19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 HABERLER 10 OCAK 1985 OLAYLARIN Inönü: ARDENDAKI Hükümetin GERÇEK Genel Başkan \ardimeiligmi veto engelledi Haber Merkezi Turgut Özal, özel sektörden devlet görevine dö'nüp zamamn başbakanı Süleyman Demirel ile sıkı bir pazarlıktan sonra Başbakanlık Müsteşarlığı'nı, tüm ekonomik kuruluşlar kendisine bağlı olmak uzere üstlendiği günlerde basın için "yddız" olmuştu. Ankaralı gazeteciler her gün Turgut Özal'ı arayıp haber almaya çalışırken, geneilikle evinden soruştururlardı. Çünkü özal'ın resmi daire çalışmasmdan hoşlanmadığı, geneilikle islerini "pijamasmı" giyerek ilgili genel müdürleri evinde toplayıp izlediği bilinirdi. Özal'ın evindeki telefon çaldığı zaman da gazetecilerin karşısına hep aynı ses çıkardı: Adnan Kahveci. BABA VE KAYINBABA tsmail Özdağlar'm kayınpederi ve babası birarada. istifa eden Devlet Eski Bakanı tsmail Özdağlar'ın babası Ali Özdağlar (kasketfi) ve riişvet olayında adı geçen kayınpederi Nurullah Kaymak (takkeli) (Fotoğraf: BARIS KUDARİ Adnan Kahveci ismi ile basının tanısıklığı böyle başladı. Turgut özal ailesinin "büyük oğlu'' gibi ailenin yakmlarından biri olan Kahveci'nin özallarla dostluğu aslında Korkut Özal ile başlamıştı. Kahveci elektronik mühendisi olmak üzere gittiği ABD'de 10yıl kalmış, bu arada Korkut özal ile tanışmıstı. ABD'de öğreniminden sonra üniversite öğretim üyeliğinden, aşçılık ve otomobil tamirciliğine, emlak komisyonculuğundan ekonomi ve işletme eğitimine kadar her boyadan boyadtğını Erkekçe dergisine anlatan Kahveci, yurda dönüşünde ABD'de tanıştığı Korkut özal'ı lçişleri Bakanı bulunca, Bakanlık kadrosunda "vzman danışman" olarak görev aldı. Daha sonra DPT'ye atladı. Bu arada Turgut özal'ın da yakın kadrosu içine girdi. Özal'ın Başbakanlık Müstesartığı ve 12 Evlül döneminde Başbakan Yardımcılığı sırasında, yamndan hiç aynlmayan Kahveci, özal görevden ayrılmca yine onunla birlikte görevinden ayrıldı. Turgut özal'ı o dönemde terk etmeyen yakın adamları Hasan Celal Güzel, Ekrem Pakdemirli, Akgün Albayrak ile birlikte Adnan Kahveci de çekirdek kadronun içindeyer alarak ANAP'm kuruluşunu hazırlayanlar arasına katıldı. Kahveci ANAP'ın kurucu üyesı ve parti genel başkan yardımcısı oluyordu. MGK tarafından veto edilince ne partide, ne de parlamentoda görev alabildi. özal başbakan olunca Başbakanlık Başdanışmanı oldu. Başbakan Turgut özal'ın "yalnız birlikte çalıştığı değil, aynı zamanda birlikte düşündüğu kişi" olarak bilinen Kahveci, henüz 35 yaşında. Düşünce ve politika üretici bir kişi olarak \anınan Kahveci'nin pek çok yasanın hazırlayıcısı, hükümet politikasının yön vericisi olduğu da biliniyor. POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL (Baştarafı 1. Sayfada) yurucu nitelikler taşımıyor. Her hükümetin karşısında bir muhalefetin bulunması doğaldır. özal hükümeti ise bu konuda pek talihlidir ve parlamentoda muhalefet yok gibidir. Kamuoyunun bu alandaki eleştirileri karşıs' ıda Sayın Özal, başına açıklama yaparak parlamentodaki muhalefeti savunmak zorunda bile kalmıştır. Üstelik şimdiye dek gündeme giren yolsuzluk olaylarını muhalefet ya da hukümete karşı bir grup ortaya atmamıştır. Hele son yolsuzluk iddiasının sahibi bizzat Sayın Başbakandır. Bu durumda ortaya anlamsız ya da anlamlı bir tablo çıkıyor. Başbakan her şeyi tek başına yürütmek hevesini başmdan beri yüreğinde taşımaktadır. özdağlar'ın görevini kötüye kullandığı iddiasını da Sayın Turgut Özal gündeme getirmiştir. tster sağda olsun, ister solda olsun, hükümete karşı muhalefet de olacaktır, çıkarlan yaralanan çeşitli çevreler de bulunacaktır. Ancak bu doğal duruma dramatik bir hava vermeye çalışarak sorumluluktan sıyrılmaya çalışmak Sayın özal'a hiç yakışmıyor. Başbakan bugünkü çok partili rejimde nerede ise dikensizbir gül bahçesinde yaşadığının farkmda değil midir? Sayın Özal'ın iktidarı da muhalefeti de kendi partisinin içindedir. Bu durumdan bile yakınması siyaset hayatında rahata pek alıştığını göstermektedir. •k • • çamaşırları ortaya dökülecek Özdağlar olayında ihban yaptığı ileri sürulen Uğur Mengenecioğlu'nun bacanağı olduğunu söyleyen tnönii "UM Denizcilik şirketinde hissem yok, bu olaydan önce de konu hakkında kendisiyle herhangi bir temasımız olmadı" dedi. Rüşvetin Kökü İkisi de öz'lü. biri Özdağlar, öteki Özal. Biri ötekinin özünü alıp dağladı, hem nasıl dağladı!.. Aile yakınlarıymış, evlerinden ayrılmazlarmiş... "Evladı gibi" ... Neevlatsa! "İstifasıbize güç kattı." diyor. Vural Arıkan gitti güç kattı, Ali Tannyar gitti güç kattı, Özdağlar gidiyor, güç katıyor. Bir de bakacağız ki bütün kabine gitmiş, bir kendisi kalmış, en güçlü başbakan olmuş... Sanıyorum 1955'te, bir grup toplantısı bunalımında, Adnan Menderes'i nal çivisi, süpürge yüzünden iyice sıkıştırmışlar, bütün bakantar istifa etmiş, bir kendi güvenoyu almış, parlamento tarihine yenilik getirmişti. Adnan Menderes'ten açtık, rahmetlinin çok tuhaf huyian vardı. Bir bakan biraz bir şeyler mi kemiriyor, hiç yüzüne vurmaz, dosyasını tuttururdu. Dosya tamamlanınca da, böyle bir dosyasının bulundugu bakana fıslanırdı. Bunu duyan bakan bir daha kabine içinde kımıldayamaz, liderin kulu, kölesiolurdu. Hani, "Menderes için ölürum..." diyenler vardı ya, bu dosyalı bakanlardı işte... Darağacına giderken, ölürüm diyenlerin hiçbiri de ölmedi. Bizim siyaset tarihimizde işin bir kolay yani da böyle yolsuzluk olaylannda '/ş adaiete verilmiş' diyerek kaytarmaktır. Anladık iş adaiete verilmiş de, niçin verilmiş, neden verilmiş, konu neymiş? Bunlan da kamuoyuna açıklamak gerekir. Sorumlu başbakanın pası verip kaçması olmaz. Bir bakan, anladık yolsuzluk savıyla ışleme alınıyor, peki, öteki bakanların ortak sorumluluğu ne olacaktır? Bakanlar Kurulu bir bütündür. Sorumlulukta ayrılmazlar. Zincirleme birbirlerine bağlıdırlar. Nitekim MDP'nin Genel Başkanı Sunalp de onu söylüyor, "Başbakan bir bakanı istifa ettirerek sorumluluktan kurtulamaz." diyor. Gazetelerde İsmail Özdağlar'ın masumca demeçlerini okuyorum. Ya gerçekten tuluattaki saf oğlandır, ya da saf oğlan'a oynuyor. Dilinin altında da bir şeyler var. "Hakkımda çok ince biroyun oynanıyor."diyor. Bununladayetinmiyor, "İlahlarkurban istiyor." diyor. Çok ince bir oyun nedir? Kurban isteyen ilahlar kimdir? Elbette bu soruların yanıttnı ilerde alırız. Bugün ne denli gizlenirse gizlensin, gün gelir açıklığa kavuşur. , Açık rejimin yararlan böylesi olaytarda iyice anlaşılmıyor mu? Özal asayişi birilerine, parayla oynamayı da kendine alıkoyarak demokrasicilik oynuyordu. Bir konuda açıklık, özgürlük olmayınca görüyor musunuz nerelerden neler patlak veriyor? Bıkıp usanmadan demokrasi istememizin anlamı daha iyi belli olmuyor mu? Her şeyin başı demokrasidir. Demokrasi istemlerinden alınanlar olsun, ama böyle olaylan gördüklerinde demoKrasiyi onlar da özleyeceklerdir. "Olay adaiete verildi." "Peki, sonra ne oldu?" "Her şey adaletin el atması sonucu belli olacak." Her şey adaletten önce demokrasi içinde gelişse, dedikodulann da, kulaktan kulağa fıslananların da, yüce yerierde oturanlar için uydurulanların da kökü kazınır. Onun için demokrasi diyoruz, onun için açık rejim özlemi çekiyoruz. Rüşvetin kökü hiçbir rejimde kurutulamamıştır. Kurutulamamıştır ama, çok aza indirildiği ülkeler çoktur. Çok aza (asgariye) indiritebiliyor. Sosyalist ülkelerde bile rüşvetin olduğu söyleniyor. Sosyalist ülkelerden biriyle ticaret yapan bir arkadaştan dinlemiştim; "Buralarda anmalık (armağan) adı altında bir şeyler veriliyor. Ancak bir kişiye veremezsiniz. O bölümde (kısımda) kaç kişi çalışıyorsa, hademesinden müdüre kadar hepsine birer anmalık vereceksiniz. Hepsi de bir ve eşit değeroe o/acak. Birine pahalı, birine ucuz olmaz. Buna rüşvet denirse, oralarda rüşvet böyle oluyor. Rüşvet yok diyemezsiniz." Devlet başkanı da rüşvetin önlenemediğini söylememiş miydi? İki kişi arasında oluyor, alan razı, veren razı... Bu durumda rüşveti denetleyenler ne yapsınlar? Hele yüksek makamlarda oturup da elleşilmeyen kişiler arasında al gülüm, ver gülüm olursa? Kimse bir şey yapamaz. Rüşvetin de panzehiri açık rejimdir, demokrasidir. Her şey gelip demokrasiye dayanıyor değil mi? CELAL BAŞLANGIÇ ORDU/GİRESUN Üçüncü Karadeniz, sekizinci yurt gezisini Doğu Karadeniz'de sürdüren SODEP Genel Başkanı Erdal tnönü. Özdağlar olayında ihban yaptığı ileri sürülen Uğur Mengenecioğlu ile akrabalığı olduğunu, ancak söz konusu şirkette hissesi olmadığını belirterek, "Hükümet bir gümriik yolsuzJuğu soruşturmasına dayanamamıştır. Bu soruşturmayla da hükümet içindeki kirli çaraaşırlar ortaya dökülecek" dedi. Devlet hayatına getirilmesi gereken dürüstlüğün bir an önce gelmesinin de önemini vurgulayan Inönü, "Ancak bunu Sayın Özal'ın nasıl yapacağını merak ediyonım. Yapısı kendi içinde o kadar bozulmuş bir hükümetin yeniden inandıncı olması çok zordur" biçiminde konuştu. Özdağlar: Başbakarîa her şey araştınlsın, her şey ortaya çıkacak, diyorum. Siz diyorsunuz ki, bu var mı? Hayır, hayır... Oylamaya katılmaya gideceğim. Bana bu manevi işkenceyi yapmayın artık. Bu sırada Îsmail Özdağlar'ın eşi Zahide Özdağlar dışandan gelerek, gazetecilere, "Lütfen, konuşmak istemiyor artık, lütfen" diye karşı çıkınca, Özdağlar, eşine konuşması için izin vermesini istedi. Özdağlar, konuşmasım şöyle tamamladı: "Araştırın gerçekten, bu petrol taşımacılığının ihale sistemine bağlanması ile ilgili çalışmaları, ne yaptırmışım, nerelere gelinmiş. tam hangi noktaya gelmişiz, geldik. Bunları arastınn. Niye bana gelip gelip, bana aynı şeyleri söyletiyorsunuz?" HASTANEYE ÇİÇEK a.a'nın haberine göre, özdağlar, sağlığının çok bozuk olduğunu söylerken cebinden çıkarttığı cüzdandan Başbakan özal ve eşinden hastaneye gelen bir çiçeğin kartuıı gösterdi. Özdağlar, "Başbakan Özal ve eşinden, 'Geçmiş olsun dileklerimkle' yazılı kart Ue çiçeklerini aldım. Gerçekten sıkıntı geçirdim" dedi. Bu arada îsmail Özdağlar, eşine müdahale ederek sakin olmasını istedi. Zahide Özdağlar ise lngilizce olarak "bunun gerekli olduğunu" söyledi. Bu arada içeri giden Zahide özdağlar'ın "Adaletin önünde nasıl olsa konuşulacak" dediği duyuldu. TBMM Anayasa Komisyonu İkinci Başkanı Münir Yazıcı dun oğleden sonra Özdağlar'ı evinde ziyaret ederek 20 dakika göruştu. Yazıcı ziyaretten sonra gazetecilere, Özdağlar'ın (bugün) Meclise gelerek bir konuşma yapacağını bildirdi. Arkadaşı ile aynı ilin milletvikili olduğunu ifade eden Yazıcı yolsuzluk olayının TBMM'de hukuki olarak değerlendirileceğini söyledi. Akşam saat 19 sıralannda ANAP'ın oteki Manisa Milletvekilleri Mekin Sanoğlu, ve Gürbüz Şakranlı ile HP milletvekili Abdullah Çakırefe, ve İsmail Turhangil Özdağlar'ı ziyaret ettilcr. Görüşmeden önce, Özdağlar, gazetecilere "Yarın (bugün) Meclis'e geleceğim, eğer herhangi bir aksilik olmazsa, Meclis'te görüşürüz" dedi. Ayrıca, "Geçirdiğim rahatsızlığa ve çektiğim bütün sıkmülara karşı eğer ayakta durabiliyorsam, bunun sebebi en sarih şekilde suçsuzluğumu bilmemdir. Her şey güzel olacak, bunun gücü beni ayakta tutuyor" diye ekledi. HP'li Abdullah Çakırefe de, "Sayın İsmail Özdağlar'ın söylediklerine inanıyorum" dedi. Öte yandan kalkınmada öncelikli illerdeki partili avukatlann Özdağlar'ın savunmasını üstlenmek için harekete geçtikleri bildirildi. ANAP Manisa Haysiyet Divanı Başkanı avukat Yaşar Bitlisli'ye gelen telefon ve telgraflarda partili avukatlann kendilerine yardımcı olmak için bir hukuk kurulu oluşturulmasını istedikleri öğrenildi. Özdağlar'ın görevi sırasında kalkınmada oncelikli illerde yaptığı yatınm ve başarılı çalışmalara değinen avukatlar, yüklenen suca inanmadıklarını belirtiyorlar. Banddaki (Baştarafı 1. Sayfada) yor. KAYMAK Yok öyle bir şey... Elinizdeki çantayı eşinizin size armağan ettiğini söylüyormuşsunuz. KAYNAK Benim hiçbir şeyden haberim yok. Hepsi iftira, hepsi yalan. Siz rüşvet olayına ne diyorsunuz? KAYMAK Biz namuslu insanlanz. Allamndan bulsunlar. Ne istiyorlar bizden? Son olarak ne diyorsunuz? KAYMAK Ne diyeyim? Hepsi yalan, hepsi iftira. Allahından bulsunlar. Devlet eski Bakanı tsmail Özdağlar'ın annesi Akile Özdağlar ise, "Ben oğluma helal süt emzirdim" diyor. Anne Özdağlar, Ankara'dan döndukten sonra Bahçelievler Mahallesi'ndeki evlerinden çıkmıyor. Anne Özdağlar, rüşvet olayıyla ilgili olarak yakınlarına şöyle diyor: "Oğluma iftira ettiler. Cenabı Hak doğnınun yanındadır. Ismail'in parada pulda gözü yoktur. Biz onu Kuran okutarak büyüttük. Beş vakit namazında, doğru yoldan şaşmadı hiçbir zaman. Oğlum siyaset nedir bilmez iken memleket ve Demirci'ye faydalı olmak amacıyla siyaset denilen işe girdi. Ben oğluma helal süt verdim. Kim oğlum için rüşvet aldı diyorsa utanacaktır." Ali Özdağlar da hem ağladı, hem anlattı: "Ben fakir bir ailenin çocuğu olarak hayal mücadelesi >ermiş bir insanım. Binbir güçlükler içinde oğullarımı okutup bugünkü günlere getirdim. Hiç kimse helal süt emmiş oğlum için hırsız diyemez. Çünkü bizim Allah'a şükür maddi manevi hiçbir seye ihtiyacımız yok. Hepsi iftira ve yalan. Adalet tecelli edecektir." Demirci'de yurttaşlar, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bakan çıkarmanın mutluluğunu yaşamıyorlar artık. Ulaşım sorunu çözümlenmemiş, ama otomatik telefon santrahna kavuşmuş olan Demircililer, kendi içlerinden çıkmış tsmail Özdağlar'ın hakkındaki rüşvet olayını gazetelerden izliyorlar. Özdağlar'ın annesi, babası ve kayınpederi, dun akşam oğulları ile bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra özel bir araçla Ankara'ya gittiler. Soruşturma önergesi bugün TBMMde Karaduman, "Eğer arzu ederse tsmail Özdağlar da kendini savunabilecektir" dedi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) İsmail Özdağlar hakkında 40 ANAP'lının verdiği soruşturma önergesi Meclis Genel Kurulu'nda bugün görüşülecek. TBMM Danışma Kurulu dün saat 10.30'datoplanarak soruşturma önergesinin Mecliste görüşülme gününü belirledi. TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, soruşturma önergesinin Mectisin bugünkü toplantısında "özel gündemle" görüşüleceğini bildirdi. Karaduman, içtüzük uyannca önerge üzerinde imza sahiplerinden biri ile iki milletvekilinin söz alabüeceğini söyledi. Soruşturmaya konu olan İsmail özdağlar'ın da söz hakkı olduğunu belirten Karaduman, "Eğer arzu ederse ilgili bakan da kendisini savunabilecektir" dedi. Danışma Kurulu'nun önergenin bugün göriişülmesi yolundaki önergesi daha sonra Genel Kurul'da kabul edildi. Meclis iddialan ciddi bulur ve salt çoğunlukla soruşturmaya gerek olduğu kararına varırsa 15 kişiden oluşan bir soruşturma komisyonu kurulacak, UBA'nın haberine göre Komisyon'da görev almak üzere şimdiden 35 ANAP'lı milletvekilinin başvuruda bulunduğu öğrenildi. Komisyon, partilerin ağırlıkları oranında Uyeden oluşacak. BANT DELtL OLUR MU? Türkiye Barolar Birliği eski Başkanı Prof. Dr. Faruk Erem, "Bir kimsenin raahkum edilmesi için delil şarttır. Yalnız teyple yetinilebileceğini sanmıyorum, ama her şey olaya bağlı, eğer bilirkişi 'bu ses, bu kimsenin' derse artık yapacak bir şey yoktur" dedi. feoman Evren, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi'nin ses bantlarının tek başına delil olarak kullanılmaması yolunda kararları olduğunu hatırlatarak, "çağımızda seslerin tam olarak saptanamaması, bantlann tahrif edilmesi, montaj teknolojisinin gelişmesi nedeniyle böyle bir karar verildiğini söyledi. Asgari ücretin vergi dışı kalması için yasa önerisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MDP Zonguldak Milletvekili Fevzi Fırat, asgari ücretin Gelir Vergisi dışı bırakılması için hazırladığı yasa önerisini dun Meclis Başkanlığına verdi. Önerinin gerekçesinde, asgari ücretin vergi dışı kalması üzerinde duruldu ve şöyle denildi: "Asgari ücret, insanın insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşam için gerekli asgari gelirin tutan olduğu cihetle bu asgari gelirin tutannın vergiden istisna kılınması, asgari ücret müessesesinin zorunlu sonucudur. Öneri, bu zorunlu sonucu gerçekleştirebilmek ve insana insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşam için gerekli asgari gelirin tutannın Gelir Vergisi'nden istisna kılınmasını gerçekleştirmek üzere getirilmiştir. İnsanın devlet için değil, devletin insan için var olduğu fikri esas alınmıştır." (Baştarafı 1. Sayfada) Özdağlar, gazetecilerin "Kendinizi nasü hissediyorsunuz?" sorusu üzerine de, "Bir yabancı ktimese giren tavuğu, başka tavuklar tarafından gagalanması gibi hissediyorum" dedi. Özdağlar ile gazeteciler arasında geçen konuşma şöyle: Özdağlar Oylamada bulunacağım. Gelip bizzat oy vereceğim. Benim sizden gazeteciler olarak bir ricam var. Gelip yarım saatte bir iki kişi, beş kişi, tak tak tak kapı, evet ne diyorsun? SODEP Genel Başkanı Inönü Biz olayın açıklığa kavuşgezisinin üçüncü günu sabahı masını istiyoruz. Ordu'dan hareket etmeden önÖzdağlar Yarım saatte bir. ce gazetecilerin çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Inö Yani şoyle söyleyim. Adın ne, tsnü "yolsuzluk olayı" diye ilgili mail, yarım saat sonra yine adın bir soruya "Bu soruşturmayla ne, tsmail, yine tak tak, ee ben hükümet içindeki kirli çamaşır bunu inkâr etmiyorum ki. Efendim, olay güncel oldular ortaya dökülecek, gerçekler açığa çıkacak" dedi. Inönü ile ğu için, isterseniz bir saat belirgazeteciler arasındaki söyleşi leyelim. Örnegin her gün saat 12.00'de diyelim... şöyle geçti: Özdağlar Ama ben guguk thbarı yaptığı belirtilen firmanın sahibi Uğur Mengeneci kuşu değilim ki? Yani günün bioğlu ile bir akrabalığınız var mı? reT saaü.. Şunu söyleyim, konu bitti. İNÖNÜ Evet, bacanağım Konuya açıklık getirmek isdır. tiyoruz. Söz konusu şirketle ilişkiÖzdağlar Hakhsınız. Ama niz var mı? peki ne, bantları okudum, buİNÖNÜ Hayır, hissem gün sabah gazeteleri okudum. yok. Bu olaydan önce de konu Zihnimde en ufak bir şey çahşhakkında kendisiyle herhangi bir temasımız olmadı. Geçen yılba mıyor. Banttaki konuşmalar geçşında beraber yemek yemiştik, gazetelerde de fotoğrafımız çık medi mi Uğur Beyle aranızda ? Özdağlar Hayır. Kesinlikle tı. alakası yok. Şöyle söyleyim. BeInönü, Meclis'teki soruşturnim sizden istirhamım şu. Bu bir maya yönelik bir soruya da şu komplodur. Her şeyin açıklığa karşılığı verdi: kavuşturulmasını istiyorum. Her "Daha önceki partiler döne şeyin açıklığa kavuşmasını istiminde de bakanlar hakkında soyorum. ruşturma açıldı. Ama hiç böyle Başbakan'a, riişvet aldım, panik ve fivasko ortaya çıkmadı. Bu olay hükümetin ömrunü dediniz mi? Öyle bir iddia var. kısaltacak. Bu Sayın Başbakan Aranızda böyle bir konuşma ın v önetim şeldinin ortaya çıkar geçti mi? Özdağlar Kesinlikle bunu dıgı bir sonuç. Bu >önetim şekli de soruşturulacak. yargüanacak. reddediyorum. Başbakana sımrh olarak Başbakanın yönetiminden dolayı daha onceki şikâ>etler gündeme böyle bir itirafta bulundunuz mu? gelecek." Özdağlar Benim ricam şu. Sayın Özdağlar'ın telefonu Sürekli olay gelişiyor. Hani olur dinleniyormuş, bu yasalara ayda her iki saatte bir.. Bundan kın değil mi? sonra acaba ne var? Bundan İNÖNÜ Telefonlarının sonra acaba ne yapılmış, ne gidinlendiği şikâyetini yapan pek bi işlem yapılmış, neyin nesiyçok kişi var. Herhalde Sayın Özmiş, bunları açıklama safhası dağlar da bu kategoriye girmiş. var. Yani benle ilgili yön bitti. Bu olaylar erken seçimi Bundan sonra gidip hakikaten gündeme getirebilir mi? hatah yapıldıgı iddia edilen işler İNÖNÜ Siyasi istikrar için ernedir, veyaf işin aslı nedir lütfen ken seçimin gündeme gelmesi bir tetkin edin. Gidin ne yapmışım. olasılıktır. Bant olayının Adnan KahInönü gazetecilerle söyleşi sıra veci tarafından organize edilmesında, "Ordu'da öğrendiğim sini nasıl yorumluyorsunuz? inanılmaz bir olayı duyurmak Özdağlar Hiçbir şey, hiçbir istiyorum" diyerek Aybastı ilçe şey, yani yorum yapamıyorum. sinde meydana gelen olaylan ga Bilmiyorum. zetecilere şöyle aktardı: Kahveci tarafından bir kornplo olabilir mi? "Aybastı ilçesinin ANAP'lı Özdağlar Bilmiyorum ki.. beiediye başkanı iki ay kadar önYani şöyle söyleyim. Beş gündür ce Sıkıyönetim Mahkemesi'nce evde oturuyorum. Kalkıp da so20 yıl bapse mahkum edilmiştir. Suçu sağcı bir çete kurarak, top ruşturma açtınp, ne oldu, nasıl oldu, kim ne yaptı, acaba? lu öldürmeye teşebbüstür. BöySiz devamh dolaşıyorsunuz. le bir mahkumiyete uğrayan kiBen beş gündür evdeyim. şinin beiediye başkanhğı yasaya göre düşer ve yeniden seçim ya Yani bu olayı ve rahatsızhğım pılır. Oysa aradan iki ay geçme dahil. Siz, benden daha çok görüyorsunuz, dinliyorsunüz, bensine ragmeo hâlâ seçime gidilmeden daha çok konuşuyorsunuz. miştir. Bu arada hükum giymiş başkan da güvenlik kuvvetlerin Bir sürü kanaat topluyorsunuz. Halbuki benim hiç bilgim yok ce bulunup tuluklanmamıştır. Yalnız beiediye meclisinin SO burada. Telefonları da yani şey yaptım. Sizin kanaaünız ne? GaDEP M üyeleri üzerine çeşitli i zetelerden, yani basından takip baskılar yapılmıştır. SODEP'li ettiğimin, sizlerin bana ilettiğiniüyeler beiediye meclisinin konuzin dışında bilgim yok. Ben buyu görüşmesini kararlaştırmışrada kanaat sahibi olamam ki, lar, ancak aynı gün SODEP'li üye gözalüna alındığı için top tekrarhyorum, konuşmuyorum, yorum yok. Reddediyorum gibi lantıda bu konu görüşülememiştir. Bu olaylar karşısında SO saçma sapan bir tavır içinde deDEP'li S üyeden 4'ü istifa etmiş ğiliz. Samimi olarak ifade ediyotir. Bu gelişmelerin demokrasi rum ki suçsuzum. Suçsuzluğunin temel ilkelerine aykırı oldu mun ortaya çıkacağına inanıyorum, çünkü bunun için her neğu açıktır. Kamu yönetimimizi bu konu üzerine eğilerek yasala den var bence. Beş kuruşum yok, demişnn gereğini yerine getirmeye datiniz önce, şimdi gazetelerde 10 vet ediyorum. Eğer bu konu çöbin dolannızın bulundugu söyzülmezse demokrasiden söz edileniyor. lemez." Özdağlar Türkiye'deki banSODEP Genel Başkanı Erdal kalarda dolar olarak param olİnönu, 15 ocak salı gününe deduğu doğru. Dolar var. Beş kuğin sürecek Doğu Karadeniz ve ruşum yok, derken kastun şu.. Kuzeydoğu Anadolu Bölgelerini Geçenlerde maaş aldık, bir miliçeren yurt gezisinin üçüncü güyon lira bir borcum vardı, onu nünde Ordu'dan Giresun'a geçverdim, cebimde 200 küsur bin ti. İnönü dün Giresun'a gecerlira param var. Yani, kelime ken Mesudiye, Gölköy, Işıktepe, oyunlanna girmeyelim. Samimi Ulubey, Gülyalı, Piraziz'e uğraolarak ifade edeyim. Ne imkân dı ve Giresun il örgutünü ziyavarsa araştınlsın, kesinlikle ne ret ederek geceyi Giresun'da geyurt dışında ne yurt içinde ançirdi. İnönü uğradığı yerleşim bilamsız addedilebilecek... Bir kerimlerinde partili beiediye başre Amerika'daki o iddialann çok kanlarını ve SODEP örgütlerini çok saçma olduğunu kesin ifade ziyaret etti. etmek istiyorum. Diyorum ki. Kavga çıkaran anlaşma (Baştarafı 1. Sayfada) hoğlu girdi. Ilk "işi" kaptı. 1981 'den sonra büyük atağa kalkan UM Denizcilik'in olaydan haberdar olması için tam 45 gun geçti. Diğer şirketlerin ise pek haberi olmamıştı. Olay şuydu: Türkiye, tran petrolünün bir an önce taşınması için büyük gemileri tercih ediyordu. Bunu ilk kez Cerrahoğlu "öğrenmişti". Hemen devletin taşıma şirketi olan DİTAŞ"la bir anlaşma yaptı. Ancak ortada gemi yoktu. Gemi taşımacılığı için getirilen teşviklerden yararlanarak "Vatan" tankeri bulundu. Cerrahoğlu ile DİTAŞ arasında iddialara göre "kimseden habersiz" yapılan anlaşmanın tarihi 23 Haziran 1984'tü. Bu anlaşmada, Harg Adası'ndan getirilecek petrolun "Long/ton başına navlun birimi 15 ABD doİan" olarak yer alıyordu. "Asgari navlun biritninin long/ton başına 12 ABD dolarından daha düşük olamayacağı" yolunda da teminat veriliyordu. Anlaşmamn ilginç yani ise, "Asgari 315 bin DWT'luk ve balastlı olarak Sttveyş Kanah'ndan geçebilecek evsafta bir ham petrol tankerini temmuz 1984 ayı içinde satın alınması" koşulunun bulunmasıydı. Alınacak bu tankere DİTAŞ'ça 1984 yılı içinde iki sefer verilmesi de garanti ediliyordu. Anlaşmada yer alan Süveyş'ten geçebilme koşulu, geminin eninin 66 metreden küçük olmasıydı. Çünkü Süveyş'in eni 66 metreydi. "Vatan"ın eni de 64 metreydi. Yani boş girip dolu olarak Ümit Burnu'ndan dönebilecekti. UM ÖĞRENİYOR UM Denizcilik bu gelişmelerden, 45 gün sonra bilgi sahibi olunca, işin içine giriyordu. Dünya piyasalarında gemi aranıyor ve Vatan'dan daha büyük 423 bin gros tonluk "Büyük Selçuklu" gemisi bulunuyordu. Aslında bu gemiye Uğur Mengenecioğlu'nun ifadesine göre, rakip firma talipti. Asıl adı "Hilda Knutsen" olan Norveç tankeri, Küba'nın guneyindeki İngiliz egemenliğindeki Cayman adasındaki "Macheke Sping Lmt." şirketi aracılığıyla ve dış krediyle "Türkiye'nin en büyük tankeri" oluyordu. Ancak eni 69 metre olduğundan boş olarak Suveyş'ten geçemeyecekti. Uğur Mengenecioğlu, o günlerdeki gelişmeleri şöyle anlatıyor: "Cerrahoğlu, Vatan'ı aldıktan sonra normal programdan daha yüksek taşıma ücreti (navlun) ödemek uzere mukavele imzalamıştı. Bizim ilk mukavelenin imzalanmasından tam 45 gün sonra haberimiz oldu. tkinci gemi de aynı şirket tarafından alınacakken, biz devreye girdik >e o gemi ile aynı şartlarda mukavele imzalayarak Buyuk Selçuklu'yu aldık. Yani aynı mukaveleyi bizimle de imzalamak mecburiyetinde kaidılar. Her iki gemi için imzalanan mukavele gereğince sadece ekstra ham petrol taşıtılması lazımdı. Bizim gemi de diğeri de ilk seferini yaptı." "Olay" burda başhyordu. "Vatan" 1984'ün ikinci işine ancak şubat sonu mart başında çıkabilecek. tlk seferini iki ay rötarla tamamlayabilen "Büyük Selçuklu"ya ikinci sefer ise marttan sonraki günler düşüyor. tşte, Mengenecioğlu'nun teleks "şikâyeti" bu konuyla ilgili. SÖZLEŞME NEYDİ? Ortada gemiler yokken DtTAŞ ile Cerrahoğlu arasında imzalanan ek anlaşma neydi? Bu anlaşmayla, gemi ortada olmadan nasıl taşıma izni verilebiliyordu? Anlaşma metnini okuyalım: (Bu anlaşma daha sonra UM Denizcilikle de yapıldı). Bir devlet kuruluşu ile bir özel taşımacılık şirketi arasında, henuz alınmayan geminin navlun fiyatı şöyle bir hükme bağlanmıştı: "Anılan geminin madde S'te belirtilen seferlerinde (madde 5'te DİTAŞ'ın 1984 yılı içinde iki viik verme garantisi yer alıyor) navlun birimi long/ton başına 15.00 USD (ABD dolan)dır. Bundan sonra ilave sefeıier verilmesi halinde navlun biriminden sefer başına, beher long/ton için 1.00 USD indirim yapılacak, ancak asgari navlun birimi long/ton başına 12.00 USD'den daha düşuk olmayacaktır." Gemi alınmadan yapılan anlaşmada, geminin ilİc iki seferine ait navlunun Amerikan doları olarak ne şekilde armatör firmaya ödeneceği de şöyle belirtiliyor: "Geminin en kısa zamanda satın almmasını sağlamak maksadıyla gerektiğinde dış kredi kullanabilmek için, ilk iki sefere ait navlun USD ile aşağıdakl şartlarla ödenecektir: a) Yüklemeyi takip eden taşımanın navlun sigortası armatör tarafından yaptırılacak, DİTAŞ'a temlik edilecek, zeyilnameninin DİTAŞ'a ibrazı şarü ile, anılan gemi döniiş yolu üzerinde Cape burnunu geçtikten sonraki ilk iş günü navlunun 1/3'ü annatöre ödenecek, navlunun geri kalan 2/3 miktan anılan geminin tahliye veya transfer limanında tahliye bitimini takip eden 3 iş günü içinde konşimento long/ton miktan uzerinden ödenecek ve kesin hesap tahliye bitimindeki miktara göre yapılacaktır. b) İlk iki seferden sonraki muhtemel seferler sonunda oluşacak navlun, USD bazında TL olarak tahliye bitiminde. bitim tarihindeki kur uzerinden 3 işgünü içinde ödenecektir." Anlaşmada ayrıca geminin sigortalanması, harp sigortası priminin DİTAŞ ve armatör arasında yarı yarıya paylaştırılması gibi hükümler yer alıyor ve "Bu anlaşmanın uygulanması armatörün tankerini satın alıp zamanında sefere koyabilmesine bağlıdır, aksi halde karşüıklı olarak bir mükellefiyet doğmaz" denilerek armatörün gemiyi alıp sefere koyamaması halinde de verilen taşıma garantilerine hiçbir karşılık teminat aranmıyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Sorularımızın birçoğunu "Zamanı değil" diyerek yannlamaktan kaçınan Mengenecioğlu, olayla ilgili olarak şunları anlattı: "Olay günü Sayın Adnan Kahveci bana minik bir teyp verdi. Önceden teybi çahştınp Bakanla aramızda geçen konuşmaları kaydettim. Iş bittikten sonra teybi ve konuşmaların bulundugu bandı tekrar Adnan Kahveci'ye teslim ettim." Onceki gun yaptığı açıklamada, "Kimseye beş kuruş rüşvet vermedik, bu şirket rüşvet vermez" dediğini hatırlattığımızda ise Mengenecioğlu, "Bu konuda şimdilik konuşmam" dedi. Diğer sorulanmızı "Zamanı değil" diyerek yanıtlamaktan kaçınan kilit adam Uğur Mengenecioğlu, son olarak şunları söyledi: "Her şeyi, bütün açıklığı ile Başbakan Özal biliyor. Gerekli açıklamaları onun yapması gerekir. Sayın Başbakan dururken benim açıklama yapmam ayıp olur." Bakanla ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Yargıtay 9'ncu Hukuk Dairesi, sözleşmeye göre emekli işçiye verilecek altın madalyanın bedehnin, kıdem tazminatı odencesi sınırları içinde düşunülmesi gerektiğine karar verdi. Yargıtay 9'ncu Hukuk Dairesi 1983/4547 ve 19837121 numaralı kararında, emekli olan işçiye toplusözleşme uyarınca işveren tarafından verilen 25 hizmet yılı altın madalyasının kıdem tazminatından düşulmesi sonucuna şöyle vardı: "Topluİş sözleşmesinin 59'ncu maddesinin ilgili fıkrasının '25 hizmet yılını doldurduktan sonra emekli olanlara işveren, emeklilik tarihindeki rayiç fiyata göre 18 ayar % 60 gram e ağırlığındaki altın madalyanın değerini, bir ay içinde işçiye net olarak öder' şeklindeki hükmünün düzenleniş tarzı ve işin mahiyetinden işçilere gerçek anlamda bir madalya verilmesinin değil, işten çıkışlannda kendilerine parasal menfaat sağlanmasını amaçlandığı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Böyle olunca sözü edilen altın bedelinin kıdem tazminatı içinde mutalaa edilmesi gerekir. Ö halde kıdem tazminatı için öngörülen sınırlama dikkate alınarak yapılacak inceleme sonucuna gore bir karar verilmesi icap ederken yazılı duşüncelerle kıdem tazminatı dışında tutularak, hüküm tesis edilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir." Emekli işçiye verilen altın madalya kıdem tazminatından düşülecek Yargıtay kararı: DUYURU İ.E.T.T. İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 16 ADET TÜNEL VAGON LASTİĞİ SATIN ALINACAKTIR 1 Tunel vagonlarımızda kullanılmak uzere 16adet 315/95 R 16 x P TL ııpi radyal lastik aksesuarlanvla birlikte yun dışındaki firmalardan mekıupla fiyat ve teklif alma usulü ile satın alınacaktır. 2 Malzemenin takribi bedeli 2.534.000. TL.'sıdır. 3 Bu i^e ait şartnameler Metrohan, 4'üncü kat, dış ticaret servisinden bedelsız olarak temin edilebilir. 4 Teklifler en geç 11 Şubat 1985 pazartesı gunu saat 15.00'e kadar Be\oğ'u Metrohan Evrak ve Arşiv Mudurlüju'nde bulundurulacjktır. Basın 10052
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle