10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 1984 HABERLERİN DEVAMI Ozetle Köprünün bakımı duyurulunca tıkanma olmadı Boğaziçi Köprüsü ve viyodükler üzerinde asfaltlama ve şerit çalışmalan dün basladı. Ancak birkaç şerit çekildikten sonra asıl işin bugüne bırakddığı büdirildi. Köprüde bakım ve onanm çalışmalan daha önceden duyurulduğu için tıkanma olmadığı göriilürken, Ugüiler "Her zamanki gibi yığılma olur, ama trafik akışı sürecek" dediler. AYDENLAR DILEKÇESI DAVASI "Yargdanan demokrasi ve insan haklarulır" T a h s i n Saraç: Dunyanın hiçbir yerinde imzalı ve pullu bildiri görülmemiştir. Ben metni dilekçe olduğu için imzaladım. J\urkut İnan: Demokrasiye geçiş siirecinde Türk aydınlarına düşen en büyük görev, toplumda demokrasinin tüm kural ve ilkeleri ile gelenekselleştirilmesidir. Güler Tanyolaç: Demokrasinin kısır çekişmelerden uzak, özgürlükçü, çoğulcu, akılcı bir özellikte olması ve bütün kurum ve kuralları ile yerleşip gelişmesi için toplumun tüm kesimlerine görev düşüyor. Güngör Aydtn: Bu davada gerçekte yargılanan, demokrasi ve insan haklarıdır. Bildiri iddiası davanın yalmzca kılıfıdır. Haldun Özen: Tutumumuz bir ülkede vatandaş olma sorvmluluğunu taşıyan her kişinin özgürce kullanması gereken en mütevazi bir haktır. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile TBMM Baskanı Necmettin Karaduman'a verilen 1383 imzalı "Aydınlar Dilekçesi" nedeni ile açılan davaya önceki gün Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numarah Askeri Mahkeme'de devam edildi. Dünkü gazetemizde Uğur Mtımcu, Yalçın Kiiçük, tlhan Tekeli, Şerafettin Turan, Mahmut Tali Ongören, Mete Tunçay. Erbil Tuşalp, Yakup Kepenek, Mustafa Ekmekçi ve Halit Çelenk'in ifadelerini yayınlamıştık. Önceki günkü duruşmada sorgusu yapılan diğer sanıkların ifadeleri şöyle: Avukat Emin Deger, dilekçe metninin bildiri olarak nitelenemeyeceğini anlattı. Değer, savcılığın, dilekçe metninin siyasal olması ve "gayri muayyen yerlerde imzalatılması" gerekçelerinden yolaçıkarak, dilekçeyi bildiri olarak nitelediğini anlatarak, dilekçe metninin 1402 sayıh yasa ile bir ilgisi bulunmadığını söyledi. Değer, şöyle konuştu: "Dilekçeyi imzalayanlardan hiçbirimiz, ne yasada belirtildiği gibi bildiri dağıttık, ne pankart astık ne de duvarlara yazı yazdık. Dilekçe metni nde Türki Emin Değer ye'deki demokratik diizeni ortadan kaldırma gibi bir amaç da yoktur. Dilekçeyi amaeı dışında yorumlamak yanlış olur düşiincesindeyim." baskıda bulunmadığını, işyerine gelen bazı sanatçılann da metni okuyarak benimsediklerini ve imzaladıklarını anlattı. Tahsin Saraç Yazar Tahsin Saraç da sorgusunda metni dilekçe olarak imzaladığını ifade ederek, "Dünyanın hiçbir yerinde imzalı ve pullu bildiri görülmemiştir. Ben metni dilekçe olduğu için imzaladım." dedi. Dilekçe metninin imzalanması için elden ele dolaşmamasının doğal olduğunu belirten Saraç, dilekçeyi imzalaması için hiç kimsenin kendisine herhangi bir Nurkut İnan Doç. Dr. Nurkut İnan da sorgusunda, demokrasiye geçiş sürecinde Türk aydınlarına düşen en büyük görevin toplumda, demokrasinin, tüm kural ve ilkeleri ile gelenekselleştirilmesi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Demokrasinin işleyişinde olduğu kadar, hatta belki de daha fazla, Ulke yönetkilerinin yönetilenlerden gelen isteklere kulak vermeleri gerekmektedir. Bunun sağlanmasının ön koşulu ise Beylerbeyi'nde freni boşalan kamyonetin yol açtığı kazada 3 kişiyaralandı. özcan Sütşurup'un (19) kullandlğı parfüm yüklu 34 SZ 930 plakalı kamyonetin Küplüce yokusundan inerken freni patladı. Hızla aşağı inen kamyonet daha sonra yukarı çıkmakta olan Ibrahim Taş'ın kuttandığı meşrubat dağıtımı yapan 34 LA 808 plakalı kamyona çarparak durabildi. Kazada kamyonetin sürücüsü Özcan Sütşurup (19) ile Adem Cenç (44) ve Ibrahim Türkmen (16) yaralandılar ve Haydarpaşa .Vümune Hastanesine kaldınlduar. Beylerbeyi V de ı trafik kazası yönetilenlerin isteklerini yetkili makamlara iletmekri, bunu demokrasinin aynlmaz bir ögesi olarak görmeleri ve yöntemin yerleşmiş bir gelenek oluştunnasıdır. Bir Türk vatandaşı olarak bana düşen görevi geç de olsa yapraış olmanın huzunı içindeyim. Amacım belirlî görüşlerimi kamuoyuna ulaştırmak değil. İlerisi için istek ve endişelerimi yetkili makamlara ulaştırmak idi. Eğer bu konuda gerçek amacım görüşlerimi kamuoyuna duyurmak olsa idi, bir gündelik gazeteye makale yazardım." Güler Tanyolaç Avukat Güler Tanyolaç da sorgusunda, demokrasinin kısır çekişmelerden uzak, özgürlükçü, çoğulcu, akılcı bir özellikte olması ve bütün kurum ve kurallan ile yerleşip gelişmesi için toplumun tüm kesimlerine görev düştüğünü anlatarak, şunları söyledi: "Özellikle gelişmekte olan ya da demokrasiye geçiş süreci içinde bulunan ülkelerde sık sık hukuk devletinden söz edilir. Ancak, yargının yansız ve adil olmadığı, insanlann yargılamalarının yapılmadan suçlu sayıldığı, yargının geçiktigi, hukuka bağlıhğın olmadığı yerde çağdaş hukuk devletinden söz edilemeyecegi açıktır. Ülkesini seven her vatandaşın demokrasiye sahip çıkması kadar doğal bir davranış olmayacağı inancındayım. Bu nedenle imzaladığım roetnin 1402 sayılı yasaya aykın bir davranış olarak yorumlanabilecegirü hiç düşünmedim. Hür demokratik düzenin kurulmasına, temel hak ve özgürlüklerin sağlanmasına yönelik olduğu tartışma götürmeyen bu dilekçenin söz konusu sıkıyönetim bildirisine hangi yönüyle aykın bulunduğunu, hukuk mantığını anlayabilmiş değilim. FENDIK OLAYI Kruvazyer gemisi "M/V fura" Türkiye 'nin ilk Kruvazyer gemisi "M/V Tura" ile Boğaz gezisi yapan Kültür ve Turiznt Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, "En büyük rakibimiz Yunanistan ile yat turizminde kavgayı iyi veriyoruz" dedi. Daha önce 8 defa Romanya seferi yapan Tura gemisinin hizmete girişi nedeniyle gemide bir basın toplantıa düzenleyen Taşçıoğlu, Kruvazyer turizmine önem verilmesi gerektiğini belirterek, bu alanda Yunanistan 'dan çok geri olduğumuzu vurguladı. Geminin tarutdması amaayla düzenknen ve 3.5 saat süren geziye Vatikan Kültür Bakan Yardımcısı Puppart da katıldı. Üretici devletin kendisîne sahip çıkmasını bekliyor HİKMET ÇETİNKAYA GİRESUN/ORDU Doğu Karadeniz'in dik yamaçlarında üretilen fındık bu .yörelerin tek geçim kaynağı. özellikle Giresun yöresinde insan yaşamı bu kahırlı ürüne bağlanmış. Kimi yıllaı mutlu olmuş fındık üreticileri. kimi yıllar mutsuz. Bu tanım yalnız Doğu Karadeniz insanına özgü değil. Yaşamını toprağa bağlayan Uzüm, tütün, incir, ayçiçeği, pamuk üreticileri gibi üı, aşağa beş yukarı aynı konutnda fındık Ureticilerinin durumu. Yaşamını fındığa bağlayan fındık üreticisi köyleri dolaştık. Gördüğümüz on beş yıl önce neyse, bugün de aynıydı. Üreticiler fındığın para getirmemesinden yalunıyorlar, devletin kendilerine sahip çıkmadığını belirtiyorlardı. Diğer tanm ürünlerinde olduğu gibi fındık üreticilerinin finansörii devlet değil, aracı tüccar, yerel deyimle "manav'Mardı. Fındık bahçeleriyle kuşatılmış Boztekke, Ülper, Çaykara, Çandır, Çiçekli, Kayadibi, Camili, Yoma, Sarvan ve Barca köylerinde sorunlar hep aynıydı. Üreticiler sanki sözleşmişlercesine "Biâm boyumuz ne uzar, ne kısalır" diye konuşuyorlardı. Dallardan toplanan fındık, işçilerin bellerine sanlı orta boy sepetlere dolduruluyor. Fındıklar daha sonra sepetlerle sırtta taşınarak dik yamaçlar aşılıp, harmanlara götürülüyor. Daha sonra seriliyor ve kurutuluyor. Üretici için en büyük korku yağmur bulutlarının gökyüzünü kuşatması. Ama Karadeniz ağustos ayında bol yağmur alıyor. Fındığın kurutma işlemi bu yüzden uzadıkca uzuyor. Kuruyan fındık "patoz" adlı makinalarda temizlenip çuvallara dolduruluyor. Yeniden sergiye dökülüyor, ikinci kurutma işlemi başlıyor. Üretici Halil Erzen bu kahırlı uğTaşıyı anlatırken sanki geçmişini, çocukluğunu yaşıyor gibi oluyor: Ben kırk yıldır fındıkla uğraşırım. En kaliteli fındık bizim burada çıkar. Sivri ve tombul fındığın memlekeü Giresun'dur. Bizim fındığımız en iyisidir. Işte bu yüzden fındığımızın değerlendirilmesini istiyoruz. Bizim burada yetişen fındık ne Çarşamba'da, ne Adapazan'nda, ne de başka yerlerde üretilen fındığa benzer. Bizim fındığımız fınna gidince kabuğunu atar. Siittür mubarek. Biz diyonız ki, fındık üretimine sınırlama getirilsin. Ben bunu insanlık namına söyluyorum. Ziraat teşkilatı bizirnkttgilensin.Bizlerle Uişki kunılsun. İlacı, gübreyi devlet versin. Yanrdevlet bizi desteklesin. Kısaca korusun, kollasın. Köy muhtarı Mustafa Tuncay, Fiskobirlik'i getiriyor hemen gündeme. Fındığın tesliminde tüm değerinin ödenmesini istiyor. Kendisine "Fiskobirlik çok mu bekktiyor üreticiyi?" diye soruyoruz. Aldığımız yanıt aynen şöyle: Fiskobirlik ortağı ile ilgilenmiyor. Herkes masa başına oturmuş, kalem oynatıyor. Ama bizim en büyük sıkıntımız para. İlacı, gübreyi vadeli değil, peşin parayla alıyoruz. Bu yüzden biz de malımızı peşin parayla satmak isteriz. Biz üstelik Fiskobirlik'in ortağıyız. Fiskobirlik yerine ille tüccara mı gideceğiz? Çaykara köyü muhtan Ahmet Kural, "Bu yıl bizim ürun geçen yıldan yan yarıya düşük" diye konuşuyor. Biraz sakin, biraz sessiz ama biraz dokunsanız hırçınlaşıp ağlayacak gibi. Fındık olayını bize şöyle anlatıyor: Bu yıl rekolte buralarda yan yanya diiştü. Nedeni ha\a koşulları. Bir de başımızda Fiskobirlik var. Ama gidip malımızı oraya teslim edeceğiz. Kooperatiften aldığımız borç 31 ağustos vadeiiydi. Fındığı ocak ayında Fiskobirlik'e verirseniz 275 lira eder verecekmiş. Ben ocak ayında ne yapayım parayı. Borcum var harcım var. Bak şu gördüğün oğlum ortaokula gidiyor. Kızlar ise ilkokula başlayacak. Bir çuval fındıkla bir çift ayakkabı alınır mı bu çocuklara? Fındık, Doğu Karadeniz'in tatlı belası. Fiskobirlik eski Genel Müdür Yardımcılanndan Ali Gülertekin, Doğu Karadeniz'deki toprak dağılımının adaletsizliğinden kaynaklandığını söylüyor fındık sorunun. Güler Tekin, bu konuda şunları anlatıyor: Doğu Kanıdeniz'de iki göbekten sonra yüz dönüm toprak üçdört parçaya bölünüyor. Bu yörenin insanı bu yüzden fındık ağacına bağımlıdır. Çünkü arazi meyillidir. Fındığı sokerse toprak erozyona gider. Biz Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanlığı, İsmel İnönü'nün başbakanlığı sırasında dikimin sınırlandınlması için Ankara'ya heyel olarak gitmiştik. Ama hiçbir sonuç alamadık. Danışma Meclisi Giresun üyelerinden Bahtiyar tzunoglu fındık dikim alanlarının sınırlandınlması için 1981 yılında bir yasa hazııiamış, hazırlanan yasa da Danışma Meclisi'nden geçmişti. Ama bugüne değin bir uygulama yapılmadı. Dikim alanlannda sınırlandırma olmazsa Türkiye'de fındık üretimi artar ve yakın bir gelecekte bu üriın darboğaza girer. Fındıkta peşin ödeme arttırıldu, buğdayu 1 Ura fark veı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Özal hükümeti, fındık ureticilerinin tepkilerine boyun eğdi. Bu arada, buğday alım fiyatlan birer lira arttırılarak kesin fiyatları açıklandı. Para Kredi Kurulu'nun dün Resmi Gazete'de yayınlanan tebliğiyle, fındık alımlarmda peşin ödeme miktarlan arttınldı. 1500kiloya kadar alınan fındık bedeli peşin ödenecek. 1500 kilodan fazla fındık alımlarında eskiden yüzde 40 verilen peşin ödeme tutarı yüzde 70'e çıkarıldı. Para Kredi Kurulu'nun tebliğine göre, fındığın geçen ay fiyatı kilo başına 240 lira olarak açıklanmışken, bu miktar yalnızca eylül ayı alımları için geçerli kılındı. Ekim ayı alımı 245 lira, kasım ayı alımı 260 lira, aralık ayı alımı 268 lira, ocak ayı alımı ise 275 lira olarak belirlendi. Bakanlar Kürulu, 198485 dönemi hububat ürünü destekleme alım fiyatlarını kesinleştirdi. Buğday ile çavdar ve arpanın alım nyatları birer lira arttınldı. En çok kullanılan 1. grup ekmeklik buğdayın fiyatı 49 lira oldu. Aradaki bir liralık farklar üreticilere ödenecek. TMO'nun aldığı buğday ürününün fiyatları yılbaşında geçici olarak açıklanmış, 30 haziranda ve son olarak da 16 ağustosta 3'er lira arttırılmıştı. Bu durumda, 1. grup ekmek Fıyatına ilk önce 42 lira verilmiş, son iki artışla bu 48 lira olmuştu. Dünkü arttırımla 49 liraya yükseltildi. Bu arada, TMO tarafından bu yıl 300400 bin ton buğday ithal edileceği, ithal buğdayın bir kısmının Türkiye'de kullanılırken, bir kısmırun da ihraç edileceği belirtildi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Osman Özbek, "Hububat avans fiyatlanna son bir ay içinde verilen 4 liralık ek farkın yeterii olmadıgıru" söyledi. Erzurum'da düzenlenen bölge toplantısında konuşan Özbek, hükümetin fındık üreticisinin ürününü satın alma şartlannı iyileştirmesini, çiftçilerin lehine bir karar olarak memnunlukla karşıladığını belirtti. Başbakan Özal: Sovyetler'le ucaret hacmimiz iki katına çıkacak tSTANBUL, (a.a./THA) Başbakan Turgut Özal, "SSCB ile ticaret hacmimiz karşılıklı olarak 300 milyon dolardan 600 milyon dolara çıkanlacaktır, böylece alış ve satışımızın toplamı 1 milyar 200 milyon dolara ulaşacaktır," dedi. SSCB Dış Ticaret Bakanı Birinci Yardımcısı Nikolay Komarov da Sovyetler Birliği'nin Turkiye'ye, üretmediği mallan, mal karşıhğı satmayı istediğini söyledi. Dün öğleden sonra tstanbul'da Emirgan Parkı'nda Sarı Köşk'te SSCB heyetini kabul eden özal, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada doğal gaz konusunun da ele alındığını belirterek şunları söyledi: "Bulgaristan iizerinden doğal gaz alma konusuna degindik. Doğu'dan da alabiliriz. Gaz fiyatlannda anlaşabitirsek Sovyetler Birliği"nden 1987 yılından itibaren 11,5 milyar metrekiip dogal gaz alacağız. Bu miktar daha sonraları 5 milyar melrekiipe kadar çıkartılacaktır." Başbakan'la görüşmesinden önce dün sabah Ortadoğu Ticaret ve lhracat Merkezi'ni ziyaret eden SSCB Dış Ticaret Bakanı Birinci Yardımcısı Komarov, Burada gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Sovyetler Birliği, diger Batılı ülkeler gibi, Turkiye'ye Türkiye'nin ürettiği mallan değil, elektrik enerji santralları. uçak, ağır iş makineleri gibi, iiretmediği mallan, mal karşılığı satmak isteğindedir," dedi. Bakan Yardımcısı ve heyet üyelerinden bir bölümu akşam üzeri Kapalıçarşı'yı gezdiler, ilgi göstermelerine karşın herhangi bir şey almadılar. Heyet üyelerine dün akşam ENKA Holding tarafından bir yemek verildi. Heyet ENKA ile yapacaklan yatınmlar konusunda görüşmelerde bulunduktan sonra bugün Ankara'ya gidecek. (Bastarafı 1. Sayfada) Kamyon mu geçer, araba mı geçer. Düşerse düşer, ne yapak? Kendisi de bizimle birlikte haşat olur. Çare yok, kafaya koyduk bir kere." Kendisini "Ayhan Karakoç KarsGöle 1954 doğumlu" diye tanıtan, seyyar satıcı olduğunu söyleyen bir başkası konuşuyor: "5 çocuk var. Borç harç yaptığıra evi yıktılar. Hiçbir şeyim kalmadı. Bakın aç it funın deler derler. Açık söyliyim ispat da ederim. Ahlaksızlık yapan var, bu mahallede artık. Kira parası ödeyemeyo, ev yıkılmış, iş yok, çocuklar ağlar. Resmen vallaha çalışıyo." Kamile Şarüı yine söze giriyor: "Aha bak neler giyoz. Neler içiyoz. Yavan ekmege muhtaç olduk. Soran yok. Belediye Başkanı şimdi niye gelmiyo?" Dozer "Boğaziçi 66"daki yangın söndürüldü Sanyer Belediyesi'nin öncekigeceBoğaz'da düzenlediği "ücretsiz mehtap gezisi"nden dönerken tstinye önlerinde yanmaya baslayan "Boğaziçi 66"gemisindeki yangmla ilgili soruşturma sürüyor. Yan yattıktan sonra Pasabahçe önlerine çekilen "Boğaziçi 66 "daki yangın dün saat 11.30 sıralannda tamatnen söndürüldü. tlgililer yangının çıkış nedeninin araştınldığını söylediler. Bu arada yaklaşık 3 bin davetlinin katıldığı ' 'mehtap gezisi" yle ilgili olarak bir açıklama yapan Sarıyer Belediye Başkanı Ali Sandıİcçı, "Sarıyer'in lüm sorunlarım birlikte çözdüğümüz vatandaşların mehtap gezisi haklarıydı" dedi. Güngör Aydın Emekli Vali Güngör Aydın ise sorgusunda, ülkede demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesine katkıda bulunmayı sadece görev değil yurt sevgisinin ve insan olma sorumluluğunun bir gereği saydığını ifade ederek, Türkiye'nin demokrasiden başka seçeneği olmadığını söyledi. Güngör Aydın, "Acı ve sancılann yaygınlaştığı, mutsuzluklann, haksızlıkların, aynmlann genişlediği, yığınlann dışlanarak, toplum ve yönetim dışına itildigi, ekonomik, sosyal uçurumların bnyudüğti, bunalımların derinleştiği bir ülkede değil, barış ve huzur içinde bir Ulkenin yurttaşı olmayı istediğim için bu dilekçeyi imzaladım" dedi. Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dilekçe hakkımı kullanraanın ve bu yoldan demokrasi ve insan haklarını savunmanın suç ve soruşturma konusu yapüacağını dusünmüvordum. bugün d* düşunemiyonım. Bu davada gerçekte yargılanan demokrasi ve insan haklarıdır. Başka türlü olsaydı, kimi çevrelerce her gün yayınlanan ancak, bu tür bir içerik taşımadığı için nice bildiriler dava konusu yapılırdı. O halde, bildiri iddiası davanın yalmzca kılıfıdır." YeniGündem Okurları Atamalar hızla sürüyor Hükümet, çeşitli bakanhklardaki atamaiannı yoğun şekilde sürdürüyor. İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü 'nden alınan Murat Işık 'm yerine Abdullah Teoman Güner getirildi. Cümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü görevine Alper Özaslan 'ın getirilmesi için karamame hazırlanırken, Çahsma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 'nda Müsteşar Yardımcılığına tsmet Bora Binatlı, Bayvtdıruk ve Iskân Bakanhğı'nda Afet tşleri Genel Müdürlüğü 'ne Rafet Güney, Müsteşar Yardımcüığı 'na Şevket Özbilen, Miili Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı'nda Müsteşar Yardımcılığına 1. Hakkı Bakkaloğlu atandı. Derginizi aldınız mı? Bu sa>ıda • Ve Allah B.B.'yi yarattı... Enis Batur, Ömer Madra, Simon de Beauvoir • Burhan Şenatalar: ANAP'ın kamu kesimi stratejisi • Mehmet Ali Birand: TürkYunan sorunu halledilebilecek bir borun değildir • Kurşat Bumin: "Öğreımenim canım benim.Oku, oğret, beni 'kahret' • Tatil, Bodrum... Ünsal Oskay, Aydın Köymen • Dunya'da: Amerika, Doğu Avrupa, Güney Afrika, LibyaF.as, KuveytSovyetler... r Haldun Özen Daha sonra sorgusu yapılan Doç. Haldun Özen de iddianamedeki tutumu, hukuk devleti ilkeleri ve insan hakları ile bağdaştırmaya olanak bulunmadığını belirterek, "tutumumuz bir ülkede vatandaş olma sorumluluğunu taşıyan her kişinin özgürce kullanması gereken en mütevazi bir haktır, dilekçe hakkının kullanılmasından ibarettir" dedi. Malezya'nın ilk Kraliçesi İstanbul da Malezya'nın ilk Kraliçesi Tunku Kush (73) ile Malezya Müslüman Kadmlar Sosyal Kalkınma Konseyi üyeleri özel bir ziyaret amaayla dün İstanbuVa geldiler. 41 kisiden olusan Malezya heyeti İstanbul, Ankara ve fzmir'de Türk kadın kuruluşlanyla çeşitli konularda görüşmelerde bulunacak. 25 eylülde Türkiye fden aynlacak. Ajrıca... • 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Mükerrem Taşçıoğlu, Çelik Gülersoy, Yıldızhan Yayla Bülent Tanık TMMOB eski Başkanı Bülent Tanık da, metnin dilekçe mi, bildiri mi tartışmasının anlamını yitirdiğini belirterek, metnin içeriğine bütünüyle katıldığını ve isteyerek imzaladığım söyledi. 10. Sayı Bayilerde ILETI$İM YAYIMARI/PERKA A.Ş. Klodfttrer Cad. llelışım Han CuialoitulST. Tel: 520 14 53/54/SS Ruşen Özpençe Son olarak sorgusu yapılan Yazar Ruşen Hakkı Özpençe de dilekçeyi okuduğunu ve içeriğinde yer alan görüşlere katıldığı için imzaladığım söyledi. METNİ tMZALAV AN 15 KİŞİ TANIK OLARAK DİNLENECEK Sorguların tamamlanmasından sonra, mahkeme, Avukat Ersen Şansal'ın "Haarhk soruşturması yapılmadığı için iddianamenin reddedilmesi ve dosyanın savcılığa geri gönderilmesi" istemini red etti. Mahkeme, bir sonraki duruşmada, dilekçeye imza koyan 15 kişinin tanık olarak dinlenmesini de kararlaştırdı. 24 eylül pazartesi günü devam edecek duruşmada, İsmail Sami Çakmak, Ali Rıza Yurtseven, İlhan Küçuk, Sevim Çınar, Kemal Balcı, Mehmet Ay, Ayla Ünlü, GünseB Kılıç, Hülya Uluer, Ertuğrul Bayraktar, Levent Hale Yılmaz, Halil Yapağılı, Yahya Kâzım Zabunoğlu, Ahmet Âbakay ve Mustafa Mestçi tanık olarak dinlenecekler. • Nüfus cüzdanımı, şebekemi ve mavikartımı kaybettim. Hükümsüzdür. AHMETGÜLSEN MILLI EGITIM GENCLIK VE SPOR BAKANLIĞI ÖZEL BİLMERK BİLGİSAYAR EGİTİM MERKEZİ İSTANBUL 15 Ekim 1984 tarihinde başlayacak olan 19841985 öğretim yılında Bilgisayar Programcısı olarak yetiştirilmek üzere, en az lise veya dengi okul mezunları ile üniversite öğrencisi ya da mezunlarından sınavla öğrenci alınacaktır. Genel Yetenek Sınavı'nı başaranlar 8 aylık bir eğitim ve 2 aylık staja tabi tutulacak ve mezun olanlar M.E.B.'dan tastikli diploma alacaklardır. 24 Eylül 1984 Jarihinde Istanbul'da yapılacak seçme sınavı için kayıtlar 21 Eylül 1984 Cuma günü iş saati bitimine kadar devam edecektir. Isteklilerin geniş bilgi ve kayıt için aşagıdaki adrese başvurmalan rica olunur. btMmA BlLGlSAYAR EĞİTİM MERKEZİ RumeliCaddesiVillaHan46ABIok Kat:5 Nişantaşılstanbul Tel: 141 03 371411317146 8517 NOT: Daha önce bilmerk kurs ve seminerlerine katıtarak RPG II veya BASIC Sertifikası alanlar sadece bu yıla mahsus olmak üzere sınavsız alınacaklardır. bilmerk T.C. BİR ÖMÜR BOYU YKZAZYMİ Bu güzel kaleraler, her zaman, sizin ne denli düşünceli olduğunuzun bir kanıtı olacaktır. Değerli Cross dolmakalem ve tükenmezleri.18 ve 14 kırat som altın ve som gümüşten, 14 ve 10 kırat altın kaplı, siyah satine ve parlak krom modellerden olusan değişik tipleri ile beğeninize sunulmuştur. CROSS' SINCE 1846 Genel Dağıtım Tahtakale Cad. No. 65 istanbul Tel 527 36 43 "Ömür boyu garantili"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle