17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Gelelım "ne mıktar" Osmanhca meselesıne Ben ortaya somut bır olçu kovuvor ve dıyorum kı, Nutuk'u ashndan az çok takıp edemeyen ınsan Turk aydını olmak ıddıasından vazgeç sın (Her kelımeyı bılmek şart değıl Sanınm pek çok Anglosakson mesela Tune gıbı haftalık bır aktualıte dergısınde bıle zaman zaman bılmedığı bır sozcuğe rastlayabıhr ) Bakı demıyo rum, Namık Kemal de demıyo rum Gokturk soylesuı bakalım, bır Turk aydınına asgarı ne kadar Osmanhca lazım 9 Ben, >azımda, 1850 yıllarında Osmanlı hukumetı bır kultur seferberlığı yapıp I900'de okuma vazma bılmeyenler >ok denecek kadar az kalsaydı, her yere her duzeyde okullar >apılsa>dı, herkes Osmanhca oğrenıp konuşsaydı (yanı Turkçe Irlandaca gıbı yarı olu bır dıl halıne gelseydı) dıl devrımı olamazdı, va da ol sa bıle gereksız, hatta zararlı (çunku demokrası ıle ılgısız bır ış) olurdu Bu, bır varsayım ve bu varsayım dolayısıvla verılen bır yargı Gokturk de dıyor kı, o takdırde Turk toplumunun uv garltk duzeyı çok çok Arap ul kelennm kı kadar olurdu' Kendısıne bu tur toplumbıhmsel kehanetlere kalkışmamasını tavsı ye edenm Toplumbılımcılerın hıç yapmayacağı şeyı kendısı de hıç vapmasın Sonra tutarlılık meselesı Gokturk'un devımıyle anlaşılan ben Hacıvatça ve aşure taraftarıymışım Çunku dıyorum kı, ınsan meramını en ıyı anlatan sozcuklerı seçme \e kullanma özgurluğune sahıp olmalı Bu sözcukler ısterse öz Turkçe, ısterse Osmanhca, ısterse Turkçeye gır mış Frenkçe olsun Kendını saf oz Turkçenın cenderesıne soktuğu ıçın ıstedığını anlatmak ıçın kıvranan meslektaşlara çok rastladım Ben de bır ara oz Turkçecıydım Şımdı ozgur Turkçecıyım, rahatım Herkese de ozgurluğtı, rahatlığı, cenderelerden kaçmalarını tavsıye edıyorum Ama kendını ıllakı bır cendereye sokmak ısteyenlere de cendereye gırme ve bunun propagandasını >apma ozgurluğunun tanınmasını ıstıvorum Gokturk, bır yerde kendı tu'umunu cerheden şeyler söyluyor Ilim kehmesının Osmanlı geçmışını, medreselerı çağrıştırdığı ıçın bılim'den farkh olduğunu sovluyor Arada pek buyuk bır fark yoksa da, sozunu ettığı vonde bır ayırtı (nuans) farkı ol duğu muhakkak Nıtekım hayat, yaşam, yaşantı sozcuklen arasın da da ayırtı farklan behrmeğe başlamıştır Ne var kı, bunun sağladığı zengın ıfade ımkânlanndan ben ozgur Turkçecı olarak yararlanabıhrım, kendısı, esaslı bır öz Turkçecı olarak, yararlanamaz Çunku ona ilim ve hayat sozcuklerı yasaktır Bunları ancak 'şakacıktan' kullandığını bellı edecek, yazısma 'bulaştırmayacak' bıçımde, mesela tırnak ıçıne alarak, nıda ışaretlerı koyarak kullanabıhr (Mesela, bır oz Turkçecı bır kokteyl duzenlerse davetıyeye kokteyl dıve yazamaz, apartıman yönetıcısı ıse apartımanına, lutfen apartı manı temız tutunuz dıye bır yazı koyamaz Çunku kokteyl, lutfeıt, apartıman, temiz aslen Turkçe sozcukler değildır ) " 'ıhm, âlım, malum, talım, muallım ' gıbı sözcuklerın bır bırlerıyle bağı, aynı kökten geldıklerı bıhnmeden bunlarla nasıl açık seçık duşunulur 7 " dıyor Gokturk Batıdakı genç kuşak aydın ve bıhm adamlannın acaba ne kadarı kullandıklan bozcuklerın etımolojısını bıhyorlar 9 Sanınm Batıda Latınce ve Yunanca oğretımı gıtgıde azahyor Kaldı kı, bu ulkenın avdını olmava aday genç bır ınsana >uksek matematık, Almanca, felse fe vs okuturken ılim, âlım, malum talım, muallım sozcuklen arasındakı ıhşkıyı gorecek kadar Osmanhca da oğretıverelım Bana bunu lısede oğrettıler ve hıç de şıkâyetçı değılım bundan AŞUREYt SEVERİM Dıyor kı Gokturk, "Ancak, bır yazıda sus değıl de ıçerık onem taşıyorsa, dıle getınlen duşuncelerde, dunya goruşunde, tarıhsel yorumda bır butunluk gozetıhyorsa, dıl tutarlıhğı da kaçınılmazdır " Tutarlılık öz Turkçe ıle veya Osmanhca ıle olabılırmış Yanı, baştan aşağı oz Turkçe, ya da baştan aşağı Osmanhca Ama özgur Turkçe aşureymış, buyuk çelışkıymış Neyın çelışkısı acaba 9 Kım demış"' Kullanılan sozcuklerle "duşuncelerde, dunya goruşunde, tanhsel yoromda butunluk" arasında hıçbır ılışkı yoktur Dunyamn en zengın ve kudreth ulkesı ABD Anglosakson âlemının uygarlığa, bılım ve kulture katkılannı saymak gereksız. Kullandıklan dıl olan îngıhzce ıse tam bır aşuredır (İngılızce, Saksonca ve Fransızca karışımı olduğu gıbı, Mevlana gıbı kökenı ne olursa olsun her kehmeye de "gel" demıştır ) Son tahlılde dıl bır araçtan başka bır şey değildır Cumhurıyetımız 60 yaşını doldurduğu bır sırada dıl uzerıne bu kadar fırtına koparmak da maalesef henuz sadede geleme dığımızın hazın bır işaretı sayılabılır özgür Türkçeye aşure dıyor Akşıt Gokturk Madem mutfaktan söz açmış, mutfaktan bır cevap alsın Ben aşureyı severım Anlaşılan onun tercıhı pudra şekersız, gul susuz su muhallebısı Bu da onun özgur seçımı herhalde Özgür TiiHİçe Üzerine "Son tahlılde dil bır araçtan başka bır şey değildır. Cumhurıyetımızın 60 yaşını doldurduğu bir sırada dıl uzerıne bu kadar fırtına koparmak da maalesef henüz sadede gelemediğimizın hazin bir işaretı sayılabüır. " PENCERE Üçer'in Anıları 28 TEMMUZ 1984 Doç. Dr. SİNA AKŞİN Siyasai Bilgiler Fak. Akşıt Gokturk, benım Yenı Gundem'de 15 mayısta çıkan " ö z Turkçe Değıl, Ozgur Turkçe" yazıma hayh haşm bır karşıhk verdı ("Turkçe'nın Hacıvatçası", Cumhuriyet, 9 Hazıran 1984) Gokturk'un polemığe elvenşlı (daha doğrusu polemıkçı) uslubuna mumkun olduğu kadar az takılmağa çalışarak, bazı noktalan açıklamak ıstıyorum. önce şunu behrteyım kı, çıkan yaam bu konudakı ılk yanm degıldır 1956'da yazdığını ve adını hatırlayamadığım bır Zonguldak dergısınde yayımlanan bır makalemde, dılde tasfiyecılığın edebıyatta bır geleneğın kurulmasına nasü olumsuz etkıler yaptığını söz konusu etmıştım Sanınm Nurullah Ataç, yazımı görmuş ve bır yazısında buna de ğınmıştı Daha sonra Koken'de (1 Nısan 1974) "Bır 'Aktarma' Olayı ve Nutuk'un Soyle\ Olması", Somut'ta (Şubat 1981) "Romancıhğınıız Neden Daha tlerı Değıl" başlıklı, sorunu ele alan yazılanm çıktı Benım butun endışem devamlı değışen (çunku genelhkle öz Turkçecıler, eklemeyı değıl, değıştınneyı, eskı kehmelerı tasfiyeyı amaçlıyorlar) bır dıhn edebıyatta, kultur ve bıUm hayatımızda gelenek kurtnamıza, kök salmamıza engel olacak kaygan bır zemın teşkıl etmesıdır Gelenek olmayınca buyük yazarlann çıkması, zengın bır kultur ve bılım hayatının olması bana ımkânsız derecede zor gıbı gorunuyor Fakat bu, dıl devnmının ınkân demek değıldır Gokturk, dıl devnmını gönulsuz övduğumu soylerken haksızlık edıyor Ben ılk cumlemde, "Hıç şuphe yok kı, dıl devrımı bu ulkeye buyuk hızmette bulunmuştur" dıye başlayıp daha sonra halk ıle aydınlar, halk ıle hukumet ve yönetıcıler arasında mevcut olan buyuk uçurumun kapatılmasını " m u azzam ve çok hayırlı bır gelışme" dıye nıteledım Ama ış halkın kullandığı sozcuklerı merdıven, kalem, mektnp, kitap, fau gıbı tasfıye etmeye gelınce buna karşı çıkıyorum TEK ÖLÇÜT DEMOKRATİKLEŞME Dıyorum kı, bu konuda kullanılacak tek ölçut demokratıkleşme olmalıdır Yanı öz Turk çecüık demokratıkleşmeye katkıda bulunduğu, >a da demokratıkleşmeye engel olmadığı sürece yararlıdır Onun dışında gereksız ve zararlıdır Kitaba betik, faıze urem demek bence gerek sız ve zararlıdır Bugun ve ıhtı mal bır suredır bu noktadayız Osmanhca, bır super dıl olarak demokrası olmasın dıye yaratıl dı Korkarım oz Turkçe, ortak konuşulan dılden aynldığı olçude, demokrasıye karşı olan ıçgu dulerı tatmın ederek, başka bır deyışle bır çeşıt Yenı Osmanhca (ya da Super Turkçe) yarata yarata >oluna devam edecektır (Gokturk'un Super Turkve sozume ılışıp Yenı Osmanhca deyımı mı zıkretmemesı anlamh olabılır Belkı de "superhğı", "Osmanh" tuzağına duşmeye tercıh ettığı ıçın ıkıncı yakıştırmamı gormezlıkten gelmıştır ) Pekı, oz Turkçecılığın ışlevı bıtmış mıdır 9 Hayır, >enı kavramlara, yenı ıcat ve buluşlan ıfade edecek sozcuklere daıma ıhtıyaç olacaktır Bilgısayarsozcuğunun yapılması ve tutunması son derecede ıyı olmuştur Ama futbol ve radjo kelımelenne, uzun suredır kullanıldıklan ıçın, oz Turkçe karşıhk aramak beyhude bır çaba gıbı gehyor bana Yıne kultur bınkımı ve geleneğı açısından, bır kısım oz Turkçecılerın eskı kelımelenn bılınıp bıhnmemesı konusunda takındıkları tavra ıtıraz edıyorum Bunlar, eskı kehmelenn bılınmemesuıı hem 'normal' karşıhyorlar, hem de sevınıyorlar Oysa bılgısızlık karşısında böyle bır tutum, cehalet teşvıkçıhğı de bır dır Osmanhca kelımelen kullanıp kullanmamak ayn, o kelımelen bılıp bılmemek ayrı şeydır Osmanhca sozcukler kullanmamak öz Turkçecüenn zafen, Osmanhca sozcuklerı bılmemek cehaletın zaferıdır Bu noktaya Gokturk hıç değınmemış Polemık uslubuyla sorulabıhr Yoksa kendısı o sevınenlerden mıdır 7 Bır mıktar Osmanhca bılmek "Hacıvatlık"mıdır, yoksa kul turlu ınsanın göstergesı mıdır? Madencı dostum Aiı Saıt Uçer'ın ışlek yazısıyla küçük kuçuk kâğıtlara yazdığı mektubunu bır yana koymuş yayınlamak ıçın fırsat kolluyordum Sayın Uçer, "koşeyı donmek' ıçın yaşamamış bır kusağın temsılcılerındendır Ellı yıl oncekı Cumhuriyet Türkıyesı'nden cızgıler taşıyan anılarını bırlıkte okuyalım "Ben madencılık okulundan mezunum O zaman krtap yok Hepımız eskı yazıyla not tutuyoruz Yuksek Maden Muhendısı bolumunde de bıze gelen yabancı hocalar ders verıyorlar Ama bızım kısım yılda beş ay "nazarl 'ydı beş ay da ocaklarda "fıılı" olarak calışırdık Yuksek kısımdakı ağabeylerımız 9 ay ders gorurlerdı Onlar 3, bız 2 ay tatıl yapardık "Fıılı" yeraltı çalışmamızda ıse ustaların yanındakı ışçılerı alırlar, yerlerıne bızlerı verırlerdı Daracık yerlerde belımız bükulur, avuçlarımız patlar, sırtımızda tahkımat dıreklennı taşır, en az 500 kılogramlık vagonetlerın 1820'sını kurekle doldurur, asansor dıbıne kadar surerdık Ilk defa Istanbul Zeynep Hanım Konağı'nda (Beyazrt'takı eskı konak yandı) sınava gırerek, okula başlamıştım Sınav sonuçlarını Cumhuriyet gazetesındekı ılanda okumuştum Adım en basta "Alı Saıt Efendı No 1" dıye çıkmıştı Okula da kaydım, "1 No"dıyeyapıldı 45 kışıyle başladık, meslegın ağırlığından olacak 16 kışı kaldık Ikıncı sene yıne aynı yerde ımtıhanla 34 kışı daha geldı Onlar da 21 kışı kaldı Mektep Müdurumuz Muderrıs Mehmet Refık Bey, aynı zamanda "Havzaı Fahmıye Muduru" ıdı, elektrık ve makıne muhendısı olarak Fransa'da okumuş, Belçıka'da profesör olmuştu Okul, uç yıl mezun verdıkten sonra kapatıldı Okul Maarıf Vekaletı ne değıl, Iktısat Vekaletı'ne bağlıydı Vekıl Sırrı Day ıdı Ne akla hızmeten okulu kapattı bılemem Müdurumuz okul kapatılmasın dıye Ankara'ya çok geldı, gıttı ama Sırrı Day'ın galıba Karadenızlı damarı tutmuştu Okuldan dıploma aldıktan sonra ben Ankara'da MTAya (Maden Tetkık Arama Enstıtusü) gıtmıştım, Sırrı Day denetıme gelmıştı Grup Muduru odaoda gezdırdığı Bakan'a çalışanlan tanıtıyordu Bu sert ve hoş adamı ben nedense sevmıştırn Peşlerıne takıldım Grup Muduru Adnan Demırcı, her odaya gırış cıkışta masa başındakı memuru takdım edıyordu "Efendım fılan şubenın şefı, efendım falan ŞÜbenın şefı " Bır ara Adnan Demırcı bır ımza ıçın gerıde kalmıştı, Vekıl yurümesıne devam ederek önüne gelen odaya gırdı masanın ardında ayağa kalkan memura sordu "Sen de mu şefsun?" Memur "Evet, efendım" deyınce, Sırrı Day "Iyı poh yemuşsun" deyıp yurudu, daha sonrakı odayı boş gorunce sordu "Ha bu masanun eşeğu nerededur?" Bır an durdu, ardında benı gorunce "Ha sen çımsun? Ne yaparsun kuyruğumda?" Hemen cevap verdım "Efendım, kapattığınız Maden Mektebı mezunuyum Burada değılım Yerkoy Molıpten araması ıçın dağdan buraya talımat almak uzere geldım " Sırrı Day sırtımı sıvazladı 'Aferın, ıyı çalış' dedı O zamanlar Ulus'ta Sakarya Kıraathanesı vardt Bır gun orada otururken ıçerıye müdurumuz Refık Bey gırdı bır koşeye ılıştı Hemen yaklaşıp elını optum Hal ve hatırımı arkadaşlarımı sordu Sonra bana dedı kı, "Evladım, ben sana bırçok sual sordum, sen bana ne yaptığımı sormuyorsun?" Sonra gaıpten ılham alıyormuş gıbı gozlenm goğe kaldırarak, ellerını de havaya açarak, ' Ben şımdı buyuuk, buyuuk, buyuük adam oldum Ankara Otobuslen Muduru oldum' dedı ve koca adam gozlerının yaşını tutamadı Refık Bey mektepte her akşamkı 1 5 saatlık mutalaada kürsude bulunur, bızler yuksek muhendıs kısmıyla beraber salonda 100 kışı kadar olurduk Bız ders calışırdık mudur de her akşam kursu uzerıne projelerını, notlarını, kâğıtlarını serer, çalışırdı Oyle bır sukunet kı yere bır kalem duşse buyuk gurultü meydana getırırdı Bır gun kendısıne sorduk "Efendım, bız ders çalışırken sız de kursude adeta ders çalışıyorsunuz Bu hususta bızı aydınlatır mısınız?' Mudür 'Pekı" dedı, "ışı bıtınnce açıklanm " Sene sonunda bır gun bızım de yardımımızla koca projelerını kara tahtaya astı Yerterımıze oturduk Meğer Fırat nehrı uzerıne yapılacak bır baraj projesı uzerıne çalışırmış Müdurumuz dedı kı "Bunu vekalete takdım edeceğım ve bu barajın yapılmasını tavsıye edeceğım Bu bara/la memleketın hemen yarısı aydınlanacaktır" Ben 1938'de Ataturk'un olumünden bırkaç ay sonra Keban sımlı kurşun aramaları ıçın şantıye şefı olarak gıttığımde, Devlet Sular Idaresı'mn bır ekıbı de Keban'a geldı, uzun bır sure çalışmalar etutler yaptılar' Sayın Alı Saıt Uçer'ın anıları Fırat projesının nerelerden başladığını da açıklıyor ARADABIR ŞINASI OZDENOGLU OKURLAEDAN Halk Eğitim Merkezlerinde yaz kursları açdmalı gençlığe, yetışktnlere turlu becerıler veren kursları açıyor. İstediğı olmazsa açmayıverıyor. Varhkü kışıler, buyuk şehırlerdekı ozel dershanelerden yararlanarak yetıştırme kursları ile çocuklarım yenştırıyor, smavlarını verdınyorlar. Taşkopru gıbı kuçuk merkezlerde butunlemeye kalmış oğrencılerı kım yetiştırecek? Yabanct dıl kursları nasıl açılacak? tlerıkı hayatlannda gerekli olacak, belkı de ış bulmalannda yardımcı olacak bir daktıloğrafi kursu açılsa yararlı olmaz mı? Devletın gonderdığı yazı makınelerınden yararlanarak, 4050 gencımıze on parmakla daktılografiyı oğretmek fena mı olur? Onların ış bulmalanna yardımcı olamaz mıyız, boyle bir kurs açmakla? Yetışkın eğıtımıne onem verelim, toplumumuz ıçın, kah\ekoşelerinı dolduran ıçın. gençliğımiz Politikacı mı? Devlet Adamı mı Sayın Recep Bıgıner, bır sure önce Cumhunyet'te "Politikacı ve Devlet Adamı" başlığryla çıkan yazısıyla, güncel ve önemlı bır konuyu gundeme getırmış oldu Yenı demokratık donemın başlangıcında ve geçmışın bunca ıbret alınacak olaylarından sonra, konunun kamuoyu önunde tartışılmasında elbette yarar vardır Evet, politikacı mı? Devlet adamı mı? Ya da nasıl bır politikacı? Etımotojik anlamında politikacı, "devlet adamı"ndan başkası değildır Çünkü, eskı Yunanca kökenıne bakılırsa, polıtıka (politis + kratos) "devlet yönetımı" anlamına gelmektedır Öyleyse polıtıkacıya "devlet yönetımıyle uğraşan kışı" demek yanlış olmayacaktır Ama, gelın görun kı, halkımız polıtıkacıya ayrı, devlet adamına ayrı anlamlar vermektedır Politikacı denıldığj zaman. cıddı bır ışle uğraşan değıl, daha çok sıyasal kulıslerın kaypak rüzgârında ve günluk hesapların dengesınde dolaşan kışı hatıra gelmektedır Devlet adamlığı ıse, devletın ağırlığıyla orantılı bır anlam kazanmaktadır Gerçekten, yakın geçmışte, polıtıkacının kamuoyundakı göruntüsü hıç de ıç açıcı olmamıştır Bu talıhsız dönemde polıtıka adamı, topluma mutluluk sunamamış, halka guven verememıştır Bunun başlıca nedenını Sayın Bılgıner, sıyaset sahnelennın, devlet adamları yerıne partızanlarla ve sıradan polıtıkacılarla doldurulmuş olmasında bulmakta, şöyle demektedır "Çoğunluk polıtıkaya atılmadan önce, günün btnnde devlet adamı olacağım dıye kendını yetıştırmemıştır Zaten amaç, hep polıtıkadır, polıtıka yapmaktır Kendı mesleğınde bılınmez olan kımse, polıtıkaya atılınca, hele btr de mevkı kapınca, btrden "bıhnır" oluvenyor" ve şoyle sürdurüyor yazısını "Parbzanlık başka, devlet adamlığı başkadır Bu ıkısı kesın çızgılerle bırıbırınden aynlmadıkça, demokrası daıma tokezler' Yazarın bu sözlerındekı gerçeğe katılmamak mumkün değildır Ne var kı, bızce daha da önemlı olan, ulkemızdekı devlet adamı erozyonunun nasıl önleneceğı ve devlet adamlığına aday olabıleceklenn nasıl korunup yetıştırıleceğıdır Basıt bır tanımla devlet adamı, "üstün nıtelıklere sahıp polıtıka adamı"d\r Bır başka deyımle devlet adamı bılgısıyle, deneyımlerıyle ve yeteneklenyle sıradan polıtıkacıya fark yapan kışıdır O bırteknısyen olmayabılır, amateknısyenın ortaya koyduğu verılerden en uygun, en gerçekçı sentezı çıkarıp uygulatır Bırçoğunun bulamadığı çözumler bulur, stratejıler ve hedefler gösterır Kısacası Devtef adamı, devlet erkının vazgeçılmez bır parçasıdır "Devlet adamının gözlüğu, hıçbır şeyı olduğundan buyuk ya da kuçuk göstermemelıdır " dryen N Bonaparte'm sözu ıse, devlet adamının gerçekçı olması zorunluluğunu yıllar öncesı vurgulamaktadır Bır başka yazımda değındığım gıbı, bır ulkenın asıl gücu, sılahlanyla öeğıl, devtef adamlartyla ölçulur Çunku, çağını tanıyıp ılenyı görebılen devlet adamlan sayesındedır kı, ulkeler, kendılennı bekleyen felaketlerden sıyrılıp kurtulabılırler, dunyayı saran ekonomık ve sosyal bunalımları en az zararla atlatırtar Gerçek bır devlet adamı, "parça" ıçın değıl, "bütürf ıçın duşünen ve çalışandır Bu nedenle de, olaylara "seçım bölgesi" ya da "gelecek seçımlerın hesabıyla" değıl, ulke çıkarları açısından ve genış bır ufuktan bakar Kuşkusuz, bır ülkenın mutluluğu, devlet adamlannın tek başına becenlerıyle de gerçekleşmez Yeteneklı teknokrat ve bürokrat hızmet kadrolannın devreye sokulması şarttır lyı bır devlet adamı, ıste bu kadroları ısabetle seçıp kurabılen, harekete geçırebılen ve sonuç alabılen kımsedır Galıba, bugün devlet hayatımızın başlıca öztemı de budur Şımdıye dek yeryuzünde uygulanan hıçbır seçım sıstemı, 01kelerın en seçkınlerını bır araya getıren parlamentolar oluşturamamıştır Devlet adamlığına aday kışıler ıse, çoğu kez parlamento dışında kalmışlardır Bunlardan, her nasılsa parlamentoya gırebılenler ıse, eğer polıtıkanın ınce hasaplara dayalı ayak oyunlannda hunerlı değıl ıseler kısa zamanda lıderlerın ya da partı olıgarşılerının hışmından kendılerını kurtaramamışlardır Bütun kralların fılozof. ya da fılozoflann kral olduğu Platort un dünyası bugüne dek gerçekleşmemış olsa da, polıtıkacıları halkın guvendığı saygın ınsanlar halıne getırmek, herhalde bu buyuk fılozofun utopyası kadar erışılmesı guç bır hayal değildır Yazımızın burasında, konumuzla ılgılı bırkaç onerı, kendılığınden ortaya çıkmaktadır Özetleyelım 1 Sıyasal partıler, yalnız seçım kulısı yapılan odaklar değıl, nıtelıklı politikacı ve devlet adamı yetıştıren eğıtıcı merkezler halıne getırılmelıdır 2 Gerek genel merkezler, gerekse partı orgütlerı bu nıtelıktekı kışılere sahıp çıkmalı, onları partızanlara ezdırmemelıdır 3 Partılerın ya da orgutlerının harcamaya çalıştığı bu gıbı kışılere, seçmen kıtlesı ve basın mutlaka sahıp çıkmalı, onları harcatmamalıdır Politikacı, partızanlık gıysısınden soyunup, devlet adamı nıtelığıne burundükçe, toplum huzura ve guvene kavuşur Politikacı partızanlaştıkça, demokrasının kalıtesı duşer ve "kaos" başlar Politikacı çokluğunda devlet adamı yokluğu ıse, devletın guçsuzluğe düşmesının başlıca nedenıdır Turkıye son yıllarda bunun bedelını ağır bıçımde ödemıştır NUMAN ÖZDEMtR TAŞKÖPRÜ Bir zamanlar Halke\len \ardı, orada goruıUuler çahştrdı. Bilenler bıldıklerını bümeyenlere oğretırler, bılmeyenler de bılmedıklerini büenlerden oğrenırlerdi. Sozun kısası, vararlanmış olurlardı bırbırlennden. Yetışkınlerm eğıtımı ıçın, oğremm kurumlarınm dışında da bir çalışma yapılması gerektiğıni o zaman oğrendik. Yazık kı çok partilı doneme geçtıkten sonra, bu guzel kuruluşu surduremedık. Halk eğıtım merkezleriıle, halkeı lennın topluma verdiğı o guzel becerüen, ahşkanhkları vereceğimızı sandık. Halk eğitim yonetıaleri odenek gelırse, araç gereç bulursa. Muratlı Belediye Başkanı, usıılsüz işlem yapıyor Yasa gereğı her yerel seçım sonrası Belediye Meclıslen tarafmdan ve o ılçenın Zıraat Odası Yonetan Kurulu 'nun katıbnasıyla yapılan Çıftçı Mallanm Koruma Meclisı seçimı, Muratlı Belediye Meclısı'nde usulune uygun yapılmadı. tşe, ANAP'lı Belediye Başkanı Salan Malcılar tarafından partızanlık bulaştınldı. Çunku, Ziraat Odası Meclisi uyeleri, ANAP eğilimh değildı. Seçim sırasında Ziraat Odası Meclıs uyelerıne oy kullandınlmaması uzerine Kaymakamlığa itiraz ettik. Durum, Tekirdağ tl Koordinasyon Kurulu 'na yazıldı. Toplanan kurul da usulsuz ve yasaya aykın yapıldığı kararına vararak seçımı ıptal ettı. Durum, Belediye Başkanlığı'na yazıldı, ama hıçbır işlem yapılmadı, seçım yenilenmedı. Kendilerıne yasaların çığnendığmı. şımdıkı Meclisin gorevını kotuye kullanmakta olduğunu bildırdık. Ohâlâ, Çıftçı Mallan Koruma Meclisı 'nın, Ziraat Odası Meclisı uyelenmn tamamınm katılmasa da yapılabileceğı goruşunde. Bıze "Ben politıkayı bılmem. Ama partilı arkadaşlarım bunu boyle ıstıyor" da diyebılıyor. YUNUS MERtH KADtR ARSLAN HASAfr SARILGAN GÜNER DIKDURAN MURATLI GALERILER RESİM ONAR1M MERKEZI Eski ve yıpranmış tablolarınız onanlır. değerlendirilir. Maçka Cad 73/1 Teşvıkıye / Istanbul Tel 148 22 35 528 66 29 LSANAJ GAlERlSı OKTAY AKBAL ONCE EKMEKLER BOZULDU İLKYAZ DEVRİMt İSTİNYE SULARI (Ö>kucukler) 2 Baskı (Oykuler) 2 Baskı (Beş kıtap bır arada) 6 Baskı Tekın Yayınlarındakı Kılapları EVLER Ş*»1 MuSlk Itahmvt AkMl Aırni Albaş M«ntık Bay<k F»hr*nın Btykal MuzattM B«k«m HUMytn BMI«lk Cttut Bur*k Gurdal Duyar M*Mn Edremıt Layta Gamsu Mfthmet Gurtuy N«cdet KMay F*r«t Kolvtrdi Nılgun Ongan Orhan P«k«r R*sin Gunay Sagun Burtl*n Uygur MaurtUlda* Y«»»r Ytnlcdl Naımı Yılmu HuMyin Yuc* Kcmal YukwMngıl Husrev Geredc Cad 126 Tesvıkıye Meydanı Td 141 27 11 KARŞI KIYILAR Heykeltraşlar "Yumuşak ağaç ve benzerı malzemede hay\an fıgurlerı, av sahnelen, mıtolojı ve tarihten sahnelen devamlı olarak verılen malzemeden yaptırılacaktır. Yaptığınız çalışmalarm olçulerı gösterır fotoğraflan P.K. 542 Karakoy adresıne gondermenız rıca olunur." TARZAN OLDU (O>kuler) 2 Baskı Akbal'ın 'Hıroşıma'lar Olmasın', 'Gençler Bıze BakiNor' ve 'Alaturk Bır Gun Gelecek' adlı kıtaplanmn >enı baskıları vakında çıkıvor ve • 1 U SBF den aldığım paso ve şebekemı yıtırdım, geçersızdır NURIYE ALKIR • 1 U SBF'den aldığım pasomu yıtırdım, geçersızdır MURAT MALKOÇ • Makbule olan adımı Cevher olarak değıştırdım Esas No 84/32 Karar No 84/99 MAK BULE CEVHER OZKAS • Bahanye'de telefonlu, kalonfersız muayenehane, buro olabılecek zemın kat 338 72 32337 08 19 DESTEK SANAT GALERİSİ Orhan Coguplugıl KARIKATUR SERGISI 28 Temmuz 11 Agustos 1984 Karma/Reşim/ Sergisi 331 temmuz Aödı Ipekcı Cad 75 Macka U60354 galeri ilanları her gün bu köşede BHIM KITABEVI Kadıkoy Utıyol Ek^ıoghı l*njnı (Vakko yanı) KADIKOY BAYII Altıyo Efes Carsıs Kat Kadko/Te 338 82 96 «W*'&*^ \r^ ÇIKTI İLHAN SELÇUK İLAN TÜRKİYE DEMİR ÇELİK İŞLETMELERİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1 Karabuk muessesemız vuksek tırınlar kıreçtaşı kırma eleme ve Sınter besleme tesıslen tozsuzlaşiırma sıstemlerının kalan kı^ırn lannın tamamlanması ıçın muıeahhn nam \e hesabvna kapah leklıt almak suretıyle ıhaleve (îkılmıştır 2 Ihale ıle ılgılı şartname asağıdakı adreslerden 750 TL kar şılıgında lemın edıkbılır A Turkıye Demır \e Çelık lşletmelerı Gene! Mudurlugu l e d a rık ve lkmal Mudurlugu Çankırı Cad No 57 ANKARA B Turkıye Demır \e Çelık İşletmelerı Isıanbul Mumessılhk Mudurlugu Yalı Koşku Cad Yalı Koşku Işhanı kat 45 SİRKECI/ISTANBUL 3 Ihalemıze ıştırak etmek ıstevenlenn ^arınamemız esaslarına gore hazırla>atakları kapalı teklıf mektuplarını geı,ıu temınatları ıle bır lıkle en geı, 7 Agustos 1984 gunu saat 14 00 e kadar Genel Mudur luğumuz Haberleşme ve Arşıv Kısım Amırlığınde bulundurmaları ge rekmektedır yARATIM için ârafikci! • Onjınal pıkajında tıtız ve deneyımlı, • Erkek ıse, askerlık gorevını tamamlamış adayların asağıdakı adrese ozgeçmışlennı ıçeren bır mektupla başvurmaları... VARAHM REKL^M HIZMETLERI VE T İ C A Ş Pı>«.rlotı Cad Dostluk ^ urdu Sok No 2 Azım Han Kat 3 4 Cağaloğlu, Istınbul 2 ayda 2. Baskı Ederı 400 lıra Not 10 kıtaptan az sıparışlerde odemelı ıstenmemesını rıca ede rız Isteme adresı Turkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu tstanbul 4 Postadakı vakı gecıkmeler ve leklıfler a>,ıldıktan sonra gele ı.ek tenzılaı taleplerı dıkkaıe alınma>ataktır ^ Genel Mudurluğumu/, 2886 savıh Ihale Kanununa tabı deeıl dır llan olunur Ba,ın 21063
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle