19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 HABERLERİN DEVAMI < Baştarafi I. Sayjacla) çici olur." Papandreu, hükümetinden «ynlan bir bakanı için ilk kez bu denli üzüntülü bir açıklama vaptı. Atina'daki siyasi gözlemciler, Papandreu'nun, Laliottis'in PASOK sol kanadını kendi yanına çekmesinden endise duyduğuna işaret ediyorlar. Laliottis'in istifasmın PASOK içindeki genç ve dinamik unsurları özellikle etkilediğine dikkat çekiliyor. İstifa eden hükümet sözcüsü 198185 yıllan arasındaki PASOK'un ilk iktidar döneminde Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulunmuştu. Kostas Laliottis, ayrıea, PASOK'un öncülü sayılan ve Albaylar Cuntası döneminde faaliyet gösteren PAK adlı örgütün kurucularındandı. Laliottis'in o dönemden beri Papandreu ile yakın ilişki içinde bulunduğunu ve Papandreu'nun "sol kolıT'nu oluşturduğunu vurgulayan siyasi gözlemciler, Laliottis'in istifasıyla Yunanistan'da ortaya çıkan durumun PASOK iktidan için bugüne dek tanık olunan en ciddi çatlağı ortaya çıkardığını belirtiyorlar. Yunanistan'da hükümet sözcüsü Kostas Laliottis'in başmda bulunduğu Enformasyon Bakanhğı'ndan önceki gün istifa etmesinden sonra, PASOK hükümetince bu bakanlığa henüz yeni bir atama yapılmadı. Bunun yerine hükümetin basın ile iliş 23 KASIM 1985 GÖZLEM UĞUR MUMOJ (Baştarafi 1. Sayfada* danoğiu ve arkadaşlan ile ilgili soruşturma açılınca Mahir Kaynak'ın da ne tür bir devrimci (!) olduğu anlaşıldı. Kaynak, MİT görevlisiydi. Madanoğlu ve arkadaşlan, General Ali Elverdi başkanlığındaki Sıkıyönetim Mahkemesi'nce tutuklandılar. Yargılama, İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi nde sürdü. Sanıkların bir kısmı Ziverbey'dekı o ünlü köşkte işkence gördüler. Dava sonunda bütün sanıklar beraat etti. Kaynak, bu olaydan sonra MİT'te Daire Başkanlığı'na kadar yükseldi. Doçent oldu. Şimdi de Gazi Üniversitesi'nde ders veriyor. Emekli Tümgeneral Celil Gürkan'ın yazı dizisi nedeniyle "Yeni Gündem" dergisine bir demeç veren Kaynak, görevinin yalnızca "istihbarat" olduğunu söylüyor ve kendine göre siyasal yorumlar da yapıyor. "İstihbaratçılık" nedir? Nerede başlar, nerede biter? Bu, gerçekten önemli bir konudur. "İstihbaratçıiık" ile "kışkırtıcı ajanlık" konusu kesin ölçülerle birbirlerinden ayrılmaz ise, o zaman istihbaratçılık "kışkırtıcı ajanlığa" dö; nüşür. Konu bu yüzden önemlidir. .! Bir zamanların "hızlı devrimcisi" Mahir Kaynak, 1520 Haziran 1969 günü Romanya'nın başkenti Bükreş'te "Ru, men KomünistPartisiGençlikÖrgütü"tarafından düzenlenen toplantıda şu konuşmayı yapıyordu: Yoldaşlar, Bu seminerde delegelerin dikkatlerini, askeri bir ittifakın sonucu, çok ciddi tehlikelere maruz kalan bir ülke üzerine çekmek isterim. Hepinizin bildiği gibi Türkiye, NATO adlı bir saldırgan ittifakın boyunduruğu altındadır. Ve bilindiği üzere NATO, ABD'nin iktisadi ve askeri sömürüsü üzerine inşa edilmiştir. Türkiye'nin komşu devletlerle ayrıcaiık ifade edebilecek bir sorunu yoktur. Her şeye rağmen Amerika 'nın yönetimi attında bütçemizin üçte bir bölümünü askeri harcamalar için ayırma zorunluluğunda kaidık. Hükümetimizin de onayı ile 32 bin kilometre kare alanı Amerikalılara askeri amaçlaıia kullanılmak üzere verdik. Bu Amerikan üslerine Türk Genelkurmay Başkanı bile giremez. Ve bu durum da kamuoyundan saklanmaktadır. Birkaç yıl önce Türkiye, hiç istemediği halde, komşulan ile bir silahlı anlaşmazlığın eşiğine kadar gelmişti. Yine birkaç yı! önce, Pilot Powers tarafından kullanılan U2 uçağı, bu Amerikan üslerinden kalkarak, Sovyetler üzerinden uçarken, komşumuz Sovyetler tarafından, meşru müdafaa halinde düşurüldü. NATO'nun saldırgan bir amaca yönelik anlaşma olduğu, bu ömeklerle de gösterilebilir. Sevgilf dostlar, Etrafımızı saran utanç duvannı yıkmak için birleşmek zorundayız. iştebunedenledirki, burada bulunuyoruz. VeAvrupa gençliğini temsil eden bizler, bu amaca ulaşmak için büyük bir sörumluluk içinde bulunuyoruz. Birçok ülke tarafından öne sürülen Çekoslovakya soru" nuna da değinelim. Sorunlar o biçimde gelişmiştir ki, bu ko• nuya da göz atmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Belki de bu müdahaleler kabul edilmeyecektir. Bu türden hareketterin tekrarlanmayacağını umuyoruz. Buna rağmen çok geniş bir açıdan bakılacak olursa, bu müdahaleler makbul de kabul edilebilir. Psikolojik nedenler dışında askeri müdahaleler, en ağır olanlar değildir. Fakat ABD'nin iktisadi üstünlüğü Doğu Avrupa'yıbaskısıaltında tuttukça, iktidara ağırlıkkoyacakpartiler, yek diğerinden ayrı olmayacaklardır. Ve yine iyice bilmekteyiz ki, bir ülkenin ekonomisi başkalannın elindeyse, o ülkenin askerleri müdahale edebilirler... 644 sayılı MİT Yasası'nda başkalarını suça kışkırtıcı bir görev ceşidi yer almış değildir. Yine bu yasada komünist partilerinin gençlik örgütlerinin toplantılannda, NATO'ya karşı ve Sovyet ordularının 1968 yılında Çekoslovakya'yı işgal etmelerini "makbul" bulucu konuşmalar yapmayı gerektirir bir açıklık da bulunmamaktadır. Kaynak, bilebildiğimiz kadarı ile Kara Harp Okulu'nu 1953 yılında beşincilik ile bitirmiş, daha sonra üsteğmen rütbesinden sicil yolu ile emekliye sevk edilmiş, daha sonra İstanbul İktisat Fatültesi'ni bitirerek bu fakültede asistan olmuştur. Birinci sorumuz şu: Kaynak'ın ordudan çikarılmasına yol açan olay nedir? İkinci sorumuz da şöyle olacak: Kaynak, hangi tarihte MİT'e girmiştir? Yani, baştan beri mi MİT görevlisidir? Yoksa, "devrimci eylemlere" (!) devam ederken, MİT tarafından 1970 önce.si "angaje" edilmiş bir eski devrimci midir? Bunları bilemiyoruz. Söz gelişi Mihri Belli ile "Demokratik Devrim Derneği"ri\ kurarkengörevli miydi, değil miydi? Busorunundayanıtını bilemıyoruz tabii... İstiyorurn ki, Mahir Kaynak ile "istihbaratçılık" ile "kışkırtıcı ajanlık" konusunu kamuoyu önünde açıkça tartışalım. Mahir Kaynak'ın "ruh gibi arkadaşı" olan eski solcularımızdan TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Tunca Toskay, bu konuda bir açıkoturum düzenleyemez mi? Rica etsek? PASOK iktidannda ilk kilerinde bazı değişikliklere gidildi. Dün toplanan bakanlar kurulunda Başbakan Andreas Papandreu'nun Yunanlı gazetecilerin şimşeklerini üzerine toplayan önerisi, oybirliğiyle kabul edildi. A'.ınan yeni kararlara göre, Enformasyon Bakanlığı'nın Yunan basın mensupları için her gün, yabancı basın mensuplan için ise haftada iki kez düzenlediği basın toplantıları iptal ediliyor. Basın toplantıları, ancak olağanüstü durumlarda düzenlenecek. Gazeteciler, yeni alınan karar çerçevesinde aydınlanmak istedikleri konularda ancak yazılı yanıtla yetinecekler. Her bakan kendi sorumluluğu alnndakı konularda gazetecileri telefonla ya da yazılı olarak aydmlatabilecek. Başbakan ise belirli günlerde Yunan ve yabancı basın mensuplarını kabul edeceğini açıkladı. Papandreu'nun bu yeni kararı, basın çevrelerinde büyük yankılar uyandırdı. Ana muhalefet partisi Yeni Demokrasi, kararlardan sonra yaptığı açıklamada, bu kararlann basın özgürlüğünü ve demokratik ilkeleri zedelediğini öne sürdü. Papandreu, dün bakanlar kuralunda Yunanistan'ın iki radyo televizyon kurumu EKT1 ile ERT2'yi 1986 y*h içinde birleştireceğini açıkladı. Papandreu, yine aynı yıl içinde basın ile ilgili bir yasanın çıkarılacağınr da ifade etti. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baştarafi 2. Sayfada) lık'ta 4357, Tarım'da 7143, Enerji'de 5215 otomobil var. Ama bu bakanlıklar ve ötekiler yeni taşıtlar alacaklar... • Bir de uçaklar var, ya alınmış, ya alınacak. Bir tane Başbakan'a, bir tane Cumhurbaşkanı'na. Şu işe bakın, 1950'den önce Inönü'nün beyaz treni az mı sorun olmuştu! Nerdeyse CHP iktidarının düşmesine neden olacak kadar!.. Beyaz tren geldi gıtti diye manşetleri anımsıyorum. 1950'de DP iktidara gelince beyaz tren ortadan kalktı. 14 Mayıs'ı izleyen günlerde C.Başkanı Bayar, otobüslerle, ciplerle gidip geldi, sonra yeniden otomobil sattanatı başladı. Aynı olay 1960'tan sonra da görüldü. Milli Birlik Komitesi üyeleri otomobil saltanatına son vermek istediler. 1961'den sonra İnönü başbakan iken eski bir Opel arabayla gidip geliyordu. Ama yavaş yavaş eski hamam eski tas oldu. Bırakın lüks otomobilleri, özel uçaklar alındı ya da alınacak Cumhurbaşkanına, Başbakana!. • Bir haber: Erdal İnönü "DSP, kooperatife benziyor" demiş. 600 kurucu üyeyle ortaya çıkan Demokratik Sol Parti'nin ilginç bir başlangıç yaptığı açık. Kim seçti bu 600 kurucuyu, nasıl seçti? Bu 600 yurttaş nasıl oldu da DSP'de buluştu? Yeni bir oluşum karşısındayız. Tabandan kuruluş böyle oluyor demek! Bir yazar arkadaşla konuşuyordum, dedi ki: "Sen ben bir kaç yazar bir araya gelsek, her ilde, ilçede üç beş yandaş bulamaz mıyız? Buluruz. Oldu sana tabandan gelen bir kuruluş". Bilmem öyle mi? Pek kolay da değil. Büyük uğraş isteyen bir iş. DSP kooperatife benziyor mu, benzemiyor mu?Bu yüzlerce kurucu ki çoğu emekçi bir araya gelince bakalım ne olacak? DSP konusunda hiçbir yoruma şimdüik girmek istemiyorum. Önce Ecevit ailesine saygımdan ötürü, sonra da Sayın Ecevit gibi 'aceleci' olmak istemediğimden... Bekleyelim, görelim... + Bir İngiliz gazetesi 'Türkiye'de yasaklar kalkıyor' diye yazmış. Öyle ya Sayın Demirel, Erbakan, Türkeş ortaya çıktılar işte. Sayın Ecevit de yeni bir partinin baş güvencesi, destekçisi gibi... Yasaklar kalkmadı gerçekte, ama kalksa daha iyi olmaz mı? İlk günden beri ben bu tür yasaklarm karşısındayım. Hatta CHP, AP vb. partilerin kapatılmasını bile doğru bulmadım. Ne oldu? SHP, DSP, DYP, Muhafazakâr Parti, Refah Partisi gibi adlarla eski partilerin benzerleri ortaya çıkıverdi. Ben derim ki, bütün önlemler, yasaklar kaldırılmalı, bu arada CHP, AP vb. partilerin eski adları ile yeniden ortaya çıkmalarına olanak tanınmalı... Koskoca CHP ki Atatürk tarafından kurulmuştu or, tadan kaldınlır mı? Kaldınlır da yerine iki üç parti kurulursa daha mı iyi olur sanki? Bir de şu konuşma var. Meslek lisesini bitiren bir genç, Başbakan Özal'a ^Meslek lisesini bitirdim, üç yıldır iş bulamadım" demiş. Sayın Özal'ın yanıtı: "Her liseyi bitirene iş bulmak zorunda mıyız?" * Hiçbir yorum yapmadan işte gündelik yaşantımızdan kısa gözlemler, iztenimler. İsteyen istediği anlarnı çıkarabilir. STRAUSSİLE Münih'te Bavyera Başbakanı Franz Josef Strauss\ın yemeğine katüan Özal, CSU kongresinde de konuşma yaptu Özal: Bireyciliği ön planda (Baştarafi 1. Sayfada) gan'ın Brüksel'de NATO üyesl ülkelerin liderlerine verdiği brifinge katılan Özal daha sonra geçtiği Münih'te Bavyera Başbakanı Franz Josef Strauss'un akşam yemeğinde hazır bulundu. Özal daha sonra Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU)'nun 40. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen kongrede yaptığı konuşmada "İnsan unsurnnu, hür teşebbüsü ve bireyciliği ön planda tutuyoruz, kişisel yetenege. çalışkanlığa öncelik tanıyonız" dedi. Özal konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz henüz iki bucuk yıtlık bir parti olarak CSU'nun 40 yıllık demokratik tercübesinden yararlanmak arzusundayız. Bu maksatia 1985 yazından beri CSU ve CDU partileri ile Avrupa Demokratik Birliği içinde yakın işbirliği yapıyonız. Çünkü biz bu partilerie a>iu ideaUeri paylaşıyonız." Daha sonra uçakla Ankara'ya dönen Özal, gezisi ve Reagan'ın Brüksel briHngi hakkında bilgi verdi. Özal bir gazetecinin Evren'in önceki gün İzmir'de yaptığı konuşmada "Gereksiz zamlar enflasyonu köriiklüyor" dediğini anımsatması üzerine "Siz öyle anlamışsınız, biraz daha iyi anlayın" diye konuştu. Başbakan Özal bugün de ayağının tozuyla Konya ve Afyon gezisine çıkıyor. Üs pazarlığı genişliyor (Baştarafi 1. Sayfada) zakereler sonucu hangi anlaşmalarda tıkanıklık çıktığı konusunda herhangi bir bilgi vermediler. Buna karşılık, yetkili çevrelerden sağlanan bilgiler. TürkAmerikan askeri işbirliği açısından "hassasiyet" yaratan bazı konuları düzenleyen teknik anlaşmaların durumunun halen "askıda" olduğunu kaydettiler. Bu anlaşmalann arasında bir kriz anında kullanılmak üzere bu havaalanlarına önceden savaş malzemesi depolanmasına ilişkin anlaşmanın da bulunduğu bildiriliyor. Aynca Türk sivil işgücünden yararlanılmasında ve sivil işgücünün statüsünü düzenleyen anlaşmada da güçlükler olduğu kaydedildi. Bu arada, bu havaalanlarına nükleer savaş malzemesi depolanmasının "hassasiyet" yaratan konulardan biri olduğu öne sürüldüyse de bu bilginin yetkilile re doğrulatılması mümkün olmadı. Ancak teknik uygulama anlaşmaları çerçevesinde havaalanlarına barış zamanmda nükleer malzeme stoğu yapılacağı geçen ilkbaharda bu müzakerelerin yürütüldüğünü Türk gazetecilerine ilk kez açıklayan Amerikan askeri makamlannca bildirilmişti. Yetkililer, sonuçlandırılamayan teknik uygulama anlaşmalarımn durumunun savunma işbirliği anlaşması üzerindeki müzakerelerin seyrinden etkileneceğini doğruladılar. Başka bir deyişle, bu anlaşmaların kaderi üsler anlaşmasına ilişkin pazarlığın etkisine açık hale getirilmiş oiuyor. Barışın anahtarını bulduk (Baştarafi L Sayfada) görkemli bir törerüe karşılandıktan sonra ABD Kongresi'nde, Temsilciler Meclisi ve Senato'nun birleşik oturumuna katıldı, Reagan, Kongre üyelerine hitaben yaptığı ve TV'den de canlı ola(Baştarafi I. Sayfada) rak yayımlanan konuşmasında, üye tam sayısının salt coğunlu ârvenin çok olumlu gectiğini beğuyla seçilebiliyor. Bu durumda, lirterek, "tyi bir başlangtç yapkamuoyunda genel sekreter ola tık, zirveyi yeni bir gercekçilik cağı yolunda söylentiler çıkan ve anlayışı sardı. Bundan sonra aynı Kurucular Kurulu'nda bulunma biçimde devam etmeliyiz" dedi. yan DSP Kuruluş Hazırhkları Zirvede sahte ya da çabuk zeBürosu'ndan Hatuk Özdalga'nın genel sekreter olabilmesi için ön delenebilecek bir barış sağlamak celikle 15 kişilik Merkez Karar ve istemediklerine dikkat çekerken, Yönetim Kurulu'na seçilmesi ge Gorbaçov'un da kendisi gibi, rekiyor. DSP tüzüğünün geçici 3. "kozmik" bazı iyileşmelerden maddesi, kuruluş bildiriminde değil, gerçek barıştan yana olduadları bulunmasa bile, kuruluş ğunu söyledi. Kongre'deki konuşması sık sık aşamasında hazırhkları yürütalkışlarla kesilen Reagan. zirvemekte olan büronun üyelerinin de Kurucular Kurulu toplantısı de Gorbaçov'la birçok temel kona katılabileceklerini, ancak oy nuda görüş aynlığına düştüklekuHanamayacaklarını öngörü rini hatırlaurken, "Ama birbiriP K K DAVASI yor. Buna göre, Rahşan Ecevit, mizi daha iyi anladık, kanımca Haluk Özdalga, Celal Kürkoğlu barışın anahtannı bulduk" dedi. gibi Hazırlık Bürosu'nda görev ABD Başkanı zirvede, silahsızalmış kişiler bugünkü toplantıya lanmarun yanı sıra Afganistan, katılacaklar, ama oy kullanama Nikaragua, Etiyopya, Angola ve Kampuçya'daki bölgesel uyuşDtYARBAKIR, (THA) 7. yacaklar. Hareketten kopan di mazlıklar ve insan hakları üzeğer büro görevlisi Bedri DemirKolordu ve Sıkıyönetim Komurinde durulduğunu söyledi. Retanlığı Askeri Savalığj'nca, yasa in ise toplantıya katılıp katılma agan, bölgesel uyuşmazhklar ve yacağı belirlenemedi. Kurucular dışı bölücü "PKK" örgütü meninsan haklan alanında kayda desuplan olduklan iddiasıyla 12 ki Kurulu toplantısı öncesi, DSP ğer bir gelişme sağlayamadıklakurucusu ve İzmir Milletvekili şi hakkında kamu davası açıldı. rını belirtirken, "Ne istediğimiAskeri Savcı Hunza Keleş'in Fikret Ertan'ın da genel sekreter zi açıkça anlatmaya çalıştım ve olacağı yolunda kulislerde söyhazırladığı iddianamede, sanıksanıyorum başanlı oldum" dedi. ların yasa dışı bölücü "PKK" ör lentiler çıktı. ABD Başkanı, ıkili ilişkilerde gütü üyesi ve yasa dışı "DHKD" taraflar arasında anlaşma sağ(Devrimci Halk Kültür Derneklandığına dikkat çekerek bunun leri) mensubu olduklan, bu örbüyük bir ilerleme olduğunu gütlerin amaçlan doğrultusunda söyledi. çalıştıkları, "PKK" örgütü eleABD Başkanı Ronald Reamanlarına yataklık ve kuryelik gan'la SSCB Komünist Partisi yaptıkları öne sürülüyor. Genel Sekreteri Mihail GorbaAskeri Savcı iddianamede, saERZURUM (a.a.) İçişleri çov, zirveden sonra önceki gün nıklar Cemal Bingıil, Kadri Işık, Bakanlığı'nın aldığı bir karar yayımladıklan ortak açıklamaNizamettin Armağan, M. Sait üzerine, Ankara'daki Merkez da, birçok kritik konuda aralaCeyhan, Şahin Sanlı, İsmet Öz Emniyet Müdürlüğü ekipleri Do rındaki görüş aynlıklannı gidertürk, Mispah Onıç, Fevzi Güler, ğu Anadolu'da faaliyet gösteren memekle beraber, Cene\rre'de Abdülsemet Oruç, Rıza Kartal, toplam 933 derneğin çalışmala başlayan diyaloğu, 1986 ve 1987 Mehmet Kartal ile Necmettin rmı yerinde izlemek üzere bölge yılında devam ettirme kararı alGöktepe'nin TCK'nın 169/1, dılar. tki lider aynca, silahsızlanye geldiler. 168/2,173/3, 1402 sayılı SıkıyöEmniyet müdürlüklerinden ma konusundaki görüşmelerînt netim Komutanlığı Yasası'nın alınan bilgiye göre, Erzurum'da de hızlandınlması için anlaşma17/1. maddeleri uyarınca 1015 308, Erzincan'da 175, Kars'ta ya vardılar. yıl arasında değişen çeşitli ağır Zirveden kısa bir süre önce ara 163, Van'da 106, Muş'ta 81, Ağhapis cezalan ile cezalandınlma rı'da 73 ve Bingöl'de 27 dernek verilen ABD ve SSCB heyetleri larını istiyor. sık» bir şekilde denetlenecek. arasında Cenevre'de yapılmakta olan silahsızlanma göruşmelerine 16 ocaktan itibaren devam edilecek. (Baştarafi 1. Sayfada) met Sözcüsü Kostas Laliottis 'in rarlannı andıran kararlar bu yö gun bir pazarlık konumuna geReagan'ın Yıldız Savaşlan pronistan'da ilg'yle izlenir, bu istifasına yol açması. nelişin bir işaretiydi. Bu karar tirdi. Şu dönemde gözüken, jesınde ise iki taraf da katı tutuülkeyi birinci derecede ilgilendi Bütün bu gelişmeler, Papand lar AET tarafından da istenmek ABD'ye çarketmiş bir PASOK rirse, Yunanistan iç politikasına reu iktidarının beş yıla yakın bir teydi. Nitekim, kısa bir süre ön iktidarma, tek seçeneğin bir PA munu sürdürdü. ilişkin olayların da Türkiye'nin süredir ABD'ye pürüzler çıkar ce, Yunan Maliye Bakanı Simi SOK Komünist Partisi işbirliği Bu arada, zirveden sonra Isilgi alanı içine girmesi o derece tıp, Sovyetler'le flört ettikten tis, Brüksel'de 1.4 milyar dolar olduğu. Bu seçeneğin gerçekleş rail hükümetine bilgi vermek de doğaldır. Nitekim son günler sonra Washington'a doğru di lık AET yardımmı kopardı. memesi için ABD ve AET, Pa üzere Kudüs'e giden ABD Dışişde Yunanistan 'daki karışıkiıklar reksiyon kıvırdığına işaret ediYunan Sendikalar Konfede pandreu iktidarını bugünkü çiz leri Bakanı'nın Ortadoğu konuTürk basınında geniş yer buldu. yor. Andreas Papandreu'nun ik rasyonu GSEE'nin 45 kişilik yö gisiyle tahkim etmek zorundalar. sundaki yardımcısı Ricbard Ancak, olan biteni yansıtış tidarının ilk dört yılında iç çal ,netiminin 2827 aritmetiğiyle bö TÜRKİYE AÇISMDAN Murphy, Reagan ve Gorbaçov'tarzımn gerçekleri sergilediğini ktfntılarla yüz yüze kaimaması lünmesi ve birinci grubun sürük ABD Dışişteri Bakan Yardım un Ortadoğu konusunda uluslasöylemek pek mümkün değildir. nın ve uy&uladığı ekonomikpo lediğî genel grevler de PASOK cısı Michael Armacost'un son rarası bir konferans düzenlenTürkiye'ye karşı izlediği politi liıikanın grevlere toslamaması ile Komünist Partisi arasındaki Atina gezisinin Amerikan mesini ele aldıklannı belirtti. kayla Türk kamuoyunda şim • nın en önemli nedenlerinden tedirgin balayının sonunu ifade Yunan yakınlaşmasını sağladığı Ancak Murphy, bu alanda şekleri üzerine çeken Yunanistan biri, işçi sendikalan üzerinde ediyor. Bir anlamda Sovyetler na ilişkin Amerikan ve Yunan herhangi bir gelişme sağlanıp Başbakanı Andreas Papandreu' ağırlığı bulunan Sovyet yanlısı Birliği'nin Papandreu yönetimi basınında çıkan yazılara bakılır sağlanmadığına dair bilgi vermenun ülkesindeki olaylardan ötü Komünist Partisi 'nin (KKE) PA ne tepkisini. Ilginç bir gösterge, sa, bu yakınlaşmanın faturasımn di. Murphy, îsrail Dışişleri Barü başının ağrıması, Papandreu SOK ile arasındaki zımnı ıttifak Sovyetler'in Atina Büyükelçisi Türkiye 'ye ödetilmek isteneceği kanı îzak Şamir'le Kudüs'te göiktidarının zayıfladığı biçiminde idi. Sağsol kutuplaşmasmın çok Igor Andropov'un üç aydır or de akla gelebilir. rüşmesinden sonra yaptığı açıkdeğerlendirmelere zemin oluşturgüçlü olduğu Yunanistan 'da ye talarda görünmemesi ve MoskoYunanistan, yakın gelecekte lamada, zirve sırasında SSCB'de du. Acaba öyle midir? Papand ni bir sağ ikıidar hayaleti, Ko va'nın Aıina'da maslahaıgüzar bir Amerikan Sovyet çekişme yaşayan Yahudiler konusunun münist Partisi'ni PASOK'a karşı düzeyinde temsil edilmesi. Bu, sine sahne olacağa benziyor. da gündeme geldiğini söyledi. reu zayıflamış mıdır? Zirve toplantısının başlamaYunanistan 'da son bir ay için yumuşak bir tutum izlemeye it Sovyet Yunan ilişkilerinde serin Sovyetçi güçlerin net bir muhalefet konumuna kaymaları, Pa sından bir gün önce İsrail Başde meydana gelen çarpıcı geliş mişti, bir havayı göstehyor. meler şöyle sıralanabilir: Aynca, PASOK da büyük ölBütün bu göstergeler ölçüsün pandreu'yu ABD'ye daha çok bakanı Şimon Peres, SSCB'ye 1. Drahminin devatüasyonu çüde antiAmerikan ve Sovyet de önemli gelişme, kuşkusuz, yaklaşttrırsa, bunun Türk çağrıda bulunarak, bu ülkedeki ve Yunan "24 Ocak Kararlan" ler'e yönelik hayırhan bir tutu Hükümet Sözcüsü Kostas Lali Amerikan ilişkilerine yansıması, Yahudilerin göç etmesine izin diye nitelenebilecek kemer sıkma ma sahip olan Kostas Laliottis, ottis'in isıifasıdır. Laliottis'i bir başka deyimle ABD'nin An vermesi halinde Moskova'nın politikasının benimsenmesi. Akis Çohacopulos ve Yeorgos önemli kılan, hükümet sözcüsü kara'dan, başıa Kıbrıs olmak Ortadoğu sorununa taraf olarak 2. Yeni ekonomik kararlara Yenimattas gibi genç ve radikal olmasından çok, PASOK içinde üzere Türkiye ile Yunanistan toplanacak uluslararası bir kon\tepki olarak ülkeyi grev dalgası sol unsurların etkisindeydi. Pa Politeknık 1973 kuşağımn lider arasındaki sorunlara ilişkin ta feransa katılmasına izin verece\nm sarması. pandreu, bu ekibe yakındı. lerinden biri olması ve PASOK' leplerine zemin teşkil etmesi ka ğini açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakan Yardıması Murphy, İsra; 3. Grev dalgasına koşut olaReagan ile Gorbaçov arasın un radikal çıkışlarındaki rolü çınılmazdır. \rak öğrenci olaylannm patlak daki Cenevre Zirvesi'nin arife dür. Laliottis'in istifasıyla PAYunanistan 'daki gelişmeler il'den sonra Ürdün'e giderek te'vermesi ve Papandreu iktidann sinde Papandreu ya da PASOK SOK'un antiAmerikan sol ka Türkiye'yi bu açıdan özellikle il maslarda bulunacak. da ilk kez polisöğrenci çctışma iktidarının ABD ile Sovyetler nadı, hükümet sorumluluğun gilendiriyor. TtCARt SEFERLER •sına tanık olunması. arasında yalpalayan politikası BAŞLIYOR dan uzaklaşmış oluyor. Uşak Valiliği'nden aldığım '. 4. Gelişmelerin hükümete kesin bir yön çizerek ABD'ye Son gelişmeler, kendiliğinden 1983115 no'lu pasaportumu yiABD ile Sovyetler Birliği aratirdira. Geçersizdir. MEHMET yansıması ve PASOK 'un sol ka yöneldi. Ekim ayında alınan ve Papandreu'yu gerek sol, gerek sında doğrudan ticari hava seferEMİN KURU nat liderlerinden sayılan Hükü Türkiye'deki 24 Ocak 1980 Ka sağ, gerskseABD karşısmda uylerinin yeniden başlamasını ön DSP'de gören ilke anlaşması parafe edildi. ABD Ulaştırma Bakanhğımn açıklamasına göre, anlaşma uyarınca bir Amerikan hava şirketi ile Sovyet Aeroflot şirketi, günde en az 4 sefer yapacaklar. ABD ile Sovyetler Biıliği arasmdaki doğrudan hava seferleri, 1981 yılının sonunda Polonya1da Dayanışma Sendikası'na karşı izlenen tutuma karşı ABD'nin uyguladığı yaptırımlar çerçevesinde durdurulmuştu. Gözlemciler, Moskova'da dün parafe edilen anlaşmanın, ReaganGorbaçov doruğunda iki ülke arasındaki ilişkilerin canlandınlması dileğinin ilk somut belirtilerinden birisi olduğunu bildiriyorlar. Savcı 1015 yıl hapis istiyor Doğudaki dernekler denetleniyor Atina'nın yeni flörtü Washinffton Elektrikte (Baştarafi 1. Sayfada) rının üzerine gidişi konusunda takdir topladığını ifade etti; Bedük şöyle konuştu: "Örgütler özellikle yurt dışındaki faaliyetlerini daha da yoğunlaştırnuş durumdalar. Bilhassa Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde hadise yapmakta olan militanlann gerek fınans yönünden, gerekse eğitim yonünden desteklendiğini göriîyoruz. Komşu ülkelerde de eğitim kamplannın olduğunu tespit ettik. Ancak komşu ülkelerle yaptığımız son görüşmelerden sonra, bu eğitim kamplannın daha gerilere kaydınldığı hususunda bilgiler intikal etmektedir. Ama şurasım özellikle tespit ettik: 12 Fylül öncesi terör hadiselerine kanşnuş olup da yurt dışına kaçmış olan bir kısım militanlar, diğer ülkelerüe Ermeni teror örgütleri ile müşterek eylem kararı almalarından sonra, faaliyetkr çok daha tazla yoğunlaştı." Emniyet Genel Müdürü, yakalanan örgüt militanlannın itiraflarından Ermeni terör örgütleri ile işbirliği yaptıklannın açıklık kazatıdığını ve bu nedenle de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde vatandaşın güvenlik kuvvetlerine daha fazla yardım ettiğini, hatta güvenlik kuvvetleri ile birlikte militanlara karşı mücadelelere girdiğini bildirdi. Bedtik: Yurt 1 hatcher, "Zirvenın Cenevre'deki silahsızlanma görüşmelerine de hız kazandıracağım" kaydetti. Muhalefetteki İşçi Partisi ve Liberal Parti ise zirvenin sonucunun beklenenden olumlu olduğu, ancak silahsızlanma konusunda adım atılamadığı görüşündeler. Liberal Parti lideri David Steele, "SUahsızlanma için iki tarafın da daha çok taviz vermeleri gerektiğini" söyledi. FRANSA: Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand, Cenevre doruğunu "Bir umut işareti" olarak niteledi. Mitterrand, "tki süper güç arasındaki diyaloğun yeniden olumlu bir biçimde başlaması, Fransa'nın bazı zorunluluklan gönnezlikten gelraesine de neden olmamalı. Fransa, kendi ulusal bağımsızlığının bir güvencesi olarak, kendi savunma stratejisi içerisinde bagımsız bir nükleer güce sahip olmalıdır" dedi. Mitterrand, "Ülkesinin aynı zamanda uzay savunma stratejisinin farklı boyatlarına da uyurn sağlaması gerektiğini" kaydetti. FEDERAL ÂLMANYA: Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Brükbcl'ue.gazetecilere verdiği demeçte, "Zirvenin iki tarafın da çıkanna uygun gectiğini, nükleer bir savaşın önlenmesinin ortak amaç olması gerektirdigini" behrtti. SPD lideri eski Başbakan VVilly Brandt da, "Zirvede iki günde başanlabilecek tek şeyin başanldığını, bunun da iki süper güç arasında iyi ilişkiler kurma karannın alınması olduğunu" söyledi. JAPONYA: Japonya Başbakanı Nasuhiro Nakasone, "Zirve sırasında dünyanın en güçlü iki adamının birbirlerine bakıp karşılarındakinin insan olduğunu anladıklannı" belinti. Japonya'nın günlük gazetelerinden Asahi Şimbun, "Zirve boyunca Batı 1.Zirveden Reagan ve Gorbaçov'un birbirlememnun (Baştarafi Sayfada) (Baştarafi 1. Sayfada) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Türel dün düzenlediği basın toplantısında, elektrik enerjisi üretimi hakkında bilgi verdi:. 1987 yıh sonuna kadar elektriksiz köy kalmayacağını söyleyen Bakan Türel, şehirlerin ışıklandırma çahşmalarının da süreceğini diîe getirdi. Enerji yatırımlarına hükümetin öncelik verdiğini ve hızlandırdığını da vurgulayan Enerji Bakanı, halen 108 adet baraj ve hidroelektrik santralı olduğunu, bunların sayılarının iki yıl içinde artacağını söyledi. Türel, enerji tüketimindeki artışla birlikte, "ortadirek" için de bazı önlemler aldıklannı kaydederek yılbaşından itibaren 150 kilovata kadar olan elektrik tüketiminin aynı fiyattan işlem göreceğini belirtti. Türel, elektrik tüketiminde fıyat kademelerinin de değiştiğini ve 150240 kilovat arasındaki tüketime birfiyat,240 kilovattan fazlasına ise ayrı bir fiyat saptanacağını söyledi. Gazetecilerin sorulannı da yanıtlayan Enerji Bakanı, TEK'in mayıs ayından bu yana zam yapmadığını ileri sürerken, "Girdi fivatlannda bir artış olması dunımunda, elektriğin önümüzdeki aylarda bir daha zamlanacağını söylejebilir miyiz?" sorusuna, "Yılbaşında ucuzluk olacağını söyluyoruz, zam olacağını söylemedik" karşılığmı verdi. rinden gözlerini ayvmadıklannı" yazdı. Gazete, "tki süper gücün gelecekteki ilişkileri iki liderin içeriği basına açıklanmayan özel görüşmelerinde neler konuştuklannda gizli" dedi. Gazete zirvenin sonucunu "Yeni bir başlangıç" olarak niteledi. GÜNEY KORE: Güney Kore basırunın ortak görüşü, iki süper gücün üderlerinin 6 yıllık aradan sonra bir araya gelmesinin olumlu bir işaret olduğu, zirvenin, silahsızlanma konusundaki görüş ayrılıklarına rağmen umut verici olduğu yolunda. İRAN îran'm önde gelen dini liderlerinden Kaşhani, Cenevre zirvesinin süper güçlerin, zayıf ülkeler üzerinde egemenlik sağlamak için düzenlenmiş olduğunu söyledi. Kaşhani, Tahran Üniversitesinin kampusunda yaptığı haftalık cuma vaazında, Cenevre'de gerçekleşen zirvenin Washington ve Kremlin'in maddi çıkarlarını korumayı amaçladığını öne sürdü. MISIR: Mısır Dışişleri Bakanı tsmet Abdülmecil, "ReaganGorbaçov zirvesinin doğru yönde atilmış bir adım olduğunu ve bu adımın başanlı sonuçlar getirrnesini dilediklerini" söyledi. Ülkede Ingilizce yayımlanan bir gazete de, "Zirvenin Ortadoğu sonınlanna acil çozüm getirraesinin dilendiğini" yazdı. VATtKAN: Vatikan tarafından yayımlanan bir bildiride, ReaganGorbaçov zirvesi sonunda yayımlanan ortak büdirinin cesaret verici olduğu belirtildi. tSRAtL: İsrail Dışişleri Bakanı tzak Şamir. iki günlük Cenevre zirvesinin, iki süper gücün birbirlerini anlamasının mümkün olduğunu gösterdiğini söyledi. Şamir "Hepimiz iki liderin bu konuda gösterdiği büyük çabaya tanık olduk" dedi. Zirveyi Mitterrand'a (Baştarafi 1. Sayfada) racağı konusunda ittıtak halindeler." Gorbaçov'un yanı sıra, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Bulgaristan ve Romanya komünist parti liderlerinin katıldığı toplantıdan ayrı olarak, SBKP lideri, Çekoslovakya Devlet Başkanı Gustav Uusak ile de özel bir görüşme yaptı. ReaganGorbaçov Zirvesi ile ilgili olarak Moskova basınında çıkan haber ve yazılar da olumlu ve iyimser bir yaklaşımı yansıtıyor. Sovyet resmi TASS ajansı, NATO ülkelerinin zirveden memnuniyet duydukları yolundaki açıklamalarına da yer vererek, NATO Genel Sekreteri Lord Carrington'un "AmerikanSovyet Zirvesi başlatılan bir girişimin sonu değil, tersine daha yapıcı yeni bir sürecin başlangıcıdır" biçimindeki sözlerini vurguladı. Günlük gazeteler, Gorbaçov1 un, zirvenin sona ermesinden sonra düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmayı tam metin olarak verdiler. Gazetelerin Sovyet liderin, Amerikalıları "Yıldız Savaşlan" tasarılarını geliştirmekten vazgeçmeleri konusunda ikna edememiş olduğunu söylediği bölümler ile "Geleceğe iyimser bir gözle bakıyonım; zirve daha güvenli bir dünya yarattı" sözlerini özellikle vurguladıklan dikkat cekti. Perşembe günü Prag'a gitmiş olan Mihail Gorbaçov, dün Sovyetler Birliği'ne döndü. Öte yandan, TASS ajansınm Fransız Dışişleri Bakanlığı çevrelerince de doğrulanan bir haberine göre, Cenevre Zirvesi'nin hemen ardından Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Georgi Kornienko Paris'e giderek Fransız yetkililere bilgi verdi. Ajans, Cenevre'deki Sovyet heyetinde yer alan Kornienko'nun Gorbaçov'un özel yönergesiyle Paris'e gönderilmiş olduğunu vurguladı. Bilindiği gibi, Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand, Yıldız Savaşlan tasarısına karşı çıkmış, Reagan'ın Cenevre Zirvesi'nden önce ve sonra Batıh liderlerle düzenlediği ortak toplantılara katılmamıştı. Mitterrand, aynı zamanda, Sovyet liderin zirveden önce görüştüğü ilk ve tek Batılı lider. KİRALIK DAİRE ARANIYOR Bir gazeteci, 40.000 TL'ye kadar kiralık daire anyor. 19.30'dan sonra 526 10 00/478
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle