14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef Tophı pazarkk Türktş'in 25 eylülde yapılacak genişletilmiş Başkanlar Kurulu'na sunulacak raporda, toplu pazarlık düzeninin işlerliğe kavuşturulması önündeki engelin TISK ve çeşitli işveren örgütleri olduğu öne sürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Biırosu) Türkİş'in 25 eylülde yapılacak genişletilmiş Başkanlar Kurulu'na sunulacak raporda toplu pazarlık sistemi açısından "Kaygıları artıran tavırlar" sürdürülürse Türkiş'in Uluslararası Çalışma örgütü (ILO) ana statüsünden doğan "resmi şikayet hakkını" kullanacağı belirtildi. Raporda, TlSK'in aldığı ilkeler karşısında serbest toplu pazarlık düzenine geçişin daha baştan çıkmaza sokulduğuna işaret edildi. Türkİş'in Başkanlar Kuruluna sunulacak Yönetim Kurulu Raporunda, Konfederasyon işçi hak ve özgürlükleriyle ilgili olarak yapılacak tüm düzenlemelerde, işçi haklarını güvence altına alan evrensel ilkelerin gündeme getirilmesine ve uygulama alanına sokulmasına çaJışılacagı ıfade edilerek, işverenlerin serbest toplu pazarhğa geçişte benimsedikleri ilkeler sert bir bicimde eleştirildi. Türkİş Yönetim Kurulu raporunda, serbest toplu pazarlık düzeninin yeniden işlerliğe kavuşturulmasının önündeki birinci engelin, başta TİSK'in olmak üzere, çeşitli işveren örgütlerinin tutumu olduğu ileri sürüldü. Kamu toplu iş sözleşmeleri için kurulan Başbakanlık Koordinasyon Kurulu'nun oluşturulmasuun "son derece tehlikeli bir girişim" olduğu savunulan TürkIş raporunda, bu kurulun müdahaleci tavır takınmasmdan kaynaklanan uyuşmazlıklara değinilerek, şu görüşlere yer verildi: "Türk sendikacıiık hareketinin yerieşmiş görüşu bilinmektedir. Serbest toplu pazarlık hakkının kullanılmasında, gerçek anlam Sahibi: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, 0 Genel Yayın Müdürü: Hasan Cemal. Viüessese Müduru: Emine L'şaklıgil, Yazı İşleri Müdürü: Okay Gönensin, # Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Bayer. Sayfa Duzeni Yönetmeni: Ali Acar. TAKVİM 20 Eylül 1984 İmsak: 5.16 Güneş: 6.42 Tetıısilaler: ANKARA: Yalyın Doğan. İZMIR: Hikmel Çelinkava. ADANA: Mehmel Mercan, # Servis ŞeJIeri: Islanbul Haberleri: Reha Öz, Dı^ Habtrler: Krgun Balcı. Ekonomi: Osman l lagay, Kültür: Aydın Eaıeç, Magazin: Y'alçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yücelman, Duzelıme: Refik Durbas, Araşıırma: Şahin Alpay, IşSendika: Şükran Kelenri. İkindı: 16.29 Akşam: 19.13 Yatsı: 20.34 Burolar: % Ankara: Ziya Gokalp Bulvan İnkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33114147, • İzmir: Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 254 >O913l23O 0 Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kaı 3. Tel: I455OI973! • Basaıı ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocaeı Cad. 39/41. Cajaloğlu, h ı . PK: 246lst. Tel: 5209703 Telev 22246 " Ögle: 13.02 konusunda kaygılar artıyor Kuyruk1 Türkİş BLO'ya başvuracak da serbestiden söz edilmesi, sistemin her çeşil müdahaleden, dogrudan ya da dolaylı olarak yapılan yönlendirmelerden uzak kalmasına bağlıdır. Toplu iş sözleşmesinin temelinde işçi ve işveren temsilcilerinin serbest iradeleri yatar. Bu engellendiğitakdirde, serbest toplu pazarlık hakkının özü zedelenir. Yönetim kunılumuzca gelişmeler izlenmekte olup, kaygıları arttıran tavınn sürdürülmesi halinde, sorunun bir yandan İCFTU Yönetim Kurulu'na, diğer yandan İLO ana statüsünden doğan "resmi şikayet hakkı" kuilanılarak uluslararası Çalışma Teşiklatı'na yansıtılması kacınümaz olacaktır." Türkİş raporunda ayrıca su görüşlere de yer verildi: "İşveren örgütleri için önde gelen hedef, yapılacak toplu iş sözleşmelerinde eski uygulama sırasında Yüksek Hakem Kurulu'nun gerçekleştirdiği tahribatı muhafaza etmektir. 1963 yılından bu yana toplu sözleşmelerle elde edilen dengelerin ortadan kaldınlması hedeflenmektedir. TtSK ve bağlı örgütleri bu hedefi gerçekleştirebilmek diişiincesiyle bir dizi 'ilke karan' almışlar, bunlar arasına işçilerin sosyal baklan ile ilgili sınırlamaları da dahil etmişlerdir. tstenen, bundan böyle toplu iş sözleşmelerinin ilkele. çerçevesinde yapılmasıdır. Buna göre serbest toplu pazarlık düzenine geçişi daha başta çıkmaza sürükleyecek bu ilkeler karşısında Türkİş, (bu özlemlere yabancı olmadığını, pazarlık düzenini ipotek altına almaya çalışanlann, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de yanıldıklannı göreceklerini) bildirmiştir." Çalışma ve Sosyal Güvenlik BakanhğYnca çıkartılan işkollan istatistiğine ilişkin tebliglerin "Büyük bir giivensizlik kaynağı" olmaya devam ettiği vurgulanan raporda, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yeterince teşkilatlanaraamış ve techizatlanamamış olmasından kaynaklanan sonımlann yanı sıra, hükümetin serbest toplu pazarlık düzenine bakış açısı, problemleri ağırlaştırmakta d ı r " denildi. \argıtay 1. Başkanı: Kadro boşlugu bunalıma dönüştiyor BEYRUT AYNASEVDA ORTADOGU '84 Iırm, artık diplomasi sahnesinde CENGİZ ÇANDAR BEYRUT Tahran'daki cuma hutbelerine Türk basınında değil arna Lübnan basınında her zaman oldukça cömert bir yer verilir. Bu, sadece, Tahran'daki cuma hutbelerinin İran'ın haftahk siyasi tavır açıklaması anlamını taşıdığından ileri gelmiyor. Cuma hutbesini okuyan ya iran'ın "güçlü adamı", Meclis Başkanı Rafsancani, ya da Cumhurbaşkanı Hamenei oluyor. lki liderin, İslam Cumhuriyeti iktidar mekanizması içinde değişik eğilimleri temsil ettiğini bilenler için konuşmalardaki basit nüanslar bile İran'da ne olup bittiği ya da neler olacağı konusunda belirli sinyaller çakıyor. Aynca, İran, bugün Ortadoğu denkleminin belli başlı aktörlerinden biri. Orada meydana gelen gelişmeler sadece İranlılann değil, bölgede yaşayan herkesin, tabii en başta Lübnanlıların günlük hayatlarını ilgilendiriyor. Bu bakımdan, Rafsancanî'nin bayramın ikinci günü okuduğu cuma hutbesi de Lübnan gazetelerinde geniş yer buldu. Hem de tam Hamenei'nin Şam'da Hafız Esad ile görüştüğü sıralarda. Rafsancanî, bu hutbesinde İran'daki aşın eğüimlere çatıyordu. İran'da hayli yaygınlaşmış sakal bırakma modasını ve sakal bırakmakla iyi Müslüman olunmak arasında bağlantı kuran anlayışı eleştiriyordu. îran Meclis Başkanı, Peygamber'in giyim, kuşamına ve temizliğine çok önem verdiğini örnekler getirerek bildiriyor ve İranh kimi çevreleri "pasaklılığı" bırakmaya çağınyordu. Haşemi Rafsancanî'nin günlük görüntülere bu denli önem verip, bir cuma hutbesini bu konuya ayırması ve bunun Lübnan gazetelerinde bol bol sütun ve satır kaplaması aslında, konuşmanın, giyim kuşama dek uzanan " a ş m " eğilimlerin egemen olduğu iç bünyedeki kaynaşmayı, bundan da öteye İran'daki iktidar odaklarında Körfez savaşının gidişatını etkileyen ortamm sergilemesindendi. İşin önemi buradaydı. şı, İran'daki durum hakkında son derece önemli ipuçlanna da işaret ediyor: a Genellikle iç bunalımın kritik duruma ulaştığı dönemeç noktalarında yönergeler yayınlayarak ağırlığını koyan ve bunun dışında gündelik politikaya karışmayan İmam Humeyni, bu müdahaleyi yaptığına göre İran'da "aşın egilim" ciddi boyutlara varmıştır. b Bu eğilimin önüne geçilmezse, din adamlarının bağlı olduğu içtihatlar ve günlük siyasete imam Humeyni'nin bile tepkisini çekecek ölçüde karıştıkları gözönüne alınırsa, İmam Humeyni'nin bu dünyadan göçmesi durumunda İran'ın ne yönde seyredeceğinin garantisi yoktur. c "Aşın egilim" öylesine hadeğişik egilim bulunuyor. Bunlar şöyle sıraianabilir: 1. Savaşın bugün sürdürüldüğü biçimde, Saddam Hüseyin'in devrilmesine kadar sürdürtilmesinden yana olanlar. 2. Savaşın sürdürülmesinden ve Saddam'ın devriunesi hedefinden vazgeçmemekle birlikte, sürdürülüş biçimine şiddetle karşı olanlar. 3. Savaşın devamına karşı olup, bir yol ve yöntem bulunarak savaşın sona erdirilmesini isteyenler. Bu görüş aynlıklan, İran'ın o çok beklenen topyekun nihaî taarruzunun sürekli olarak ertelenmesine yol açıyor. Çünkü, söz konusu üç eğilimin içinde rejimin ağır topları bulunuyor. Bu üç eğilimden üçüncüsünün varmı yani dinî önderi Ayetullah Taheri yer alıyorlar. Bu eğilim, muazzam insan kayıplarına yol açan savaşın yürütülüş biçimine şiddetle muhalefet edip Devrim Muhafızları yönetiminin ve askeri stratejinin değiştirilmesini istiyor. Diplomasiye ağırlık Üçüncü eğilimde, Cumhurbaşkanı Ali Hamenei, Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeü ve düzenli ordu komutanlan bulunuyor. Cumhurbaşkanı Hamenei'nin ne İmam ile ne Rafsancanî ile ve ne de Ayetullah Montazeri ile açık bir çatışmaya girmesi söz konusu olamayacağına, İran'daki iç ihtilaflarda çok ince usuller devreye girdiğine göre, ne basında ne de harhangi bir başka yerde bu ihtilafların seyrini izlemek mümkün değil. Ancak, üçüncü eğilim diplomasinin önemini vurgulayan kişileri banndırıyor. Bu bakımdan .diplomasiye ağırlık vermek niyetindeki söz konusu eğilim kendi etkisini ve başarı şansını bu alanda aramak zorunda. Cumhurbaşkanı Ali Hamenei'nin bayram günlerine denk gelen Suriye, Libya ve Cezayir gezisini bu bağlam içinde yakalamak gerekiyor. Gezinin önemi, bir fran Cumhurbaşkanı'nın Devrim'den bu yana ilk kez dış geziye çıkması. Ali Hamenei'nin din adamı olduğu ve klasik devlet başkanları protokolü ile karşılanması ve ağırlanması da gezisinin renkli yönünü oluşturdu. tmam Humeyni 9 İslam Cumhuriyeti'nde nihai taarruzun başlamasını engelleyen, savaşa ilişkin üç eğilimin varlığından söz ediliyor. Açıkça ortaya konmamakla birlikte Cumhurbaşkanı Hamanei, diplomasiye ağırlık verilmesinden yana. ANKARA (a.a.) Yargıtay Birinci Başkanı Nihat Renda, Yargı Teşkilatı kadrolannda büyük bir boşluk oluştuğunu belirterek "Altı bin küsur hâkim kadrosundan üçte birene yakın kadronun açık oluşu, bu sorunun önemini değil, bir bunalıma dönüştüğünü gösteriyor" dedi. Nihat Renda, Yargıtay Başkanlığı'na seçildikten sonra ilk demecini Anadolu Ajansı'na verdi. Renda, Yargıtay'ın yükünün hafîfletilmesi için bugün tek çözümün üst mahkemelerin kurulması olduğunu söyledi. Yargıtay Başkanı Renda, adalete hız ve etkinlik kazandınlması için adli polisin kurulmasının da yarar saglayacağını bildirdi. Özgürlükçü demokrasi rejiminin, hukuka dayalı devlet ilkesinin genel olduğu ortamda gerçekleşebileceğini, toplumda huzur ve güvenin, siyasal ortamda demokrasi ve barışın sağlanmasında adalet örgütüne bü>Tik görevler düştüğünü anlatan Renda, yargının içinde bulunduğu sorunlar karşısında alınması gereken önlemler konusunda şöyle konuştu: "Evvela bu mesiegin cazip hale getirilmesinde büyük yarar var. Mesleğin özelligi ve diğer kamu görevierinden olan farklı yapısı dikkate alınarak, mali ve sosyal yönden ayrı bir düzenlemeye gidilmesinde yaırr vardır." Yargıtay Birinci Başkanı Nihat Renda, yasaların sistemsiz olduğunu, bunların kodlandırılabileceğini, bilgisayarlara verilmek suretiyle de hâkimlerin daha kolay olarak yasalarla ilgili bilgiler verilebileceğini kaydetti. Nihat Renda, Cumhurbaşkanının başkanlığında kurulacak bağımsız bir Hâkimler ve SavcıKîtnn nlmsılf t^itt Okullann açumasıyla birlikte "kitap kuyruk"lan da alabildiğine lar Yüksek Kurulu'nun, yargının M\UUJJ UUIlUn liçlU u z a m a y a başladı. Cağaloğlu'ndaki Milli Eğitim Bakanlığı Yayı tüm sorunlarına en kısa zamanda nevi Satış Mağazası'mn önündeki kuyruk dün, geçen yılları aratmayacak denli uzundu. Okulların ya çözüm getireceklerine inankımndaki kitapçılarda gerekli kitapları bulamadıklarmdan yakınan velilerin çoğu, okul kapüarına ası dıklarını kaydetti ve bu konuda da lan "MEB Satış Mağazası 'ndan alınacak " ilanlarına uyup Cağaloğlu 'na gelmişlerdi. Mağaza yetkilile şöyle dedi: ri, tüm kitapların mevcut olduğunu belirtirlerken, "Özel kitapçılar, bizden toptan aldıklan kitapları, "Bu yola biz yargı olarak sorunlanmızı yürütmeye ve yasaAnadolu'dan gelen kitapçtlara toptan veriyorlar, ellerinde kitap kalmıyor" diyorlardu maya daha kolay anlatabileceği(Fotoğraf: ERDOĞAS KÖSEOCLU) miz kanısındayız. Bu şekilde yargı ileyürutmearasındakidHalog en üst düzevde kumlacaktır." Kuyruk2 Dinçerler: Ders kitaplarındahi yunhşhklar düzeltUecek ANKARA (a.a.) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler. "Ders kitaplarındaki yanlışhkların düzeltilecegini" bildirdi. Bakan Dinçerler, yaptığı açıklamada, ders kitaplarında bulunan yanlışhklar için düzeltme formları hazırladıklannı belirterek, bu formaların öğretim yılı içerisinde okullara öğrenci sayısına eş değerde dağıtılacağını söyledi. Dinçerler, orta okul üçüncü sınıf sosyal bilgiler, lise üçüncü sınıf sosyoloji ve lise ikinci sınıf sanal larihi ders kitaplannda yanlışhklar tespit edildiğini kaydederek, şunları söyledi: "Bu yıJ basılmış olan ders kitaplarında yanhşlık yoktur. Daha önceki yıllarda basılmış ders kitaplannda bazı yanlışlıklar bulunmaktadır. Bunlar da hazırlanan formalarla düzeltilecektir." imam Humeyni, yönergesinde din adamlarının her işe karışmasına, ticaret özgürlüğüne müdahale edilmesine, Süveyş Kanalı 'nın mayınlanmasına alkış tutulmasına tepki gösterdi. Rafsancani talar yapabilmektedir ki, İmam Humeyni'nin bir ABD provokasyonu olarak yorumladığı Süveyş Kanalı'nın mayınlanmasını ABD'ye karşı bir eylem olarak değerlendirip desteklemektedir. İran radyolannda bu yönde yayın yapılmıştır. d Bir başka dikkat çekici husus, Humeyni'nin Pazar'ı savunması ve ekonomiye müdahaleci eğilimlere karşı çıkmasıdır. lığı bilinmekle birlikte sesi çıkmıyor. Rejimin ve halkın tartışılmaz önderi İmam Humeyni, savaşa Saddam Hüseyin devrilene dek devamın gereküliğini ilan etmiştir. Jmamet (kılavuzluk) esasına bağlı İslâmiŞiî toplumunda İmam'ın yönergesine uyulur. Ancak, her üç egilim de varlığını koruyor. Sözü edilen eğilimlerin ilkini Devrim Muhafızları (komutanları Muhsin Rızaî'nin şahsında) sürüklüyorlar. Bu eğilimin nüfuzlu Meclis Başkanı Haşemi Rafsancanî'nin desteğini aldığı öne sürülüyor. İkinci eğilimde adından İmam Humeyni'nin halefi olarak söz edilen Ayetullah Montazeri ve Isfahan'uı çok etkili Cuma İma Yeni diplomaside ilk adımlar Hamenei, Şam ziyaretinde sadece Hafız Esad ile görüşmekle kalmadı. Lübnan'da Sünni dini liderler Trablusşam'dan Şeyh Sait Şaban, Beyrut'tan Müftü Şeyh Hasan Halid ile Şiî Yüksek Konseyi Başkan Yardımcısı (Başkan, kayıp İmam Musa Sadr) Şeyh Mehdi Şemseddin Şam'a gelip İran Cumhurbaşkanı ile konuştular. Ali Hamenei'nin Şam gezisinin önemi şu noktalarda toplanıyor: 1. îran Cumhurbaşkanı, gerek Lübnanlı Şiî gerek oiinni önderlerle görüşerek ŞiîSünni tüm İslamî hareketin manevi merkezi olduğunu vurguladı. Bu arada, Emel lideri Nebih Berri, Hamenei ile görşmek amacıyla Şam'a davet edilmedi. İran'ın Emel'i benimsemediğinin altı çizildi. 2. Suriye, İran olmaksızın Lübnan'daki İslamî gruplar üzerinde etki kuramayacağını kabul etmiş oldu. Lübnan için, İran'a ihtiyacını ortaya koydu. Ve, Lübnan'da İran'ın bir merkez olarak da (dolayısıyla bölgede) meşruiyetini tanıdı. 3. Hamenei'nin ziyaretiyle İran, Suriye'nin Lübnan politikasını takviye etti. Diplomatik anlamda, Suriye'nin bölgedeki pivot rolünü onayladığını altını çizgi. Suriye'yi "İlamî meşnıtiyet" şemsiyesi altına soktu. Suriye'nin ardından Libya ve Cezayir'e yapılan gezilerle Sovyetler'e kendisinin de bölge dipİomasisinde aktif bir güç olduğunu, meydanı ona bırakmayacağını ihsas etti. Bu, kuşkusuz, ABD ve Batı'ya da gönderilmiş bir dolaylı mesajdı. 4. Yukandaki amaca bağlı olarak, İran, Suriye aracılığı ile Suudi Arabistan'a da bir mesaj bırakmış olmah. Zira, Hamenei'nin ardından S.Arabistan Veliahdı Prens Abdullah Türkiye'den aynldıktan sonra Şam'ın yolunu tuttu. İran Cumhurbaşkanı da Birleşik Arap Emirlikleri'ne gidiyor. Humeyni'nin aşın eğilimlere tepkisi Nitekim, İran'ın önderi İmam Humeyni de birkaç gün önce, yine Lübnan gazetelerinde geniş yankı bulan bir açıklama yayınlamıştı. Humeyni'nin İran'daki bazı eğilimlere tepkisini dile getiren açıklaması üç noktada toplanıyordu: 1. Din adamları her işe karışmaktan vazgeçmelidirler. Anlayıp anlamadıklarına bakmadan her işe kanşmakla hem birçok şeyi karmakarışık ediyor, hem de din adamlığı kurumuna itibarsızlık getiriyorlar. 2. Pazar üzerinden baskılar, kaygılar kaldınlmalıdır. Ticaret özgürlüğüne saygı gösterümelidir. Pazar esnafını kaygı içinde tutmak hem mal akımını ve dolayısıyla tüketiciyi olumsuz biçimde etkiler, hem de temel özgürlüklere müdahale anlamı taşır. 3. Süveyş Kanalı'nın mayınlanmasını devrimci bir eylemmiş gibi alkışlamaktan vazgeçmek gerek. Bu aymazlıklıktır. Süveyş Kanalı'nın mayınlanmasını meşru görmek, Harg Adası'na da yapılacak dış müdahaleyi meşrulaştırmak demektir. Seyir özgürlüğünü engelleyen herşeye karşı çıkılmahdır. Süveyş Kanalı'nın mayınlanması başka provokasyonlan uygulamaya koymak isteyen ABD'nin işidir. İmam Humeyni'nin siyasi çevrelerde ciddi tartışmalara zemin teşkil eden söz konusu çıkı Adli üp'tan eroin çıkanldığı iddîası araşönlıyor İstanbul Haber Servisi İstanbul DGM savcılığı, Adli Tıp'ta tmha edilmek üzere " a d l i emanete" alınan eroini dışarı çıkararak sattıklan iddiasıyla gözaltına alınan iki sanık hakkında soruşturma açtı. Dün üç saat süreyle ifadeleri alınan laborant Selami Çatal ve müstahdem Cemaleltin Çiftçinin hakkında kesin kanıt bulunmadığı belirtilirken, bu kişiler hakkında yapılan ihbarın, deneylerde kullanılan 1520 gram eroini adli tıp dışına çıkarmak ve tezgâhlar üzerinde kalan artıklan toplayarak satmak olduğu bildirildi. Yetkililer uyuşturucu maddelerin Adli Tıp'ta çok sıkı bir kontrol altında tutulduğunu belirtirlerken şöyle konuştular: "Adli Tıp'tan eroin çıkanlarak piyasaya sühilmemiştir. Uyuşturucular Adli Tıp'a mühürlü torbalar içinde getirilir. Laboratuvar incelemelerinden sonra tartıları belli olan torbalar yenidea tartıltr ve mühürlenerek kurul zaptıyla adli emanete alınır. Bu mühürlerin açılması ve içinden uyuşturucu alınması çok zor, hatta imkânsızdır". Savaşa ilişkin ihtilaflar İran'da siyasi hayatın temellendiği konu Körfez Savaşı olduğu için, yukanda sözü edilen açıklamalar ve tartışmalar savaşa ilişkin olarak su yüzüne sızan ayrılıklarla da ilgilidir. İran'da, bir süredir, savaş konusunda üç Bir dakikada değişiyor ama... ^SSSKSS.SSS (Arkası 8. Sayfada) sına öncekigün Beşiktaş, Kadıköy ve Bayrampaşa'da başlandu htanbul'daki 14 bin taksiye, taksimetrelerinin takılması işlemirân 27eylül tarihine değin tamamlanacağı ve zamlı tarife uygulamasına başlanacağı bildirildi. Harf sırasma göre sondan başa doğru yapılan değiştirme işlemleri için bu tarihe değin başvurup da taksimetre takılmayan araçlann işlemleri ise 2730 eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Taksimetrelerin ayarlanması işlemlerinin sabah 08.00'den akşam 18.30'a dek sürdüğünü belirten Testaş yetkilileri, taksimetre başına bin lira değiştirme parası almdığmı bildirdiler. Taksimetrelerde ye71/ ayarlamaya gidilebilmesi için "entegre devre" adı verilen bir sistemin değişmesi gerekiyor. Küçük ni bir ısı ampulünü andıran bu parça ile taksimetrede sayılann yazılması sağlanıyor ve bu sistem yaklaşık 1 dakikada monte edilebiliyor. Buna karşın taksiler değiştirme işlemleri sırasında kilometreleri bulan kuyruklar oluşturuyorlar. (Fotoğraf: ENDER ERKEK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle