Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 31 TEMMUZ 1984 Ecevit Anlatıyor UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) kı yapılırken, Yunan uyruklu Rumların Ege kıyılarında diledikleri bölgelere yerleştirilmelerini de önerebilir. "Bu kadarı da olmaz" demeyin, olur... Serbest piyasa ekonomisi adına bankaları devletleştirip, devlet müdahaleciliğini arttıran, Atatürkçülük adına Atatürk'ün laikliğini adım adım yok eden Özal "olmaz" denilen ne varsa, hepsini adım adım yapacaktır. Sayın Başbakanımız bu konularda olağanüstü bir şansa ve desteğe sahiptir. Başkaları için suç sayılan konular, sayın Özal için beceri, esneklik, hüner, devlete bağlılık ve hak sayılmaktadır. Uluslararası diplomasi, serbest piyasa düzeni mantığı ile yürütülemez. Türk Yunan uyuşmazlığı, Ege sorunu ve Kıbns gibi konuların çözümü iki üike Başbakanı'nın bır araya gelip çözecekleri kadar basit değildir. Konuların olağanüstü önemi çokuluslu baskıları yoğunlaştırmıştır. Dünyanın içinde yaşadığı gerçekleri yok sayma bağnazlığı kimseye yarar sağlamaz. Özal, konuları bu kadar basite alıyorsa gazetemizde yayınlanan, sayın Ecevit'in Kıbrıs anılarına kısaca göz gezdirmelidir. Bu gibi konular "kanun kuvvetinde kararnameler" ile çözülmez. Türkiye, örneğin Maraş'ın geri verilmesi yolundaki Amerikan baskılarına karşı koyabilecek ve Okyanus ötesinden gelen etkilere karşı çıkabitecek midir? Sorusunun can alıcı noktası buradadır. "Biz adalara su veririz. Yunanlı işadamları gelsinler Türkiye'de yatınm yapsınlar. İstanbullu Rumlar da yerlerine dönsünler" gibi önerileri Papandreu'nun ciddiye bile aldığı yoktur. Yunan Başbakanı daha gerçekçidir. Atina, diplomatik gelişmeleri Maraş konusunda verilecek tek yanlı ödüne bağlamıştır. Papandreu, Beyaz Saray yönetimine karşı direnerek haklarını arama yolunu seçmiştir. Tek yanlı verilen ödünler, Atina'yı yumuşatmamış, tersıne şımartmıştır. Papandreu, bu polıtikasıyla bugüne dek elle tutulur sonuçlar da almıştır. Tek yanlı ödün politikasıyla Türkiye hiçbir olumlu sonuç elde edememiştir. Şimdi bu "ödün politikası" neye yaramaktadır? Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne ses çıkanlmamış. adaların antlaşmalara aykırı olarak sılahlandırılmalarına yeterince karşı konmamış. Ege'deki "kıta sahanlığı" ve "fır hattı" konularında ileri adımlar atılamamıştır. Öza/'ın Yunanistan'la ilişkilerimiz konusunda yapabileceği en büyük iyilik, kendi uyguladığı ekonomik politikanın Papandreu tarafından da uygulanmasını sağlamaktır. Belki böylece Yunan ekonomisi çöker, ülkede yaygın huzursuzluklar baş gösterir, ulusal kurumlar yıpranır, ekonomi felce uğrar, Amerika, böylece zayıf düşen Atına yönetimine dilediği öneriyi benimsetebilir. Bu önerimiz en az Özal'ın "ödün diplomasisi" kadar ciddidir, gözardı edilmemesi rica olunur. lOYıldönümünde Kıbrıs Barış Harekâtı'm GOZLEM m Yakın Doğan Yakın Doğan Dalan'ın projeleri su PROJE: Büyükçekmece Barajı BAŞLAMA T A R İ H İ : 1984 haziran BİTİM TARİHİ: 1986 sonu KAYNAK: Devlet bütçesi • PROJE: Küçükçekmece Gölü BAŞLAMA TARİHİ: 1985 BİTİM TARİHİ: 1987 KAYNAK: Suudi Arabistan'dan hibe "10. yıldönümünde Kıbrıs Barış Harekâtı'm ECEVİT ANLATIYOR" yazı dizimizi 12. gününde elimizde olmayan nedenlerle kesmek durumundayız. Okurlarımızdan özür dileriz.Y E T CUMHURÎ Özal: Demokrasiye geçtik (Baştarafı 1. Sayfada) "sıcak" diyalogdu. Özal'ı karşılayan Kaygusuz'un adı seçim otobusünden anons edilen isimler arasındaydı. Vilayette de Ozal'ın yanında yer alan Kaygusuz'un Özal'ın Kağızman'daki konuşması sırasında bir ara " j a ş a " diye mınldandığı da duyuldu. ANAP Kars il Başkanı MDPli milletvekilinin Özal'ın konvoyuna katılmasıyla ilgili olarak, "Bizimle flört halindeydi, şimdi nişan var" dedi. Kaygusuz "Cumhuriyet" muhabirinin sorusu üzerine bu "sıcak yakınlaşma" hakkında şöyle konuştu: "ANAP'a gecmem diye bir durum yok. Sayın Başbakan'ı karşıladık. Zaten yasa başka bir partiye girmeye müsaade etmez." Başbakan Özal, Kars'tan Erzurum'a uçağa gelirken yolda gazetecilerin çeşitli sorularını yanıtladı. Gazetemizde dün yer alan Calp'ın "Demokrasiye geçtiğimizden söz edemeyiz" biçimindekı sozlerinin hatırlatılması uzerine Özal, şunları soyledi: "Herhangi bir ne ilave, ne çıkartma uzerinde konuşurum. Türkiye üç senelik bir aradan sonra demokrasi rejimine geçiyor, geçti" dedi. Ozal, demokratik rejim üzerinde görüşlerini şöyle açıkladı: "Her memleketin durumuna göre, biraz da izafi olarak tarif edilir. Yani demokratik sistemin icaplan, Almanya'da başka türlü olabilir, biraz daha nüans farklan vardır. Fransa'da daha başka tiirlü. Amerika'da, İngiltere'de başka türlü olabilir. Ama genel olarak şöyle ifade ederseniz, halkın seçtiği idareler iktidar olursa, orada demokrasinin temeli var demektir. Ondan sonra demokratik bir takım müesseseler var. O müesseseler kuvvetlenirse, hakiki rollerini oynayabilirlerse basın, sendikalar, universiteler, demokratik sistem içerisindeki müesseseler, onlar da hakiki rollerini oynayabilirlerse zaman içersinde o vakit demokrasi bütün icaplarıyla yerleşmiş olur." Özal bu zaman ne kadardır? sorusuna, "Bizim için bir şey söylemedim, genel olarak konuştum. Bizde yerleşiyor. Ama merak etmeyin" karşılığını verdi. Özal, sıkıyönetimin devamı konusundaki görüşlerini şöyle açıkladı: "Zor bir dönemden geldik. Bir atasözü vardın Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer diye.. Onun için bu konuda dikkatli olmak raecburiyetindeyiz. Kademe kademe sıkıyönetim yerini normal yönetime bırakıyor. Yedi ayhk sürede,26 ilden kaldınldı." Özal, TARİŞ'in İplik Fabrikalarının Sümerbank'a verihnesi konusunda da şunları söyledi: "Buna karşı çıkabiliıier. Biz dunıma bakacağız. Neyse doğrusu onu yaparız. İplik fabrikalannın artık TARİŞ'in bünyesinde olması mümkün değil. Ama TARİŞ'in ortaklığı olabilir, halka açabiliriz." Özal, işçi çıkartma yasağı konusundaki bir soruya da şu yanıtı verdi: "Sıkıyönetim ve olağanüstü hal durumlarında bir müddet daha devam edecek. Olağanüstü hal dunımlan biraz daha farklı zannediyorum. Ama sıkıyönetimler kalktıkça olağanüstü hale geçişlerde gene bir müddet hafif devam eder, ama sonra yavaş yavaş kalkacak." TV'deki "İcraatm tçinden" programının üç büyük ille ilgili olduğunu, Ağrı ile ilgili bir bölümün bulunmadığını belirterek, programın Ağrı'da yayınlanmaması için bir neden olmadığım söyledi. Özal, "hükümetin icraatı nın ölçümü bir genel seçimdir. O da 1988'de. Umutlannı oraya bağlasınlar" dedi. MEHMED KEMAL POLITIKA VE OTESI Delinin Delisi de Var... Bir yandan sıcak, bır yandan hayat pahahlığı. fıttıran fıttırana... Adam kendini elektrik direğine sarmış sarmalamış durmadan bağırıyor: "Ben peygamberim... Sizi kurtaracağım." "Sen önce kendini kurtar, bizi sonraya bırak." Çevresinde meraklı kalabalık gittikçe artıyor. Zaten bizim millete şamata gerek. Bir yerde şamata görmesin, birikir de birikir. "Sen peygamberim..." "Yaşa, var ol!.." "Sizi ben kurtaracağım." Hiç kimse önce kendini kurtarmaz, ille de milleti kurtarır... Sen kendini kurtar da millet şurada kalsın demeyin... Özverilidir bizim deliler, ille de milleti kurtaracaklar. Nasıl kurtaracaklarını kimse sormaz. Niye sorsun ki, millet kurtarılmaya alışmıştır. Eminönü Meydanı'nın en karmaşık olduğu saatlerde çıplak bir adam elektrik direğine tırmanıyor da tırmanıyor. Kalabalık da bunu gördüğünde artıyor da artıyor. Adam niye tırmanıyor, bu kalabalık niye böylesine kabardıkça kabarıyor, akıl sır erer gibi değildir. Şamata var ortada, gönül eğlendiriyor herkes. "Ben sizi kurtaracağım." "Nasıl kurtaracaksın?" "Uzaktan kumandalı televizyonlar var ya, tıpkı öyle..." "Nasıl nasıl?" "Uzaktan kumandalı televizyonlar gibi... Bu direğe onun için çıktım. Buradan kumanda ederek sizleri kurtaracağım." "Kimden kurtaracaksın?" "Hayat pahalılığından." "Biz ortadireğiz, bizi hayat pahalılığından Özal kurtaracak... Senin kurtarmanj istemiyoruz." "Özal oraya sizin oylannızla geldi. Bense oy istemiyorum. Ben Cenabı Hakkın buyruğuyla geldim. Onun buyruğu ile uzaktan kumanda ederek sizleri pahalılıktan kurtaracağım." "Yaşa, var ol, elin dılin dert görmesin." "Ben uzaktan kumandalıyım. Beni Tann kumanda ediyor. Son peygamberim ben." "Yaşa kumandan." "Kumandan değilim, peygamberim. Kumandan değil, kumandalıyım... Beni Tann kumanda ediyor" Peygamber sanan söyler. birikmiş olan meraklılar alay ederler. Kimin ne söylediği anlaşılmaz bir hale dönüşur. Derken ilgililer de haber almışiardır. Güvenlikçiler gelirler, direkten indirmek isterler. "İn hadi aslanım bakalım. Yeter, in artık!" "İnmem." "Niye inmiyorsun, sana bir şey yapacağımız yok." "Zaten bana bir şey yapamazsınız. Ben peygamberim, burada bir şeyi ispatlamak istiyorum." "Neyi ispatlayacaksın?" "Parasız, pulsuz da yaşanabileceğini, para olmadan da hayatla mücadele edileceğini ispatlayacağım. Bana biraz izin verin. Bu direğin uzerinde birkaç gün kalayım. Yemeden içmeden, parasız pulsuz nasıl yaşanacağını ispatlamak istiyorum. Bana biraz izin verinF' "Hele sen biraz aşağı in, bu sıcakta orada fazla durulmaz. Hava serinleyince yeniden çıkarsın." "Olmaz, beni kandırmak istiyorsunuz." "Ne diye kandıralım, serinlikte çıkarsın diyoruz." "İnmem, beni kimse indiremez." Sorumlunun biri daha çok sorumlu olanın kulağına bir şeyler fısıldar. Oda gider bir testere edinir ve direktekine bağırır: "İnmeyecek misın?" "İnmeyeceğim." Elindeki testereyi gösterir: "Öyleyse ben de direği dibinden keseceğim. Sen de düşeceksin ne peygamberliğin kalacak, ne ermişliğin..." "Aman durun, kesmeyin, hemen iniyorum. Benden daha delisi de varmış, direk kesiyorf' ULAŞIM PROJE: İstanbul içi ve çevresindeki 2.100 km. bozuk yolun yapılması. BAŞLANGIÇ TARİHİ: Başladı ve sürdurulüyor. BİTİM TARİHİ: Bir yılda 900 km. yol stabilize yapılacak. İki yıl sonunda tiim yollar stabilize olacak. Beş yıl sonra bu yollar asfaltlanmış olacak. KAYNAK: Suudi Arabistan fonu ve ünar affından sağlanacak gelir. yuk bir bilgiişJem merkezi kuruİuyor. ASFALT TAMİRİ: Bitti OTOPARK: 11 tane katlı otopark yapılıyor. Üst katları duğün ve tiyatro salonu olacak. BEYOGLU VE KUMKAPI: Trafiğe kapalı turistik bölgeler olacak. istanbul (Baştarafı 1. Sayfada) DALAN Bu her uç projenin de bitişi 54 yıllık programlara bağlanmıştı. Bu muddetlerin hepsini kısaltıyoruz ve 24 aya sıkıştırmaya çalışıyoruz. İki yıl. Bir yıl da marj koyalım, 3 yıl sonra yani 1987 yılında artık Ataköy civarı pis kokmayacak öyle mi? DALAN Evet kesinlikle pis kokmayacak. Aynı sürenin sonunda kokmayacak yerlerden birisi de inşallah Haliç'imiz. Üç sene sonra Haliç'i Altm Boynuz yapmak bizim boynumuzun borcu. Kredi alınıyor mu? DALAN Bunun parası üç senedir var. Yani şöyle söyleyeyim, aslında proje Haliç'i kurtarma projesi değildi. Bu proje aslında kanalizasyon projesidir. Biz Kolomb'un yumurtası gibi o projeyi Haliç'i kurtarma projesi haline getirdik. Kadıköy yakasının da kanalizasyon işi çok önemli bir boyutta. Örneğin Kalamış Koyu bir pislik çukuru gibi. DALAN Kadıköy'den taa Bostancı'ya kadar giden bölumün kanalizasyon işi de bu 5 yıl içinde mutlaka bitirilecek. Şöyle düşunülecek olursa, İstanbul'un aşağı yukan yüzde 5060' ının kanalizasyon işi bu 5 yıl içinde bitirilecek. Evet, hatta bu konuda bir söz vardır. Akıllı belediye başkanı heykel diker akılsız belediye başkanı kanalizasyon yapar derler. DALAN Tamam, bravo, biz işte akılsız olmaya razıyız. Yeter ki şehrimiz gerekli hizmetleri alabilsin. Gösteriş yapmaya gelmedik. İş yapmaya geldik. Bu yüzden kanalizasyon işine büyük önem veriyoruz. Ne kadar para gerekiyor kanalizasyon ve arıtma tesisleri için? DALAN Tamamı için 400 milyar lira. Bu parayı nasıl bulacaksınız? DALAN Para önemli değil. Önemli olan projeleri tamamlayıp, hızh çalışan ekiple işe girişmek. Para yoksa bile bulunur. Parası var bu işin. Kanalizasyon konusunda verdiğiniz sözleri unutmayacağız. Şimdi gelelim bir başka konuya: Çöp. ÇÖP GÜBRE OLACAK DALAN Zannediyorum ki şu konuşmayı, söyleşi diyorlar değil mi söyleşiyi 15 gün sonra yapsaydık size kesin söyleyebilirdim. Ama şunu söyleyeyim ki üç tane firma ile ciddi noktalara vardık. Biz belediye olarak arsayı vereceğiz. Bu firmalar şehrin 5 noktasında gunde 5 bin ton çöpü işleyip gübre haline getirecekler. Bunun dışında hiçbir katkıda bulunmayacağız. Yani gübreyi vereceğiz. Arsaları vereceğiz. Bu firmalar da fabrikalan kuracaklar. Belli bir süre gübreyi vereceğiz. Onlar işletecek ve çıkan gübreyi alacak. Sonra fabrika kendini amorti etti mi fabrikayı da bize devredecekler. Böyle bir formül bulduk. Bu formül de geçerlik kazandı. Görüşmeler bitmek üzere. Yani bir aya kadar neticeyi kesin alacağız. Çöp konusunda da bu sene içinde bağlantılar yapılacak ve bir yıl içinde de fabrikalar kurulmuş olacak. Anladığım kadanyla beş yıllık bir planlama yaptınız her konuda.. DALAN Seçim müddetimiz beş yıl. Beş yıl içinde bu işleri bitirmemiz lazım. Seçim muddeti içinde bitireceğimiz işlere girişmemiz lazım. Bazı işler daha sonraki yıllara da sarkar, ama genellikle hızh çalışarak 5 yıl içinde bitirmemiz lazım. KANALİZASYON PROJE: Ataköy Arıtma Tesisi BAŞLANGIÇ TARİHİ: lhale aşamasında BİTİM TARİHİ: 1987 KAYNAK: Dünya Bankası kredisi ve iç finansman PROJE: Difcer arıtma tesisleri BAŞLANGIÇ TARİHİ: Projeleri hazırlanıyor. BİTİM TARİHİ: Yüzde 6O'ı 5 yıl içinde KAYNAK: Dünya Bankası kredisi ve iç finansman DİĞER PROJELER OTOBÜS: Arızalı otobüsler onarılıyor. 100 gunde 300 otobüs onarılıp sefere konuldu. Otobüs duraklannın arası açılarak hız kazanıp sefer sayısı çoğalmış olacak. DENİZ OTOBÜSÜ: 150200 arasında hızlı deniz otobüsü alınacak. Iskeleler onarılacak. 16 deniz mili hız yapan deniz otobüsleri Pendik'ten Bostancı'ya kadar tüm sahillerde hızla yolcu taşıyacak. HIZLI TRAMVAY: Bu yıl sonunda temeli atılacak. ilk etapta Yenikapı'dan TopkapıBayrampaşaAtışalanı'na kadar olan bölüm bitirilecek. 5 yıl sonunda AtışalanıBakırköyYenikapı parkuru tamamlanmış olacak. Maliyeti 50 milyar. Kredisi hazır. EGZOZ ÖLÇÜMÜ: Şehirde dolaşan araçların egzoz gazları olçülecek. HALLER: îsteyen özel hal kurabilecek. TANZİM SATIŞ MAĞAZALARI: Kapanacak. AĞAÇLANDIRMA: Ihlamur ve sakız ağaçları dikilecek. BÖLÜŞÜM: 15 ilçe belediyesi ile büyük şehir belediyesi arasındaki personel, malzeme, araç bölüşümü ilk yüz günde bitti. BİLGİSAYAR: Belediyede bü HALİÇ PROJE: Haliç'in temizlenmesi BAŞLANGIÇ TARİHİ: Haliç çevresinin kuşaklama kollektörleri ihale aşamasında. Kanalizasyon için yapılacak bu kollektörler Haliç'in temizliğinde kullanılacak. BİTİM TARİHİ: İhaleden iki yıl sonra. 1987'de. KAYNAK: Kanalizasyon için Dünya Bankası'ndan sağlanan krediyle. ÇÖP PROJE: 3 tane çöp fabrikası kurulması. BAŞLANGIÇ TARİHİ: Bir ay içinde görüşmeler tamamlanıyor. BİTİM TARİHİ: İhaleden bir yıl sonra 1985 sonu. KAYNAK: Harcama yapılmayacak, fabrikadan elde edilecek gübre verilecek. TRTnin savunması: Eldeki tek yedek San Remo''\du ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Televizyonda onceki gece haberlerle başlayan ve yayın süresince hemen hiç ara vermeksizin suren "elde olmayan •edenler" olayı önemini korurken, televizyonun yayını dün gece de aksadı. TRT Televizyon Dairesi yetkilileri dün uzun süre toplanarak konunun nedenJerini araştırdılar ve aksaklıklara çözum aradılar. TRT yetkilileri aynı bandın üst üste beş kez yayın arasına sokulmasının nedenini, " e l d e bir tek yedek banl bolunması" olarak açıkladıiar. Izleyiciler, aynı gecede müzik yaymı olarak yalnızca "San Remo 1984" bandının yayınlanmasını protesto ediyor ve yayını alaylı bir dille eleştirerek, bir radyo televizyon kuruluşu için izleyicinin karşısına, "Yayın yapan stüdyolann bulunduğu bölgede elektrik kesintisi olduğu için" diye bir mazeretle çıkmanın "ayıp" olduğunu bildiriyorlar. Elektrik mühendisi olduğunu bildiren bir izleyici aynen şöyle dedi: "Bugiin bizim ülkemizde bile büyük otellerin, işyerlerinin, gazetelerin jeneratorü var. Koskoca devlet kuruluşu TRT bu saydıklarım kadar olamıyor mu?" Aynı izleyici, çok değil, 40 kilovathk bir jeneratörle bu sorunun çözumlenebileceğini ve bunun da TRT'ye büyük bir sıkıntı getirmeyeceğini bildirdi. Anımsanacağı gibi TRT'de önceki gece ilk arıza 20.30 Haberleri'nin okunduğu sırada baş göstermiş ve 15 dakikaya yakın bir süre TV ekranının "pusulayı kaçırması"na neden olmuştu. Daha sonraki üç arıza da "Sanayileşmenin Neresindeyiz?" konulu yuvarlak masa programı yayınlanırken ortaya çıktı. Programın son üç dort dakikası bu "elde olmayan" ve spikerlerin utanıp sıkılarak özür dilemesine neden olan arıza yüzünden, tüm hamlelere karşın yayınlanamadı. San Remo 1984'ün yayını gece yarısına kadar sürdürüldü. Daha sonra da çok uzun suren arıza nedeniyle yayın programında bulunan Devlet Klasik Türk Müziği Korusu'nun Konseri'yle, 1984 Kâinat Güzeli Yarışması'nın yayınlanamayacağı " ö z ü r " dileyerek duyuruldu. İzleyicilerin birçoğu da telefonlarla, "Sanayileşmenin iyi bir yerinde olduğumuzu anlatan aynı görüşteki üç konuşmacıya doğa koşullarının en güzel yanıtı verdigini ve bunun bir talihsizlik olduğunu" bildirdiler. Ote yandan TRT yetkilileri, neden hep aynı bantın yayınlandığı sorusunu yanıtlarken, "Çünkü elimizde bir tane yedek yayın bantımız vardı" dediler. Dun TRT'de bu konuda bir toplantı yapıldı. TRT'nin tüm birim başkan ve yardımcılan Genel Mudur Tunca Toskay'ın başkanlığında toplanarak konuyu görüştuler. Sabah saatlerinde başlayan toplantı geç saatlere kadar sürdü. Televizyonun yayını dun gece de aksadı. Altın Kız adlı dizi oynarken saat 21.45 sıralarında elektriklerin kesilmesi sonucu yayına diğer studyodan muzik, manzara ve TRT'nin yayına başlama filmi gosterilerek devam edildi. Yayın kesikliği 15 dakika kadar sürdü. 5 yabancı uyruklu da Haber Merkezi Dikkatsizlik ve aşırı hız nedeniyle meydana gelen trafik kazaları son gürtlerde çok sayıda yurttaşın canını alıyor. çoğunun da sakat kalmasına yol açıyor. EskişehirAnkara karayolunun Beypınar mevkiinde Hollanda uyruklu Hans Ordenbooy'un kullandığı 06 YE 829 plakalı özel otomobil, virajı alamayınca karşı yönden gelen Ali Zeyrek'in yönettiği 43 AL 956 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada Hans Ordenbooy ile Young Jan ve soyadı belirlenemeyen Karoline adlı kadın öldü. Kamyon şoförü gözaltına ahndı. İkinci kaza EskişehırBursa karayolunun 5. kilometresinde meydana geldi. Suudi Arabistan uyruklu Muhammed Yusuf Balta'nın kullandığı Suudi Arabistan plakalı minibüs, aşırı hız nedeniyle yol kenarındaki ağaca çarptı. Kazada Yaser Muhammed Balta (16) ile annesi Rabia Muhammed Balta ölürken. sürücü Muhammed Yusuf Balta, Bekir Balta, Mustafa Balta, Nuhed Balta ve Fatma Muhammed Balta yaralandılar. Yaralılar Eskişehir'de tedavi altına alındılar. İzmit İstanbul E5 karayolunun Tavşanlı rampasında kamyon ve iki özel otomobilin zincirleme çarpışmasmda Mehmet Yaşar Karaböcek öldü. Yaralanan 10 kişi Haydarpaşa Nuraune hastanesine kaldınldı. Kartal Maltepe'de 55 yaşlannda bir kişi minibüs otobüs çarpışması, Tozkoparan'da Turgay Öz (5) otomobil çarpması sonucu öldüler. Muğla'da Marmaris bulvarında lastiğinin patlamasından sonra kaldırıma çıkan aracın çarptığı Yusuf Budak ve Göksel Aldan öldü, 6 kişi yaralandı. kurbanı oldu trafik TRT sanayileşmenin (Baştarafı 1. Sayfada) Türk sanayicisi bugün Allaha şükür ihracat yapan lastik fabrikalan kuruyor", sözleriyle konuya biraz aşina herkese Lassa'nın 10. kuruluş yıldonümünü hatırlatan Sabancı, tam İsviçre'nin saat teknolojisi satarak nasıl koşeyi dönduğunü anlatırken TRT'nin dakika ve saatlere sığmayan yeni bir azizliğine uğradı. İki hafta önce "SenUer" dizisini ortasından başlatarak izleyicilere "sefiller"i oynatan TRT televizyonu dünkü faullerine daha olimpiyat yayını sırasında başladı. Olimpiyat meşalesini stadyuma getiren bayan atletin, 1936 olimpiyatının unutulmaz şampiyonu Jesse Ovvens'in torunu (Ingilizce "grand daughter") olduğu ilan edilirken TRT'mizin Los Angeles'teki sunucusu bunu "Jesse Ovvens'in büyük kızı" olarak tercüme ederek bundan sonraki Olimpiyat yayınlarında da orijinal buluşlarla karşılaşacağımızın müjdesini verdi. Daha sonra 20.30 haber bülteninin "elektrik anzası" nedeniyle uzunca bir kesintiye uğraması gecenin "eğlenceli" geçeceğinin ikinci göstergesi oldu. Ama asıl eğlence Sabancı'nın İsviçre saatlerinden söz etmesiyle başladı ve tam Sabancı konuşurken kararan ekran ABD'li zenci boksörün terli yüzünü göstererek yeniden aydınlandı. Olimpiyat oyunlannı "saat farkı nedeniyle" bir gün gecikmeli ekrana getireceğini açıklayan TRT televizyonu her halde Sabancı'nın İsviçre saatleriyle saat farkı arasında bir bağ kurmuş olacak ki Olimpıvat boks karşılaşmalanndan bir bölümü. "Sanayileşmenin "Neresindeyiz" programının "aranagmesi" olarak ekranagetirdi. Bu ilginç geçişi izleyen ve sanayinin geleceği kadar sporla da ilgilenen izleyiciler, "demek ki olimpiyat oyunlanndan canlı yayın olanağı varmış" diye düşünülürken Kanadalı rakibini yenen ABD'li boksörün elinin havaya kalktığını ve ondan hemen sonra siyah deri ceketli bayan şarkıcının bir kez daha ekrana geldiğini gördüler. TRT müzikseverleri de düşünmüş ve "Sanayileşmenin Neresindeyiz' programının sonunu bekleyenlere aynı müzik parçalarını üstüste birkaç kez dinletmeyi uygun görmüştü. Bu bir saatlik zorunlu aradan sonra sanayileşmenin neresinde olduğumuzu çok daha iyi anlayan sabırlı izleyiciler, kâinat güzelini göremediklerine de çok üzülmediler. Nasıl olsa böyle evlere şenlik bir TRT'miz varken bir gece olimpiyat yayını kesilince onun yerine "Kâinat Güzeli Yarışması" ekrana gelirdi. Önemli olan sabırlı olmak ve beklemesini bilmekti. Gerçi KİT'leri eleştirmekte ve tarıma dayalı sanayinin önemini vurgulamakta birbirleriyle yanş eden uç işadamımız Asım Kocabıyık, Sakıp Sabancı ve Şank Tara geleceğe de oldukça ümitvar bakıyor, Türkiye'nin, Türk sanayünin AET'ye girme konusunda cesur olması gerektiğini söylüyorlardı, ama TRT'miz Türkiye'nin hangi sanayileşme ve teknoloji aşamasında olduğunu galiba çok daha açık biçimde gösteriyordu. Sabancı TKT'ye kızdı "Sünepe yayın oldu" Olağanüstü (Başıarajı 1. Sayfada) den cıolayı yargı yoluna başvurulamamanın boşluklar yaratacağını, bunun da keyfi idare doğuracağını söyledi. AVCI: HUKUKA UYMUYOR DYP Genel Başkanı Yıldıram Avcı valilerin idari işlemlerinden dolayı yargı yolunun kapatılmasını "yanlış bir şey" olarak nitelendirdi. "Her yetkinin bir sorumluluğu vardır" diye konuşan Avcı şöyle dedi: "Yetkiler arttıkça bunun hangi sorumluluk çerçevesinde kullanılacağı getirilecek yeni düzenlemelerle açıkça belirlenmelidir. Valilerin her icraatı için yargı yolu açık olmalıdır. Aksi bir tutum hukuka uymaz. Valilerin idari işlemlerinden dolayı yargı yolunun olağanüstü hal yönetiminde de olsa kapalı tutulması memlekette valilerin sorumsuzluğu riizgânnın esmesine sebep olur." MDP: OLUMLU KARŞILIYORUZ MDP Genel Sekreteri Ülkü Söylemezoğlu tasarıyı henüz incelemediklerini belirterek olağanüstü hal ilan edilen illerde ülkeyi ve devletin bütünlüğunü bozmaya yönelik durumun mevcut olabileceğini savunarak " O bakımdan valilere olağanüstü yetkilerin verilmesini normal karşılıyorum" dedi. ÇOĞU ÇOCUKTU Bir hayır kuruluşunun dağıttığı bedava pirinci almak için toplanan 2 bin kişinin yarattığı izdihamda ezilerek ölenlerin çoğunluğu çocuklardı. (Fotoğraf: AP/a.a.) TaylancPda bedava pirinç (Baştarafı 1. Sayfada) paraları (190 lira) 2 bin kişi kapıştı. Bangkok polisinin bir sözcüsü, yaralılardan bazılarının ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını belirterek, "Ölü sayısı daha da yükselecek gibi gorünüyor," dedi. Pathumrangsri Birliği adh hayır kuruluşunun kapısmda meydana gelen izdihamda ölenler arasında 9 yaşındaki bir erkek vocuğunun da bulunduğu bildirildi. Olaydan dolayı herhangi bir tutuklama yapılmadı. Avrupa ve Kuzey Asya kültürlerinin aksine temel gıda maddesi olarak ekmekle değil pirinçle beslenen Tayland, aynı zamanda pirinç ihraç eden ülkeler arasında yer alıyor. Kişi başına ulusal gelir yılda 758 dolar (288 bin lira). Tayland, yılda 2 milyar dolara yakın ticaret açığı veriyor. tSTANBUL (THA) Saban a Holding Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Sakıp Sabancı, TRT'de yayınlanan "Sanayileşmenin neresindeyiz?" konulu açıkoturum sırasında yayının sık sık kesilmesini "çağdışı" olarak değerlendirerek, "20. yüzyıl elektronik çağında, alfabenin a'sı olan televizyonu açıp kapatmasını bilmiyoruz. Tam ileri teknolojiden söz ederken, yayının kesilmesinc şaştık kaldık. TV'nin açıkoturumu siinepe yayın oldu" dedi. Her yıl Türk teknolojisinin daha ileriye gitmesi gereİcirken TRT'nin geriye doğru adımlar attığını söyleyen Sabancı, Lassa bayiler toplantısından sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlarken şöyle dedi: "TRT'de daima birtakım kesintiler olur. Ancak bu defa tolcrans sınınnı aştı. Tam ileri teknolojiden söz edip İsviçre'yi örnek verirken TRT yayınının kesilınesine şaşınp kaldık. Tiim ülkeler 20. yüzyıl elektronik çağuıdan yararianmayı biliyor. Oysa biz daha alfabenin a'sı olan televizyonu açıp kapatmasını bilmiyoruz. Diğer ülkeler her yıl daha iyiye giderken bizim TRT geriye doğru gidiyor." Kuşadası'nda bir İngiliz turist bogazı kesilerek öldürüldü KUŞADASI (Cumhuriyet) Kuşadası'nda dun bir İngiliz turist boğazı kesilerek öldürülmüş olarak bulundu. Yılancıburnu mevkiinde cesedi bulunan İngiliz turistin 20 yaşlarında Londra'da üniversite oğrenimi gören Richard Muriel ol duğu beiirlendi. Edinilen bilgiye göre Muriei dün sabah bisikletiyle kaldığı motelden ayrıldı, ancak geri dönmedi. Saat 17 sıralarında Mehmet Zafertaş tarafından cesedi görülen İngiliz turistin üzerinden kimlik ve para çıkmadığı bildirildi. Polis olayla ilgili olarak ilçede tombalacılık yapan Mehmet Zafertaş'ı (30) şüphe üzerine gözaltına aldı. AKAN ENGINEERING REQUIRES A project manager site engineer and surveyor vvith a fluent English knowledge for our sewerage project in Saudi Arabia. Applicants should bring ciriculum vitae in English and one picture on friday. For appointment please call 172 48 70 (3 lines) İstanboul. HÜSEYİN TOYGUN'u genç yaşında yitirmenin üzüntüsü içindeyiz. MUSTAFA ÖZSÖNMEZ