Katalog

Cumhuriyet Sahıbı: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık Turk Anonım Şirketı adına Nadir Nadi, # Genel Yayın Müduru: Hasan Cemal. Muessese Muduru Emine lişaklıgil, Yazı Işlerı Muduru: Oka> Gonensin, • Haber Merkezı Muduru: Y'alfin Bayer. Savfa Duzenı Yonelmenı: Ali Acar. TAKVIM 27 Eylul 1984 lmsak: 5.24 Güneş: 6.49 Temsılaler: ANKARA Yalçın Dogan, IZM1R: Hikmel Çelinkaya, ADANA Mehmel Mercan, # Servıs Şeflerı: İstanbul Haberleri Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Balcı. Ekonomı: Osman Magav, Kullur: Ajdın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Damşmanı: Abdulkadir Yucelman. DuzeilmeRefik Uurbaş, Araştırma Şahin Alpa). lşSendıka ^ukran Kelenci. Ikındı: 16.21 33114147, • tzmir Halit Zıya Bulvarı No. 65/3, Tel. 254'"O9i3123O • Adana: Çakmak Cad No. 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Ba^an \e Yavan Cumhuriyet Maıbaacılık ve Ga7eıeci!ik T.A Ş. Turk OcaSı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK 246lst Tel: 526 10 00 (9 hat) Te\ex:22246 Burolur. • Ankara: Zıya UUKIR|J DU1VUI1 11111.1130 Sokak TVoT 19/4 lel: O|le: 13.00 Aırnnan, Kahire île diplomatik ilişki kurdu İJrdün'ün Mısır ile diplomatik ilişki. kurma karanna Suriye tepki gösterdL FKÖ lideri Arafat, karann açıklanmasından bir kaç saat sonra, Ürdüriün başkenti Amman'a gitti Dış Haberler Servisi Ürdün, beş yıllık bir aradan sonra Mısır'la yeniden diplomatik ilişki kurduğunu açıkladı. Mısır'ın 1979 tarihinde îsrail iJe Camp David banş anlaşmasını imzalaması üzerine Ürdiın'ün de dahil olduğu 17 Arap ülkesi Kahire Ue diplomatik ilişkileri kesmişti. Ürdün Dışişleri BakanlığTndan önceki gece yapılan açıklamada "Hüsnü Mübarek'in liderliğindeki Mısır'ın Arap sorunlarına karşı gösterdiği yakın ilgi nedeni ile ve Mısır'la anlaşmazh|ın düşmanlar tarafından istismar edilmesine fırsal vermemek için, Ürdun hukümeti, Mısır'la yeniden diplomatik ilişki kurmaya karar verdi" denildi. Ürdün'ün Mısır ile 5 yıllık bir aradan sonra yeniden diplomatik ilişkiler kurma karannın açıklandığı Ürdün Dışişleri Bakanlığı bildirisinde, karann "Mısır'ın Fiüstin. Irak ve Lübnan davalanna verdiği destekteo ve bu davalarla ilgili oynadıgı rolden kaynaklandığı" vurgulandı. Kahire televizyonu, normal yayınını keserek Ürdün'ün açıklamasını Mısır halkına duyurdu. Kral Hüseyin ise Mısır Cumhurbaşkanı Husnu Mıibarek'e telefon ederek Ürdün'ün karanndan kendisini haberdar etti. Mısır Dışişleri ile görevli Devlet Bakanı Butros Gali, karan "Arap dayanışmasının gerçek anlamını vurgulavan olurnlu bir adım" olarak selamladıklarını söyledi. Diplomatik çevreler, Ürdün'ün Mısır ile diplomatik ilişkilerini yeniden kurma kararından Kahire'yi birkaç hafta önce Ürdün Saray Divaru Bakanı Adnan Abu Odeh'in Mısır başkenti ziyareti sırasında haberdar ettiğini belirttiler. Aynı çevreler, Mısır yetkililerinin, Adnan Abu Odeh'e "Kral Hüseyin'in Arap Red Cephesi ile ilişkilerini kesmekteki güçlıiğtinü anlayışia karşıladıklannı ve diplomatik ilişkilerin bir an önce kurulması için kendisine bastırmayı duşıinmediklerini" bildirdiklerini ifade ediyorlar. Isimlerinin açıklanmasını istemeyen diplomatik kaynaklar AP'ye yaptıklan açıklamada, Mısır'ın Ûrdünlülerin ABD seçimlerine kadar bekleyeceklerini sandıklarını kaydettiler. ARAFAT AMMAN'DA MısırÜrdün diplomatik ilişkilerinin yeniden kurulmasının yol açtı|ı ilk diplomatik hareketliük, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın Amman'a gitmesi oldu. Arafat, Mısır ile Ürdün arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının Amman'da açıklanmasından birkaç saat sonra Ürdün başkentine görüşmeler yapmak amacıyla gitSuriye, Ürdün'ün Mısır ile yeniden diplomatik ilişkiler kurma karanna tepki gösterdi. Şam'da bu konuda yapılan ilk açıklamada bir "yetkili kaynak", "Kral Hüseyin'in karannın Arap sahnesinde her şeyi daha karmaşık ve tehlikeli haie getirecek yeni bir durum yarattığını" biidirdi. AP'ye göre, bir Batıh diplomat ise şöyle konuştu: "Bu adımda bir şeylerin haarlanmakta olduğunu, bir yapııım oluş»urulmakta olduğunu kokluyorum." MMR'A ARAP BOYKOTUM)A İLK GEDİK ERDALINONU anlatıyor 5 Yine 1950 yıllarından söz açmak istiyonım. Babanızia ilkokul cagııuzdaki ilişkinizi ona hangi gözîe baktığınızı anlattınız. 50'H yıllarda babanızla aranızdaki ilişkiyi anlatabilir misiniz? ÎNÖNÜ 1947 ile 1950 arasında Amerika'da doktora yapıyordum. Ondan önce üniversiteyi Ankara'da bitirdim. Babamla ilişkilerimiz eskiye göre biraz daha değişti, ama saygımız yine devam etti. Babamın Cumhurbaşkanlığı yine devam ediyordu, 1950'ye kadar. llişkilerde çok büyük bir fark olmadı. Sizlere, "bu konuda ne diisünüyorsunuz?" (üründen sonılar yöneltir miydi? Yok. Yaptığı şeyler hakkında herhangi bir soru sormazdı. Karar vermeden önce de bize bir şey sormazdı. Sizi sınar mıydı? O yaşlarda sizin politikaya eğiliminiz olup olmadığını ölçer miydi? İNÖNÜ Hayır, böyle bir şey hatırlamıyorum. Babamın benim hayatımla çok ilgilenmesi üniversiteye gideceğim zamanda oldu. Lisenin son sınıfına kadar bir idare görevi yapacağım düşüncesindeydiler. Ya Içişlerinde ya da Dışişlerinde çalışacağım diye bir hava vardı, ama lisenın son sınıfında bilimle uğraşmaya eğilim gösterdim. O zaman a kadar felsefe ile uğraşmayı düşünüyordum. Babam bir kez ne düşündüğümü sormuş, ben de felsefe ile uğraşacağımı söylemiştim. Bundan memnun olmamıştı. Ve "Felsefeye bir ömür verilmez, bir ömiir geçirilmez" demisti. Bunun ardından başka neyle uğraşabileceğimi sormuş, ben de fizikle uğraşabileceğimi söylemiştim. Bu cevabımdan memnun olmuştu. Yalnız bir problem vardı. Fiziide uğraşmak demek temel biHmlerle uğraşmak demekti. Temel bilimler de yalnız tstanbul i Üniversitesi Fen Fakültesi'nde j vardı. j Babam o zaman bu konuyla uğraştı. Çünkü Istanbul'a gidip yalnız kalacaktım. Aynca ağabeyim İstanbul Teknik Üniversitesi'ne gitmiş, oradan da Amerika'ya gidecekti. Bu nedenle benim de Ankara'dan aynbna ihtimalimden rahatsız olmuştu. Bunun sonunda, Hasan ÂJi Yücel'le konuştuklarını duydum. Bu konuşmada Ankara Üniversitesi'ne bağlı bir Fen Fakültesi açılması planı olduğu hatırlan] rruştı. Ankara'da Tıp, Hukuk ve I Siyasal Bilgiler Fakülteleri vardı. Işte, nasılsa bir Fen Fakültesi de gerekiyor düşüncesiyle, "Biraz acele edip bu okulu açabiliriz" diye karar vennişti. Sözlerinin bu böliimünde yiizünü bir gülümseme kaplayan Erdal İnönu, esprili bir tavırla şöyle devam etti: Sonradan gerçekten 1943'te Ankara'da bir Fen Fakültesi açıldı. Biraz acele olmakla beraber... Ben de ilk öğrencilerinden birisiydim. Benimle ilgili olarak en çok uğraştığı konu buydu ve o yaz bir hayli düşünmüştü. Sonuçta da bu okulun açılmasıyla ben Ankara'da kalmıştım. BABAM VE BEN Fdtıh Güllapoğiu Akşam: 19.01 Yalsı: 20.21 Kabam ne okuduğuma merak salmıştı. Zaten Harp Okulu'ndayken de fizik, kimyaya meraklıymış. Milli Eğitim'le de bu konuda temasa geçti. O dönemde fızikçi Hayri Dener, bir de kimyacı Avni Refîk Bey vardı. Babama, "Size de öğretelim" dediler. Babam her ise ciddiyetle sarıldığı için "Laboratuvarlı olarak öğreneyim" demiş ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün bir odasmda flzikkimya laboratuvan kurmuslardı. Bu, Demokrat Parti kurulduktan sonra bir elestiri ve alay konusu olmuştu. € r zaman Ankara'da arkadaşlık ettiğim, yüksek tahsillerini Londra'da yapmış bir grup genç insan vardu Birisi Bülent Ecevit, birisi Cavit Erginsoy'du. Tanmmış fizikçimiz Feza Gürsey vardı. Faruk Güvenç vardı. Resim kültürüm epey ilerledL Bülent, o zaman Ulus'ta ve başka gazetelerde resim kritikleri yazardı. O zaman siyasetle o kadar ilgili değildi. Siyasete ilgisi vardı, ama bütün vaktini siyasete vermeye kararlı değildi. KANATLAR DENGELENDİ ARAPLARI BÖLEN ANLAŞMA Camp David ABD Başkanı Jimmy Carıer, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat vetsrail Başbakam Menahem Begin arasında I979'da imzalanan Camp David Anlaşması'ntn başlıca maddeleri şöyle idi: 1 lsrail Sina'dan uçyıl içinde çekilecek. 2 lsrail ile Mısır arasında diplomatik ilişkiler kurulacak. 3 Sina 'da tampon bölgeye BM Barıs Cücü yerleştihlecek. 4 lsrail gemilerine Suveyş Kanalı 'ndan serbest geçiş hakkı tanınacak. 5 Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilere tam özerklik verilmesi için görüşmeler yapılacak. 6 Batı Şeria ve Gazze'de kendi kendini yöneten bir idarenin kurulması için seçimler yapılacak ve lsrail bölgeden 5 yıl içinde çekilecek. tki kanadından Suriye ve Israil'in ktstırdığı Urdun, Mısır ile ilişki kurarak lsrail'e karşı da, Suriye'ye karşı da denge sağlıyor. Ürdün • Mısır mikverine Irak da çekilirse, iki kanadından Suriye ve Iran 'm kıstırdığı Irak 'ın konumu dayeni bir biçim alacak. Ortadoğu 'da yeni mihver CENGİZ ÇANDAR Ve beklenen adım nihayet atüdı. Beş yıUık bir aradan sonra bir Arap ülkesi, Mısır ile yeniden diplomatik ilişki kurarak, kurdeleyi kesti. Ürdün'ün attığı bu adım, artık diğerleri için de aynı adımı atmayı meşru kılacak. Büyük bir olasılıkla, Ürdün'ü Irak izleyecek. Böyece, Mısır ve Ürdün ile bölgede yeni bir mihverin oluşmasının temelleri atılmış oluyor. Söz konusu gelişmenin birinci derecede Suriye'yi ilgilendirdiğine kuşku yok. Mısır'ın en büyük Arap ülkesi kimliğiyle yeniden Arap politikasının içine dönmesiyle, Suriye'nin Ortadoğu'daki nüfuzlu rolüne meydan okunacağı bellidir.' Atılan son adımın geleceğe yönelik tasanmlarla ilişkisi bulunduğu ölçüde Lübnan'daki son durumla da yakın ilişkisi var. Bu konuda gazete satırlarına yansımayan, resmi açıklamalarla duyurulmayan, Lübnan'a ilişkin Suriye ile lsrail arasında bir amni anlaşmanın sağlanmasınm bu önemli adunı Ürdün'e attırdığı, dün Beyrut ve Paris'teki Arap gözlemcileriyle yaptığımız göruşmelerden elde ettiğimiz bir bilgi. Hatta Beyrut'ta ABD Büyükelçiliği'ndeki son patlama olayının da zımni Suriyelsrail anlaşmasıyla bağlantılı olduğu kanısı Beyrut'ta yaygın. Olayın ardında, sağcı Hıristiyan milislerin lsrail ile bağlantılı kanadının bulunduğu kulaklara fısıldanıyor. Son haftalann gehşmeleri dikkatle izlenirse, îsrail'de yeni kurulan Şimon Peres'in ulusal koalisyon hükumetinin atmayı tasarladığı ilk adım Güney Lübnan'ı boşaltmak. Bunu yaparken, Lübnan'ın doğusu ve kuzeyine yayılmış Suriye askerlerinin geri çekilmesinden de vazgectigini açıkladı. İsrail'in Suriye ile zımni anlaşmaya girmesi ve Lübnan'ı Suriye nüfuzuna terk etmesi, bir gnıp Lübnanlı Hıristiyan kadar ve onlardan da öteye Ürdün'ü rahatsız etti. Ürdün, iki kanadından Suriye ve lsrail ile çevrilmiş durumda. Perde arkasındaki bir Suriyelsrail yakınlaşmasımn Ürdün'de destabilizasyon ile sonuçlanacağı kesin gibi. Ürdün, tam bu noktada Mısır ile bir mihver kurmaya yönelerek, İsrail'in diğer kanadına uzanmış oluyor; üstelik lsrail ile diplomatik ilişkiye sahip tek Arap ülkesiyle yakınlaşarak kendisini güvence altına almaya yöneldi. 1. Şimon Peres'in Ürdün ile doğrudan göruşmelere oturma yanlısı olduğu; 2. Hüsnü Mübarek'i tsrail'e davet ettiği ve Mısır'ın lsrail ile ilişkilerini normalleştirme koşulu olarak Guney Lubnan'dan lsrail askerlerinin çekilmesini öne sürdüğü ve; 3. Peres hukümetinin gündemindeki ük maddeyi Guney Lubnan'dan çekilmenin oluşturduğu hatırlanırsa; Kral Hüseyin, Mısır ile diplomatik ilişkiler kurmakla: 1. tsrail ile, ABD başkanlık seçimlerinden sonra, barış görüşmelerine oturmanın önünü açmış; 2. Bu adımı atması halinde Suriye'den gelecek baskıyı Mısır ile bağlantısı sayesinde bertaraf edebilmek şansına kavuşmuş oluyor. Kral Hüseyin'in bu adımı FKÖ lideri Yaser Arafat için de diplomatik sahneye yeniden çıkma umudu doğurmuş oimalı ki, Arafat Ürdün karannın açıklanmasından sonra apar topar Amman'a uçtu. Arafat, kendisine Mısır Ürdün mihverinde yer arayacak. Mısır Ürdün mihverinin kurulması Israil'i de rahatlatacak bir olgu sayılmalıdır. Nitekim, lsrail Dışişleri Bakanı Izak Şamir, dün BM'de Sovyet Dışişleri Bakanı Gromiko ile yaptığı görüşmede Gromiko'nun "Ortadoğu sorunu için uluslararaşı konferans toplanması" önerisine, İsrail'in Arap ülkeleriyle tek tek görüşebileceği yamtım verdi. Mısır Ürdün mihverinin Irak'ı ve kimi Körfez ülkelerini de çevresinde seferber ederek, körfez Savaşı ile ilgili bir yönü de olabileceği söylenebilır. ABD'ye yakın bir SünniArap ülkeleri gruplaşması oluşuyor. ABD diplomasisi, usta bir mimar gibi lsrail ile Ürdün'u, Mısır'ı, FKÖ'yü, Irak'ı kendi diplomasi çerçevesinin içine mi yerleştiriyor?.. Ocak ayında Kazablanka'da Islam Konferansı örgütü'ne dönen, daha önce Arafat'ın Kahire ziyareti ile fiilen Araplararası politikanın içinde yerini almaya başlayan Mısır, lsrail ile birlikte ABD'nin bu diplomatik mimari dizaynında en önemli figürlerden biri haline geliyor. ABD'nin İsrail ile birlikte diğer bölge ülkelerini aynı torbanın içine doldurma hesabı öteden beri bilinir. Bir sure öncesine dek ABD dışişleri yetkililerinden olup, Istanbul'a "bir günliik" ziyaret yaparak Türkiye'ye "tavsiyeler"de bulunan Jed Snyder'in dunkü Güneş gazetesinde yer alan şu sözleri dikkate değerdir: "Ortadoğu'da dunımlan itibanyla S.Arabistan, Mısır, Kuveyt, Türkiye ve tsrail bir pakt oluşturraalıdırlar. Çünkii buülkeierin beşi de ılımlıdır." Sonuç olarak, Urdun'ün Mısır ile diplomatik ilişkiler kurma kararı, bolgede curetli hedeflere yönelik ABD diplomatik planlamasmın bir başarısı olarak kaydedılebilir. Ancak, bu planlamanın hedeflerine ulaşıp ulaşmayacağı, kurulmakta olan bu mihvere Suriye ve İran'ın göstereceği tepkilerle, bu tepkilerin Lübnan'daki yansımasınm ne ve nasıl olacağıyla anlaşılabilecektir. Ortadoğu'nun ufkunda yeni çalkantılar seziliyor. Denge politikası Aynca; 21. ANTALYA FILM FESTTVALI Seçici Kurul sonuçların yetişmesi için giinde 3 fihn birden izliyor CELAL BAŞLANGIÇ ANTALYADüzenlemedeki aksaklıklar nedeniyle yarışmaya katılan filmleri iki gün geç izlemeye başlayan 21. Antalya Film Festivali Seçici Kurulu sonuçları festivalin biteceği 29 eylül cumartesi gunüne yetiştirebilmek için son güne değin her gün Uç film izlemek zorunda kaldı. FestivaJin başladığı cumartesi günii ile pazar gunü, Festival Duzenleme Komitesi'nin ilgisizliği sonucu toplanamayan ve kendilerine film izleme olanağı yaratılmayan 10 kişilik Seçici Kurul, ancak pazartesi günü bir araya gelerek iki film izleyebildi. 14 filmin yanştığı festivalde sonuçlan son güne yetiştirebilmek için her gün üç film izlemek zorunda kalan Seçici Kurul, Önceki gün " Ö ç " , "Nefret" ve "Tiirkiyem" adlı yapıtları gördü. Çekilen kura sonucu Seçici Kurul dün de, "Namuslo", "Kaşık Düşmanı" ve "Fahriye Abla" adh filmleri izledi. Pazanesi günü salon yokluğu nedeniyle Saray Sineması'nda halka açık gösterilerin iptal edilmesiyle iki film izleyebilen Seçici Kurul'un önceki gün ve dün yine Saray Sineması'nda gösterilerin iptal edilerek, film izleyecefi, festivali düzenleyen Antalya Belediyesi tarafmdan açıklanmıştı. Ancak Seçici Kurul, filmleri Saray Sineması'nda değil, Belediye Kültür Salonu'nda izledi. Belediyenin Seçici Kurul etkinliklerinden bilgi sahibi olmaması, "Festivalde kimsenin kimseden haberi yok" biçiminde değerlendirildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Seçici Kurul üyesi, film izlenmesine geç başlanması nedeniyle günde üç filmi izlemek zorunda kalmalarının doğru seçim yapmakta güçlük cıkaracağını belirterek, şunları söyledi: "Özellikle ilk iki filmden sonra algılama güçleşiyor ve dikkat dağılıyor." Daha önce filmlerin basın mensuplanyla birlikte izlenebileceğinin duyurubnasına karşın, Festival Seçici Kurulu filmleri yalnız izleme kararı aldj. Lojmanı obnayan kente bayan öğretmen tayini yok ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, bayan öğretmenlerin uyguo koşullarda çalışmalannın sağlanabilmesi için, lojmanı ya da okul bünyesinde kalma imkânı olan yerlerde görevlendirileceklerini açıkladı. Bakanlık, doğrudan yapılan nokta tayin ve nakillerde iller emrine verilen bayan öğretmenlerin valiliklerce görev yerlerinin belirlenmesinde şu koşulları gözetecek: Lojmanı olan ya da okul bünyesinde kalma imkânı olan yerler, ulaşım yönunden il veya ilçe merkezlerine gunluk gidip gelme imkânı olan yerler, güvenlik açısından uygun olar yerler. Bakanlık açıklamasına göre, bayan öğretmenler, tek başlanna köy ilkokullarına ya da ortaokullarına verilmeyecekler. Ecevitle olan arkadaşlıgıından haberi vardı ketlenir ve birdenbire patlar. Cumhurbaşkanhğı Köşkü'nün ortasında bir havuz vardır. Şimdi o havuzu kapatıp galiba resepsiyon yeri haline dönüştürdüler. Neyse Avni Refik Bey bu maddeyi o havuza atmış, ama dozunu da biraz fazla tutmuş ve o madde paaat diye patlamış, etrafa sular saçtlmış. Tam o esnada Başbakan Şiikrii Saraçoglu, elinde bir Dışişleri mesajıyia babama bir şeyler anlatmak için gelmiş. Tabii sıçrayan sulann bir bölümü de Saraçoglu 'na isabet etmiş. Saraçoglu bu durumu görünce, "Yanu Cumhurbaşkanı'na böyle tehlikeli şeyler gosterilir mi?" diye bağırmış. Bundan sonra da bu tür deneyleri yasak etmişler ve bu deneyleri yapmamışlar. Babam bu deneylerde bulunurken ben de zaman zaman bu laboratuvarda deneyler yapmıştım. Ben Fen Fakültesi'ne girdikten sonra zaman zaman "derslerim nasıl gelişiyor" diye beni izh'yordu. Hasan Âli Yücel ve Hayri Dener'den bilgi alırdı. l ı î v * n ı i n Ismet tnönü ile Bülent Ecevit'in ilişkileri hayli esküere uzaUir g l i n „„. Tlpkl ErdalInönü ile Bülent Ecevirinkiler gibi. Erdal tnönü Ue Bülent Ecevit 1950'liyıüann baştnda aynı çevrelerde stk sık birarada bulunan iki arkadastı. Oğlunun ilişkilerinden haberti olan baba tnönü, Erdal tnönü 'nün Bülent Ecevit ile arkadaşlığını da biliyordu. Oğul İnönu 'nün arkadap Ecevit, zamanla en yakın siyasi ilişkisini baba İnönu ile geliştirecek, CHP Genel Sekreteri olarak Inönü'nün en yakımnda çalıştıktan başka, Genel Başkanlığı da ondan devralacaktı. Fotoğrafta, İsmet tnönü Ankara Gan 'nda doğu gezisinden dönen Ecevit 'i karşüarken görüluyor. v/umhurbaşkanîığı'nda kımya laboratuvarı Babam bu sıralarda ne okuduğuma merak salmıştı. Zaten Harp Okulu'ndayken de fizik, kimyaya meraklıymış. Milli Eğitim'le de bu konuda temasa geçti. O dönemde fizikçi Hayri Dener, bir de kimyacı Avni Refik Bey vardı. Babam onlardan yardun istedi, onlar da babama, "Size de öğretelim" dediler. Babam her işe ciddiyetle sarıldığı için, "laboratuvarlı olarak öğreneyim" demiş ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün bir odasmda bir fizik kimya laboratuvan kurmuslardı. O sırada bir Alman firması deney takımları dağıtmıştı, bir takım da Cumhurbaşkanlığı Köşku'ne getirtildi. Bu laboratuvarda babama lise fizik ve kimyasını vakit buldukça anlattılar. Hatta bu, Demokrat Parti kurulduktan sonra bir elestiri ve alay konusu olmuştu, "Koskoca bir Cumhurbaşkanı evinde oynamak için böyle masraflara girişti" diye. Fakat o, gerçekten öğrenmek istemişti. Yalnız bir seferinde bir kimya deneyi yapmışlar. Bir sodyum permangana! maddesi vardır, suya atılır ve bu madde çok süratli bir şekilde fışşş diye hare Baba ve arkadaşlar Ağabeyinizin ve sizin daha önceki döneminizde asker olmanız biçiminde bir yaklaşun var mıydı? Babanız bu konuda bir öneride bulunmuş muydu sizlere? tNÖNÜ Babamın yaşmdaki asker arkadaşlannın beklentisi bizim asker olacağumz şeklindeydi. Fakat o zamanki söylediklerine göre, belki hâlâ öyledir, gözlüklü olan çocuklar, Harp Okulu'na ahnmazlardı. Oysa ben ilkokulda, ağabeyim ortaokulda gözlük taktık. Bu sağlık kusuru, ya da sağlık yedek cıhazı nedeniyle böyle bir ihtimal kendiliğinden ortadan kalktı. Bu durumdan memnnn musunuz? tNÖNÜ Seçtiğim meslekten memnunum. O zaman geniş seçme imkânına sahip olan çocukların, askerlik konusu, ilk düşundükleri konu değildi. Onun için de benim aklıma geunedi hiçbir zaman. Türkiye, bir çalkantılı dönemden geçti. Siz 1952'de Amerika'dan geJmiştiniz. O zamanki gözlemlerinizi anlatır mısına? tNÖNÜ Doktorayı yapıp geldikten sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Fizik Asistanı oldum. Ankara'da gene babamın yanında yaşamaya devam ettim. Babam o zaman muhalefet lideriydi. Çankaya'daki Pembe Köşk'te oturuyordu. O zaman Ankara'da üniversitedeki işim dışında yaşıtım arkadaşlarımla normal bir hayatım tutan insanlar birarada. Önde babası İsmet tnönü. Ismet tnönüvardı. Mesela o dönemde Ankanün arkastnda Erdal Inönü 'nün eski arkadaşlan, birlikte Forum der ra'da katıldığım iki topluluk vargisini kurduklan Bülent Ecevit ile Titrhan Feyzioğlu. Zamanla Fey dı. Birisi, bir sanat kulübü gibi zioğlu ve Ecevit karşı karşıya gelecekler. Feyzioğlu partiden ayrüa çalışan "Helikon" isimli bir kucak. Ecevit, İsmet tnönü ile birlikte kalacaktır. Daha sonra kader lıiptü. Edebiyat dışında, plastik İsmet tnönü ile Bülent Ecevifi karşı karşıya getirdL Şu anda bu fo sanatlara ilgi gösteren bir kulüp toğrafta yer alanlann hiçbiri siyasi hayatta değil, ama 1950'lerde si şeklinde çalışıyordu. Müzik, reyasete çok uzaktan ilgi duyan ve fotoğrafta yer almayan Erdai tnönü bir partinin genel başkanı. (Arkası 11. Sayfada)