25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rCumhuriyet ABD Denizaşırı Yatırımlar Örgütü Ö OPIC'in Türkiye için hazırladığı resmi raporda, "Yabancı sermaye ve yatırım ikliminde gözle görülür bir anlamlı gelişme var" deniliyor. KENAN MORTAN ANKARA Yaklaşık iki yıldır Türkiye'de yatınm yapmak için çeşitli ziyaret ve ilişkiler gerçekleştiren ABD Denizaşırı Yatınmlar Örgütü OPIC'in Türkiye için hazırladığı resmi raporda, "Yabancı sermaye ve yatınm ikliminde gözle görülür bir anlamlı gelişme var" denildi. ABD'li girişimciler için hazırlanan ve çeşitli bölümlerden oluşan yaklaşık 300 sayfahk "CERP 0004'" numaralı raporda Türkiye'nin politik konumundan başlayarak bir dizi konuda değerlendirme ve saptama yapılıyor. Genel olarak "olumlu" başlıklar taşıyan raporda, özellikle bürokrasinin durumu konusunda kuşkular açıklanmakta ve bu arada sınırlı bütçe kaynakları nedeniyle Türkiye'nin daha çok kısa dönem projelerinin finansmanına ilgi duyduğu kaydedilmekte. Yatınm ikliminin araştırıldığı raporun bir bölümünde Turk hükümetlerinin yaklaşımı şu sözlerle değerlendiriliyor: "Türkiye'nin yeni ekonomik reform programını yürürlüğe koymasından sonra, Türk hükümetlerinin yabancı sermayeye olan resmi yaklaşımı kadar, yatınm ikliminde gözle görülür anlamlı bir gelişme saptaması yapılmıştır. Oysa, 1979 yılına dek Türk milli geliri 50 milvar dolara ulaşmasina *e son derece özendirici yabancı sermaye >asasına karştlık, ıngulama yabancı sermayeyi uzaklaştırıcı nitelikteydi." Biirokrasi 1980 yılından sonra benimsenen programın katı esaslar yerine piyasa ekonomisine geçişi Ö7en<iirdiği kaydedilen raporda, özel sermaye ile yabancı sermayenin ilk plana alındığı kaydediliyor, bu "olumlu" genel yaklaşıma karşılık bürokrasinin tarihi işlevine uygun "olumsuzluğunu" sürdurduğü belirtilen raporda, bürokrasiden şu şekilde söz ediliyor: "Açıklır ki, tepedeki felsefenin yansıması bir hayli zaman alacaktır. Yatınmı özendiren çok açık yasa ve yönetmeliklere karşüık bürokratik çarkın ağır işlemesi, işlemin uzamasına ve gerçekleşmenin sarkmastna neden olmaktadır. Bu nedenle Sahıbi: Cumhurijet Malbaaalık ve Ga7elecılık Turk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, 0 Genel Ya>ın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: Kmine l'şaklıgil, Yazı l>len Muduru: Oka> (îönensin, 0 Yazı Işleri Mudur Yardınıcısı: Ahmel Korulsan, Haber Merkezi Muduru; \alçın Bajer, Sayfa Du/eni Yoncımenı: Ali Acar. TAKVİM 31 Temmuz 1984 Imsak: 4.05 Güneş: 5.51 Temsılaler. ANKARA: Yalçın Uogan, IZMİK: Hikmel Cetinkava. ADASA: Mehmel Mercan, # Serııs Şeflerı: Islanbul Haberlerı: Reha Ö Î , Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomı: Osmaıı llagav, Kulıur: A>dın Kmeç, Magazin: Yalcın Ptk$en, Spor Danıjmanı: Abdulkadir Yuıelman, Duzeltmc: Refik Uurbaş, Araşiırma: Şahin Alpa), USendıka Şukran Kelenci. Burolar: % Ankara: Ziya Gokalp BuKarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 3311414'', • İzmir: Halıt Ziya Bul\arı No: 65'3, Tel: 254709131230 • Adaııa: Çakmak Cad No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ıe Yavan: Cumhuri\et Matbaacılık' \e Gazetedlik T A.Ş. Turk Ocaâı Cad. 39'41, Cağaloğlu, Isı PK 246lst. Tel 5209703 Tele\ 22246 ögle: 13.15 Ikindi: 17.10 Akşam: 20.29 Yatsı: 22.07 "Politik risk"e sigorta OPIC raporunda, "Ekonomik istikrar programının yürürlüğe konulmasından çok daha fazla zaman alacak olan şey, bürokrasinin bu kararlara uyumunu sağlamaktır" diye yazılıyor. açıklıkla sö>lemek mümkündür ki, bir ekonomik istikrar programının yürürlüğe konulmasından çok daha fazla zaman alacak olan bürokrasinin bu kararlara uyumunu sağlaraak olacaktır. Bu özellikle ekonomik oryantasyon (yönlendirme) konusunda güç olacaktır." Türkiye'nin geçmîşinde herhangi bir "millileştirme" hareketine rastlanmadığı ve beklenmediği özellikle kaydedilen raporda yakın geçmişte tek sorunun döviz yokluğundan yapılmayan transferler olduğu bildiriliyor. "Bu arada zorlanmalara karşılık transferler yine de yapılmıştır" denilerek yatınm \apacak yabancı şirketlere "olumlu" bir tablo çizildiği gorülüyor. Aynca, OPIC'in (Amerika Denizaşırı Yatınmlar Örgütü) ABD çıkışlı yatırımlarda politik risklere karşılık sigorta garantisi verdiği de belirtiliyor. Raporda, uygulanan ekonomik istikrar programı sonrası temel ekonomik göstergelerin olumlu değişiklik göstermesine karşılık "strüktürel" olarak nitelenen yapısal reformların fazla yer almadığı özellikle vurgulanıyor. Ancak hükümetlerin gosterdiği olumlu yaklaşım ve bu ABD yatınmcılarınm örgütü OPIC Türkiye raporu verdi arada yapısal sorunlar ve işsizlik konusuna daha büyük önem verileceği raporda yer alıyor. Düzelen yatınm ikliminin ABD çıkışlı şirketler için daha elverişli bir ortam hazırladığı yinelenen raporda, özellikle ham madde ve yatınm malları konusunda buyuk bir potansiyel olduğu belirtilmekte ve bu alanlara ">atırım çağnsı" yapılmakta. Yabancı sermaye gelişimlerini tarihi perspektif içinde değerlendiren rapor, bu konuda şu görüşleri yansıtıyor: "Tarihi gelişim içinde Türki>e'ye akan vabancı sermaye azdır. Ancak son Uç yıldır onemli bir gelişim görulmektedir. Ancak bu şekilde gelen yabancı serma>enin yaklaşık >üzde 50'lik bölümü Türkiye'nin garantisiz dış licari borçlannın tasfiyesi olarak ve ayni olarak gelmiştir. Bazı firmalar ise, Türk Lirası alacaklannı sermayelerini artırmak için kullanmışlar, bir kısmı ise, bu haklarını devretmişlerdir." Kıyı şeridindeki villalar da imar affı kapsanuna giriyor Gümüldür'de birçok villa kıyı şeridini aşmış. 1981 'de bu villalar için yıkıtn kararı alınmıştı. Şimdi bu konutların tümü İmar Affı Yasası 'na giriyor. Gümüldür'de köyün ortasındaki 3 katlı modern yapılar bile ruhsatsız. Hepsi aftan yararlanmak için bürolara başvurmuş. Belediye binası da Hazine arazisi üzerinde, tapusu yok. HİKMET ÇETİNKAYA GÜMÜLDÜR Ege sahil diliminde çarpık konutlaşmayı en belirgin biçimde Gümüldür yöresinde görmek olası. 1960'lı yıllarda başlayan kıyı yağmacılığının Ege'de doruk noktasına ulaştığı yerler burası. Gümüldür'ün ilkçağda adı Lebedos. On iki İonya kentinden birisi. Tarihin uygarlık yorelerinden belli başlı, hatta en onemli merkezi sayılabilir. Derme çatma yazlık konutların yanı sıra, yamaçlara sırtlarını vermiş villalar da görüyoruz. Kıyı şeridini aşmış konutlar çoğunlukta. 1981'de kıyı şeride uygulamasından sonra çok sayıda konut için yıkım kararı alınmıştı. Şimdi bu konutların tümü 2981 sayılı İmar Affı Yasası kapsamına giriyor. Sekiz kilometrelik bir sahil şeridine sahip olan Gümüldür köyünde, 800 kaçak yapı olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Esal Naci Çetin, imar affından yararlanmak için yapılan başvurulann çok düşük olmasından yakınıyor. Köyde bazı kişilerin yaptığı olumsuz propagandanın imar affından yararlanmak için yapılması gereken başvurulann yetersiz düzeyde kalmasına neden olduğunu savunuyor Çetin. "Başvurulann az olmasının tek nedeni bu mu?" diye sorduğumuzda şu yanıtı veriyor: Değil tabii. Ama bunun onemli bir neden olduğunu söyleyebilirim. Çunkü halk bu kişilerin sözlerine inanıveriyor, (Bunlann hepsi sahtedir, inanmayın onlara) diyorlarmış. DEMZ KIYISISÜA KOOPERA TIF Gumuldur'de deniz kıyısına kurulan 66 e\ ler kooperatifi, orman alanı üzerine kurulmasma karşın, buranın HazJne'ye devredilmesi sonucu yasadan yararlanacak. Kooperatifteki 80yapının yasadan yararlanmak için başvurduğu ve kısa süre sonra yeminli büroyla anlaşacağı belirtildi. (FOTOĞRAF: HAKAN KARA) 200 milyarın kaynağı Raporun ilginç bölümlerinden biri Türkiye'de büyük tartışmalara yol açan 200 milyar TL'lik gizli para arzı konusuna "zımnen" yer veren bölümü olmaktadır. Rapor, 1982 yılında para arzı konusundaki bu>Tik artışı Banker Kastelli'nin iflasına bağlayarak şu değerlendirmeyi yapıyor: "Vf 1 olarak tanımlanan para arzı 1982 yılında yüzde 40'lık bir artış göstererek 1.3 trilyon TL'ye yükselmiştir. Para arzındaki bu olağandışı artış Türkiye'nin en büyük bankeri olan Banker Kastelli'nin iflasından sonra Merkez Bankası'nın ticari bankalara yapmak zorunda kaldığı para yardımından kaynaklanmaktadır." "Gizli para arzı" şeklinde büyük tartışma yapılan konuyu açık bir biçimde Kastelli depremine bağlayan rapor değerlendirmesini şöyle sürdürüyor: "1982 yılında Banker Kastelli dışında birçok bankerin iflası o yılın en onemli olayı olup, bu konudaki yansımalar mali sektörde el'an yaşanmaktadır. Bu nedenle Maliye Bakanlığı iki orta ölçekli banka ve bir dizi bankeriik grubuna dönük operasyon yapmaya mecbur kalmıştır." Taşçıoğlu: Hemen her evde porno film oynatılıyor KÜLTÜR VE TURİZM BAKANTNDAN^ Porno kasetler dışandan kaçak olarak getiriliyor. Kimi geçip giden gençliğini yad etmek, kimi yaşamadığı konuları görmek için, kimi de başka nedenlerle seyrediyor. Sanatçıyı korumak, onlara destek oimak elbette güzel ve gerekli bir şey. Uygulamaya geçirilmesi için olayı bir kahba oturtmak gerek. Sanatçıyı koruyahm demekle olmuyor bu işler. Yollarını arayıp bulacaksınız. Porno filmler genel yerlerde gösterilmesin yeter. Gösterilirse gereken şeyler elbette yapılır. Ama insanların dört duvarları arasına aklımza estiği anda baskm yapamazsınız. JÜLİDE GÜLİZAR ANKARA Kültur ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, bugün her evde porno kasetlerin oynatıldığını, bunların dışandan kaçak olarak getirildiğini belirtti. Bakan, "Bunları önlemek için insanların dört duvarları arasına aklımza estiği anda baskın yapamazsınız" dedi. Taşçıoğlu, senaryo ve filmlerin denetlenmesine ilişkin tuzüğün yasak ve sınırlama getirmesine karşın iktidarın istemediği film ve kasetlerin ortada dolaştığı, bunun tüzüğün 12. maddesindeki zayıf halkadan mı kaynaklandığı yolundaki sorumuzu şöyle yanıtladı: "Belki burada zayıf bir halka kalmıştır ama, bu halkayı sıkı tutsanız ne olacak? Anlıyorum kastettiğiniz, porno filmler. Bunlann yüzde 99'u dışarıdan gelme ve porno kasetleri bugün hemen her eve girmiş durumda. Bu filmleri önlemek için bir sürü şey düşünülebilir ama ben meseleye bir başka açıdan bakıyonım. Bu tür filmler genel yerlerde gösterilmesin, yeter. Gösterilirse, gereken şeyler elbette yapılır. Ama insanların dört duvarları arasına aklımza estiği anda baskın yapamazsınız." maddesindeki "Cinsel konuları ahlak ve adaba aykın biçimde tşleyen fılmler..." cümlesinde kastedilen ölçünün ne olduğu yolundaki bir soruyu da Taşçıoğlu, "Bu ölçü pornodur" diye yanıtlayarak, şöyle devam etti: "Ne yapsanız engelleyemezsiniz kasetleri. Kimi geçip giden gençliği yadetmek, kimi yaşamadığı konuları görmek için, kimi de başka nedenlerle seyrediyor. Az önce söylediğim gibi porno kasetler hemen her eve girip çıkıyor." Kültür ve Turizm Bakanı, "Sizin eve de uğradı mı bu arada?" sorusuna kahkahalarla güldü. Bakan, birkaç ay önce İstanbul'dan gelen bir grup sinemacıyla sinemanın sorunlannı görüşerek kendilerini sabırla ve merakla dinlediğini belirterek şöyle konuştu: "Sinemanın sorunlannı anlattılar. Dinledim. Şikâyetleri genellikle sinemanın battığı, yok olduğu yolundaydı. Kurtarmak gerektiğini vurguladılar. Sanatçının korunması gerektiğini anlattılar. Sanatçıyı korumak, onlara destek ve yardımcı olmak elbette güzel ve gerekli bir şey. Uygulamaya geçirilmesi için olayı bir kalıba oturtmak gerek. Sanatçıyı koruyahm demekle olmuyor bu işler. Yollarını arayıp bulacaksınız." Bakan, devletin tiyatrolara yaptığı gibi bir yardımı sinema>a henuz yapmadığını, boyle bir şeyin ancak zamanla gerçekleşebileceğini belirterek, "Sinema politikasının içine bu konuyu en iyi şekilde yerleştirmek lazım. Yeterli paraları yok Ya başvunıların artmasını engelleyen diğer nedenler neler? Yurttaşlar imar affından yararlanmak için başvuru yapmaktan çekiniyorlar. Çünkü yeterli paraları yok bir çoğunun. Başlanna çok büyük masraf aça caklarından çekiniyorlar. Yeminli burolar ne kadar para alıyorlar? Biz belediye olarak evlerin metrekaresine gore belli bir fıyat saptadık. Yeminli burolar verdigimiz bu fiyatlan uyguluyorlar, örneğin 50 metrekarelik gecekondular için 57 bin lira, 100 metrekarelikler için 10 bin, 2 katlı 125 metrekarelik gecekondular için de 15 bin lira fıyat saptadık. Peki daha büyük yapılar yok mu? Var tabii. Onlar için de pazarlık yapılıyor. 50 binden 200 bine kadar para aldıklan oluyor yeminli büroların. Bu yapılann maliyetleri ne kadar? 10 milyon lira eder sanınm. Gecekondu deniyor, ama burada görülen > apılar gecekondudan çok villaya benziyor. Bu yapılann çoğu gecekondu olarak yapıldı. Daha sonrasözünu ettiğiniz gibi villa tipini aldı. Üç mahalle Gümüldür'de üç mahalle var. Her biri, sekiz kilometrelik sahil şeridinden üç kilometre içeriye doğru uzanıyor. Gumüldür Belediye Başkanvekili Selahattin Toyçelebi, 1983 yılında verilen beyannamelerde saptanan arsa rayiç fıyatlanrun mahallelere göre düzenlendiğini söylüyor. Buna göre Atatürk mahallesinde bulunan ve af kapsamına giren gecekondu için yurttaşın, arsanın metrekaresine 250 lira ödemesi gerekiyor. İnonü mahallesi için saptanan bedel 500, Fevzi Çakmak mahallesi için de 800 lira. Başkan Esat Naci Çetin'e göre başvurulann az olmasına bir neden de arsa fiyatlannın yanlış saptanmış olması. Bu konuda şunlan söylüyor Başkan Çetin: "Örneğin Esentepe dediğimiz gecekondu bölgesi, Fevzi Çakmak mahallesinde, denizden de üç kilometre içeride ve bir dağın tepesinde. Burada bulunan kişi, arsanın metrekarcsi için 800 lira ödeyecek. Deniz kıyısındaki kişi de aynı fiyatı. Gümüldür'de bugüne değin imar planı yoktu. 6 yıldır çıkmayan imar planını da iki ay gibi kısa bir sürede çıkardık. Bundan once yapılan yapılann ise büyük çoğunluğu kaçak. Şimdi kısmi imar planını tatbike başlıyonız. Varantepe Büyükçay arasındaki mevzii imar planı, Bakanlık tarafından tasdik edildi. Şimdi tüm yapılar plana ve ruhsata tabi tutulacak." 1957'de İmar Kanunu'nun çıkmasından bu yana Gümüldür'de birçok kaçak yapı yapılmış. Bunlann bir kısmının tapusu olduğunu, ancak kaçak yapıldığıru söylüyor Belediye Başkanvekili Selahattin Toyçelebi. Bu arada köyde dolaşırken, gordüğumüz yapı için, "Bunun nıbsatı var mı?" diye soruyoruz. Köyün ortasında üç katlı modern yapıların bile ruhsatsız olduğunu öğreniyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu Yardım konusuna sağlam temellere basarak başlamalısınız" dedi. Taşçıoğlu, bir soru üzerine de sinemanın altyapısının kurtarmadığı için devlet tarafından kurulmasının istendiğini bildifdi ve "Devletin bu işe el alması için altyapı ve onun üstüne kondurulacak üstyapının planlanması gerek. Özel sektörün olmadıgı >ere devlet girsin derim ben" şeklinde konuştu. ABD için anlanı Ekonomik istikrar politikaiarının uluslararası kredi itibannı yükselttiği, buna karşılık özel ve kamu yatınmlarını azalttığı kaydedilen raporda, bunun ABD yatırımcıları için, "daha sınırlı, ancak daha emin bir pazar" yarattığı aynı raporda yer alıyor. Sınırlı iç kaynaklara karşın Türk hükümetlerinin yatırım yapma baskısı altında olacağı kaydedilen raporda daha sonra şu görüşlere yer veriliyor: "Altyapı projelerinin finansmanı için sınırlı kaynaklara karşın, Türk hükümetleri planlı gelişmelerini surdürmek için gerekli projelere başlamak zorundadır. Herhangi bir yeni yatırım projesine başlanılmayan son üç yıllık durgunluk döneminden sönra hukümclin gözü kaçınılmaz olarak yabancı proje ve dış ihracat kredisinde olacaktır. Bu arada hükümet uzun dönemli projeler için istemini açıklamış bulunmaktadır." Sınırh kaynaklar nedeniyle Türkiye'nin yabancı sermaye veya kaynak ile gerçekleştirilrnesini beklediği projeler ise, şöyle sıralanıyor: 1 İkinci Boğaziçi Köprüsü, 2 Kâğıt Tesisleri Rehabilitasyon Projesi 3 Beyşehir Termal Barajı 4 Boğaz çevresi petrol boru hattı, 5 Haliç üstunde dörduncü köprü yapımı 6 Karayolları Rehabilitasyon Projesi 7 Erzurum ve Çevresi Kırsal Kalkınma Projesi 8 Havameydanları yer ve hava denetim araçlarının yenilenmesi, 9 Batı Anadolu Hava Trafik Denetim Sistemi. 10 Dalaman Havalimanı kontrol elemanları 11 30 yoicu ve 1100 yük vagonu. Uu arada ABD'li ihracatçıların ilgi duyabileceği kısa dönem ihracat konuları arasında, "bilgisayar satışı, gıda paketleme araçlan, sağlık kuruluş malzemeleri, teiekomünikasyon araçları, madencilik ve muteahhitlik malzemeleri" bulunduğu kaydedilmektedir. OPIC raporunda daha sonra tarımsal yatırım yapacak kuruluşların konumu ve ilgilendikleri konularla ilgiü ayrıntılı bir liste veriliyor. 25 YIL SONRA HALİÇ YAŞANABİLİR Adalar Vakfi'nuı kuruluş gecesinde Adalann kurtarma işleminde geç kahnmaması istendi ve gerekli adımlar atılmasına 25 yıl sonra adalarda bugünkü Haliç 'in yaşanacağı dile getirildi. Fotoğrafta Istanbul yalisi Nevzat Ayaz ile Içişleri Bakanı Ali Tannyar ile eşleri Vakfın kuruluş gecesi nedeniyle verilen yemekte... (Fotoğraf: Cumhuriyet) Kalemli ve Şide pazartesi buluşuyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet ile Turkİş arasında yapılacak ikinci zirvenin ilk adırm gelecek hafta başında atılacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa kalemli ile Türkİş Genel Sekreteri Sadık Şide, 6 ağustos pazartesi günu bir araya gelerek, ilk zirveden bu yana gelişen olayları değerlendirecekler. Türkİş Genel Sekreteri Sadık Şide, ikinci zirve hazırhklan ile ilgiü olarak dün Maüye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan ile görüştü. Şide, bu görüşme sırasında TürkIş'in TBMM'ye son sunduğu yasa önerileri hakkında bilgi verdi ve Bakan'dan yardım istedi. Şide, 1 Ocak 1984 tarihinden önce yaşlılık ayhğı alanlaı ile bu tarihten sonra aylık alanlar arasında prim ödeme gun sayısı esasuıa göre göstergelerin yeniden belirlenmesine ilişkin istemlerini Ankan'a anlattı. Şide, 73 milyar liraya ulaşmış olduğu açıklanan SSK prim alacaklarının tahsili için ağır para ve hapis cezaları öngörülmesini içere yasa önerisi konusunda destek istedi. "Adalarda sandalda doğup sandalda ölüme paydos" Adalar Vakfı'nın Kuruluş gecesine katılan Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan, adaya gelen yerli ve yabancı turistlerden "ayakbastı" parası alınmasmı önerdi. Içişleri Bakanı Ali Tannyar da adalara devlet elinin uzatılması için gerekli girişimlerde bulunacağını söyledi. ADNAN AKGUNEL Istanbul adalarının çağdaş bir ilçe düzeyine getirilmesi istendi. Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan adalara gelen yerli ve yabancı turistlerden "ayakbastı" parası alınmasını onerdi. Adalar Vakfı'nın kuruluş gecesinde vakıf yoneticileri "yeni bir Haliç doğmadan adalann alt vapı ve sağlık sorunlarının aciİen çözümlenmesi" gerektiğini savundular. Adalann doğal güzelliğini korumak ve başta sağlık, çöp ile öteki altyapı sorunlannı çözümlemek amacıyla kurulan vakıf goreve başladı. Önceki akşam Buyükada'da verilen bir yemeğe vakıf yoneticileri ile tanışan İçişleri Bakanı Ali Tannyar, Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan. İstanbul Valisi Nevzat Ayaz, Emniyet Müdüru Mustafa Yiğit, Adalar Belediye Başkanı Recep Koç ile Vakfın kurucu üyesi ve ilk Başkanı Adalar Kaymakamı Necati Karakayalı katıldılar. Vakıf Başkanı Necati Karakayalı sorunlannı dile getirirken, "Bizim gece saat 23.00'ıen sonra ulaşım açısından dünyayla ilişkimiz yok. Bir çok çocuk Heybeliada veya Bostancıya yetiştirilemeden sandallarda dünyaya gelhor. Kalp hastaları ise, sandallarda ölüyor" dedi. Adalann sağlık sorununun doruk noktada olduğunu, vakıf olarak devletin getireceği hizmetlere katkıda bulunacaklarını belirten Karakayalı, "Çöplerimizi en ilkel şekilde yakryoruz. Buraya çöp fabrikalan kurulması gereklidir" dedi. İçişleri Bakanı Ali Tannyar da, "Bir doktor olarak adalann sağlık sonınunu gayet iyi anlıyorum. İlk fırsatta Sağlık Bakanı ile göriişüp adalara devlet elinin uzatılması için girişimde bulunacağım" dedi. Vali Nevzat Ayaz da, adalann altyapı ve sağlık sorunlarını gayet iyi bildiğini yetkili makam olarak vakıf çalışmalarını destekleyeceğini söyledi. Vakıf Yönetim Kurulu üyesi gazeteci Necmi Tanyolaç ise adalan kurtarma işleminde geç kalınnıamasını söyledi ve "Eğer gerekli adımlar atılmazsa, çok değil 25 yıl sonra çocuklanmız adalarda bugünkü Haliç'i yaşayacaklar. Bir kuruluşun yaptığı ankete göre, Türkiye'nin en geri kalmış ikinci ilçesi adalar. Buraya mutlaka bir sağlık kunıluşu, ile kalp ve kadın doğum doktoru gerekli. Bunun için de önce sağlık hizmeti verecek olan personelin lojmanını yaptırmak gerekli" dedi. Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan ise, adalann çağdaş ilçe düzeyine getirilmesini istedi ve "Bugün Belgrad ormanlarına gidiyorsunuz para alıyorlar. Siz neden adaya gelen yerli ve yabancı turistten ayak bastı parası almıyorsunuz? 50 veya 100 lira ayakbastı parası almanız Vakfa fon sağlar. Bu parayı almamanız için bir neden yok" dedi. Denetim tüzüğünun 19/g Türkîş, Maüye Bakanhğı'na 5 yeni yasa teklifi verdi ANKARA, (THA) Türkİş Yonetim Kurulu, Maliye ve Gümrük Bakanhğı'na dun 5 yasa teklifi verdi. Turkİş Genel Sekreteri Sadık Şide tarafından Bakanlığa götürülen yasa teklifi paketi, Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Arıkan'ın ankara'da olmaması nedeniyle Bakanlık danışmanı Refik Erkan'a verildi. Türkİş Yönetim Kurulu'nun imzasıyla Bakanlığa verilen yasa teklifieri şunlar: Aybklann tashıhı: 1.1.1984 tarihinden önce yaşlılık aylığı alanlar ile bu tarihten sonra aylık alanlar arasında prim odeme gün sayısı esasına gore, 61 ve 67. madde hükümleri gözonüne alınarak, göstergelerin yeniden belirlenmesini sağlamak üzere ek madde getirilmesi istendi. SSK prim alacaklarının tahsili: 1984 mayıs ayı itibariyle 73 milyar liraya ulaşmış olduğu prim aiadkiarınm tahsili için ağır para cezası ve hapis cezası verilmesi önerildi. SSK primlerinin zamanında ödenmesinin sağlanrnası: Yeni prim borcu birikimini önleyecek etkin tedbirlerin alınması, gerektiği belirtildi. SSK'nın sosyal yardım uygulaması: SSK'da prim sistemi uygulandığı belirtilerek butun programların prim sistemiyle gerçekleştirildiği kaydedildi. Hükümet kararı ve emriyle ödenmekte olan sosyal yardımların, kurumun açık vermesine neden olduğu belirtilerek, SSK'nın bu ödemesinin devletçe yüklenilmesini sağlayacak yasal düzenleme yapılması istendi. SSK'nın mali durumu 4792 sayılı yasayla kurumun tahvil alma zorunluğunda bulunduğu hatırlatılarak, bu onemli kanunun günun şartlarına gore yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi. Işten atılmamak için 10 altın öğüt ANKAR.\, (ANKA) "Ekmeğin aslanın ağzında" olduğu günumuzde iş şansını elde edebilmiş kişilerin, bu şanslarını sürdürme konusunda işyerlerindeki kurallara uymalarının büyük önem taşıdığı belirtildi. Milli Prodüktivite Merkezi uzmanlannca yapılan bir araştırmada bazı kurallarm her işyerinde ve ülkede geçerli olduğu kaydedilerek lOana kural sıralandı ve "Bunlara uyulmadığı takdirde çalışan bir kimsenin işten atılması işten değildir," denildi. Uzmanlann yaptığı araştııma, izinsiz izin yapma, sık sık özel telefon göruşmelerinde bulunma ve iş saatlerinde alkol alma gibi davranış ve alışkanlıkların işten atılma konusunda öncelik taşıdığını ortaya koyuyor. Belediye binası kaçak Köyde bir kaçak yapı sahibiyle görüşürken, belediye binasının da Hazine arazisi üzerine yapıldığını ve tapusu olmadığını öğreniyoruz. Belediye Başkanı Esat Naci Çetin, aldığımız bilgiyi doğrulayarak şöyle diyor: 1978 yılında yapılan belediye binası, Hazine arazisi üzerinde. Şimdi imar planının çıkmasıyla belediyeye de tapu alacağız. Ege'de ve Akdeniz'de binlerce yazlık konut ve villa, İmar Affı Yasası kapsamına giriyor. Tüm belediye başkanlarının onak görüşü ise, af süresinin uzatılması. Eylüle değin tesbitlerin tamamlanamayacağı. Biz bu arada, acı ama gerçek bir konuya da değinelim. Salt kaçak yapılmış yazlık villa ya da konut yok Ege ve Akdeniz'de. Kaçak yapıhruş kamu kuruluşlarına ait eğitim ve dinlenme siteleri de var. Uzmanlar, işe son vermede öncelik taşıyan 10 konuyu şöyle sıralıyorlar: • Şefine ya da amirine danışmadan sık sık özel telefon göriışmeleri yapma, • İzin almadan izin yapma, • İhtar edilmesine rağmen işine sürekli geç gelme, • İş almadan şirketin araçlarını özel işleri için kullanma, • Şefini, amirlerini azarlama, uygunsuz konuşma, • Rakip bir firmaya iş sırlarını aktarma, • Birlikte çalıştığı bir kimseyle aşk ilişkisi kurma ya da ilişkisiyle firmanın çalışma huzurunu etkileme, • İşyerinin huzurunu bozacak şekilde kulis yapma, • Hırsızlık >apma.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle