15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 1 EKİM 1985 Fatunîler Ttirkleştîrildi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ortaokullarda okutulacak Milli Tarih dersi programında "Fatimîler"in Türk devletleri arasında sayılması eleştirilere konu oldu. Prof. Şerafettin Turan, "Kendi halifelerini ilan etraek suretiyle halife sayısını ikiden iiçe çıkaran bu Arap sülalesi ilk kez Türk Milli Eğitim Bakanlığı (arafından Türkleştirilmektedir" dedi. Prof. Dr. Şerafettin Turan, Milli Tarih ders programını konu alan ve "Öğretmen Dünyası" dergisinde yer alan incelemesinde, Türk tarihinin öğretilebilmesi için Türklerden önce ya da onlarla yan yana yaşamış olan ulusların uygarlıklarının oluşumu hakkında bilgi verilmesi gereğine değindi. Prof. Turan, dünya tarihi hakkında bilgi verilmedik Milli Tarih dersinin tarihe "ilk katkısı" MİLLİ TARİH DERS PROGRAMEVA ELEŞTİRİLER Prof. Şerafettin Turan, "Kendi halifelerini ilan etmek suretiyle halife sayısını ikiden üçe çıkaran bu Arap sülalesi, ilk kez Türk Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkleştirilmektedir" dedi. çe, programın amaçları arasında sayılan "Atatürk ve diger Türk büyüklerinin evrensel yönlerini ögrencilere kavratmaya imkân olmadığım" öne surerek, "Malazgirt ve Miryokefalon savaşlan Ue Buyuk Taarruz ve Başkomutanhk Meydan Savaşının ilişkilendirilmesi" konusunda da şöyle dedi: "Her biri Türk tarihi yönünden övünç ve kıvanç kaynağı olan bu savaşlan kendî dönemlerinin koşullan içersinde değerlendirmek tarih araştırmalannda geçerli yöntemin ana koşullarından değil midir? Son yıllarda kimi yazarlann (Türk tarihinde ve Ataturk arasında giyimden mimiklere değin gorunuşte bazı benzerlikler kurulduğu anımsanacak olursa) bu açıklama daha da diışundurücü olmaktadır." Prof. Turan yazısında, prog ramın amaçlan bölümünün 22'nci maddesindeki "Kanuni Sultan Süleyman'ın kapitülasyonu bir lütuf olarak verdiği" bıçiminde yer alan savın da doğru olmadığının kanıtlandığını belirterek, daha sonra da şu görüşleri savundu: "Bilimsel bir başka yanlışı, birinci sınıf programının yedinci ünitesinde goruyoruz. (Orta Asya ve Yakındoğu'da kurulan diğer Türk devletleri) başlığını taşıyan bu unitede sıralanan 9 devlet arasında ilk sırayı alan (Fatimîler) ile 45'inci sıradaki (Moğollar) Türk tarihi hakkında genel bir bilgisi olanları bile kendi bildiklerinden kuşkuya düşürecek bir nitelik taşımaktadırlar. Çünkü bizim bilebildigimize göre Fatimiler'in Turk oldukları hakkında bugüne değin hiçbir bilimsel yayın yapılmış değildir. Kendi halifeliklerini de ilan etmek suretiyle halife sayısını ikiden uçe çıkaran bu Arap sulalesi, ilk kez Türk MUIi Eğitim Bakanlığf nın kabul ettiği Milli Tarih programı ile Türkleşmektedir. Bunun gibi Turklerle içiçe yaşamalan, kurduklan imparatorlukta Türklerin de yer almalan nedeniyle Moğol tmparatorlugu tarih programına alınsa bile, onlar (diğer Turk devletleri) arasında sayılmamalı idiler." Prof. Turan yazısında, programda geçen "medeniyet kurmak" tumcesinin, "devlet Ue medeniyetin birbirine kanştınldıgının" bir göstergesi olduğuna da değinerek, "Milli tarih programı kimi yakınmaları gidenneye çalışırken, yeni ve belki de daha buyuk aksaklıklar doğuracak nitelikte gorunmektedir" dedi. 11UIp \JltUUUri lUIVIlit? U\UUl m s . g 6 oğretim yılı dün törenlerle başladı. Ankara'da Kara Harp Okulu'ndaki törene Genelkurmay Başkanvekili ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mecdet Öztorun ile Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tarık Somer de katıldı. Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Hikmet Köksal açış konuşmasmda, "milletlerarasında var olabilme ve hakkaniyet sağlama mücadelesi, kaba güç üstünlüğünden çok, ilmi ve fikri duzeyde üstünlük mücadelesidir. Harp Okulu öğrencüeri de Ataturk ilkelerini en iyi ve sistemli şekilde öğrenmek suretiyle fikri, bilimsel, teknolojik açıdan bu mücadeleye hazır olacak tır" dedi. Orgeneral Secdet Öztorun da konuşmasmda öğrencilerden Atatürkçülüğü davranışlanna yön verecek şekilde öğrenmelerini istedL Daha sonra okul komutanı "Atatürkçüluk" konulu ilk dersi verdi. Deniz Harp Okulu'nun TUzla'daki yeni tesislerinde düzenlenen törende ise okul komutanı Tuğamiral Yaşar Onkal, dünyanm sosyal, ekonomik vepolitik olaylann etkisi altında ağır bir bunalım içinde olduğunu söyledi. Bu ortamda silahlı kuvvetlerin kendini yenileme mecburiyetinin de her geçen gün biraz daha belirgin hale geldiğini belirtti. Daha sonra "Atatürkçüluk" konulu ilk dersi veren Ord. Prof. Reşat Kaynar Osmanlı İmparatorluğu'nun laik bir devlet olmadığım, belgelerle anlattı. Deniz Kuvvetleri Komutanı OramiralZahit Atakan da konuşmasmda, Deniz KuvvetlerVmizin önemi üzerinde durdu. Hava Harp Okulu1 ndaki tören ise eğiümlerini tamamlayan I. sınıf öğrencilerinin ant içmesi ile başladı, daha sonra Okul Komutanı Tümgeneral Ahmet Çörekçi bir konuşma yapti. Toren, Hava Harp Okulu Marşı'nın soylenmesi ile sona erdi. Hrtrn ChhııHrıri tjironio nt*ı\Al KaTa * Hava ve Deniz Har P Okullan ile Denizcilik Yüksek Okulu'nda Kargaşalı açılış Haber Merkezi Yeni oğretim yılına 350 bini aşkın oğretmen, 550 bin eğitim personeli ve yaklaşık 10 milyonu aşan öğrenci ile girilırken, özellikle büyük kentlerdeki okullarda beklenenden büyük sorunlarla karşılaşıldı. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı daha öne Tebliğler Dergisi ile ilan ettiği ders kitaplarından ayrı olarak ilçe Milli Eğitim Müdurlükleri'nin de kitap belirlediği, "telefonla adlannı verdikleri kitaplann okunmasını istedikleri" oğrenildi. Ders kitaplarının ckullarca secilmesinde bir kargaşa yaşanırken, ilk gun okullara gelen öğrenciler ders yapmadan günu geçirdiler. Öğretmenler, dets kitaplarının, ders programlarının, sınıflann ve sınav sonuçlannın belirlenmediği ortamda ders yapmanın "olanaksız olduğunu" dile getirdiler. Öte yandan öğretmenler okullann aeılmasından bir gün önce yapılan sınav sonuçlarını bugüne yetiştirmek için dün de yoğun çalışmalarını surdurdüler. Ek sınavlar haftası boyunca gunde 4 sınav yapan öğretmenler, program belirleme çalışmalanna katılırlarken hafta sonuna kadar derslerin pratik olarak başlayamayacağını belirttiler. Ekim ayının ilk haftasında yapılması gereken tek ders, engel sınavları ile öğretmenler kurulu ve zümre öğretmenleri toplantılan da bu hafta içinde eğitim öğretime başlanmasının önündeki engeller olarak ortaya çıkıyor. "bölüm secimlerinin" Bakanhkça serbest bırakılması nedeniyle yaşandı. Daha önce not ortalaması (6) olan oğrencilerin fen bölümlerine girebileceği karara bağlanmışken, bu yıl bölüm seçiminde bu koşulun kaldırılması, tum oğrencilerin fen bölümlerine yığılmasına neden oldu. Ders kitaplarından bazılarının, özellikle devlet tarafından basılanlann halen haar olmaması da eleştirilere konu oldu. Öğretmenler, Bakanlıkça basılacak kitapların yetiştirilmemesi sonucunda, özel sektorün kitap piyasasına daha önce girdiğini ve okullarınn açılışının ertelenmemesi nedeniyle, oğretmenlerin "zorunlu olarak özel sektörce basılan kitapları yeğlediklerini" önesurduler. Oğretim yılının başlaması ile bırlikte, Bakanlık yetkililerinin aksini belirtmelerine karşın kitap sıkmtısı yaşaruyor. tlkokul matematik İcitaplanrun özel sektörece basımı ve dağıtımı tamamlandı. Daha ucuz olan ve Bakanlıkça hazırlanan matematik ders kitaplarının ise önumüzdeki günlerde dağıtıma çıkması bekleniyor. tSTANBUL'DA İstanbul'daki ilk ve orta dereceli okullann dün Gaziosmanpaşa ilçesi Küçükköy Endustri Meslek Lisesi'nde düzenlenen törenle açılışmı yapan Vali Nevzat Ayaz, şunları söyledi: "Bazı okullanmızdaki branş fazlası öğrelmenlerimizin mağduriyetlerine meydan \erraeden ikâmetgâhlan da dikkate alınarak oğretmen ihtiyacı bulunan okultanmıza nakledilerek açık geçecek derslerin kapatılması >oluna gidilecektir." KONSERVATUVARDAKt TÖREN Öte yandan, 60 yıla yakın bir zamandır tstanbul Belediyesi'nin bir kurumu olarak faaliyet gösteren îstanbul Belediyesi Konservatuvan'nın 3 yıl süreyle YÖK'e devredilmesi töreni de dün yapıldı. Îstanbul Anakent Belediye Başkaru Bedrettin Dalan törendeki konuşmasmda, "Çok.kıymetli bir varlığımızı YÖK'e devrettik" diyerek amaçlarının bu 3 yılın sonunda konservatuvarı 25 yıllık bir anlaşmayla YÖK'e vermek olduğunu söyledi. Törene katılan YÖK Ba^kanı Prof. İhsan Doğramacı da, "tarihi bir an" olarak nitelediği devir teslimle ilgili olarak yaptığı konuşmada genellikle, "çoksesli, tek sesli" müzikten söz ederek şu ifadeyi kullandı: "Çoksesli müzik, az sesli müzik diye soruluyor. Bu kunım içinde her ikisi de çağdaş bir anlayışla yer alacak. Ataturk taklitten hoslanmazdı. Onun yolundan giderek çağdaş Batı medeniyetine ulaşacağız." Isveç'ten sandalla htanbuVa gelen çağdaş Vikingler denize girdiler. Vikingler IstanbuTda Haber Araştırma Servisi "Önce 'tık tık", sonra 'ta ta ta' oldu. Aslında o makineli tüfek sesi hiç de kötü niyetli değildi. Türk sularına girmeden önce bordalayıp kahvelerini içtiğimiz Bulgar sahil koruma botundan açılan uğurlama ateşiydi. Aynı zamanda pakt değiştirdiğimizin de habercisivdi. Beş avdır geçit aradığınuz Balkan nehirlerinden doğal bir geçitle nihayet bulacak Karadeniz'e." Vikingler'in 10. yuzyılda kendilerine özgu süreklı tekneleriyle Istanbul'a geldiklerini kanıtlamak amacıyla geçen mayıs ayında Isveç'ten yola çıkan Yeni Vikınglerın kaptanı Born Enastrom, teknenin hızını kesecek kadar denizanası birikmiş Boğaz girişinde. Bunları anlatıyordu. Ataları kadar inatçı 11 tsveçli, Viking'in İstanbul'da son bulacak öyküsü, Arkeoloji Profesörü Leif Nylen'in 1980 yılında "Krampmacken" adlı bir Viking teknesi inşa etmesi ile başladı. Nylen İsveç'teki Gotland Gölü'nde bulunan ve 11. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen bir Viking teknesini model alarak Gotland Arkeoloji Enslitusü'nde yaptığı tekne ile atalannın İstanbul'a geldiğini kanıtlamaya çalışacaktı. Nylen'e göre 1011. yuzyılda İskandinav Yanmadası'nda çıkanlan demir Gotland Adası'nda işleniyor, nehir yoluyla Polonya ve Rusya steplerine götürülüp kurkle değiştiriliyor. Vikingler buradan da yeni yukteriyle İstanbul'a hareket ediyor ve nihayet kurkleri altınla değiştirerek Akdeniz'den İskandinavya'ya dönüyorlardı. Ama Yeni Vikingler böyle yapamadı. Çünkü çag degişmiş, o zaman mevcut olmayan paktlar kurulmuş, karşılıklı vizeler tesis edilmiş, "Rusya stepleri" başı boş Vikinglere kapanmıştı. Nylen, bu yüzden "Minik Karides" anlamına gelen Krampmacken adlı tekne ile Dinveper yerine Tuna üzerinden Karadeniz'e açıldı. Yolculukları 20 Mayıs 1985 tarihinde başladı. VVisla Nehri izlenerek Karpat Dağlan eteklerine gelindi. Tekne, burada karaya alınarak yine 10. yüzyılda kullanılanlara benzer tekerlekli kızağa monte edvldi ve insan gücü ile Karpatlar aşıldı. Tam 140 kilometre. Sonra Tuna'nın ust kollarına ulaşıldı. Yolculuğun Boğaz'a kadar olan böliimü ise yine aslına uvgun olarak yapılan demir kazanda sebze iapası yenilerek sürdii. 4 yeni Viking teknede kürek çekiyor, geriye kalan yedisi de karadan iki arabayla onları takip ediyordu. Rumelifeneri'nden itibaren bir süre katıldığımız Viking teknesi oldukça ağır yol alıyordu. Ama "yeniden başlar mıydımz" sorusuna "hayır" yanıtı vermelerinin nedeni kurek başında çekıikleri ezıyet değil, alışılmadık bir rota izledikleri için başlanna gelenlerdi Diğer YeniVikingler de kaptanlan gibi ilgisiz mesleklerden geliyordu. Örneğin tayfalardan Christer Algetsson ortaokul öğretmeniydi. Krister Olausson ise Stockholm Ticaret Odası'nda çalışıyordu. Farkh insanlardı, ama hepsi macera motivasyonu ile donanmıştı. Uzun yolculuk sırasında ise farkında olmadan ortak özelliklere sahip olmuşlardı. Soğukkanlı, sert ve az konuşan bir yapıya. Günde 30 kilometre kürek çekmek kolay mıydı? Yeni Vikingleri Istanbul Boğazı girişinde Rumeli Kavağı açıklarında karşılayanlar arasında Uğur adlı yat da vardı. Uğur kıvrak bir hareketle gözleri mavi, saçları san tayfalann kürek çektiği gözleri siyah saçları siyah bir Türk'ün de dümen tuttuğu "Krampmacken"e yanaşarak "nereden gelip nereye gittiğini" sordu. "tsveç'ten" cevabı, Uğur'dan "Hayret bir şey" sesleri yükselmesine neden oldu. Ardından gelen çikolata ve rakılar, hele Isveçli Vikingler'in şişeyi havaya dikerek rakıyı gazoz gibi içmesi belki de "Allah akıl fikir versin" diye bağırmalannın asıl nedeniyde. Yeni vikingler önceki geceyi Rumeli Kavağı'nda geçirdikten sonra dün İstanbul'a hareket etti. 10. yuzyılda Vikinglerin "Miklagard" (Muhteşem Şehir) admı verdiği İstanbul'da, Yeni Vikingler ilk iş olarak Ayasofya'ya giderek Güney Galerisindeki mermer üzerine 10. yuzyılda adını kazımış olan "Halvdan" adlı Viking'i anacaklar. Tekne İstanbul'da tsveç Konsolosluğu'nun bahçesinde kışladıktan sonra bir başka baharda Akdeniz ve Cebelitarık üzerinden tekrar soğuk denizlere açılacak. Siyusi işleyene tazminatsız çıkış Onurlu yaşamıyla çağdaş ozan RUHİ SU'ya bir ses binlerce yürek TMMOB ÇALIŞANLARI ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN (RİZE) 1 Kuruluşumuz, ihtiyacı aşağıda belırtilen toplam 4 kalem merkezi sıstem malzemeleri leklif alma usulü ile satın almacaktır. a) Skoç tıpi sılındirik çift kulhanlı 8 atu 100 m: 25 tk. kazan (Armaturleriyle). b) Elektrik Motoru ile Akuple kademeli santrafüj 50 takım pompa (Armaturleriyle). c) Elektrik (evzi tablosu 3 kazan için 5 tk. d) Elektrik tevzı tablosu 2 kazan için 5 tk. 2 Bu işe ait şartnameler ile projeler; a) Çay İşletmeleri Genel Müdurluğu, Satmalma Mudürlüğu/RIZE b) Çay Paketleme Fabrikası Mudurluğu'ne, ArnavutköyKuruçeşme/ISTANBUL c) Bolge Stok ve Satış Mudurlüğu, Gumruk ve Tekel Bakanlığı yanı E binası 7. Kat Opera/ANKARA adreslerinden ucretsiz temin edilebılir. 3 Ihaleye ıştirak etmek isteyenlerin şartname esaslan dahilinde hazırlayacaklan teklif mektuplarını en geç 14.10.1985 gunu saat 17.30'a kadar Çay İşletmeleri Genel Mudurlüğu, Satınalma MudurluğuRıze adresınde bulunacak şekılde ıadeli taahhutlu olarak gondermeleri veya belirtilen adrese elden vermeleri gerekmektedır. 4 Postada oluşacak gecikrneler ve telgrafla yapılacak muracaatlar kabul edilmez. 5 Kuruluşumuz, 2886 sayılı yasaya bağlı olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakıa, kısmen veya dilediğine yapmakta serbesuir. Basın: 24090 tsSendika Servisi Sendikaların altına imza attıkları sözleş meler ile tutuklu ve mahkumla ra ekmek kapısını kapatan hu kumler getiriliyor. Tek Gıdalş Sendikası'nın Tekel'de çalışan işçiler için imzaladığı sözleşmede devlete karşı işlenen suçlardan mahKum olan BİR BAŞKA KARIŞIKLIK bir isçi, cezasınjn ertelenmesi, Yeni oğretim yılının ilk güparaya çevrilmesi, affa uğramanünde bir başka kanşıkhk da. sı hallerinde dahi tekrar işe alınmayacak. Çahşıyor ise iş akdi ihİlkokul açılışmdan notlar... barsız ve tazminatsız feshedilecek. Oysa Yargıtay arka arkaya verdiği kararlarında 1402'ye göre sıkıyönetim komutanüklarının istemi ile görevden almmış olanların dahi kıdem tazminatİannın ödenmesi zonınluluğu bulunduğu sonucuna varmıştı. Tekel sözleşmesi, mahkum olan işçinin, özellikle siyasal suçlardan yargılanacak, ya da mahBaşoğretmenin, bosalulrnasını istediği alan "resmen" kum olacak, tutuklu kalacak işYALÇIN PEKŞEN sokak olduğu için kimse bu uyarıya aldırmadı. Hatta itiçiler için ekmek kapısının kapanraz edenler bile oldu. Çaresız kalan mudur bir ara veliKadıköy Goztepe'deki Yeşilbahar llkokulu'nun açılımasını öngören en geniş, en son leri polis çağırmakla tehdit etti. Daha sonra da asker bir şında oğrencilerı değil, ama \elileri duzene sokmak soörneklerden biri. Yasaların, yarmıllet olduğumuzu hatırlayarak sertçe bir "rahathazırol" run oldu. gı kararlarının getirdiği kısıtlakomutu çektı. Herkes lstiklâl Marşı so>lenecek zannıySaat 09.00'da açılacak okula 07.00'de gelenler bile \armaların çok üstunde yeni kısıt dı. Yapılan mşaatlar yuzunden ılkokulda bahçe falan kalla hazırola geçti ve sustu. Bu suskunluktan «rarlanan lamalar toplu sözleşmede 2 say madığmdan açıhş torenı sokakta yapılıyordu. Fakat mudur, yeniden mikrofonu eline alarak "veliler, lütfen faya yakın bir ayrı bölüm olarak burayı terkedin. Besler, hanımefendiler, derse sokakta, oğrenci servis minibusleri ve çocuklannı arabaşlayamıyoruz" diye yalvardı. düzenlenmiş. Benzer hukümler bavla kapıya kadar getirmeye kalkanlar yuzunden yer kalmamıştı. yaygın bir şekilde sendikalar eli Bu emre de uyan olmadı. Yeniden "rahat"a geçildi ve sıperlere biraz daha yerleşıldi Bırıkı kişı kımıldadı. ama Mınıbüs aralannda her nasılsa kalmış bir boşluğa oğile imzalanan sözleşmelerde gidebıraz otede yeniden me\zılendi \e kendi çocuğunu barencıler dolduruldu. Kalan yerlere de veliler doluştu. Orrek ağırlık kazamyor. 30 günü kış açısından kaçırmamaya uğraştı. talık kelimenın tam anlamıyla anababa gunüne aşan tutukluluklarda hizmet akdondukten sonra tören başladı. İlk emrin sonucundan etkılenmış olan mudur, yeni bir di feshedilmiş sayıhyor. 90 gün "rahathazırol" komutu \erdi ve emrın varattığı suskunÖğrenciler, başlarındakı öğretmenlennin korkusuna içinde tahliye olan adi suçtan luktan yararlanarak şunları so\ledi: gorece bir disiplın içinde hareketsiz ve sessız duruvoryargılanmış bir işçi ile beraat lardı. Fakat velileri duzene sokabilmek bir türlu mum"Evvela bu durumda yerleşmenın zor olduğu sizee de eden işçi, işverenin takdirine bağkun olmuyordu. malumdur. 198586 oğretim yılının hayırlı. uğurtu ve bah olarak işe alınabiliyor. Adi suçşarıh bir yıl olmasını dılıyorum" Okulun başoğretmeni olduğu anlaşılan gözlüklü bir lardan 6 aydan az cezalarda da kişı elinde mıkrofon bağınyordu: "Lulfen beyler, hanımArdından mudurun yeni komutu duyuldu: "Rahat \e işverenin takdirine bağlı olarak lar, saha>ı boşalıalım. Artık gidıniz de torene başlayahazırol. Bu kez gerçekıen Isııklal Marsı soylenerek ikı lımV işe donme olanağı var. Ancak dakıka sessızlik sağlanabildı. devlete karşı işlenen siyasi suçlarda her halde iş akdinin ihbarsız Sevgili guzel insan ve tazminatsız feshedilmesi ongörülüyor. İşçi lehine haklar getirme amacı ile toplu sözleşme yapan sendikalar geçmişte diğer konubir yıldır aramızda yok. Dosya No 1985/23 larda olduğu gibi tutuklama, Anısını yaşatacağız. Memurluğumuza verılen, lcra ve Iflas Kanunu'nun 219'uucu madyargılama ve mahkumiyet halleKARDEŞLERI desi gereğince tasfiyeye başlanılması ve iflasın açılması hakkındaki ri için de toplu sozleşmelerde işılanımızda Modern Nakış Tekstıt ve Konfeksiyon Sanayı ve ticaret çi lehine hükümler geliştirmişlerLimited Şırketi yazılması gerekirken Modern Nakış Tekstıl ve Kondi. İşçiye göreceli iş güvencesi gefeksiyon Sanayı \e Ticaret A.Ş olarak sehven ilan edilmiş olduğu tiren toplu sözleşme hükümleritavzihen tebliğ ve ilan olunur nin onemli bir bolümu ile YHK Basın 11757 tarafından toplu sozleşmelerden ayıklandı. Bu arada 1402'ye göre Sıkıyönetim kararlanna • 1300 numaralı san basın • Nüfus cuzdanımı kaybettim. kanırm ka>bettim, eeçersizdir. bağlı olarak önemli bir işçi Hukumsuzdür. MEHMET MELIHA TAÇKIS grubunun işine son verildi. TOKMAK Başöğretmen öğrenciler yerine veülerle uğraştı TAVZIH İLANI ÎSTANBUL 1. İFLAS MEMURLUĞUNDAN HASAN HAKKI ERDOĞAN VEFAT Merhum Celâl Kermen ile merhume Fevkiye Kermen'in oğulları, merhum ve merhume Neyir ile Bedriye Kökmen'in damatları, merhum Osman, Mehmet, Ali ve Mustafa Kermen ile Murat Kermen, Rezzan Yönter'in kardeşleri, Üge ile Abdi Dilber, Nuray ile Yalçın Kermen'in sevgili babaları, Orhan ile Özden Dilber, İlhan ile Ekin Dilber, Kerim ile İdil Kermen'in büyükbabaları, Baran ve Erin'in dedeleri, Ünıit Kermen'in sevgili eşi, değerli varlığımız Perihan Kral Aktay Güneş nişanlandık mutluyuz 30.9.85 Ist. 30 eylül pazartesi günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün (1 ekim sah), öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak aile kabristanında toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. SÜLEYMAN KERMEN Ü AİLESİ Not: Çelenk gonderilmemesi, arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmalan rica m
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle