19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHÜRİYET/6 HABERLERİN DEVAMI 27 OCAK 1985 ANAPTı Küçükoğlu ve Çerçi de Disiplin Kurulu'na veriliyor ANKARA (THA) ANAP TBMM grubunda huzursuzluğun giderek arttığı Ankara Milletvekili Nejal Abdullah Giilecek'ten sonra, Grup Başkanvekillerinden Ercümen? Konukman'ın sözlerine karşı "Bu soytanbktır" dediği iddia edilen Adana Milletvekili Remzi Çerçi ile Barlas Dogu'ya hakaret ettiği öne sürülen Kastamonu Milletvekili Şaban Küçükoglu'nun Grup Disiplin Kurulu'na verilecekleri bildiriliyor. Türkân Ankan'dan sonra, Disiplin Kurulu'na sevk edilen Ankara Milletvekili Nejat Abdullah Gülecek, Grup Disiplin KuruluL nun heniiz savunmasını istemediğini belirterek, "Toplantı yapdsın karar çıksın, soy leyeceklerim olacaktır" dedi. Kartal Sunta'da 300 işçi için grev karan lşSendika Servisi Çahşma Bakanhğı'nca yayımlanan son işkollan istatistiklerine göre Türkiye'deki sendikalılaşma oranının Batılı birçok ülkeye oranla çok yüksek olduğu belirlendi. Türkîş'e bağlı Ağaçİş Sendikası'nın Domsan'dan sonra ikinci grevini İstanbul'daki Kartal Sunta Mobilya atölyesinde yapacağı bildirildi. Bu arada Etibank Genel Müdürlüğü, Turkiye Maden Işçileri Sendikası ile arasındaki toplu iş sözleşmesi süresinin 1 Ocak 1985'de bittiğini ileri sürerek işçilerin sendika üyelik aidatlannı kesmemeye başladı. Kula Mensucat A.Ş.'de çalışan 300 işçi ise 1980 yılından beri alamadıklan toplu iş sozleşmesinden doğan farklann odenmesi amacıyla işveren aleyhine 150 milyon liralık tazminat davası açtı. Montan Madencilik îşletmesi'nde ise toplu sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlık çıktıktan sonra 25 işçinin işine son verildi. SENDtKALILAŞMA ORANI YÜKSEK tstanbul Ünıversitesi tktisat Fakültesi Sosyal Siyaset Kürsüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Orhan Tuna, THA muhabirine yaptığı açıklamada Türkiye'de sendikalılaşma oranının yüzde 61 olarak gerçekleşerek birçok Batılı ülkeye oranla çok yüksek olduğunu bildirirken bunun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın istatistiklerinde tanm işçilerinin dikkate ahnmamasından kaynaklandığını söyledi. Orhan Tuna sendikalılaşma oranının lngiltere'de yuzde 40, Fransa'da yüzde 25, F. Almanya'da yüzde 30, ABD'de ise yuzde 20 olduğunu vurgulayarak " T a n m işkolunda çalışan railyonlarca sendikasız işçinin istatistik dışı bırakılması nedeniyle Türkiye'de sendikalılaşma oranı, Batılı ülkelerden çok daha fazlaymış gibi gorünmektedir" şeklinde konuştu. tKtNCt GREV Ağaçlş Sendikası Başkanı Gürel Erçakır Kartal Sunta'daki görüşmelerde resmi arabulucunun da anlaşma sağlayamadığını bildirerek, 300 işçi adına 30 ocakta greve gidilmesi karan aldıklannı bildirdi. Erçakır "Kartal Sunta'da daha önce feshedilen başka bir sendika örgütlüvdü. Ancak fesihten sonra YHK bu işyerindeki 1 yıllık 1.9.1983 ile 1.9.1984 tarihleri arasındaki sözleşmeyi yürürlüğe koymadı. Şu anda Kartal Sunta'da çalışan 300 üyemiz için işverenden bu sürenin de toplu iş sözleşmesi kapsamına alınmasını istedik, ancak kabul ettiremedik" şeklinde konuştu. TAZMİNAT DAVASI Kula Mensucat A.Ş.'de çalışan 300 işçi 1980 yılından beri alamadıklan toplu iş sözleşmesinden doğan farklann ödenmesi amacıyla işveren aleyhine 150 milyon liralık tazminat davası açtı. Işçiler 1980 yılında işvern ile Teksif Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi uyannca öngörulen ikramiye, yakacak, giyecek, öğrenim yardımları, kıdem teşvik primleri gibi haklarını aradan 5 yıl geçtiği halde alamadılar. İŞTEN ÇIKARMA Türkiye Maden İşçileri Sendikası'na bağlı işçilerin çalıştığı Montan Madencilik Işletmesi'nde toplu sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlık çıktıktan sonra 25 işçinin işine son verildi. Denizli Acıpayam Mevlütler koyünde kurulu 100 işçinin çalıştığı işyerinde toplu sözleşme görüşmelerinin işverenin katı tutumu nedeniyle kesildiği ileri surüldü. Türkiye Maden İşçileri Sendikası yetkilileri yasa gereği Etibank ile yapılacak toplu sözleşme görüşmeleri için yasal 120 gün önceden bakanlığa başvurduklarını, ancak bakanlığın ocak 1985'in sonuna doğru sozIeşme yetkisi verdiğini belirttiler. Bu süre içinde Etibank Genel Mudürlüğü'nün ocak ayında işçilerin sendika üyelik aidatlannı kesmediğini, tek tek işçilerden aidat kesilmesi için kâğıt istediğini bildiren sendika yetkilileri, Etibank'ta 11 bin 97 üyeleri bulunduğunu, bu tutumun sendikalannı zor durumda bıraktığını ifade ettiler. MİSK GENEL BAŞKANI MİSK Genel Başkanı Mete Besen, kamu kesimindeki toplu sözleşmelere, Kamu Koordinasyon Kurulu'nun birtakım müdahalelerde bulunduğunu öne sürerek, Türkİş'e bağh sendikalan, bu kurulu muhatap kabul etmekleeleştirdi. Besen, "Kamu Koordinasyon Kurulu'na verilecek tek cevap 'toplu pazarlık masalarında işçi sendikalannı dikkate almaya kararlı iseniz, buyrun, işçinize istediğini verin' demek ve masadan kalkmaktır" şeklinde konuştu. KATMA DEGER BILMECESI HAZIRLAYAN: BÜLENT SOYLAN Yurt dışındaki kuruluşa ödenen ücret Anonim şirketiz. Yurt dışında bir kuruluşa bazı işler yaptınyor, karşılığında bir bedel ödüyoruz. Aramızdaki sözleşmeye göre onlara yapılan odemeler net olacak ve hiçbir vergi kesilmeyecek. Bu durumda ödeyeceğimiz KDV'nin matrahı ne olur? Katma Değer Vergisi'nin matrahı, mal veya hizmetin bedelidir. Yani sizin brüt ödemenizdir. Kurumlar Vergisi'nin 24. maddesine göre bulunan stopaj matrahı ile KDV matrahı aynıdır. Dışarıdaki kuruluşa net 1 milyon lira gonderiyorsanız, bunun brütü ve KDV matrahı, 1.428.571 liradır. Bundan 142.857 lira KDV'yi aynca yatırmanız gerekir. Jeneratör elektriğini satıyoruz Meclis dışından seçim isteği var (Baştarafı 1. Sayfada) ödünler karşısında gerçekleştirildi. • Hükümetin, gelir dagılımında Ust gelir grupları lehine lutumu Dıinya Bankası raporlarında bile dile getirildi. • Katma Değer Vergisi, eski vergilerin yukünü sanayi ve ticaret işyerlerinden alıp doğrudan tüketicinin sınına bindirdi. • Şu anda Türk ekonomisi, Osmanlı dönemini bile aratan bir anarşi ve karmaşa ile yönetilmektedir. • Hükümet devlet anlayışıyla değil, şirket anlayışıyla yönetiliyor. Reform iddiaları arkasında kamu yönetimi, ortaçağın birkaç bakan elindeki aşırı merkezi idarelerine dönüştürüldu. • Şirket zihniyeti hükümele ve iktidar partisine egemen olduğu için, beklenen çıkarlar sağlanamayınca, parti ve hükumet kendi içerisinde çatışma ve bunalıma düşmektedir. • İktidar yuzde 40 gibi bir azınlığa dayanıyor, parlamento bu oran dışındaki tabanını yitirdi. • Mevcut parlamento içinde oluşturulacak yapay çözümler bunalımı arttırmaktan başka bir sonuç vermez. • Zorluklann aşılmasının yolu, hükümetin istifası ve yerini tüm siyasi eğilimleri yansıtan bir parlamentodan çıkacak yeni hükümet seçeneklerine bırakmasıdır. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nazif Kocayusufpaşaoğlu da şunları vurguladı: • TRT'nin davranışı Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı. Bir rejim çarpık olunca müesseselerin işleyişi de çarpık oluyor. TRT Genel Müdürii bu tutumundan sonra ya istifa eder, ya da bizim iktidarımız doneminde hesap verir. Aynca, Anayasa'nın neresinde geçiş dönemi var da Sayın Özal ve Sayın Calp görmüşler? • Hükümet KDV uygulamalanyla 500 milyar ek gelir amaçlıyor. Bu da fiyatlan artırır. Başbakan fıyatlar seyyare, vergi sabitedir, diyor. Sabite ile seyyare birleşince kuyruklu yıldız olur. KDV de Fıyatlarla birleşince ANAP hükumetinin kuyruklu yıldızı olmuştur. • Özdağlar olayı için Başbakan emir vermediyse kim emir vermiştir? Bu iş nasıl yapılmıştır? Yoksa bizim bilmediğimiz gizli bir güçten mi emir alıyorlar? Hangi gizli giiçse, açıklanmalıdır. Aynca bu işi yapan memur hakkında ne gibi bir işlem yapılmışlır ? • Bizim devlet anlayışımız ile ANAP'ınki arasında devlet yönetimi ile aşiret yönetimi kadar fark vardır. 3 Türk (Başutrafı 1. Sayfada) ristan'dan transit geçerken bazı yerlere uğrayarak soydaşlanmızla konuşmaları ve fotoğraf çekmelerine Bulgar makamlan karşı çıktı. Bu nedenle 3 gazetecinin gidişlerinde behrtilen kurallara uymadıklan iddiasıyla baskı ve para cezasına maruz kaldıklan öğrenildi. Daha sonra Yugoslavya'ya geçiş yapan gazeteciler burada bir gün kaldıktan sonra yeniden Bulgaristan'a giriş yaptılar. Türk sınırına 200 metre uzaklıktaki Kapitan Andreia'da Bulgar makamlan tarafından gözaltına alınan üç gazetecinin burada 6 saat, daha sonra götürüldükleri Haskova Emniyet Müdürlüğü'nde de 8 saat gözaltında bulunduruldukları bildiriliyor. Sorgulama sırasında gazetecilerin üzerlerinin ve otomobillerinin arandığı, fotoğraf makinelerindeki filmlerin de ışıktan geçirildiği gelen haberler arasında. Çevik, Arar ve Ay, Yugoslavya'dan girişte yanlannda bulunan bir Türkün durumu Kapıkule'ye bildirmesi üzerine yapılan girişimler sonucu salıverildiler. 3 gazeteci dün saat 17.30'da yurda döndüler. KALBİNİZİ KORUYUN I Goğsunuzdç a^n \e >anma varsa, kâlbını/ı kontrol etıırın Tıırk Kalp Vaklı Muayene \e Kontrol ıçın Tel 148 58 66 İmalatçı bir Fırmayız. Elektrikler kesildiginde jeneratörümüzü devreye sokarak imalatımıza devam ediyoruz. Bu jeneratörden iki komşu firma daha yararlanıyor. Eskiden bu şekilde elektrik üretimi tstihsal Vergisine tabi idi. Şimdi KDV'de tabi mi? Kendi kullandığınız elektrik için KDV yoktur, ama dışanya verilen elektrik KDV'li olmak zorundadır. Bunun için para almış olup olmadığınız önemli değildir. Dolayısıyla satış bedeli ya da emsal bedeli uzerinden vergi hesaplanıp istenecektir. Geçen yılın ilaçlan Eczacıyım. 1984 yılından devreden ilaçlan sattığım zaman da KDV uygulayacak mıyım? Ocak ayında aldığım ilaçlardan KDV ödedim. Bu uygulama doğru mudur? Konuyla ilgili 9 nolu tebliğe gore, ilaç bedelleri vergiyi içine alacak biçimde tespit edilip kutu üzerine yazılabiliyor. Eğer fiyat KDV'li tespit edilmişse "KDV dahil" diye de yazılması gerekiyor. Eski ilaçların alım satımında böyle bir fiyatlandırma ve "KDV dahil" yazısı bulunmayacağına gore vergi aynca hesaplanacaktır. Ocak ayı içinde aldığınız ilaçlarda da etiket durumuna göre KDV'li fiyat ödemeniz gerekiyor. (Baştarafı 1. Sayfada) mesinden asla vazgeçmeyecektir. Bu girişim ortadan kalkarsa, Kıbns sorununda en karanlık dönemlere girilir ve hiçbir çözüm umudu kalmaz" dıye konuştu. ABD'nin şu sırada bu sürenin nasıl devam edeceği ve hangi onceliklerin ele alınması gerektiğine ilişkin hiçbir karan bulunmuyor. Bu olguya dikkati çeken yetkililer, bu nedenle sözünü ettikleri süreci zedeleyebilecek her adıma karşılar. Onların gözunde KKTC'de seçim kararının alınması, bu sureci zedeleyecek bir gelişim anlamını tasımaktadır. KONGRE'DE NE OLUR? ABD yönetimi çevrelerini düşündürten bir başka olgu da Kongre'ye, Türkiye ile Yunanistan arasındaki 7'ye 10'luk askeri yardım oranının korunmasını isteyen ve Türkiye'ye yardımı Kıbns'ia gelişme koşuluna bağlayacak karar tasanlannın önumüzdeki haftadan itibaren sunulacak olması. Bu nedenle de Kıbns'ta Rum ve Yunan tarafının duyarlı olduğu konularda Türk tarafının adım atmasını istemiyorlar. KKTC'de seçim karan ile ilgili olarak bir yetkili, "Bu karar Denktaş'ın zirve öncesinde, nrve sırasında ve hatta zirve sonrasında yaratmış oldugu olumhı görüntüyü zedeleyecektir " dedi. ABD yetkililerinin çekindikleri bir başka husus da 23 haziranın seçim tarihi olarak belirlenmesinin yol açacağı gelişmeler nedeniyle yeni bir Kıbrıs zirvesinin yakın bir tarihte gerçekleşmesinin suya duşmesidir. Bilindiği gibi BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, başansızhkla dağılan New York zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, "taraflan mümktin olursa şubat sonundan önce bir araya getirecegini" söylemişti. Bu tarih meydana gelen gelişmeler nedeniyle Washington'da pek olanak dahilinde görülmüyorsa da yeni bir zirvenin toplanması çok da geciktirilmek istenmiyor. ABD'li yetkililerin önünde şu anda Kıbrıs'a ilişkin olarak nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin belirlenememiş olması bir güçlük olarak duruyor. Bir yetkili, "Yine aynı şekilde dağılmakla sonuçlanacak kötii hazırlanmış bir zirvenin yapılmaması gerekir. Sonuç getirecek bir zirve için çalışümalıdır. Ancak şu sırada ABD bunun yöntemini ve önceliklerini saptayabilmiş değildir" diye bize Washington'un içinde bulunduğu durumu aktardı; Ne var ki, ABD Başkanı Reagan, Kıbns konusunda Kongre'ye bir rapor sunmadan önce Kıbns'ia ilgili çözum arayışına hız kazandırılmasının zorunlu olduğu duşüncesinde. Dolayısıyla bir Kıbns zirvesinin şubatta yapılabilmesi bir hayal gibi gözüküyorsa da, yazdan önce, büyük bir olasılıkla mart ya da nisan ayında gerçekleştirilmesi üzerinde hesap yapıhyor. ABD yetkilileri için bir başka güçliik de zirvenin hangi zemin üzerinde gerçekleşebileceğinin belirsiz olmasından kaynaklanıyor. New York zirvesi, Perez de Cuellar'ın üç tur dolaylı görüşmelerden sonra hazırlayabildiği anlaşma taslağı üzerinde toplan.mıştı. Bu taslak Türk tarafınca kabul edilmiş, oysa Rum tarafınca bir müzakere gündemi olarak değerlendirilmişti. New York zirvesi dağıldığına göre, bu belge hâlâ geçerli mi, değil mi? Türk tarafı bunu hâlâ geçerli görüyor mu? Rum tarafı bu taslağı hâlâ bir müzakere esası olarak mı kabul ediyor? îki tarafın görüşleri nasıl uzlaştınlacak? Uzlaştınlamazsa, yeni bir zirve toplanma zemini olarak kendisine neyi alacak? Bütün bu sorular ortada. Ancak ABD başkentinde, "konunun hassaslığı nedeniyle her türlü mülakat ve resmi açıklama reddedilmekle" birlikte, kapalı kapılar ardında tekrarlanan söz şöyle: "ABD, Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın başlatmış olduğu sürecin kesilmesine tahammiil göstermeyecektir. Bu süreci tehlikeye düşürecek hiçbir adıma izin vermeyecektir." ABD İşletme Vergisi fişi İşletme Vergisi perakende satış vesikalannda KDV aynca gösterilecek midir? Bu belgeler notere tasdik ettirilmeksizin fatura yerine kullanılabilmektedir. Dolayısıyla yine fatura düzeninde olacaklardır. '*% 3 tşletme Vergisi" yazısını çizerek KDV'yi o bölüme yazın. YALÇIN DOGAN ANKARA'dan Bekliyoruz Saytn Başbakan!f kili Sayın Cemal Büyükbaş'm TKt Satın Alma Komisyonu raporlarına göre, "Bu firma kömür ithal edecek" diye baskı yaptığı firma işte bu. Biz şimdiki Enerji Bakanı Sayın Türel'e "Evet, elinizdeki listede yer alan firma işte bu firmadır'' dediğimizde, bize "Raporu bize gönderirseniz inceletiriz" biçiminde konuştu. Ne var ki, TV çekim sıüdyosunun dışına çıkıldığında, oradaki gazeteci arkadaşların aktardıklanna göre, Sayın Türel, Başbakan 'ın yanına giderek, "Efendim ben şimdi Yaiçın Doğan 7a görüştüm, sözünü ettiği firma kömür ithal eden fırmalar arasında yok" diyor. Pes! Bir kez, Sayın Türel neden böylesine telaşlanıyor? tkincisi, aradaki konuşmayı ve belgeyi Başbakan'a neden tersine aktarıyor? Üçüncüsü ve asıl önemli olan ise, Başbakan Özal'ın tavrı. Bunca resmi belgeye rağmen, olayın üzerine neden hâlâ gıtmiyor? Devletin bir belgesini bir teyp bandmdan daha mı "az ciddi" buluyor? Devletin bir belgesine nasıl oluyor da, görmeden ve incelemeden "gayri ciddi" dıyebilıyor? Olay kendisine bir soru yoluyla aktarudığında nasıl oluyor da "Her raporla biz adam almaya kalksak iş yapamayız " dıyebilıyor? Evet, izliyoruz Sayın Başbakan, devletin resmi bir raporuyla ilgili olarak bakanımz hakkında ne işlem yapacaksımz? StHECEK Yunanistan'a karşı yeni önlem (Baştarafı 1. Sayfada) tikanın da değerlendirmesini yapmış ve Yunaniv tan'ın bu politikası karşısında alınması gereken askeri ve siynsi tedbirierin hükümete bildirilmesine karar vermiştir." Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu toplantısına, Başbakan Turgut Özal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet tjruğ, İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Haydar Saltık, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Zahit Atakan, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil Sözer. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Mehmet Buvruk ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Halil Nusret Toroslu ve Emniyet Genel Muduru Saffet Arıkan Bedük katıldı. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, Anayasal görevleri gereği, Cumhurbaşkanlığı Konseyi ayeleri, Nurettin Ersin, Nejat Tümer ve Sedal Celasun da bulundu. Gururiuyuz» Mutluyuz, Türkiye'nin genel ihracatında ŞADECE KENDİ ÜRÜNLERİYLE pay sahibi olan YUPÎ (Baştarafı 1. Sayfada) Başbakan'ın henitz haberiyok! Haberi olmamasına rağmen, ileri sürülen iddiaları daha haberler yayımlandığı zaman "gayri ciddi iddialar" olarak nitelıyor. Önceki gün TV'de yonettiğimiz bir soru üzerine oğrendiğinde de "Gerekirse müfettişler tahkikat yapar'" diyor. Oysa, bakanla ilgili bir iddiayı "Müfettişler tahkik edemez." Olsa olsa bu Devlet Denetleme Kurulu 'nun ışıdir. Aslında, doğrudan Meclisın kararma bağlı bir iştir. ÇUnkü, iddia bakanla ilgilidir. TKl Yonetim Kurulu ya da TKt Satın Alma Komisyonu ile ilgili bir iddia değildir. Ama işin asıl çarpıcı bıryönü TV'deki çekimden sonra şimdiki Enerji ve Tabii Kayrtaklar Bakanı Sudi Türel'in nedenini saptayamadığımız telaşıdır. Bakm çekimden sonra ne oldu: Soruları sorduk, çekim biıti ve Başbakan özal, "Siz bu dosyaları bana gönderin bir tetkik ettireüm" dedi. Sonra, şimdiki Enerji Bakanı Sudi Türel geldi ve 'Sizinsözünüettiğinizfirma kömür ithal etmiş mi?" diye sordu. Elinde kömür ithal edenfırmaların listesi vardı. Biz de "Evet, işte şu firma" diyerek Bakan beyin elindeki listeden ilgili firmayı işaret ettik. Firma Thyssen fırması. Bu fırmamn Türk ortağı Eskişehirspor Kulübü 'nun eski Başkanı Aydm Begiter'in Hatko isimlifırması. Eski Enerji Bakanı, şimdiki Devlet Bakanı ve Eskişehir Milletve MDP'nin yeni yönetimine (Baştarafı 1. Sayfada) Genel Merkez ile muhtıracıların hazırladıkları iki ayrı listenin 6 kişilik bir komisyonda "ortak" listeye donüşturülmesinden sonra yapılan seçimlerde genel merkez listesinden. Genel Başkan Yardımcılan Vecihi Akın, Arif Atalay, Muslafa Izci, Genel Sekreter Ülkii Söylemezoğlu, Teşkilat Başkan Yardımcıları Ayhan Çetin ve Ertuğrul Gökgün, Genel Sekreter Yardımcısı Muzaffer Ilhan, Genel Sayman Mahmut Altunakar ile Emin Alpkaya, Osman Bahadır, Süleyman Çelebi. Abdurrahman Karaa, Sabahattin Eryurt, Erdal Dunıkan, Abdurrahman Demirtaş, Aziz Kaygısız, Ferit Melen, Ahmet Suter, Necla Tekinel, Bülent Öncel yeniden MKYK uyeliğine getirildiler. Eski MKYK üyeleri dışında listeye alınan 7'si muhtıracılardan 10 kişi ise şoyle: Vetolu kurucu üye Ali Ihsan Kırımlı, kurucu uye Turan Altınoğlu, eski Genel Başkan Yardımcısı, Grup Başkan Vekillerinden Sabri Keskin, milletvekilleri Mehmet Yaşar, Fevzi Fırat, Fehmi Memişoğlu, Ebubekir Akay, Kadri Altay, Sedat Turan, Tevfik Erdem. Eski yoneticilerden Abdürrezzak Ceylan, Yaşar Giilez, Faik Tarımcıoğlu ve Reyhan Sakallıoğlu ise yeni yonetime eiremediler. Ulus'taki Turistik Otel'in restoranında yapılan ve 63'ü milletvekili 8'i kurucu uye 71 MDPlinin katıldığı Kurucular Kurulu toplantısında Divan Başkanlığı'na Bitlis milletvekili Kâmran İnan ittifakla seçildi. Uenel Başkan Sunalp'e uyarı mektubu verenlerden Hatay mi! letvekili Murat Sökmenoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada Sunalp'in istifasmı istedi ve ülkedeki tüm siyasi göruşleri "Genel Başkan liderlik fonksiyoııunu >itirmiştir" dedi. Bunun üzerine söz alan Sunalp, partideki bunalımın DYP ve dışarıdan kaynaklandığını sö>ledi. Kâmran İnan, Ali Bozer, Sabri Keskin. Ülkü Söylemezoğlu, Fenni Islimyeli ve Arıf Atalay'dan olusan 6 kişilik komisyon ortak liste hazırlığını sürdürurken kuliste Murat Sökmenoğlu, Abdurrahman Demirtaş v e Feyzullah Yıldınm basm mensuplarına muhtıracıların 40 kişi olduğunu kaydederek, "Genel Başkan'ın mutlaka değişmesi lazım. Partimizdeki bunalımın kaynağı Sunalp Paşa'dır. Sırça köşkten millet idare edümez. Paşanın feragatı şarttır. Genel Başkan'ın liderlik fonksiyonu yoktur. Partideki bunalım ne DYP'den ne Güniz sokaktan kaynaklanmıştır. Genel Başkan böyle soyluyor ama aslında bunalım içerdedir" dediler ve partiden istıfaları Kâmran Inan'ın önlediğini belirttiler. Seçimler sonunda Genel Merkez'in listesinden 20, muhtıracılardan 10 kişi MKYK uyeliğine seçildi ve Genel Başkan Sunalp, "Ka>a gibi dimdik çıktık" dedi. Sunalp, "Bazı heyecanlı arkadaşlar olabilir. Ama bu da partiye canlıhk getirdi. Yeni yonetimin daha dinamik olacağınm aksini kimse soyleyemez" dedi. Sunalp basın mensuplannın sorularmı yanıtlarken bir gazetecinin "Genel başkanlığınız üzerindeki eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz" sorusuna "Toplantı fevkalade iyiydi bir kaç tenkit dışında" yanıtını verdi. MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, hükümetin partizanlığının şimdiye kadar görulmedik boyutlara ulaştığını ileri sürerken de, " O kadar ki, MDP'ye para yardımı yapan şirketlerin kredisini kesiyorlar" dedi. Kurucular Kurulu toplantısından sonra yayımlanan bildiride MDP'nin rejimin teminatı olduğunun bir daha ortaya çıktığı beHrtildi. Bu arada parti tüzüğünün beş maddesi Cumhuriyet Savcılığı'nın istemleri doğrultusunda değiştirildi. • 23622 numaralı Kıbrıs Barış Harekâtı gazi kartımı kaybettim. Hukümsüzdür. MEHMETFİKRİ TEKİN dolara ulaşarak rekorkırdı 1984'ün en fazla ihracat yapan firmalan arasına girerek kendi ıhtisas alanında rekor kıran YUPİ, 1985 de çok daha başarılı olmanın kararlılığı içindedir. Ulusal ekonomimızin vazgeçilmez güç kaynağı, "tarıma dayalı endüstri" sayesinde elde ettiği başarıyla övünen YUPİ, Türkiye'nin ihracatında pay sanıbi olmanın gururunu yaşamaktadır... 58.578.335 1984 yılı ihracatında | | 1 | 1980 1981 1982 1983 0,8 milyon dolar 1,4 milyon dolar 4,1 milyon dolar 9,9 milyon dolar | | | | 1980 1981 1982 1983 izmır Cad. 93 Sok No. 4 Pmarbaşı İZMİP Tel: 182450 (4 Hat) 181215182787 Tel: 253435 (ihracat) Tavukçuluk Işletmesı Tıcaret ve Sanayi A.S1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle