23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 1985 HABERLER CUMHURÎYET/9 SODEP İŞÇİ SEMtNERİ Usıınıi: Anayasa değişmeden işçi hakları savunulamaz lstanbul Haber Servisi SODEP Istanbul il örgütü İşçi Komisyonu tarafından daha önce çeşitli yer ve zamanlarda çalışma yaşamıyla ilgili olarak düzenlenen toplantılann sonuncusu dün "Sosyal Demokrat Partilerde tşçOerin Işlevi" adıyla düzenlendi. SODEP lstanbul tl Başkanı Sadullah Usumi, TRT eskı Genel Müdürti İsmail Cem İpekçi, kapatılao CHP'nin eski milletvekillerinden Metin Tttzün, grevdeki Birleşik Alman tlaçlan Fabrikası işçilerinden Erol Koca ve SODEP üyesi Erkal Ytei'nin konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, 1982 Anayasasmın işçi haklannı kısıtladıgp üeri sürüldü ve Özal yönetimi eleştirildi. tsmail Cem İpekçi, konuşmasında, sosyal demokrasinin öncelikle çalışan kitlenin siyasi hareketi olduğunu belirtti ve "Sosyal demokrat partikrin soldaki sının çoğulcu demokrasiyi taviz vermeden sahiplenmektir. Sahiplenmcyenler de solcudur, saygındıriar, ama sosyal demokrat degildirler. Sağdaki sınır ise demokrat olmaktır" dedi. İpekçi, şöyle devam etti: "Türkiye'de bir partinin sosyal demokrat olması için işçilerin yönetimde ağırlık taşunası lazım. Bu 'tşçi başımın tacı' demek degil. Dışarüda sosyal demokrat partilerin yönetiminde yiizde 6065 oranında ağıriık sahibi. Bizde bu olur mu, diyeceksek, kavgayı bırakalım. Bu eski CHP solculuğu olur. Solcu olmayan bir gerçekçiliğin tuzağına düşmeden, gerçekçi olmayan bir solculugun hayaline kapümadan Türkiye'de onemli işler yapılabilir." CHP eski milletvekillerinden Metin Tüzün de Türkiye'de demokrasinin yürümediğini vurguladı. "Bugiinkü durumuyla demokrasi topaldır. Çok göçlii bir sag ayağı ve kesilmiş bir sol ayagı olan bir durumdadır" diyen Tüzün, en yetkili ağızların "suskun toplum" mantığmı ileri sürdüğünü söyledi. Türkiye sağının çok uzun süren bir balayı yaşadığını bildiren Tüzün, şoyİe devam etti: "12 Eylül şoku nedeniyle'büyük oy toplayan bugiinkü iktidar ve onu destekleyenler, Tiirk taalkıyla bir flort içindeler. Ancak flört kötiıye çekilmiş, adeta namus elden gider hale vanlmıştır. Bölünme ve kavga, sagda vardır. Bu parsayı toplama kavgasıdır. Solda, emekçi kesimde böyle bir kavga oimaz." SODEP lstanbul II Başkanı Sadullah Usumi, 1982 Anayasasının özgürce hak arama olanağını ortadan kaldırdığını söyleyerek, "Anayasa değişmeden, ne özgürlük olabilir ne de işçi hakları savunulabilir. O halde, Uk hedefimiz, önce anayasayı, sonra da anti demokratik yalalan defiştirmek olraalıdır. Bu nedenle işçi siyasete ağırlık koymalıdır" dedi. Cîndoruk: irtica değil komünizm tehlikesi var iktidara ihtilal getirdi. 6 Kasım özel seçimdir, genel seçim değil. MEHMET GÜLTEKİN AGRI DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "MüK Hâkimiyet, Demokrasi ve Ekmek" gezisinin ikinci gunünde Erzurum'un Pasinkr, Horasan ve Ağrı'nın Eleşkirt ilçeleri ile Ağn'da yaptıfı konuşmalarda, "Türkiye için tehlike irtica değil, en büyük tehlike komünizmdir" dedi. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk Doğunun sorunlanna değindi, hayvancılığjn hükümetin yanlış politika uygulaması nedeniyle giderek yok oklugunu ileri sürdü ve şunları söyledi: "Demokrasiyi milletin kalkındınlması için anyonız. DYP; DP ve AP'nin tnraktıgı boşluklan dolduruyor. tktidanlaki parti sizin partiniz değildir. Geçici partidir. Bu partiyi ihtilal getirdi. 6 Kasım özel seçimdir, genel seçim değildir. Milletin, millet tarafından idare edilmesi için 40 yıldır verilen mücadele boşa mı gitti? Adnan Mendere» boşuna mı asAdı? DYP, 3. kalkınma hareketini köyden başlatacaktır. Cumhuriyet laiktir ama dinsiz değildir. Türkiye için tehlike irtica değil, en büyük tehlike komünizmdir. İrtica var diye Türkiye'yi bölmek isteyenlere, komünizmi getirmek isteyenlere fırsat tanımayalım. Türkiye'de zaraan zaman irtica olayı ortaya çıkanlır. İrtica varsa devletin susması gerekmez. Devlet olayı yargı orgamna getirir, devletin irtica hakkındaki belgderi ortaya çıkanp kamuoyuna açıklaması gerekir." ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN Ankara Vtfashington Yokuşu Dikleşiyor Amerikan Dışişleri Bakanı Shuttz'un önüne bir not konulmuş. Zaman zaman önundeki küçük nota bakarak Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu ile konuşuyor. New York'taki ikili görüşmede Shultz konuyu hemen ABDTürkiye ilişkilerine getirmek istercesine "sizinle her sefer Sovyetler Birtiğini görüşürüz, ama bu sefer o kadar vakit yok" diye söze giriyor. Halefoğlu eklıyor: "Geçen görüşmemizde ben size söylemiştim Sovyet Başbakanı Tikhonov'un gidici olduğunu, bakın aynldi görevinden..." Kısa görüşmede ABD Dışişleri Bakanı konuya yanaşıyor: "Türkiye büyük bir devlettir.." Halefoğlu Amerıkalı meslektaşının sozünü kesiyor: "Yok, sizin söylediğiniz ölçüde büyük bir devlet değil, orta büyüklükte bir devlet..." Sonra da asıl gündeme giriyorlar: 18 Eylül günü Türkiye taraiından Amerikalılara verilen Savunma İşbirliği Anlaşması'nın içeriğine ve anlaşmanm "bu sefer" hangı temel noktalara oturtulacağına geçiyorlar. Geçenlerde Başbakan Turgut Özal'ın Cumhuriyet'e verdiği özel demeçte vurguladığı gibi, "Türkiye ile Amerika arasında problem var". Savunma İşbirliği Anlaşması görüşmelerine başlanacağı bugünlerde Türkiye ile Amerika arasındaki sorunlart üç noktada toplamak da "serbest ticaretin geliştirilmesinden yana olduğunu" önerdiği, anlaşma tastagmda açıkça vurguluyor. Bundan yedi ay kadar önce, Ozal'ın Amerika'yı resmen ziyareti sırasında her fırsatta işlediği bir konu vardı: "Biz yardımın arttmlmasını istemiyoruz, karşılıklı ticaretin arttınlmasınt istiyoruz". Bu istek hem Amerıkalı bakanlara, hem de Başkan Reagan'a bizzat Başbakan Özal tarafından defalarca aktarıldı. Mart ayında Özal, "Amerikalılardan anlayış gördüklerini ve konunun çözüme kavuşturulacağım" açıkladı. Hatta, daha sonra Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli sırf bu iş için Amerika'ya gitti. Ama eli boş döndü. Ticaretin serbestleştirilmesinde Amerika'nın bir rtirazı var: Herhangi bir malın ithalatında Amerika ancak yıllık yüzde otuz oranında bir arttş kabul ediyor. Örneğin, Türkiye yüz tane çarşaf satmışsa Amerika'ya, ertesi yıl ancak 130 çarşaf satabilıyor. 131. çarşafa Amerika sınırlama getıriyor. Türkiye işte bu yüzde otuz oranındaki sınırlamanın kalkmasını ıstiyor. Özal'ın "Amerika bizim isteğimizi kabul etti" demesıne rağmen, bugüne dek bu alanda herhangi olumlu bir adım atılmış değil. Oysa, Türkiye'nin özellikle tekstıl alanında Amerika'ya ihracatı devede kulak kalıyor. Örneğin, Hong Kong, Amerika'ya yılda üç milyar dolarlık tekstil satıyor Bu yıl bu miktarı 800 milyon dolar daha arttırmış. 800 milyon dplar artmasına karşın, "yüzde otuzluk artışın altında kaldtğı" gerekçesıyle, VVashington buna ses çıkarmıyor. Ama, Türkiye 200 milyon dolarlık tekstil ihracatını 300 milyon dolara çıkarmak istediğinde kıyamet kopuyor "Biz kendi sanayimizi koruyoruz" karşılığını alıyor. Ankara bu sefer "hani siz serbest piyasa ve serbest rekabet şampiyonluğunu yapryordunuz, ne oldu bu" sorusunu yöneltıyor. İşin bir başka boyutu daha var. Türkiye, Amerika ile olan ticari ilişkilerınde "Kota yoluyla ticareti sınırlanan tek NATO ülkesi". Türkıye'den başka htçbır NATO ülkesine Amerika tarafından böyle bir ticaret sının konulmuş değil. Hemen bellrtilmesi gereken bir başka gerçek daha var. Bunu da yine Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, New Yorktaki görüşmede ABD Dışişleri Bakanı Shultz'a hatırlatıyor: "Amerika'nın dünyada ticaret yaptığı ülkeler arasında sadece beş ülkeye dış ticaret fazlası var. Bunlardan biri de Türkiye." Shultz gerek NATO ülkelerıne uygulanan Özel anlaşma, gerekse ticaret fazlası veren beş ülkeden birinin Türkiye olması karşısında, Halefoğlu'na sadece "konunun üzerine eğileceğiz " karşılığını verebiliyor. Her şeyin bu ölçüde açık ve net bir biçimde masaya dökülmesine rağmen, Amerika neden ısrarla Türkiye'ye karşı "mal ambargosu" uyguluyor? Yönetim Türkiye'nin ihraç ürünlerine konulan sınırlamayı tek bir kararla kaldırabilir. Ama, işin püf noktası da bu zaten. Ankara "serbest ticaret" dediği anda, VVashington biraz önce belirttiğımiz gibi, "Kıbns sorunu, Ege sorunu, Kongre'deki Rum lobisi" diye ilgisiz bir yığm gerekçeyı sıralamava başlıyor. Bize kaltrsa, asıl sorun "İhracata sınır" koymak değil. Ama bu yetkiyi elde tutarak Türki Her şeyin son derece açık ve net bir biçimde konulmasına rağmen, ABD neden ısrarla Türkiye'ye karşı, "mal ambargosu" uyguluyor? Ankara ne zaman "serbest tlcaret" dese, "Kıbns sorunu, Ege sorunu, Kongm'deki Rum lobisi" gibi gerekçeler yanıt olarak geliyor. mümkün: Önce Ermeni sorunu. Amerikan Kongresi bir yasayla Ermenilere Türkler tarafından soykınmı yapıldığını kabul etti. Gerçi, daha sonra bu yasa ve Amerikan Kongresi'nin tavrı Ankara tarafından ağır bir biçimde eleştırildi. Ne var ki, sözü edilen yasa şu anda "Rafa kaldırılmış" olsa bıle yine de varlığını koruyor. Türkiye'nin bu konudakı ısrarlarına Amerikan yönetimi doğrusu pek tutarlı karşılıklar veremıyor. Amerika ile ikinci sorun, tüm ilişkilerin birbirine kanştırılmasından kaynaklanıyor. "TürkAmerikan ilişkileri" denildiğinde, VVashington sapla samanı birbirine karıştırmaya başlıyor. Gündeme acele Türk Yunan ve Amerikan Yu» nan ilişkileri getiriliyor. Kıbns, Ege, ekonomik ve askeri yardım paketleri anında masaya dökülüyor. Bir bakıma, Amerika'nın diğer üikelerle ılişkilerinde hiçbir zaman birbirine karıştırmadığı sorunlar, konu Türkiye oldu mu, birbirine dolaşıyor, içinden çıkılmaz bir yumak haline dönüşüyor. Dolayısıyta da, Ankara ile VVashington hiçbir zaman net bir biçimde "Türkiye Amerika ilişkilerini" ele alamıyor. Ele alınamadığı sürece, yumak daha da dolaşıyor. Üçüncü nokta ise, tam günümüzün konusu. Türkiye, Savunma İşbirliği Anlaşmasmın bu kez daha değişik bir biçimde tarttşılmasınt öneriyor. Yardımların arttırılması yerine, iki ülke arasınmasaya Refah Gecesi'nde 'haremlik selamhk' TÜREY KÖSE tZMtR KungFu'lu, şiirli, zenneli "dini skeç"li Refah Partisi'nin "Refah GecesP'nde kadınlar sinema salonunun balkonunda, erkekler aşağıda oturdular. Son günlerde gündemde olan "laiklik, irtica" konuları anımsatılarak sık sık basına çatılan gecede konuşmacılardan Refah Partısi MKYK üyesi Bülent Arınç, "Batıdaki laiklik bizde yok. Adam oldıirene af var. Laikligi çigneyene \ok. tkide bir sakalımızı kesmesinler, kesilen sakal eskisinden giir çıkıyor" dedi. "Refah Gecesi"nin yapıldığı Eşrafpaşa Şenocak Sineması'na girerken birkaç kez "bayanlar balkona" sözleriyle uyarıldık. Gazeteci olduğumuzu söyleyince 6 HAREMLIK SELAMLIK Refah Partisi'nin 'Refah Gecesi'nde kadınlar balkonda, erkekler ali katta. K.ungfu'lu, zenneli, 'dini skeç'li Refah Partisi Gecesi'nde, kadınlar sinema salonunun balkonunda, erkekler aşağıda oturdu. Partisi MKYK üyesi Arınç, "Batıdaki laiklik bizde yok. Adam öldürene af var, laikliği çiğneyene yok. îkide bir sakahmızı tıraş etmesinler, kesilen sakal eskisinden giir çıkıyor" dedi. salona girmemize izin verdiler. Dııvarlarda "Ne FMF, ne faiz, railli hamle", "Elli mjlyon tek vücut, tek kalp. inançlıyız, güçliıyiiz", "Refah gelecek, herkes gülecek", "Ağır sanayi, miili harp sanayii" vazıları ver alıyordu. Korodan sonra sahneye çıkan Refah Partisi MKYK üyesi Cengiz Kantarcı "altın nesil" yetiştirmeyi hedeflediklerini belirterek, "Faühleri, Yavuz Sultan Selimleri yetişttren bacılanm öyle bir altın nesil yetistirsin ki, vatanı için çalışmayı ibadet kabul etsin. Şimdiki balimize bakın. Kordon'da 1617 yaşındaki bacılanmız satıuyor. Ey milletim, bu vatanın altında 500 bin şehit var. YAZAR: CtNDORUK'UN GEZİLERİNE KATILMAK İSTERİM Kayseri'ye yakınlannı ziyarete gelen DYP üyesi Mehmel Yazar, partisinin il örgütünde yaptığı konuşmada, "Sayın Genel Başkanımtz Cindoruk'la birlikte yurt genelindeki her türlü gezilerde birlikte olmak isterim, maalesef böyle bir davet şahsıma yapdmıyor" dedi. Yazar, kendisine yapılan "hakaretlerin peşini bırakmayacağını" söyiedi. Gürkan: Hı/la iktidara gelmek zorundayız İSTANBUL, (UBA) Halkçı Parti'nin Bakırköy tlçe Olaganüstü Kongresi'nde konuşan Genel Başkan Prof. Aydıa Güven Gürkan, partilileri yine, sosyal demokrat hareketi "Kölü niyetlilerin tuzaklanndan, yıpratma kampanyalanndan korumaya, bu harekete halk adına inançla sahip çıkmaya" çağırdı. Gürkan, " V»r olan iktidan Türkiye'nin gündeminden çıkaramazsak baskılar o kadar artacak ki, hiçbir direnç noktası kalmayacaktır. Hızla iktidara gelmek zorundayız" dedi. HP Bakırköy eski tlçe Başkanı Fevzi Çakmak'ın aday olmadığı ve tek liste ile yapılan seçim sonucunda başkanhğa Ali Haydar Civan seçildi. Yönetim Kurulu Celal Benli, Erdal Donmez, Kazım Oğuz, Mehmet Yıldu, Halit Sekban, Ahmet Turan Karabulut, Ahmet Yurtseven ve Rıza Yaman Kılıçoğlu'ndan oluştu. HP Kartal ilçe örgütü kongresi de dun yapıldı. Tek listeyle gidilen seçim sonucu ilçe başkanlığına Bayram Demirkol getirildi. Gülabi Yıldınm, Halit Emsiz, Servet Karababa, llbeyi Alcınkaya, Şitkrü Avanoz, Necla Koloğlu, Reşat Uçan ve Mustafa Davarcı yönetim kurulu üyeliklerine geürildüer. • ye'den "Belki de daha başka askeri Vatanian, namuslan için can vermiş bu millet. Bir saçının bir tek teli görundugunde, eyvah, diyen bir nesil yetiştirmek için Refah Partili'yiz" dedi. Programa göre daha sonra "Pervane Kung Fu ekibi" bir gösteri yaptı. Jiletler, cam kınklan üzerine yattılar, havada üç kişiyi "vurdular". Ekibin hocası "Şimdi havada üç kişiyi vuracağım" deyince salondan "thtiyaç var, inşallah", "tman da oldu mu, on tane kâsunda gorülüyor. Bütünleşmeye tekledik. Birleşmeyi tüm kalbiKOCAEÜ karşı bir görüş ve tutum yoktur. mizle onaylıyoruz. Çünkü yöne fir gelse az gelir" gibi bağınşlar Sosyal demokrat görüşün bir bü ticiler olarak tabandan gelen is duyuldu. Ekip gösterisine secdeÖmer Türkçakal (SODEP) tün olarak hareket etmesi taraf tekleri benimseyip üst düzeyde ye doğru dönüp "hayyh" diye Birleşmeyi olumlu karşılıyonız. tarıyım. Bu butıinlük bizi iktida ki yöneticilere iletmek, dolayısty bağırarak son verdi. tabanın arzusunda birleşme var ra göturecektir. DSP'li dostları la parti politikasını şekillendiren Refah Partisi MKYK üyesi dı. Bu arzu gerçekleşti. Birleşme mızı da bu birleşme hareketi içinaracılarız Bu olayaa dayanı bır Bülent Arınç konuşmasına başiktidar yürüyüşüne hvz kazandır de görmeyi arzuluyoruz. leşmede tabanın sesini duyurduk ladıktan sonra basına çatarak, mıştır. HP ile Uk temaslarım gave benimsedik. Şu anda örgütleri "Ah koca mürteciler ne kadar Ali Coşkun Yanardağoğlu yet olumlu oldu. Bu olumlu tebirleştirme devresindeyiz, HP'li çoğalmışsınız. Son günlerde bamaslar sonucu Kocaeli örgütün (HP Merkez Üce Başkanı) SOsında hakaret dolu manşetler de sıkıntılara düşmeyeceğiz ka DEP ile birleşme konusu taba arkadaşlarımızm aynı iyi niyet naatindeyim. Sosyal demokrasi nın fıkri ve eğilimi tam saptan içerisinde olduğunu görmemiz. arttı. Şimdi yine üç tane sakallı madan gündeme gelip gerçekleş bizleri daha çabuk neticeye gö muhteremin fotoğrafını basacakde birleşme mümkünleşme lar ve 'irtica' diye yazacaklar" demiştir. Buna rağmen birleşmeyi türeceklerdir. aşamasmda. DSP'yi bu olayın di. Bu sözler uzerine salondakidışında tutmamak inancmda ilke olarak kabul ediyoruz. SOler "yuh", "Ne yazariarsa yazsuıyım. Esasen sosyal demokrat ta DEP ile resmi temaslarımız he ÇORUM lar", "Allah bdalannı versin" dibanın istekleri de bu doğrultuda nuz olmamıştır. Gayriresmi ön Ertuğrul Gökeşme (HP) dır. görüşmelerde ise SODEP'li y& Aynı tabandan gelen ve aynı çiz ye konuşmasını kestiler. Sahne önundeki çocuklann fotoğrafını neticileri birleşmeye istekli görNecati Tolgay (HP) Sosyal dük. Önümüzdeki günlerde giyipaylaşan insanlar olarak ay çekmek isteyen gazetecileri ennı çatı altında birleşmemizden demokrutlann iktidar olması için uyumlu örgüt konusunu resmen gellediler. Arınç, Camus'den, tek koşul sosyal demokratlann görüşmeye başlayacağız, Temeldaha doğal bir şey olamaz. Zor Fellini'den alıntılarla Batı topayrılıkları ve küçük hesaplarm de birleşmeye karşı değiliz Tüm luklar elbelte olacaktır, ama bu lumlannın "çıkmaz"ını anlattıkbir yana bırakılarak tek bayrak sosyal adaletçilerin bir güç oluş zorluklan aşmakta kararlıyız. tan sonra şunları söyledi: altına birleşmeleridir. Bunun ak turmalarında yarar vardır. DSP Biz kendi aramızda, il düzeyin"Çanakkale geçilmez, diyen si görüşte olmayı sosyal demok resmen kurulmadığı için şimdi de bunu başardık ve Sosyal Demokrat Halk Partisi'nin geçici ecdadımız çok şükür bu giınleri rat düşünceye karşı ihanet kabul lik bir gö'ruş sahibı değilim. bir yönetimini oluşturduk. Bazı görmedi. Çanakkale'yi gecemeediyârum. Aslında bütünleşme mUletvekillerinin sandalye kay yen düşman evimize kadar girişin başından buyana örgütümutstanbul Haber Servisi SObetme korkusu ile çıkardıkları miştir, televizyona girmiştir, e»zün ortak isteğidir. Böyle olma EDİRNE DEP Genel Başkanı Erdal İnöçatlak sesler, bir zama'n sonra zeteden bize seslenmektedir. lksaydı bütünleşmeye kimsenin güHasan Akıncı (HP) Birleştisadiyatımızı eline almıştır. tki nü, yann başlayacak olan Sosyacü yetmezdi. Bu bakımdan bü meyi doğal karşıltyoruz. tlk te duyulmaz olacaktır. de bir sakalımızı traş etmesinler, list Enternasyonal toplantısına tünleşmeye karşı çıkanlar yarm maslarımız uyumlu ve etkin bir Cemal Şahin (SODEP) katılmak üzere dün 11.25'te kesilen sakal eskisinden daha giir kendilerinin yapayatnız kaldıkla örgut oluşturmaktır. Bütünleş HP'nin parlamento grubundaki uçakla Viyana'ya gitti. çıkıyor. Biz gelince laiklik mennı göreceklerdir. Şu anda b'rgütToplantıya "misafir" meye karşı değiliz. DSP sosyal olumsuz hava ve birleşmeye karselesini yerine oturtacağız. lenmede uyumlu bir çalışma demokrat hareketi bölmekten şı olduğu bilinen unsurlar nedeolarak katılacak olan Inönü, biriçindeyiz. DSfnin aradtğı taban başka bir işe yaramayacaktır. Ki niyle Gürkan yönetiminin belli Adam öldürene af var laikliği leşme sonunda oluşacak SHP' SHP'dir. Şairane hayaller içinde me ve kimlere hizmet edeceğini zorluklan olduğunu görüyoruz. çiğneyene yok. Biz geiince en nin, karar alarak Sosyalist Enterolan dostlanmız acaba kendile merak ediyoruz. DSP olgusunu GenelBaşkan Gürkan'm bu zor ucuz başbakanlann ülkesinde nasyonal'e üyelik için başvurabirine Ay'dan veya Merih'ten mi leceğini kaydetti. başlı başına kadrolaşma sancı luklan aşabilmesi için örgütlerin çocuklann yüzü gülecek." taban geıireceklerdir. sından kaynaklanan bir olay gö desteğini bulması gerekir. Bu da rüyorum. Bazı eski politikacılar, ilerde örgütler arası birleşmeyi KlRKLARELt particiler, siyasi yasaklar nede gerçekleştirerek, biz birleştik meniyle o gün kurulan HP ve SO sajını Ankara'ya ulaştırmakla 1IYAÎR0SU Kadir Gökçe (SODEP) DEP teşkilatlannda görev alma mümkün olur. Nitekim, biz böySosyal demokrat görüşe gönül vermiş tabanın istemleri doğnıl dılar. Şimdi sosyal demokrat otu le bir uygulamayı Çorum'da gertusunda gerçekleşen birleşmeye, şum içerisinde kendilerine yer çekleştirdik. Geçici bir yönetim kurulu oluşturarak bir an önce bütünleşmeye gönülden katılıyo aramaktadırlar. Bu arayıştan beklediğimiz ruz. Birleşmeyi onaylıyoruz. tlk DSP oigusu ortaya çıkmaktadır. kurulmasını SHP'nin il yönetimini belirledik. temaslar görüşme niteliğinde olFuat Erçetin (SODEP) Birdu. Edindiğimiz izlenim sancısız leşmeyi tabandan gelen istekler bir bütünleşme olacağı doğrultu doğrultusunda olduğu için des SÜRECEK kolaylıklar" koparmak. Ortadoğu dengesi açısından, Sovyetler Bırliğı ile ilişkileri açısından Türkiye'yi çok aşan "kolaylıklar" peşinde koşmak... Özal, "Amerika ile bu konuda anlaşmaya vardık, problemi çözüyoruz" dedikçe, Amerika işi daha çok yokuşa surüyor. Yokuş dikleştikçe, Ankara hırçınlaşıyor. İlişkilere bir düğüm daha atılıyor. Önümüzdeki günlerde başlayacak olan Savunma İşbirliği Anlaşması görüşmelerine işte bu hava içinde gıriliyor... SODEP v e H P Ü başkanlan bîrleşme komısunda ne diyor? Parlamento heyetinin Çin gezisi tamamlandı BETÜL UNCULAR ŞANGHAY TBMM Başkanı Necmettin Karaduman başkanlığındaki Türk parlamento heyeti, Çin Halk Cumhuriyetindeki resmi temaslarım tamamladı. Karaduman ve parlamento heyeti üyeleri Şiyamen serbest bölgesinde incelemelerde bulundular. Fujiyan Eyaleti Meclis Başkan Yardımcısı Hou Lin Zhou ile Şiyamen Belediyesi Halk Meclisi Başkanı Lu Zi Fen ile görüşen Turk parlamento heyeti üyeleri daha sonra çeşitli sanayi kuruluşları ile bir okulu gezdi. Çinli yetkililer Şiyamen'in 4 yıl gibi kısa sürede tamamen serbest bölge haline getirildiğini, 600 milyon dolar yabancı sermaye geldiğini ve Şiyamen'de çeşitli konularda yatınmlaı yapıldığııu anlattılar. Karaduman, Türkiye'de de serbest bölgeler kurulacağını belirterek, "Şi)amen bizim için de dikkatle incelenmesi gereken güzel bir örnektir. Buradaki uygulamalardan yararlanma imkânını bulacagız" dedi. Türk parlamento heyeti onuruna verilen yemekte bir konuşma yapan Şiyamen Belediyesi Halk Kongresi Başkanı Lu Zi Fen, iki ülke arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin daha da gelişmesi dileğinde bulundu. Necmettin Karaduman ise Çin Halk Cumhuriyeti ile son yıllarda kurulan dostluk bağlannın her geçen gün daha da güçlendiğini belirterek, bu dostluğun çok eski tarihlere dayandığını söyledi. Şiyamen'deki uygulamanın başarıya ulaşacağına inandığını kaydeden Necmettin Karaduman, kazanılan deneyimlerden Türkiye'nin de yararlanacağını söyledi. Türk parlamento heyeti, daha sonra uçakla Şanghay'a geçti. Türk parlamento heyeti üyeleri, Şanghay Belediyesi Halk Meclisi Başkanı Wang Jiran ve diğer yöneticilerle göruştü. Heyet üyeleri Şanghay'da da bazı tesislerde incelemelerde bulundu. Bu arada bir köy evi ziyaret edildi. Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki resmi temaslarım tamamlayan Necmettin Karaduman ve Türk parlamento heyeti 16 ekimde Türkiye'ye dönecek. MDP Manisa Milletvekili Mustafa Izci öldii MANİSA, (Cumhuriyet) MDP kurucularından ve eski Genel Başkan Yardımcılanndan, Manisa Milletvekili Mustafa İzci dün sabah öidu. İzci, 195560 yıllan arasında Manisa Işık Gazetesi'nin Yazı Işleri Müdürlüğü'nü yapmış, politikaya CHP saflannda atılmış, bir ara CHP il başkanlığında bulunmuştu. Daha sonra Güven Partisi'nde görev alan İzci, AP'nin İl Yönetim Kurulu'nda ikinci başkanlık da yapmıştı. Manisaspor Kulübü'nün başkanlığında da bulunan İzci, MDP'den milletvekili secilmeden önce Petrol Işverenleri Sendikası Genel Başkanlığı'nı yapmıştı. Evli ve iki çocuk babası olan Mustafa lzci'nin cenazesi bugün Hatuniye Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa verilecek. lzci'nin ölümüyle TBMM'de boş sandalye sayısı altıya yükseldi. MDP'nin sandalye sayısı 53'e düştü. Önümüzdeki ara seçimlerde Izmir, lstanbul, Niğde, Bingöl ve Burdur'dan başka Manisa'da da ara seçim yapılacak. ÇGD "tam 9 kapsamlı af istedi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Gazetecüer Derneği, Başbakan Turgut Özal ve Adalet Bakanı Necat Eldem'e birer mektup göndererek, başta düşunce ve basın suçlulannı kapsamak üzere, sınır konulmayan "tam kapsamlı" bir genel affın çıkanlmasını istedi. Türkiye'nin demokratikleşmesi, olağanüstü dönemin izlerinin silinrnesi, çağdaş ve uygar bir Türkiye ozleminin gereği olarak tam kapsamlı bir af istenirken, af konusunun, "adi", "kader kurbanı", "siyasi suçlu" gibi hukuk ilkelerine aykın olarak turetilmiş ayırımlara tahammülü olmadığı vurgulandı. Mektupta özetle şu görüşlere yer verildi: "Düşünceleri ya da siyasi örgütlenmeleri nedeniyle, mahkum olan ya da yargılananları kapsamayan bir af 'genel af olamayacagı gibi, soz konusu kişileri kapsamayacak sınırlı bir af çıkanlsa büe, af konusu komisyonun gündeminden kesinlikle düşmeyecek, hatta artarak devam edecektir. 'Devlete karşı işlenen suçlar' kapsamına giren kimi suçlular ve ajanprovokatörier Pişmanlık Yasası ile, bu arada milyariık kaçakçıhkla vargılanan ve hiıküm giyenler hemen affedilirken. adi suçlu, siyasi suçlu, terör suçlusu gibi ayınmlar yaparak genel af talebini ozelleştirmek toplumun adalet duygusunu kökten sarsacaktır. " lnomı Viyanada Halide
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle