19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 16 KASIM 1985 7 cevit, "Hilmi Beyin kararına karışmak istemiyorum" dedi. Biraz gecikmişti. Biz. "ozel çaylı toplanulara katılanlar" loplaşmış. bekliyorduk. Mıllet Mec Iısi kulisini bıraktığımız zaman Hilmi İşgüzar'ın durumu her koşede lartışılıvordu. Bağımsızlar Meeliste aralannda toplanmışlardı. Sukan direniyordu. "Şimdi Hilmi Beyin >aziye(ine gelelim" dedim. "İstifası çokseyi kurtarabilir, nasıl gorüyorsunuzdurumu?" "... Hilmi Beyin karanna karışmak istemiyorum" dedi Ece\it: "Artık bir soruşturma enflasyonu var Meeliste. Duşünuniız ki bir soruşturma kurulunda 40 sorun var. Neredeyse gureşçilerin mayolarıyla ilgili de soruşturma istenecek..." " Ama bu olay, güreşçi soruşturması gibi gayrı ciddi değil ki..." "Eğer hakkında gensoru verilen her bakan diıserse, >a da istifa ederse hiçbir hukümet duramaz. Bir )il duramaz. yol açılır..." dedim. "Biliyorum, ama arkadaşıma mudahale hakkını kendimde bulamı>orum. İşguzar sorun ortaya çıklığından beri bize anlayış göslerdi. Hemen bakanlıkta soruşturma açtırdı, leftiş kurulunu calıştırdı, yeterii görraedik di>e mali>e mufettişleriyle de soruşturma yaptırdık. Soruşturma mekanizması harekete geçti. Aynca hiç kimse gensoru açılmasın demedi." Durduk: "Arkadaşımızı zorlamak hakkını kendimde goremiyorum, bu çıgır açılırsa nerede durur. biıinmez ki..." dedi Ecevit. "Fakat Meclis koridorlarında çeşitli ruzgârlar esi>or" dedim. "... Emin olamam soruşturma yaptırmadan. Hukümet bülündur, ama kişilerden oluşuyor. Bunu zorlayamam." Ecevit, ya hükümetin İşgüzar'dan sonra nereye gideceğini hesaplavamıyordu, ya da kendisi de bir hesap yapmış, sonuç olumsuz çıktığı için Içguzar'ı isüfaya zorlayamayacağını duşunmuştü. Belkı bunu dokunduruyordu. "Feyzioğlu'na konuşurken baktınız mı Meeliste? Her cumlesinde Sukan'ı sövluyor ve üzerine bastınyordu" dedim. "... Gensoru ve soruşturma birlikte açılıyor. Eger yolsuzluk varsa İşguzar olayında, soruşturma ile ortaya çıkar. Faruk Siıkan da 'var' diyemez, ancak izlenimlerini söyleyebilir. İşgüzar'ın ben hukukçu değilim ama iki sorumluluğu olabijir bu durumda. a) İddialar karşısında ne yaptı? Soruşturma açtırdı. gorevini yerine getirdi. b) Eğer yolsuzluk olayında arsalarla ilgili olarak miidurler kuruluna baskı yapmışsa, yetkilerine tecavüz etmişse, o zaman soruşturmada bu da ortaya çıkacak. Öyleyse gensoru neyi kanıtlayacak? " "Siyasal sonuç ahnır" dedim. Ecevit, yanıtladı: "Evet!" CÜNEYT ARCAYÜREK 12 EYLÜL'e giden günleri yazdı MUDAHALENIN AYAK SESLERİ (1978 1979) Ecevit, Hilmi İşguzar konusunda şunları söylüyordu: ' 'A rkadaşım ızı istifaya zorlamak hakkını kendimde göremiyorum. Bu çığır açılırsa nerede durur, bilinmez ki... Eğer İşguzar benim tarafımdan istifaya zorlansa, ithamlar karşısında onu kurtlann önüne atmak olmuyor mu bu?" Ecevit, Işgüzar'ı kurtlann önüne atmak istemiyordu işbirliğinden iki önceki toplantıda söylediğim gibi çok umutluyum. Bakıyorum da, bugun bizim için en haurlısı bu bölgesel işbirliği. Komşuluk giriyor. yararlar giriyor, Suudi Arabistan ile Kuveyt'ten gördüğumıu ilgi, Batı ile kıyas kabul etmez. Bu ay İran'la hiç kimseye yapmadığı biçimde petrol için bağlantı kurmamu mumkun. Petrol konusunda petrol üreten iilkelerden daha çok umutluyuz..." Soyleşi bu noktaya gelince Ecevit, gelecek yıl uygulamayı duşunduğu onlemleri açıkladı. Akaryakıtın pahalı olması karştsında ABD'de bugun 'odun sobası' reklamları yapıldığını söyledi, fabrikalar bizde komure donüsecekti. FuelOil'ın pahalı olması nedeniyle bu vola gidileceğini, komur uretıminin arttırılmasına çahşılacağını anlaitı. itibaren hiçbir taahhüdunu yenne getırmedı.' Şimdi her ay konsultasyon istiyorlar?" "... Ben şöyle diyonım, 'uygulanmayış' degil de "uygulanamayış" oldu..." dedi Başbakan: "... Kğer geçen yıl bu yıl yaptıklan yardımı yapsalardı. ekonomiye buna göre çekiüzen vereceklik. Bir de şu oyun dondu: IMF geldiğinde işadamlarıyla görüşür. İşadamları değişik amaçlı girişimler yaptılar. Kurultayda da söyledim, bir kısmı böluşüm yani doviz, taze para için dış dunyayı etkilemek Mediler. IMF'ye duramumuzu aniatmakta bunun büyük ölçiide etkisi oldu. İsadamlarının dihi delik kuyuya para atıp batırmavın" di\e propaganda yaptıklannı biliyorum. IMF. ihracatımızda gecen yılki artışa bir türliı inanamadı. Sonra kabul elıiler, çunkü bu artış kendi kuramlanna uymuyordu. Biz KİT'lere zam yapmayacağız. bir kez daha söyledik. Hatta bir fon kurduk. Ama orneğin THY geçmişteki çalışrnalar nedeniyle bize hiç haber \ermeden uçaklara zam yaptı..." "Haberiniz olmadan, nasıl oldu bu?" "Evet. olmadı. Gelecek paranın bir kısmı petrole kullanılabilir. Arap ülkelerinden \e bölgesel IIC ANLATIYOR (19781979) V Başbakanlık günlerini BÜLENT C ECEVİT Bazı illerde sıkıyönetim ilanına Genelkurmay karşı çıktı 7 Güneydoğu'da Hamido olayı var: Malatya Belediye Başkanı Hamido'nun, Hamit Fendoğlu'nun öldiirülmesi olayı... Onu nasıl yorumluyorsunuz?" BÜLENT ECEVİT: "Rahmetli Hamit Fendoğlu'nun öldürülmesinde çozemediğim bir düğüm var. Kendisi sağcı bir politikacı olarak bilinirdi. Öldürülmesinden çok kısa bir sure önce, başbakanlığa, kendisinden, benimle bir görüşme isteği geldi; fakat kendisine randevu vermeme vakit kalmadan öldürüldü. O yüzden bana ne söyleyecekti, neler anlatacaktı, öğrenemedim. Kendisinin bir süredir huzursuz olduğunu sonradan duydum; fakat nedenini anlayamadım. Benden randevu istemesiyle öldürulmesi, o kadar ardı ardtna oldu ki, bunlar sonradan duyduklanmla bir araya gelince, ister istemez insanın aklında binakım kuşkular, soru işaretleri doğuruyordu. Hamit Fendoğlu'nun öldürulmesi üzerindeki esrar perdesi günun birinde kalkar mı, bilmiyorum. Belki de sırnnı kendisiyle birlikte götürdu. Allah rahmet eylesin! Daha üstündeki sır perdesi sı kışkırtmacılıfına çok elverisü illerdi bunlar... Bu bölgedeki illerden bazılarının durumuna, 1977 seçim kampanyası sırasında, kendim de tanık olmuştum. Kelkit Vadisi'nden gecerken canımızı zor kurtarmıştık." Genelkurmay'ın isteği "Taş atılma olayı, degil mi?" BÜLENT ECEVtT "Taşla kalsa iyi, düpedüz silahlı saldırılar. Niksar'a, bizden önce parti otobüslerimizden biriyle, Kadın Kolları ve tanıtma ekibi girdi. Otobüste bizim bulunduğumuzu sanan sağcı eylemciler, otobüsü silahlarla taradılar. Her tarafı delik deşik oldu. İyiniyetli bir polis, hayatını tehlikeye sokup, otobüsün oradan uzaklaşmasını sağlayarak arkadaşlanmızın canını zor kurtardı. Ardından, öteki parti otobüsüyle ben ve eşim ve gazeteciler Niksar'a girdik. Her yer, sokağa çıkma yasağı konmuş, işgal altındaki bir kent gibi bombostu. Herkes evlere, sutrelerin arkasına sığınmıştı. Bu sefer değişik zihniyette bir polis ekibi, "Burası çok tehlikeli, sizi güvenli voldan götürelim" diye, Komutanlar pek sık Amerika'da Ecevit'e sordum: "Siz >imdı daha onceden programlanmıştı diyeceksınız, ama son zamanlarda Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerı komutanları ABD'ye gitti, pek sık olmuyor mu zıyaretler?...' "Normal ziyaretler" dedi Ecevit ve ekledi: "Komuta zincirinde hiçbir şey >ok!.. " Aylardan hazirandı, yıl 1979 ve on beş ay sonra, 1980 yılının eylul ayı... ECEVtrtS' TAKTIĞIHilmi tşgüzar konusunda Ecevit, CHP taktiğini koruyordu. Gensoru veril "Hani ya beyefendi. benzetmek gibi olmasın" meli, soruşturma açılmalı, guvenoyu alınmalı, tşgüzar kabinede kalmalı, hazırlık soruşturmasında bir diye basladım, "12 Marltan once de çok sık ziyaşey çıkarsa gitmeliydi... Fotoğrafta Ecevit, AP'den aynlan ve hükümette bakan olarak görev alan Güreller yapılmışlı da"... Bir anımsatma. Kimı arneş Öngüt, Mete Tan, Tuncay Mataraa ve Hilmi tşgü'zar'la birlikte bir basın toplantısında. kadaşlar guldu, Ecevit duvmamazlıktan geldi. Bir arkadaş, "IMF ile anlaştıktan sonra parakurtarmak için adını siz kovun tutulan bir Hatta öylealgıladım işguzar için güvensizljk lar geldi. hukümet duşerse ne olur?" diye sordu. oyu çıkrnası olasılığını daha yuksek görmüyordu. yoldu bu. Ecevit, Sukan, işgüzar'ın istifasından sonra "hükümeBelki istifa etmesini istiyordu, ama bu istifanın "İki sonuç verebilir. Para geldi diye iktidara gekendi girişimiyle, dürtüsüyle olmasını istemiyor tin gilmeyeceğini" soylemişti. lelim derler. Hükumet kalır, bizim dunyada güBağımsız bakanlar kendi aralannda gorüşmuşdu. \ cumuz artar. Darboğazlar içinde olmamız moral Üsteledim: "Eğer İşguzar guvensizlik oyu alır ler, sonra Başbakan Ecevit'le buluşmuşlardı. Hilbo/ar. Eğer biz olanakları iyi kullanırsak, bir rasa gensoru sonunda, nereye %aracak?" mi işguzar bu toplantılardan sonra "Şimdilik öyie hatlık gelecek. Para hevesleri arttırır. Ama bence "... Eğer guvensizlik oyu çıkarsa Hilmi Beye, bir şey yok" diye istifa etmeyeceğini söylüyordu. halkın morali ve benimle kimi arkadaşlarımın mohükumeti duşürmek için bazı zorlamalar olacak. ralimiz saglam..." Gensoru olayından uç gun oncefecevitde bize, Fakat hukümet sorunu değil bu. hükümetin duşSon sorulara geldik, saat 21.00M geçiyordu: "arkadaşımın istifa karanna karışmak klemiyomesi konusunda bir sonuç çıkma/..." diye yanıi "Bazı olanakları kullanırsak işler duzelir dedirum" diyordu. verdi Ecevit. niz. Ama IMF ihracat ve ithalatta yeni kur farkEcevit, hükümetin gıtmesı konusunda kaygılı lannın uygulanmasını istiyor, bu piyasayı etkiledeğildi. Hatta bir olçude kendine guvenivor, ka IMF ile müzakereler mez mi? . " rarlı. "Bazı şeyleri yapmak dönemine geldik. Zaten Çaylı toplantıda konu daha sonra IMF'ye gelkur farklarını uyguluyorduk. Bunları >apmazsak di. dışsatım etkilenir ('Şimdi söyleyeceklerimi >azmaİşguzar'ı kurtarmak için "IMF ile görüşmeler hangi aşamada?" diye soryın lütfen' dedikıen sonra). dum. Fakat... ... Eğer gerekli doviz gelirsı, Turk parasının de"Olumlu, bu hafta bitebilir. Biz IMF'yle mu gerini düzeltmek lazım. Sanavi urünlerinin rnaliBaşka gelişmeler olmuştu: Sükan, İşguzar ıstıfa etmezse bir başın toplantısı yaparak guvensız zakereleri geçen yıl kolay atlattık. Bu yıl kolay olveti zalen serbest kura gore oluşmuş durumda. Bu iik o>u vereceğini Başbakana bildırmişti. "Çaylı mayacak..." kurlar maliyetlere vansıdıgı kadar vansıdı. Bir vılMaliye Bakanı Muezzinoğlu, Paris'te IMF'yle toplantıdan" bir gece once konuştuğum Sukan, lık dovizsizlikle ithalatla uretimi arttırmamak. Bel"Kimi bağımsız bakan arkadaşlar Ahmet Ka goruşuyordu. Ne garip bakanlar vardı Turkiye'ki ihracat zorlanacak. Bu vıl. /orlanacak..." raarslan, Mustafa Kılıç, Ali Rıza SeptioğSu İş de, bu denli önemli görüşmeleri aşrmtılanyla Baş"Eğer parayı dalgalanmaya bırakırsanız. dolar bakana bildirmiyorlardı!.. güzar'ın istifa edeceği yolunda bana guvence >er100 liraya çıkar..." "... Bize para gelecek 300400 milvon dikleri için basın toplantısını bir gün erteledim " Ecevit. demişti. CHP grubunu toplu tutmak, işguzar le dolayında. Bu para. ötekiler gelene dek bizi go"Yapmayacağız!.." dedi. hinde oy vermelerını sağlamak için Tunca> Ma turur. Dunva Bankası bugüne dek hiç vapmadıYenı bir devaluasyon kokusunu alarak ayrıldık taracı. Örhan Alp ve Guneş Öngüt. "eğer ters bir ğını vaptı. 150 milvon dolar fazla verdi." Ece\it'in yanından. sonuç çıkarsa" istifa edeceklerini milletvekılleri "Fakat efendim" dedim. "IMF diyor ki:' 1978 llgınç ve önemli bir toplantıvdı arasında yaymışlardı. CHP'\e 'hükümetin gidici' martında bir standby anlaşması yaptık, niyet olduğunu soylemek ve "baskı \olu\la" tşguzar'ı mektubu verdiler bize ve Türkiye mayıs ayından SİREtEK Bir bakan gitmiş olur Konuşmaların burasına değin Ecevit'in CHP taktiğini koruduğunu gorduk: Gensoru verilmeli, soruşturma açılmalı, guvenoyu alınmalı, Işgüzar kabinede kalmalı, hazırlık soruşturmasında 'bir şe> çıkarsa' gıtmeliydi. "Ama partiniz yoUuzluk konusunda çok duyarlı. Hakkında soruşturma yapılan bir bakanın TC hükumetinde kalması doğru mudur?" Sorum buydu: "... Hazırlık soruşturmasını biz bir ayda bitirmek istiyoruz. Kuşkum şu: Gensoru ile bir sonuç alınabilir. Bunun sonu nerede çizilecektir? Her gensoru yiyen bakan gidecek midir?.." Sorulan surdurdum: "Grubunuza egemen misiniz? Ya bazı arkadaşlarınız gü\ensizlik oyu \erirse. ne olur o zaman?" "Tatsız bir durum ortaya çıkar. Bütün bu soylediklerinizden sonra tehlikeyi varit görürüm. Bu bir yandan siyasi oportinite, bir de bakanlar sorunu. Eğer İşguzar heniın tarafımdan istifaya zorlanırsa. ithamlar karşısında onu kurtlann öntine atmak olmuyor mu bu?.." "Eğer İşguzar gmensizlik oyu alırsa Hilmi İşgüzar gitmiş olmavacak yalnızca, bunun uzerinize, hükumet uzerine serpintileri olacak, o zaman ne olacak?" ".. Her giin karşılaştığımız ve ustesinden geldiğimiz sorulardan biri de bu olur... Ve... Bir bakan gitmiş olur. Nitekim Feyzioglu da Meeliste oyle söylemedi mi?.." Genel izlenim şuydu: Ecevit, Işguzar'm istifa etmesine karşıydı. Ama gruptan \eya hukümet ıçinden gelecek hareketleri kulak ardı edemiyordu. ©rta Anadolu'nun bazı illerinde sıkıyönetim ilanını istedim. Fakat Genelkurmay yetkilileri, ellerinde o bölgeleri de sıkıyönetim kapsamına alacak kadar kuvvet olmaaığım söylediler. Fazla ısrar etmeaim. Fakat sonraki yıllarda ne olduysa, 67 ilde de sıkıyönetim ilanına yetecek kadar kuvvet bulundu. kalkmamış ve belki de hiç kalkmayacak birçok olay var: 1 Mayıs 1977 Taksim faciası gibi; 1977 seçimleri öncesinde, îzmir Havaalanında, bir polisın ateşlediği gizli ve çok tehlikeli bir silahla bize karşı tertiplenen ve Mehmet İsvan'ın yaralanmasına yol açan suikast girişimi gibi; yine o seçimlerden önce, ben Taksim Alanj'nda konuşurken Sheraton Oteli'nin çatısından dürbünlü tüfekle üzerimize ateş acılacağı yolundaki başbakanlık ihban gibi... Vetabii, Abdi tpekçi'nin öldürülüşü ve Ağca'nın bir askeri garnizondan kaçırılışı gibi..." "Kahramanmaraş olayları Uzerine siz 13 ilde sıkıyönetim ilan ettiniz. Oysa hükümetin kaygı duyduğu başka iller de vardı. Oralarda neden sıkıyönetim ilan edilmedi?" BÜLENT ECEVİT "Gerçekten, sıkıyönetim ilan edilenler dışında, bizim hükumet olarak özellikle kaygı duyduğumuz başka bazı iller de vardı. Hele Orta Anadolu'nun, o sırada genellikle 'hilal' denilen kesiminde, çok tehlikeli bir durum vardı. Buralan içten içe kaynıyordu. Hem sağ, hem sol eylemler oluyordu. Fakat daha çok sağ eylemcilerin yuvalandığı ve mezhep kavgabizi tuzağın içine götürdu. Eylemcilerin kontrolündeki meydana zor eriştik. Halk korkudan binalara sığınmıştı. Biz eşimle otobüsün üstüne çıktık, koruma görevlileri canlarmı tehlikeya atarak meydanda mevzüendiler. Konuş.mamı o koşullar altında yapabildim. Niksar'm ardından, Şiran'da, Erzincan'da da korkunç olaylarla karşılaştık. İşin ilginç yanı, o bölgeye gideceğim ilan edildiğinde, sağın bellı bir kesimi, 'Ana muhalefet partisinin genel başkanı Kelkit Vadisinde ne anyor?' diye, kamuoyu önünde meydan okumuştu. Sanki orası bizim için bir yasak bölgeydi. Durumu bildiğim için, o bölgenin bazı illerinde de sıkıyönetim ilanını istedim. Hukümet olarak istedik. Fakat Genelkurmay yetkilileri, ellerinde o bölgeleri de sıkıyönetim kapsamına alacak kadar kuvvet olmadığını söylediler. Ben de, Silahlı Kuvvetlerin olanaklarını Genelkurmaydan daha iyi bilebilecek durumda olmadığım için, fazla ısrar edemedim. Fakat sonraki yıllarda, ne olduysa 67 ilde de sıkıyönetim ilanına yetecek kadar kuvvet bulundu." Demirel, surekli geziyordu. Bir ara söyleşirken, "hükümetin gidici" olduğunu yine vurguladı, ama "Dısardan para geleceğini o da kabul ediyordv ", nitekim hükümetin gideceğini vurgularken, "Dıfardan para gelse de yine gider" diyordu. Hâlâ, ' 'hükumet duşerse bir genel seçimin'' geleceğinde direniyordu. AP önderi bir genel seçim arayışından hiç vazgeçmiyordu. Hesabı şuydu: 218 oy toplam muhalefet + CHP'den istifa eden üç milletvekili + hükümete karşı olan bağımsızlar = 221. "Bir de Enver Akova"dedi. Eder, 222. "Adını vermek istemediği" yeni bir istifa daha olacaku: "Meclisteki 445 oyun 223'« bizde olunca?" diyordu: Hükumet gıder ve sonra... "Her türlü tedbir alındı. Eğer bizim bir fazlantıza bir karşı çıkarırsa, hemen yedekte bir başka istifa daha var..." Böyle diyordu Demirel. Aklımın ermediği hesaplardı. "Seçime dek nasıl bir hukümet olacak?" "Varsın nasıl olursa olsun, CHP olmasın da. Mittet, bir genel seçimle yeni bir hukümet getirmeli. Yoksa başka şeylerden korkuhıyor'' dedi Demirel. "Neden korkuluyor, Ordunun bir eylem yapmasından mı?" "Üç ayda organize olurlar. Demokratik düıen içinde bir yeni hükumet çıkmah. " AP önderinin o sırada 3G Mayıs 1979, Çarşamba yüksek komutanlardan bir kaygısı yoktu. "Bir Talat Aydemir çıkmasından" kaygılanıyordu. Bir başka derdi daha vardı: "Eğer Ecevit bizden birini daha Hasan Korkut'u söylüyordu bakanlığa atar da Çankaya onaylarsa... Çok ağır konusuruz... " diyordu. yanda da Korutürk'le savaşıyoruz kabmıdığını", gelecek paranın 'keş' olduğunu söy kut 'un bakanlığını onaylamamasım duyurmasına ledi. Oysa, Paris'te yeni devalüasyonun "biçimi, karşm Korutürk, Ecevit'ten gelen öneriyi kabul etztananı vemiktan" konuşuluyordu. Devalüasyo mişti. Demirel: nun seçım sonrasına kalmasını istiyorduk. Akar"Bu hükumeti yıkma noktasına gelindiği sırayakıt fiyatlarım 'sabit' tutmayı oneriyor, ithalat da Köşk, bu hükümete bir 'payanda' daha ve ihracat dengesine yöneleceğimizi bildiriyorduk. vuruyor" diyordu. Ecevit, Hasan Korkut'u bakan yaptı! Ender görülen bir kızgınlık içindeydi: Merkez Bankası Guvernöru İsmail Hakkı Ay"... Divanıharplik hukümet bu, Yüce Divan bile dınoğlu bir bilgi aktardı bana: "Bir yemekteydik. kaldırmaz. Bir yanda Amerika, bir yanda KoruABD Büyükelçisi, 'Demirel 'le bir yere vanlamaz' türk ile savaşıyoruz. Yahu, kaç cephede dövüşededi." ceğim ben?.." diye bağınyordu. Christopher da verdiği demeçıe buna yakın bir "Amerika'ya biraz daha bindirin" dedim. hava çalıyordu: "Neden bindirmeyeyim, bindiririm...'' "Türkiye ile görüşmeleri sürdüren IMF, Ankara Hükumet düşer mi?" diye sordum. Durdu, hehükümetinin 'çok acı ilaçlar' almasmı istemekte sapladı, sinirlerine egemen oldu: dir..." diyor, ardından, "Ancak muhalefet eko"Düşse de iyi, düsmese de" dedi. nomik reformların gerçekleştirilmesine yardımcı Politika sanatmı anlamanın zorluğunu çekiyorolmamaktadır. Türk parlamenterlerden ekonomik dum. Oysa geçen hafta Demirel, "gidiyor" diyorsorunlann 'parüzanca politikaların' çok üstünde du. Bu kez karamsardı. Hesaplarda gene bir tersolduğunu, bu nedenle ekonomik reformlar için lik olmuştu. Sürekli vurguladığı gerçek miydi popartilerin işbirliğiyapmalarını istedim" diye ta litika sanatı?.. "Politikada olaylar an be an değimamlıyordu. şebîlir, değişir"derdi, "ona göre vaziyet ahnır." Amaçladığı kisi, doğrudan Demirel'di. Ehh An Çağlayangıl olaylara daha güleryüzle bakıyorDuraksıyor, "Zaten, bugörüşümüzii Çankaya' kara büyükelçisi de kuşkusuz aynı havayı çalacak du. "Bizimküer"dedi, "Çankaya'yafenakızmıştı. Demirel'in vergi yasalarına karşı çıkması, alı lar, bu hukümet kör topal gidecek gibi." Sonra ya ilettik..." diye bir eklenti yapıyordu. îşgüzar gerginliği Ecevit 7 sarmıştı. Bir iki kez nan ekonomik onlemleri sert biçimde eleştirmesi, sesine alaycı bir ton vererek, sinirden olacak, mide spazmı geçirdiğıni oğreni Amerikalı dostlanmm üzmüştü, ama Türkiye'nin "... Bakanlıklara dolmuş kalkıyorrrr!'' diye yeiç politıkasındaki kaynasmalara yön vermek aca ni kulıs sioganını söyledi. yorduk. Bu arada U2'lerin Türkiye'den uçmast sorunu ba Washington'un üzerine^görev miydi? "Bizim miUetvekiUerinden kimigörseler bakanSpiers'm sozlerini Christopher'ın demecıyle bir lık öneriyoruv" diye ekledi. yüksek düzeyde ele alımyordu. MGK'de Dışişleri Bakanı'na vekalet eden Hik leştirerek büyükelçiyi eleştiren yazıma sert tepki Eğer CHP, İşguzar işini soruşturma komısyomet Çetin, uzun açıklamalar yapmıştı. Gece ko geldi. nuna göndermeyi başanrsa, bu komisyonda nuşuyoruz. "Genelkurmay U2 lerle ilgili tüm geSonradan öğrendim: Spiers, Demirel'i aramış, "cephelerin"88 olacağı, bu nedenle komisyonun tismelerden haberli"dedi. Çetin'e göre, Genelkur"böyle bir söz söylemediğini" bildirmis, AP ön iki yıl başkan bile seçemeyeceğı hesapianıp tartımay da uçuşlara "pek yanlı değildi. " Askerler, derı de "Bana söyleyeceğinize, açın, yazıyı yaza şılıyordu. "Başımıza bela olabilir" diyordu. na anlatın" deyip görüşmeyi kesmiş. Korutürk, AP'nin bir bildıriyle "tarafsızhğım Spiers aramadı. Kara listesi varmış, kimi gaze yitirdiğini" öne surmesı üzerine, "görevden Çetin, artık hükümette önemli gorevler üstleniyor, bir yandan başbakan yardımcılığı yapıyor, tecileri buyükelçilikteki toplantılara çağırçekileceğuü"söylüyordu. Haluk Bayülken 'in açıköte yandan kimi zaman dısişlerine baknor, eko mazmış... lamalarında da doğruladığı gibi, Koşk "iki cami nomik isleri yürütüyordu. Çetin, "IMF ile sorun Bir hafta önce Köşke ' 'haber salıp'' Hasan Kor arasında beynamaz"dı. M «. Bir yanda ABD, bir Ecevit, Hasan Korkut'u bakan yapmış, Korutürk de bu atamayı onaylamıştı. Hasan Korkut Demirel, ender görülen bir kızgınlık içindeydi: "Divanıharplik hükumet bu, Yüce Divan bile kaldırmaz. Bir yanda ABD, bir yanda Korutürk ile uğraşıyoruz. Yahu kaç cephede dövüşeceğim ben?.. " StRECEK DARUŞŞAFAKA CEMİYETİ'NDEN SAİT FAİK HtKÂYE ARMAĞANI 1 1985 yılında basılıp yayımlanmamış hikâye kitapları arasindan seçılecek bir eserın yazarına, buvük vazar SAİT r.Alk aniMna 25.000r TL. ödul venlecektir. 2 Daha once avnı arnıağanı ka^annıış yazarlar, beş yıl geçmcdikce varışma>a kaulanıa/lar. 3 Varışmava katılacak vazarların. yapıtlarından onar adedinin 29 Şubat 1986 gunu saat P.OO've kadaı Cemi\etimize teslinı cdilmesı gereklıdır. 4 Sonuç Mavıs 1986 avı içinde açıklanacaktır. Ek BlLGl: 14$ 48 10 14S 48 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle