19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 1985 CUMHURİYET/1J Silahlı Kuvvetlefdeki son konuşmamda durum değerlendirmesi yapıyorum 12 •'10 Mart 1971 sabahı, odanızda yapılan toplantıda Korgeneral Savaşçı'dan sonra konuşma yapan oldu mu?" Savaşçı'dan sonra, toplantıda bulunan generallerin bazılan, Topçu Dairesi Başkanı Tiimgeneral Sayın Alp Ölmez, dışında. genel sözlerle görüşlerini bildirdiler. Tümgeneral Alp Ölmez, gerçekten o gün kapsamlı, içerikli bir konuşma yapmış, günün koşullarını, ayaklannı gerçeklere basarak anlatmıştı. Savaşçı, zaman zaman not alıyor ve her konuşmacıdan sonra sık sık "Başka görüş bildirecek arkadaş yok mu?.." gibiden sorularla adeta beni zorluyordu. Doğrusu ilk anda bir konuşma yapmayı düşünmüyordum. Ama hazır bulunanların çoğu son gelişmelerin doğal sonucu olarak, benden bir konuşma yapmamı, ne düşünüyorsam, bunları açıklamamı istiyorlardı. Konuşmaya karar verdim. Âdetim olduğu üzere sağ elimin işaret ve orta parmaklannı, izci selamlamasında olduğu gibi birleştirme suretiyle elimi kaldırarak Kurmay Başkanı Savaşçı 'ya "Müsaade eder misiniz, Sayın Başkanım, iki çift laf da ben edeyim.." dedim. Korgeneral Savaşçı da dahil olmak üzere herkeste bir ferahlama.. "Buyrun Celil Paşa" dedi Savaşçı. Ve konuştum; hazır bulunanlar, tam bir sessizlik içinde pür dikkat konuşmamı dinliyorlardı. Günlerin, haftalann belki de ayların "muamma adamı" General Celil Gürkan konuşuyordu! O toplantıda hazır bulunanlardan, anımsayabildiklerim kadarı, Korgeneral Hayati Savaşçı, Tümgeneral Mehmel Öztiirk, Tümgeneral Hilmi Arman, Tümgeneral Nedim Aydınoğlu vefat ettiler. Yaşayanlar çok iyi arumsayacaklardır. "Sayın Gürkan. bu konuşmayı anımsayabildiğiniz kadarı ile anlatabilir misiniz?" Ulusal kader maçı... Emekli Tümgeneral CELİL GÜRKAN 12 Mart öncesi ve sonrasını anlattı UGUR MUMCU yazdı 12 MART'a beş kala... da berabere biter ise ülke, sonucun neye varacagı kestirilmeyen bir rampadan aşagı doğru kayıp gidecektir. Tersine, Silahlı Kuvvetler takımının galibiyeti halinde uzun zamandan beri ülkede hiiküm süren bunalımın. kan, gozyaşı ve ıstırabın sonu ve Türk ulusuna yaraşır özgürlükçü demokratik parlamenter yaşama. bu kez daha sağlıklı biçimde, geçişin başlangıcı olacaktır. Sık sık başvurduğu kural dışı ve faullü hareketler nedeniyle oyuncuları, ilahi hâkem tarafından, birbiri peşi sıra oyundan çıkarılmış olan siyasal kadro takımının kaleci ile lek bir liberosu kalmıştır. Artık maçın son dakikası oynanıyor. Siyasal liberonun ceza sahası içinde yaptığı son bir faul hareketi onun da oyun dışı kalmasına ve takımı aleyhine penaltı cezası verilmesine yol açmıştır. Top, beyaz noktaya konmuş olup, Silahlı Kuvvetler penaltı vuruşu yapmaya hazırlanıyor. Bu sırada kaleci de ilahi hâkeme şiddetle itiraz ettigi için hâkem tarafından oyundan atılmıştır. Şimdi Silahlı Kuvvetler, maçın son saniyelerinde boş kaleye penaltı atacaktır. ^ayet bir atış gol olur ise ki olmamasına neden yoktur ulusal kader maçı Siiahlı Kuvvetler lehine sonuçlanacak ve ülke. belki kısa bir 'demokrasi haftayımı" yaşadıktan sonra aydınlığa çıkacaktır. Şimdi hayali sorun, Silahlı Kuvvetlerin bu vuruşu gole mi çevireceği, yoksa son derece beceriksiz, acemi ve ters bir vuruş ile avuta mı atacağı sorunudur! Kanımca, işler bu kerteye geldikten sonra genişletilmiş komuta konseyi, işte bu sorunun cevabını vermelidir. Şimdiye kadar kaç kez tanık olduğumuz gibi topu avuta atan çarpık ve beceriksiz vuruş bu kez tekrarlanır ise hem Türk ulusu, hem de ilahi hâkem, Türk Silahlı Kuvvetler takımına bir daha böylesine avantajlı fırsatlar kolay bahşetmeyecektir. Dikkatli olalım. Maruzatım bundan ibarettir efendim." Bu sözlerim ile ben, askeri okullar da dahil fiilen tam 37 yıl 6 ay 14 gün şerefli saflarında bulunduğum Türk Silahlı Kuvvetleri topluluğu içinde katıldığım en son toplantıda en son konuşmamı yapmış bulunuyordum. ra, Batur'un kaleminden çıkan ünlü 12 Mart Muhtırası ile Silahlı Kuvvetler "nihai vuruşu"nu yapacak ve ne yazık ki, topu auta atacaktı! Hem de öylesine bir avuta atış ki, ne "anarşik durum giderilmiş" ne "Anayasanın öngördüğü reformlar Atatürkçü bir göruşle ele alınmış" sadece Nihat Erim, Ferit Melen, Naim Talu ve Sadi Irmak başkanlıklarındaki hükümetlerin siyasal podyumda boy gösterip, palyatif (yama) önlemlerle ve "ne kurtanlabilirse kârdır" zihniyeti ile "icrayı hükümet" ettikleri çok kıymetli haftalar. aylar ve yıllar geçirilerek bir dönem kapatılmıştır. Türk tarihinde eşi görülmedik bir iç savaşa yuvarlanmanın eşiğinden ülkeyi kurtarmak için 12 Eylül müdahalesine kadar kan, ıstırap ve gözyaşı ile dolu tam 9.5 yıl beklemek gerekmiştir. Sağcısı, solcusu, ilericisi, gericisi beş bin Türk vatandaşının yaşamını yitirmesine tanık olduğumuz 9.5 yıl! Bana eelince, ben de Silahlı M. • Ülkenin içinde bulunduğu durumu ilahi bir hakeınin yönettiği bir fuıbol maçına benzeıiyorum. Türk ulusunun kaderini belirleyecek, yaşamsal bir maç. Taraflardan biri, ulusu ve ülkeyi bu bunalımlı dönemden kurtarıp, Atatürkçü çizgi doğrultusunda aydınlığa, selameıe çıkarmayı görev sayan ilerici Silahlı Kuvvetler.. Karşı tarafta da siyasi ikbal ve kişiselzümresel çıkarlar uğruna laik ve tam bağımsız cumhuriyetin temellerine yönelmiş aşırı ve eylemci sağ ve sol girişimler karşısında duyarsız kalabilen, kendi aralarında partisel boğuşmanın girdabmda yuvarlanmış, beceriksiz, oportünist ve otoritesiz bir siyasal kadro... Jm» Maçın sonucu yaklaşmıştır. Ve bu maçı, Silahlı Kuvvetlerin kazanmasında hayati zorunluluk vardır. Maç, ülkeyi içinde bulunduğumıtz bunalımlı döneme getiren siyasal kadronun galebesi ile ya da berabere biterse ülke, sonucun nereye varacagı kestirilemeyen bir rampadan aşağı doğru kayıp gidecektir. Tersine, Silahlı Kuvvetler takımının galibiyeli halinde, uzun süreden beri ülkede hiiküm süren bunalımın, kan, gözyaşı ve ısıırabın sonu ve Türk ulusuna yaraşır demokratik parlamenter yaşama, bu kez daha sağlıklı biçimde geçişin başlangıcı olacaktır. *3m Sık sık başvurduğu kural dışı ve faullü hareketler nedeniyle oyuncuları, Kuvvetlerimizde pek de alışık olmayan böyle bir konuşmanın odulunu. fazla değil, altı gun sonra 16 martta önüme konan sarı zart'ın içinde bulacaktım! "Gürler ile karşılaştınız mı o gün?" Karşılaştık. Toplantı bitmişti. Saat 09.45'ti sanırım. Gürler kapıda göründü. Hepimiz ayağa kalktık. Gürler, içeri girmeden kapının eşiğinde durdu ve "Tamam mı Hayati Paşa, görüştünüz mü arkadaşlarla? Görüşlerini aldınız mı?" diye sordu. Korgeneral Savaşçı, "Aldım efendim" yamtını verdi. Gürler, ilahi hakem tarafından, birbiri peşi sıra oyundan çıkarılmış olan siyasal kadro takımının kaleci ile bir tek liberosu kalmıştır. Artık maçın son dakikası oynanıyor. Liberonun ceza sahası içinde yaptığı son bir faul hareketi, onun da oyun dışı kalmasına ve takımı aleyhine penalıı verilmesine yol açmıştır. 4 » Silahlı Kuvvetler penaltı vuruşunu yapmaya hazırlanıyor. Bu sırada kaleci de ilahi hakeme şiddetle itiraz ettiği için hakem tarafından oyundan atılmıştır. Şimdi Silahlı Kuvvetler, boş kaleye penaltı atacaktır. $ayet bu atış gol olur ise, ulusal kader maçı Silahlı Kuvvetler lehine sonuçlanacak ve ülke kısa bir "demokrasi haftaymı"yaşadıktan sonra aydınlığa çıkacakıır. Kanımca işler bu kerteye geldikten sonra, Genişletilmiş Konıuta Konseyi, işte bu sorunun cevabım vermelidir. Topu auta atan, çarpık ve beceriksiz vuruş bu kez de tekrarlanır ise hem Türk ulusu, hem de ilahi hakem Silahlı Kuvvetler takımına bir daha böyle avantajlar bahşetmeyecektir. Dikkatli olalım. Sıra, Gürler'e ve Batur'a gelmişıi. Top, onların ayağındaydı. Bu konuşmadan iki gün sonra, Batur'un kaleminden çıkan ünlü 12 Mart Muhtırası ile Silahlı Kuvvetler, "nihai vuruş"unu yapacak ve ne yazık ki topu auta atacaktı. kurmav Genel Sekreteri rahmetli Gencral Mehmet Tuğcu geldi \e bana: "Koımıtanım. Faruk Paşa'ya bir kısım Adalet Partililer hazırlamış oldııklan bir önergeyi ulaşlırmışlar. O da okumuş bana verdi ve "Bunu götür Celil Paşa da okusun' dedi. Bir göz atıverin şuna." Kısaca göz attım. Fotokopi çıkarmaya olanak bulamadığım için belleğimde kaldığı kadarı ile söyleyeyim. Bu, Prof. Aydın Valçın ve bazı arkadaşları tarafından hazırlanmıştı. Önergenin altında başka imzalar da vardı. Önereenin amacı Demirel'i dü CELİL GLRKAS 10 Mart 1971 günü sahahı, Genelkurmay'da "Genişletilmiş Komuta Konseyi" toplantısı öncesinde odasmda düzenlenen toplantıda, Türkiye 'nin içinde bulunduğu son durumu bir futbol maçına benzeterek anlattı. şürmekti. General Tuğcu'nun Orgeneral Gurler'den oğrenip bana aktardığı bilgilere göre bu onerge hemen verilecek \e dolayısıyla Demirel hükümetinin tabii CHP'nin desteği ile duşürülmesi sağlanabilecekmiş.. Böyle olunca. askerlerin, herhangi bir harekete geçmelerini hiç değilse önergenin sonu alınıncaya kadar ertelemeleri, Gurler'den sözlü olarak rica edilmiş.. General Tuğcu'nun bana ilettiği Orgeneral Gürler'in bir başka emri daha vardı. Bu emir de şuydu: "Celil Paşa Polatlı'da topçu okul komutanına hemen münasip şekilde. benim emrim olarak, şunu iletsin: Bazı gelişmeler var. Verdiğim talimata göre Ankara') a sevketmek üzere hazırlanan birliğin hareketini ikinci bir emre kadar erteleyiniz!" Bu emir beni şaşırımıştı. Topçu okuldan bir birliğin hazırlanıp Ankara'ya gönderilmesi emrini kim, ne zaman ve ne amaçla okul komutanına vermişti? Oysa bir akşam önce, Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargâhındaki toplantıda Gürler böyle bir emirden ve hazırlıktan hiç söz etmemişti. Hem 10 mart günü yapılacak toplannda durum açıklığa kavuşunca>a kadar hiçbir harekette bulunulnıanıası talimatını veren de kendisiydi! Neler oluyordu? "Sayın Gürkan. sonra olayın iç yüzünü ögrenebildiniz mi?" Öğrendik.. Orgeneral Gürler. Firavun çocukları gibi" çalıştırdığı bizlerden habersiz. Mamak'ıa 4. Kolordu ve 28. Tünıeni ziyaret edip ilgili komutanlarla görüşmeler yapmış ve kendine göre bazı güvenlik önlemleri de aldırmış.. Şimdi Demirel'in düşürülmesini sağlayacak bu öneri işi ona\a çıkınca da bu önlemlerden biri olan Polatlı Topçu Okulu'ndan birlik sevketme operasyonunu erteleme karan vermiş.. Kim kimden yana? Kim kime karşı belli değil.. Gürler'in talimatını yerine geN tirdim. apacak başka bir şey yoktu. "Sayın Generalim. Gürler size ve en çok güvendiği generallerden İhsan Över'e müdahale için hazırlık emri veriyor.. Sonra bu emri geri aldı mı?" kendisinin ekarte edilip birliğini başka amaçlarla kullanmak isteyenlere karşı düşündüğü önlemleri açıkladı: Buna göre Ankara'da oturan Olcayto, herhangi bir olağanüstü durum karşısında, binek arabasının alıkonması olasılığına karşı her gün kullandığı araçtan başka bir veya iki aracı Ankara içinde kimsenin bilmediği bir yerlerde bekletmekte imiş.. Alarm halinde, mutad olan aracı gelmese bile bu yedek \e gizlice tutulan araçlardan birine binerek kısa zamanda kıtasımn başına gidebilme olanağına sahipmiş. "Öyle anlaşılıyor ki, herkes birbirinden kuskulu.. Gürler, 9 mart toplantısına geldiği zaman çok heyecanlı, çünkü sizlerin havacılarla birlikte atak yapıp, düğmeye basacağınızdan korkuyor. bunun için de önlemler alıyor. " Evet böyle olduğu anlaşüıyor.. 28. Tümen Komutanı Ergeç, daha çok konuşulanları dinliyordu. Oysa ki, sonradan öğreneceğimiz gibi Orgeneral GürGürler ve Batur ile " '""'• beraberdik. Ama onlar, "General .\ecip kompleksi' 'ne kapıldılar. Onların bilgisi dışında bir müdahale hazırlığında değildik. ler; birkaç gün önce Mamak'ta, 28. Tümen'e giderek konuşmalar yapmış. önlemler aldırmış.. General Ergeç, bunlardan hiç söz etmiyor. bizlerin açılıp, saçılmasını bekliyordu. Bizler de sustuk. Toplantı öylece son buldu. JYlaç berabere biterse... Bu konuşmayı hiç unutmam. Çünkü bu benim Silahlı Kuvvetlerde yaptığım son konuşmaydı. Şöyle konuşmuştum: "Ülkenin içinde bulunduğu durumu, ilahi bir hâkemin yönettiği bir futbol maçına benzeliyorum. Aziz Türk ulusunun kaderini belirleyecek yaşamsal bir maç.. Taraflardan biri, ulusu ve ülkeyi, içinde bulunduğu bu bunalımlı dönemden kurtanp, Atatürkçü çizgi doğrullusunda aydınlığa, selamete çıkarGürler'in Ankara çevresindeki birliklere hazır olmalarını emrettiği ve bu emri, bizim havaalarla bir olup düğmeye basmamızdan korktuğu için verdiği anlaşılıyor. Sanıyorduk ki, birlikleri müdahale için hazırlıyor. Oysa aınacı başkaymış. Gürler ve Batur, bizden habersiz "makro düzeyde girişimler" içindeydiler ve önümüzdeki günler bu girişimleri su üstüne çıkardı. mayı görev sayan ilerici Silahlı Kuvvetler.. Karşı larafta da siyasal ikbal ve kişisel ve zümresel çıkarlar uğruna laik ve tam bağımsız cumhuriyetin temellerine yönelmiş aşın ve eylemci sag ve sol girişimler karşısında duyarsız kalabilen, kendi aralarında partisel boğuşmanın girdabına yuvarlanmış. beceriksiz, oportünist ve otoritesiz bir siyasi kadro.. Maçın sonu yaklaşmıştır ve bu maçı Silahlı Kuvvetlerin kazanmasında hayali zorunluluk vardır. Maç ülkeyi içinde bulunduğumuz bunalımlı döneme getiren siyasal kadronun galebesi ile ya " O halde vakit geliyor, biz vakitlice toplantı salonuna gidelim" dedi. Beraberce Gentlkurmay karargâhındaki toplantı salonuna doğru yürüdüler. Yapılacak toplantı önemliydi. Bakalım ne olacak? Neler konuşulacak? Neye karar vereeeklerdi? "Gürler ile 10 mart sabahı, saat 10.00'dan sonra dolaylı yoldan da olsa bir haberleşmeniz oldu mu?" Oldu. Toplantı dağıldıktan sonra odamda düşünüyor; Batur ve Gürler'in davranışlarını yorumlamaya çalışıyordum. Saat 12.00'ye d.oğru Genel Oeneral Necip kompleksi r enaltı dışarı gitti Şimdi sıra Gürler'e ve Batur'a gelmişti. Top onların ayağındaydı. Bu konuşmadan iki gün sonSL .\A Y VE GÜRKAN Genelkurmay Başkanlığı döneminde Cevdet Sunay'ın Özel Kalem Müdürlüğü'nü yürüten Celil Gürkan, Sunay'ın Çumhurbaşkanlığı döneminde bir toplantıda. ; Kalp kapak ameliyatlannda yüksek başarı. AÇIKOTURUM Gazeteciler Cemiyeti'nin " 3 . Basın ve Matbaacılık Fuarı" nedeniyle düzenlediği Basın Özgürlüğü ve Basının Sorumluluğu konulu açık oturum, 8 Kasım 1985 Cuma günü saat 14.30'da fuann açıldığı Cağaloğiu'ndaki İstanbul Reklam Sitesi Konferans Salonu'nda yapılacaktır. Açık oturuma: (Soyadı harf sırasına göre) Mehmet Barlas Uğur Mumcu İsmail Cem Haluk Şahin Oktay Ekşi Necati Zincirkıran Giingör Mengi kalılacaktır. RESİM SERGİSİ 819 KASIM 1985 YAPI KREDİ BANKASI GALATASARAY KAZIM TAŞKENT SANAT GALERİSİNDE TOPKAPI Tel 524 19 194hat HASTANESİ İMZA GÜNÜ (BUGÜN) SAMÎ CANER ve yeni çıkan adlı karikatür IVIRZIVIR kitaplarını ımzalıyor bizim tiyatro Tel: 333 06 18/USKUDAR 9 Kasım C.tesi 1700 Bilet 450 TL SALTUK 'SEVDATÜRKULERI RESİTAÜ 2223 KASIM Gişetel14O6792 Nüfus luuiycı aızdanımı \e okul kiınlik karıınıı kuybclıinı. Hıı KuiDiü/tiiir. ArıJ Kocumun. İTÜ Rektörluğu. MaslakUıunhııl TÜYAPKAYNAK YAYINLARI standı Saat 15.0018.00 bir yürekten bir yaşamdan sahnede şiikran ktırdakul Öğrcnci kimlik kartııııı kaybetıim. Hükünısüzdür. ÖMER KÜÇÜK "Sayın Gürkan, Gürler'in birliklere gidişinden haberiniz yok muydu?" Vardı, sanıyorduk ki, birlikleri müdahale için hazırlıyor. Oysa, amacı başkaymış. "Bu toplantıdan sonra kendi aranızda bir sonuca vardımz mı?" Toplantıdan sonra, arkadaşım Tümgeneral Şükrü Köseoğlu ile benim odamda konuştuk \e şu sonuca vardık: Gürler ve Batur, bizlerden habersiz ve bizim dışımızda "makHayır.. Öğle yemeğinden sonro düzeyde" bilemediğimiz bara bu kez. kara Ku\vetleri İstihzı girişimler içindeydiler \e önübarat Başkanı Tümgeneral İhsan muzdeki günler, bu girişimleri su Ö\er aradı. Gürler'in talimatı üstüne çıkarırdı. Nitekim çıkargeregince, 2S. Tünıen Komuıadı da! 12 Mart Muhtırası ve arnı Abdurrahman Krgeç, Zırhlı kasından bizlerin emeklilikleri... Birlikler Okulu \e Eğitim Tu"Sayın Gürkan. aklım bir koınen konıutanı Tümgeneral Tunıı üzerine takılıyor. 3 mart güran Olcavto ile Genelkurmay nü. avukat Fakih Özfakih'in Merkez Dairesi Başkanı Tümgeevinde yapılan toplantıda, Gürneral Şükrü kö>eoğlu ve benim ler'in avukatı olan Eakih Özfakaııla»;ağım bir toplanıı haberikih. Gürler'i vurmaktan söz edini verdi. yor ve bu konuşma büyük bir Arkada>ım Şukrü Koseoğlu'olasılıkla Korgeneral Erçıkan tanu aradıın. Geldi; benim odamrafından Tağmaçya da Gürler'e da bu toplantmın amacının ne iletiliyor. Gürler de sizlerin kenolabileceğini konuştuk. Toplandisine karsı bir darbe yapacağında t'azla açılmamaya. dinlenit" nız kuşkusuna kapılıyor. Son de kalmava karar \ererek, İhsan dakikaya kadar da sizi bir çesit Över'in odasına gittik. General göz hapsinde tutuyor. 10 mart Ergeç \e Olcavto. manevra kı\a giinkü toplantıyı sizin odamzda feti dediğimiz eğitihı ünil'orma yaptırması. öğleden sora GeneM içindevdiler. ral Över 'in sizi toplantıya çağır":\e konusuldu Savııı Gür ması bıınıı gösteriyor" kan?" Doğrudur. 4 general ve bir Toplantıyı General Ö\er >ö anıiral ile 8 albay. "olası bir cunnetiyordu. Ben ve General Kö ta eylemi"ni önlemek için emekseoğlu, kararla$ıırdığ:nıız gibi liye sevkediliyor. Oysa hiçbiriöteki ııç generalin bilnıedikleri mizde. o gün için böyle bir dübelki de bilmediklerini sandı şünce yoktu. Günahımız mıydı, gınıız hazırlıklar hakkında di sevabımız mıydı. bilemiyorum. şe geür hiçbir açıklamaca bu O ana kadar Gürler ve Batur ile lunmadık. Genel sozler söyle beraberdik. Onların bilgisi dışınmekle yetindik. da bir müdahale hazırlığı içinde Onlar da bir olağanüsiü du değildik. Ama onlar. "General rum kaı>ısııuia kendi birliklerin Necip kompleksint" kapıldılar. de aldıkları öıılemlcrden söz et Belki de o toplantılarda edilen tiler. Tabii, bizim bilmememiz ileri geri sözlerden. dedikodulargereken ayrınıılara da girmi dan ve belki de bilemeyeceğimiz yorlardı. başka nedenlerden!.. Bir ara, Zırhlı Birlikkr Okulu ve Eğitim Tünıen komutanı T ımçeneral Turan Olcavto. üirlikler ne yapacaktı? SLRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle