16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER rini önemseyip anayasanın öngördüğü dognıltuda içtenlikle yerine getirmeyi yeğ tutmalanna bağlıdır. Doğruluğunu sağduyu sahibi herkesin kabul edeceğinde kaygı duymadığımız genel anlamdaki bu açıklamalardan sonra yargının, özellikle adli yargının hiç de iç açıa olmayan bugünkü durumuna genel hatlanyla kısaca değinmek isteriz. YARGrEAY'IMIZDA KAN KAYBI Taşıdığımız görevin bize yüklediği sorumluluğun bilinci ve ağırlığı içerisinde içtenlikle belirtelim ki, adli yargı ve adli yargının doruğunu oluşturan yüce Yargıtay bugün kan kaybetmektedir. Bu nedenle tedirgin ve huzursuzdur. Sayın Adalet Bakanının yüce Mecliste bakanhğının bütçesinin görüşülmesi sırasında ifade ettiğine göre, adli yargı da halen sayılan 1793'e ulaşan yargıç ve cumhuriyet savcısı kadrosu açıktır. Yüce Yargıtay'da ise boş üyelik adedi 30"a yaklaşmıştır. Uzerinde ciddiyetle durulup düşünülmesi gereken bu acı sonuç, önceükle Adalet Bakanhğı1 nın şimdiye dek yargıç yetiştirme hususunda özgün ve özel bir yargı politikası izJememesinden İcaynaklanan yılların ihmalinin birikimidir. Aynca ekonomide geçerli olan "lyi para kötü parayı kovar" kuralı, yargıda da işlerliğini göstermiş ve yargıçlara münasip görülen kötü yaşam koşullan, gençlerin yargıçlık mesleğine özenmelerini engellemiş, iyi yargıcı, yargı mesleğinden uzaklaştırmıştır. Bunun yanı sıra idari yargıda olduğu gibi adli yargıda da yüce Yargıtay ile ilk mahkemeler arasında "istinaf mahkemeleri" adı altında ara mahkemeler kunılmasına ilişkin girişimler, yargıda; özellikle Yargıtay tetkik yargıçlan arasında tedirginlik yaratmış ve çalışma hevesini kırmıştır. Hemen söyleyelim ki, biz ara mahkemelerin kunılmasını ilke olarak yerinde buluruz. Ne var ki, altyapısı sağlanmadan, koşullan gerçeklcştirilmeden yetişmiş ve yetenekli yargıç sıkıntısı çekilen bugünkü aşamada ara mahkemeler kurmanın, yargıya yönelik yakınmaları önleyeceği ve bir yarar sağlayacağı kanısında değiliz. Yukarıdadeğindiğimiz üzere Adalet Bakanlığı, her şeyden önce yetenekli yargıç yetiştirme hususunda özgün bir yargı politikası izlemeüdir. örneğin 1950'li yıliara değin uygulanan Ankara Hukuk Fakültesi'nde bakanlık hesabına yatılı öğrenci okutma sistemi, vakit geçirilmeden yeniden uygulamaya konulmalıdır. Unutulmamalıdır ki bu sistemin ülkenin yargıç gereksinimini gidermesinde çok büyük yaran görülmüştür. Bütün bunlardan ayrı olarak genel yargı alanında en eski ve köklü bir yüksek mahkeme olan yüce Yargıtay'ın gerek kendi seçkin üyeleri arasında, gerekse Anayasa Mahkemesi üyeleri ile Yargıtay üyeleri arasında süregelen eşitliği bozan ve yüce Yargıtay'ın soluğunu kesen, estirdiği soğuk rüzgârlarla boyutları gittikçe büyüyen ciddi huzursuzluklara neden olan 241 ve 443 sayılı yasa gucünde kararnameler yüce parlamentoca daha çok vakit geçirilmeden değiştirilmeli ve yliksek Yargıtay aleyhine yaratılan eşitsizlik giderilmelidir. Ayrı bir incelemeye değer gördüğümüz bu konu hakkında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hükümleri gereğince söylenecek çok şey vardır. Fakat biz sözü uzatmamak için şimdilik Bakanlar Kurulu'nun 2999 sayılı yetki yasasına göre çıkardığı 241 ve 443 sayılı yasa gücünde kararnamelerin anayasanın 2, 11, 91, 140, 156 ve 157. maddelerinde yer alan hükümlerin özüne ve sözüne uygun düşmediğjni belirtmekle yetineceğiz. Sözümüzü bitirmeden önce bugünlerde adli yargıda yeni bir huzursuzluğa neden olan başka bir olumsuzluğa daha değinmek isteriz: YARATILAN ÜZÜCÜ DURUM Büindiği üzere 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nda değişiklık yapılmasına dair bir yasa tasansı, geçen günlerde Adalet Komisyonu'nda kabul edilmiştir. Kuşkusuz bu tasan kısa bir süre içerisinde yüce parlamentonun önüne gelecektir. Avukatbk Yasası'nda yapılan değişikliğe göre, "Yargı erkinde görev alanların emeklilik ve istifa gibi sebeplerle görevlerinden ayrılmalan halinde asil olarak görev yaptıkları veya en az iki ay yetkili bulunduklan yargı çevresinde, ayrılma tarihinden itibaren iki yıl süre ile avukatbk yapmalan yasaklanmış ve yüksek mahkemelerde görevli bulunanlar için "yargı çevresi görev yaptıklan kurumlardır" denümiştir. Bize göre bu değişikliğin altında öncelikle erdemli Türk yargıcına, sonra da yargı erkinden avukatbk yapmak amacıyla aynlan seçkin kişilere karşı duyulan bir güvensizlik yatmaktadır ki bu çok üzücüdür. Şayet avukatbk yapmak için yargıdan aynlan kişiler arasında güven sarsıcı davranışlar içinde olanlar varsa herhalde bunu önlemenin yolu, birtakım yasaklar ya da zorlayıcı hükümler getirmek değildir. Emeklilik suretiyle görevinden aynlan bir yargıcın avukatlığı yeğlemesi, yaptığı yargıçhğa yakışır görülmüyorsa, bunun en uygun ve uygar yolu öncelikle yargıçlan, yargıçhğın üstün onuru ile bağdaşır bir yaşam düzeyine kavuşturmak ve görevde iken aldıklan maaş ile emekli etmeknr. Yoksa bu tür öznel ve yasaklayıcı önlemlerle ne bir yere varılır ne de yargıya ve yargıca olan saygınlık sağlanır. 23 ARALIK 1985 Y argıda I\e Oluyor? Emeklilik suretiyle görevinden ayrılan bir yargıcın avukatlığı yeğlemesi, yaptığı yargıçhğa yakışır görülmüyorsa, bunun en uygun yolu önceükle yargıçlan, yargıçlığın üstün onuru ile bağdaşır bir yaşam düzeyine kavuşturmak ve görevde iken aldıkları maaş ile emekli etmektir. Yoksa bur tür öznel ve yasaklayıcı önlemlerle ne bir yere varılır ne de yargıya ve yargıca olan saygmlık sağlanır. AHMET COŞAR, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanı GOnümüzde basınımızın üzerinde ciddiyetle durduğu 1986 Yıh Bütçesi, kalkınma hızı, ulusal gelirden kişi başına düşen pay miktan, enflasyon oranı, geçim sıkıntısı, siyasi partiler arasındaki demokrasi tartışması, ülkemizin dış politikada karşılaştığı tıkanıklıklar gjbi yaşamsal önem taşıyan sorunlar yanında yargıdan söz etmek yadırganır ise de, biz bu yazımızda ömrünün bir kısmını değil, tümünü yargıya adamış "haram Jokma ve yalan sozden uzak kalmayı" yaşam anlayışı ve felsefesi olarak benimsemiş bir yargıç olarak, yargıdan sozedip, yazunıza başhk yaptığımız "Ymrgıda neoluy or? "sorusunu hiçbir amaca yönelik olmaksızın aklamızın erdiği, dilimizin döndüğü ve kalemimizin elverdiği ölçüde yanıtlamaya çalışacagız. Gerek felsefi/apıtlannda gerekse roman türündeki yapıtlannda; devrinin kötülüklerine, adaletsizliklerine, despotluğuna, hoşgörilsüzlüğüne ve yaşam koşullanndaki eşitsizliğe, serbest düşünüşü ve alaycı zekâsı ile karşı çıkan büyük düşünür Voltaire yargıçlık mesleğun "Yargıçlık, insanbğın en güzel işidir" sözleriyle tanımlarken.değerli bilgin Bacon "Yargıçlar yeryüzünde vekili oldukları Tanrı'ya en yakın olan kişilerdir" sözleriyle çarpıcı bir biçimde dile getirmiştir. lngiliz edebiyatına zekâsı, canlıüğı ve mizahıyle üç çeyrek yüzyıl boyunca etİcin olan, 1925 yılında Nobel Edebivat ödülü kazanan, îngiliz yazınında hem roman, hem tiyatro sayılabilecek yeni bir tür yaratan ünlü yazar George Bernard Shaw bir yapıtında "Dünyaya geldiğim ülkeyi seçmek kendi elimde olsa idi, ben yargıçlannı en üst düzeyde tutan bir Olkede doğmak isterdim" der ve devam eder: "Ben yargıçlann önüne çıkmaktan ya da çıkanlmaktan korkmam vç kaygı duymam. Yeter ki huzurlanna çıktığım ya da çıkanldığım yargıçlar yetenekli ve önlerine getirilen sonınlan çözmcye yetecek bilgi ile donanmıs olsunlar" sözleriyle Voltaire ve Bacon'ı doğrulamıştır. Çağdas bir devlette ve uygar bir toplumda yargı ve yargıcın yerini ve önemini yaşatan bu tarihsel gerçeği ve olguyu ulu önder Atatiirk ise "MiUeüerin hakkı kazaa, istilclâllerinjn birinci şartıdır. Yargı erki bağımaz olmayan bir milletin devlet halinde var olması kabul olunmaz" sözleri ile daha kaIıcı bir biçimde vurgulamıştır. Adaletin mülkün (ülkenin) temeli olduğu, hukukun üstiinlüğü, yasama ve yürütmenin yanında bağımsız yargının varlığı ve yargıç güvencesi gibi kavramlar ve değerler çoğulcu ve parlamenter yönetimlerin yatsıyamayacağı çağdaş düşüncenin temel öğesi olma niteliğini günümüzde de korumaktadır. Çoğulcu parlamenter yönetimlerde devletin gücünü, etkinliğini ve sevimliliğini sürdürebilmesi, kişilerin temel hak ve özgürluklerini, yasalann çizdiği sınırlar içerisinde serbestçe kullanabilmeleri, bu temel hak ve özgürlüklerin hiçbir biçimde devlet ve toplum aleyhinde kullanılmalannın önlenebilmesi ancak yasama ve yürütme erki yanında bağımsız ve yansız bir yargı erkinin varlığıyla olanaklıdır. Çaglar boyu tüm iyilikler ve erdemlikler, ancak bağımsız ve yansız bir yargı gücü ilkesi ile sağlanabilmiş ve konınabilmiştir. Hukuka ve yargıya karşı duyulan güven ve güvence bizim toplumumuzda da devlet anlayışımn temelini oluşturagelmiştir. Kuşku yok ki, Türk yargısının güven veren, güven duyulan bir işlerlik içerisinde olması toplumsal varlığırmzın, ulusal kültürümüzün, layik Cumhuriyetimizin ve devletimizin başta gelen dayanağım teşkil eder. Unutulmamalıdır ki, yargının üstün bir değer olarak konınması, ulus adına yargı erkini kullanan yargıçlanmızın şimdiye dek olduğu gibi bundan böyle de yargı yetkisini yuce bir erdemlilik içerisinde kullanmalarına, devlet, toplum ve birey üçlüsü arasındaki dengeyi bir ayncahk tanımadan ayakta tutmalanna bağlı olduğu kadar, yasama ve yürütme erkinin de bağımsız yargıyı yadırgamamalarına, yargırun sorunlanna ana>asal bir emir gereği eğilmelerine, yargının gereksinmele DSP DURGUN • Nuri KORKMAZ: "SHP bir seçenek değil" TBMM Başkanı Necmettin KARADUMAN: "Türk devleti işkence yapmaz'' ŞANS BORSASI: Millî Piyango, SporToto, AtYanşları... Dr. Agâh Oktay GÜNER: "Gençlik Yılı biterken" BasınTaha AKYOL: "Basımn porno gazeteciliğe yönelmesini kaygıyla karşıiıyorum" SporOrhan AYHAN: "Voleybol, gururumuz oldu" OKEVY AKBAL EVET/HAYIR 55. Yıhnda Kubilay Olayı Bir tanık şöyte anlatır olayı: "İşte tam o sırada jandarma gelmiştir. Yüzbaşı sanıklara dağılmalarını emreder. Giritli Mehmet ise, şeriat ılan ettiklerini ve dağılmayacaklarını söyler. Yüzbaşı Fahri Bey durumun kritik olduğunu anlar, gerekli önlemleri almak için olay yerinden ayrılır. Şeriat düzeni isteyenlerin eytemi kırk ikinci piyade alayına bikJirilmiştir. Bir süre sonra yedek teğmen Kubilay, bir manga askerte kışladan ayrılır ve olay yerine gelir. Süngü takan asker, Kubilay teğmenden emir beklemektedir." Arkadaşımız Hikmet Çetinkaya "Menemen'de Bir Devrim Şehiti: Kubilay" başlıklı yazı dizisinde görgü tamklarından Ragıp Dere'den böyle dinlemiştir olayı... Derken, bir silah sesi duyulur. Kubilay ağtr bir yara alır. Tetiğe dokunan Giritli Mehmet'tir. Halk, silah sesinden ürküp kaçmaya başlar. Kubilay cami avlusuna doğru koşmaya çalışmaktadır. Ama dayanamaz, yığılır kalır. Giritli Mehmet, çantasından çıkardığı bir bağ bıçağı ile Kubilay'ın başını gövdesinden ayırır. Orada bulunan bekçi Hasan, tabancasını çeker saldırgınlara ateş açar, ama onu da öldürürler. Bekçi Şevket de şehit edilir. Kubilay ve mangasının tüfeklerinde gerçek mermi yoktur. Bu yüzden Giritli Mehmet 'Görüyorsunuz bana kurşun işlemiyor' diye bağırır... Nakşibendi tarikatı mensuplarıdır Menemen olayının kahramanları... İçlerinde kadınlar da vardır. Bunlardan birı mahkemede şöyle anlatır serüvenini: "iki yıl önce kocamdan ayrıldım. Bir kadın beni Nakşibendi tarikatına soktu. Şeytı Esat'ın halifelerınden Tevfik Hoca ile tanıştım. Hoca beni çırılçıplak soyarak goğsümün üzerine boyalı üç ayet yazdı. Sonra yanlış oldu dıyerek yalayıp tekrar yazdı." Kubilay'ın oğlu Vedat da şöyle anlatıyor: "On yaşlarıncîaydım. Bandırma'da okurken öğretmenlerim sormaya başladı. O zaman anneme sordum. Annem de durumu anlattı. O yıllar ilgi fazlaydı babama karşı. Belki olayın yeniliğinden. Zaman geçtikçe bu ilgi azaldı." Yıl 193O'du. Cumhuriyet'in yedinci yıhndaydık. 1924'te Mustafa Kemal Paşa, şöyle konuşmuştu: "Artık Türkiye . din ve şeriat oyunlarına alet olmaktan çok uzaktır. Bu gıbi oyuncular varsa kendilerine başka taraflarda sahne arasmlar"Yine 1923'te "Her sarıklıyı hoca sanmayın. Hoca olmak sarıkla değil dimağ iledir". Ne çoktur Alatürk'ün şeriat, gericilik konusundaki sözleri... Bunların hiçbiri geçerliğini yitirmiş de değil, 1930'dakinden daha güncel... Birkaçını anımsatmakta yarar görüyorum. Atatürk neler dememiş ki! "Artık bizim dinin gereklerinı öğrenmek için şundan bundan ders almaya ve akıl hocalarına ihtiyacırnız yoktur";" Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebılerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara, talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan msydana gelen kütleye medeni bir millet diye bakılabilir mi?";"Taassup cehle istinat eder Taassubu olan cahildir"; "Yüz, iki yüz hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak insanlan cehalet ve gaflet içinde bırakmak demektir." Kubilay olayı 1930'da oldu. Ama son yıllarda Çorum'da, Ma(Arkası 10. Sayfada) OKLRLARDAN Tayın bedellerimiz hâlâ ödenmedi Bizler Sağmalcılar Özel Askeri Cezaevi'nde görev yapan Adalet Bakanlığı'na bağlı, infaz koruma memuru (gardiyan), kâtip ve şoför olarak 32 kişilik bir personeliz. 6.7.1983 tarihinden itibaren Kasım 1985 tarihine kadar geçen zaman içinde tayın bedeli almaktaydık. Ancak bu paralanmız Aralık 1985'te ödenmedi. Gerekli yerlere resmi yazışmalarla durumu ilettik, henüz bir cevap alamadık. Bizim çalışma yerimizden farksız olan Metris Özel Askeri Cezaevi ile Selimiye Askeri Mahkemelerinde görev yapan arkadaşlanmız bu paraları zamanında aldılar. Adalet Bakanhğı ve diğer ilgililer 32 kişilik bir personelin varhğmı ne kadar erken bir tarihte unuttular. Her yılın ilk ayları ve son aylan aynı durum hasıl olmaktadır. Aylar süren bu sürünceme ne zaman bitecektir. Sağmalcılar 2özel Askeri Cezaevi sivil memurları nedeniyle yağışlt havalarda suların yollan kaplaması, şehir içindeki açık ve kapalı otoparklann ihtiyacı karşılayacak kapasitede olmaması şehir içi trafik düzenini ve akışını olumsuz yönde etkilemektedir. Büyük Şehir ve ilçe belediyelerinin son zamanlarda şehir içinde başlattığı alt ve üst geçit inşaatlan, yol ve meydanlann genişletilmesi çahşmalan tamamlandığtnda, mevcut tıkanıklıkların büyük çapta ortadan kalkacağı tahmin edilmektedir. Şehir içi trafiğinin bugünkü mevcut imkânlarla bir düzen içinde yürütülmesi ve trafik kazalanmn en az hadde indirilmesi için trafik personelinin bu konudaki çahşmalara aralıksız devam ettiği anlaşılmıştır. NEVZAT AYAZ İSTANBUL VALİSİ karşılığı hastaneler milyonlar kazanmaktadır. Bu parayı kazanan birime bakanlık gereken itgiyi göstermeli parasal sorunlanna çözüm getirmelidir. Bir diş protez teknisyeni İSTANBUL HAFTALIK HABER DERGISİ tükenmeden alın! ALTINDAG BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN PROJE YARIŞMASI ALTINDAG BELEDİYE SARAYI ve ÇEVRE DÜZENLEMESİ'ne art projelerin elde edilmesi işi Altındağ Belediye Başkanlığı tarafından ulusal ve tek. kademeii olarak Bayındırlık ve İskân Bakanhğı "Mühendislik ve Mimarlık Proje Yarışma Yönetmeliği** kurallarr içinde yarışmaya çıkarılmıştır. Yarışmaya Türk Miihendis ve Mimar Odaları Birliği üyeleri katılabilirter. A) DANIŞMAN JURİ ÜYELERİ ATILGAN Mazaffer Altındağ Belediye Başkanı 2. HOŞVERMahmut tnş. Müh. Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı 3. YARDIMCI Nurettin Dr. Arkeolog Kültiir ve Turizm Bakanhğı Eski Eeerîer ve Müzeler Genel Müdürü 4. YILDIZ Cemal Trafik Y.Müh. "ÜGHWAlmanya" 3S.G.O. Genel Müdürlüğü Ulaşım Planlama ?ve Rayîı Sistem Dairesi B Proje Müdüı Y a r d ı m c İ 5. »BEŞBAŞ Necdet Mimar "A.D.M.M.A." Beledıyesi İmar Müdürlüğü 1. 0 1. 2. 3. YEDEK JURİ OYELERİ AÇIKKOL Cem Y. Mimar "A.D.M.M.A." O.D.T.ü. Gazi Üniverâtesi Araştırma GÖrevlisi BATURALP Melih Mimar "A.D.11M.A. BİNZET Can Inş. Y. Mühendisi "l.T.ü." 1 teknisyenlerimn parasal sorunu Ülkemizde kanunlar ve yönetmelikler yöneticilerin yorumlamalanna göre değişik şekillerde uygulanmakta aynca yıllarca kuüamlan bir hak bir anda yok olabilmektedir. Yardımcı sağlık personelinden, narkoz, röntgen, laboratuvar teknisyenleri iş güçlüğü parası almakta ama diş protez teknisyenleri bu parayı alamamaktadır. Acaba diş teknisyenleri daha nu iyi koşuüarda görev yapmaktadır; sanmıyorum. Bizler Sağhk Bakanlığı'nm ikinci sınıf bir personeli, diğer birimlerden daha az kıymetliyiz. Bakanlık, personeli arasında ayncahk yapmaktadır. Diş teknisyenleri akşama kadar lik.it veya havagazı ile çalışmakta bilhassa laboratuvarda akrilik, likit kokulan, alçı tozu sağlığımızı etkilemekte ama, hak verilmeye gelince mevcutlar ahnmakta yenisi verilmemektedir. Diş küniklerinde verilen hizmetler D) RAPORTÖRLER 1. 2. 3. ERZURUM Gürbüz Mimar "A.D.M.M.A." Altındağ Belediyesi îmar Müdürlüğü PAMUKÇUMüge ^ t Mimar "O.D.T.ü." Altındag İîeîed İmar Müdürlüğü YALÇIN tpek Mimar "O.D.T.Ü." A 1 | i m i a f Ifeledivesi îmar Müdürlüğü ••••' Vali Aynzhn açıklaması 21.11.1985 tarihli gazetenizin 6'ncı sayfasmda yayımlanan "tSTANBUL TRAFtĞt ÖMÜR TÖRPÜSÜ" bashkh haber hakkında valiliğimizce gerekli inceleme yaptınlmıştır. Toplam nüfusu 6.000.000 civannda olan ilimizde trafîğe çıkan araç sayısı 450.0Win uzerinde bulunmaktadır. Hızla artan nüfus ve araç sayısına paralel olarak alt ve üst yapı tesislerinin ihtiyacı karşılayacak hale getirilememesi, sinyalizasyon sisteminin bugüne kadar kurulamaması, ulaşım sorununu çözecek olan metronun gerçekleştirilememesi, yağmur sularınm akacağı direnaj sisteminin kifayetsiz olması B) ASİL JURİ ÜYELERİ 1. 2. 3. 4. 5. ERKAL Coşkun Y.ÎMimar"l.T.Ü." ERDEMİR Yüksel Doç.Y. Mimar "D.G.S.A." Gaz Üniversıtesi öğretim ü; EŞKİNAT Davran Dr. Y. Mimar "'t.L'.A. SEPKİN Yurdanut Y. Mimar "D.G.S.A." PELİN Aydm Inş. Y.Müh. "t.T.Ü." Müşavfr ve Mimarlar Birliği Başkanı ÖDÜL VE MANSİYONLAR 1. ödüleNet 2. ÖdüleNet 3. ödüle Net 1. Mansiyona Ne Mansiyona Net Net Net 5. Maıısiyona Net 2.500.000.TL. 1.750.000.TL. 1.250.000.TL. 750.000.TL. 750.000. TL. 750.000.TL. 750.000.TL. 750.000.TL. Yer görme zorunluluğu vardır. Ankara dışından katılacak olan yarışmacılara yarışmaya uygun proje vermiş olmaları şartı ile 50.000. TL. ödenecektir. Proje teslim tarihi 3 MART 1986 Pazartesi günüdür. Yarışma şartnamesi ve ekleri Altındağ Belediyesi İmar Müdürlüğü Raportörlüğü'nden şahsen 6.000. TL. karşılığında alınabilinecektir. Şimdi %55 net verim Karakö BAI\KASI iktisat Bankası Karaköy Şubesi Bankalar Caddesı. Marmara İş Hanı Iktiut Bankası Mmkul O ^ v k r M*rfc*zi (srraıl Emen Havdar Sebuktekm Ta>yaf Oztufk Levenl Erki T el U 2 T X ) 0 167 0T10 Iktaal Banlusa Mertuz $utw Cetal O z ^ u r t c j "el 1"2 "0OC Iktnat Bankası BahçeUpı Şuteti Fgoık ""urkme^ ~eı 522 .«09 İktisat Bankası KarafcSy $ ı « M i A'ılıa C : i ' ü = c » Tel '45 '093 Iktnat Bankası MeckKyekOy $ u t a « AboıjliaM Anlar Te' '72 6330 İKTİSAT5 Bu ılân SPKnun 9 12 1965 tantı ve BOO219114 sayın ıznı ile ya/ımlanmaktauır İktisat Bankası Menkul Değerler Merkezi Karaköy'de yıllık net % 55 verim sağlayan özel sektör tahvilleriyle tasarruf sahiplerinin hızmetine girdi. Değişik vadelerde ihraç edilmiş Profilo Holding A.Ş. garantili Pemko, Anadolu Endüstri Holding A.Ş. garantili Ege İKTİSAT BAIVKASI Biracılık ve Anadolu Biracılık (Efes MENKUL Pilsen), Türktelekom Endüstrisi ve DEĞERLER Kartonsan gibi tahviiler tasarruflarınız MERKEZİ için şimdi kârlı yatırım alanıdır. İktisat'taki Yatırım Temsilcinizi arayın. Buyukdere Caddesı 165. Esenlepe İsbnbul Yıllık % 55 net verimden yararlanın. İkUsM Bankası KadıkSy $ ı l « Necnı Ozgenç Tel M 8 93Î3 Acnan Pelvanlar Tel 572 6032 İklnal Bankas Batoıtöy Ş ı M ı iktisat Bankaa «nkan Şutıesi Erdef K rVsekızoglu Tel 33 3C 7 1 ikttsat Sankaa bmır Ş u l x » N ^ıe1 Gguztuzun T e l S2 62 46 Iktoat Bankan Bursa Şubesi Gal c ^aşar AvCı ~el ü J3C İfcUsat Bankası Adana ŞutKsı Ne^al Ersan İktısal Bankas Uosın Ş u b » Erder Ef^er Te. •" 9 " [kiısat Bankası Otıanttp .'han Mufiuoglu Tel 24 71? Şubesi iklisat Bankaa Den.ılı Şubes Bjler Dık Tel 13 01ü iklisat Bankaa Iskendenm Ş u b n i Saıi Aiaş Tel 128 S4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle