16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER PAKTAŞ'ta kadro azaltmaya tepki ADANA, (Cumhuriyel Bürosu) Sümerbank'a devir edilen PAKTAŞ fabrikalarında işçi sayısının azaltılacağı yolundaki açıklama, PAKTAŞ işçîleri ile işyerinde yetkiii sendika tarafından tepkiyle karşılandı. Teksif Yavuzlar Şubesi Başkanı Mehmet Siıer, "Hiçbir kuvvet PAKTAŞ'tan işçi çıkaramaz" derken, işçiler "Devlel el koydu, işbaşı yapacağız dije sevinirken, böyle bir açıklama karşısında şoke olduk" dıye yakındılar. Adana'daki PÂKTAŞ1'de yetkiii Teksif Sendikası Yavnzlar Şubesi Başkanı Mehmet Süer, Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorusu uzerine, PAKTAŞ'ta kadro fazlası işçi bulunmadığını anlatırken, "Eğer birileri, kendi yandaşlanna iş sağlamajı tasarlıyorlarsa yamJıyorlar. Bir işçi dahi çıkanlsa lepkisi büyük olacaktır" dedi. Şendika Şube Sekreteri Nevzal Yiiksel, 12 Eylül'den önce PAKTAŞ1'de 5000 işçi çalıştığını, bu sayının 12 Eyliil dönemi içerisinde bugüne dek 3200'e kadar duşürüldüğunü açıkladı. Nevzat Yuksel, kadro fazlası adı altında işçi çıkarılması halinde eyleme geçeceklerini de söyledi. Türklş Genel Başkanı Yılmaz, BrükseVde "sert" konuştu: ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU 20 ARALIK 1985 İşçi hakkına yeııi düzen HAPt ULUENGtN BRÜKSELUluslararası Hür işçi Sendikaları Konfederasyonu ICFTU Yönetim Kurulu toplantısına katılan Türkîş Genel Başkanı Şevket Yümaz, bu kurul önünde yaptığı konuşmada "sert çıktı" ve sendikasının işçi haklannda yeni düzenlemeler talep ettiğini büdirdi. Türklş Başkanı, ICFTU Genel Sekreterinin yarın Ankara'da düzenlenecek olan TBMM'ye çağrı toplantısma katılarak, bir konuşma yapmasını da istedi. Yılmaz'ın isteği kabul edildi. Brüksel'de iki gün süren UlusJararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu toplantısmda konuşan Yılmaz, Türkiye'de 1982 Anayasasının, 2821 sayıh Sendikalar Yasasıyla 2822 sayılı Toplusözleşme ve Grev Yasasının işçi haklarının önune engdler getirdiğini Dünya Dönüyor... Vaktiyle "seramik kraliçesi" derdik Füreyya'ya. O zaman ne düşünürdü bilmem, ama bu karşılaşmada tepki gösterdi. Kraliçe demekten vazgeç artık, dedi. Kısacık saçlarına, pırıl pırıl gözlerine, o renk renk seramikleri üreten ellerine baktım. Tacırvz hâlâ duruyor, dedim, saçlarını okşadım. Füreyya yeniden karşı çıkıyor: Candeğer var, Hliz var, Bingül var, Alev vBr, Melike var, diye seramik dalında parlamış sanatçılarımızı sayıyor. Bir sanatçının genç kuşaklardan böytesine sevgiyle, içtenlikle söz etmesi güzel bir olay. Her şeyi yaşamışlığın, sindirmişliğin, özünü aşmanın rahatlığı başka oluyor galiba... 1950'li yılları düşünüyorum, Şakir Paşa apartımanında Füreyya ile ilk söyleşileri. Annesi Hakiye Hanımefendiyi, Aliye Berger'i. Fırında pişen toprağın renklenmesini, çiçeklenmesini nasıl merak ve özlemle izlerdim. O fınnın ilk ürünlerini sevgiyle saklanm hâlâ. O da o ürünlerden soz ediyor. Sende çok eski seramiklerim var, diyor. Evet, iki masa, bir nihale. Masalardan birinde kilim motiflerj var, ötekinde yeşil bir bahar... Birini evlenirken armağan etti bana, kimi zaman eviilikler bitiyor, armağanlar duruyor. Asıl bitmeyen dostluklar bence. Füreyya'nın sergisinde yıllarca görmedtğim dostlarta karşılastım. Onlara kavuşunca Istanbul'dan hiç ayrılmamış gibi oldum, o güzel yılları yeniden yaşar gibi... Bir duvarda Füreyya'nın güzel panolannı seyrederken Ömer Uluç'u gördüm. Sinan Bey diye arkadaşını tanıttı, Halikarnas Balıkçısının oğlu... Güzel anılarta gülümsedim Sinan Bey'e, Balıkçı'yla Bodnjm'u gezmemi düşündüm, güneş dogarken kaleye çıktığımız bir sabahı, koyda süngercılerle konuştuk, havada mandalin çiçeklerini kokladık. O zamandan beri Bodrum'a gitmedim htç, o güzei izlemi bozmak istemedim, dedim. umer Uluç çok saşırdı. insan bu kadar romantik olabilir mi? Belki de tam tersine. İnsan yitik güzellikleri görmek istemiyorbelki de... Halikarnas Balıkçısı'yla gezdiğim Bodrum nerede şimdi? Çok ırzına geçildi değil mi? Doğasını koruyamadı, taş y>ğınlanna gömüldüğünden dert yanryor herkes. Koylan bile parselleniyor, doğa kirfeniyor giderek... Füreyya'nın pembe fincanlannı seyrederek uzaklaştım Bodrum anılanndan. Morlan seyrettim, bacasına kuşlar konmuş evieri seyrettim, sonra yeniden Füreyya'yı seyrettim, bence tüm seramiklerinden daha güzel, çünkü hepsini o üretiyor, üretme gücünü hiç yitirmiyor, yoksa bu sergi açılır mı? Bir köşede Rezzan Emin Yalman oturuyor, elinde bir baston, dizleri ağrıyor, ama Füreyya'nın sergisine gelmekten geri kalmıyor. Kâmran Cemal canlanıyor gozümde, yaşasaydı, o da burada olurdu şimdi, belkı de bastonuna dayanarak. Kâmran Cemal yok, ama Mehmet Cemal burada, annesinden bir uzantı gibi. Rezzan Hanım'a, Tunç'u soruyorum. Biraz sonra geleceğini söylüyor. Ve işte Tunç Yalman, Necla Erat ile konuşuyor, Nora'nın provalannı anlatıyor coşkuyla. Necla Erat ile Tel sokağına uzanıyoruz. Gençlik Teşkilatı, Devrim Ocakları, Cihat Abaoğlu, Esin Talu, Ali İhsan Çelikkan, Orhan Anman, Exelsior Palas'ta, Kız Kulesi'ne bakarak yaptığımız soyleşiler... Annesi Belkis Hanım, babası Nazif Erat, Istanbul'un en güzel kadınlarından Nükhet Borovalı, Nevgece Erer... O İstanbullular nerede şimdi? Kimi öldü, ama yaşayanlar da ortada değil, Istanbul'un yüzü, güzelliği gibi istanbullular da kayfooluyor. Bu güzelim kent giderek taşraJaşıyor. Şehir Tiyatrolan'nın kimi oyunlanna boşuna "Pazar Oyunu" demiyor genç sanatçılar! Büyük kalabalık hafif güldürüden hoşlanıyor. Birden Mehmet Ali Cimcoz'u görüyorum Füreyya'nın yanında. Adalet Hanım'ı düşünüyorum, resim sevgimde, ressamlarla dostluğumda büyük payı var, çoksevdiğim Orhan Peker'i Maya Galerisi'nde tanıdım. Nuri lyem'in soyut resimlerini Maya1 nın duvarlarında seyrettim ilk kez. Teo'nun "Hatırla Barbara" şiirini de orada dinledim. Maçka Galerisi'nden o güzel yıllara dönerek ayrıldım. Dışanda soğuk rüzgâr, havada gençliğimin kokusu, ama yaşlanmanın da bir güzelliği var, daha doğrusu her yaşın bir güzelliği. İnsan yaşlandığı için değil, yaşamadığı için uzülmeli bence. Bir yaşam boyu düşleyip, özleyip de yaşamadığı şeyler için uzülmeli... Bir özlemi dindirmek için savaş verip vermediğini düşünmeli, o savaşa güzel bir yorum yapabilmeli... Kimi kişiler kaç yaşına gelirse gelsin böyle bir yoruma varamıyor galiba, acaba bellekleri mi kireçleniyor? Ben de kireç çağımı yaşıyorum, ama belleğim kireçlenmedi henüz. Geçmişi iyi hatırlıyorum, bugünün tüm koşullarına karşın güzel yaşıyor, geleceğe umutla bakıyorum. Füreyya'nın fincanları kadar pespembe değil, ama hayii iyimser. Füreyya seramik kraliçeliğine tepki gösterirken örnekler veriyor. Benden sonrakiler daha basarılı diyor, Filiz diyor, Bingül diyor, Binay diyor sevgiyle güvenle, genç kuşaklan selamlıyor. Bence her dalda bir yeserme var, o yeşeren kuşaklarla dünyamız daha güzellesebilir, o yeşermeyi görmezlikten gelemeyiz. O yeşermeyi farketmeyenler zamanı durdurmak ister gibi bir davranış, her şeyi eski kadrolarla oluşturmak gibi bir yanılgı içindeler, bence çağdışı bir davranış bu. Çünkü dünya dönüyor, zaman ilerliyor, genç kalmanın yaşlanmamanın gizi de burada bence. Dünyanın gidişine, zamanın akışına ters düşmeden yaşayabilmekte... O zaman özlemin eski tadı var mı, yok mu diye sormaya vakit bulmuyor insan, yeni tatlar buluyor durmadan... • •*•• Türkîş'in yarın Ankara'da düzenleyeceği TBMM'ye çağrı toplantısmda ICFTU Genel Sekreteri de konuşacak ve hükümetin işçi haklarına saygı göstermesini isteyecek. evket Yılmaz, "İçinde f ir kuruluşun ilkelerinin bulunduğumuz uygulanmasını Şevket Yılmaz rumlanırsa ne olacak?" şeklindeki soruya, "Biz, üyesi bulunduğumuz bir kuruluşun ilkelerinin uygulanmasını istiyoruz. Bu şikâyet degil, haktır" cevabını verdi. Yılmaz, "Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC, DİSK'in faaliyetlerinin serbest bırakılmasını istiyor. Siz ne diyorsunuz?" şeklindeki soruya ise, "Türk halkı. bu konuda çok titizdir" karşıhğını vermekle yetindi. Öte yandan başta tskandinav ülkeleri sendikaları olmak üzere ICFTU üyesi birçok konfederasyonun, beş ülkenin Avrupa Konseyi'nde Türkiye hakkındaki şikâyetlerini geri çekmesinden "çok rahatsız oldukJan" ve "işin peşinj bırakmamak" için kendi hükümetleri nezdinde derhal girişimlerde bulunacaklan öğrenildi. istemek, Türkiye'yi dışarıda şikâyet etmek değil, bir haktır" dedi. büdirdi ve butün bu kanun ve uygulamalann ICFTU ilkeleriyle uyumlu yeni düzenJemelere tabi tutulmasım istedi. Özal hükümeti tarafından izlenen ekonomik politikanın kitlelerin sırtına ağır yükler getirdiğini de vurgulayan Yılmaz, bu durumun değiştirilmesi için ICFTU'nun Türklş 'e destek vermesini talep etti. ö t e yandan, Şevket Yılmaz yarın Ankara'da düzenlenecek TBMM'ye çağrı toplantısına ICFTU sorumlulannın da katılmasını istedi. Yılmaz'ın bu taiebini olumlu karşılayan ICFTU Genel Sekreteri John Vanderveken ve bölge sommlusu Peter de Jong bugün Türkiye'ye gelecek ve yann da Türklş toplantısmda konuşacaklar. ICFTU'ya yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre \'anderveken'in yapacağı konuşma "oldukca sert" bir içerik taşıyacak ve Uluslararası Hür İşçi Sendikalan Konfederasyonu, Türk hükümetinin "Demokratik standartlarda sendikal özgiirlük" canımasını talep edecek. Diğer taraftan, Brüksel'de kendisi ile görüştüğümüz Türklş Genei Sekreteri Şevket Yılmaz, "Sizin bu tttr bir konuşma ve çagn yapmanız, dışanda Türkiye'yi şikâyet şeklinde yo Grev oylamasma "hayır" diyen sendikalar, YHK'ya gidiyor Maüye Bakanhğı'nın cinsiyet ayırunı İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kamu kuruluşlannda çalışan Erkek Meslek Liseleri mezunları yan ödeme ve hizmet tazminatı aürken, Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından "Kız enstitiisü mezunları teknik bizmeller sınıfında istihdam edilemez" genelgesi gelince ekim ayından başlayarak bu okulların mezunlarının yan ödeme ve hizmet tazminatları kesildi. Bunun üzerine bazı yurttaşlar Idare Mahkemesi'nde dava açarken, Milli Eğitim Gençlik \e Spor Müdürlüğu'ne yapılan başvuruda Kız Meslek Liseleri "iş alanlanna orta düzeyde meslek elemanı yetiştiren ve yarıca üst öğretim kurumlarına da ögrenci bazırlayan lise dengi raeslekiteknik ögretim okullan" olarak kabul eaılırken, Malı>e ve Gümrük. Bakaolığı genelgesiyle Kız Meslek Liseieri mezunlannın bazı haklardan \ararlanamamalan tepkiyle karşılandı. Grev korkusu yaygın 198485 toplusözleşme döneminde YHK'ya gelen uyuşmazlıkların üçte birini greve "hayır" diyen işyerleri oluşturuyor. Grevi göze alamayan sendika yöneticileri, işyerlerindeki grev oylamalannda olumsuz yönlendirme ile greve çıkmamayı tercih ediyor. lşSendika Servisi 198485 toplu pazarlık döneminde YHK'ya giden uyuşmazlıkların önemli bir bölümünü, grev oylamasında sendika istemi ile "hayır" denen işyerleri oluşturdu. Sendikaların önemli bir bölümü için "grev korkusu", "grevden kaçışı" yansıtan bu durum, Türklş ve sendikalar içinde güncel tartışma konusu oldu. Hukumet programının çalışma yaşamına ilişkin bölümünde yer alan istatistikler, Y'HK'ya giden uyuşmazlıkların yaklaşık üçte biri, grev oylamasına "hayır" denilen işyerlerinden oluştuğunu ortaya koyuyor. 1985 yılında YHK'nın yürürluğe koyduğu 34 sozleşme, işçilerin sendikalarının yönlendirmesi ile grev oylaması isteyip, greve "hayır" dedikleri işyerlerinden geldi. YHK'nın bağıtladığı 47 sozleşme ise grev yasağı olan işyerlerinden. 22 toplusözleşme ise tarafların YHK'yı ozel hakem olarak seçmeleri üzerine geldi. 1985 yılında yaklaşık 700 bin civannda işçi için toplusözleşme bağıtlanırken, YHK'ya uyuşmazlığı giden toplam işçi sayısı 30 binin altında kaldı. Sendikalar, genelde uyuşmazlıkların YHK'ya gitmemesi için özel bir çaba gösterdiler. "Sehven" imzalandığı bildirüen düşük ücretli sözleşmeleri kabul ederek, u>ıışmazlıklann YHK'ya gönderilrnemesine calıştılar. Ancak işverenlerin hemen hemen hiçbir şey vermeye yanaşmadıkları bir kısım küçük ışyerieri için grev kararı alındı. Greve gitmeyı göze alan sınırlı sendika dışında kalanlar, greve gitmeyi göze alamavarak son aşamada, işçi imzası ile grev oylamasına gidilmesi ve greve "hayır" denilmesi yöntemini seçtiler. Hükümetin çalışma programındakı istatistiklere göre grev kararı alınan 191 ışyerinden 1985 yıü içinde greve gidilen işyeri sayısı sadece 19 oldu. 1680 işçinin katıldığı bu 19 grevde kaybolan iş günu sayısı ise yıl sonuna kadar 254.421 iş gününe kadar ulaşılabilecek bir duşuk sayıda kaldı. Turklş yöneticileri grev oylamasına "hayır" uygulamalarının yaygınlığmı kabul ettiler. Konuya iiişkin bilgi verirken, grev hakkına ilişkin yasal kısıtlamalardan yakınarak, "Grev artık bir silah olmaktan çıkmış, namhısu geri dönen bir silah haline gelmiştir" dediler. Çaııkın Yüride^ işten çtkarma karan geri ahndı IfSemfika S*rvisi Cnvde ikcn devam«ızlık gerekçcsi Ue tazmüıatsız ışten çıkarılan tjçiler ile ilgili karar geri almds. Çank »rı Ytinia Sanayii fabrikasında grev yapam ışçiler, mazeretsiz işe geimediUen gerekçes> iie işveren tarafından îş Yasası'mn 17. maddesı ile tazmınatsu işten çıkanlmışlardı. Jsçiîer ve grevi yapan Öz tpltkfş Sendikası'mtı yaalı başvurulan uıerine Ankara Bölge Çalışma Müdürluğu işverenin vapmi} oiduğu ıjlen çıkarma işleminin yasaya aykın ve geçersu olduğu kararını verrojjfı. Yatağan Iş Mahkemesi'nden bir karar: işçi alacağına en yüksek faiz tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yatağan Anadolu SabunYağ A.Ş.'den çıkarılan 180 işçi, Izmir ve Yatağan İş Mahkemeleri'nde actıklan davayı kazandı. Mahkemeler, işveren aleyhine sonuçlandırdıkları davada, "Işverenin toplu çıkarma nedeniyle ödememiş olduğu kıdem tazminatı, 14 aylık ödenmeyen maaşlar, sosyal baklar ve ihbarsızhk tazmiaatnun banka mevzuatıoda uygulanan en yüksek faizle ödenmesine" karar verdi. Karar uyannca Yılmaz Adıgiizel'in sahibi olduğu Anadolu Sabun Yağ A.Ş., 180 işçiye toplam olarak yaklaşık 300 milyon lira ödeme yapması gerekiyor. Geçen yıl vergi, sigorta ve banka borçlarını ödeyemediği için 180 işçinin işine son veren şirket aleyhine Yatağan'da 100 işçi dört avukatla işveren aleyhine dava açarken, diğer 80 işçi için de TekGıda İş Sendikası tarafından Izmir'de dava açılmıştı. işçi avukatlarından Birdal Ertugnıl, şirketin mallarına bir süre önce "ihtiyati tedbir karan" koydurduklannı beürterek, ödemenin yapılması için bu malların icra yolu ile satışını ısteyeceklerini söyledi. öte yandan, daha önce fabrikadan atılan 25 eski işçinin çalıştınlması ile Denizli'de bulunan Küçük Adam Kollektif Şirketi adına halen fabrikada üretim yapıldığı öğrenildi. Çankın Yunlu Sanayii işvereni Bakanlığın kararma uyarken. geçersiz olan işıen çıkarma işlemini ıptal etmedi. Ortada bir geçerlı işjen çılcarma fiılı \^rms5 gjbı işçilere yapılan ikınci bir yaalı duyuruda. sş akıilermın >»nI15 bir yorumla laîmınaısız olarak îş Vasası'nın 17. maddesine göre fchediîmis olduğu bıldirılerek, bildinm tarihinden sonra iki gön içinde bas \urma\an haiinde eski tşlenndç butun haktarı ile birltkte çahstınlacakları bıldirildl Hisselerintn vartsından fazlası Çankın Özel fdaresı'ne ait ıe bazı işçi sendikalannın da hissedar olduğu Çankın YOnlu Sanayü'nde toplusözleşme uyuşma2lığı sonueu grev devam ediyor, Öz ÎplikIş Sendikası'nm gre\tne 80 civannda isçmin çalıştığı fabrikanm kapsam dı^ında kalan persotteli dtjında lumünun katıldıgı behrtiliyor. Grev bir aydır olumlu bir gelişme kaydedıletoeden olaysız süriıyor. Piyasaya sahte frank süren l'i Fransız, 9 kişi yakalandı istaobuJ Haber Servisi Bakırköy, Sefaköy'de piyasaya sahte Fransız Frangı süren biri Fransız, toplam 9 kişilik kaipazan şebekesi yakalandı. Istanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube ekiplerinin yaptığı operasyonda ele geçirilen 99 bin 500 sahte Fransız Frangı'ndan başka yurt dışından kaçak olarak getirilen telsiz telefon cihazlanna da el konuldu. Fransa'dan getirilen yaklaşık 200 bin sahte Fransız Frangı'nın piyasaya sürüleceği ihbannı alan mali şube ekipleri, Sefaköy'deki bir kahvehaneye baskın yaptı. Sahte frang ile alışveriş yapan Mehmet Emin Örnek, Mehmet Emin Aydemir ve Şehmuz Aydın adlı kişilerin üstunde 87 bin 500 adet sahte Fransız Frangı bulundu. Soruşturmayı genişleten ekipler, sahte paraların Mustafa Özbek adlı kişi aracılığıyla Fransa'da yaşayan Baniel Bordarias ve Therry Caget'den temin edildiğini ortaya çıkardı. Bunun üzerine Özbeİc'e, Daniel Bardarias'ı Türkiye'ye çağırması istendi. Havayoluyla Türkiye'ye gelen Bordarias da Ataturk Havalimanı'nda yakalanarak gözaltına alındı. Daha sonra yapılan araştırmada sarukJann sahte franklarla aldıkları 33 adet altın bilezik ve kaçak olarak getirilen 10 milyon lira değerinde 10 adet telsiz telefon cihazına da el konuldu. 150MUyon sahibini bekliyorL. YılbaşıÖzel llî Ryango / ir kigiye tam 150 Milyon lira veriyor.. Ayrıca, 100 Milyon, 60 Milyon, 50 Milyon, 40 Milyon, 30 Milyon, 25 Milyon, 20 Milyon, 15 Milyon, 10 Milyon. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORLTVLARI YILMAZ ŞIPAL " E ş i m i n y a m m a a t a n m a s ı için" SORL Bir ilçede özel veteriner hekim olarak çalışmaktayım. BagKur sigortalısıyım. Eşim ise bir başka ilde devlel memuru veteriner hekimdir. 6 aya yakın siıredir, eşimin yanıraa atanması için uğraşmakiayım. Ancak benim BağKur'lu olmam nedeniyle bu atama yapılmamaktadır. Dahası, son bir yonetmelikle ille de 657 sayılı Devlel Memurları Vasasına bağlı olarak çalışma koşulu aranmaktadır. Bu durumda eşimin, bulundugum ilçeye gelebilmesi için ne yapmam gerekir. RK. SAMSLN YANIT: 25 Haziran 1983 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Devlet Memurlannın Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalanna ilişkin Yönetmelik", devlet memurlannın aynı kurum içinde "yer değiştirme suretiyle atanmalarını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir." Yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalar, "devlet memurlarınm dengeli bir şekiMe dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecnibesi, meslek biigisi gibi özelh'kleri"nin yanı sıra, "boş kadro durumu" da göz onune alınarak ve "kurumlarca hazırlanan bir plan dahilinde" yapılmaktadır. "Yapılacak atamalarda, aile birimini muhafaza etmek bakımından, eş ve sağlık durumlain"nın da dikkate alınması öngörülmüştür. Ancak, eş durumuna dayanarak "memurun yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için, eşinin Devlet Personel Dairesi Kurulması Hakkındaki 13.12.1960 tarih ve 160 sayılı kanuna tabi bir kurumda memur statüsünde çahştığını, görev yeri belgesi ve nufus kâğıdı örneği ile belgelendirmesi gerekirf' İş durumu goz önüne alınarak yapılacak yer değiştirmeler için bir koşul öngörülmüştür. O da eşin memur olması koşuludur. Eşinizin, bulunduğunuz ile atanabilmesi için. 4. fuzmet bölgesine giren görev yaptığı ilde 4 yıllık çalışma süresini tamamlaması gerektiği görüşündeyiz. Ancak, sorununuz bize anayasanın "ailenin korunması"na ilişkin 41. maddesıni anımsattı. "Madde 41 Aile, Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması \e aile planlamasının oğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kuraV:' Hisarüstü'nde bir ilkokul tamamen ynndı tstanbul Haber Semsi Yabancı uyruklulann çocuklarının eğitim gördüğü Hisarüstü Sırçalı Sokak'taki bir ilkokul tamamen yandı. Her ay yaptınlan yangın tatbikatlan sayesinde okulda bulunan 150 çocuk olaydan burunları kanamadan kurtuldular. Daha önce Robert Koleji'ne ait olan üç katlı ahşap binanın bodrum katındaki kazan dairesinde, dün saat 10.40'ta başlayan yangın, kısa sürede üst katlara da ulaştı. Paniğe kapılmayarak öğrencilere yangın sırasında ne yapmaları gerektiğini ve yangın tatbikatlarını anımsatan öğretmenler, bir dakika süre içerisinde bütün okulun boşaltılmasını sağladılar. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin çaljşmalan sonunda bir saat içinde söndürulen yangında ölen ya da yaralanan olmadı. 7 MİIiftRDAN FftZIA Bir biletle, yeni yılın yeni milyonerlerinden biri belkidesiz olabilirsiniz. Belki de sıra sizdew Toplam ikramtye
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle