15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Demek ki, katılma ve birleşme yasal bir işlemdir. Ve bu yasa anayasadan sonra yurürlüğe girmiştir. Üstelik, birleşme ve katılma yönünden milletvekilleri için anayasının 84. maddesine yollama yapıhnadığı görülmektedir. Zaten, 84. madde, partisinden istifa edip başka partiye geçen milletvekillerinin durumunu düzenliyor. Birleşme ve katılmada istifa yoktur, başka partiye geçme yoktur. 2820 sayılı yasanın 14. maddesine göre, tüzüğüdeğiştirme yetkisine sahip olan parti kongresi, partinin adım da değiştirebilecektir. Adı değişen parti, 84. maddede tanımlanan "başka parti" demek değildir. O partinin milletvekilleri kendi partilerinden istifa edip başka partiye geçmiş sayılmazlar. Bu bakımdan, katılma ve birleşmenin 84. madde ile hiçbir ilgisi yoktur. Yasa, katılan partinin mallarıru bile korumaktadır. O mallar katılınan partinin malları olmaktadır. Nerde kaldı ki, bir parti başka partiye katıldı diye, katılınan partinin milletvekilleri Meclis dışı bırakılsın. Herkes eğri oturup doğru konuşsun. 84. madde milletvekilleri için partiden istifa edip başka partiye gecmeyi yasaklıyor. Ve gerekçede söz konusu hükmün "topluca bir partiden istifa edip başka partiye girme ve bu suretle iktidar değişikliklerine neden olma" gibi dalgalanmaları önlernek için getirildiği belirtiliyor. Birleşme ve katılma, ise hiçbir dalgalanma yaratmaz. VANHŞ YAPILIYOR Kısacası, anayasada yer alan yasağın sınırlan genişletilemez. Yasal sayılmış bir eylem için 84. maddenin uygulanması düşünülemez. Yani, 84. madde çok yanhş bir temel üzerinde tartışıhyor. Sanki, birleşme ve katılma konusunda, bir engel varmış da, onun kaldınhnasına çalışıhyormuş gibi yapılıyor. Sorun kasten çarptılıyor. Başbakan kendi partisine güç kazandırmak için transfer olanaklan yaratmak istiyor. Ama bunu açıkça söyleyemiyor. Demokrat bir görünüm içinde birleşme formülleri aramış oluyor. Ancak, mızrak çuvala sığmıyor. Kimse bu oyuna kanmıyor. Tam tersi, özal askıya alma önerisiyle demokratlığırun ve liberalliğinin yeni bir örneğini ortaya koyuyor. Madde askıya alınmazsa, birleşemezsiniz, biz düşme kararı. veririz demiş oluyor. Ve bu yolla, birleşme girişimindeki partinin milletvekillerine korku salıyor. Ben hukukçu değilim derken, hukuku kendi çıkarla/ına anahtar yapmak istiyor. Oysa, hukuk insanlar için güvencedir, işbitirciliğin araa değildir. Bir Başbakan en azından bunu kabul etmelidir. Anayasanın 84. maddesi istifa edip başka partiye geçen milletvekilleri içindir. Yalnız onlara uygulanabilir. Birleşme ve katılma kesinlikle bu yasağın kapsamına girmez. SONUÇ Buraya kadar, 84. maddeyi birleşme ve katılm açısmdan incelemeye çalıştık. Şimdi biraz da, bir aylık transfer için yapılacak değişiklik önerisini değerlendirmek istiyoruz. önce şunu söyleyelim ki, anayasanın tamamı gibi 84. maddenin dili ve yazımı da son derece bozuktur. Bu maddenin yapısına göre, bakan olan milletvekili, üyeliğinin düşurüleceğinden korkabilir. Hele, 3. fıkrayı anlayabılmek hiç mumkün değildir. Bu fıkra, aynı cümle içinde, ilkin kişisel eylemiyle partinin kapatılmasına yol açan milletvekilinden söz ediyor, sonra kapatılan partinin bütün milletvekillerinin üyelikleri sona erer diyor. Eğer Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararı üyeliğe zaten son verecekse, kişisel eylemden niçin söz ediliyor? Ve kapatılan partinin tüm milletvekillerinin üyeliğini sona erdirmek demokrasiyle nasıl bağdaştınlabiliyor? Demek oluyor ki, 84. madde iki ayrı dummu düzenliyor. Birincisinde, Meclisin diişme karan vermesi gerekiyor. tkincisinde, Anayasa Mahkemesi'nce alınan kapatma kararının Meclis Başkanhğı'na lebliği yetiyor. Yani, partisinden ayrılıp başka partiye giren milletvekilinin üyeliği kendiliğinde sona ermiyor. Buna Meclis (salt çoğunluğuyla) karar veriyor. Ve 85. maddeye göre, Anayasa Mahkemesi'ne başvurularak bu kararın iptali istenebiliyor. O halde, eğer Özal'ın gözü kesiyor ve gücü yetiyorsa, Mech's'in takdir hakkı var, diyebilir ve transferleri bu yolla gerçekleştirebilir. Yoksa, politik ahlakı sağlamak için konulduğu soylenen bir maddeyi askıya almak olacak iş değildir. Madde beğenilmiyorsa, tumden değiştirilebilir. Ama, gerekçesi dururken bu madde askıya abnamaz. O gerekçe ki, toplu istifalan kötülüyor. Maddenin temelinde böyle bir gerekçe yatarken ve bu gerekçe toplu istifalan kötü sayarken, bir ay sureyle kötüluğü, dürüstluğe dönüşturmek mumkün olamaz. Anayasaya karşı bu kadar açık bir hileye başvurulamaz. 2 EKİM 1985 Birleşme, Transfer ve 84. Madde Hemen belirtelim ki, SODEP ile Halkçı Parti birleşmesinin 84. maddeyi iigilendirir bir yani yoktur. Açıkça, hukuk adına politik hesaplar yapüıyor. Milletvekilinin parti değişürmesi olayı başkadır, iki partinin birleşmesi başkadır. Duyulan gereksinim milletvekilleri için istifa yolu açmaksa, bunun adı doğru konulmahdır. Kimse, birleşme sorunu için çözüm buluyoruz diye, başka kapılara anahtar aramasm. PENCERE Bıçak Sırtında... İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanlık siyasal sömürgeciliği tasfiye ederek büyük bir kalkmma sürecine girdi. Yabanıl köşeleri dışında bugün yeryüzünün neresine gitseniz, birbirine benzeyen büyük oteller, gökdelenler, otoyollar, fabrikalar, kocaman marketler, geniş caddelerde akan arabalar, barajlar, asma köprüler, parklar, görkemli yapılar görürsünüz. Hızlı bir değişim ve gelişim süreci yaşıyor insanlık; bu hızın ivmesi de yükseliyor. Yeryüzünden siyasal sömürgecilik tasfiye edildi; ama, ekonomik sömürgecilik sürüyor; çelişkili gibi görünse de, gelişme ve büyüme ekonomik sömürgecilığin boyunduruğunda yaşayan ülkelerde de izlenmektedir. Çünkü büyük sanayi devletlerinın pazar gereksinmesi söz konusudur. Pazarları açmak, hayatı pompalamak, tüketim eğilimlerini kışkırtmak, gelişmeyi de içerir. Geçmışe baktığımızda da bu olguyu saptıyoruz. Istanbul'a bakın!... Asya yakasında yükselen koskoca Haydarpaşa'yı, Bağdat'a yönelik emperyalizmin taştan yontusu sayabilıriz. Cağaloğlu'nun en gözde yerine oturtulan Düyunu Umumiye'nin bugun İstanbul Lisesi olarak kullanılması, tarihi unutturabilir mi? Yabancı kumpanyalar Cumhuriyet devrimiyle tasfiye edildiklerinde, Anadolu'da binlerce kilometrelik demıryolu bırakmışlardı. Abdülhamit'in 33 yıllık saltanatında geçerli komprador kapitalizmi, ülkeye az mı yatırım yaptı? 19'uncu yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı devletinde gericilik ve tutuculuk ne denli egemen de olsa, Batı emperyalızmi bastırıyordu. Etkilerini elle tutulur biçimde görebildiğimiz yabancı sermaye yatırımları "eserlere eserler" katmıştır. • 20'nci yüzyılın sonuna doğru Türkiye elbette değişiyor, büyüyor, gelişiyor. Köprüler yapılıyor, barajlar yükseliyor; fabrikalar, yollar ve yolların üzerinde akan arabalar çoğalıyor; gökdelenler, büyük oteller, kentlere tepeden bakıyor. tüketim alışkanlıkları çoğalıyor, pazar genişliyor, dışardaki egemen ekonomilere açılıyor; paramızın değerı düşürülüyor; ucuz emek cennetıne dönüşüyoruz. Bütün bunlar siyasal sömürgeciliğin tasfiyesinden sonra icat olunan ekonomik sömürgeciliğin alışılagelmiş yatırımları ve düzenlemeleridir. Ancak bütün dünyada ızlenen bu düzenlemelerın bir ülkede Batılı anlamda "siyasal demokrasi" çerçevesınde yürütülebildiğı görülmüş değildir. Gerçekte yeryüzünün çoğu yerinde halk kitleleri siyasal sömürgecilikten sonra gündeme giren ekonomik sömürgeciliğe de başkaldırmaktadır; ama bu dıreniş, çoğu ülkede ABD'yt bağlı orduların darbeleriyle kırılmaktadır. Latin Amerika'da görenekleşen "darbe siyaseti" bütün dünyada geçerli kurama dönüştürülmüş ve ekonomisi bağımlı ülkeler "güdümlü demokrasi" ile "askeriyönetim" arasında "alternatifsiz" bırakılmıştır. Türkiye 20'nci yüzyılın sonuna doğru, bu alternatifsizliğe doğru zorlanmaktadır. • Ancak ülkemizin Güney Amerika, Uzak Asya ve zavallı Afrika ülkelerinden daha değişik bir konumu, dış bağlantıları ve tarihsel birikımi vardır. Türkiye, Avrupa Konseyi'ne ve NATO'ya üyedir; AET'ye de bir anlamda ortak sayılabilir. Bu örgütlenmeler içinde "eşit üye" konumuna girmek istiyorsa, Batılı anlamda siyasal demokrasiye geçmek zorundadır. Eğer "güdümlü demokrasi" denilen ya da 'Vesayef demokrasisi" diye anılan rejimde direnirse uluslararası kişiliğini koruyabilecek midir? Batı Avrupa neyi yeğleyecektir? Batı'dan çok, kuşkusuz, bu soruyu Türkiye'nin kendi kendisine sorma vakti gelmiştir. TURGUT KAZAN Istanbul Barosu Avukatlarmdan .» SODEP ile Halkçı Parti'nin , birleşme girişimleri konuyla ilgisi .; olmayan bir tartışma başlattı. ll>, kin ANAP'ın ikinci kademe yetkilileri 84. madde "engelini" or,, taya attı, sonra, Başbakan özal 'değişik bir formülle tartışmaya \ katıldı. özal hukukçu olmadığı' nı söylemekle birlikte, düşündü*; ğü hukuksal formülü açıkladı. '' Anayasanın 84. maddesi bir sülf re askıya ahnırmıs, diledikleri ' partiye girebilmeleri için, millet"'vekilleri serbest bırakılırmış. Böylece, birleşmenin de herhan• gi bir engeli kalmazmış. ' Şimdi, ANAP'ın bir yasa önerisi hazırladığı anlaşılıyor. De, mek ki, anayasayı değiştirmeye ^ dönük ilk adım, bu vesileyle atılmış olacak. Ve söz konusu deği' şiklikle 1982 .Anayasasının poli, tik ahlakı korumayı amaçlayan maddesi askıya alınacak. Bir ay " süreyle transfer mevsimi açıla1 cak, isteyen her milletvekili dile diği partinin kapısını çalacak. BtRLEŞME BAŞKADIR Hcmen belirtelim ki, SODEP ile Halkçı Parti birleşmesinin 84. " maddeyi iigilendirir bir yaru yoktur. Açıkça, hukuk adına politik hesaplar yapılıyor. Milletvekilinin parti değiştirtnesi olayı başkadır, iki partinin birleşmesi başkadır. Duyulan gereksinim milletvekilleri için istifa yolu açmaksa, bunun adı doğru konulmahdır. Kimse, birleşme sorunu için çözüm buluyoruz diye, başka kapılara anahtar aramasın. hukuku zorlayamaz, o konuda duraksama yaratamaz. Nitekim, bir Başbakanın hukukçu olmaması, genel afla özal affı birbirine kanştırmasına, yürüyen davalardaki sanıklan suçlamasına özür sayılamaz. Başbakan oğrenme olanağını kullanır ve hukuka uygun davranır. Başka türlü yapamaz. 2828 sayılı Siyasal Partiler Ya YASAL DURUM sası'na göre, partiler birbirlerine SODEP'le Halkçı Parti birleşkatılabilir, ya da iki parti birbi mesi kamuoyu onünde oluyor. riyle birleşebilir. Yasa son dere Herkes tüm ayrıntılan görüyor, ce açıktır. Yani, katılma ve bir biliyor. İki parti 2820 sayılı SPY leşme için bir engel yoktur ki, en uyannca birleşmeye çalışıyor. geli kaldırmak söz konusu olsun. Önce, bu yasanın 14. maddesine Bu bakımdan, Sayın Özal'ın bakıyoruz, "Paninin tüzük ve ben bokukçu degilim diyerek programında değişiklik yapsunduğu formül yasayla ve hu mak... partinin kapanmasına vekukla bağdaşmıyor. Elbet bir ya başka bir partiyle birleşmesiBaşbakan hukukçu olmayabilir. ne ve böylece... mallannın tasfıAma, bir Başbakan sorunlara ye ve intikal şekline dair karar "ben hukukçu değüim" diye yak vermek büyük kongrenin yetlaşmaz, yaklaşamaz. Başbakanın kilerindendir" diyor. Aynı yasaen iyi hukukçulara danışma ola ~nın 109 ve 110. maddeleri de bir nağı vardır. Başbakanlar bu ola başka partiyle birleşmek için kanağı kullanır. Ve atılacak her adı panma karanndan söz ediyor ve mın hukuka uygunluğu böyle bu durumda parti mallannın birsağlanır. Bir Başbakan ben hu leşilen partiye nasıl geçeceğini kukçu değilim diye giriş yapıp gösteriyor. OKTfly AKBAL EVET/HAYIR Çelişkiler İçindeyiz "Diyelim ki ben Fransızca bir kelimenin karşılığını arıyorum, Türkçede yok öyle bir kavram, ne yapacağım? O kelimeyi bul maya, uydurmaya çalışmayacak mıyım? Ben de, benım gibi o ;., kelimeye ihtiyaç duyanlar da ellerimizı, kollarımızı kavuşturaca', ğız, dil onu kendi kendine yapacak! Çıldırmak işten değil! Yani . günün birinde gökten zembille mi düşecek? Bahar sabahı uyanıp da ağacın yapraklarını açmış gördüğümüz gibi onun da sözv. lüklerde beliriverdiğini mi göreceğiz?" Nurullah Ataç böyle yazmıştı uydurmacıhk' suclaması va, panlara karşı... 'Uydurma', ne demek, uydurma? Yaratma. bulc ma, yakıştırma, türetme desek daha iyi değil mi? Almanlar ne . yapmışlar, onlar da yabancı dillerden gelen kavramlara kendi , dillerinde karşılıklar bulmuşlar, yani uydurmuşlar... Osmanlıca'da pek çok 'uydurma' sözcük yokmuş gibi! Bu konuda TDK eski Genel Yazmanı Ömer Asım Aksoy bat . kın ne diyor: "Üretilen, yaratılan veya kaynaklarımızdan aranılıp çıkanlan kaiimatere uydurma adım takmışlardır. Anıt, yazıt, gerçek, ülkü • çnlan çileden çıkanr. Abide, kitabe, şeniyet. mefkure kelimeleri•:ne taparlar. Arapçada bulunmayan ve kırk yıi önce uydurulan ibu sonunculan gökten inmiş kendilerine emanet edilmiş mukadcdesattan sayarlar." ~ Evet, unuttukları, görmezlikten geldikleri bir başka gerçek de, onların, 'uydurma'dedikleri, Bay Tahsin Banguoğlu'nun ya'pay TDK'nın yani devlet dairesi yeni TDK'nın sözde dil bayra• mında söylediği gibi 'mide bulandıncı', 'sapık bir ideolojinin aleti' ..saydığı Türkçe sözcükleri 'uyduran'ların başında kim mi var? ^Atatürk var! 'Geometri' kitabtndaki 1938'den başlayarak okullarımızda okutulmuştur yer alan terimler onun yarattığı, benimsettirdiği sözcüklerdir. Işte birkaçı: düzey, kesit, çember, teget, açı, yatay, düşey, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, yanal, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit, toplam, oran, türev, alan, varsayı, gerekçe... Sonra Sayın Evren'in pek çok söylevinde yer alan sözcükler de 'uydurma' değil mi? Bütün şu sözcükler TDK'nın çalışmaları sonucunda ulusumuza benimsetılmiş değil mi? Cumhurbaşkanın 1984'te yayımlanan 'Söytev ve Demeçte/fnden ki ^söylev ve demeç de gericılere gore uydurmadır gelişıgüzel •'olarak seçtiğim kimi yasaklanmış, kimi uydurma ya da Banfguoğlu'nun deyimiyle 'mide bulandıncı' 'sapık ıdeolojiye alet' Jsayılan sözcüklerden bir demet sunuyorum: Bağımsızlık, uygarlık, yönetim, ülke, odak, ilke, çaba. işler: .lik, yargı, anlam, tutum, görev, değınmek, konuk, atama, olum'csuz, mutluluk, ilişki, izlemek, dayamşma, durum, bilinç, girişim, Izorunluluk, düzen, yasama, süre, ilginc, yoksun, gösterge, saytgınlık, uygulama, uyumlu, uygulama çözüm, bilim, donatım, mttelik, düzey, sorun, özgürce, vb. vb... £ Bir de 'kuşakların arasını açmak' gibi bir suçlama var! Türkf çecı aydınların 'dilde arılaştırma' çabalarıyla gençlerle yaşlılar tbirbirini anlayamaz olmuş! Ne yapmalı? Yeniden Osmanlıca |sözcüklere dönülmeli ki gençlerle yaşlılar birbirlerini anlayaJbilsinler! Bu denli yanlış bir sava gülüp geçmek gerekir, ama fbuna inananlar, bu inançla ders kitaplarındakı Türkçe sözcük• leri ayıklayıp yerlerine Osmanlıcalarını koyduranlar var. , Prof. Dr. Tahsin Yücel bu konuda şöyle yazıyor: "Tarihin sayısız kuşaklannı birbirine bağlayan bir dil düşünülemez. Değiş' mez bir dil düşünülemeyeceği gibi, geçmişin ve bu günün kuşakları arasında kusursuz bir anlaşma, bir uyum da düşünülemez. Bir ulusun çağlar içinde birbirıni izleyen kuşakları arasında bir süreklilik, kesin bir uyum aramak tarihin tanıklık ettiği evrim duşüncesini yadsıyarak her zaman için durmuş bir toplum ' düşlemektir. Fuzuli'nin kuşağıyla, Şinasi'nin kuşağıyla, Başgil1 , in kuşağıyla da bugünün kuşakları anlasamazlar. Yeni kuşakların geçmiş kuşaklara özdeş kalmalarını istemek, onların üç yüz yıi önce yaşamış bir Yeniçeri'den farksız olmalarını istemek an, lamına gelir." Bütün bu gerçekler ortada durup duruyor, ama Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları Seferberliği'nde koşut, doğa, ekin, devrim, gereksinme, yaşam, öykü, tüm. örneğin, yanıt, etkin, dışalım, anımsatma, düzettmen, eğitsel, yanal, olanak, söyleşi, simge vb. sözcükleri okul kitaplarından attırıyor! Cumhurbaşkanmın bile kullandığı bir çok sözcük M. Eğitim'ce, TRT'ce yasak sayılıyor! Bu denli çelişki az görülür!. Sanırım bu konuda daha çok konuşacak, daha çok yazacağız. Ta ki sağduyu üstün gelene dek. Garanri Bankası'nın Destekleriyle SERGİ VE SEMİNERİ DOflhULE Çağdaş bilim ve teknolojinin insanlığa hediyesi olan bilgisayar uygulamaları ütkemizde de gıderek yaygınlık kazanmaktadır. COMPEX'85 iş dünyasında, okulda ve evde kullanılan bilgisayarlardaki en son teknolojik gelişmelerin sergi ve şeminerler aracılığı ile tanıtılacağı bir uzmanlık fuarıdır. HDUŞUNEkim '85 Aylık Dergi/300 Lira • GENÇ OLMAK/TOPLU SÖYLEŞİ: NüRİ KARACAN UĞUR KÖKDEN OYA KÖYMEN İLHAN SELÇUK AFŞAR TİMUÇİN • ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU: Liberal Ekonomi, İnsan Hakları. Bağımsızlık ve Demokrasi Üstüne • NURİ KARACAN: Gelir Bölüşümü • ONAT KUTLAR: Unutulmuş Ozanlar • GENCAY GÜRSOY: Ruhi Su Öldü • NEDİM GÜRSEL: Raskolnıkov'un Odası • ÖZEL BÖLÜM: GÜNEY AFRİKA •Güney Afrika'nın Sömürgeleştirılmesınden 70'li Yılların Ortasına Kadarkı Tarihsel Gelişme • "Şimdi biz hücumdayız'VANC Genel Başkanı Olıver Tambo ile röportaj •Güney Afrıka'da Terör ve Direnişin Bılançosu •Güney Afrika'da Irkçılığa Karşı Dıreniş Hareketı Hızlanıyor • Irkçıların Elmas Yağması •SİİRLER: L.S. SENGHOR'dan H.Okan Alkar, M.KUNENE ve D.BRUTUS'dan Tomris Uyar •abdülkadir budak*afşar timuçin*arslan başer kafaoğlu •ayla ersoy*can yücel«cevat çapan*deniz mazlum«edip cansever*eray canberk«erdal alova*ferruh doğan«gencay gürsoy*h.okan alkar*ilhan selçuk*kemal özer*mehmet doğanay»metin demirtaş»nedim çürsel*nurer uğurlu*nuri karacan«oben guney*oğuz özugül«onat kutlar*oya köymen •sabahattin kudret aksal*salâh birsel«sennur sezer*serdar çelik*sevgi tamgüç'teoman aktürel*tomris uyar*uğur kökden*uluğ nutku*vasıf kortun*veysel öngören*yusuf O RÖNESANS ULUSLARARASI PAZARLAMA HİZMETLERİ A.Ş. Şehit Muhtar Caddesi 41/456 TaksimİSTANBUL Telefon:1S0 74 00 • 150 24 97 TEŞEKKÜR Canım Annemiz HAYRtOMSİSA ÇETİNKAY4 acısını bizlerle paylaşarak, yakın ilgilerini esirgemeyen, cenaze torenine katılan, çelenk gönderen, mektup, telefon, telgrafla \e evimize gelerek başsağlığı dileyen tum akraba, dost, arkadaş ve kuruluşlara teşekkur ederiz. AİLESİ özekevd. brutus'm. kunene»l.s.senghor. BÜTÜN BAYİLERDE f GA1ATASARAY SÜPER PIYANGOSU V» riCHIII TKNIK MaHUCE KUI TELEKS DEĞİŞİKLİGI • >*• INGIUZCE • TurkYatMBrı o^rctmnüer • •8 Ajda laKfliıor Isl ua İki Nrılh Srmtlade Hrrkrvf Hrr S u t t r Vrni Doorn Kayıtlan Drtıın Ediyor. Turkiyr'nin rm bmyuk kaına kunıhıtbnnda İNGİUZCE ö*r»llrrt jrmpu ttk knnılır. * tlttma» verilir." OSMANBEt: 14C24Z3 148 40 40 ş>traite>r Sok. S8 « KADIKOV: t n n ü . M S 1 1 Z » Tt'RKME.V KABŞ1SI ^ • ADIM:302SMERCEDES DEĞERİM: 43.000.000.TL" SAT1Ş YEKlERh MIUJ m \ S ISIVMİU HVIK t< Z7800 Teleks numaramız 25.9.1985 tarihinde 27800 olarak değiştiriimiştir. rn VIKM/IIRI. TÜRKİYE TURİNG VE OTOMOBİL KURUMU • O.D.T.Ü. Kimlığimı kaybettım hükumsüzdür. FERDA BAR BAROS ALTUĞ • Nüfus cuzdanımı kaybettim. Hükumsüzdür. MUHARREM AYDOĞAN • 1854 sayılı diploması kaybolan universitemiz inşaat fakultesı 19491950 donemi mezunlanndan Özcan Saffettin Sıle'ye duplicat diploma verileceği,bu husustaki yoncımeliğın 6. maddesi u>arıh<»a ilan olunur. SÜPER ŞÖLENE KATILIN; ' (.'•klllv l l » l'kl'll I 1 W C ııniıntiN siıııü SıifKT S,ırı.ıK'l>ınıı .•şlKjınılr S^or S 'Vf S,)r.ı\ııul,, AYRICA: 1111 CUMHURİYET ALTINl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle