16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EKİM 1985 HABERLERÎN DEVAMI CUMHURİYET/13 (Baştara/ı 1. Sayfada) yın Özal açısından olanaksızdır; çünkü butçe de artık kendi damgasını taşımaktadır, 1985'te yapılan herhangı bır seçim de yoktur. Ama gene de enflasyon hedefı tutmamıştır. Hedef önce yüzde 25 olarak açıklanmış, yıl ortasında yüzde 35'e razı olunmuş, dokuzuncu ayın sonunda ise yüzde 45'ten aşağı olmayacağı anlaşılmıştır. Özelhkle geçen ay fıyatlarda meydana gelen çarpıcı sıçrama ılgınçtır. Nedenlenne gelince: Uzun zamandır bazı KİT umnlerine zamlar ertelenıyordu Petrole son zamdan bu yana yüz gün geçmıştı Tarımda fıyatlar makul bir seyır içındeydi. Üstelik Amerıkan Dolarının lıraya yardımcı bir havada gıttığı söylenebılırdı... Ama bütün bu olumlu sayılabılecek faktörlere rağrrren Türkıye çapında tüketicı fıyatları, Deviet Istatıstık Enstıtüsü verilerıne göre yüzde 4.7 artış gosterebılmıştır. Bir yılın ortalama artışı ıse yüzde 46.7'dir. Tablo, pembe değıldir... Çünkü yürurlüktekı ekonomık modelın belkemığı enflasyondur. Aşağı çekılemediğı sürece hıçbır hedef tutmamakia, her şey altust olabılmektedir. Nitekım TUSİAD da hatta ıçırv de Izmir'de yayımladığı bıldirıde enflasyonu gündemin bırincı maddesine koymuştur. Özal yönetimının enflasyona sürekli yenık düşmesınin temelınde yatan nedır? Sayın Özal ıçtenlıkie ınandığı IMF reçetelerını enflasyonla savaşımda baştan berı uygulamaktadır Sıkı para polıtıkalarıyla ılgılı olarak neredeyse her yolu denemıştır. O ıddıadadır Fakat enflasyon da ona ınat bır türlü dısiplıne gırmemiştır O zaman Sayın Özal'ın durup duşünmesı gerekmez mı? Acaba Türkiye gıbı ülkelerde stkı para polılıkalarının bizatihı kendısı midır enflasyonist olan?.. Enflasyonun ülkemızdeki kaynağı acaba dogru teşhıs edılebılmış mıdır'7.. Sayın Ozal bır sohbette oğlu Efe'den söz ederken, "Bana benzer, inat çocuktur" demişti. . Ama devlet hayatında ınada yer olamayacağını Sayın Özal bızden daha lyı bılecek durumdadir. Bu yüzden yukarıdakı sorular üzennde cıddıyetle durması kendısı ıçın de yararlı olabılır Çunku Osman Ulagayın dediği gıbı "gerçek, pembe değıl..." Ceza kanunu içîn yeni îlkeler belirlendi Komisyon Başkanı Prof. Dönmezer, TCK'nın mülileştirildiğini söyledi. Komisyonda suçlu tiplerinin "itiyadi, mesleki ve örgütlenmiş" diye üçe ayrılması ve bu suçlulara, "güvenlik tedbirleri" alınması ilkesi benimsendi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ceza Kanunu Komısyonu Başkanı Ord. Prof. Sulhi Dönmezer, "Turkiye tarihinde ilk kez milli bir ceza kanunu meydana getirme cahşmasına girdiklerini" belirterek, yem ceza yasası tasansına göre, "TBMM tarafından kabul edilmeyen ölüm cezalannın, miıebbet hapis cezasına çevrilecegini" açıkladı. Prof. Dönmezler, "idam cezalannın oy biriiği ile alınması" yolundakı değışıklikten de "doğabilecek kanşıklıklan goz onnne alarak vazgectiklerini" söyledi. Prof. Dönmezer'in açıklamasına göre yeni ceza kanunu tasansında "kısa stıreli hnrriyeti bağlayıcı cezalann kapsamı genişletildi ve bir yıla kadar olan cezalar kısa sureli sayıldı." Tasarıda pışmanlık halı butun suçlarda cezayı azaltan bir etken olarak kabul edılirken, suçlu tipleri de "itiyadi, mesleki, orgutlenmiş" olarak uçe ayrıldı. Bu suçlulara "guvenlik tedbirlerinin alınması" ongönıldu. Genel guvenhk gozetımine alma uygulamasının kaldırılması komisyonda kabul edildı. Yeni ceza kanunu yasa tasansı hakkında dün bir basın toplantısı yaparak bilgi veren komisyon başkanı Prof. Sulhı Dönmezer, başlıca değişiklikleri şöyle açıkladı: Kısa süreli hurriyeti bağlayıcı cezalann kapsamı genişletildi. Altı ay yerıne bır yıl hurriyeti bağlayıcı cezayı gerektıren hükumler de kısa sureli olarak kabul editdi. Bu tur cezalarda toplum yaranna hizmet tedbiri de eklendi. Bazı suçlarda hukumluler hapis yerıne, ucretsiz olarak kamu görevınde çalışabılecekler. Taksu halı aynca tarif edildı, butun taksirli suçlarda bileşık kusur halinde cezanın indirılebilmesi imkânı sağlandı. Ayrıca şuurlu taksir hali de tarıf edılerek, bu gıbi hallerde cezanın arttırılacağı kabul edildi. Faal pışmanlık hali bütun suçlarda cezayı azaltıcı bır sebep olarak tesıs edildi. Meşru mudafaa hali genişletildi. Her turlu hakka saldırı halinde bunu bertaraf etmek ıçın yapılan mudafaa meşru hale getınldi. Hukuka uygunluk sebepleri arasına (hakkın ıcrası) ve (mağdurun rızası) hallerı eklendi. Sarhoşluk halinde ışlenen suçlar yenıden duzenlendi. Uyuşturucu madde ve aynı etkiyı yapan sentetık maddeler de kapsama alındı. Suça ıştırak hukümlerınde ortaya çıkan tereddutlerin giderilmesi ıçın yenıden duzenlemeler yapıldı. İtiyadi, mesleki ve örgutlenmış suçlu tıplen tarıf edılerek, bunlar hakkında aynca guvenhk tedbirlerinin uygulanacağı kabul edildi. Cezalar asli ve fer'ı olarak ikiye ayrıldı. Fer'i cezalann muebbet olmayacakları hukme bağlandı Genel guvenhk gözetımi altına alma cezası kaldınldı. Olum cezalannın TBMM'de yerine getirilmemesine karar verılmesi halinde, ceza muebbet hapse çevrilmiş sayılacak. Bu halde meşruten tahliye ancak Tıılen otuz yıl cezanın çekılmesinden sonra mumkün olacak. Yabancı ülkelerde işlenen suçlarda da hurriyeti kısıtlayıcı her turlu işlem Turkiye'de venlecek hukme mensup edilecek. Erteleme imkânı genişletildi. Jkı yıla kadar olan cezalar ertelenebilecek. 65 yaşını doldurmuş, 18 yaşını doldurmamış bulunanlann uç yıla kadar olan cezalan ertelenebılecek. Prof. Dönmezer, tasan için halen yedi alt komisyonun çalışmaiannı surdurduğunu ve buyük komisyonun tasanyı 1986 hazıran ayına yetıştirmeyi planladığını bildırdi. (Baştarafı 1. Sayfada) nm Kredı Kooperatıfleri nedeniyle tarlasını, motorunu, evini satılığa çıkarmak zorunda kalmış, kendimı kurtannm umuduyla göçü düşünuyor. Ama nereye? Kente gidip nerede oturacak? Ne iş yapacak, ne yiyip içecck? EdirneMe îl Ziraat Müdürlüğü yetkilisi de aynı göruşte. "Istersen adımı da yaz, korkum yok ama beni surerier" dedıkten sonra, ekliyor, "Bu yorelerde en sıkıntılı donemini yaşıyor çiftçi... Kuçuk uretici bu yıldan sonra dayanamaz ama buyuk çiftçi dayanır mı bilemem" dıyor. Ona göre olan bıtenden, devlet ve devletin tarıma karşı yüruttuğu politıka suçlu. "Enflasyon ve sahipsizlfk en çok çiftçiyi perişan etmiş, Uk iflas bayrağını onlar çekmiştir" dıyen Edirne'nin bakanlık temsılcisi, kuraklık konusunda çiftçi ıle söz bırlıgı etmışçesine DSt'yi ve Enerji BakanlığVnı suçluyor. DSl'yi uyardıklarını ifade edıyor. OVANIN İNTİKAMI DSl'nın daha doğrusu Enerji Bakanhğı'mn buyük ve inanılmaz hatası yuzunden kavrulup Kuraklıkzedeler çeltik tarlalannın yüzölçugiden Bakanlar, AbantHa örgtite hesap verdi bnydu" diyor. Oysa eline şimdi 678 milyon lira ancak geçecek. Üstelik 8.5 milyon lira Vakıflara icar içın, 10 milyon lira Ziraat Bankası ve Ziraı Donatım Kurumu'na borcu vannış. Baştan berı konuşmaları sessız dinleyen, kasketi haTıf yana devrik eski Belediye Başkanı Fahn A(U, sakin, lafa kanşıyor' "Maliyet habire yukseliyor mu? Yukseliyor. Verim duşuyor mu? Duşuyor. Ürunlerimizin fiyatı artıyor mu? Artmıyor, tersine ucuzluyof. Şimdi hangi çiftçi dayanır buna? Sonra çiftçi olarak derdimizi arayacak kapı var mı? Yok. Peki derdimizi anlatacağımız bir yer? O da yok.. Bu yıl bir de idarenin hatası çiftçiyi yaktı kavurdu işte." Fahrı Atlı belli kı gün geçirmiş, murekkep yalamış bir çiftçi. Konuşmasını tamamladıktan sonra aklına bir şey gelıyor: "Başbakan geldi ilçeye. Pankartlar yapıp gittik. Başbakan önce (Tamam gördum pankartları indırin) dedi, indirdik. (Halledeceğiz) dedi sadece. Biz bagırdık (açız) diye. Bunun uzerine koca başbakan (Ekmeyin,sızde çeltik ekmeyiverin) dedi. Ne yapalım şimdi?'" Çevre köylerde olduğu gibi Karpuzlu köyu de 6 Kasım genel seçimleri ve 25 Mart yerel seçimlerinde ANAP'a buyuk oy vermiş. Enteresandır, konu açıldı mı, ANAP ve Turgut özal'dan çok Semra Hanım ve damat Asım'ın adı edıliyor. Bunca dertler arasında bir ara "Başbakan çiftçilerin yuzu guliıyor diyor" bıçımındeki sözlenru anımsatıyorum. Sohbeti dinleyen koylüden uğultu halinde ıtiraz yukseliyor. Yaşlı Samet Dogar, oturduğu yerden ıkı elıyle bastonuna yuklenip, bize doğru eğilip sesleniyor: "Biz ANAP'ın kökune ermişiz. Bir daha buralarda onlara pek oy çıkmaz," (Baştarafı 1. Sayfada) Abant'ta öncekı gun başlayan 42 il başkanı ve II bakanın katıldığı toplantının kapalı yapılması nın nedenı Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'ın "Ya bir il başkanı bakanı yuhalarsa" sozlerı ile açığa çıktı. Yılmaz, toplantı öncesinde gazetelerde özal'ın ıl başkanlarından hesap soracağının yazılması uzenne il başkanlarının "hızının kesildigini" söyledi. Yılmaz, il başkanlannın hesap vereceği ımajının yıkılması içın Özal'ın konuşmasının basına açık tutulduğunu belirtti. Daha sonra basına kapalı olarak devam eden toplantıda sağlanan bılgılere gore Devlet Bakanı Kazım Oksay şoyle dedi: "Anayasanın teminatı altında olan din hurriveti ile devletin temel vasfını çatışma halindeymiş gibi gostererek bundan vıkıcı sonuçlar çıkartmaya ugraşmak hainlerin işıdır. O mıhrakların hedefi laiklikle din hurriyeti arasındaki nazik ve hassas dengeyi bozmak suretiyle toplumu inanç boşluguna duşurmek ve tekrar anarşi ortamına sıiruklemektir. Hemen ifade elmek isterim ki, bu ihanet odaklannın hevesleri kursaklarında kalacak. oyunlan boşa çıkarılacaktır." Bır il başkanı "Bu saldınlar boyle giderse biz dinimizin gereklerini yerine getiremeyip camiye bile gidemeyecek hale gelecegiz" dedi. Bunun uzerine toplantı boyunca sık sık goruş belirten ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, "Hayır, biz Muslumanız. Anayasamızın izin verdiği olçude Muslumanlığın gereklerini yerine getiririz. Dinimizı de uygularız, ezanımızı da dinleriz. Bu ulkede ezan sesi dinraeyecektir" karşılığını verdi. Keçecıler, ıl başkanlannın Muslumanhğın istismar edılmesı konusunda dikkatlı olmalarmı ıstedı. Kazım Oksay, Turkıye'nın Iaık bır ulke olduğunu belirterek, Muslumanhğın gereklerını "yaptıklanna dini istismar da deseler, inandıkları sekilde" yapmayı surdüreceklenni söyledi Yozgat tl Başkanı Zulfikar Karakurt, Yozgat'ta bır ANAP'lı nın duğununde dini vecıbelerın yerıne getinlmesi nedenıyle savcının soruşturma açtırmasından yakındı Oksay da bu konuda adlı soruşturmanın surduğünu ıfade ederek, "Valnız bunun bir ANAP'lının duğununde olması bize karşı komplo olduğunu gosteriyor" bıçımınde konuştu. Bu arada bır başka ıl başkanı da oteldekı odalanna şarap konulmasını eleştırdı. II başkanı, "Mılliyetçı muhafazakâr bır toplantı yapıyoruz aramızda şarabın ne ışı var" dedi Turızm Bakanı ıse otelın 4 yıldızlı turistik bır otel olduğunu, Turkiye'de ve dunyada uygulanan bazı kurallann bu otel ıçın de geçerli olduğunu ıfade ederek "Şarabı nezaket ıpn koymuşlardır ısteyen içer isteyen geri gonderır" dedı. Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy, PTT'nın zarar eden bir kuruluş olmaktan çıktığını soyleyince, Kahramanmaraş II Başkanı Mete Eskıgun, "Madem PTT kâr ediyor, neden zam yapıyorsunuz? Eğer zam gerçekten gerektiyse, bunu 1988 sonuna kadar donduramaz mısınız?" sorusunu yonelttı. Atasoy da, 1988 yılı sonuna kadar PTT hızmetlenne zam yapılmayacağı sözunu verdı Gazıantep İl Başkanı İrfan Başyazıcıoglu, partı teşkılatı olarak telefon ucretlennden şıkâyetçi olduklannı belirterek, partı teşkılatlarına telefonda yuzde 50 ındırım yapılması ya da genel merkezden para yardımı yapılmasını istedı. Mehmet Keçeciler de indirım yapılması görnşune katıldığını belirterek, ANAP Genel Merkezı'nın ayda 2.5 milyon lira telefon parası verdığini söyledi. ANAP Genel Saymanı Bedrettin Doğancan Akyurek, partı telefonlarınaa ucret indmmının "parti binalannı telefon kulubelerine dondureceğini" soyledı. Bunun uzenne ayağa kalkan Gaziantep l! Başkanı Basel, "Genel merkezden gelen yardımlar böyle devam ederse, sizi bir daha seçmeyiz, duşururuz" diye seslendı. Bu sırada Akyurek'in oturduğu sandalye kaydı ve genel sayman başının ustune yere duştu. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bulent Akarcaiı da, gazetecilerin telefonlannda ındınm olduğunu anımsatarak, partı telefonlannda da ındırım olabıleceğını söyledi USTÜNÜ ÇIKARTAN ÇIKARSIN Kultur ve Turızm Bakanı Mukerrem Taşçıoglu, konuşmasında bikını ustunu çıkaran turıstlere karışmayacaklannı belirterek, "Biz yasak koymayız. Yasak koymak bizim işimiz değildir. Biz turlu tenkiüer altında kalıyoruz. Bu mesele, ustunu çıkarma, çıkarmama davası haline geldi" dedı. Taşçıoglu, Turkıye'nin daha emniyetlı olması nedenıyle bu yıl turizm açısından Yunanistan'dan daha ilerde olduğunu söyledi Bayındırlık ve Iskan Bakanı Safa Giray, demıryollannın kaldınlması gerektiğinı, karayollarının daha rantabl olduğunu söyledi. EneTjı ve Tabıı Kaynakiar Bakanı Sudi Turel konuşurken, bir ıl başkanı komur fiyatlarının ucuzlatılmasını ıstedi. Bu arada Bakan Giray gazetecılere yaptığı açıklamada, yapımı 1977'de başlayan ve eskı bakan Selahattın Kılıç'ın şargılanmasına neden olan ArıfiyeSıncan Demır>olu yapımından vazgeçılebıleceğını soyledı. Giray Ankaratstanbul yolunu 4.5 saate indirecek olan demirvoluna bugune kadar 100 milyar hra harcandığını, tamamlanması ıçın de 500 milyar lira gerektığını bildırdi. Gıray, demıryolunun devlete kazandırdığı paranın harcanan parayı çıkaramayacağını belirterek, "Ne yapacağımızı bılemıyoruz. Şaşırdık kaldık. Aşağı tukursen sakal, yukan tukursen bıyık" dedı. Bakanlar konuşmalarında parti teşkılatının. "Onun bunun isteklerini kendilerine getirmemelerini" ıstedıler. Toplantıya akşam da devam edildi. Ancak, Özal'ın bulunduğu sırada otel odalannda gızlıce ıçılen vıskî ve rakılann bu kez restoranda raasalar uzenne çıktığı goruldu. Bakan eşlen de Ozal varken, haremlikselamlık bıçımınde ayrı masalarda otururken, Ozal gıdince "Geyikli Bar"a gıderek, rahatlamayı tercıh ettiler. Bu arada, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Sadi Pehlivanoğlu da toplantı salonundan çok, oyun salonunda oturdu ve Mesut Yılmaz dahıl 6 ANAP'hyı ta\ lada >endı. GENSORULU BAKAN Tarım, Orman ve Koyışlerı Bakanı Husnu Doğan kursuye çıkarken, Mehmet Keçeciler "Hakkında gensoru verilen bir bakan oldugu için kendisıni kursude fazla tutacağız" dedı. Husnu Doğan 2 5 saat sureyle kursude kaldı ve larınıda ıyı gunler geçırıldığını soyledı Doğan. reorganızasyondan bazılarının rahatsız olabıleceğını belirtti. Doğan'm konuşmasından sonra ıl başkaniarı çiftçmın borçlannın hasat sonuna bırakılmasmı, istediler, Urfa tl Başkanı Mahmut Hacıbanoğlu, tanm reformu çalışmalarının hızlandırılması isteğinde bulundu. Mehmet Keçecıler, konuşmalar sırasında, "tl başkanları dert kupu, bunlan iyi dinleyin. Buyuk kuçuk demeden butun zırai dernekleri teşkilat olarak ele gecirmeniz lazım" bıçimınde konuştu. Mehmet Keçeciler, Husnu Doğağ'ı her konuda destekleyeceklerıni açıkladı. Öncekı akşam son olarak kursuye gelen lçışlerı Bakanı Yıldınm Akbulut, Doğu ve Guneydoğu'dakı olaylann dış mıhraklardan kaynaklandığını ve PKK örgutunce gerçekleştirildiğini söyledi. Akbulut, "Universitelerde 12 Eylul oncesi öğrenci hareketlerinin ek sınav, tek ders, yemekler bahene edilerek, masum talebe istekleri goruntusu altında yeniden başlama temayulu var. 12 Eylul oncesinin masum talebe isteklerini yine istismar ediyorlar" dedi. lşkence konusunun abartıldığını söyleyen Akbulut, "Ben şahsen bakan olarak işknreve karşıyım. Karakolda veya herhangi bir yerde Dir tek vatandaşm burnunun bile kanamasına karşıyım" biçıminde konuştu. Akbulut dün sabah da ırtica konusundaki sorulan yanıtlarken, suç olan ırtıcaı hareketlerin güvenlik güçlerince kovuşturulduğunu belirterek, "Abartıldığı kadar irtica olduğuna inanmıyorum. O kadar onemli bir şey yok" dedi. İl başkanlannın iki gun suren toplantısı dun akşam sona erdi. mü 60 bın dekar... Zarar ise 5 milyar hraya yakın. Türkiye"nin pirinç uretiminin yaklaşık dörtte binni çıkattan uçsuz bucaksız, venmh ova, susuzluktan, ılgısızlikten, başıbozukluktan, bilınçsizlikten yıllar sonra intikam almış aslında. Yoksul köylünün gayreti, çoluğu çocuğu, borcu varmış duşunmemiş... Yalnız çeltik mi uretımi duşen? Ayçıçeğı, buğda>, mısır, uzum.. Say say bıtmez. Çeltik'te en büyuk zaran gören Ipsala'da zarar 2 milyara ulaşmış. Ilçe Ziraat Mudürluğunun rakamlanna göre 1983'te40 bın dekar çeltik alanından 20 bın ton, geçen yıl 47 bin 500 dekar çeltik alanından 24 bin ton urun alımrken bu yıl üretim duşükluğünu onlar da kabul etmişler. Bağlı bulundukları Tarım Bakanhğı'mn Bakanı Hüsnıi Dogan'a rağmen bu yılki urunü 51 bın dekardan 13 bin ton olarak tahmm etmışler. Ona rağmen ünınün 10 bin tonu zor geçeceğı ıfade edıliyor. Devletin tahminıne göre düşuş yüzde 50.. başka bir deyişle 13 bm tonu aşkın çeltik yitıp gıtmiş. Ipsala'nın Paşah mevkunde, Vakıflara ait bın beş yuz dekar alanı kiralayıp eken, bölgenin en (Uaştarafı 1. Sayfada) eski çeltikçisi Kâmil Çınar, tum taplan verseler bari. Sadece sermayesini yıtirmış bu yıl. "75 Turkçe iki ile matematik iki, oç milyon liram yandı gitti" diyor. ve beş w . " Meriç Nehn'nin 500 m. ıçindekı arazinin uzennde konuşuyoruz Bakanhk geçen ayın başların32 yıllık çeltikçı Kâmil Çınar'la. da ilkokullarda okutulmak uzeMeriç'ın öte yanı Yunanistan... re dört ayrı matematik kitabı Basına gelen felakette DSÎ'yi saptadı ve duyurdu. Bu kitaplarsuçluyor önce, "Çocukların bile dan birinin de bakanlıkta komisbilebilecegi onlemleri almadılar yon tarafından yazımı surduruhfilâ anlamış değilim" dedikten luyordu. Bu kitabın piyasaya vesonra şöyle devam ediyorrilmesi ancak okullar açıldıktan "Karademir Barajı'nda 80 milsonra gerçek leşebildi. Oysa bu yon m. kup su vardı. 20 bin dealan daha geçen ay içinde özel yayınevlerince paylaşılmıştı. Res kar için taahhutleri varmış, oyle deyip bize suyu vermediler. Hami uygulamaya göre her ilçe Müdi oyle diyelim, kışın onlem alıp li Eğitım Gençlik ve Spor Mudoldursalardı Altınyıuı Barajıdürluğu bakanlığın belırledığı nı, gene kuraklık olmazdı. Ktşın ana ders kıtaplanndan bırını neden doldurulmaz o baraj? kendi ilçesındeki okullarda okuKim soracak şimdi bu sorumsuztulması için seçebilıyordu. Buluğun, bilgisizliğin besabını. Biznun ıçin ilçesındeki okullardan kaymakamlık oluruyla ıkı öğret lerin zarannı kim odeyecek? lcarlı bin beş yuz dekar çeltik men ve bır ılçe milli eğıtim rauekmişfim. 800 dekan turaüyle dürluğu görevhsmden oluşan bır yandı.Geri kalan 700 dekardan komisyon kuruluyordu. lstanise ancak 35 ton urun çıktı. Oybul'daki ılçe millı eğıtim mudursa aynı tarladan geçen yıl 600, uklerinın kendi bölgelerındekı evvelki yıl 675 ton ürun almışılkokullar da okutulması içın tım." seçtiklerı matematik kitapları şöyle: Üskudar Serhat Dağnım, Ankara'ya heyet gitmiş, kira bedelleri ile gubre alacaklan faBeşiktaş: Serhat, Sanyer Serhat, Kartal: Serhat, Bakırko>: Serhat, ızsiz ertelensın dıye, hiçbır yanıt verilmemış çiftçiye... Tam 75 milKadıkov: Serhat, Şişli: Bakanlıyon lira harcamış bölgenin en esğın, Eyup: Serhat, Gaziosmaki çeltikçisi... "Tum sermayem npaşa: Oğun Yayınlan, Fatih: Serhat, Eminonu: Serhat (Eğer, bulunamazsa Bakanlığın kitabı da alınabilecek), Zeytinbumu: Bakanlığın (Bulunamazsa Serhat,) Bejkoz: Serhat. Serhat Dağıtım'ın ortaklarından Metin Kantık, nıçın kitap yetıştıremediklerıni, "Bakanlık geç büdirdi. Ancak 19 eylıilde baskıya geçebildik. Turkçe kitaplannda ise, dort tane Turkçe kitabı var, bunlan ne kadar satacağunız belli olmadıgından bir milyon 800 bin bastık" bıçımınde açıkladı. Kantik, "Bakanlığın Turkçe kitabı piyasasından çekilmesinin kendi rakamlarını ne yonde etkilediği" yolundakı bır sonıya da "Dort kitap var. Talebin dörtte birini basmıştık. Ancak bize talep fazla olunca baskıyı surduruyoruz" yanıtını veriyor. Kitap kan Thrgut Özal, doğum yıldonumunü Abant'tan sonra dun akşam da Başbakanlık konutunda yakın dostlarıyla birlikte kutladı. Ozal, kızı Zeyneptn doğum gununu kutlamak uzere kendisine telgraf gonderdiğinin hatırlatılması uzerine çok duygulandı ve Zeynep Ekren'i affedip affetmediği konusundaki bir soruyu şoyle yanıtladu "Telgrafı ulaştı. Afft maffı oyle bir şey yok. Küs de yok. Af meselesi değil ki zaten. Kusmedim de. İşte tasvip etmediğimiz bir şeylerdi". Başbakan Ozal, "Torununuz olacakmış galiba" diye hatırlatılması uzerine de, "Karıştırmaya başladınızyine"dedL(Fotoğraf. RIZA EZER) Özal, 59 Evren: Ankara başkentliğe (Baştarafı 1. Sayfada) kabir'i ziyaret ederek Ataturkun kabrine çelenk koydu ve manevi huzurunda saygı duruşunda bulundu. Daha sonra Vali Cahit Bayar'ı ziyaret eden Altınsoy, Bayar'a Ankaralılar adına bır plaket sundu. Seymenler Valilik önunde bir gösteri yaptı. Daha sonra Ankara Kalesı'nin burcunda yapılan törende konuşan Belediye Başkanı Alünsoy, AnkaraUların 27 Aralık 1919'da Ataturk'u Ankara'ya ilk gelişinde Dıkmen sırtlannda karşılayarak bağırlarına bastıklarını söyledi. Ankara'nın T.C. başkenti olduğuna daır kanunun 62 yıl önce 13 Ekim 1923'de TBMM'de kabul edıldiğı saat olan 17.00'de Topraklık sırtlannda top atışı yapıldı. Başbakan Turgut Özal, doğum gununün Ankara'nın başkenti oluşunun 62. yıldonumu ıle aynı gune rastlanmasından buyük memnunluk duyduğunu söyledi. Özal, Belediye Başkanı ıle Valı ve seymenien kabul ederken yaptığı konuşmada, Ankara'ya Atatürk'un gelişınden önce nufusun 30 bın olduğunu, ancak şimdi 3 milyona ulaştığını söyledi. özal, Ankara içın bir çok şey yapılması gerektiğinı belirterek, Ankara'nın önemli bir sonunu olan hava kırlilığinin doğal gaz getinlmesi ile çözumleneceğini, su ihtıyacını 2000 yılına kadar karşılayacak bir projenın hızlandırıldığını anlattı. 1987 yılı içinde Ankara'nın su sorununu çözumlemeye yönelık projenın devreye gıreceğını bıldıren Başbakan "Ankara'ya gozutnıiz gibi bakıyonız" dedı Ankara Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy, Başbakan Özal'a Ankara'nın başkent oluşunun 62. yıldonumu nedenıyle bir plaket verdı. Cumhurbaşkanı Evren, Valı, Belediye Başkanı, Garruzon Komutanı ıle seymen ve oğrencılerden oluşan heyeti saat 12.30'da kabul ettı. Evren, Atatürk'un cumhurıyetin ılanından evvel 1 haklı olarak Ankara'yı Turkiye nın başkenti yapma kararı verdığıni hatırlattı ve "1982 Anayasası'na göre Ankara'nın başkent oluşunun degiştirilemeyecegini ve degiştirilmesinin teklif dahi edilemeveeegini"'soyledı. Evren devamla"Turkiye Cumhuriyeti yaşadığı surece Ankara başkenl olmaya devam edecektir ve bu cumhuriyetin şeklini degi^ttrmeye de kimsenin gucu yetmevecektir. Turk milleti de buna musaade elmeyecektir." dedı. Evren, Ankara'nın sıkıntılarının Turkıye'nın sıkıntıları olduğunu, bu sıkıntılann onumuzdekı vıllarda kaldınlması halinde Ankara'nın "Hakikaten Turkiye'nin başkenti olmaya lavık bir şehir manzarasına burüneceğini" bildırdi, daha sonra şunları sovledı. "Bugun için başkentliğe yakışmayacak manzaralaria kaphdır. Ama ben ınanıyomm kı, bundan sunra gelecek olan tum belediye başkanları, yoneticiier, bunlarla gerektigı şekılde ilgilenirlerse kısa zamanda bunlar da ortadan kalkacaktır. Ankaralıların problemleriyle ilgilenmek yalnı/ benıın degil, hepimızin vazıfesidir. Elbirligiyle butun problemlerın altından kalkacagız." Sahibınden Ören'de denız kıyısı Sunar Sıtesı'nde satılık daıre Telefon. 145 75 9165 11 33 Edremıt1136AKÇAY 127 MODERNLEŞME SEMPOZYLMU DSP2. Sayfada) (Baştarafı nlecek her görevi almaya hazır olduğunu ıfade etti. Korkmaz, DSP yönetiminde aktif görev almasalar bıle, TBMM'de DSP politikası doğrultusunda çalışacaklannı ıfade ettı.HPıçındekıDSPyanlısı milletvekillerinin buyılk olasıhkla bugun Rahşah Ecevit'le göruşmeleri bekleniyor. Korkmaz aynca, HP dısıplin kuruluna savunma vermeyeceğıni de ifade ederek, "Savunma vermiyonım. Onlar kendileri savunma versinler" dedi. 19861987 öğretim yıhnda lise son sınıfta okuyacak öğrenciler! 19861987 öğretim yılı ÜNİVERSİTEYE HAZIRUK KURSU ön kayıtlan başlamışür. Boyuteks işçilerini çıkarmıyor İşSendika Servisi Hahç'ın temızlenmesı projesi kapsamında vıkılacak olan Boyateks fabrikası ışverenı vıkılacak fabrıkadakı ışçılenni çıkartmayacağını yeni ış yerıne taşıyacağını açıkladı. Hahç'ın temızlenmesi projesınde 25 bın ışçinin ışsız kalmaya aday olduğuna ılışkin haberımiz uzenne açıklama yapan Boyateks ışverenlerı Yalçın Kermen ve Turgut Ölçer koııuyu son derece ciddıyetle ele aldıklarını behrttıler ve şunları soylediler: "Şirketimiz kendi imkânlannın elverdigı olçude taşınma faaliyetini surduregelmektedir. Haliç yıkımlannın başladıgı agu>tus 1984'ten kısa bir sure sonra arsamızı almış, haznHıklar surdurulerek inşaatımızın prefabrik kısmı ısmarlanmış ve bedelinin bir kısmı odenmişlir. Yeni yerimLz mevcut işçilerimizin tamamının işlerine devam edebilecekleri bir mesafededir. Temennimız bu gayretlerımizin takdir edilip, bu milli »ervelin yok olmasının ve bu kadar insanın ıstırap çekmesinin onlenmesidir." (Baştarafı 2. Sayfada) etkınlığını unıversıte dışında sürdurmuş . Az yazmış yazmasına, ama nasıl yazabitırdı bunca kuşkular, bunca 'eskı hava' yanlılarının egemenlığı surerken? "Ben bılımler arasında temelde bır ayrılık gormuyorum" dıyordu "Aydının donanımına kanşmam Karışma hakkınt kendımde gormuyorum. Sürüden bırı otmamaya uğraşana, ya sür uden bırı olmaktan kurtulmaya ğrasana aydın derım Bunun ılle de felsefenın yonlendınlmesıyle olması şart değıl, kendi sağduyusuyla da olabılır Gerçek sanat etkınlığıyle, ya da gerçek sanat duyarlığı ıle surudenlık zaten bır arada duramazlar" Aydın olmak, Hızır'a gore 'ışı cıddıye' almaya bağlıdır Işı cıddıye alan Hızır'ın 'Bılımın Işığında Felsefe bılınç aydınlıgı veren yazılarla dolu EVET/HAYIR MERKEZ: Lalell, Cençturk Cad NO 12 Tel: 511 12 00 520 57 35 ŞUBE: Bakırkoy, inctrh Cad NO 114 Tel: 583 62 10 571 69 90 Haber Merkezi Istanbul Unıversitesı ve UNESCO tarafından ortaklaşa olarak duzenlenen "Modernleşme ve Sonuçlan" konulu karşılaştırmalı siyasal bilim sempozyumu, dün lstanbul'da başladı. Fransa, ABD, Tunus, Federal Almanya ve Turkıye'den sıyaset bilmı dalında uzman bılim adamlarının katıldığı sempozyum 3 gun surecek. Toplantı Istanbul Unıversıtesı Kektor Yardıması Prof. Akın llkin'ın konuşmasıyla açıldı. Prof. Ilkın, toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, Turkiye'nin Batı medenıyetını ornek alan ulu önder Atatürk'un yolunu ızlediğını belirterek, "Amacımu demokrasiyi konımaktır" dedi. hransa, Sorbonne Universıtesı profesorlennden Pompidou hukumetinın eskı Devlet Bakanı ve sozcusu Leo Hamon da sempozyuma katılan yabancı bilım adamları adına yapnğı konuşmada, "Ulu onder Atatürk'un 1923 vılında başlattığı modernleşme çabalannın bugun hâlâ surduğunu" hatırlattı. Uaha sonra sempozyuma bır teblığ sunan ABD'nın Yale Üniversitesi oğretim uyelerinden ve • dunvanın onde gelen siyasel bilimcilerinden Prof. David Apter, gehşmekte olan ve sanavıleşmış ulkelerdekı "demokrasi" anlay ışlan uzennde durarak, olav ların akışına gore, sıyaset bilmi ıle ilgılı teorılenn yeniden gozden geçirilmesi gerektiği goruşunu savundu. Teorılenn siyasal sıstemlerı ve kararlan doğurduğunu belirten Prof. Apter, Latin Amerika'da ve Turkıye'de, ordunun siyasette oynadığı rol uzerinde durdu ve genellıkle bu ülkelerde, askeri yonetımlerın başanlı olmadığını ve sonuçta ulkeyi başarısız bır ortamda siv illere teslim ettığını söyledi. Apter, geleneksel demokrasılerle genç demokrasılerin ortak sorunlarının olduğuna değinerek, "Kimsenin kimse>e ders verme durumu yoktur, ortak sorunlar ancak işbiriigi ile çozuralenebilir, çunku ortada işleyen bir devlet mekanizması vardır" dedı. Prof. Apter: Askeri yvnetimler başarıh olamıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle