28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM 1985 Özetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 TREHOLT OLAYI Santiago'da 500 bin kişi Pinochet diktatörlüğünü protesto etti Karşıdevrimcilere yardım senatodan geçti ABD Senatosu, Nikaragua'daki karşıdevrimci gerillalara 27 müyon dolarlık yardım tasansmı onayladu Sandinist hükumeti devirmeye çalışan gerillalara 27 milyon dolarlık taşıt yardımını kısa süre önce Temsilciler MecUsi de onaylamışn. (AP) Şili demokrasi istiyor "Demokrasiyi hemen istiyoruz" diye sloganlar atan kalabahk halk grubu, polis helikopterleri üzerlerinde dönmeye başlayınca "Kaüller" diye bağırmaya başladı. Dış Haberler Senisi Şili'de General Augusto Pinochet diktatörluğünün son bulmasını isteyen yüz binJerce kişi, başkent Santiago'da onceki gün dev bir "demokrasi gösterisi" düzenledi. Şili bayraklan ve diktatorlük aleyhtarı pankartlann taşındığı gösteri yüruyuşüne 500 binin üzerinde Santiago'lunun katıldığı açıklandı. Şili'de 6 muhalefet partisinin koalisyonundan oluşan Demokratik Birlik adlı siyasi grubun çağrısı üzerine önceki günün erken saatlerinde başlatılan gösteri yurüyusünun sloganı, "Şili Demokrasi İstiyor" idi. 12 yıl once 11 eylül gunü kanlı bir darbe iie iktidara el koyan General Pinochet aleyhtarı pankartlar taşıyan 500 bin kişilik gosterici grubu, "Özgürluk istiyonız!", " D e mokrariyi hemen istiyoruz!" diye sloganlar attılar. Kalabahk halk topluluğu daha sonra başkent Santiago'nun merkezindeki "O'Higgins Parkı"nda Pinochet aleyhtan bildirileri dinledi. Şili hükümet sözcüsu Robert Barr, gösteriye 500 binin üzerinde kişinin katılmadığını iddia ederek, " O park 210 binden daha fazla kişiyi almaz" diyor. Kalabahk O'Higgins Parkı'nda toplandığında polis helikopterlerinin üzerlerinde uyan uçuşları yapmaya başladıklan bildiriliyor. Kalabalık gosterici topluluğunun bunun üzerine "Katiller, kaüller!" diye bağırmaya başladıklan belirtildi. Erken saatlerde başlayıp uzun süre başkent Santiago'nun çeşitli kesimlerinde devam eden gösteri yürüyüşu boyunca Şilililer, "Pinochet diişecek", diye sloganlar attılar. Gösteri çağrısını yapan Dernokratik Ittifak adlı muhalefet partileri grubu tarafından duzenlenen yürüyuşe, Pinochet yonetimi tarafından yasa dışı ılan edilen Halkçı Demokratik Hareket adlı muhalefet grubu da katıldı. Şili Komünisl Partisi, Halkçı Demokratik Hareket'in bünyesinde bulunuyor. 1973 yılında seçimle işbaşına gelen Şili'nin solcu Devlet Başkanı Salvador Alknde'yi kanlı bir askeri darbe ile deviren 69 yaşındaki Pinochet, 12 yıldan bu yana ülkeyi diktatörlükle yönetiyor. 11 eylul darbesi sırasında Salvador Allende Başkanlık Sarayı'nda öldürulmüştü. Birkaç ay önce Şili Komünist Partisi'nin 3 üyesinin öldürülmesi, Pinochet yönetimine karşı suçlamalan arttırmış ve askeri cırntada çatlamalara neden olmuştu. Norveç'in casusluk skandah Meclis'te YAVUZ BAYDAR OSLO Norveç siyasi tarıhinin en buyük casusluk skandah olarak nitelendirilen Arne Treholt olayı, son günlerde iktidarmuhalefet mücadelesinin ana konusu oldu. Sosyal Demokratlar, "Muhafazakârların Arne Treholt'u suca teşvek ettiğini" one sürerken, basında çıkan yorumlarda Dışişleri Bakanı Svenn Stray'jn ^görevini kötüye kullandıgı" gerekçesiyle istifası istendi. Norveç Dışişleri Bakanlığı1 nm önde gelen isimlerinden olan ve karizmatik kişiliğiyle ün yapan Arne Treholt, bundan iki yıl kadar önce, 20 Ocak 1984'te, KGB liderlerinden Titov'la buluşmak üzere Viyanaya giderken Fornebu Havaalanı'nda Norveç gizli polisince tutuklanmıştı. > Son gelişmeler, Treholt'la ilgili tartışmaların iktidarmuhalefet mücadelesine ve parlamentoya sıçradığını göstermekte. Eleştiriler ve suçlamalar Sosyal Demokratlar'dan geliyor: Eleştirilenler ise, Treholt olayı sırasında iktidarda olan uçlü sağ koalisyonun lideri Muhafazakârlar. Bu konuyu gundeme getiren Sosyal Demokrat lider Gro Hariem Brundtland, Muhafazakâr hükumetin, 'Treholt'un şuphe altında olduğunu bile bile soz konusu okula alındığını" öne sürdü. Brundtland'ı yanıtlayan Dışişleri Bakanı Svenn Stray, hukümetin o zaman boyle davranmaya zorunlu olduğunu, aksi takdirde KGB'nin durumdan şüphelenerek Treholt'u 'askıya alması' olasılığının yüksek olduğunu söyledi. Stray'e göre, yıllar süren bir takip boşa çıkacaktı. Brundtland'ın sözleri üzerine basın ayağa kalktı. GazeteIerde Stray aleyhinde yapılan yorumlarda ortak biçimde sorulan tek bir soru vardı: 'Bakan koltuğunda daha ıte kadar otunıcak?" Satış Korkusu SAMİM LÜTFÜ Gördüğümde önce tanıyamadım, öylesine kötülemiş. Ustbaş dökülüyor. Sakal bir karış, surat kirli sarı. Akşamdan mı kalma? Sabah karanlığı mı içmiş, yoksa toz mu çekiyor? Her neyse hali normal değil. Oysa onu bir yıl önce son gördüğümde, sırım gioi bir delikanhydı; afisinden geçilmezdi. İki de bir "Muammer abim dedi ki" diye söze başladığından, adı da "Muammer abim dedi ki Nuri"ye çıkmıştı Dilınden düşürmediği Muammer'in otobüs yazıhanesinde yarı büro memuru, yarı bodyguard, yarı çığırtkan gibi bir iş yapardı. En büyük işi ise Muammer'in eski ortağı Hayri'nin adamlarıyla dalaşmaktı. Süklüm püklüm yanıma yanaşınca sordum: Ne o Nun? Ne bu hal? Bu saatte ışte değil misin? Muammer abın ne der sonra? Ne işi, Muammer'i abi? dedi, satışa geldik, satışa... Sonra kesik kesik anlattı. Muammer ile Hayri anlaşrrtışlar, Nuri'ye de yol görünmüş. "Vah! vah!" dedim ama bir yandan da "Bugünlerde her yanda satışa gelme hıkâyesi, herkeste bir satışa gelme korkusu" diye içimden güluyorum elimde olmadan. Gerçekien de öyle. Cenevre Doruğu'nun bazı politik çevrelerimizdeki en büyük etkisi "Aman biz bu zirvede satışa gelmeyelim ha!" telaşı oldu. Hafta içinde Türkiye Büyük Mıllet Meclisl Bütçe Komisyonu'n da, bakanlığmın bütçesi görüşülürken yaptığı konuşmada, Sayın Vahit Halefoğlu da ReaganGorbaçov doruğu ile ilgıli olarak, "Bu zirvenin Yalta ve Potsdam Konferanslan'na dönüşmemesini temennı ediyoruz" demiş. Ne kadar diplomatik bir dil kullanmış olsa da, Sayın Bakan'ın kaygısı özünde iyot gibi açıkta kalmış olan Nuri'nin deyimiyle "satışa gelmek" korkusu. Dış politikayla ilgili olanlar kulislerde doruk öncesı satış korkusunu sıkça dile getirdiler. Nitekim basında da aynı kaygıyı yazıya dökenler oldu. Doğrusu ya, kaygı yerindedir. Türkıye'nin bu konuda çok uyanık olmasında sayısız yararlar vardır. Hem büyüklerin pazarlığında nasıl satışa gelinebileceğinın örneğini görmemız için, hiç değilse biz Türkler'in, öyle Potsdam ve Yalta Konferanslan'na varacak kadar gerilere gitmemıze de gerek yok. Çok daha yakın bir geçmişte, üstelik günümüz koşullarını çok daha fazla andıran bir ortamda oluşup gelişen "Ekim Küba, füzeler bunalımı" sırasında KennedyKruşçef pazarlığında, daha ilk ağızda, aldım verdim hesabının tam ortasına Türkiye'nin nasıl sürüldüğünün öyküsü çok söylendı yazıldı, hatta filme çekildi. O sırada Türkiye Başbakanı olan İsmet Inönü'nün de, KennedyKruşçev pazarlığında varılan anlaşma gereğince, ülkemizdeki Amenkan Jupiter füzelerinin çekılmesine karar verildiğım gazetelerden okuyupöğrendiği bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan, dile getiriliş biçimi tartışılabilir olsa da, Sayın Halefoğlu kaygısında özde haklıdır diyebiliriz. Umaiım kı, hükümet içinde bu kaygıyı taşıyan tek kişi Sayın Halefoğlu olmasın, ya da, ne denli sıyasal yaşamındaki davranışlarından pek kolayca anlaşılmıyorsa da, gerçekte engın deneyime sahip bir diplomat olan Dışişleri Bakanı özellıkle Başbakan'a kaygısının içeriğini iyice anlatabilmiş olsun. Ne yazık ki, Sayın Halefoğlu'nun komısyondaki konuşması bize bu konuda pek yürek ferahlatıcı ipuçları vermiyor. Dışişleri Bakanı "satış korkusu"nu taşıyorsa bile, böylesi bir tehlikeye karşı alınacak önlemlerin neler olabileceğinin pek farkında görünmüyor. Çünkü aynı Halefoğlu, aynı konuşmasında, bugün işbaşında bulunan iktidarın Türkiye'nin Batı dünyası içinde Avrupa1 nın her türlü kuruluşunun dışına düşmesine neden olan politik yanhşlarını görmezlikten gelmeyi sürdürüyor. Sayın Bakanın konuşmasına bakılırsa, Ankara'nın önümüzdeki gün ve aylarda da Avrupa ile ilışkilerini düzeltebilecek adımları atmasını beklemek boşuna olacaktır. Bugün işbaşında olan iktidarın güttüğü polifika her alanda ve bu arada özellikle Özal'ın pek sevdiği ekonomfk Iiişkilerde çeşitli ve oldukça karmaşık bağlarla Batı dünyasına bağhdır. Bu bağ Özal tarafından kurulmuş değildir. Ondan önce yılların oluşturduğu bir ilişkiler yumağıdır ve Türkiye'de işbaşına gelmiş her hukümetin bunda payı vardır. Görünen odur ki, sözü edilen bağı ekonomik alanda pekıştirmış olan Özal, öbür alanlarda da bir kopma ve dünya üzerinde yeni bir yer arama eğilimınde değildir ve zaten olamaz da. Ancak, bugün yürürlükte olan dış politika, iktidann evrensel ölçütlere uyamaması ve uymamakta ayak diretmesi yüzünden, Türkıye'yi Batı dünyası içinde Avrupa'nın her türlü bölgesel ve çağdaş kurumunun dışına sürüklemektedir. Başka bir deyişle, Türkiye hızla bölgesindeki Batı'dan, doğal uzantısı olduğu Avrupa'dan kopup, uzaklaşmakta, kurabileceğı yapısal bağları gerçekleştıremezken, Atlantik ötesı Batı ile bütünleşmeye çalışmaktadır. Bugünkü dış politikamızın cakası da, çok özür dılerim ama, bızim "Muammer abi dedi kı Nuri"nin afisine benzemektedir. Bu tur Batılılığın çok sakat ve çok çabuk zedelenebilecek nazik bir denge üzerine oturacağı ve durumun Atlantik ötesindeki devin hesaplarındakı değişiklikle allak bullak oiabileceği açıktır. Avrupa'nın birlığine giden yol, Batı'da tüm dengelerin Atlantik ötesindeki devın denetimine bırakılmasının sakıncalarının yıllar önce anlaşılması sonucu geliştirilmeye başlanmıştır. Hiç kuşku yok ki, kendi bölgesindeki Batı ile yapısal birliği ve uyumu saglamış olanlar şu anda uzaktaki Batı'nın satışına gelmekten Sayın Halefoğlu'ndan çok daha az korkmaktadırlar çok haklı olarak. Kısacası satışa gelmekten korkmak yetmez. Aslolan satışa gelmeyi engelleyecek önlemleri alabilmektir. Ne yazık ki, bugünkü iktidar tam ters yoldadır. Mitterrand Fransızlardan yakındı Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand, Fransızlann sosyalist hükümete, enflasyonım aşağı çekilmesi ve ekonominin doğrultulması için yeterli gtiven ortamını sağlamadığmdan yakındı. Mitterrand, "Fransızlar bize daha çok güvenmeli" dedL (AP) Hindistan'da gaz kaçağı: 81 kişi zehirlendi Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi yakınlannda kimyasal madde iireten bir fabrikada meydana gelen gaz kaçağı bir kişinin ölümüne, 80 kişinin de zehirlenmesine yol açtu Gazetelerin polis kaynaklanna dayanarak verdiği haberde, önceki akşam Noida fabrikasında meydana gelen gaz kaçağımn halk arasında paniğe neden olduğu bildirildi. Aynı kaynaklar, kaçağın birkaç saat sonra durdurulduğunu kaydettiler. Gazetelere göre, başkentin doğu semtlerinde yaşayaniar, gaz bulutunun kent üzerine yaklaşması üzerine evlerini terk ederek kaçmaya başladılar. (a.a.) DEMOKRASİYE ÖZLEM Şili halkı, Santiago'da duzenlenen büyük yürüyüş ile Pinochet yonetiminden kurtulup demokrasiye hemen kavuşma isteğini dile getirdi. SSCB'de süper bakanlık FKÖ yeni kararlar eşiğinde FKÖ üst düzey yöneticileri, önceki gün Bağdat'îa toplanarak örgütün Israil saldırılarına karşı alacağı önlemleri ve barış sürecine ilişkin yeni politikalannı görüştüler. BAĞDAT, (AP) Filistin Kurtuluş Örgütu lideri Yaser Arafat'ın önceki gün Bağdat'ta örgutün üst duzey yöneticileriyle özel bir toplanu yaptığı bildirildi. Filistin kaynaklarından verilen bilgiye gore, toplantıda, örgütün İsrail saldınlarından nasıl korunacağı, komutanhğın çeşitli birimlerinin değişik Arap ulkelerine dağıtılması, Arafat ile Mısır E>evlet Başkanı Hiisnıi Mübarek'in imzaladıklan Kahire Bildirisi'nin onaylanması, BM'nin 242 nolu kararına ilişkin politikanın yeniden gözden geçirilmesi ve barış sürecine ilişkin son geIişmeler gibi konular tartışıldı. BUdirildiğine göre, FKÖ komutanlığını İsrail saldınlarından korumak üzere düşünülen çozüm yolları arasında siyaset, askerlik, istihbarat ve maliye bırimlerini değişik Arap ülkelerine dağıtarak örgutte merkeziyetçilikten çok merkezliliğe geçilmesi konusunda önemle duruldu. Söz konusu birimlerin dağıtılabileceği ulkeler arasında şimdiki merkez Tunus'tan başka Irak, Mısır ve Sudan'ın adı geçiyor. Toplantıda Arafat, bir sifre önce Mübarek'le birlikte yayımladıklan Kahire Bildirisi'nin de onaylanmasını istedi. Söz konusu bildiride, FKÖ'nun silahlı mücadeleyi sadece İsrail işgali altındaki Arap toprakiarında yürüteceği bildirilmiş ama daha sonra "İsrail isgaiinin kapsamı'' konusunda farklı yorumlar yapılmıştı. Filistinli bir yetkilinin yaptığı açıklamaya göre, toplantıda BM'nin 242 nolu kararı da yeniden tartışıldı. Bu hafta başında Arafat ile bir görüşme yapmış olan Kral Hüseyin'in "FKÖ. 242 nolu karara ilişkin ret politikasını değiştirirse ABD'nin de FKÖ'ye >önetik (avnnı değiştireceği konusunda giivence verdiğini" söylediği bildirildi. FKÖ, söz konusu karar tasansına, Filistin sorununa yalnızca bir "mülteci sorunu" gözuyle bakıldığı için şimdiye kadar muhalefet ediyordu. Sovyetler Birliği'nde tanmla ügili beş bakanlık, "Devlet TanmSanayi Komitesi'' adt altında birleştirildi. Sovyet resmi haber ajansı TASS, komitenin başına Başbakan Birinci Yardımcısı Vsevolod MurakouskVnin getirildiğini bildirdi. TASS, yeni komitenin tanm, meyve ve sebze yetiştirilmesi, kırsal imar, et ürünleri sanayii ve gıda sanayii bakanlıklanndan oluştuğunu duyurdu. Moskova'daki Batılı gözlemciler, ' 'süper bakanlığın'' gıda üretirnini artprmayı ve hükümet içinde bürokrasiyi azaltarak, kararlann çabuk alınmasını sağlamayı amaçladığım belirtiyorlar. Sovyetler Birtiği'nde 64 bakanlık ile tanm ve sınai uretimi düzenlemekle görevli birçok komite bulunuyor. Kate kasırgası Florida'dan geçti: 2 ölii Beyrut'ta iç savaş kızıştı tngiliz Centerburg Başpiskoposu'nun özel elçisi Waite, 4 Amerikalıyı rehin tutan İslami Cihad ile 2 kez görüştü. Dış Haberler Servisi Beyrut'un Müslüman batı kesiminde Dürzi ve Şii gerillalar arasında çarpışmalar devam ederken, Lubnan'daki Amerikalı rehinelerın serbest bırakılmasını sağlamak uzere Beyrut'ta bulunan lngiliz Centerbury Başpiskoposu' nun ozel elçısı lerry VNaite, Islami Cihad Örgütü ile salı gününden bu yana iki kez göruşmeyi başardığını açıkladı. VVaite, "tslami Cihad üe karşılıklı güveni sağladıklarını, bunun da rehineler için bir güvence olduğunu ve ilerleme kaydedildigi görüşünde olduğunu" beiirtti. Beyrut'un batı kesiminde Durzi milislerle Şii EMEL Örgütü gerillaları arasında önceki gun başlayan sokak çatışmalan dün de devam etti. tngiliz öze! elçi Terry Waite, çatışmalar yüzünden 4 Amerikalıyı kurtarma ginşimi ile ilgili«basın toplantısını dune ertelemek zorunda kalmıştı. Beyrut'taki çatışmalarda 20 kişi öldu, 80 kişi yaralandı. Lübnan'ın güneyinde de Amerikalı misyonerler tarafından işletilen bir televizyon istasyonu bombalandı. Olayın sonımluluğunu Lübnan Komünist Partisi "Nataşa Said Tugayı" üstlendi. Pentagon'da casusluğa karşı sıkı önlemler WASHINGTON, (AP) Amerika Birleşik Devietleri'n de casusluk olaylanmn artması üzerine, Savunma Bakanlığı Pentagon'a bağh bir Komisyon, gizli bilgilere sahip olabilen personelin sayısmm azaltılmasını ve Savunma Bakanlığı gorevlilerirün yalan makinesinden geçirilmesini öngören bir karar aldı. Kararın, yürurluğe girebilmesi için ABD Savunma Bakanı Casper Weinberger tarafından onaylanması gerekiyor. Yalan makinesinin kulanılabilmesi için ayrıca, ABD Kongresinin izni gerekiyor. Küba 'da 10 kişinin ölumune neden olan ve büyük tahribat yapan "Kate" kasırgası, bugün ABD'nin Florida eyaletinden geçti. ffasırga, Florida'da ikikişinin ölümüne sebep oldu. 100 bin kişinin tahliye edildiği eyalette, evinden aynlamayan yaşlı bir kadın, geçirdiği kalp krizi, bir kişi de otomobitinin devrilen ağacın altında kalması sonucu öldü. ^[P^^^^^R, Polonya'da 110 siyasi tutuklu serbest Polonya hükümetinin, bu ay 110 siyasi tutukluyu serbest bıraktığı bildirildi. Varşova 'da yayımlanan "Zycie fVarszawy" gazetesinin haberine göre, siyasi tutuklular "insani nedenlerle" salıverildiler. Hükümet yetkilileri ise kaç kişinin serbest bırakıldığını açıklamıyorlar. Hükümet sözcüsü Jerzy Urban, daha önce bırakılacak olanlann sayısmm 368 olduğunu söylemiş. Ancak sonradan basına yaptığı açıklamada, "Bu sayının kaç olduğunu söylemeyeceğim, çünkü Batıda bu hiçbir zaman açıklanmıyor. Hatta bunlann siyasi tutuklu olduğu bile inkâr ediliyor'' demişti. G. Afrika poUsi katliam yapU: 13 öliu 100 yaralı JOHANNESBURG, (AP) Güney Afrika Cumhuriyetinde başkent Pretoria yakınındaki Mamelodi gettosunda ırkçı rejime karşı protesto gösterisi düzenleyen siyahlara polisin ateş açması üzerine 6 kişi öklü, yüzden fazla kişi yaralandı. Siyahlara ait diğer kasabalarda da 7 kişi polis kurşunuyla öldü. Afrika Ulusal Kongresi lideri Nelson Mandela'nın serbest bırakılacağı yolunda söylentiler var. Mamelodi kasabasında meydana gelen olayria gösteri yapan siyahlann polis otomobillerine taşlarla hücum ettiği, bunun üzerine polisin kalabalığı makineli tüfeklerle taradığı bildirildi. Filipinler'de seçimler Filipinler'de 6 muhalefet partisi, seçimlere koalisyon halinde katıiacaklanm açıkladüar. 7 şubatta yapılacak olan seçimlerde 6 muhalefet partisinin oluşturacağı koalisyon, öldürülen muhalefet lideri Akinonun eşini destekleyecek. (AP) L ÜBNAN'DA GUSL VK YAŞAM Lübnan 'da 10 yıldır araltksız devam eden iç savaş, kısa bir yatışma döneminden sonra önceki gün Beyrut sokaklannda aniden patlak verdi. Bu sefer çarpışanlar, Dürziler ve Şiiler olmak üzere iki Müslüman milis grubu. 1) Şiiler, Lübnan bayraklannı yakmaya çalışan Dürzi milisleri top, tüfek ve bombalarla karşılık vererek engellemeye çalışıyor. 2) Lübnan ordusundaki Şii birliklerin de katıldığı çarpışmalarda olan sivillere oluyor. Sokak çatışmalannda ölen bir sivil, fotoğrafta bir milis tarafından "kenara çekiliyor. "3) Beyrut'ta çatışma gunluk yaşamın birparçası. Milisler ve halk, bu yaşam biçimine alışmış. Sokaklarda tüfek ve bombaları üe dolaşan milisler yadırganmıyor. (Fotoğraf: AP) Jaruzelski Romanya'da Polonya Devlet Başkanı General Jaruzelski resmi bir ziyaret amacıyla dün Romanya'nın başkenti Bükreş'e gitti. Başbakanlıktan kısa süre önce Devlet Başkaniığı görevine yükselen Jaruzelski, Romanya'da Devlet Başkanı \ikolay Çavuşesku ile görüşecek. Franscfda ük özel TV kanalı Italyanlara verildi Karar Fransız Kültür ve sinema çevrelerinde tepkiye yol açtı. SEBATAY VAROL PARİS Yayını butun ülkede izlenebilecek ilk ozel televizyon kanalının işletilmesi için, Fransız Italyan ortaklığmdan oluşan bir grupla hükümet arasmda onceki akşam imzalanan imtiyaz anlaşmasUktidar içinde ve dışında geniş tepkilere neden oldu. Sağ muhalefetin, Fransız Komünist Partisi ve sanat çevrelerinin tepkisine yol açan anlaşmaya karşı çıkılmasınm başhca nedeni, ortaklık içinde yer alan îtalyan işadamı Silvio Berlusconi'nin Italya'daki kalitesiz TV yayınlannın babası olması. Halen yayın yapan dört TV kanalının devlet denetiminde olduğu Fransa'da kurulacak ilk özel kanalın tüm ülkeye yayın yapabilmesi için Eyfel kulesinin anten olarak kullanılması için Paris Belediyesi'nin karşı çıkmasına rağmen yeni yasa çıkarılması da Belediye Başkanı Jacques Chirac ile iktidar arasında polemiklere neden oldu. Özel TV kanallanna izin verilmesi 1981 yıiında iktidara gelen Sosyalist Parti'nin programında yer alıyordu. Sağ iktidarlarca daha önce devlet tekelinde tutulan radyo ve televizyon yayıncılığına son vermek isteyen iktidar, önce özel radyolara izin vermiş, görlmtu yayını konusunda bu tekelin kalkması ise teknik nedenlerie gecikmişti. Geçen yaz Başkan Mitterrand'ın özel TV'ye yakında geçileceğini açıklamasından sonra hükümete bu yönde birçok öneri gelmiş ve iş, bu öneriler arasında uygun olanının seçimine kalmıştı. önceki gece imzalanan anlaşmayla seçimi yapan hükümet yuzde 60 hissesi Fransız milyarder Jerome Seydoux'a geri kalan hisseleri İtalyan ozel TV kralı Silvio Berlusconi'ye ait grubun önerisini seçti. Seçimin bizzat Başkan Mitterrand tarafından yapıldığı bildiriliyor. Gözlemciİer 86 martmda yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde alelacele gerçekleştirilen bu seçimin iktidar değişmesi durumunda sağ partilerin Figaro ye FranceSoir gazetelerinin sahibi Robert Hersant'a imtiyaz vermesini onleme amac;na yönelik olduğunu ifade ediyorlar. Güç durumda oian birçok gazeteyi satın alarak Fransanın basın kralı haline gelen Hersant, sağ partilerin başhca desteklerinden biri ve aşırı sağa yakın goruşleriyle tanınıyor. Çeşitli kaynaklar Robert Hersan'ın olası iktidar değişikliğinden sonra, özel sektöre devn düşünulen iki devlet TV kanalından birini satın almayı düşündüğünu açıklamış durumda ve bu iş için sağ partiierin desteğinden emin olmaması için hiçbir neden yok. Devletten özeJ TV için imtiyaz hakkı alan SeydouxBerlusconi ortaklığının buyük hissedan olan Jerome Seydoux, petrol araştırmalarında dunyanın bir numarası olan Fransız Schlumberger firmasının varisi ve Mitterrand'ın yakın arkadaşı. Seydoux ailesinin diğer bir ferdi olan Nicolas Seydoux ise, Fransa'da sinema alanında başhca şirket olan Gaumont'un sahibi. Sanat çevrelerinden gelen tepkinin nedeni ise, İtalyan Berlusconi'nin ülkesinde ftalyan sinemasının mezar kazıcısı olarak tanınması. Ülkesinde sahip olduğu kanallarda shovv programlanna ve kalitesiz Amerikan ve Brezilya dizilerine ağırlık veren Berlusconi'nin aynı yöntemi Fransa'da da uygulamasından endişe ediliyor. Diğer Avrupa ülkelerinin tersine olarak, şimdiye kadar Fransız hükumeti, sinema sanatının televizyonun rekabeti karşısında korunması yönünde bir destekleme politikası izlemişti. İmtiyazın Berlusconi'nin dahil olduğu gruba verilmesi kultur bakanı Jack Lang'ın, eski Başbakan Pierre Mauroy'nin ve Sosyalist Parti Birinci Sekreteri Lionel Jospin'in de itirazlarına yol açtı. Önceki gece Kültür Bakanı Lang'ın istifa ettiği söylentileri yayıldı. Jack Lang daha sonra bir açıklama yaparak yeni anlaşmada sanat ve sanatçıların korunduğunu ifade etti ve istifa söylentilerini yalanladı. Muhalefet partileri ise, iktidara geldikleri takdirde imtiyazı iptal edeceklerini ilan ettiler. Bertrand Tavernier ve Claude Chabrol gibi yonetmenler de bu kararın hukümetin büyük bir hatası olduğunu belirttiler. ABD'de bebekten bebeğe kalp nakli ABD'de çok ender olarak yapılabilen bebekten bebeğe kalp nakli, geçen yıl bebek "Fae"ye maymun kalbi takan doktor Leonard Bailey tarafından gerçekleştirildi. 12 gunluk maymun kalpli "Bebek Fae", geçen yılyapılan ameliyattan 20 gün sonra ölmüştü. Doktor Baile, maymun kalbi nakli ameiiyatı yaptığı için hayvanlan koruma dernekleri tarafından da eleştuilmisti. (a.a.) kız, Nevado del Ruiz yanardağmın patlaması üzerine 25 bin kişinin ölümü üe sonuçlanan felaketin ardından götürüldüğü yurtta kendine ayakkabı seçiyor. Bu ayakkabılar, volkan felaketi nedeni ile Kolombiya'ya gönderilen uhtslararası yardımlar paketinden çıktu Bu küçük kız, daha bir kaç gün önce Armero kentini kaplayan çamurİann içinde kurtanlmayı bekliyordu. Şimdi, faciadan kurtulan çok az sayıdaki şanslı insandan biri de a Nevado del Ruiz yanardağı yakımndaki kentlerde oturanlar için volkan tehlikesi henüz atlatılmış değil Felaket bölgesi durmadan sallanıyor. Uzmanlar, önümüzdeki birkaç gun içinde yanardağm yeniden faaliyete geçebileceğini belirtiyorlar. (Fotoğraf: AP) Çamurdan, ayakkabı seçinüne^ 5 ^«5»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle