19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 1985 EKONOMİ GEÇEN HAFTA CUMHURİYET/9 EKONOMIDE DIYALOG ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU 1928 de Yozgat'ta doğdu. 1949 yılında Ankara SBF'ni bitiren Kafaoğlu Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanhğı ve DPT uztnanlığı görevlerinde bulundu. Halen serbest çalışmakta olan ve çeşitli yayın organlarmda çok sayıda makalesi yayımlanmış bulunan Kafaoğlu 'nun kitaplan arasında 'Enflasyon', '24 Ocak Uygulamalan ve Bazı Gerçekler', 'Silah, Rüşvet ve Sömürü', 'Bankerler veKastelli Olayı' da bulunuyor. Yani Sayın Özal'ın bunlann ne zaman, ne şekilde ödeneceğini ve ekonomiye nasıl etki yapacağını en iyi bilecek kişilerden biri olraası lazım... KAFAOĞLU Şimdi bakm, 24 Ocak Kararlan'ndan sonra bu borçlar o zaman Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal tarafından yeni mehillere bağlanmak istenmiş ve bu çabalar ancak 1981'de resmen sonuca bağlanmıştır. DÇM ödemelerinin enflasyonist bir etki yaratacağını, DÇM'lerin 2. erteleme anlaşmasının her döneminde çahşmış olan Sayın Özal'ın bilmemesine imkân yoktur. Gerçekten bilmiyor idiyse buna da çok hayret etmek gerekir. Biz bu konuyu daha 1977'deele aldık, 1981 ve 1982'de yazdığımız kitaplarda buna işaret ettik. 1982'de bir açıkoturumda bu ödeme tekniğinin enflasyonist etkisini düşünüp duşünmediklenni zamanın Merkez Bankası yetkilisine ve bir başka yetkiliye sorduk. Soruyu anlamadıklan yanıtını aldık. Daha geçenlerde bir yetkili bir haber ajansı muhabirine, borç ödemelerinin enflasyona neden olmadığını söylemiş. Herhalde Sayın Özal tehlike kapıya gelmeden bildiklerini ekibine aktarmıyor, tehlike kapıya gelmeden yetkilileri uyarmıyor... Doların 70 kuruşluk hareketi Türk Lirası, Amerikan Doları karşısında son aylann en hareketsiz haftasmı yaşadı. Dolann Türk Lirası alış kuru hafta boyunca 555 lira içinde gitti geldi. Toplam iniş çıkış ise sadece 70 kuruşta kaldı. îlk gün 555.25'ten işlem gören dolar haftamn son gününde 555.90'a çıktı. Tahtakale'de ise bir önceki hafta iyice dunılan döviz satışları bir ölçüde canlandı ve resmi satış kuru ile serbest piyasa değeri arasındaki fark son günde 10 liraya ulaştı. Batı Alman Markfnın değerinde de önemli bir hareket olmadı. Hafta başında 211 lira 80 kuruş olan markın döviz alış değeri haftanın son gününde 212 lira 70 kuruşa çıktı. Dolann hareketsizliği uluslararası döviz piyasalarında da aüşverişlerin zayıfhğından kaynaklandı. Haftamn ilk günü tüm piyasalarda Avrupa paraları ve Japon Yeni karşısında genellikle güçlü görünen dolar, hafta ortasmda 2.60 marka ve 202 Japon Yeni'ne kadar düştü. lngiliz Sterlini ise 1.43 dolara kadar fırladı. Dolann önemli tüm paralar karşısında hafta ortasında gösterdiği zayıf performans, ABD'de faiz oranlarının düşuklüğüne bağlandı. Çarşamba günü bankalar arasında bir geceliğine yapılan borçlanmalara uygulanan faiz oranı yüzde 8'in altına kadar inmişti. Ayrıca perakende satışlarda ekim ayında yüzde (Döviz aiış) Dolar 12 13 15 16 NİSuTt Ulagay sordu, Kafaoğlu yanıtladv DÇM'leri Ozal erteletti, bıınun eııflasyoııa etkisini ııasıl bilmez? Sayın Kafaoğlu; Başbakanlık Başmüşaviri Sayın Adnan Kahveci'nin bu hafta içinde "enflasyonun mikrobunu keşfettiğini" belirterek yeniden giindeme getirdiği Dovize Çevriiebilir Mevduat (DÇM)'ler konusunda sizin daha once yazmış otduğunuz kitaplarda bazı bolumler vardı yanlış hatırlamıvorsam. Önce DÇM'nin ne olduğunu çok kısa hatırlatabilir misiniz bize? KAFAOGLU DÇM'lerin geçmişi aslında 1969'lara kadar uzanır. Sonra 12 Mart döneminde Maliye Bakaıu olan Sayın Ziya Müezzinoğlu bu uygulamayı kaldırmıştır. 1975 yılında Milliyetçi Cephe Hükümeti iktidara gelince bu yolu yeniden açmıştır. 1975 ilkbaharında bir yandan dış odeme kolayhğı sağlamak, bir yandan da kredi piyasasına ferahlık getirmek için DÇM parlak bir buluş olarak ortaya atıldı... lann! dövize yatınp karaborsa döviz fiyatının da çok üstunde gelir elde ettiler. Sonra "Havaleciler" denen grup gelir. Bunlar Türkiye'de aldıklan Türk paraları karşılığında yabancı bir ülkede istenilen yere döviz veren bir gruptur, kaynaklan da yabancı ülkelerde çahşan Türk işçileridir. Sonra çoğu yabancı ülkelerde bürosu bulunan Musevi yurttaşlar, bu işle uğraşmak için Isviçre'de yerleşmiş olanlar, İsviçre'de ve tngiltere'de büro açmif olan bazı büyük kuruluşlar da bu DÇM uygulamasından büyük Dİçude yararlandı. Bir de ilk DÇM kredilerini alan sanayicileri, 1975 yılında gerekli kombinezonlan kurup borçlanan sanayicileri saymak lazım tabii. Bunlar mesela mark 3.5 lira iken borçlanmışlar, bir yıl sonra mark 6.5 lira olduğunda borçlannı gene 3.5 liradan ödeyerek bu borçtan kurtulmuşlardır... Bu DÇM yoluyla borçlanma furyası ne zamana kadar siirdii? KAFAOĞLU Bu furya 1976 yılı sonuna kadar sürdü ve bu süre içinde DÇM yoluyla borçlanılan meblağ 2.6 milyar dolan buldu. Ve bu nedenle 1977 yılı başında IMF ve uluslararası kredi kuruluşlan, Türkiye'nin aşırı şekilde borçlandığı gerekçesiyle Türkiye'ye "kırmızı ışık" yakmışlardır. 1977 yılında erken seçime gidilmesinin bir nedeni de budur. Sonra 1978 yılında iktidara gelen Ecevit 24 Ocak Kararlan'ndan sonra DÇM borçları Özal tarafından yeni bir ödeme planına bağlanmış ve ertelenmiştir. DÇM ödemelerinin enflasyonist bir etki yaratacağını, erteleme anlaşmasının hazırlanmasmda çahşmış olan Özal'ın bilmemesine imkân yoktur. Eğer gerçekten bilmiyor idiyse buna çok hayret etmek gerekir. Peki Sayın Kafaoğlu, bu DÇM oiayında kur farklannı üstlenen Hazine'nin bu yolla ugradığı ve şimdi halka ödetilen zarann kabaca bir hesabını yapmak mümkiin raiı? KAFAOĞLU Şoyle bir hesap yapılabilir. Mesela bir sanayici 1975 yılında dolar 15 lira iken borçlanmış ve borcunu gene dolar eşittir 15 lira esasından ödeyerek borcundan kurtulmuş. Ama ertelenen ve Hazine'nin üzerine kalan borç bugüne kadar gelmiş ve bugün dolar 555 lira. Yani Hazine borçlanılan her dolar için 540 lira ödemek zorunda... Sayın Kahveci, bu yılın ilk on ayında ödenen 492 milyon dolarlık DÇM borcu için 261 milyar lira para basıldığını söylemiş.. KAFAOĞLU Benim hesabıma göre bu yıl için Hazine'ye binen yük 280 milyar lira dolayında. 1990'a kadar ödenecek olan DÇM borçlarının getirdiği yükun bugünkü para değeriyle bir hesabını yaparsanız, 2 trilyon lira gibi bir rakam buluyorsunuz. Toplamı 2.6 3.3'luk azalma olduğunun açıklanması ABD Dolan'nm değer kaybında hafif de olsa etkili oldu. Ancak Amerikan parası cuma günü faiz oranlannın yeniden yükselişi eğilimine girmesiyle Kanada Dolan dışında tum paralar karşısında değer kazanarak bir önceki haftamn kapanış değerlerine ulaştı. Bir gecelik borçlanmalara uygulanan faiz oranının yüzde 8'den 8.5'a kadar yukselmesi dolar üzerine yapılan yatırımları daha cekicı kılacağı için piyasalarda Amerikan parasına talep de yükseldi. Son günde Amerikan dolan 2.62 Batı Alman Markı, 204 Japon Yeni, 2.14 İsviçre Frangı, 7.99 Fransız Frangı üzerinden işlem gördü. lngiliz Sterlini de Londra ve New York'ta 1.42 dolara indi. milliyetçi Cephe Hükümeti'nin yaygınlaştırdığı DÇM uygulaması en çok karapara sahiplerine, yurt dışında büro kurmuş olan çeşitli aracılara ve bazı büyük kuruluşlara, ayrıca döviz ucuzken borçlanan sanayicilere büyük kazanç sağladı, zararı ise Hazine üstlendi. Başlıca özetligi neydi bu DÇM kredilerinin? KAFAOĞLU Şimdi.uygulama şöyle oluyordu: Türkiye'de kredi ihtiyacı olan bir firma dışardaki bir bankayı Türkiye'deki bir bankaya vadesi geldiğinde anapara ve faizleri gene dövizle ödenecek bir mevduat yatırmaya ikna edebilirse ve yabancı bankanın yatırdığı döviz mevduatını kabul eden Türkiye'deki banka neticede krediyi kullanacak firmanın bu borcu vadesinde ödeyeceğine kefıl olursa.bu kombinezonu yapan firma döviz olarak gelen mevduatın karşılığı olan parayı o günkü döviz rayicine göre çekip Türk Lirası olarak kullanabiliyordu... Peki bu kredinin alınış tarihiyle, geri ödeme (arihi arasında meydana gelecek kur değişmelerinden doğan farklar... KAFAOĞLU 1975 mayısında çıkartılan Türk Parasını Koruma tebliğleriyle DÇM'den doğan döviz borçlanmalannda yabancı paralann yükselmesinden ileri gelen borç artışlarını Hazine üstlenmiştir. Işte bu karar DÇM'lerin birden çığ gibi büyümesine yol açmıştır... Sayın Kafaoğlu, Hazine'nin bu nedenle ugradığı zarara biraz sonra geleceğim, ama önce şunu sormak istiyorum. Bugiin bedelini belki de milletçe ödediğimiz bu DÇM uygulamasından kimler yararlandı? KAFAOĞLU Vallahi doğrusunu isterseniz bundan ticaret ve sanayi ile uğraşan hemen herkes yararlandı. Çünkü DÇM uygulaması sayesinde bankaların kredi verme limitleri yükseldi ve bu da bütün sanayicilerin ve ticaretle uğraşan kişilerin kredi bakımından ferahlaması anlamına geldi... Peki bu uygulamadan doğrudan yararlananlar, en fazla yararlananlar kimler oldu? KAFAOĞLU En başta karapara sahipleri oldu. Bunlar para Sayın Kafaoğlu, son olarak şunu sormak istiyorum: Bugiin de Türkiye'de, ilerde DÇM'Iere benzer şekilde sorun yaratab'ilecek dış kredi bulma >öntemleri, uygulamalan var mı? KAFAOĞLU Maalesef bazı özel uygulamalar var. Ömeğin kur riskinden kurtulmak için şöyle bir yol tutuluyor: Bir dış kredi bulunup döviz Türkiye'de bir bankaya devrolununca o banka dış krediyi bulan kişiye o dövizin Türk Lirası bedeli kadar kredi açıyor ve hükümetinin Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu dış borçlanmadaki kur garantisini, Hazine garantisini kaldırmıştır. Bunun üzerine esdöviz borcunu kendisi ustlcnîyor. Bu işleme izin verilirken bir şart ki borçların ödenmesi için alınan yeni borçlar durmuş, Ecevit hükoşuluyor, dövizin yüzde 40'ının Merkez Bankası hesabına devrokümeti, bilinen dış ödeme tıkanıklıklanna düşmüştür... lunması isteniyor. Böylece dış para değerlerindeki yükselişi, yani kur Bu DÇM'lerden doğan borçiann ödenmesi ne zaman bir takfarklannı, söz konusu krediyi açan banka ve Merkez Bankası yükvime bağlandı? lenmiş oluyor. Tıpkı DÇM uygulamasında olduğu gibi. Burada HaKAFAOĞLU DÇM borçlannın ödeme planı 1978 yılında el • zine araya girmiyor, ama uygulama DÇM uygulamasını çok andıde hazırdı. Müezzinoğlu'nun yaptığı ilk erteleme ve Özal'ın yaptığı rıyor. Resmi makamlar bu uygulamayı onaylayan izin belgeleri veikinci ödeme anlaşmalarında bu borçlar tekrar tekrar kâğıt üzerine riyorlar. Üstelik benim tanık olduğum bir olayda olduğu gibi kadöküldü. mu bankalan da bu tür kredilere aracılık ediyorlar. DÇM borçlarında kur garantisini üstlenen Hazine'nin bu nedenle ugradığı zarar bugünkü para değerleriyle 3 trilyon lira dolayındadır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bunun benzeri yoktur. Bu zarardan kurtulma fırsatı ise 24 Ocak Kararları alınırken ve erteleme anlaşmaları yapılırken kaçırılmıştır. Bugün DÇM'ye çok benzer bir uygulama yapıhyor. Bir dış kredi bulunup dövizi Türkiye'de bir bankaya yatınca dış krediyi bulan kişiye dövizin karşılığı TL. olarak ödeniyor. Döviz borcunu ise banka üstleniyor ve kur riskini dövizin yüzde 40'ını yatırdığı Merkez Bankası ile paylaşıyor. milyar dolan bulan DÇM borçlarının tümü için bir hesap yapılırsa Hazine'nin yukü bugünkü parayla 3 trilyon liraya kadar çıkabilir ki bu da herhalde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, hatta belki de Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan, yanına bile yaklaşılamayan bir zarardır... Bu zarardan kurtulmanın hiçbir yolu yok mu artık? KAFAOĞLU Bu zarardan kurtulmanın fırsatları kaçırılmıştır. 24 Ocak Kararları alınırken, erteleme anlaşmaları yapılırken bu zararları hafifletme yollan aranabilirdi. Hükümetler bu zarardan kurtulmak için bazı önlemler aldılar, ama bunlar ağırhğı olmayan önlemlerdi. Bu önlemlerin ağırhğı olmadığını bugün ortada olan rakamlar da gösteriyor.. Altın, talep azlıgına rağmen yükseliyor Altın fiyatları hafta içinde dış borsalardaki yükselişine paralel olarak Kapalıçarşı'da da değer kazandı. Gerek Cumhuriyet Altını gerekse 24 ayar külçe altın fiyatlan hafta başından itibaren sürekli yükselme eğilimi gösterdi. İlk gun 39 bin 800 liradan satılan Cumhuriyet Altını dün Kapalıçarşı'da 40 bin 500*6 ulaştı. Aynı şekilde pazartesi günü Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının gramı 5950 liradan işlem görürken hafta sonunda6015 liraya fırladı. BöyJece toplan değer artışı gramda 65 lira oldu. Kuyumcular altın talebinde bir artış olmamakla beraber fıyatlann yükseldiğine dikkati çekiyorlar. Aynı çevreler bir önceki hafta 40 bin liranın altına inen Cumhuriyet Altım'nın cuma günü ve dün 40 bin 500'e çıkmasında talep artışından çok külçe altın fiyatının yükselmesinin etkisi olduğunu belirttiler. Ayrıca Kapalıçarşı'da külçe altının satış fi Cumhuriyet Altını 11 12 » U 1 1 S 6 11HIIIIIIIılilBIIİIHIıDllBim ıı ''' 11 1n yatmın artışında Merkez Bankası'nın sattığı külçe altının fiyatını yükseltmesi de rol oynadı. Dış borsalarda da altın daha önceki iki haftada da olduğu gibi 323 dolar ile 325 dolar arasında değişen değerler üzerinden işlem gördü. Çarşamba günü New York ve Londra borsalannda altının 31.1 gramlık onsu 325 dolardan satıldı. Ancak son günde dolar değer kazanınca altın fiyatlan bir ölçüde gerileyerek 323.75 dolar ile 324 dolara kadar indi. Emisyona Hazine desteği, 38.8 milyar azaldı Kasım ayı başında 1.4 trilyon sınırına dayanan emisyon hacmi 18 kasım tarihleri arasında piyasadan çekilen 38.8 milyar ile 1 trilyon 359 milyar liraya geriledi. Emisyon hacminin azalmasında Hazine'nin Merkez Bankası avans hesaplarında 50.3 milyar liralık gerilemenin payı büyük oldu. Hazine bilindiği gibi başta Kurumlar Vergisi olmak üzere diğer vergi odemeleriyle topladığı 120 milyan aşkın paranın önemli bir kısmını Merkez Bankası'ndan aldığı avanslann karşılığı olarak ödedi. 1 kasım tarihinde 787 milyar 775 milyon lira olan Hazine avansları söz konusu tarihler arasında 50.3 milyar azalarak 737.5 milyara indi. Piyasadaki para miktarı yılbaşına göre yüzde 39.8 oranında daha fazla. Neler oldu ? Prefinansman kredileri başta olmak üzere dış taahhütlerini kapatmak isteyen bazı bankalar, dövize prim vermeye başladılar. Bankalararası piyasada döviz kuru Merkez Bankası kurundan 12 lira daha üste çıktı. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası'nın dış borç ödemeleri için döviz toplamaya başlaması ile bankaların dış taahhütlerini kapama telaşları birleşince, bankalar arası döviz alışverişlerinde uygulanan fiyatlarda tırmanış başladı. Merkez Bankası, 1 Kasım 1985 tarihinden itibaren yürürlüğe giren kararı ile bankaların ellerindeki döviz fazlalarını Merkez Bankası hesaplarında değerlendirmelerini istedi. Bankaların ellerindeki dövizi yabancı bankalardaki hesaplarda ve "spekülatif" yatırımlar biçiminde değerlendirmesini engelleyen bu karann bir yan etkisi de, prefinansman kredileri başta olmak üzere dış borç taahhütlerini kapatmak isteyen bankaların zorlanması biçiminde belirdi. Daralan döviz piyasasında bankalararası uygulanan fiyatlar, Merkez Bankası kurunun 12 lira kadar üstüne çıktı. Bir banka genel müdürü, söz konusu gelişmeyi şöyle değerlendirdi: "Merkez Bankası'nın döviz piyasasında ağırlıgını koyraası ile birlikte, ytiklü dış taahhutleri olan bankaların işi zorlaştı. Borçlannı yeni borçlarta kapama imkânı bulamayan söz konusu bankalar, Merkez Bankası'nın çok üstunde fiyatla döviz toplamajı talip oldular." Bankalar arası döviz alışverişinde fıyatlarm yukselmesi, Türk Lirası karşılık miktarlarının da büyümesi anlamına geldiğinden emisyon artışı üzerinde olumsuz etki yapıyor. Bankalarda döviz telaşı Başbakan Yardımcısı Erdem: 1985'teki genişleme yüzde 23 arasmda kalacak Dışa açthnada hedefimiz Güney Amerika ANKARA, (ajı.) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, "Dışa açılma politikasında üçüncü hedefimiz Latin Amerika ülkeleri" dedi. Kaya Erdem, 20 kişilik heyetle birlikte dün Brezilya'ya hareket etti. Erdem, hareketinden önce Esenboğa'da düzenlediği hasın toplantısında, 1980'den sonra Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri ile Uzakdoğu ülkelerine yönelik dış ticaretin hızla arttığını, üçüncü büyük hamlenin de Latin Amerika ülkelerine yapılacağmı söyledi. Erdem, "Brezilya'ya yapacağımız ziyaret bu hedefi gerçekkştinnek >olunda aülmış bir adım olacaktır" diye konuştu. Latin Amerika ülkeleri ile ilk defa böyle bir ilişkide bulunulacağını vurgulayan Erdem, Türkiye ile Brezilya arasındaki ticaret hacminin, iki ülkenin kapasitelerine oranla yetersiz olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: "Brezilya'nın 42 milyar dolar civarında bir dış ticaret hacmi var. Türkiye ve Brezilya'daki bu kapasiteler degerlendirilerek ikili ticaret hacminin arttınlacagı inancındayız." Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdemin başkanlık ettiği heyette, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Mahir Barutçu, Dışişleri Bakanlığı İkili Ekonomik Ilişkiler Genel Müdür Yardımcısı Volkan Vural, ihracat Genel Müdürü Uğur Ercan, Başbakan Yardımcısı Dış Ilişkiler Daruşmanı Yalçm Tuğ, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkam Ersin Faralyalı ile Ziraat Bankası Genel Müdürü Kemal Akkaya da bulunuyorlar. Kaya Erdem, bu gezisi sırasında Brezilya Cumhurbaşkanı Jose Sarney tarafından kabul edilecek. GATT: Korumacılık, dünya ticaretindeki genişlemeyi sınırladı Ekonomi Servisi Dünya ticaretinin düzenlenmesinde en önemli role sahip kuruluş olan GATT (Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması), 1985 yılında toplam dünya ticaret hacminin ancak yüzde 2 ile yuzde 3 oranında bir büyüme göstereceğini açıkladı. GATT, dünya ticaretindeki bu yavaşlamayı, ulkelerin karşılıkh ticarette daha fazla korumacı politikalar izlemesine bağlıyor. GATTın tahminlerinin gerçekleşmesi halinde 1985, dünya ticaretinin düşük performans gösterdiği bir yıl olacak. GATT uzmanları geçen yılın yüzde 9'luk ticaret hacmi genişlemesine dikkat çekerek bu yılki yavaşlamanın yılbaşındaki tahminlerden daha keskin olacağını söylüyorlar. GATT Araştırma Müdüru Richard Blackhurts, "Bu gerilemenin en önemli nedeni kuşkusuz dünya çapında ticaret politikalarının bozulmaya yüz tutmasıdır" diyor. Merkezi Paris'te bulunan OECD ise, toplam dünya ticaret hacminde bu yıl yüzde 5'lik bir artış olacağını tahmin ediyor. OECD, ortalama Gayri Safı Yurtiçi Hasıla oranında da yüzde 3 ile 3.5'luk bir yükselme bekliyor. GATT'ın tahminleri ağustosa kadar olan veriler esas alınarak yapıldı. 25 kasımda yapılacak olan GATT toplantısından önce yayımlanan bu rakamlarm, söz konusu oturumlarda üye 91 ulkeden gelen delegelerin uluslararası ticaret kurallannın geUştirilmesi konusunda bir komitenin kurulup kurulmaması üzerinde görüşmeleri etkileyeceği umuluyor. Gerek ABD, gerekse diğer ülkelerin korumacı eğilimleri yavaşlatacak ve dünya ticaretinin genişlemesine olanak tanıyacak karşılıkh güvenin oluşmasını sağlayacak yeni bir ticaret görüşmesi zincirinin başlatılmasını istedikleri belirtiliyor. Buna karşın korumacılık eğilimleri dünya çapında yaygınlaşıyor. GATT son dönemde Arjantin, Avustralya, Kanada, Şili, AET, Fransa, İngiltere, Norveç, Peru, Filipinler, Portekiz, Güne> Kore, TrinidadTobago, Uruguay, ABD, Zaire ve Zimbabwe'nin korumacı önlemlere başvurduğunu belirtiyor. Enflasyon haftası İTO'dan sonra Devlet Istaristik Enstitüsü ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ekim ayındaki fiyat artış oranlarını açıklaması, enflasyon tartışmasını iyice kızıştırdı. DtE Ekim ayında tüketici fiyatların Türkiye çapında 6.3, toptan eşya endeksinin de yüzde 5.0 yukseldığini açıkladı. Bu rakamlarla ekim sonuyla yıllık ortalama fiyat artışlan tüm göstergeler itibanyla yüzde 40'ın üstüne çıktı. Başbakan Özal gazeteleri yanlış enflasyon hesaplar yapmakla suçlarken, Başbakanlık Başdanışmanı Adnan Kahveci de enflasyon artışını, 7 yıl önce açılan DÇM hesaplannın bu yıl ödenmesine bağladı. Pamukta ihracat fonu düşürüldü Para ve Kredi Kurulu, pamukta gerıleyen dünya pıyasası fiyatlannı da dikkatc alarak, ihracatta alınan fon miktarlariru düsurdO. Karara göre, Ege tipi pamukta alınan ton başına 100 dolarlık fon ve Çukurova tipinde kesüen yine ton başma 50 dolarlık fon miktarları 1 dolar olarak yeniden beh'rlendi. Dünya pamuk fiyatlan geçen yıla oranla yüzde 60 oranında geriledi. Bu arada yine Para Kredi Kurulu'nun aldığı kararla Toprak Mahsulieri'nin yurt dıjından ithai ettiği tohumluklar, doğal afetierden yüzde 40 oranında zarar gören çiftçilere faizsiz borç senetleri ile dağuılacak. Yurt dışından ithal edilen tohumluk da yine faizsiz borç seneıleri ile dağıulacağı gibi, peşin b«3elle, kredili olarak da üreticilere verüebilecek. tlgili karar, 20 Eylül 1985 tarihinden itibaren geçerli olacak. ABD Senatosu onayladı TürkSuudi Yatırun Holding'ine yeni untiynzlar tanınıyvr Türkiye, Suudi Arabistan'la ortaklaşa kurulan holdingi ne kamulaştıracak, ne haczedecek ne de ülke sınırları dışına sürecek. tSTANBUL, (ANKA) Cidde'de görüşülmeye başlanan Türk Suudi Yatırım ve Ticaret Holding Şirketi'nin kurulması ile ilgili olarak hazırlanan ortaklık anlaşmasında, söz konusu holdinge, 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasasının öngördüğü hakların üzerinde, yeni haklar ve ayrıcalıklar tanmdığı öğrenildi. Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde Türkfye Odalar Birliği'nden bir heyetin, Suudi yetkilileriyle bugün göruşeceği ortaklık anlaşmasında söz konusu holdinge tanınan başlıca ayncalıklar şunlar: "Türkiye Cumhuriyeti, holding şirketini, yan kuruluşlannı, ortakhğı bulunduğu şirketleri ve şubelerini, sanayinin bütün kesimi devletleştirilmedikçe ne devletleştirecek, ne donduracak, ne kamulaştıracak, ne haczedecek, ne müsadere edecek ne de ülke sınırlan dışına sürecektir." "Himaye edilmeye ve 6224 sayılı kanuna uygun olarak yabancı hissedarlara Türkiye'de sağlanan haklara ilaveten holding şirketi, milli holding şirketleri ve onlann yan kuruluşları gibi aynı haklara, yükümlülüklere, imtiyazlara sahip olacak ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının ön görduğü yatınm ve ihracat teşvıkinden tam manasıyla yararlanacaktır. Suudi ortakların 6224 sayılı kanuna uygun olarak transfer edecekleri kâr hisseleri, kazançlan, Türkiye'deki stopaj vergisinden muaf olacaktır." 12 ülkenin tekstil ihracatına kota Nakliye uçağı ihalesi uzuyor ANKARA (UBA) Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonu amacıyla, yıllardır kullanılan " C 4 7 " tipi nakliye uçaklannın yerini alacak yeni askeri nakliye uçakları üretilmesi amacıyla açılan bir milyar 250 milyon dolarlık ihaleye katılan yabancı firmalardan yeniden teklif istendi. UBA muhabirinin DPT yeıkililerinden edindiği bilgilere göre, "askeri nakliye uçağı imalat projesi"nde Türkiye, finansman yönünden herhangi bir yükümlülük altına girmek istemiyor. Türkiye bu nedenle, Kanada firması de Havilland, Italyan Aeritalia ve Ispanyol CASA firmalanndan yeniden teklif vermelerini istedi. Finansmanın yabancı kredi ile karşılanması istenince firmalar tekliflerini yeniden hazırlamaya başladılar. DPT yetkilileri, firma yetkililerinin önümüzdeki hafta içinde görüşmeler yapmak üzere Türkiye'ye geleceklerini belirttiler. ttalyan Aeritalia firması Türkiye temsilciliği aracılığıyla kredi konusunda görüşmelere başladı. SUÇLAMALAR Askeri nakliye uçağı imalat projesi konusunda ilgili fırmalar tarafından daha önce verilen teklifler önce Genelkurmay Başkanlığı tarafından incelenmiş ve DPT Yabancı Sermaye Başkanlığına gonderilmişti. Seçimin gecikmesi üzerine İtalya, Kanada ve Ispanya Fırmalan karşılıkh suçlamalar yöneltmişler ve yoğun bir mucadele başlamıştı. İspanyol CASA firması teklif edilen uçaklar arasında en gelişmiş teknolojinin İspanyol CN235 nakliye uçaklarında olduğunu belirterek, Kanadalıların fabrikalarının satışa çıkarıldığını öne sürmüştü. Kanada firması yetkilileri de, firmanın devlet firması olduğunu ve firmanın iflas ettiği yolundaki haberlerin kasıtlı olduğunu bildirmişti. Italyan Aeritalia firması da bir rapor hazırlayarak, Kanada ve lspanya'nın teklif ettiği uçak modelinin olumsuz yanlarım anlatmıştı. Toprak Mahsulleri Ofısi siloları modernleştirmeyi amaçlıyor. TMO altı silo için ihale açtı ANKARA, (ANKA) Toprak Mahsulleri Ofısi (TMO) toplam 130 bin ton kapasiteii dört liman silosunun yapımı ile iki liman silosunun modernizasyonu için anahtar teslimi ihale açtı. Dünya Bankası kredisiyle finanse edilecek Bandırma, lzmir, Tekirdağ ve İskenderun liman siloları ile tstanbul Haydarpaşa ve lzmir/ Alsancak liman silolannın modernizasyonu ihalesine Dünya Bankasına üye olan ülkeler, İsviçre ve Ta>van fırmalan katılabilecek. TMO'dan yapılan duyuruda, firmatarın söz konusu ihalede yer alabilmeleri için 30 Aralık 1985 tarihine kadar tngilizce olarak yeterlilik müracaatı yapmaları istendi. Yeterlilik almış firma veya ortaklıklara son davet mektuplan 1986 şubat ayı içinde gönderilecek. Ekonomi Servisi Amerikan Senatosu, Reagan yönetiminin tüm veto tehditlerine karşın tekstil ithalatına kota koyulmasını öngören bir karar tasarısını onayladı. Senato'nun onayladığı karar tasarısı büyük çoğunluğu Asya ve Uzakdoğu Ulkesi olan 12 üHceden ^ p ı l a n ithalata önemli sınırlamalar getiriyor. Türkiye, ABD Senatosu'nun karanndan etkilenmiyor. Benzeri türde bir karar tasansı da geçen ay Temsilciler Meclisi'nden geçmişti. Senato'da kabul edilen karar tasarısına göre Güney Kore ve Tayvan'dan yapılan tekstil ithalatı yüzde 30 oranında sınırlandırıiacak. Hong Kong'dan yapılan tekstil ithalatına yüzde 14'lük bir ek kısıtlama getirilirken, Çin, Japonya, Pakistan, Endonezya, Hindistan, Filipinler, Tayland, Brezilya ve Singapur'un ABD'ye gerçekleştirecekleri tekstil ihracatı da 1984 seviyesinde dondurulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle