14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURÎYET/5 KAYIN DÜ1NYASINDA İNCELEME AIUŞTTRMA Duyduk Gördük 12 Eylül, Saat: 04.00 Hehmet Ali Birand, Karacan Yayınlan, îstanbul, Eylül 1984, 320 s. "Efendiler... Kuraandanlar, askerlik varifesi ve icabatını duşünürken ve tatbik ederken, dimağmı siyasi mülahazaların tesirinde bulundurmaktan kaçınmabdırlar. Siyasi cihetin icabatını duşünen başka vazifedarlar olduğunu unutmamahdırlar... Memleketin genel hayatmda orduyu siyasetten tecrit etmek ükesi, cumhuriyetin daima sozunü ettigi bir esas noktadır." M. KEMAL ATATÜRK "Türkiye zaman zaman onanm dönemlerine girer. O dönemlere girildi mi ordu müdahale eder, bir süre kalır ve ayrıhr. Bir süre geçer ve biz polıtikacılar işleri yine bozanz, yine ordu mudahale eder. Bu böyle gidecektir ve bu onanm dönemleri de gitgide sıklaşacaktır." tSMET tNÖNÜ M. Ali Birand'm yukarıdaki alıntılarla başlayan 12 Eylül'ün perde arkası ile ilgili kitabı büyük bir ilgi uyandırdı. Ülkemizin önde gelen dış politika muhabir ve yorumcularından olan Birand, gazetecilik alanında son yılların en önemli ürünlerinden olan kitabını yazış nedenini acıklarken şunları söylüyor: "Çağdaş dunyada sorunlannı askeri yönetimlerle çözebümiş hiçbir ulke gösterilemez. Askeri yönetimler, belki belirli bazı sorunlan halledermiş gibi görünürse de, daha yeni sorunlar ortaya çıkanrlar. Türkiyemizde her on yüda bir askeri mudahale yapüagelmektedir. Acaba soruıüanmın çözebildik mi? Turkiye'de temel sorun, rejim sorunudur. Üstün irade kimin olacak, bu irade nasıl gerçekleşecek, iktidarlar nasıl gelip gideceklerdir?.. Müdahaleyealışan, kendini millet iradesinin üstünde göTme eğilimine giren bir ordu, içinden çürur... Artık millet iradesiyle seçilmiş meclislerimizin dokunulmazlığına inanmah, bunu korumalı ve en önemlisi, koruyarnayanı oylanmızla değiştirip, genç demokrasimize sahip çıkmalıyız." Amacının "19771980 dönemindeki gelişmelerin ana çatısını, bugünun bilinen koşulları içinde gerçeğe en yakın şekilde kurmak, kilit rol oynayan kişilerin düşünce ve hislerini gerçeğe en yakın biçimde yansıtabilmek ve ileride aynı dönemi daha ayrıntılı şekilde incelemek isteyecek tarihçi veya ilgililere temel bilgi sağlayabilmek" olduğunu soyleyen Birand, çalışmasını "ikili veya çok taraflı görüşmelere, olayların direkt içinde bulunan sivil veya asker yetküiyle yapılan konuşmalara; eğer bilgi birinci elde elde edilemediyse, o kişilerin en yakınlarıyla yapılan görüşmelere dayanılarak, iç ve dış olaylan kapsayan açık ve kapalı 1250 dokuman, zabıt, makale incelenerek" haarladığını belirtiyor. Ve şöyle diyor: "Kitap, olayların başından sonuna kadar içinde yaşanuş en üst düzey dört yetkilinin görüşüne sunulmuş, içindeki veriler onlara kontrol etürümiş, gerekliyse bu kişilerin göruşleri de alınıp dipnotlanna eklenmiştir." Birand'ın 1974 Kıbns Harekâtını aynntılanyla anlatan 20 SICAK GÜN, Türkiye AET ilişkilerini inceleyen BİR PAZAR HÎKÂYESİ ve 19741979 döneminde Kıbns sorunuyla ilgili gelişmeleri ele alan DİYET'ten sonraki bu dördüncü kitabının, son yıllarda ülkemizde en çok satan kitaplar arasına gireceğini çekinmeden söyleytebilinz. YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Çocuğu doktora kim götürür? Kankoca öğretmense çocuğu doktora kim götürür? Niçin şaşanız bu soruya. Çünkü içinizden bazılanna göre cevap belli. Ya "erkek kısmı bu ışlere kanşmaz, anası götürür" diyeceksiniz. Ya da "bu işi en sağlam erkek yapar, tabii babası götürür" karşıhğım vereceksiniz. Belki çoğunluk "hangisinin durumu uygunsa o götürür" diyecek. M.Ali Birand'ın son kitabı da büyük bir ilgi gördu. Ama yoook! Şile'de kazın ayağı sandığımz gibi değil. Çocuğu iki gün ateşler içinde yanan bir öğretmen anne çocuğunu doktora götürmek ister. Ve baHMt. ba istanbuVun ta 122 kilometre ötedeki bir başka ilçesinde çaüstığtndan doğal olarak annesiyle seniz yanhşhk olmuş. Götürekalmaktadır altı yaşındaki yavmezsiniz. rucak. Ne var ki, Şile İlköğretim Müdürii garip bir kişidir: Canım, ben de, birlikte ça Olmaz öyle şey, Hocanım, lıştığım arkadaşlarım da çocukder. Çocuğu babası doktora gö lanmızı kaç kere doktora götürtürür. Daha önce siz götürdüy dük. Bunda ne var? diye direten öğretmen hanım karşısında pes etmez de yumuşar, gerekti beJgeleri düzenler. Ama çocuk adına değil de, anne adına. Kâğıda bakan doktor da anneyi muayene etmek ister. Oysa hasta olan çocuktur. Bu kez çaresiz kalan öğretmen anne ağlamaya başlar. Doktor insan adamdır: Merak etme kızım, der. Reçeteyi senin adına yazarım. Şimdigelin deşuişe şasmaytn. Çocuğu hastalanan kadın öğretmen kocasını bekleyecek ya da hasta çocukla 122 kilometre yol gidecek. Parasını verip özel doktora muayene ettirse, aytn sonunu nasıl getirecek? Bu ne istir böyle demeyin? Türkiye'nin her köşesinde, birsüreden ben garip işler dönüyor, esrarengiz şeyler oluyor. Yakında kokusu çıkar, hep birlikte kimlerin ne peşinde olduğunu öğrenir ve rahatlanz insaüah. M. ALİ BİRAND'A SORULAR VE YANTTLARl "12 EylüVün tarihini yazmadım" Sayın Birand, birçoklan (Nokta dergisinde Uğur Mumeu, Mete Tunçay, H.V. Velidedeoğlu) kitabınızı "erken" buldular. Çauşmanızın arada başka kitaplar yazılsa bile onyirmi yıl sonra da bugun taşıdığı değeri taşıyacağına inanıyor musunuz? BtRAND "Galiba bir yanlış anlama var. Kitabın hemen girişinde de özellikle belirttiğim gibi, ben 12 Eylül'ün tarihini yazmadım. Üstelik ben tarihçi de değilim. Tarihçilik apayrı bir işlevdir. Benim yapmak istediğım, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli dönemlerinden biri olan 12 Eylül'e nasıl gelindiğini; 12 Eylul u gerçekleştiren kişilerin ne düşünüp, nasıl hareket ettiklerini; bu arada siyasilerimizin düşünce ve yaklaşımlannın ne olduğunu ve nihayet o dönemdeki uluslararası gelişmelerin Türkiye'yi ne yönde etkilediğini, doğruya en yakın biçimde ortaya koyabilmekti. Bir başka deyimle, ben 12 Eylul'un tarihini ilerde yazacak kişilere bazı hammaddeler, ipuçları vermeye çabştım. Araştırmalannı sağlam bir zemine oturtacak verileri çtkartmaya uğraştım. tlerde yapılabilecek tartışmalardan önemli gördüklerımin zeminini hazırlamak, paragraf başlarını vurgulamak, ortaya soruları atmak istedim. zemeyı tamamladım, ondan sonra yavaş yavaş konuşmaya başlayanlann sayılan ve rutbeleri artmaya başladı. Zaten biri kalkıp "gel sana her seyi anlataytm da yaz" deseydi, onun ne inceleme tadı kalırdı, ne de objektifliği. Ister istemez tek yanlı bir kitap çıkardı." "Milli Savnnma Bakanlığı ile Turk Silahlı Kuvvetleri arastndaki ilişkiyi daha derinlemesine ele almavı isterdim, ama vaktira joktu," diyorsunuz. Aslında 12 Eyliil'ün smırlannı çok aşan bu konuya ileride vakit ayirmayı dıişünüyor musunuz? BİRAND "En çok istediğim incelemelerden biri bu. Daha geniş anlamda Türk Ordusu'nu incelemek istiyorum. Zira toplumumuz ordumuzu tam anlamıyla bilmez. Nasıl yetişirler; hangı koşullarda yaşarlar; strateji kavramları nedir?.. Hukümetlerle ilişkileri nasıldır; ne hissederler? 12 Eylul kitabımda buna kısıtlı olarak girebildim. Mutlaka genişletilmesinde yarar var. Acaba yapabilecek miyim? Onu zaman gösterecek. Ben ümitliyim. Zira Türk Silahlı Kuvvetleri de toplumu tarafından çok daha iyi anlaşılmasını istiyor sanıyorum. Aldığım işaretler bu yönde. Bakalım goreceğiz..." SURELİ YAYENLARDAN "Osmanlı Darülfünunundan YÖK Darülfünununa" İstanburdaki Darulfünun, 31 Mayıs 1933'te kabul edilen bir yasayla 31 Temmuz 1933 tarihinden itibaren kaldınldı; Yerini 1 Ağustos 1933 tarihinden itibaren îstanbul Üniversitesi aldı. Üniversite reformu ile birlikte eski Öğretim üyelerinin yaklaşık üçte ikisinin (240 öğretim uyesi ve yardımcısmdan 157'sinin)işlerine son verildı. Tasfiye edilen öğretim üyelerinin yerleri büyiık ölçüde Nazilerden kaçan Yahudi asılh ve diğer Alman hocalar tarafından dolduruldu. Mete Tunça> ve Haldun Özen, bu tasfiye olayına ortak araştırmalarıyla ışık tutuyorlar. Araştırmalarının sonuçlan olan birbirini tamamlayıcı nitelikte beş ayn makaleleri, beş ayn derginin önümüzdeki ekim ayı sayılannda yayınlanıyor. Eğer bu kitap, bugünun koşulları içinde saman alevi gibi parlayıp sönüverirse çok şaşırırım. Aradan yirmi yıl geçse, daha birçok kitap yasılsa dahi bu kitabın içinde en temel tariholay ve veriler bulunduğundan, değeri, yenileştirilmiş şiirleri ve ince rini yitirmeyecektir. Bundan Eylül ayında ölen leme kitaplan şöyle sıralanıyor: sonra her kitap yazacak olan hiç yazarlar 053.015 Bugünun Diliyle Mevla değilse bazı noktalannı benim na (A.Kadir), 097.242 Divanı kitabıma atfedecektir. Benim de Eylül ayında yitirdiğimiz Şinası Kebîr5 (Mevlana), 064.049 en büyük umıdina bu zaten... (187J), Ahmet Rasim (1932), dı Ünlü dusunur ve ozan Mevlana, Mevlana Celaleddin, Mektuplar, Yirmi yıl sonra da okunulan bir 777. doğum yıldönümü olan 30 şında Bakı Süha Ediboğlu kitap olması. 30 Sıcak Giin adlı (1972), Azra Erhat (1982) yakın eyiülde anıltyor. Eserlerinde sev 064.050 Mevlana Celaleddin, kitabım da tarih değildi ve araDivan, 064.051 Mevlana'dan yıllarda yitirdiğimiz diğer yazar gi ve hoşgörünün yer aldığı, göSonra Mevlevilik, 064.052 Mev dan on yıl geçtikten sonra bu yıl lar. nül adamı Mevlana, Cumhuriyet yeniden basılma gereksinmesi Kitap Kulübü'nde çesitli eserle levi Adap ve Erkanı, 064.053 hissedildi. En büyük zevk bu..." Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde riyle yer alırken, yine Kitap Ku Mesnevi Tercemesi lIl, 064.054 IIIIV, yer alan bu yazarlann kitaplan Yankı dergisiyle yapUgınız lübü'nde Mevlana üstüne ince Mesnevi Tercemesi şöyle sıralanıyor: leme ve araştırma kitaplan da 064.055 Mevsnevi Tercemesi ve söyleşide, objektif ve güvenüir tutumun, 12 Eylül'ün perde arbulunuyor. Mevlana 'nm eserle Şerhi VVI. 124.223 Şinasi (H. Dizdaroğlu), kasını araştırmanıza yarduncı ol137.070 Şair Evlenmesi (Şinasi), duğunu sö)lü>orsunuz. Çalış097.234 Şair Evlenmesi (Şinasi), malannızda ne gibi güçlüklerte 027.002 Anuar ve Söyleşiler (Ahkarşılaştınız? met Rasim), 091.032 Falaka ve Gecelerim (Ahmet Rasim), BİRAND12 Eylül'ü incelerken Sıra: Kod: Kitabın Adv 022.108 Falaka (Ahmet Rasim), Yazarv güçlüğüm, askersıyasi piramidi124.108 Bizim Kuşak ve Ötekinin en alt tabanından başlamak 1 002.067 Sevgili Arsız ölüm Latife Tekin ler (Baki Süha Ediboğlu), ve halka halka yukarı çıkmak 2 021.004 Kırmızı Pazartesi G.G. Marquez 064.033 Yurt ve Kahramanlık Şizorunda kalmamdı. Bunun özel3 001.006 O/Hakkâri'de Bir Mevsim Ferit Edgü irleri (B.S Ediboğlu), 002.132 lşlikle askeri kanatta ne kadar guç 4 021.048 Sessiz Ev Orhan Pamuk te Insan (Azra Erhat), 022.031 olduğunu tahmin edersiniz. Bir 5 021.168 Issızlığın Ortasında Mehmet Eroğlu Troya Masalları (A.Erhat), asker, gizli saydığı konuları an6 097.191 Bir Düğün Gecesi Adalet Ağaoğlu 097.046 Mitoloji Sözlüğü (A. latmaktan hiç hoşlanraaz ve bi7 021.049 Cevdet Bey ve Oğullan Orhan Pamuk Erhat), 064.091 Mavi Anadolu zim için normal olan şeyler de, 8 022.136 Mavi Karanhk Vedat Türkali (A. Erhat), 064.092 Sevgi Yöneasker için gizli sayılabüir. Bakış 9 002.078 Sineklerin Tannsı maiam Golding timi (A. Erhat) farkhhğımız büyuktür. Bu araş10 066.022 Tutunamayanlar Oğuz Atay tırmam sırasında çok zorlamama rağmen hiçbir komutan yeşil ışık yakmadı. Aksine kibarca isteklerimi reddedenler vardı. Ben ne zaman ki elimdeki mal tos 1933 arası Maarif Vekilliği yapan Dr. Reşit Galib'in kimliği araştınlıyor. BİLİM VE SANAT'ta "1933 Darulfünun Tasfiyesinde Fen ve YAPIT'ta yayınlanan maka Tıp Fakülteleriyle Eczaçı ve Dişle "1933 Öncesi Darulfünun'u çi Mekteplerinden Atılanlar"; konu ahyor. TARİH \ E TOP YENİ GÜNDEM'de de "HuLUM'daki "1933 Darülfünun kuk, Edebiyat ve tlahhat FakülTasfiyesi veya Bir Tekparti Po telerinden Atılanlar" hakkında litikacısının Önlenemeyen bilgi veren makaleler yer alıyor. Diişiişü" başlıklı incelemede tasYARIN dergisinde yayınlanfiye olayı üzerinde ayrıntılarıy makta olan yazı ise: "Osmanh la duruluyor ve olayın baş kah Darülfünunundan YÖK Darülramanı, 19 Eylül 193213 Ağus fünununa" başuğınt taşıyor. Df. MJU T » ı r w n # Vlkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum, U f g l U z a m a n M m a n gazetelerde "Özal enjlasyonayenildi" türünden baslıklarla veriliyor. Özal ve yakın çalışma arkadaşları ise, enflasyonu asağı çekmek üzere olduklarım vurgulayıp duruyorlar. Ama Sinop''un küçucük bir sokağında, ayakkabı satarak geçimini sağlamaya çalışan kendihalinde bir Turgut, "ucuzluğun sembolu" olmayı sürdürebiliyor. Başbakan adaşma inat... (Fotoğraf: ŞEVKÎ YILDIR1M) r fllw.fri.t lUrgUl g l HAYYANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ 5 T CUMHIRİYET KİTAP KULÜBÜ NDEN HABERLER Mevlana'nın 777. Doğum Yıldönümü KİM KİME DUM DUMA BEHK CKPRRff TB 0 DRĞ BfZttlM AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI ROMANÖYKÜ (30.8.198427.9.1984) SERAMİK ATOLYESI •• Arda Denkel, BİLGİNİN TEMELLERİ, Meüs Yayınlan, îstanbul 1984, 165 s. Boğaziçi Ü. öğretim uvelerinden Doç. Dr. Arda Denkel'in Bilginin Temelleri ve Anlamın Kökenleri adlı iki kitabı yayınlandı. Denkel'in bu kitaplarıyla ilgili birere değerlendirme yazısını yakında yayınlayacağız. Ksenofon, ANABASİŞ (ONBİNLERİN DÖNÜŞÜ), Çev. Tanju Gökçol, Sosyal Yayınlar, Îstanbul 1984, 165 s. Ünlu Yunan tarihçısi Ksenofon'un (M.Ö. 431350) klasik eseri Anabasis, Pers prensinin hizmetındekı Yunanlı parah askerlerden oluşan ordunun seruvinini anlatır. Üstün edebi niteliğiyle Latin ebediyatı üzerinde etkili olan eserlerden biri sayılır. Arthur Koestler, ONÜÇÜNCÜ KABİLE, 4. Basım, Çev. Belkıs Çorakçı. Say Dağitun, İstanbul 1984, 284 s. Macar asıllı filozof, gazeteci ve yazar Koestler (19051983), daha az tanınmış fakat en ilginç eserlerinden biri olan OnüçüncU Kabile: Hazar İmparatoıiuğu ve Mirası'nda, Yahudiliğin bir ırk değil bir din topluluğu olduğu; örneğin Avrupa Yahudilerinin köken olarak Hazar Türklerine dayandığı savını işlemektedır. TARİHTE BUGİJN MCMTAZ AREKA.\ 27 Eylül 1BZ9'DA BU6UN, ILK K£Z SıR OAĞCI, A6HI OAĞI'NIN TEPESÎNE ULAÇTI.. 182&'DSKI OSMAMLIRüS SAi/AÇI SlMSlNDA RUSLARUN ELİME GSÇMİÇ OLAN A&Rt OAGt'NA TTCMAAJAM DAĞCI, &US FRBDBRIC PARJfOT'TU. 5.13? METKB İLE TÜeKJyE'HİN £fj yuKSEK NOİCTASI OLAN AĞRl, ZÖNMUÇ S//? VOLKANOifi. £ÜR£KLI KARLA Ö/Z7ÜLÜDÜR V£ UZERİNPE BUYUK BıR BUZUL VAftDlR.. AĞRl, BFSANELEIS£ fCCNU OLMUÇTUR.. BUNLARDAN 8<RI, MUH'UN GEMİSİNIN BUI2APA KARAyA OTURPU6U BİR BAŞKASl ISS.YAŞAR tCEMAL'/N YAZOI61 "AĞRl OASI EPSAHESİ* DtR. Temel eğitim Artistik tasarım Endüsîriyel îasarım Dekor teknikleri Sır teknolojisi Elle şekillendirme ve torna tekniği Fırınîama Ilgilenen her yaştan amatörlerle çalışmalar. AGRI'NIN DORUĞU 5 0 \TL ONCE Cumhurivet Gazi Hz.'nin Konsey Reisliğine cevapları Pariamentolar konferansırun ilk içtimaı günü Reısicumhur Hz 'ne çekilen telgrafa dün gelen cevaptır: "Pariamentolar Birliği Konferansının İstanbul'da loplanması münasebetile gönderdiğiniz cemılekör telgrafımzdan ziyadesile mutehassis olarak teşekkürlerimı ve mesainizde 27 Eyua ım temiz ve katkısız öz dilin, iki yıl evvet toplanan ilk kurultayı gunu dün her yerde olduğu gibi İstanbul Halkevinde de kutlulandı. Daha toplantı saatınden evvel Halkevının genış salonu dolmus, merdıvenler kalabalıktan taşıyordu. Evın dısma konmuş hoparlorun etrafmda içeri girmeyenler toplanmıştı. Başta C.H.F. Umumi Katıbi Recep Beyle Fırkanm idare heyeti azaları ve Dil Cemiyeti Başkanı Saffet Bey, Harp Akadenıisi Kumandam Ali 19341984 Fuat Paşa ve hukümet, Fırka, ordu buyükleri kutlulamada hazır 'bulunmakta idiler. Saat tam 16'da Istiklâl marşı çalındı ve Halkevi Başkanı Ali Rtza Beyın nutkunu, sırasile Refık Âhmet Bey, Ruknettın Fethi Beyın mıtuklan takip ettı. Kız Muallim mektebi talebelert orkestra ile beraber Kurultay ınarşını soylediier, eskı ve yenı dUden şiir ve nesırler okundu. Hıtabelerden sonra Mesut Cemıl ve Cemal Reşit Beyler bazı guzel parçalar çaldılar ve toplannya nihayet verıldi. istasyon sanat evi Teşvikiye Maçka Cad. Macka Palas No: 41/11 Kat 1 Tel: 140 56 50 tam bir muvaffakiyetle Türkiye'deki ikametinizin zevkli olması hakkındaki samimı temenniyatımı iblâğ eylerim." Gazi Mustafa Kemal Jürk Dillnin arıntna savaşında ilk bayram dün kutlulandı! Dün Dil Bayramı ıdı. Yuce Gazının Turke hazırladığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle