16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 1985 * * * Hipodromdan HABERLERİN DEVAMI (Baştarafı 1. Sayfada) dılar. Hele Başbakanhk butçesı goriişulurken Kahveci'nin Bonn uğraşüarı üzerinde bilgi edinmek için oldukça yoğun kulis yapıldı. Bonn'da askeriyardımın "bir miktar" artması umudunun belirdiği, silah sanayiindeki işbirliği için Almanlarm Türkiye'den proje istedikleri öğrenildi. Bu görüşmelerde Kahveci'nin ne yaptığt, neler önerdiği nedense gizliliğini hep korudu. Oysa, Kahveci bu görüşmelerde, "batık Alman şirketlerinin Türkiye'ye nakledilmesini" istemişti. Dışişlerı bu yonlü bilgileri yalanladı, Kahveci ise dün doğruladı. Almanya'da iflas eden şirketler ellerindeki tesisleri Alman hükümeünin yardımıyla Türkiye'ye getirirlerse teknolojide on, on beş yıl ileriye gidecektik. Türkiye'de işçi fıyalları daha düşuktü, bu fabrikaları kurmak istesek on, on beş mislı transfer yapacaktık. Çin, yenisini yapacağı yerde eski 'esısleri alıyor, kimi fabrikaları on, on beş mislı daha ucuza mal ediyordu. Anadolu'ya hafif makıneler, el ve ev aletieri ureten tesisler bu yoldan daha kolaylıkla yayılabilir, işsizliğe bir "çare" bu yoldan bulunabilirdi. Kimi çevrelere gore Almanlar elbette Özal'ın direktifiyle yapılan bu gihşimi pek ciddiye almamışlardı Kahvecı'ye gore, Alman yaklaşımı ilk aşamada olumluydu. Ama, ufak bir "purüz" vardı: Alman sendikaları "Kahveci projesine" karşı çıkıyordu. Alman hukümeıu sendika baskısıyla ürkebilir, bufabrikaların nakli içm gereksinilen parasal yardımı yapmayabilirdi. Bu tur haberler yazılırsa, sendikaların harekete geçmesi olasıydı. Kahveci, "vicdanlara seslenerek " bu tür haberlerm büyutülmemesini istiyordu. Oysa, Alman sendikaları gibi iş yaşamını çok yakından izleyen kurumlann bu tür projeleri öğrenmemeleri söz konusu muydu? Hükümetin, iki buçuk milyona varan işsizliği 'aşağıya çekebilmek" için Alman batık şirketlerinden yararlanma projesi kulislerde tartışmalara açıtırken, Başmuşavir Kahveci'nin Bonn'daki bu çıkışı da eleştiriliyordu. Bakanlıkların konumlarındaki sorumlulukların Basbakanlıktaki "küçük nüve kadro"ya verıldiği yolundakı gozlemleh doğrulayan bu haberle sahneye gene Kahveci, Meclıste söylenildiği gibi gene Başbakanlıktakı "prensler" çıkıyordu. Hele, dışarda görevli kadrolar arasında giderek buyüduğu söylenen ikilemler Kahveci olayıyla yeniden ele alınıyor, hele DPT'nin dış ulkelere atadığı yeni temsılcilerden kaynaklanan kimi kanıtlar Özal hükümeıinin devlet anlayışma ornekler olarak anlatılıyordu. Bılgiye göre DPT, Londra, Paris, Tokyo ve Bruksel'e "temsilciler'" aiamıştı. Brüksel'e gonderilen DPT lemsilcisi, buyükelçiye, "Bundan böyle AET ile yapılan her görüsmeden haberi olacağını" bıldırmışti. Paris'e giden DPT temsilcisı ise, OECD toplantılarına katılmak için her kezinde buyukelçiden "yetki kâğıdı" ahyordu. Yetkililerle yetkisizler arasında bir karmaşa surüp gıdıyordu. Dış konuları irdeleyen bir milletvekilinin söylediğine göre, "OECD nezdindeki Türk delegasyonu. Japonlardan sonra personel sayısı bakımından en büyük heyetti..." ABD'yi bıle aşmıştık. OECD nezdinde kalabalık heyetle Pahs'te, elli milyonu aşan nufusumuzla buyuk devlet olduğumuzu kanıtlıyorduk!. Zaten, Dışişleri'nin pek çok konuda hareket alanı daraltümıştı. Başbakan'ın kimi dış sorunlar ele alındığmda Bakan Halefoğlu ile doğrudan ilişki kurmadığı söylentileri, BaşbakanDışışleri Bakanı arasında içten CUMHURİYET/13 ıçe yanan tatsızlığın örnekleriydi. Sovyetler'le ekonomık ilişkileri düzenlemeyi üstlenen Maliye ve Gümruk Bakanı Alptemoçin'in, Sovyet Bıiyükelçisi'yle "arada sırada" makamında yaptığı uzun görüşmelerden acaba Dışişleri'nin ayrıntüarıyla bilgisi var mıydı? Yoksa, bütün bu görüşmeler Dışişleri'nin dışında, Başbakan'la bu tür görevleri üstlenen bakanlarla Başbakanlıktaki "dar kadro" arasında mı kalıyordu? Devlet yönetimine dönük, sorular, sorular?.. Laf kalabalığı ile yüklü yanıtlar, savunular... Kahveci örneğiyle bu konularda ortaya çıkan yeni vurgulamalar... Butçe görüşmelerinde açıklanmadu sadece dolaylı değinmeler yapıldı. Sayıştay'ın bütçe açığı ile ilgili gizlenen görüşü şöyleydu Saym Özal'ın tersine savlarına karşın, 1984 bütçe açığı Sayıştay'ın kesin hesaplarına göre bir buçuk trilyondu. Rakam olarak daha büyüdüğu iftıharla ılan edilen 1986 bütçesindekı açığı varın hesap eyleyin. Muhalefet milletvekillerinm dedikleri gıbt, "söylesen ne olacak," devlet düzeninde kargaşa almış başını gidivor. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Hamile Cavidanh Adana'da koşturdular HİLMİ TÜRKAY ADANA Adana'da çarT şamba günü at yarışlarını izledik. Herkesin merakla beklediği yarış günün ilk koşusuydu, yani altılıtun birinci ayağı... 500.000 lira ödüllü olan bu koşu için 4 at kaydını yaptınnıştı. Bunlar sırası ile Aramis, Berk, Cavidan ve Nurten 1... Saat 12.30'da başlayacak yanş için atlann ve jokeylerin hazır olmaları istendi. Herkesin de bildiği gibi atlar, yanşa girmeden 10 dakika önoe ayn biryerde (padokta) yarundaki seyisleri ile birlikte tur atarlar. Bu arada da atın üstiine hangi jokey binecekse o, atın sahibinin yanına gelir ve yarışla ilgili görüşmeler yapılır. Yarış günü bu görüşmelerin ve turlamalann yapıldığı sıralarda herkesin gözü 3 numaralı koşacak olanCavidan'da idi... Neden Cavidan?.. Oysayanşın kesin favorisi Aramis'ti. Cavidan'da aşırı derece bir şişlik gözleniyordu. Kimisi basmışlar suyu diyor, kimisi de hayvanın hamile olduğunu söylüyordu... Yanımda bulunan foto muhabiri arkadaşım Ender Erkek'in de dikkatini çekmiş olacak ki, üstelik kendisi, at yarışlanndan hiç anlamaz. sürekli, at önünden Klerides: Türkîye garantör (Baştarafı 1. Sayfada) çarşamba gunü Cumhuriyet muhabirlerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında, ilk kez, resmen "uiuslararası bir kuvvetin Kıbrıs'a getirilmesinden yana oldugu" ve içinde Türkiye'nin de bulunduğu garantör ülkelerin bu statülerinin devam etmesinin istenemeyeceğini bildirmesinden sonra, en büyük rakibi ve seçimlerden en fazia sandalye kazanarak çıkan partinin lideri Glaflcos "Klerides Cumhuriyet'e, "Türkiye'nin garantör ülkelerden biri olarak kalmasınin gerçekçi olacağını" söyledi. Glafkos Klerides, Cumhuriyet'e açıklamasında, Kıbns sorununa bulunacak bir çözüm için Türkiye'nin garantör ülkeler arasında yer almasının kaçınılmazlığına işaret ettikten sonra, "Garantör ülkelerin sayısı arttırabilir ve garantilerin işletilmesi mekanizması yenilenebilir" dedi. Klerides, "Garanti anlaşmasının garantör devletlere tek taraflı müdahale hakkı veren hükmii konusunda ne düşünduğü" sorusuna, "Sa>ilan arttınlmış garantör ulkeier bir kriz durumunda derhal bir araya gelip ortak ya da çoğunluk oyuyla bir çağn yapabilirler. Eğer gelişmeler buna rağmen devam ederse. o takdirde garantör ülkelerden biri ya da birkaçı müdahale hakkına dayanarak harekete geçebilir" yanıtını verdi. Klerides, bu sözleriyle yeni bir biçim altında Türkiye'nin garantör olarak tek taraflı müdahale hakkının devam edebileceğini ima etti. Kıbrıs Rum kesıminin en güçlü partisinin lideri, yeni garantör devletler arasında kurulacak mekanizmanın Türkiye ile Yunanistan'm birbirlerini bloke edemeyecek ve karşı karşıya gelmeyecekleri biçimde düzenlenmesi gereğine işaret etti. Glafkos Klerides, Ada'daki Türk birlikleri konusunda ise 1960 anlaşmalan gereğince Ada'da bulunanlar ile 1974'ten sonra gelenler arasında ayırım yapmak gerektiğini bildirdi, 1960 anlaşmaları uyannca Ada'da bulunması gereken 650 kişilik Türk alayının sayısının anlaşmaya vanlarak arttırılabileceğini de ifade etti. Klerides ile Kipriyanu arasında soruna yaklaşımda görülen derin farklıhk, Rauf Denktaş ile Kipriyanu arasında daha da derin bir noktada bulunuyor. Kipriyanu'nun "Ada'daki Türk birliklerinin geçici bir federal hükümet kurulmadan önce geri çekilmesi" tezini seçim kampanyasının temeli yapmasma ve bunun Yunanistan tarafından desteklenmesine karşılık, Denktaş önceki gün verdiği demeçte, Turk birliklerinin bir bölümünün kademeli geri çeki'mesinin ancak geçici hükümetin kurulmasıyla mümkün olabileceğini soyledi. Öte yandan, Kipriyanu'nun basın toplantısındaki sözlerinin BM çevrelerinde de rahatsızlık yarattığı ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Ozel Temsilcisı James Holger'in Türk yetkililere, "Kipriyanu'nun lutumu böyle olursa, BM genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın girişiminin devam edebilmesinin duşünulemeyeceğini" soylediği kaydediliyor. Ayrıca, Perez de Cuellar'ın hafta içinde Güvenlik Konseyi'ne sunduğu raporun da gerçek durumu ne kadar yansıttığı kuşkulu görülüyor. Kıbns Turk tarafının en ust dıizey yetkililerinden biri Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Genel Sekreter'in raporundaki "Taraflar birbirlerine son derece yakın bir noktada bulunmaktadırlar" cümlesine dikkat çekerek, "Nerede birbirimize yaklaştığımızı anlamış değüiz" dedi. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın raporu, Turk tarafında böyle algılanırken, aynı raporda, "Yeni bir belge hazırlamakta olduğundan" bahsetmesi de Rum tarafında şaşkınlıkla karşılandı. Rum sözcü, yaptığı açıklamada, "Böyle bir şeyden haberleri olmadıgını ve 12 nisan tarihli konsolide belgeden başka bir belge tanımadıklannı" bildirdi. Oysa, 12 nisan belgesi, Türk tarafında ölü bir belge olarak kabul ediliyor. Bu durumda, Kıbns sonınuna çözüm çabalanna ilişkin kıpırdamanın ABD'nin yeni Kıbrıs Koordinatörü James VVilkinson'un önümüzdeki günlerde Atina, Ankara ve Ada'mn iki kesiminde vapacağı sondaj çalışmasından sonra mümkün olabileceği sanılıyor. Ne var ki, taraflar arasında kapatılamayan uçurumlar, kısa ya da orta vadede çözüm yolunda ilerleme konusunda pek umut yaratmıyor. Cavidan 1600 metrelik yarışı karnında yavrusu ile birlikte koştu. (Fotoğraf: ESDER geçerken deklanşore basıyordu. Kendisine neden yalnız 3 numarayı çekiyorsun diye sordum. O da bana, "Dikkatimi çekti, baksana ata, diğerlerinden çok farklı.. Hamile filan olmasın..." derken, atlar yanşın yapılacağı alana çıktılar... Bax'a (çıkış kutusuna) girdiklerinden Aramis huysuzlandı ve uzerindeki jokeyi N. Gül'u yere attı... Iki üç dakika sonra at, yatıştırılarak yeniden bax'a sokuldu. Beyaz bavrağın kalkması ile beraber atlar start aldılar. Aramis yine huysuzlanarak ötekilerden oldukça geç çıktı. Yarış koşulurken, bulunduğumuz tribünde de 3 numaralı Cavidan'ın " h a m ü e " olduğu söylentileri hayli çoğunluktaydı. Ancak yarış, 2 numaralı Berk ile 3 numaralı Cavidan'ın arasında geçiyordu. Her ikisinin uzerlerindeki jokeyler, birincilik mücadelesi yaptıklarından atları sürekli kırbaçlıyorlardı. Finişe giren ilk at Berk oldu. Cavidan ise iki boy gerisinde ikinci ERKEKj Kalkan (Baştarafı 1. Sayfada) geçırilmesini istedi. Dışişleri Bakanlığı'nca dün bu konuda yapılan açıklamada, "Türkiye, kalabahk bir baJıkçı kitlesini ilgilendiren Karadeniz'de kalkan avı konusunun tek yanlı kararlarla değil, iki ülke arasında iyi komşuluk ilişkikrinden esinlenen işbirtigi ile olumlu bir sonuca ulaştınlacagı yolundaki umidini korumak istemektedir" denildi. Turkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki kalkan sorunu, bu ülkenin mart 1984'te Karadeniz dahil, ülkesini çevreleyen tüm deııizJerde 200 millik ekonomik bolge ilan etmesiyle onaya çıkmıştı. Uygulamada Sovyetler Birliği, Karadeniz'deki ekonomik bölge sınırının ortay hat şeklinde belirlenen kıta sahanlığı smınyla aynı çizgiyi izleyeceğini belirtmişti. Ancak bu karar, Türk balıkçüannın uzun yıllardır avlandıkları geleneksel kalkan bölgelerinin Sovyet ekonomik bölgesi içinde kalması sonucunu getirmiş, dolayısıyla Türk balıkçılarını olumsuz yönde etkilemişti. Türkiye'nin yaptığı girişimler üzerine konu, iki ülke arasında en üst düzeyde ele alınmış ve "soruna çözüm bulma" ve "anlaşma sağlama" amacıyla görüşmeler yapılması kararlaştınlmıştillk tur görüşmelerin tamamlanmasından sonra, Sovyetler'in vanlan aniaşmaya rağmen göruşme masasına oturmaya yanaşmadıklarıgözlendi. Türkiye, ikinci tur görüşmeler için bir dizi girişimde bulunduysa da bunlar sonuçsuz kaldı. Sovyetler Birliği uzun süren bir sessizlik döneminden sonra geçenlerde Ankara'ya bir muhtıra vererek kalkan konusunun görüşmelerde "ele alınamayacagım" bildirdi. Sovyet muhtırasında gerekçe olarak da kalkan neslinin tükenmesini önlemek amacıyla bu yola gıdildiği bildirildi. Bu gerekçenin Türk yetkililerce "tatmin e d k i " bulunmadığı öğrenildi. Sovyetler'in bu tutumu takınması üzerine Ankara'daki Sovyet Büyükelçisi Vasil Laviov, Dışişleri Bakanhğı'na çağrıldı. Yapılan girişimde "Sovyetler Birliği'nin karannın daha önce siyasi ve teknik düzeyde benimsenjnjş olan yaklaşuna göre beklenmedik bir gerileme oluşturduğu" ve "hayretle" karşılandığı bildirildi. Türk girişiminde Sovyetler'in tutumunu yeniden gözden geçirmesi istendi ve kalkan avı konusunun ivedilikle görüşülmesinin beklendiği duyuruldu. FIR GÖRÜŞMELERİ SONA ERDt Öte yandan, Sovyetler Birliği ile Turkiye arasında Karadeniz'deki FIR bölgesi sınırının yeniden belirlenmesini konu alan teknisyenler duzeyindeki görüşmeler, dün Moskova'da sona erdi. Gorüşmelerin sonucu hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. liği aldı. Hemen sonrasında ise atın "hamile" olduğu kesinlik kazandı. Yani at 1600 metrelik yarışı karnında yavrusu ile birlikte koşmuş oldu. Cumartesi bülteninde Cavidan'ı yine yarış listesinde görüyoruz. Doktorlar, atın hamile durumda koşmasının sakınca doğuracağını, at sahibinin atı koşturmakta ısrar etmesi halinde hayvanda birtakım ters durumların çıkabileceğini belirttiler. YÖK af (Baştarafı 1. Sayfada) di. Bu oğretim yılında 470 bin öğrencinin okuduğu ve bir önceki oğretim yılına göre yüzde 3'lük kontenjan daralması olan üniversitelerde kontenjan artırımına "gidilemeyeceği", YÖK üyesi Prof. Gürol Ataman tarafından belirtildi. Prof. Ataman, "ögrenci affı" ile ilgili olarak da, "affın genişletiltnesinin zararlı sonuçları daha sonraki >ıüarda ortaya çıkacak" derken, "üniversitelerdeki yerlerimiz kısıtlı sayıda. 350 bin genç üniversite için bekliyor. Devlet baba çocuklanna adil davranmak mecburiyetindedir" gönişünu savundu. YÖK üyesi Prof. Gürol Ataman, 1974 yılında çıkarılan 1803 sayılı yasa dışında, 1980 yıündan bu yana " 5 öğreıu. affı çıkanldıgım" belirterek, 6. öğrenci affının TBMM'den bugünlerde destek gördüğüne dikkat çekti. Prof. Ataman, 1980 yılı öncesinde universitelerdeki başarının yüzde 17.5 olduğunu, son yıllara gelindiğinde başan düzeyinin yüzde 7590 arasında değiştiğini öne sürerek, şöyle konuştu: "Bu ortalama başan rakamları, benim çeşitli dtinya üniversitelerinde gördüğüm en yiiksek rakamlardır. Buna rağmen toplumumuzda çeşitli baskılar oluşmakta ve beş yıl içinde doğrudan veya dolaylı altı oğrenci affı gundeme gelebilmektedir." Puanlı, günün programı 1. KOŞU: (Handikap) 3 Yk. İngilizler Saat: 12.30 1.000.000 TL. (80) (90) (20) (M) 1. 2. 3. 4. Özgurhan Ödul Amir Bejcihan 58 56 53 49 (KUM) 1800 M. 2 1 4 3 M.Guneş (m) Karataş (m) Boztaş (m) Özolke (0241 (003) (320) (404) Canhatice, günün en şanslı atı H. AHMET GÜVEN 1. AYAK: Hafta içinde ikinci yarışını koşacak olan Özgürhan ve iyi bir form tutan, cuma sabahı sprintinde de iyi gorünen Odul arasındaki mücadele yarışm birincisini belirleyecektir. Bu yanşa daha bilinçli bir şekilde hazırlanan Ödül, benim birinci atımdır. Özgürhan daha sonra şans tanıdığım isim olup idmanlannı ayağındaki anzasından dolayı istenen ölçülerde yapamayan Amir'in bu yanşta pek fazia şansı olduğu söylenemez. 2. AYAK: Yıldızeli iyi idman durumuna göre yanşın en şanslı atıdır. Tempo mesafeli yarışlarda daha iyi netice alan Dedeefendi bu mesafede daha sonra şans verdiğim isim olup, Aramis yarışın sürprizidir. 5. AYAK: Sabah idmanlannı kenterlerle surdürerek bu yanşa hazırlanan Canhatice, günun banko atıdır. Gülizar ve Alşahin daha sonra şans verdiğim isimler olup Deniz 12 yarışın sürprizidir. 6. AYAK: Çarşamba günkü yarışı görüp bu yarışı galop niyetine koştuğunu sandığım Utkubey bu uzun mesafeli yanşta en şanslı attır. Uçarıın ve Heybetli daha sonra şanslı gorduğum isimler olup, Gülcan yarışın sürprizidir. 2. KOŞU: (Şarth) C Gr. Araplar Saat: 13.05 700.000 TL. (80) (90) (70) (60) (50) 1. 2. 3. 4. 5. Dedeefendi (Kg) Yıldızelli Cavidan Aramis Şehrazat 58.5 61 54 52 5 52 5 Boztaş (m) Özbaı Y.Dag Acar N.Gul (m) (KUM) 1800 M. 6 1 2 3 « (310) (021) (032) (033) (40) • 3. KOŞU:(Şarth) C Gr. Araplar Saat: 13.40 500.000 TL. (70) (20) (10) (90) (20) (75) (80) 1 2. 3. 4 5. 6. 7. Berk Osmanbeli (Kg) Can 14 Lçar 136 Senem 11 Necla Zehra 59 56 58 57 5 57 5 56 5 56.5 M.Daş Almaz I.Çak Dede (m) Y.Dag Selçuk Soydan (KUM) 1400 M. 3 4 2 5 6 1 • 001) (000) (000) (020) (034) (002) (03) GALOPLAR SPRESTLER Mrntk 1.UŞl': uzputıo Odul 2.10ŞI: Dcdeefad Yddudl umdı(600 491 |600"4~ 5) İ600.46I Şrtraaı 3. kO>l (W0'41) 1600 415) IM M 4. KOŞU: (Handikap) B Gr. Araplar Saat: 14.15 800.000 TL. (90) (40) (65) (60) (KUM) 1400 M 265 T m :3 5 Mv R R M.GUKS 1. Firuze (Kg) 2. Muşo\ssı 3. Şüpheli 4. S.SONIU I (75) (80) (50) 5. Perişan I 6. Gurkan 7. Safiye I 62 59 57 55 53 50 49 Bahri Dede Saim N.Gul (m) Acar (m) Tetik Özolke I •y (0011 (120) 5. KOŞU: (Şarth) B Gr. Araplar Saat: 14.50 900.000 TL. (50) (SO)(40) (35) (70) (90) (60/ 1. 2. 3 4 5. 6. 7 Seymen 1 (Kg) Alşahin Berk 3 (Kg) Sephan Gulüzar9 Canhatice Deniz 12 (Kg) 58 5 61 59 5 58 54 54.5 54 Bozlaş So\dan ım) Y.Dağ(m) N.Gul (ml Koksal Dede Karalaj (m) 3. AYAK: Uçar 136, iyi idman durumuyla yanşın en şansh ismi3 dir. 4 Uzun bir süre start almama5 sına karşın başanlı bir yarış çı(KUMV kararak ikincilik alan Necla ve 1800 M. çarşamba günü çok iyi bir yarış çıkaran Zehra arasındaki müca<000) dele yarışın birincisini belirleye(030) 3 cektir. Çarşamba günü buyük 1 (003) sürpriz yapan Berk, aynı başan; 1000) (343) sını tekrarlarsa yanşın sürprizi 5 6 (112) olur. 6 (002 ı (0011 (031) (000) (344) 32 11 < 31 1 Ç V Boaıs 6 16 Ç» V Öîba» R Ydctdıl t NCli ç NGa! 16 5 Berk 116 5 1185 32 5 CuU U(ar 136 Srara Ztfaıı 4.K0ŞI. Fm^t Muso.ıs Şophd SSojiü Pensan Gıırtan Safıyt 5 KOŞl. Snme» ;; '3 5 ı4 14 5 ıMC « ı '600 45,16 5 1 15 295 25 5 İı5 R M Dij C s pçhH Ç Vek ç >IKKİaj \ So.dat 4 (002) 29? 30 515 14? 14 5 6. KOŞU: (Handikap) A Gr. Araplar Saat: 15.30 1.200.000 TL. (70) (80) (90) (20) (60) (10) (50) 1 2 3 4. 5. 6. 7. He>betli Lçarım Ltkube> (Kg) Murat 16 Gülcan Hunalpanosu Ensin I (Ke) 60 60 58 56 55 50 49 Koksal Saim (m) N.Gul (m) ^ unu» (m) Dede Özolke S. Almaz (KUM) 2000 M 1 (004) (342 ı 6 •> 4 5 3 (004) (000) (000) (000/ lUOO) TAHMİN 1. KOŞU: F: Ödül, P: Özgürhan, S: Beycihan 2. KOŞU: F: Yıldızelli, P: Dedeefendi, S: Cavidan 3. KOŞU: F: Uçar 136,~P: Zehra, Necla, S: Berk 4. KOŞU: F: Firuze, P: Gurkan Perişan, S: Şüpheli 5. KOŞU: F: Canhatice, P: Alşahin, Gülüzar, S: Deniz 12 6. KOŞU: F: Utkubey, P: Uçarım, Heybetli, S: Gülcan GANYAN p G.1 G3 İ2.4 ıt f &•" G5, GÇ 1? 6 7 4. AYAK: Adana'da iyi bir form tutan Firuze ağır kilosuna karşın idman durumuna göre yanşın en şanslı atıdır. Sabah idmanlannda çok iyi gorünen perşembe günu 1000 metre galobuna ilaveten cuma sabahı da çullu sprint yapan Gürkan daha sonra şans tanıdığım isim olup geçen hafta güzel bir dereceyle uzak ara yarış kazanan Perişan, koşacağı bu gruptaki ilk yarışında bu iki attan sonra şans verdiğim isim olup Sultansoylu 1 ve Şüpheli yanşın sürprizleridir. v < 1 65 Ifli 30 16 5 1 5 r R ç r R r R ç R R B konuk Dcdc Saim SGıl M \u iıam OzHtkc MŞUUB BnkJ ypta 1195 Gatıuv Cıntuıur 1600 4*| Dcnu i. kOjl Hevten .600 4 Munı 16 OJcaı Eatn '600 4"ı 32 30 32 30 30 3 1 29 1 6 14 5 14 5 >ur,us ASovöaa Yaialai SCul Oedc karau) 14 5 16 15 16 4 S Ç8 R t i R Ç Ç Ç ! koksal Sm N Gü Yıuu! Dedt IÇak " ıMO 45ı I ı9 5 TAHMİNCİLERİMİZİN GÖRLŞLERİ G1 Taygun TURE 21 21 21 12 12 G2 G4 G3 21 6241 1235 21 21 2 2 7İ 6|X 7 ~ G5 G6 İKİLİ BAHİŞLER: (2467) ÇİFTE BAHİŞLER: (1/25/6) ALTBLI GANYAN: (234567) ÜÇLÜ GANYAN: (456) ÜÇLÜ BAHİS: 7'nd koşudadır. 6 6 6 6 6 123 13 32 Demir TUMER Kemal AKYER Ahmet GUVEN Namık AKAY 16 4567 136 41 467 1 4567 12356 123 3 (Baştarafı 1. Sayfada) İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturma açması üzerine Emniyet Mudürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Gazetemizde iki gündür yapılan yayınlarda, Polonyalı turistlere zorla satış yapmak, sarkıntılık \e alıkoymak gibi olaylarla ilgili olarak adı geçen " D a r e k " (Abdullah Şabanoğlu) konusundaki soruşturma derinleştirilerek sürdurülüyor. TEHDİTLER Laleli ve çevresindeki deri giyim eşyası satan dükkânlann bazılarında meydana gelen ve Polonyalı turistlerin de adının karıştığı olaylann yer aldığı haberler uzerine, gazetemize önceki gün telefon eden Abdullah Şahinoğlu (Darek), bu yayını durdurmamızı isteyerek çeşitli tehditler savurdu. Öte yandan turist rehberleri ve " h a n u t ç u " adı verilen kişiler, bazı açıklamalarda bulunmak istediklerini, ancak kimliklerinin öğrenilmesi halinde başlarının derde gireceğini söylediler. "Darek" j Büyük armağanı Dünya Ralli şampiyonu Stig Blompvlst sundu. Ayrıca, Beşiktaş S.Noteri huzurunda çekilen kuraya göre, teievizyonlar, videoiar, vvaikmanier ve yüzlerce saat diğer HB şanslılarına dağıtıiıyor. Ya kazanamayantan HB sigaralan 1986da şans dağıtmaya devam ediyor. HB ilanlarını izleyin, şansın peşini bırakmayın. HB'yiseçin, 1986 Dünya kupasını Meksikada seyredin. I97» VII I 1 R* PI "•' TtUBIR t'> \RIMt * SAf.l Ifil /».K ARI IDIR C Avrupa'nın en begenilen kalite sigarası. NOUMOT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle