25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle Abdi İpekçi Yarışması "Millıyet Sanat Dergisi" iarafmdan düzenlenen Abdi İpekçi Yanşması bu yü karikatür dahnda yapılacak, Konusu "1984 Gençierimiz" olarak belirlenen yanşmaya amatör, profesyonel tüm karikatürcüler kattiabüecek. Her yanşmactnın en fazla üç karikatürle katılabiteceği yanşmada, yapıtlann hiçbir yerde yaytmlanmamış olma koşulu aranıyor. Katüma süresinin 15 Araltk 1984 gunü sona ereceği yanşma sonunda birinciye 100 bin, ikinciye 50 bin, üçüncüye 25 bin lira, aynca 10 yapıta onar bin lira mansiyon veriletek. Yanşma Seçici Kunıht şu hisilerden oluşuyor: Ferruh Doğan, Balkan Naci îslimyeli, Tan Oral, Turhan Selçuk, Haldun Taner, Hıfzı Topuz, Ali Ulvi. (THA) AVIGNON ŞENUGFNDEN GORDUK KONUŞTUK Bütün gün kızdığım şeyleri topluyorum içimde. Dans ederken bütün hislerim patlıyor. Dans ederken içimde bir duygu oluyor. Bapsı gider dövüş yapar, ben dans ediyorum. Hakkı Gümüştaş yargılanacak Yazar Hakkı Gümüştaş hakkaıda, "Her Sabah Yeniden" adh öykü kitabı nedeniyle tstanbul Sıkıyönetim Komutanhğı 3 No 'lu Askeri Mahkemesi'nde dava açıldı. Bu ytbn nisan aytnda piyasaya çıkanlan kitapta, devletin askeri kuvvetlerini, rahkir ve tezyif edildiği öne svrüluyor ve yazarmm 1 yıl 4 ay ile 8 yü arasmda hapis cezasma çarptmbnası isteniyor. Gumuştaş ın yargıUmmasına önümüzdeki günltrde başlanacak. (UBA) "ULYSSE 84" Fransa'nın Grenoble kentinde çalışan Emile Duboıs Balesi, Avignon Şenliği'nde Jean Claude Gaiotta'nın koregraflsiyle çağdaş bir dans örneği olan "ULYSEE 84"ü sundu. Doğan Elmalı, "Hareketler kendiliğinden geliyor. Durup dururken içimden geliyor" diyor. (Fotoğraf: SECDET TUFAN) Tiyatronun üzerinde kara bulutlar mı dolaşıyor? MEHMET BASUTÇU önune getırmek olanağına sahipler. Yırmi dört saat sonra, sdz hakkı. "Sanat bir serap mı. >oksa bir ayna mı?" teması çevresinde, katolik basının, Vatikan'da, Papa'nın Kültür Danışmanhğını yapan bir din adamının... 1 Basın bölümü de, düşünce özgürlüğünü el üzerinde tutan bir denge politikası gütmekte: Şenlikten söz eden olumlu olumsuz tüm yazılann fotokopileri ilan tablosuna asılmış bile... Basınla tlişkiler Bölümü Başkanı Mkhel Lecat, gazetecileri ve tiyatro eleştirmerilerini davet ederken de dikkatli davrandıklarmı; bu arada, sürekliliğe çok önem verdiklerini belirtiyor. Ban gazetecüer, yazarlar, otuz sekiz yıldan beri her yaz, şenliğin nabzını bildik ellerletutuyorlar.. dans, sinema, edebiyat gibı türlere her zamankinden daha 'çok açılmış; sanatı, dolaylı da olsa etkileyen, bilimsel ve teknik gelişraeler bile gözardı edilmeden çizilen, her rüzgâra açık yörüngede uzunca bir yol alınmış.. Basında ve tiyatro çevrelerinde yankılar uyandıran bu istifanın kökünde, parasal ve özellikle politik nedenler var. Şenlik yöneticilerini yokuşa süren ikiyîlzlülüğün, seçim hesaplannm arkasmda, hem sağ (yeni belediye idaresi) hem de sol (bölgesel idare) kanatta yer alan politikacılann sorumluluğu bulunuyor. Son günlerin gözde dansı "break" üzerine bir gencîn düşünceleri... Doğan Elmah: Bu dans her şeyi yapıyor Doğan Elmalı, dans gösterileri yapan bir grubun elemanı.. özelliği gnıbun tek "break'çisi" olması.. Kendisini izleyenleri ilginç hareketleri ile şaşuian Doğan Elmalı ile SOB günlerin gözde dansı "break" üzerine konuştuk. Sayın Dogan Elmalı, break dansı bizdc pek bilinmiyor. Siz nerede ögrendiniz? Almanya'da.. Almanya'ya ne zaman gittiniz? Hufff.. Şöyle oldu. Ben burada değildim. İki yaşmda Almanya'ya gittim. Küçük çocukken.. Ve hep orada kaldınız galiba.. Altıbeş yaşına kadar.. Annem orada çahşıyordu. O zaman Türk çocuklan yuvaya çağırdılar.. Sonra yine geldim Istanbul'a.. Sonra sekiz yaşına kadar birinci sınıf.. Jkinci sımfa gittim. İkinci sınıftan sonra yaz tatiline yine Almanya'ya gittim. Çağırdılar annemler. Orda okula devam etmeye gittim. Türkçeniz biraz zayıf galiba. Sekiz yaşından beri hep Almanya'da nusınız? Türkcem kötü.. Almancam çok iyi.. Hep Almanya'daydım. tlkokul, sonra ortaokul.. Bu sene ortaokul bitiyor. Kaç yaşındasınız? Onaltı.. DtKKATt ÇEKMEK IÇtN Dans merakı, özellikle break dansı nasıl başladı? Şimdi... Üç sene evvel başladı. Ben o zaman hep evde oturuyordum. Çünkü Almanlarla ilişkilerim hiç iyi değıldi. Niye degüdi? Türkleri sevmiyorlar.. Almanya çok iyi ama on üç yaşmda... Baktım olmuyor. Kendime bakmasını.. Yani modaya doğm gittim. Moda meraklısıyım ben,. Beni gören hiç Türk sanmıyor şimdi. Yani Almanlara benzemeye başladınu.. Onu söylüyorsnnuz. Evet.. Sonra bu görunume girdiğim zaman Alman arkadaşlanm olmaya başladı.. Okulda falan.. Bunlar diskoya gidiyorlardı. Herkes dans ediyor, ben hiçbir şey bümiyordum. Fakat isterdiru dikkat edileyim.. Ben istemem bir köşede durayvm. Herkes beni görsün isterim. En çok kızlann görmesini isttyorsnnnz berkalde.. Yoo.. Kızlar.. Oğlanlar,. Üç sene evvel bir çocuk.. Amerikalı... gelmişti. Dans yapacak dediler.. Robot yapıyordu.. Pek yavaş hareketler.. Pek hoşuma gitmedi.. Tabii şimdi onu herkes beğendi.. Ben de başladım robot yapmaya.. Başlayınca hoşuma gitmeye başladı. Bir video getirdim. Break yapıyorlardı üstünde.. O videodan başladım. Robot bir sene yaptım. îki sene evvel de break'e başladım. Şirndilik kendim yeni bir stil çıkardım.. Neydi sirin stfflniz? Tik diyoruz.. Bunu (sağ kolunu öne uzatarak titretti) benim kadar arka arkaya kimse yapamıyor. Bu yeni.. Benim çıkardığım bir fıgür.. PİSIİKTEN Ç K I Ş MI? Peki break kelimesinin anlaımnı biliyor musunuz? tki anlamı var.. Kınk demek.. Çünku kınk kınk hareketler yapıyorsun. Bir de break out demek.. Ingilizce çıtuş.. Pislikten çıkış, fakirlikten çıkış, zencileTİn kullandığı bir kelime.. Sizin amactnu neydi dans yaparken? Bir yerden çıkış mı?. Dedim size... Benim için onlara sevdirmek kendimi.. Sevdiler mi sizi?. Şimdilik Almanya değilse bile bütün Köln tanıyor beni... Tanıyor ama seviyorlar mı? Seviyorlar evet.. Kıskanan hiç olmadı.. Bu dansı Amerika'da zenciler, Almanya'da Tnrkler başlatmış diyorlar, doğm mu bu? ÇOĞVTÜRK Evet doğru.. Almanya'da belki üçyüz bin break'çi vardır. Yansırun üzeri.. Nasıl diyorsunuz.. Yani yansmdan çoğu Türk diyorlar. Onlann da amacı sizin gibi kendüerini tamtmak, sevdirmek mi? Her break'çinin amacı başka.. Para.. Tamnmış olmak.. Bu dans her şeyi yapıyor senin için.. Tamtjyor, para kazamyorsun.. Çok arkadaş buluyorsun. Para nasıl kazandınyor? Mesela ilk önce sokaklarda dans etmeye başladım. Bir diskonun sahibi geldi.. Dans edersen şu, şu miktarda para vereceğim.. öyle başladım. Köln'ün en büyük diskosuna davet edildik. Televizyondan davet ettiler. Sonra bir film çevirdik... Break üzerine.. Nasıl bir filmdi bn? Dans mı ettiniz?. Dans ettik.. Sizin sorduğunuz bu soruları onlar da sordu. Cevap vermemiz lazımdı.. Sonra televizyonda başka bir programa çıktık.. Bu progTam beni bir haftada bütün Almanya'ya tanıttı.. Haftada bir karton seyircilerden mektup alıyorum. Seni kalbime gömduk diyorlar. ÇOK UTANGAÇIM Kızlardan mı geliyor bn mektnplar?. Kızlardan en çok.. Tabiı şaşırdım ne diyeceğimi.. Çok utangaçım ben. Dofan, okul durnmnnuz nedir Almanya'da? Dcrster iyi gidiyor mu? Okul durumu iyi olmadı bu dans çıkınca.. Şimdi son smıfı okuyup çalışacağım.. Ne iş yapacaksınız? Yine dans üzerine mi? Hayır.. Ben her işi yapabilirim. Bilmiyorum... Dansı bırakacak mısınız peki? Dans devam edecek.. Şimdilik bu böyle.. Bu benim için bir hastalık oldu. Kolay bırakamam. Nasıl bir hastabk? Biraz açıklar mısnız? Açıklayım.. Yemekte.. Sokakta.. Yatarken her konuda bir hareket yapıyorum. Yapmam lazım.. Kendiliğinden geliyor.. Ben istemiyorum. Durup dururken içimden geliyor. Herkes bakmaya başUyor. Peki şimdi çok gençâniz. tlerde bn dans olayı bitecek. O zaman ne yapacaksınız? BIRAKAMAM Doğrusu ben şimdiye kadar hiç düşünmedim... Şu anda evde oturuyorum diye çok para lazım değil. Harçhğımı zaten dansla çıkanyorum. Almanya'da çok para veriyorlar. Aİkniz... Anneniz, babanız ne diyorlar bn dans merakına? Başlarda onlar çok kızdüar.. Okulda büyük bir miktarda aşağıya gittim bu dans çıkınca. Sonra anladüar bırakmayacağımı.. Anlattım onlara ki bu dans benim her şeyim.. Ses cıkannıyorlar artık. Afleniz ne iş yapıyor Almanya'da? Annem ekmek fabrikasında çalışıyor, babam Ford'da.. Şnnu soracagım size.. Ne dnynyorsunnz bu dansı >aparken? Rahat ediyorum. Bütün gün benim kızdığım şeyleri topluyorum içimde. Dans ederken bütün hislerim patlıyor. Dans ederken içimde bir duygu oluyor. Bazısı gider dövüş yapar, ben dans ediyorum. Zaten şampiyonlar da hep böyle söyledi gazetecilere.. Bu işin bir de şampiyonluğu mu var? Her ay şampiyonluk yapüıyor Almanya'da. Her sokakta dansçılar var.. Haber verüiyor.. Bütün şehirlerden yanşma var diye dansçılar geliyor. Jüriler seçiliyor.. Peki Dogan Elmah, bn dans sizi yormuyor mn? Çok zor hareketleri var.. Aslında kemikler için iyi değil. Ama benim yaptığım vücuda iyi geliyor. Eski yaptığım... Amerika'dan gelen stü kemikleri mahfediyor. Ne diyorsunuz buraya.. Hah... Eklemleri surtüyor birbirine.. Sürte surte şişiyor.. Ben de başka tarz buldum. Vücuda iyi gelen.. Benim stil.. Pab diyorum ben.. Michael Jackson da benim stilde dans ediyor. Hertıalde sizin en çok begendiginiz şarlocı ve dansçı Michael Jackson'dır. TANGO BtLMtYORUM Hayır... Şarkıcı olarak bir grup var.. MasterFlash.. Dansyönünden bir kişi var. Christopher Mc Donnald.. O bir kişi kafasından çıkarıyor ve en zor figürler.. Normal bir insan yapamaz. Ben böyle bir İcişi olmak istiyorum. Son olarak şnnu soracagım. Tango bttir misiniz mesela? Hayır.. Moda değil tango.. Disko dansı da bilmiyorum.. Yani yapmıyonım.. Peki hiç bir kızia sanlıp dans etmediniz mi? Ettim tabii. Ne dansı yapıyorsnnuz o zaman. Gordiiğüm kadar break dansında böyle seyler yok.. Slov olur.. Yavaş yavaş.. Fakat sıkıcı geüyordu. Ama kız var diye iş değişiyor. Ahnanyvfda Türk haftası Giderek gelişen çağdaş iletişim araçlannın. ozellikle de televızyonun, kuhur ve sanat alanlaundakı verileri altusı etmıs olması, ozenle bıçımlenmış, donup kalmış, "yapay" yani yaşamayan görüntulerin gücü ve etkisi çok büyük. Bu konumda, Federal Almanya'ntn Gutershol yaşayan bir sanat olan tiyatro, kentinde 1925 ağustos tarihleri yavaş yavaş çizgi dışına, eütizme arasmda bir "Türk Haftası" düdo|ru kaçınılmaz bir biçimde zenlenecek. Türk Alman Külkaymıyor mu? Bir fılm ya da bir tür ve Yardımlaşma Dernegi tatelevizyon yayınırailyonlarcainrafından düzenlenecek haftada, sana birden seslenirken, her geTürkiye'nin ekonomik, kültürel ce birkaç yüz kişi için yinelenmeve turistik çahşmalan tanıtılasi gerekli tiyatroyu destekleyen cak. (THA) devletin yardımı acaba günden güne kısılmayacak mı? tşte tartışılan konular, yanıtlan aranan sorular.. Avignon'un en önemli Cezayirli baterist Merzak Mut özelliklerinden biri de bu: SeyirBir tte\rin sonıı \ a ş a n d ı hana, 29 temmuzu 30 temmuza cisinden sorumlusuna dek herkes Avignon'da bu yaz bir devrin, bağlayan gece Fransa'nın Au tutkuyla duşüncelerini savunuBernard Faıvre D'Arcier'nin xerre kenti yakınlannda geçirdiği yor. Gösterilerde, oyuncularla 1980'den bu yana omuzladığı sobir trafik kazast sonucu öldü. karşı karşıya, gerçek bir duygu rumluluktan istifasıyla gündeme 1948'de Cezayir'de doğan genç alış verişinde bulunarak iletişim gelen sonu yaşandı. Gelecek yısanatçı 15 ynldır Fransa 'da yaşt kurmanın getirdiği girişkenlik, yordu. Fransa'da çalışan ünlü tiyatro İ2leyicisini edilgen televiz lın nelere gebe olduğunu kestircazcılann çoğuyla birükte çah yon programı tüketicisinden ayı mek hayli güç; ocak 1985'te göşan Muthana, on yudan beri de ran en Önemli temel nitelik de reve başlayacak yeni müdür, birbirinin karşıtı önerüer ve istekdansöz Elsa fVoliaston 'a eştik et ğil mi? HCT akşam uzeri, geniş bir ler arasında uzlaştıncı bir yol mekteydi. bahçedefferger D'Urbaın V) bulmaya çabalayacak. Şenligin duzenelenen tartışmalı açık otu yönetimini devretmeye hazırlarumları izleyenler ha>lı kalaba nan ekip ise, beş yılhk çalışmaUktı. Değişik göruşlere ve duşun " lann dökümünü yapmakta: Sotstanbul Devlet Opera ve Balesi celere aynı derecede önem veren nuç olumlu; Avignon Şenliği'Müdürlüğü, yıOardır kuOambna şenlik yöneticileri. bu açıkotu ne yeni bir soluk vennek amaayyan dekorlannı hurda olduğu rumların konularını seçerken de la iş başına gctirilen Ftivre gerekçesiyle satışa çıkarttığmı çok şönlu olmaya özen göster D'Arcier, isteğiyle görevinden açıkladı. Kullamlamayacak dumişler. Bir gun Komunist Partı aynhrken, kaçınılmaz bir ezikrumda olan dekorlar, Atatürk si'ne yakın kişiler, tiyatro konu liği duyumsuyor olsa da, amacıKültür Merkezi bahçesinde satt sundaki goru$lerinı açıklamak, na ulaşmış bir insanın rahatlığı lacağı günü bekliyor. (ANKA) tasanlannı, önerılerini kamuoyu içinde: Şenligin kapılan, muzik, Baterist Muthana öldü Biçemin, içeriği ikinci plana ittıgi yorumlar Idari düzeyde yasanan sorunlarla kamuoyu önüne dökülen iç çatışmalar, şenligin genel havasını da etkilemiş: Düzeyli bırçok yapıta karşın, belli belirsiz bir hoşnutsuzluk, bir doyumsuzluk seziliyor. Yeterince "Crtation" (ilk olarak Avignon'da sunulan oyunlar) yok deniliyor: Ona buna burun kıvnlıyor. Aslında, toplumsal, politik ve sanatsal düzeylerdeki bilinmeyenlerin ve celişkili beklentilerin beslediği, yerli yersiz tüm soru çengellerinin su yüzüne çıktığmı gonıyoruz. Kaldı ki, şenliğin ana ("in") bölümünde sunulan oyunlar içinde, ilgiyle, coşkuyla izlenen yapıtlar hiç de az değil: Işte, alman asıllı iki genç sanatçının, Maafred Karge ile Matthias Langhoff'un birlikte, Villeurbanne Tiyatrosu (Lyon) grubunu yöneterek sahneledikleri iki oyun: Heinrich Von Kleist'ın yapıtı "Hombourg Prensi Frederic" ve Ç«hov'un ünlü "Vişne Bahçesi". Çağdaş, özgün, kıpır kıpır iki yoruma tanık oluyoruz. Şanki, yazının başında sözünü ettiğimiz, tiyatro izleyicilerinin ruhsal yapısma ilişkin gözlemlerden yola çıkılmış: Seyirci hiç rahat bırakılmıyor; dikkati uyuşturmamak amacıyla neler neler düşunülmemiş ki: Binek atından faresine dek canlı hayvanlar çıkanhyor sahneye; oyuncular bir o köşede bir bu köşede, bir masa üzerinde ya da bir salıncakta, neredeyse cambazlık sayılabilecek hareketlerle tüm mekânı dolduruyorlar.. Yoğun, canlı bir tiyatro anlayışınm ürünu bu tür yorumlar, kuşkusuz rahathkla izlenen, tat veren başanh denemeler. Ancak, yeryer 'gösteri' niteliğinin, yani, biçemin, içeriği sulandırdığı, hatta tümden ikinci plana ittiğini de belirtmek gerek. "Hombourg PTMIsi Frederic"e getirilecek en önemli eleştiri tek tek ele alındığında, çok başanlı olan sahneleri birbirine bağlayacak olan harcın kıvamınm iyi tutturulamarmş olması. "Vlşne Bahçesi"ne gelince, tüm niteliklerine ve yaklaşımının çağdaşlığına karşm bu yorum, Çehov'un, yeri geldiğinde dışa vurulamayan düşüncelerle beslenen zengin ve yoğun dünyasını zedelemiş. Bıçak sırtında dolaşan dengeler, gürültu patırtı arasında, zaman zaman parçalanıveriyor. tstanbul Devlet Opera ve Balesi VİDEO KULUPLERİNDE NE VAR NE YOK? TCHİAO PA2VTİİV / Yönetmen: Claude Berri/Oyuncular: Coluche, Richard Anconina, Agnes Sarol, Mahmoud Zemmouri, Philippe Leotard/1981 yapımı/110 dakika. Claude Berri, yeni kuşak Fransız yönetmenlerinden. Günümuz Paris'inin kenar mahallelerinde "punk"lann ve Kuzey Afrikalı esrar kaçakçılanrun çtvresinde geçen bu filmini Alain Page'm aynı adlı polisiye romanından uyarlamış. Fümin başrolünde ise, son Fransa Devlet Başkanhğı seçimlerinde adaylığını koyan ve uzun süre kamuoyunun ilgisini çeken komedyen Coluche'ü oynatnuş. Bir bcnzin istasyonunda gece görevlisi olarak çahşan Lambert, kimseyle ahbaplık etmeyen, içkiye düşkün, orta yaşh bir adamdır. Rasüantıyla genç Kuzey Afrikalı Ferid Bensoussan'la ahbap olur. Aslında esrar satrası olan Ferid gözlerinin önünde öldurülünce, Lambert'in gerçek kimliği ortaya çıkar. Eski bir polis komiseri olan Lambert (Coluche), genç yaşta esrara ahşan oğluna sert davranmış, onun evden kaçıp asın dozda uyuşturucu alarak ölmesine yol açmıştır. Oğlu gibi gördügu Ferid'in benzer nedenlerle öldürülmesi Lambert'i çileden çıkanr. Yıllardır gizlediği silahını çıkanr ve adaleti tek başına gerçekleştirmeye koyulur. 1980 sonrası Fransız gençliğinin gözdelerinden Charlelie Couture, müzigiyle fılmin havasma ilginç sesler katıyor Berri'nin sinema dili, alışılmış ve sıradan bir konuyu işlerken başanlı. (AKADEMt VİDEONişanlası) FREKZ Y/ Yönetmen: Alfred Hitchcock / Oyuncular: John Finch, Alex MacCovten, Barbara LeighHunt, Barry Foster, Anna Massey, Vivien Merchant, Billy Whitelaw/1972 yaptmt/115 dakika. Bir katil Londra'nın Covent Garden çarşısında kadınlan öldurmeye başlar. Polis soruşturmaya girişir, ama garip polis memurları ve garip bir katil söz konusudur. Hitchcock, bu filminde karnabaharların arasında dolaşıyor, TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1908'DB Bu6UH,INGİLTSeE KRALI REStoi BlR ZİYARBT IÇıSI ĞlTTİĞl ALMANYA'DA, İMT. MLHBLM 'L£ GÖeÜÇTU. ALMAN glgSOSİHASA,LMAA1YA HEZ AÇlPAN BUYÜK BİR 6 F ÜŞME İÇlNE GİRMÎŞTİ.gAUAYİ İLERÜYOR,ASKBRÎ OLANAKLAR ARTIYCRDÜ. 19. YUZYILIN SÜYÛK &BVLETİ INGILTERE ÎL£ REKASET 8AŞLIYORDÜ. SÖMÜKGECİUKTBM YAMA OLMAYAN BA$. BAKAH 8lSMAKCX'l GO^EV D/ÇI BlRAkAN E. V/lUİELMfMlLİTARlST BİR TAÜZDA 0AVRAUIm BlRAkTlRMAK İÇ'N, İN6İLTEfZE,DİPUDMATiK. YOLLAfZI P£NEM£Y£ ÇALI$ACAK AHCAK OLUMLU BİR SONUÇ ALAkAlYAÇAKTlR.. YORDU.ALMANYA'NIN SÜÇEKL'ISILAULAHMASU 11 Ağustos 1 i^^^t// INGILTERE ALMANYA ISe zanıun Sııltanuhnıet'te konstTİ verilerek... AFÎŞİNİN ÖNÜNDE Sondan bir önceki fîlmi "Frenzy"yi 72 yaşındayken çeviren Alfred Hitchcock, her zaman olduğu gibi bu filmde de kuçuk bir role çıkmtştt. Yukanda Hitckcock, bufilminin afişi önünde gorülıiyor. ölüleri patateslerin arasına gömüyor, iyice ihtiyarlamış büyük fılm yönetmenlerinin kayıtsızlığıyla en akıl almaz yollardan geçip gerçeğe ulaşıyor. 1972'de çevrilen "Frenzy" ustanın sondan bir önceki yapıtı. Ne olursa olsun, yine de iyi bir sinemacının damgasını taşıyor, pınltısını yer yer aktarıyor. (VtDEOTHEQUEBebek) yapımı/125 dakika. 20. yüzyıl ABD Edebiyatf na damgasını basan en önemli yazarlardan biri de Scott Fitzgerald'dır. ömrünün son yıllannı senaryo >azarı olarak Hollyvvod'a \eren Fitzgerald'ın belli başlık romanlan sinemaya uyarlandığı halde, hiçbiri başanh olamadı. "Gecelcr GÜMİdir" (Tender is the Night), "BUyük Gatsby" (The Great Gatsby) gibi yazarın yarım kalmış son romanı "The Last Tycoon" da, çok zengin oyuncu kadrosuna karşın bu basansızlıktan nasibini alıyor. Evet, oyuncular çok iyi, Maurice Jarre'ın müziği güze! ama bir film stvidyosu çevresinde olup bitenleri anlatan film yine de biraz ayağını sürüyor. (TELE VtDEOSıraselviler) Avignon Şenliği'nde, özellikle Papalar Sarayı'run iç avlusundaki bale gösterileri de geniş ilgi görmekte. "Ulysse 84" Fransa' nın Grenoble kentinde etkinlik gösteren Emile Dubois balesi taıafmdan, Jean Claude Gallotta'nın koregrafisiyle sunulan bir çağdaş dans örneği. Ancak, söz konusu çağdaşlık artık alışageldiğimiz türden, seyircinin hoşgörü sınırlannı pek zorlamıyor; görsel yani güçlü, sonucta alkışlanan, hareketli bir bale izliyoruz. Gösterinin ortalarmda cicili bicili donunu indirerek poposunu seyircilere dönen dansör bile, papaların kutsal mekânında bulunmamıza karşın, yadırganmıyor; kahkahalarla karşılanıyor.. Paris'te çalışan bir mühendis arkadaşın, az çok kışkırtıcı, biraz da ukâla bir tonda söyledikleri geliyor aklımıza: "Ne zaman Saltanahmet Camii'nde org konseri terilecek, o zaman Turkive'de çok >e> deği^ecek....» 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Edırnede yupılan asrı hapısane Edirne (Hususî) lnşaatı ikmal edilen Nümune hapisanesinin bugunlerde kat'i kabulü yapılacaktır. Azamî 3000 mahkumu banndıracak olan bu müessese, Balkan Harbinde yanan "Yanık kışla" da yapılan tadilât ve insaatla vücude getırılmış en modern hapisanelerimizden biridır. tnşaat geçen sene 211.000 lıraya ıhale edilmiş ve plânları Maarıf Vekâleti mimari ve Güzel San'atlar Akademısı hocalanndan profesör Egli taraftndan yapılmıştır. Hapisane, yataklar ust üste oimak tizere yitzer kişılık 15 büyuk koğuş, 9 siyası höcere, 24 munferit höcere, altışar kişilık 20 oda, 6 atelye, 2 dersane, 26 mahkumun birden yıkanabileceği dus ve hamam tertıbatı, sıhhî tesisatı haiz halâlar, 240 yataklı bir hastane, akıl hastalan için hususi tesısat, eczane, kimyahane, pansıman ve ameliyat odaları, karantıne yerleri, 150 kişılik jandarma 11 Ağustos 1934 dairesı ve bir de müdiriyet binasından ibarettır. Bunlardan başka hapisane 6 metro yüksekliğinde ve bir metro kalınlığında duvarlar ve köşelerinde 9 metre yüksekliğinde her tarafı cam kubbelerie çevrilrniştir. Bu modern muessesenin inşasında büyük himmetleri geçen Muddeiumumî Edip beyin verdiğı malumata göre buraya gelecek olan mahkumlar evvelâ tıraş edilecek, yıkanacak, elbiseleri ütülenip depoya konulacak, karantineye tabi tutulacak ve 19341984 ondan sonra Avrupa'da otduğu gibi, hapisanenin yaptırdığı yeknasak elbiseler giydirilere'k cezalarının derecelerine göre tayin edilecek olan koğuş a yerleştirileceklerdir. THE LAST TYCOOJV/ Yönetmen: Elia Kazan/Oyuncular: Robert de Niro, Robert Mitchum, Jack Nicholson, Tony Curtis, Jeanne Moreau, Donald Pleasance, Dana Andrews, Ray Milland / 1976
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle