19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 Ozetle HABERLER 9 KASIM 1985 Erbakan* bııgün Konyu'da Kapatılan MSP'nin Genel Başkanı Mecmettin Erbakan, bugün Konya'ya gidecek. Erbakan'ın bugün bir basın toplantısı yapacağı, çeşitli inceleme ve ziyaretlerinden sonra geceyi Konya 'da geçireceği bildirildi. Mercimekte stok vurgnnu İç piyasada stoklanarak, yüksek fiyata satüan kırmızı mercimeğin yurt dışı fiyatlan, güınrük vergisinin sıfırlanması halinde bile, ithalatını olanaksız kılıyor. Fiyatlann düşürülrnesi için TMO'nun elindeki stoklan piyasaya sürmesi isteniyor. FARUK BESKİSİZ Kış mevsimine girilmesiyle birlikte bakliyat ürünlerinde görulen fiyaı tırmanışı büyük bir hızla devam ediyor. Yaz mevsiminin de kurak geçmesiyle rekoltenin duşük gerçekleşeceğinin anlaşıi ması, birçok tuccann kırmızı mercimek stokuna yönelmesine yol açtı. Yıllık üretimi 100150 bin ton civarında bulunan kırmızı mercimekte şu anda eli paralı İstanbullu tüccarın Anadolu tuccarı ile bağlantısı sonucunda 35 bin ton civarında mal stokladığı, ve bunu piyasaya fiyatlar mal sıkıntısından yükseldikçe azar azar sürdüğü beliniliyor. Stokçu tüccar daha onceden 400 liradan satm aldığı kırmızı mercımeği su anda piyasaya 550600 liradan satıyor. Boylelikle toplam 14 milyarlık kırmızı mercimek alımı yapan stokçu tüccar elindeki stoklan bugunkü fiyatlar sürecek olsa 7 milyar lira vurabilecek. 7 milyarlık rakam stokçu tüccarın elindeki malı şu anda elinden çıkarması halinde gerçek leşebiliyor. Ama stokçu tüccar bunu elinde ne kadar fazla bekletirse malına o kadar kıymet biniyor. Bazı pıyasa ilgilileri Anadolu'daki bazı tuccarların istanbullu bazı tuccarların finansmanı ile çok onceden kırmızı mercimek stoğuna giriştiklerine dikkat çekivor. MERCİMEK İTHAL EDİLEBİLİR Mİ? Hukümetin bakliyat uriınlerinden alınan yüzde 25 oranındaki gumrük vergisini sıfırlamasına karşılık dunya piyasalannda da iç piyasadaki gibi fiyatlan yuksek bulunan kırmızı mercimeğin ithal edilmesinin mumkun olmadığını belirten piyasa ilgilileri, "Malın ithal edilmesi için maliyetinin ucuz olmast gerekir. Bizim dışımızda kırmızı mercimek ekimi yapan ülkelerin sayısı oldukça az. Lstelik yurt dışında mercimek fi>attarı çok yüksek" şeklinde konuşuyorlar. Kırmızı mercimekte stokçunun elindeki malı kısa sürede eritmesi ve bunun sonucunda fi Yurt dışı fiyatlarmm yüksekliği ithalatı olanaksız kılıyor • Domatesin saltanaiı kısa sürdü Antalya'da geçen haftalarda kilosu 500 liraya kadar yükselen sera domatesi ve diğer sebze fiyatlannda 50150 lira arasmda ucuzlama oldu. Antalya halinde bir kilo sera domatesi 500 liradan 350 liraya düştü. Domates fiyatlarmm düşmesi, Arap ihracatçıların fiyat kırmasından ve urünün geçen haftalara göre biraz bollaşmasından kaynaklanıyor. RPMKYK, Cumhuriyet Bassavcılığı'nın tzntir tl Teşkilatı yöneticilerine işten el çektirilerek Yönetim Kurulu üyelerinin partiden çıkanlması istemini bugün görüşecek. Cumhuriyet Başsavcılığı 12 ekim tarihinde Izmir'de yapılan "Refah Gecesi" ile ilgili soruşturma açmış ve gecede "4 taturk 'e saygısızlık yapıldığım. !aiklik ükesine aykın davramldığı"nı belirlemişti. RP. savcıhk ıstenunı görüşüyor Bakliyat ihracatçısını kurtarma ANKARA (Cumhuriyet Bürostı) Kurufasülye, mercimek ve nohut üretiminde bekledikleri "patlama" gerçekkş^meyince milyarlarca lirahk zarara giren ihracatçıiar için duzenlenen "kurtarma operasyonu" vürurluğe girdi. Geçtiğimiz yaz aylanndaki kurakhği hesaba katmayarak düşük fiyatla ihraç bağlantısı kuran $irketler, yaz başından bu yana ortalama yüzde 50 artan bakliyat fiyatlan nedeniyle taahhütlerini yerine getiremiyorlardı. Umutlarını Ankara'ya bağlayan ihracatçıiar, hukümetten "bakliyat ihracının yasaklanması" yolunda bir karann çıkması için girişimde bulundular. İç piyasa fiyatlarmm aşırı yükselmesini bahane ederek, ahnacak böyle bir karar, "forcemajeur"durumu yaraıacak şirketlerin yıldıkları "zaranna satışlar" kendiliğinden duracaktı. Konuya yakın bir kaynak, gelişmeleri şöyle aktardı: "Piyasalarda birkaç büyük şirketin mal topladığının haberi bile fiyatlann tırmanmasına yol acar. Bu yılki fiyat tırmamşına üretimin geçen >ıldan fazla çtkmamasu elde stok bulıınmaması ve ihracatçılann rekabeti gibi faktorler yol açtı. Taahhütlerini yerine getiremeyen şirketler. zararlanndan de\let eliyle kurtul operasyonu mak istediler. D«vlet ihracatı yasaklasaydı, yerine getirilçmeyen taahhutler nedeniyle teminat mektuplarının yanması tehlikesi ortadan kalkacaktı." thracatçıların "yasaklama" kararı girişimlerine yanasmayan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı, bu kesime ithalatı ucuzlatarak yardımcı oldu. Şirketlerin ueuzlayan ithal bakliyat ürünlerini ihraç ederek, zararlannı kapamalarına yarayacak bu kararın bir diğer etkisi de belediyeler ve TMO eliyle ithal edilecek ucuz kurufasülyenin dar gelirlilerin bütçeleTİni rahatlatması yonünde olacak. yatların 600 lirahk se\iyesinden aşağıya çekilmesi mümkün görunmüyor. Yurt dışında da fiyatlann yüksek olması ithalatın fiyatları frenleme fonksiyonunu ortadan kaldırıyor. Bakliyat toptancılığı ile uğraşan bazı firma yetkililen piyasaya kısa süreli de olsa bir rahatlama getirilmesinin TMO'nun elindeki mercimeği piyasaya surmesiyle gerçckleşebileceğini haürlatıyorlar. KURU FASULYEVE NE OLACAK? "1985 yılı hakliyatçının altın yılı oldu" diyen toptancılar.bu konuda ne kadar haklı olduklarını bir de kuru fasulye fiyatlarını gostererek kanıtlıyorlar. Piyasada 600 liradan satılan kırmızı mercimekle fiyatta başabaş bulunan kuru fasulyede de iç piyasada 5 bin ton civarında bir stok bulunduğunu belirten piyasa ilgilileri şunları belirtiyorlar: "tstanbul'a gunde 20 kamyon yerine 10 kamyon kuru fasulye gönderilse fiyatlar yükseliyor. Kuru fasulyenin tüketimi yaza kadar devam eder. Bunun için tüccar elinde daha onceden bulundurduğu kuru fasulyeyi salmıyor." SomalVye Türk yardımı Açlık ve kurakhktan etkilenen Afrika ülkelerine Türkiyexnin Kızılay aracılığı ile göndereceği gıda yardımının yüklenmesine, 11 kasımda İstanbul'da başlanacak. Bu yü, Somali'ye toplam miktan 1 milyar 200 milyon lirayı bulan, un, şeker, makarna, mercimek gibi gıda maddeteri, özel ambalajlarla gönderilecek. Gıda yardımı, aralık ayımn başında Somali'ye ulaşacak ve Kızılay ekiplerince, ihtiyaç sahiplerine yerinde dağıtüacak. (a.a.) Emiroğlu: Sakıncasız 823 öğretmen göreve iade edildi Tunceli'de öğretmensiz 50 okul olduğunu söyleyen Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı, bu yıl 65 öğretmenin daha il dışma çıkanlacağını söyledi. Büıçe ve Plan Komisyonu toplantısma katılan Ağagil, TRT'nin muhalefeti görüntülememesinden yakmdı. Ege ise, "Bize hiç yer verilmiyor" dedi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu, 12 Eylulden sonra 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası gereğince 1866 öğretmenin görevden alındığını, ancak daha sonra sakıncasız görulen 823 öğretmenin göreve iade edildiğini söyledi. Emiroğlu, Bütçe ve Plan Komisyonu 1 nda bakanhğının bütçesinin görüşülmesi sırasında üyelerin sorularını yaruüarken,. bir kimsenin sakıncalı olup olmadığınm yargı organlannın kararları ile ortaya pkacağını söyledi, "Sıkıyönetim tarafından 'görevden alındıkları halde daha sonra göreve iadesinde sakınca bulunmayanlardan bir bölümu milli eğitime kazandınlmıştır, diğer bulümünün de kazandınlmasına çalışılmaktadır" dedi. Emiroğlu, ortaokul 1 ve 2. sınıf Milli Coğrafya kitabımn basılma durumunda olduğunu söyledi. "Neden Milli Coğrafya" denildiği, "Türkiye Coğrafyası" lık,"milli degerleri öğrencilere öğretmek istediklerini" belirterek, "Milli kelimesinden bu kadar korkmayın" dedi. Başka bir soru üzerine Tunceli'de öğretmensiz okul sayısının 50 oiduğunu kaydeden bakan, sıkıyönetim gerekçeleri ile Tunceli'den 100'un üzerinde öğretmenin il dışına çıkarıldığını, bu yıl da 65 öğretmenin çıkanlacağını bildirdi. Emiroğlu, Doğuda 70 okulun öğretmensizlik nedeniyle kapandığını belirterek, bu bölgeye öğretmen tayinlerinin yapıldığını sözlerine ekledi. YÖK Başkanı Prof. thsan Doğramacı da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin oğrencilerle ilişki kurmamalarını, öğrenci derneklerinden uzak durmalarını istedi. Doğramacı'nın bu isteği komisyonda SHP'li milletvekillerinin tepkisiyle karşılandı. SHP'li Beyazıt, "Neden kurulmayacak?" diye sorunca Doğramacı, şu açıklamayı yaptr. "Ben dernek kurulmasında yarar görürüm. Fikir hürriyetine saygım var. Ögrenciler elbette ki hur düşünceli olmalı ve her çeşit ideoloji hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Ancak bir tek göruşün gidip orada senpatizan aramasının aksi tepki yaratması endişesindeyim. Öğrenci dernekleri, dış tesirlerden uzak kalırlarsa daha başanlı oluriar." Bu arada komisyonun sabahki toplantısında, bütun partiler TRT'yi eleştirdüer. SHP'li Erol Ağagil, TRT'nin muhalefeti göruntülemediğini soylerken, ANAP'lı Mebmet Budak, "TRT'den asıl şikâyetçi biziz. Bizim çekimimizi yapmıyoriar" dedi. Yine ANAP'lı Nabi Sabuncu TRT'nin komisyondan çıkartılmasını isteyerek, komisyona alınmaması için "oylama" yapılması önerisinde bulundu. Bağımsızlardan İskender Cenap Ege de TRT'de bağımsızlara yer verilmemesinden yakmdı. İstanbul Belediye Başkanı, Şehir Tiyatrolan'nda kadro olmadığını, sanatçıların kabul etmesi halinde Berlin ve Paris belediye tiyatrolarındaki uygulamamn benzerinin gündeme gelebileceğini söyledi. Kültür Servisi tstanbul 3. ldare Mahkemesi'nin Zihni Küçümen ve Gokhan Mete hakkında "yürütmeyi durdurma" karan vermesi, aynı durumda olan öteki sanatçılar tarafından sevinçle karşılanırken, Belediye Başkanı Bedrettin Dalan. "Hukukun kararlarına saygılıyız, ama itiraz hakkımızı da kullanınz" dedi. Bilindiği gibi İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın 30 sanatçısı, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası gereğince görevlerinden alınmış, ancak bir sure önce İstanbul 1. Ordu ve Sıktyönetim Komutanlığı'nca aklanarak görevlerine dönebilecekleri kendilerine bildirilmişti. Bu kez de "Personele ihtiyaç yok" gerekçesiyle eski görevlerine alınmayan sanatçıların bazıları, dün İstanbul ldare Mahkemesi'ne başvurmuşlardı. Bu sanatçılardan Zihni KUçümen ve Gökhan Mete için mahkeme "yürütmeyi durdurma" kararı aldı. 1402 sayılı yasayla görevlerinden alınan, sıkıyönetimce aklandıkları halde görevlerine dönemeyen öteki Şehir Tiyatroları sanatçılarından goruşlerine başvurduklanmız, mahkemenin karan hakkında şunları söylediler: BAŞAR SABUNCUBir şey söylememeyi yeğliyorum. ALİYE L Z U N A T A C A N Mahkemeyi kazanacağımıza inanıyordum. İnandığım bir başka konu da, gerek Şehir Tiyatroları ve Genel Sanat Yonetmeni Gencay Gürün ve gerekse öteki idareci arkadaşlanmızın bizlere bu konuda yardımcı olacaklan. Göreve dönme isteğimizi belirtir dilekçemi Şehir Tiyatrolan'na verdiğim ilk günden beri buna inanıyorum. Haklılığımızın bir kez daha kanıtlanması beni çok sevindirdi. ERDAL ÖZYAĞC1LAR Bu geç kalmış bir karar aslında. Ayrıca sıkıyönetimden gelen kâğıtlar aklanmamız ve göreve dönmemiz için yeterli olmahydı. Şehir Tiyatroları'ndaki herkes bizim asılsız ihbarlar sonucu çıkarıldığımızı biliyor. Mahkemenin sonucu doğal. İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da konuyla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: "Şu andaki sanatçı kadrorauz, yeterinden de fazla. Mesele kadro meselesidir. Hukukun kararlarına saygılıyız, ama itiraz hakkımızı da kullanırız. Ya da tiyatroları kökten başka bir mantıkla yönetmek zorunda kalınz. Paris ve Berlin belediye tiyatrolan gibi. Orada sanatçıya maaş yok, boş salonlara oyun yok. Seyircinin bilet parası sanatçıların oluyor, belediye de belli bir miktar yardım yapıyor. Eğer şu anda Şehir Tiyatrolan'nda çalışan sanatçılar kabul ederse. bunu uygularız. O zaman kadro sorunu kalmaz. Duşunün bir kere, şu an uç tiyatromuzda toplam 120 kadrolu sanatçı var. 30 kişi de böyle gelirse, eder 150 kişi. Tiyatro basına 50 sanatçı. Türkiye'de böyle bir tiyatro var mı? Nerede görülmüş bir tiyatronun 50 adam beslediği. Eğer \arsa biz de besleyelim. Ama maalesef bizim tiyatrolarıraız boş salonlara oynuyor. Sanatçı devlet memuru olunca, verimi duşüyor demek ki. Bugün birçok ünlü tiyatro sanatçısı bizden yetişmiştir, ama şu arada Şehir Tiyatrolan'nda büyük isim yok. Aslında var da statüleri onların kabiliyetlerini öne çıkarmalarını engelliyor. O zaman bunun değiştirilmesi gerekiyor demekür." Dalan: Hukuka saygıhyız, ama itiraz hakkımızı kullanırız Bedrettin Dalan Hüsnü Doğan, Roma'yn gitti Tartm ve Orman Bakanı Hüsnü Doğan başkanlığında beş kişüik bir heyet, BM Gıda ve Tanm Teşkilatt (FAO)'nun Genel Kuntl topkmtısaıa katılmak üzere, dün tstanbul'dan Roma'ya gitti Atatürk Havalimanı'nda bir açıklama yapan Hüsnü Doğan, toplantıda, genel olarak dünya tanmının çeşitli sorunlannm ele ahnacağını söyledL (a.a.) Orman Genel Müdürlüğü teşkilat ve görevleri hakkında kanun hükmunde kararnamenin değiştitilmesine ilişkin kanun, yürürlüğe girdi. Kanun, Orman Genel Müdürlüğü'nün kurulmasına, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenliyor. denilmediği sorusuna karşı Orman Kanunu Trafik kazalarında 2 kişi öldü İstanbul'da son 24 saat içinde meydana gelen trafik kazalannda iki kişi oldü, 22 kişi de yaralandı. Trafik Şubesi ekiplerince kent ve dolayında sürdurülen denetimlerde de 16 'sı alkollu, yedisi ehliyetsiz 23 kişi yakalandı. kurallara uymadıkları belirlenen 52 araç seferden alıkondu. Saglık Bakanı: Her ilçeye hastane vaadimiz yok ADANA, (Cumhuriyet Güney lUeri Bürosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Aydın. Adana'da sağhk kuruluşlan temsilcileriyle yaptığı toplantıda, "Her itçeye bir hastane kuracağız diye bir taahhütte bulunmadık, böyle bir sözümüz de yok" dedi. Bakanlığı ile ilgili incelemelerde bulunmak üzere dun sabah Adana'ya gelen Aydın, dün saat 10.00'da sağhk müdürlüğünde, sağhk kuruluş temsilcisi ve yöneücilerinin verdiği brifingi izledi. Sağhk Mudüni Nevzat Şahan'ın konuşması sırasında Karataş ilçesinde hastane bulunmadığım, buna şimdilik gerek görülmediğini bildirmesi üzerine Bakan "Zaten bkim her ilçeye bir hastane taahhüdümüz yok. Bir kere merkez nüfusu 10 binin iizerinde olan ve ulaşım güçlogü çekilen, yolu bulunmayan ya da elverişsiz olan ilçeiere hastane kurmayı planladık. Karataş ilçesi, Adana ile yogun ilişki içinde olan bir ilçedir. Ayrıca buradaki sağbk merkezi de hastane görevini yürütmektedir" biçiminde konuştu. 'Basının özgürleşmesi için sivil demokrasi yaşamalıcbr' İstanbul Haber Servisi Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği açıkoturuma katılan gazete yazarları, Uğur Mumcu, Mehmet Barlas, Oktay Ekşi, İsmail Cem, Güngor Mengi ve Haluk Şahin, "Basın özgürlüğü ve basının soruınluluğunu" tartıştılar. Gazetemız yazan Uğur Mumcu, basın özgürlüğunun döneme ve yapısal ozelliklere göre değerlendirilmesi gerektiğini söyledi ve "Türkiye'de basın özgürlüğü bazen vardır. bazen yoktur. Zaman gelir Türkiye'de birçok konu yazılmasına karşın, zaman gelir bu özgürlüklerin hiçbiri kullanılamaz" dedi. Mumcu, basın ozgurlüğünü sınırlayan yasal duzenlemeler olduğunu da kaydederek, Türk Ceza Kanunu'nda 141, 142 ve 163. maddeler varken Türkiye'de ne özgürlükçü demokrasiden ne de basın ozgurluğünden soz edilebilir" biçiminde konuştu. Cağaloğlu'nda İstanbul Reklam Sitesi Konferans Salonu'nda duzenlenen \e hükümet sözcüsu Mesut Yılmaz'ın da bir bölümünu izlediği açıkoturumda ilk olarak söz alan Milliyet Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas, basında oto kontrol sisteminin bir kurum haline gelmesiyle birlikte basının da ileride YÖK'e benzeyen hasta bir kurum olabileceğini one surdu, "Oto kontrol, ne sorumluluk ne de demokrasi saglar" dedi. Barlas, Batı Avrupa ulkelerinde basının oto kontrolunu duzenleyen basın konseyleri olmasına karjılık, Seylan ve Hindistan gibi ülkelerde devleti KL'ÇL'K K1P1RDASMALARGazeteciler CemiyetVnin açjkoturumunda konuşan hmail Cem, "basın ozgurlüğünü, küçük kıpırdanmaların bile etkileyebildiğine" değindi. (Fotoğraf: ERDOGAS KÖSEOĞLU) Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği açıkoturuma katılan gazetemız yazan Uğur Mumcu, "Basın özgürlüğü ülkemizde bazen vardır, bazen yoktur" dedi. Konuşmacılardan Oktay Ekşi ise, basın ozgurlüğünü yaratan gerçek nedenin, "Halkm öğrenme hakkı olduğunu" söyledi. basına karşı koruyan basın konseyleri oluştuVulduğunu kaydederek, özetle şunları söyİedi: "Özgiirlük de dünyanın her tarafında farklı uygulanmaktadır. Türkiye'de ozgürlükler, sorumluluklar ve siyaset zor ve problemlidir. Ancak Türkiye, Batı modeli demokrasiyi yaşatmaya çalışan tek ülkedir. tnanç hürriyeti ozgürlükler ve basının sorumluluğu Batı Avrupa'nınkinden farklılıklar gösterir." Türkiye'de, basının insan açısından da yıpranma içinde olduğunu kaydeden Barlas, magazin eki çıkaran bir gazetenin, yılda 3 milyarı aşkın bir harcama yapmasına karşın, aynı gazetenin insana yaptığı harcamanın 2 milyar olduğunu belirtti ve "Türkiye'de gazetecinin asgari yaşamını surdürebilmesi ve kitap okuyup seyahat etmesi bile zordur1' biçiminde konuştu. Basının 1950'li yıllardan başlayarak çok politize olduğunu kaydeden Barlas, basında özgurlük ve dayanışmanın ancak mesleki dayanışma ile sağlanabileceğini de belirterek, gazeteciler, sayısı az, kadroları da tıkanık olduğu için patronlarına bağlıdırlar" dedi. Barlas, "Basının özgürleşmesi için sivil demokrasinin yaşaması gerektiğini" belirtti. "Basın, sorumlulugunu hatırlayarak, ülkeyi iyiye götiirecek eleştiriler yapmah" diye ekledi. Anayasa ve Ceza Kanunu'nda basın ozgurlüğünü sınırlayan yasal duzenlemelerin kaldırılması gerektiğini savunan Uğur Mumcu, konuşmasında "141. 142 ve 163. maddeler yoruma açık maddelerdir. Siz bana yetki verin, Ticaret Odası'nı I4l/l'den yargılayayım. Bu maddeler varken Türkiye'de ne özgürlukçü demokrasiden ne de basın özgürlüğünden söz edilebilir" dedi. Mumcu, özetle şunları söyledi: "Basın özgiirluğünü, basın dışı amaçlardan ayıramayız. Türkiye, bir bankerler faciası yaşadı. Biz bankerliğin sonu faciadır diye yazdık. Türk basını ne yaptı? Bazı yayın organlan ilan ilişkisi nedeniyle görevini yapmadı. Basının topluma karşı görevi, bankerlik konusunda yurttaşı uyarmaktı.'1 TRT oturumlarının da bazı insanlara kapah, bazüanna da açık olduğunu kaydeden Mumcu, bu konuda da şunları söyledi: "Türkiye'de basın özgürlüğü görevi, TRT'nin yapamadığı Küçiik kızı ynralaynn hırsız yakalandı Fatih 'te, soymak için girdiği evin küçük kızını bıçaklayarak ağır yaralayan hırsız yakalandı. Asayiş Şubesi Birinci Kısım Amirliği ekipleri, halen hastanede tedavi gören ilkokul öğrencisi Filiz Demir'in ifadesine dayanarak yaptığı aramalarda, Erol Oğhan'ı, Fatih'te çalıştığı mutfak eşyası pazarlama $i* ketine gelirken yakaladılar. Dolmakalem tabanca Kartal'da bir süre önce evinde imal ettiği silahlarla yakalanan Çevik Kalkın adlı tamirciden dolmakalem tabanca alan iki kişi daha yakalandı. Silah Mühimmat ve Kaçakçılık Şubesi ekiplerince yakalanan Faruk Güngoroğlu, Çevik Kalkın 'ın imal ettiği 22 kalibrelik tabancalardan birini Sadık Baltaoğlu 'na, ötekini de bir başka arkadaşına verdiğini söyledi. Sadık Baltaoğlu, evinde yapılan aramada bir adet dolmakalem tabancayla ele geçirildi. Öteki sanığın aranmasına başla.tdı. Kalbinize uzanan dost eller. görevden kaynaklanıyor. Demokratik bir ülkede icraatın içinden diye bir program olamaz. Bu tek parti doneminden kalma bir maddedir. Bir Şener Akyol çıkıp. Perşembepazan esnafı için dile getirdiği bir dilekçeyi. 'Ataturk" oturumunda okuyabiliyor. Ya da laiklik konusunda insanlara hem deli hem de akıllı diyen bir nörolog gorüş bildirebiliyor. Aynı görüşte insanlar ekranlara sıralanıp, biri diğerini noter gibi tasdikliyor. Karşı görüş, hiçbir zaman yok. Çoksesli bir toplumda tartışmak ve konuşmak istiyorum." Mumcu, basına devlet desteği sağlanması gerektiğini de savunarak, sendıkalaşmayı güçlendirmek gerektiğini, duşunce yasaklarının kaldırılmasını ve işkenceye karşı büyük bir mücadele verilmesi gerektiğini vurguladı. Açıkoturumda konuşan Hürriyet Gazetesi yazan Oktay Ekşi, basın ozgurlüğünü yaratan gerçek nedenin, halkm öğrenme hakkı olduğunu söyledi, "Basın ozgurlüğünü halkm öğrenme hakkında görmemin nedeni olarak, demokratik bir ülkede vatandaşın devletten beklentilerinin bir sonucu olarak bakmak gerekir" dedi. Ekşi, "Basın özgiirlüğünü gazetelerin vegazetecilerin bir imliyazı gibi görmemek gerekir" şeklinde konuştu. Guneş Gazetesi yazan İsmail Cem, basın ozgurluğünun bir ülkedeki siyasi rejimle yakından ilgili olduğunu belirterek, "Kuçiik kıpırdanmalar bile basının özgurluğunu etkileyebilir" dedi. İhracatta fiyat yükselmesi bekleniyor İMZA GÜNÜ AHMET TELLİ (Dost Kitabevi) Saat: 14.0019.00 9 Kasım 1985 TÜYAP KİTAP FLAR1 ALANBELGE BÖLLML Konuk Yazar ÇAGDAŞ YAYINLARI SUNAR Atauırk, Aıaturkvuluk ve bu ılkelerle Cunılıurı\eımıızm kurıılu^u u/erinc kııaplarını:/: Aıaıurk: Soylev (Cilt 12, 14. bası. Yayırıa hazırlayan: H. \ . Velidedeoğlu) 1000 Lıra, Soylev (Belgeier Bölümu Cilt 3. Yavına Hazırla'.ıı ı\ \' VelıdeUeoğlu) 1000 " Nadır Nadi: Ben Aıauırk>,u Değılını (6. bası) 700 " lllıan SelcuK. , Aıaıuıkv'uluğun Mtabesı {2 ba>0 600 "' Okıaş AkbalM.ıluılv > a^ıdı mı.' 600 " "l unus Nadi: CumhunvıM Yolunda 500 " Salih Bo/okCcmil S. Bo/ot: Hep Ataıurk'uıı Vanında "'JO " Nuri Onaı (Yayına ha/ırlayan): Cıunhurbaşkanı Cîazı M. Kemal Pası'nın Sıinbaluı Cnr/ıleıı500 " Yıl sonuna kadar ihraç editmek kaydıyla bağlantısı yapılan 54 bin 976 ton kırmızı, iç ve yeşil mercimeğin, bugune kadar ancak 4 bin 361 tonunun ihraç edildiği bildirildi. Hububat, Bakliyat ve Yağlı Tohumlar lhracatçüar Birliği yetkililerinden alınan bilgiye göre, 1 ocak tarihinden bu yana, çeşitli Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihraç edilmek üzere bağlantısı yapılan 37 bin 279 ton kırmızı iç mercimeğin 797 tonu, 5 bin 665 ton kırmızı kabuklu mercimeğin 488 tonu, li bin 932 ton yeşil mercimeğin ancak 3 bin 78 tonu ihraç edildi. yeni kitabını imzalıyor: NE DEDİK, NE OLDU, NE OLACAK? ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU Saat: 14.0019.00 10 Kasım 1985 TÜYAP KİTAP FL ARI ALANBELGE BÖLLML İMZA GÜNÜ Diizeltme ve ösiir Gazetemizin dünku sayısında, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin yeni ambleminin grafik düzenini Mengü Ertel'in hazırladığı yer almıştı. Mengu Ertel, gazetemizi arayarak soz konusu amblemi kendısinin hazırlamadığını ioyledi. Duzeltir, ozür dileriz. TOPKAPI HASTANESt Tel 524 19 194hat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle