı (münasebet, nispet), bagıt (akit), bafiaşık (müttefik), baglaşmak (ittifak etmek), başyapıt (şaheser), başyazman (başkâtip), belirtec (zarf), beüek (hafıza), benzeti (benzetme, teşbih), betim (tasvir), betimlemek (tasvir etmek), betimsH (tasviri), biçem (üslup), bileşim (birleşim, terkip), budnnbilim (etnoloji), buJunç (vicdan), çoşumculuk (romantizm), çagcıl (modem, asri, çeviren (ufuk), çevrim(devir), deggin (dair, ait, ilişkin), deneyim (tecrübe), deneysd (tecrübî), derslik (dershane), devingen (harekeüi, müteharrik), devingenlik fi), görelilik (izafîyet).görsel (görme ile ilgili), ikircim (tereddüt), ikircimli (tereddütlü, mütereddit), imge (hayal, imaj), imgesel (hayali), irdelemek (tetkik etmek), istenç (irade), isitsel (işitme ile ilgili), izlence (program), kalıt (miras), kalıtsal (ırsî), karşın (rağmen), kesenkes (kati olarak, kesin olarak), kesinkes (kesin olarak), koşaç (bildirme), koşut (paralel), kuram (nazariye, teori), kuramcı (nazariyeci), kuramsal (nazari, teorik), kuşku (şüphe), nedensellik (illiyet), nicel (nicelikle ilgili), mtel (nitelikte ilgili), olanak (imkân), olanaklı (mümkün), olanaksız (imkânsız), olası (muhtemel), olasdı (muhtemel), olasdık (ihtimal), onursal (fahri), ödence (tazmin), ödün (taviz), öngörii (basiret), örnegın (mesela, sözgelimi), öykü (hikâye), öykücü (hikâyeci), öykücüliik (hikâyecilik), öykülemek (hikâye etmek), öykünce (fabl), öyknnmek (taklit etmek), öyküsel (hikâyeye ait), özdekçi (maddeci), özdekçilik (maddeci!ik, özdeksel (maddi), özellik (hassa), özgtin (orijinal), özgiir (hür, serbest), özgürlük (hürriyet, serbestlik), özreri (fedakârlık), özyaşam (otobiyografi), raslandsal (tesadüfı), ruhsal (ruhi, psikolojik), sanal (mevhum), saptamak (tespit etmek), sesçil (fonetik), sevecen (şefkatli, müşfik), sevecenlik (şefkat), simge (sembol, remiz, timsal), söylem (şive), söylence (efsane), söyleşi (sohbet), söylev (nutuk), sözel (lafzi), Unnsal (ilahi), tarihsel (tarihi), taşım (kıyas), tekdüze (monoton, yeknesak), tinsel (ruhi), toplumbOimsel (sosyolojik), tüm (bütün), tümce (cümle), tüze (adalet, hukuk), ulaç (zarffiil), ulus (millet), ulusal (milli), ulusallaştırmak (millileştirmek), ttlusalhk (miliiyet, millılık), ulusçu (milliyetçi), ulusçuluk (milliyetçilik), uluslararası (milletlerarası), usa vurmak (muhakeme etmek), uslamlamak (muhakeme etmek), ussal (aklî) uygulayım (teknik), uygulajımbilim (teknolojik), varsıl (zengin), yatsımak (inkar etmek), yandaş (taraftar), yamt (cevap), yapa> (>apma, suni), yapısal (yapı ile ilgili), yapıt (eser), yasal (kanuni), yaşam (hayat), yaşamöyküsü (hayat hikâyesi, biyografi), >azın (edebiyat), yazman (kâtip), yerleşke (yerleşme yeri, kampus), yetişek (program), yinelemek (tekrar etmek), yogaltıcı (tüketici), yogaltım (tüketim), yontn (heykel), yontucu (heykeltıraş), yontuculuk (heykeltıraşlık), yönetimsel (idari), zorunlu (zaruri, mecburi), zorunluluk (zaruret, mecburiyet). TRT Yönetim Kurulu'ndan da geçti DUYDUK/GÖRDtK YALÇIM PEMİŞEH (hareketlilik, dinamizm), deviBİm (hareket), devinmek (hareket etmek), devrim (inkılap), devrimci (inkılapçı) dışahm (ithalat), dışsaüm (ihracat), dingin (sakin), dinginlik (sükunet), dinience (tatil), dinsel (dinî), dirimsei (hayati), dize (mısra), dizge (sistem), dizgeJeştinnek (sistemleştirmek), dizgesel (sistemli, sistematik), doğa (tabiat), doğacılık (tabiatçıbk, naturizm), dogal (tabii), dogalcılık (naturalizm), dogakı (naturalist), dogalhk (tabiilik), dokunca (zarar), duyumsal (duyu ile ilgili, ihsasi), duyumsamak (ihsas etmek, duymak, ima etmek), düşiemek (hayal etmek), düşsel (hayali), dıi ŞÜD (düşünce, fikir), düşünsel (fıkri), dnzelti (düzeltme, tashih), düzeltmen (rnusahhih), eder (fiyat), edim (fiil), edimsel (fiili), egitimsel (eğitimle ilgili, terbiyevi), egitsel (eğitün ile ilgili, terbiyevi), ekin (kultür), ekinsel (kültürel), eieştirel (tenkidi), eleştirisel (tenkidi), esin kaynap (ilham kaynağı), esinlenmek (ilham almak), eşgüdüm (işbirliği, koordinasyon), etkin (faal, aktif. etkili), etkinlik (faaîiyet, etkili olma), etmen (amil), eytişimsd (diyalektik), gereksinira (ihtiyaç), giz (sır), gizem (sır, esrar), gizemci (mıstik), gizemcilik (mistisizm), gizil (potansiyel), görece (izafi, nispî), göreii (iza "Yatotur" dünya rekorunu kırdık KANADA'NIN uuebec kentinden "Bir Türk yatotur dünya rekorunu kırdı" şeklinde bir haber geldi. Önce pek önemsemedik. Çünkü sadece "bir Türk" değil, evelallah bütün Türkler yatotur rekorunu kırabılirler diye düşünüyorduk. Belki de Kanadalılar bunu bilmiyor ve bir marifet sayıyorlardı. Fakat sonra durum anlaşıldı. Feyyaz Kaya adlı vatandaşımızın rekoru bızim her gün uygulamakta olduğumuz yatmak ve oturmak hareketi ile ilgili değilmiş.jngilizce'de "situp" denen ve yere uzanmış durumda yatıp oturarak kafayı dızlere değdırme şeklinde yapılan bir spordan söz ediliyormuş. Çeşitli Kanada dergi ve gazetelerinın birinci sayfalarından verdığı habere göre yakiaşık 30.000 kez "yatotur" hareketi yapan Feyyaz Kaya ülkemize ilk dünya rekorunu kazandırmış bulunuyor. Bu rekorun Guinnes rekorlar kitabına da alınacağı belirtiiiyor. Feyyaz Kaya'nın rekoru ilginç özellikler taşıyor: On iki yıl kadar önce Türkiye'den Kanada'ya goç eden Kaya tam olarak 29.055 "yatotur" hareketi karşıhğında Kanada Adale Geliştirme Derneği tarafından 10.000 Kanada Doları ile ödüllendirılmiş durumda.. Gazetelerin verdiği bilgiye göre Kaya "yatotur" hareketlerım bir pazar sabahı saat 05.30'da başlatmış ve pazartesi sabahı 08.00'da tamamlamış bulunuyor. Böylece 26,5 saat hiç uyumadan yatıpoturan [Best Kaya sits up tör MU •? DABJİ*E l*ACDQHUUD DAVALAR... SORUŞTURMALAR... Aslan, Cevahiroğlu ve Küufın yurt dışına çıkışları yusaklandı Kaaada gazeteterl, kaberi, Kaya'ya her iki saate bir 20 dakıka dinlenme izni verilmiş. Rekortmen vatandaşımız kendisi ile konuşan Kanadalı gazetecilere rekorun en kısa zamanda 100 bın "yatotur" hareketi ile yenileyeceğini ve bu iş için derneğin ortaya koyduğu 1 milyon doları kazanacağını söylemış. Kaya'nın en büyük yakınması "yatotur" sporunun olimpiyat oyunlarına alınmayışı... Dtindar Kılıç: Şükrü Balcı'ya her ay 1 milyon lira veriliyordu lanıyor, Şükrü Balcı ve bazı polis ekipİMİne veriliyordu. Böylece kumar işi gövence alüna alınıyordu. Fahrettin Aslan beni bürosuna davet etti. Orada Şükriı Balcı ve Hüseyin Cevahiroğlu vardı. Onların orada oldugunu bilmiyordum." Kıhç'ın ifadesini, sanık avukatları kabul etmedıler. Bu ifadenin işkence altında alındığını belirterek, ifade tutanağının altında Emniyet Mudürlüğu Müfettişi Süleyman Pay ile Atilla Aytek'in yanında çalışan polis memurunun imzasının bulunduğunu bildirdiler. Bu arada söz alan Fahrettin ISTANBUL, (UBA) lstanbul eski Emniyet Müdürü Şükrtt Balcı'ya rüşvet verdikleri iddiasıyla yargılanan Fahretün Aslan, Hüseyin Cevahiroğlu ile Ankara'da tutuklu bulunan Dündar Kıbç'ın yurt dışına çıkışları mahkeme tarafmdan yasaklandı. Aslan, Cevahiroğlu ve Kılıç'ın yargılanmalarına dün Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada önce Kıhç'm Mülkiye Müfettişleri tarafından alınan ifadesinin sadece dava ile ilgili bölümleri okundu. Kılıç talimatla alınan ifadesinde şunları söyledi: "Şükrü Balcı'ya Polo Kulüp, Macka Kadınlar Dernegi ve Sipahi Kulöbü'nden her ay düzenli olarak, yasal olmayan işlere ve kumar oynanmasma göz yumması için 1 milyon lira veriliyordn. Bu para Fahretün Aslan tarafmdan polis parası olarak topAslan da bu ifadeleri kabul etmediğini söyledi ve "Bizi Ankara'nın 40 kilometre uzağında Polis Okuiu'na götürdüler. Bodruma kapadılar. Burada S gun kaldık. lşkence ile bize bu ifadeleri imzalattılar. Bu bodnımda polis müfettişleri ve polis memurları vardı. Serbest irade ile ifad« vermedik" dedi. Duruşma sonunda Hüseyin Cevahiroğlu'ndan sonra Fahrettin Aslan'ın da duruşmadan vareste tutulma istemi kabul edildi. Şükrü Balcı'ya iki yıl içinde 25 milyon lira para ile zırhlı bir araç alımı için 10 milyon lira vermekle suçlanan uç sanık hakkında 3 yıl ile 8 yıl arasında hapis cezası isteniyor. ttündar Kılıç, talimatla alınan ifadesinde htanbul eski Emniyet Müdürü Balcı'ya, "Üç kulüpte kumar oynanmasma göz yumması için" Fahreıtin Aslan tarafmdan "polis parası" toplandığım iddia etti. Aslan, bu ifadeyi kabul etmedi. TRT Genel Müdür eski İdari Yardımcm: Ek MadenIş davası DISKdavasıylabîrleşti Askeri Savcı 1 sanığa ölüm, U'ine de 8.15 yıl hapis cezası verilmesini istedi. tstanbul Haber Servisi DlSK'e bağh Madenîş Sendikası'nın yoneticisi ve çalışanı, l'i hakkında ölüm cezası istenen 12 kişinin yargılanmasına Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme ek iddianame ile açılan bu davanın "DtSK ve bağh sendikalar" davasıyla birleştirilmesine karar verdi. Sanıklar Hakkı Oztürk, Mehmet Mıhlacı, Ergun Faruk Erdem ile Faruk Pekin'in katıldığı dünkü oturumda kimlik tesbitinden sonra Askeri Savcı tarafmdan iddianame okundu. Askeri Savcı haklarında dava açılan 12 kişinin, daha önce açılmı$ bulunan MadenIş Sendikası davasına sokulmadıklarını, bu sanıkların DİSK davasında da yargılandığını belirtti. Askeri Savcı "ileride dogabilecek hukuki ihtilaflara yol açmamak için" 12 sanık hakkında Madenİş Sendikası davasında belirtilen eylemler nedeniyle ek iddianame ile dava açıldıgını bildirdi. Askeri Savcı, sanık Hakkı Öztürk hakkında 2 ayn örgüt oluşturduğu gerekçesiyle TCY'nin 141/son maddesi uyarınca ölum cezası istedi. Askeri Savcı diğer sanıklar Tayyar Elmas, Mehmet Mıhlacı, Şükrü Özbayrak, Recep Koç, Ali Kaya, Celâl Alcıakaja, Ergun Faruk Erdem, •.„ san Kahraman, Sabahattin Topuz, Faruk Pekin, Mehmet Erhan Gömüç hakkında ise TCY'nin 141/16'ıncı maddesi uyarınca 815 yıl arasında ağır hapis cezası istedi. Bu sanıklardan Faruk Pekin ve Mehmet Erban Gömüç dışındaki 10 sanık, DİSK ve bağh sendikalar davasında idam cezası istemiyle yargılanıyorlar. Pekin ve Gömüç hakkında ise DİSK ve bağlı sendikalar davasında 515 yıl arasında ağır hapis cezası isteniyor. Iddianamenin okunmasından sonra soz alan avukat Ercument Tahiroğlu sanıklar hakkında hukuki gerekçe gösterilmeden dava açıldıgını, sanıklann açılan bu dava nedeniyle sorgulannın ahnmadığını belirtti. Avukat Tahiroğlu mahkemenin davayı reddebiieceğini söyleyerek usule aykın hazırlanan iddianamenin savcılığa iade edilmesini istedi. Avukatın bu isteminin mahkemece reddedilmesinden sonra sorgusu yapılan sanıklar iddianamedeki suçlamaları reddettiler. Mahkeme ek iddianame ile açılan bu davanın DtSK ve bağlı sendikalar davasıyla birleştirilmesine karar verdi. Halen DtSK ve bağh sendikalar davasında 78'i hakkında ölüm cezası istenen 1474 kişi yargılanıyor. Toskay'ın özel kalenıi. yönetim kurulundan yasak sözcük listesi isteyemez ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) TRT Genel Müdür eski idari Yarduncısı Nadf Keyman, genel müdürlük özel kaleminin, bir yazıyla yönetim kurulundan "Alünda Doç. Dr. Ahmet Bi\can Ercilasun ve Dr. Hamza Zulfikâr'ın imzalan bulunan, yasak sözcükler listesini istemesini" eleştirdi ve "Bö>le bir uygulamanın kurallara uygun oldugunu hiç kimse iddia edemez" dedi. Nazif Keyman, bu uygulamanın usülden olmadığmı, bu tür uygulamaların yinelenmesi dunımunda, sonucun hizmet kusuruna kadar gideceğini anlattı Nazif Keyman, son uygulamadaki durumu şöyle değerlendirdi: "TRT Yasası'mn 6'ncı maddeanin birinci eümlesinde yazılı olduğu şekilde, Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu, milli siyasete uygun ilkeleri ve beşinci maddede belirtilen yayın esaslanna göre, öteld ilkeleri de saptamışsa, yayın planı buna göre düzenlenmiş ve kabul edilmişse, yasanın emrettiği 'kola\ca anlaşüabilir, dogru. temiz ve güzel bir Türkçe kuilanılmasına ilişkin koşullarca' zaten saptanmış olurdu. O zaman yönetim kurulundan bu konuda aynca bir müsaade ahamasına, v^ da karar çıkartılmasına gerek kalmazdı. Dil konusunda tek yetkih' organ olan Atatürk Kultür, Dil ve Tarih Kurumu'ndan böyle bir istek gelmiş olsaydı, onun da yönetim kuruluna sunuluş biçimi yine, genel müdürlükçe hazırlanacak bir müzekkerenin (vazının), genel müdür tarafından imzalanarak yönetim kunıluna sunulmasıydı. Oysa son uygulamada, ne Radyo ve Televizyon Yüksek Kunılu'nun bir saptaması var, ne de söz konusu kurumdan gelen bir istek. Yalnızca iki uzmanın hazırladığı bir çizelgenin, yönetim kurulu karan islenecek biçimde, genel müdür tarafından yönetim kunıluna sunulması, benimsenmesi durumu, bir de yönetim kurulunun az önce anlattığımız durumlann hiçbiriyle bağdaşmayan bu istemi ve çizelgeyi kabul etmesi olayı var." YAZARIMIZ Mehmed Kemal her öğle veya her akşamüstü (bazen hem öğle,hem akşamüstü) iki kadeh içki içmeye meraklıdır. Unlü yazar bu merakının nedenini soranaşu yanıtı veriyor: "Demokrasi yüzünden..." Demokrasi ile rakı arasında ılişkı kurmaya çalışanlara da şu açıklamayı yapıyor Kemal: "Ben 40 seneye yakındır yazı yazarım. Geçenlerde hanım evi temızlerken benim eski yazılanmı bulup çıkarmış. Baktım hep demokrasi üzerine yazmışım. İki kadehin nedeni •"•> 'bPHE'BEHİ i i Yahya Demirel dünkü duruşmada. YDGD davasında 12 mahkumiyet tstanbul Haber Servisi lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen 31 samklı Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği davasırHa 16 sanık beraat ederken, 12 sanık hakkında 3 aydan 10 yıla kadar değişen hapis cezaları verildi. Mahkeme aynca 3 sanık hakkında da davanın reddine karar verdi. Sanıkların katılmadığı dünkü oturumda YDGD uyesi olmak, silah ve yasak yayın bulundurmak savıyla yargılanan sanıklar, A>şe Kjzıldelioglu \ e Osman Hakan 10'ar yıl, Yaşar Uçar.'Faysal Kızıldelioglu 6'şar yıl, Ahmet Necdet Ögutçü 8 yıl, tbrahim Top, Adem Açar, Hacı Karaaslan. Köksal Yalçın 5'er yıl, Sacettin Ivdik 4 yıl, Mahmut Gültekin 3 yıl 4 ay, Vehdi Koç 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıklar Ercan Demirci, Ali Aslan, Recep Çiçek hakkında davanın reddine karar verdi. • Yasadışı Ankara Devrimci Yol örgütü davasında dun sanıklar • dan Burhan Çam, Sinan Tekdogan ve Jale Artun tahliye edildi, 714 sanıkü büyük DevYol davasında tutuklu sanık sayısı I83'e düştü. Mahkeme: Ankara'da tarafsız bilirkişi yok ANKARA , (Cumhuriyet Bürosu) "Hayali ihracat" suçundan hükümlü bulunan Yahya Demirel 'in "Türk parasını koruma yasasına aykınlık" suçundan babası Hacı Ali Demirel'le birlikte yargılanmasına Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün devam edildi. Mahkeme, "Ankara'da tarafsız bilirkişi bulunmadığı" gerekçesiyle dava dosyasının, lstanbul'a bilirkişiye gönderümesini kararlaştırdı. Dunkü duruşmaya "hayali ihracat" davası nedeniyle Ankara'da tutuklu bulunan Yahya Demirel getirilirken, tutuksuz yargılanan babası Hacı Ali Demırel katılmadı. Dosyada bulunan bilirkişi raporunun 1984 yılmda düzenlenmesine karşın bilirkişi heyetinin 1979 yılı listesinden seçümesi nedeniyle usulüne uygun olup olmadığmın anlaşılamadığını belirten mahkeme heyeti, dosyarun yeniden bir bilirkişi heyeti tarafmdan incelenmesinin gerekli olduğu karanna vardıklannı belirtti. Bu arada duruşma yargıcının Yahya Demirel'den bir isteği olup olmadığını sorması üzerine Demirel, "Bilirkişi heyetinin sizin istediginiz konuda size bir yardımı olacağıoı sanmıyonım. Maliye Bakanlığı tarafmdan bu ticaret dolayısıyla ne kadar döviz getirilecegi belirtilmiştir ve gelen döviz de bu rakamdan fazladır. Burada bir bilirkişiye neden gerek duyuluyor" dedi. Mahkeme heyeti, gerekli soruşturmaları tamamladıktan sonra "Ankara'da tarafsız bilirkişi heyeti oimadıgı için" dosyarun tstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilerek gerekh olan bilirkişi raporunun düzenlenip gönderilmesini kararlaştırdı. Mahkeme aynca, raporda 191611n yülannda işlendiği iddia edilen suçla ilgili olarak yurtdjşında döviz bırakıp bırakmadıklarının belirlenmesine, eğer bırakmışlarsa hangi tarihte ve ne kadar bıraktıklannın ayn ayrı saptanmasına ve duruşmanın 1 Nisan 1985 günü saat 11'e bırakılmasına da karar verdi. Yahyn ve Hacı Ali Demirel yargılandı ORTAOİREK RtFKI'NIN KARDAN ADAMI Ortadirek vatandaşlardan Rrfkı, Sırkeci'de bir kardan adam yaptı üstüne şunlan yazdı: Dokunmayın garıbıme öksüzdur. Kardan adam da sever D: 1985, Ö: 1985. Ben doğarken ölmüşüm." Ve en altına şunlan ekledi: •JÖpme beni eririm." Şu Recep Peker gitsin demokrasi kurtulur. Recep Peker giîmiş, şunu yazmışım. Şu Şemsettin Günaltay gitsin demokrasi kurtulur. O gitmiş Menderes gelmiş.. O gitmiş Demirel gelmiş. O gitmiş Ecevit gelmiş. Ben hep bunlar gitsin demokrasi kurtulur diye yazmışım. Yıl 1985, ben hâlâ aynı yazıları yazıyorum. Herkes gidiyor, demokrasi kurtulmuyor. Ben içmeyeyim de ne yapayım? Içîşleri Bakanı: En uygar ülkelerde bile polis acımasızdır İztnir'de bir basın toplantısı düzenleyen Içişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, polis okullannda önce liselilehn eğitileceğini, üniversitelilehn de polis olarak yetiştirileceklerini söyledi. İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çeşme'de düzenlenen valiler toplantısına katılmak üzere İzmir'e gelen Içişleri Bakanı Yddınm Akbulut, en uygar ülkelerde bile polisin gorevini "acımasız" yaptığını söyledi. ANAP II Merkezı'nde dün bir basın toplantısı yapan İçişleri Bakanı Akbulut, polisin gorevini yapamaması durumunda 12 Eylul'den onceki donemin başlayacağını savunarak, "12 Eylülden evvel polisinıiz maksatlı olarak yıpratıldı. Polise her seyden once layık olduğu kıynıeti >e saygıyı göstermek lazım" dedi. En uygar ülkelerde bile polisin görevıni "acımasız" yaptığını savunan Yıidınm Akbulut, "Ama kanunlara uyar tabii" diyerek, polise her şeyden once layık olduğu saygıyı ve hurmeti göstermek gerektiğıni. polis okullannda bundan sonra liselilerin eğitileceğini, polis açığının kapatılmasından sonra da üniversite mezunlarını polis olarak yetiştireceklerini söyledi. İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, siyasi suçlular konusunda sorulan bir soru üzerine, "Bu kişileri siyasi suçlu olarak nitelendirmek istemiyorum. Bu adamlar, bir kahvede onbir kişiyi taramış ya da bir köyü ikiye ayırmış kişilerdir" biçiminde konuştu. Akbulut, Izmir'den Çeşme'ye geçerek Altınyunus'ta yapılan ikinci valiler bölge toplantısına katıldı. İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, 16 ilin valisinin katıldığı toplamımn açıhşında \aptığı konuşmada valilerin hizmetlerde tarafsız olmasını isteyerek şunlan söyledi: "Mahalli idarelerimi/in seçilmi> organlannın siyasi partilere gore teşekkulunün hizmellerimizi elkilemedigini \e siı değerli \alilerin de hizmet \e icraatında bu prensibf uy ınanız gerektiğini belirtmek islerim. Hukumeliıni/ bu konııduki tarııtM/liüiııı yaptığı yardımlar ve konulan ele alış biçimiyle ispatiamıştır. İdari \esayet yetkilerinizi kullanırken bu hususu gözden uzak tutmamanızı ve mahalli idarelere müşvik yol gosterici, egitici bir şekilde yaklaşmanızı özellikle rica ediyorum. Yürütülmesi kanunlarla mahalli idarele verilen gore>lerin yerine getirilmesinde idari vesayetin önemi büyüktiir." İçişleri Bakanı Akbulut, 25 Mart 1984'te yapılan yerel yönetim seçimleriyle demokrasinin tüm kurumlarının tam olarak işlerlik kazandığma değinerek, "Büyük yerleşim merkezlerinde sağlıksız bir şehirleşme vardır. Bu durum, büyük şehir belediyelerinin yönetimi yeni bir esasa bağlanarak kontrol altına alınmıştır." dedi. Yıidınm Akbulut aynca butçe gelirlerinden yerel yönetimlere ayrılacak payın 1987 yıhnda yuzde 12.60'a ulaşacağını belirterek, "Bütçe gelir (ahminlerine göre 1985 yılmda belediyelere 294.7 milyar. il ozel idarelerine 49.1 milyar lira pay dağıtılacağını (ahmin ediyoruz" biçinıindı.' koIHİÎ.IU. Kızımız Ebru 1 yaşına basmıştır. Dost ve akrabalarımıza mujdeleriz. Annesi Hafize Babası Nevzat Çalışkan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle