18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı: Cumhuri>et Maıbaacılık \e Gazetecilik Turk Anonım Şırketı ajına Nadir Nadi. # Genel ^aNı^ Muduru° Ha^an Cemal. Muessce Muüuru. Emine l'şaklıgil, Vazı l>lerı Muduru Oka> GonenNİn. • Habcr Merkezi Muduru: Yalçın Bater, Sav fa Duzenı Yoneımeııı Ali \ıar. TAKVIM 8 Ağuslo 1984 Imsak: 4.18 Gunes: 5.59 TeımıUtier \ N k \ R \ Yalvın Doğan, IZMIR. Hikmcl Çetinkaya. ADANA: Mehırtel Mercan, • Serus Şeflerr Ntanbul Haberlerr Reha O/, Dış Haberlcr hrgun Balcı. fckonomr Osman llaj>a>, Kullur A>dın tıtıeç, Maga/ın. ^al^•ın Pek>en, Spor Danışmanı Abdulkadır Yucelman. Dj/cltmıf Refik Durba», Araştırma îyahin Alpa>, IjSendıka Şukran Kelenci. Ikmdı: 17 0"" Aksam: 20.20 YatM: 21 54 Burolar % Ankara: 7ı\a Ciokalp BuKarı Inkılap Sokak No: I9'4 Tel: 3311414^. « İ/nıir: Halı! Zıya BuKarı No: 65. 3. Tel: 254709131230 • Adana: l,akmak Cad No: 134 Kat 3. Tel: 145501973! • Basan if Yavarr Cumhumet Maıbaav.ılık ^e Gazeıecılık T.AŞ. Turk Ocaâı Cad. 39 41, Cağaloğlu, Kı PK. 246lsi Tc! 5209701 Iele\ 22246 Oftle: 13 14 2. DUNYA NUFUS KONFERANSFNDAN Nüfus artışı, ülkeler arası dengeyi bozuyor Meksika Devlet Başkanı Miguel de la Madrid'in açtığı konferansta, Güney Afrika'daki kurakhk ve çocuk ölümleri, Latin Amerika'da şehirleşme ve göç sorunları bulunuyor. MEXİCO CITY, (AP) Meksika'nın başkenti Mexico City'de toplanan Birleşmiş Milletler Dünya Nufus Konferansı'nın ilk oturumunda, azgelişmiş ulkelerdeki hızlı nüfus artışının bu ulkelerle zengin ülkeler arasındaki uçurumu derinleştirdiği savunuldu. 3 bin kadar delegenin katıldığı Konferans'ın ilk konuşmasıPARASIAZAMA Tütün, ureticinin dudağında kimikez turku olıır, kimi kez de bir sevda. Bu ikisi de olmasa çekilecek iş değil. Tutııneyapan konferans Genel Seknı sevdalananlann sayısı azalıyor. Gelecekleri hakkında kiınse bir şey soylemiyor. Sadece uzun uztın bakıyorlar. (Foıoğraf: KAD1R CAS) Rafael Salas "hızlı nüfus reteri artışının, gelirleri artmayan ve yetersiz teknolojiye sahip azgelişmiş ulkelerle zengin ülkeler arasındaki uçurumun derinleştirdiğini ve ülkeler arasındaki dengeyi bozduğunu" soyledi. Ancak Salas, nufus artışının 10 yıl önBazı uzmanlar tütüncülüğümüzün geleceği için Tütün ihraç eden bir ülke, sigara ithal ediyorsa, ce yapılan konferanstan bu yaşunları söylüyor: "Sigara ithali Türk na yuzde 2 ile 1.7 oranında azaltütün sanayiinin ne durumda olduğu apaçık masının dunya ulkeleri için bir tutüncülüğüne indirilen bir darbedir. 500 bin ortadadır. Bu yüzden de özel sektör "Ben sigara başarı olduğunu belirtti. Genel tütüncü ailesi en geç 5 yıl içinde yok' olacaktır. yapacağım" diye tutturmuştur. Türkiye'de şark Sekreter bunun dunya ulkeleriDurum böyle giderse tütün de ithal edeceğiz." tütüncülüğü politik çıkarlar uğruna yozlaşnuştır. nin topluca çalışıp ulaşabildikleri tek hedef olduğunu kaydetti. yıldıncı yanlarına ilişkin diye özel sektor "Ben sigara \apaca keler ise Yunanistan, Yugoslav Amaçlarının dunya nufusunu HİKMET ÇETİNKAYA ya ve Bulgaristan'dır. I960'lı yıl mumkun olan en kısa zamanda ğım" dıve tutturmuştur. ceklerimiz var: larda Türkiye'de 132 bin ton, istikrara kavuşturmak olduğunu Gece yarısına doğru tutuncu Dışsatımımızın toplam yiızde tarlayagirer. Ay ışığının olduğu Yunanistan'da 66 bin ton, Bul söyleyen Salas "Azgelişmiş ulke1214 gibi önemli bir dilimini tu Şark tütüncülügfi geceler daha mutludur üretici. tün kapsıyor. Böyle önemli bir Şark, yani doğu tipi tutun garistan'da 97 bin ton, Yugos lerin olum ve doğum arasında Işini daha kolay görür. Tutünu ürüne dayalı sanayimiz ne âlem cüluğiı politik çıkarlar uğruna lavya'da 48 bin ton tütün üretil bir denge kurabilmeleri halinde kıran eller daha hızlı gider gelir dedir? Tutun ihraç eden bir ul yozlaşmıştır. Ancak şark tutun miştir. Ama bu sayılar 1970'li yaşama standartlannı yükselteyaprağa. culuğünün tartışılmaz doğal lide yıllarla birlikte bırdenbire artış ceklerini" belirtti. ke, sigara ithal ediyorsa tutün ri hâlâ Turkiye'dir. Şark tütün gosterdi. Komşu ülkeler pazarŞimdi türküler ve sevdalarla sanayiinin ne durumda olduğu Salas, kıta Afrikası ve Gune> güzellenen bu uğraşının üzücu, apaçık ortadadır. Bu yüzden de cülüğü kav ramına giren diğer ül (Arkası 8. Sayfada) Asya'da doğurganhk ve cocuk ölümlerinin Latin Amerika'da ve kentleşme ve göçiin en önemli sorunlar olduğunu kaydetti. Sovyet delegasyonunun Başkanı Aleksi Hevzorov "Konferans'ın DoğuBatı çatısmasından bağımsız olamavacağım" belirtti. ABD'yi adını vermeden suçlayan Hevzorov "Silahlanma >anşının yeni boyutu, dünyanın yükünu arttırıyor" dedi. Avustralya Goçmen ve Etnik Işler Bakanı Stewart West konuşmasında ABD'nin kürtajla ilgilenen özerk kuruluşlara fon ayrılmama polıtikasına karşı olduklarını soyledi. Ürdün Kraliçesi Nur El Hıise>in, delegelere hitaben yaptığı konuşmada ulkesinde binîerce Fılistinli multeci bulunduğunu ve Ortadoğu'da bırçok ulkeden I milyondan çok kişinin işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Bundan önceki konferans 1974 yılında Bukreş'te yapılmıştı. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve ABD tarafından da desteklenen bir faaliyet planı Üçüncü Dunya'yı suçluyordu: "Yoksullannın artbrmayı kesin, nüfus planlaması yapın". Sosyalist ülkeler ise bu suçlamaya karşı çıkıyor ve "yeni bir ekonomik sistem geliştirelim. Bu sistem sayesinde refah yaygınlaşacaktır" diyordu. On yıl sonra ise durum çok değişik. Gozlemcilere göre bugün ekonomik durum değişti ve ideolojik tutumlar eskisinden farklı. Dolayısıyla 1984 Mexico Nüfus Konferansı'nda dünya ülkelerinin nüfus artışına karşı alınacak önlemler konusunda uzlaşmalan bekleniyor. Tütüncülük can çekişiyor Nüfus artışı herkesin derdi Lzmanlara göre insan nüfusu banka hesabma benzeiilebilir. Anapara, yani nüfus ne kadar yüksek olursa, faiz, yani nüfus artışı da o kadar yüksek olur. Bugün nüfusu 5 milyondan fazla olan kentlerin sayısı 34. 2025 yılına dek bu sayının 80'i gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, 93'e çıkması bekleniyor. İbrahim Tatlıses anlatıyor Röportaj: Yalçın Pekşen Çizgiler: İsmail Gülgeç M nşaatta 12 yıl bilfiü çalıştım. Soğuk demirciydim ben. Aslında projeyi ters okurum yani. Bu kadar bilinçliyim yani. Kocaaa Emirgân'da bir okul var. Behçet Kemal Çağlar okulıı.. Temelinden biümine kadar ben yaptım.. Sene bin dokuz yüz alîmış sekiz. O zamanın Istanbul kızları, kim yüz veriyordu ki bize Aksaray'da Urfa kebap salonları vardı.. Hacıbozanlar vardı. Ezogelin çorbası icat etmişlerdi. Hiç unutmam, 4 tabak çorba içilir mi?. Karnım davul gibi olmuş, farkında değilim.. Ama ezogelin çorbası sıcak.. güzel. acılı macılı. 4 ibrahim Tathses gazetecilere belki bin kez anlattığı yaşam öyküsünü bize de anlatmaktan sıkıldığını açıkça belli etti. Önce "Ne w ki anlatacak?" dedi. Sonra "Anlattık işte her şeyi, herkes biliyor bunlan" dedi. Fakat yine de konuşmalanmız arasında yaşam öyküsunü değişik bir şekilde yorumladı. Aynen veriyoruz: "Bir su vardı.. Hoş bir su.. Bir dere.. öniinii kapamışlardı.. O bendini kaldırdılar.. Su boyle akmaya başladı.. aktıkça serinlik verdi.. Aktıkça etrafına serinlik verdi. Çevresi genişledi.. Baktılar ki su güzel. Su hoş.. önünu açülar. Daha bö>le önünu açtılar. Daha bir uzasın.. Daha bir gitsin^ bize kadar da gelsin.. ve geldi, geldi, geldi ve İstanbul sahillerine kanştı.. anlatabildim mi abim.. gelirken, o bendin içinde.. o derenin içinde su geldi kayalara çarpü.. kayalardan döndü.. viraj aldı.. öbur kayanın kenarından gitti.. gilti.. çukurlar geldi.. çukurlan doldurdu.. doldurdu.. doldurdu.. taştı.. tekrar çukurlardan devam etmeye başladı.. ' ama hiç bir zaman durmadı.. balıklar geldi.. o suda millet balık tutmaya başladı.. oltasını attı.. o suyu övle bir değerlendirdi ki... şimdi o suyu.. yok ya'u bu su esas lagımdan geldi demeye başladı.. geldi denize kanştı.. ulaştı denize denize de kanştı yani.. sonra dediler ki.. yok ya'u .. ya'u bu su lagımlar falan gidiyor bu su>n.. bu suyu içmeyin yani, su zchirlidir yani.. aslında o gelirken» çalüar, çırpılar.. kıyametler koptu.. dereden gelirken.. ama oau diişiinmediler.. işte bu su aktı... sanki betonmuş gibi.. betonun içinde vızzz diye geldi.. yok degil.. beton meton değildir yani yol.. çukurlar vardı.. engeiler vardı.. çarptı, geldi.. ama geldi. Sozünü ettiği su kendisi idi. îbrahim Tatlıses'ti. Daha sonraki konuşmalarımızda bu benzetmeyi daha da somutiaştırdı: "Ben hep tiirku soyledim abey. Kendirai bildim bileli turkü soyledim.. babam vardı.. anam vardı.. biz dört kardeştik.. yani dort oğlan, dört kız.. babam ciğer kebapçıydı.. ben ciğer kebapçılığı da yaptım. Üçdört sene de onun yanında çalıştım. Çok iyi anlarun mangal işinden.. sonra inşaat işçiliği işte biliyorsunuz. On iki sene.. bilfiil evet on iki sene.. askerligimi bitirdikten sonra da üçdört ay çalıştım ondan sonra başladım pavyonlarda çalışrnaya.. inşaat işi değil, soğuk demirciydim ben.. yani ben aslında projeyi ters okurum yani.. şimdi plan vardır.. binanın planı denen bir olay var. O planı ters okurum. Bu kadar bilinçliyim yani.. bu mesleği bıraksam müteahtıitlik falan yaparsam.. ne bileyim yani çok da başanlı olurum yani.. çünkıı meslegim.. on iki sene emek verdim.. Mühendis gelirdi benden teslim alırdı işi.. Soğuk demirciydim. Gelirdi.. Koccaaa Emirgân'da bir okul var.. Behçet ney.. Behçet Kemal Çağlar okulu.. temelinden bitimine kadar ben yaptım.. Sene bin dokuzyüz altmış sekiz...dur bakayım.. altmış sekizi... tabii... üçdört sene kaldım ben İstanbul'da.. plaklar okudum.. bir de karakız diye bir plak okudum. Tutmadı.. nasip o zaman.." mstanbul'da bir plak okuyup, Urfa'ya döndüm. İbrahim Tatlı olarak plağımızı bekliyoruz. Plak bir giin çıktı, geldi. Bi baktım, üstünde İbrahim Tatlıses yazıvor. Allah Allah, niye böyle yaptılar? İbrahim Tatlı değil mi adım?.. cak.. güttl.. acılı, macılı.. çok da hoşuma gitti. çok da hoşuma gitti... ondan dört tabak yedim.. karnımı do>uru>orum yani.. O zamanın İstanbul kızları.. hey babam hey.. kim yüz veriyordu ki bize.. nerdeyse çantayı indirirdi adaraın kafasına... hassi yani. Bunu düşündüğüm zaman zaten mantığım almıyor.. ya'u nerden geldiiim. Nereye gidiyoruuum.. gittim. Nerdevim şimdi.. >a'u ben koşelerden.. bucaklardan gazinpları gozlerken millet şimdi koşelerden bucaklardan beni gözlüyor yani.. \llah, Allaaah.. Hiç unutmam.. bu Arnavutköyü geçiyorsun.. yok.. Bebek'i geçince.. bir köşk var solda.. Bebek'i geçince.. bir köşk var.. o köşkün bitişiğinde Izzet Günay.. yok.. Erol Büyükburç.. Pervin.. yok Suna Pekuysal.. değil.. Neydi ya'u neyse sonradan bıraktı zaten.. Suna Keskin mi diyeceğim.. güzel yüzlü bir hantmdır.. onlar ikisi film çeviriyor.. motora biniyorlar.. ben ne bileyim.. şimdi kafam şey yapıyor yani.. ne yapı ' yorlardı o zaman.. motorda sanlıyortar.. şarkı okuyor falan.. İnanır mısınız işi bıraktım o gun.. dört saat burda onlan seyrettim.. Vallahi billahi dört saat seyrettim. Nasıl çekiyorlar.. film çekiyorlar.. artis» gördum.. yok mu.. Ben daa inşaatlarda söylüyorum.. kendi kendime yani tırtt. Hiç.." plaklardan dağıtım yapıyorlar.. O zaman bizim Seyfettin Sucu diye bir türkücümüz var. Şu anda hâlâ var.. o da çok meşhur.. uzun hava okuyor.. ona geliyorlar.. ya'u yeni ses mes yok mu.. Urfalı'ya Valla diyor birçocuk var.. dört tane türkü okudu bana.. onu bi dinleteyim.. bi dinleyin.. dınletiyor onlara.. diyor ki, bu çocuğu bulun getirin bana... buluyorlar beni.. getiriyorlar ona.. yani dolaştık minibüsIerinde.. yani hizmet ettim onla ra.. hiç unutmam bir de yemek molaları oluyor şimdi.. yemek yiyecegimiz yerlerde.. onlar işte Tanınmadan önceki Istanbul "O zaman cebimde onbeş lira falan vardı.. işte.. haftalığımızı alıyorduk. Gezıyorduk falan.. bir gun Aksaray'da kaldım. Emirgan'a gelecem para yok.. başladım hırsi7İık yapmaya.. ama bildiğin hırsızlık değil.. otobus hırsızlığı vardır yani.. Tabiı biletçı.. o zaman arkada bilet keserdi.. adam bilet keser bir köşesi vardır.. şimdi var mı, yok mu bilemiyoruz tabii.. şöhretli olduk ya.. olduğumuz için.. şimdi o kalabalıkta bilet.. herkes para uzatıyor.. veriyor.. ben uzatmıyorum.. iki uç durak falan geçiyorum.. ben hemen ıniyorum.. o şekilde geldik!' "Gezmek için Aksara>'a gidiyorduk. işte.. bizim Urtalılar ora P l a k ç ı l a r a hiznıet ettinı daydı. Urfa kebap salonlan.. Hacıbozanlar vardı.. Uraya gi"Zaten Urfa'da okuyorduk.. derdik.. Kzo gelin çorbası icat et böyle gecelere gidıyorduk. Bir mişlerdi.. Hiç unutmam dort ta tane plakçımız vardı Memet abı bak çorba içilir mi.. Karnım da diye.. bızde eskıden plakçılar altvul gibi olmuş farkında değilim mış yedı \ılayete dağıtım vaparyani.. ama ezo gelin çorbası sılardı.. Urfa'ya gelı>orlar.. çeşıtlı kuşbaşı, pirzolalar soylerlerdi.. ben duşün yani o zamanki terbiyeyi.. duşun.. utandığımdan ben kuru fasulye yerdım..pila\ yerdim.. boyle boyle yani dıyemiyorum ki ben de kuşba^ı yıyeyim.. aslında içim gidiyor.. fakat söyleyemiyorum yani.. söylersem ayıp olur mu.. bakın bana plak yapacaklar.. ben onlarla dolaşıyorum.. ben kuru fasulye yerdim.. bir tane kuru fasulye ile bol ekmekle karnımı doyuru\orum. Namusuma.. yalanım varsa Allah kahretsin beni.. Şark plaktır. Şark Dıba plak.. gidip sorabilirsınız . Ahmet Davmdz.. adını hıç unutmamışım.. Daymaz oğlu Kaymaz.. gı yıl sonunda 1930'da iki katına çıkarak 2 milyara, 1975'te de yeniden ikiyle çarpılarak 4 milyara yaklaştı. Dunya nüfusunun bu yuzyıl sonunda 2 milyar daha artarak 6 milyara, 2025 yılında da 8 milyara ulaşması bekleniyor. Bu nüfus artışından aslan payını, şimdi de topraklannda dunya nüfusunun büyuk bir böDış Haberler Servisi Önce bu yone çekmek açısından yarar lümünu barındıran gelişmekte ki gun Meksika'nın başkenti lı olacağını belirtiyorlar. olan ülkeler alacaklar. Temelde Aşağıda Birleşmiş Milletlerin teknoloji ve tıptaki ilerlemelerin Mexico City'de 10 yıl aradan yayınladığı aylık "De\elop insan yaşamını uzatmasından sonra başlayan 2. Dünya Nufusu Konferansı, nufus artışının ment" dergisinde yeralan nüfus doğan bu artışın birçok yeni sotehlıkelerini yine gündeme getir artışı konulu yazıyı yayınlıyoruz: run yaratacağına kesin gözüyle Istatıstikçilerin yaptıkları ba bakılıyor. di. Yetkililer, bu toplantının sorunlann çözümlenmesi açısından zı hesaplara gore dun\a nüfusu Gelişmekte olan ülkelerde pek ümit verici olmadığını, ama ilk, 19. yy. başlarında 1 milyara kentler, geleneksel sınırlan gelidünya kamuoyunun dikkatini ulaştı. Bu sayı aradan geçen yüz şigüzel aşarak hızla artan nufusa ayak uydurmaya çalışıyorlar. Gittikçe genişleyen kentler, tarım alanlarınm yerleşim merkezi veya endustriyel alanlara dönuşmesine sebep olarak değerli tarım arazilerini yok ediyorlar. 1974'te Birleşmiş Milletler'in Bükreş'teki "Dünya Nüfusu" konulu konferansından bu yana şehir ve aile planlaması gelişmekte olan ülkelerde buyük önem kazanmaya başladı. 1950 yılında yalnızca 7 yerleşım merkezinin nüfusu 5 milyondan fazla idi: New York, Londra, Paris, Almanya'nın RheinRuhr havzası, Tokyo, Yokohama, Shangai ve Buenos Aires. Bu gibi şehirlerde yaşanan nüfus artışına karşın, işgücü ve istek birbiriyle uyum içinde artarak birçok sorunun daha kolay çözumlenmesini sağlıyor. 34'DEN 93'e Bugün nüfusu 5 milyondan fazla olan kentlerin sayısı otuzdort. 2025 yılına dek bu sayının, 80'i gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, 93'e çıkması bekleniyor. Normal bir nüfus artış LRH Sİl'F.SI Tatlıses "k"lan çatlatarak konusuyor. "O zamanın kızları.. kim yıız veriyordu ki hızı ve yavaş gelişme, artık geribize?" derken eski gunlere dalıp gitti. (Foıoğraf: MEHMET AKIF) de bıraktığımız lüksler. Üçuncu Dunya ülkelerindeki dip sorabilirsiniz. tirdik.. evlendik, ettik falan.. bir ses'ten ayağında kundura.. ben kentleşme ve artan nufus, tüm tane oğlumuz oldu.. derken pav hemen çeklim arabayı kenara.. kaynakların sonuna dek kulla"Sonra işte geldik, İstanbul' yonlardan şurdan, burdan Anka durdum.. Dedim ki Allahtan nılmasına neden olmakta. Gitda, 'Kız Ben Garibem' diye bir ra'ya geldik ve Mehmet Ozbek'e başka bir dilek dileveydim.. ya'u tikçe artan yoksul semtler, yükplak okudum. Okudum gittim.. geldim lstanbul'a halk müzıği bunlar çok önemli anılar.. çok lu trafık, kronik işsizlik, elektrik işte İbrahim Tatlı olarak plağı müduru idi. Istanbul radvosun önemli.. unutulmayan anılar.." ve su kesintileri, kısıtlı eğitim mız: bekliyoruz. Plak gelecek.. da.. dedım ki Memet abi böyle olanakları, yiyecek ve petrol fiplak gidecek.. plak gelmedi.. böyle.. bir band yapmak ıstiyo Ma&ara adanıı mı? yatlarındaki pahalılık halkın plak bir gun çıktı geldi.. bi bak rum.. O da hoşuna gitti yani.. •'Sonra geldim İstanbul'a.. ga günluk sorunları durumunda. tım üstünde İbrahim Tatlıses ya Urfalı olduğu için değil. Hoşuzeteciler, ma^etecilere.. dediler ki Bugun her 100 Afrikah'dan zıyor.. Allah Allah ya'u ni\e na gmi yani.. Pekı dedi yapalım. böyle yaptılar.. İbrahim Tatlı Ayağında kundurayı okuduk.. nerde yaşıyordun.. Dedim "ma 55'i 20 yaşından kuçük. Avrudeğil mi benim adım.. Sen bizi Onu da radyoda çaldılar.. Rad ğarada.. röportaj yapuğımız in pa'da ise her 100 kişıden yalnızmi kandınyorsun kardeşim.. Ni yo sanatçıları da beğendi.. rad sanlar, basındaki arkadaşları ca 30'u 20 yaşın altmda. 1975'te ye, benim adım İbrahim Tatlı. yodaki görevli insanlar da beğen mız.. Yani daha doğru^u kalbur çocuk doğurabilecek yaşta olan üstu insanlar inanmak istemi Afrikalı kadın sayısı 93 milyonSoyadımı kullanmamışlar.. Ai di herşeyden önce. sık sık çalma yor.. oynuyor diyorlar. Yani ben du. O yıl Afrika'daki doğum lem kızıyor bana o zaman.. Ba ya başlayınca bu defa istekler bunu nasıl ettimse biı turlü inan oranı binde 47 idi ve 19 milyon bam di>or.. lan gelmeye başladı.. Bol miktarda djramadım. Artık benim için far çocuk doğmuştu. BM, 2025 yıeşşşoğlu eşek.. lında bu oranın binde 25'e düne okuması.. bu şurulmesinı planlıyor. Ancak bu şarkıcı olacak, gerçekleşse bile o gune dek çohele bak. Hele MM er zaman geçmişimle iftihar ediyorum. cuk doğurabilecek kadınlann sabak.. Be senin Geleceğimin ne olduğunu yısı 430 milyona çıkacağından bilmediğimiz neyine ulan şaryine eskisinden çok, 42 milyon için geçmişimi hiç unutmadım. Hep kıcılık.. şimdi çocuk dunyaya gelecek. geldi tabii. Ben ıftiharla anlatîım. Mağarada doğdu buyük bir havayinsan nüfusu banka hesabına la.. Urfa'da pla dediler. İftiharla anlattım bunu. İftihar benzetilebilir. Ana para, yani ğım çalıyor.. in vesilesi saydım bunu kendime. nufus ne kadar yüksek olursa, şaat işçisi İbo faiz, yani nüfus artışı da o kaplak doldurdu.. ketmiyor Yani.. Inanmasa da.. dar yüksek oluyor. plak çalıyor. Bu ama.. yani anlatamayacağım debenim için çok recede.. o kamçıladı.. yani bugu ben her zaman geçmişimle iftibüyük bir gu ne kadar zannederim hiçbir iste har ediyorum.. geleceğimin nc rur.. anlatamam ğe gelen.. ayağından kunduraya olduğunu bilmediğimiz ıçın geçyani o anki mul gelen istek hiçbir halk müziği sa mişimi hiçbir zaman unutmaluluğumu.. o an natçısına da gelmemiştir.. mum dım. Hep iftiharla anlattım. Mağara da doğdu dediler.. mağara ki guzelliği anla kun değil.:' adamıdır dediler.. iftiharla anlat 64 tamam.. o anki tım ben bunu.. iftihar vesilesi heyecanı anlata .U n ı ı t t ı l m a > a n a n ı i a r t saydım ben bunu kendime.. Mamam.. telgraf "Ben ne hisselmijordum ki.. ğaralı dediler.. okuma >azma.. çektik.. dedik ki, arabamda gidiyorum.. sayıyor.. ondört yaşında nulus kâğıdı alLONDRA, (a.a.) İngiliz 1 niye Tatlıses >ap açtım radyoyu sayıyor.. işte.. dım dedim. Cahülikle alfabeyi carttır, curttur.. şudur, budur.. soktü.. cart ettı.. curt etti dedi Maden Komüru İşletmeleri Baştınız.. dediler ki, burada Yılma/ Tallıses.. bu de falan yerden bu istek.. filan yer ler... yani ne dedimse parantez kam İan Macgregor, 22 haftadik ki. madem bu Tallı.. bu be den bu istek.. işte Fatma bilmem içinde alıp başka tokat attılar.. dan bu yana grevde bulunan işnim kardeşim olsun.. bunu da ne.. öbur taraftan Mustafa bil ama bilmiyorlaraı ki balyozlar çilere işe başlamaları çağrısında İbrahim Tatlıses yapın.. sesi de mem ne ne ben artık sıkıldım. la da vursanız ibrahim Tatlıses'ı bulundu. İngiliz Ulusal Maden Işletmetatlı.. peki dedik.. biz de bir şey Yanımda da bir lane bir hanım yıpratamazsını/ Nc oldu bu tür lerinden bir yetkilı Macgredemedik.." arkadaş var. Sıkıldım.. pavyon şeyler hep benim reklamım olda çalışıyorum Ankara'da.. bir du.. yani beni reklam ettiler far gor'un 180 bin grevci işçiye hi\e ayağında k u n d u r a tane yeşil muradım var.. Ne pa kında olmadan.. Onun için size taben gonderdiği bir mektupta, "Ikinci plağımızı da gıttik yap ra? Taksitle almışun Allahım şaş dedim. sıze bir mısal verdim.. su gre\e son \ermek için işçi senditık. Üçüncu plağa çağırmadılar mış.. onbeş bin lira [ eşin vermi o> le beton ustunde vızz dı\e akıp kalarına yaptığı önerilerin ayrınbizi.. satmadı... kaldık bir mud şim.. şimdi dbınıc söyle>e\im. eelmedi dedim.. çukurlardan, tılarıyla yer aidığını soyledi. det. Sonra Istanbul'a çektik, gel Gele gele saydı sa\dı bitmiyor.. mukurlardan geldi.. kayaları aşÖte yandan komur madeni işdik işte. ı>te anlattığım gıbı bir çıldıracagım dedim istermisin tı geldı.. dedim. Onun için de çilerı ile poli*; arasında dün de tane karakız yaptım.. Palando şimdi desin İbrahim Tallıse* aya dim \ahu bu MI pistiı.. lağını su çatışma çıktı, ulkenın kuzeyindeken yaptık. Ö da satmadı.. As ğında kundura.. Bak Allah beni \ ııdıiı dediler dedim. Bunu ki Edinburg kenti yakınında bir kere gıdene kadar beş altı plak buradan kaldırmasın.. sa\dı.. anlatmak iMi>ordum >ani.." maden ocağında çalışmak istedaha yaptım.. Onlar da tuıma saydı.. ve bir de işte bilmem ne yenlerı engelle\en ve polisle çadı. Kıbrıs harekâtı falan oldu.. kadar sayamadıgımız dinltşiciletışan gre\ cilerden 11 'i gözaltına Ondan sonra gelgele askerliği bi rimizden Urfalı İbrahim Tatlı YAKIV Ozol va^am alındı. 180 bin Ingiliz maden işçisine mektupla işe dön" çağrısı yapılıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle