17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER miş" (Sklerotik) plaklar'V'Kalbin" tkili Kapaklan'nın (Valvula bicuspidalis) görevsel yanlannda eskimiş özellikte, çok ufak çapta, "Verruca'lı Endocarditis"e değgin (ait) saynlıksal oluşumlar"/ "Kalbin" "Sol Kanncık" (Ventiriculus Sinister) bölümüne değgin (ait) kas bölümünde (Miyocardium) 3X 3 cm. boyutunda, çoğu çizgiler biçiminde, pek çok nedbe odagı "Eski bir miyokard infarktüsönden artakalmış bulgular)"/ "Kalbin sol kannağının iç yüzeyinin arka çeperinde bir "Papilİar Kasj" üzerinde, topluigne başı büyüklüğünde, subendokardiyal kanama odaklan"/ "Sol Kanncık'ın içzan"nda (Endocardium) yaygın özellikte bir kalınlaşma" / "Feramen Ovale'nin dar açıklıgı"/"Sağ Kanncık üzerinde geniş çapta bir leke (???)/ "Kalbin Taçsı Atardamarlannın (Kroner damariar) içgömkklerinde (tntima) lipoidli kıvamı sert "Aterosklerotik" "plaklar'V "Kalbin sağ Taçsı Damannın (Arteria Coronaria Cordis Dextra) Aortadan üç ağızla çıkması (Sapaklık, Anomalia)"/"Aorta lumeninde genişleme"/ "Aorta'nın başlangıç bölümünde oldukça az olmak üzere, özellikle damann yay (Arcus) bölümünden başlamak üzere, İçGömlek'in (İntima) bütün alanlannda çok ileri derecede "Sertleşmeler" (Skleroz), "Ateromatoz" bulgulan" "Kann bölgesi Aortası'nda çatallaşmanın (bifurcatio) hemen üzerinde intima alanmda bir"Atteromataz Yara"/ Bunun üzerinde dışarıya dogru gelişmiş iki tane kese gibi (Anevrizmatikl genişleme "/Karaciğerin parankimasında bulanık şişme"/ "Karaciğerin üst yüzeyi ile diafragma arasında çok sıkı yapışıklıklar'V'Ödkesesinde koyu yeşil öd variıgı"/ "Ödkesesi içersinde bir kiraz çekirdegi iriliğinde yumuşakça kıvamda bir taş (Bilunıbin taşı)"/ "Dalak pulpasında yumuşak kıvamlı gözesel (hücrevi) özellikte hiperplazf 7 "Dalak kapsnlunun yaygın kalınlaşması" / "Sağ'daki Femur'a değgin (ait) ilikte yaglı bir göriinüş (Medulla Ossium navaVV'Her iki böbrekte arterioarterioloiıkierotik nedheii çöküntüler"/ "Her iki böbrcgin haznesinde (Pervis) betirti genişlemeler, mukoza altında nokta biçiminde kanamalar"/ "Her iki ureterin lumenlerinde genişleme"/"Her iki ureterin içgömleklerinde (Macosa) "Catharal "(nezle gibi) kırmızılık"/"Mesane içzan'nın (Mucosa) NekrotizanMembranöz (barap edici, zar yapıcı) türde yangılanması (tltihaplanması)"/ "Prostata'mn yan iki lobunda Adenomatöz Hiperplazi "/'Kıvnmbağırsak (tleum) içzannda iki tane tüberküloz yarası"/ "tncebağırsaktaki tüberküloz yaralanyla mezanter lenf nodullerinin arasındaki alanlardaki kannzannda (Bağırsal) 4x3x3 cm. boyutunda kalınlaşma"/ "tncebağırsaktaki tüberküloz yaralannın mazenter lenf nodulİerinin bir kiraz iriliğinde şişmesi'1/ "Bu nodullerin kesiüerinde tulumpeynirine benzemiş (Caseificatio) bir tüberkülozun dokusal bulgulan" "Mesantenım"un bağırsal (visseral) zannda tüberkülozla ilgili çizgiler biçiminde göriinüş (Lenfangitis Tuberculosa)"/"Mide içgömlegi'nde (Mucosa) ölümsoau (PostMortem) olgular nedeoiyle srvılarda yatmanm yarattığı özel bir görüntü (Maceratio)"/"Onikiparmakbağırsa|ı içgömlegi'nde (Mucosa) oldokça derin sayrılıksal bir yara (Ulcus Duodeni)"/ Böbreküstübezlerinin her ikisinin orta bölümlerinde (Medulla) ölüm son erimeleri'V'Testislerin kesit yüzeylerinde "Esmer Atrafr'(Dnmura nğrayış)"/"Beyinin s a | yanmında "Putamen'de mercimek iriliğinde bir "erime alanı'V'Beyin kanncıklannda genişlemeler"/ "Omurüik boynnca yer yer harap olmuş izlenimini veren odakJar (Saynlıksal? PostMortem?)"/"Çevresel butün atardamartarda özellikle beyinin alt yüzeyindeki atardamarlarda belirii Ateroskleroz bulgulan"/"Sağ diz ekleminin kıkırdak yüzeyinde 2x2 cm. ölçüsünde bir harap olma odağı'V "Örgenlerin hemen hemen hepsinde çok hafif derecede kokuşma (Putrefacito) belirtüeri". YAŞLILIK SAYRILIKTIR Bu belge Zaro Aga'nın çok uzun yaşamasına karşın pek çok saynhkla yüklü olduğunu kuşkuya yer bırakmazcasma ortaya koymaktadır. Bu arada şu Latin atasözünü de hiç unutmamalıdır: "Senectus Ipsa Morbas! (Yaşlılığın kendisi bir saynhktır). Türkiye'nin en uzun yaşamış adamının otopsisi "TC Şişli Etfal Hastanesi"nde yapılmıştır. Çünkü o oylumu çok büyük "Prostatanın Adenomatöz Hiperplazisi" nedeniyle "Üremi Koması"na girdiğinden adı geçen hastanenin o zaman Prof. Dr. Behçet Sabit Erduran yönetimiüdeki "Üroloji Klinigi"ne yatırılmış, orada da ölmüştü. Tıp Tarih imiz Için Bir Belge Uzan yaşamasıyla üolü Zaro Ağa, 164 yaşında Şişii Etfal Hastanesinde ölmüştü. Çok uzun yaşayan bu kişinin otopsi tutanağı, tıp tarihimiz bakımından önemli bir belgedir ve ilk kez kamuoyuna sunulmaktadır. PENCERE 19 TEMMUZ 1984 Doç. Dr. SIRRI AKINCI Uzun yaşamış kişilerin çok sağhklı olduklannı sandıran yaygtn bir kanı vardır. Oysa bu çok aldatıcıdır. Ünlü Zaro Ağa (177030 aralık 1934) buna en güzel bir örnektir. Bu adam 164 yıl yaşamışar. öldüğünde otopsisi yaptınlınıştır. 0nun bu işlemle ilgili tutanağını aşağıda yayınlayacağım. Belge kamuoyuna ilk kez açıklanmaktadır. Ama burada şunu da eklemem gerekir ki tutanakla kaleme ahnış (redaksiyon) bakımından pek çok eksik vardır. Düzenleme, dizgeli (sistemli) olmadığı gibi nitelemelerde de aynntılara girilmemiştir. Üstelik Zaro Aga'nın örgenlerinden alınan parçacıkların dokubilimsel incelenmesi de yapılmamıştır. Bilimsel tıbba karşı böyle bir tutum asla bağışlanamaz. Otopsiyi yapan kişi bugün yaşamda oîmayan bir tıp profesörüdür. Eleştirilerime yanıt veremeyeceği için burada adından söz etraiyorum. Konuya girmeden önce, ancak şunu belirtmeliyim: Ocak 1984 başında "YÖK"ün sayın Başkaru Prof. Dr. 1. Dogramacı TV'de kendisine yöneltilen kimi sorulan yanıtladı. Bu arada Türkiye'nin şimdiki bilimsel düzeyüıin dünyadaki öteki uluslara oranla 45. olduğunu hiç de boşuna gitmez bir tavırla vurguladı. Ama "bogüo"ü "dün"ün yarattığını unutmamalıyız. O ne yerden bitmiştir ne de gökten inrtıiştir. Zaro Ağa gibi tıp için olağanüstü ilginç bir adam ölüyor. Bunun otopsisi dizgesel biçimde, en ince aynntüanna dek yapılması, fotoğraflanması gerekirken bu yapıhnıyor, dokubilimsel incelemelerden de yoksun bırakdıyor. Bu olgu dünyanın kalburüstü tıp dergilerinin birinde yayınlanması gerekirken o da savsaklanıyor. Tutanak elli yıl sonra rastlantısal olarak benim elime geçiyor. Sevgili Cumhuriyel yayınlanma olanağı verdiğinden yitirümekten kurtuluyor. Böyle bir "adamsendecilik"in egemen olduğu ülkede tıp ilerler mi? Bilimsel düzeyin 45. derecede kalması bile doğrusu bir başandır. OTOPSİ RAPORU Otopsi tutanağının dili de Türkçeyi sevenlere şenlik!.. Oturdum, az denmeyecek süre uğraşarak Atatürk'ün öncülüğüyle gelişen günümüz Türkçesine kıvançla aktardım. Işte Zaro Ağa'nın otopsisinde saptanan savnlıksal bulgular: "Her iki akciger iist loblannın özellikle omuıiara bakan yüzeykrinde, nedbeleşmişantrakotik aJanlar içersinde, birkaç taae, her biri mercimek büyüklüğünde, yuvariak biçimli, oldukça eski, tulnrapeyniri (CaseiFıcatio) görünümiinde tüberküloz odağı'V'Sağ'dakinde daha fazla olmak üzere, her iki akciğerde özellikle alt loblann omurlara bakan bölgelerinde, her biri toplu iğne başı büyükluğünde çok sayıda tüberküT V'Sağ akciğerde daha fazla olmak üzere her iki akciger zarlan (bağırsal, çepersel) arasında güçlükle aynlabilir yapışıklıklar", "Her iki akcigerin göbeğindeki (Hilus), Solukbonısu'nun çatallanma (Bifnrcatio) yerindeki lenf nodullerinin kesiüerinde, siyatumtırak, maddesel birikimler (Anthracosis)"/ "Gırtlak'ın (Larinks) içyüzeyinde "Kanncık Kıvnmlan " ile "Ses Kıvnmlan" arasındaki içzar'da, yuvariak biçimli, sincap renginde, yüzeyel yara (Tüberküloz kökenli Erosio)"/"Her iki akciğerin örgen içi atardamar dallannın iç gömleklerinde (intima) lipoid özellikle bir maddenin oturması, aynca yer yer "Sertleşmiş" (Sklerotikj alanlar'VHer iki bademcikte hafif şişme"/ "Küçük boyuttaki "Kalkanbezi "(dandula Thyroidea) loblannın kesitlerinde kolloid maddesinin yoksulluğu'VKalbin bütunünde buyiime, özellikle sol "Kulakçık" (Auricula) da boşhık genişlemesi (DUatatio)" "Kalbin "tkili Kapaklan"nda (Valvula Bicuspidalis), "Aorta Kapakçıklan "(Valvula Aortae) üzerinde •'Sertleş Cüneyt Arcayürek Açıklıyor... Gazeteciliğin en yaman, en kahred'ıci, en heyecanlı dalı muhabirliktir. Kimi insan anasından muhabir doğar; sonra tüm yaşamında haberle kalkar, haberle yatar, haberle uyanıp, haberie uyur. Gecenin en karanlık saatinde bile bilinçaltında haber yatar, rüyasında haberle boğuşur, sonra ter içinde uyanıp telefona sarılır; hem kendisiyle didişir, hem meslektaşlarıyla yarışır; atlatır, atlar, atlatacağım diye çırpınır; önsezileri, içgüdüleri, duyarlı duyuları 24 saat habere dönüktür, günün bir saatinde nereden geldiği belli olmayan esinti ona haberin kokusunu getirir; o zaman avını uzaktan sezen bir yabanıl hayvana dönüşür, benliği radarlaşır; habere doğru, sessiz, sinsi, kararlı, çevik, güçlü adımlarla yaklaşmaya başlar; kimseye sezdirmeden işini gorecek, ertesi sabah manşerten patlatacaktır. Gerçek muhabirin dini, imanı, varı, yoğu, eğlencesi, acısı, tatlısı, haberdir. * Bu tür muhabirin bizdeki örneklerinden biri Cüneyt Arcayürek'tir. Cüneyt, kırk yıldan beri Babıâli'de bileğinin hakkıyla ayakta duruyor; maratonu sürdürüyor; gençlerle soluk soluğa yanşıyor; bu da yetmıyormuş gibi anılarını yazıp yayınlıyor. Nitekim "Cüneyt Arcayürek Açıklıyor" adlı dizisinin dördüncü cildi yaytnlandı. Bu kitabın adı: "yeni Demokrasi, Yeni Arayışlar". Bilgi Yayınevi'nin çıkardığı 360 sayfalık kitapta dünden bugünden kimierin adı yok ki? Fatih Rüştü Zorlu'dan Turgut Sunalp'a, Bülend Ulusu'dan Adnan Menderes'e dek siyasal yaşamı renklendirmiş kişıler, yazann kalemiyle olayların içinde yerlerini alıyorlar. 19601965 dönemini kapsayan son kitabında da Arcayürek eski yöntemini sürdürmüş; anılarını anlatırken kimi sayfalarda dünden bugünlere geliyor, güncel olaylara ilişiyor, elestiriyor, yorumluyor, duygularmı dile getiriyor; sonuçta sürükleyici bir roman yazmışcasına okutuyor. Her sayfada Cüneyt Arcayürek'in değer yargılarına katılmasanız da önemli olayların içinde soluk soluğa yaşamış bir gazeteciyle karşı karşıya bulunduğunuzu ve gazeteciliğin ne demek olduğunu anlıyorsunuz. Türkiye'nin yakın tarihinı yazmak isteyen kişi, Arcayürek'in kitaplannı incelemeden bu işi yaparsa eksik kalacaktır. • Cüneyt'in kitaplarında hiçbir yerde yayınlanmamış belgeler de var. Bunlardan beni en çok düşündüren Kurmay Albay Hidayet Uğur'un ABD'ne çağrılı olarak yaptığı bir geziden sonra 27 Eylül 1961'de "üst makamlara" verdiği "rapor" oldu. 23 yıl önceden gerçekleri görebilecek yetenekte kişilerimiz varken nasıl olup da tuzaklara düştüğümüzü bir kez daha kendime sordum. Rapordan birkaç satır: Amerikalılarla ilgili işlemlerin yapıldığı makamlardaki başkanları Amerika'ya davet etmek suretiyle, bizler için ideal tesisler göstermek, ikram ve dostluk göstehleriyle şahsi taraftar femin etmek Amenkan taktiklehnden binsidir. Amerika gezisinden sonra memlekette bilfiil yapılabilecek bir çalışma yoktur. Amerika'ya hayran personel temininden sonra yalnız Amerika'ya fayda sağlayan tesis ve faaliyetleri yürütmek, büyük bir gizlilik mefhumu vererek mevzulann beili baslı personele inhisar ettirilmesi suretiyle yurtta serbest çalışmak, bazan gayrımeşru yollara başvurmak ve icabında (yalnız bir taraf için yapılıyormuş gibi) yardımı kesmekle tehdit etmek, (...) geri kalmış memleketlerin sanayiini geliştirmemek ve daima kendisine muhtaç tutarak istifade sağlamak yollanyla yalnız Amerikan menfaatlerine çalışmak (la) Batı inhitatını (düşüşünü) hızlandırmaktadıriar." Daha 1961'de gidişımizi gören Hidayet Uğur, Cüneyt'in yazdığına göre 1962'de emekhye ayrılmış... Şimdi kimbilir nerede? EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Saytn Başbakan gazetecilerle konuşurken, "biz istersek enflasyonu derhal durdururuzAma o zaman fabrikalar durur, işçiler çıkanhr. Biz bu işçilerin durumlanru düzeltemeyiz. Onun için, her şeyi zamanla yavaş yavaş yapacağız" diyor. Demek ki, enflasyonu durdurmak ellerinde olduğu halde, bilerek durdurmuyorlar. Eğer, söyledikleri gibi, yavaş yavaş durduracaklarsa, 1980 yılının ocak ayından beri neyi bekliyorlar, niçin hızını yavaşlatmadılar? Yok eğer, enflasyonun hızını yavaşlatamıyorlarsa o zaman, yapamayacaklan bir şeyi niçin halk önünde yapacağız, edeceğiz diye söylüyorlar? Başbakanın hangi soziine inanabm, söyler misiniz lütfen... ETEM KÜTOĞLU EMEKLİÖĞRETMEN • KADIKÖY Başbakan ve enflasyon Demokrasi Yolunda... SODEP Türkiye'ye 'sosyal demokrasi'yi getirecek mi? Üzerinde durulması gereken soru budur. Hatta bırakalım 'sosyal'ini, gerçek bir 'demokrasi' bunca yıl sonra yurdumuzda gerçekleşecek mi? İnsan olmanın degerini anlamak. Adalet'in en yüce deger olduğunu bilmek. Her yurttaşın açlıktan, korkudan, baskıdan uzak yaşama güvencesine kavuşmasını sağlamak. Düşünmeyi ve düşünceyi yasaklayan bağları koparmak. Emeğe hakkını tanımak. Elli milyonluk bir ülkede güvenli, huzurlu bir düzen kurmak. Kim yapacak bunları? Bugüne dek yapılan, sürdürülen yanlışlıkların, yanılgılann, aldanışlann, bocalamaların, yanlış kuşkuların kökünü kazımayı kim başaracak? NATO ülkelerindeki siyasal hak ve özgürlüklerin bu ulus için 'lüks' olmadığı inancını kim yarieştirecek? Nasıl, hangi yolla? Sorular birbirini izliyor. SODEP'in Genel Başkanı olsun, Kongre Başkanı olsun, konuşmâcılar olsun, yayınlanan bildiri olsun, htçbirinde bu sorulara verilmiş sağlam bir yanıt yok. Zamanıdegil mi? Ne zaman gelir o 'zaman'? 1945'ten bu yana geçen 40 yılda demokrasinin 'ne olduğu, ne olmadığı1 konusunda bir anlaşmaya bile varamadık! Boyuna 'demokrasiye geçiş' aşamasırtdayızl Bir tüıiü bu zor geçitten karşı yana kendimizi atamıyoruz. SODEP, Halkçı Parti, boyuna adını duyduğumuz DSP'li 'geçiş aşaması' bakalım bizi nereye götürecek? BİR AÇIKLAMA: 'Noktav dergisinin bir öncekisayısında bir soruya yanıt olarak "Tam bir özgüriükle, yani Batı dünyası yazariarının tanıdığı özgüriükle yazdığımı anımsamıyorum" demiştim. Bununla belirtmek istediğim gerçek demokrasiyi savunan yazartarın hemen her dönemde birtakım sorunlara, konulara gereği gibi değinemedikleriydi. Basın yasalan ağırdı, Sıkryönetimler yıllar boyu sürerdi. Bugün de durum öyiedir. Yazarlar, kendi yazılarının 'sansürcüsü' olmaktan kurtulamazlardı. Bugün de öyiedir. Şu sözleri ekledim ardından: "Bir insanın düşüncelerini korrtrol etmesinden daha acı ne olabilir?" Bay Ergun Göze, 'düşünceleri kontrol etmenin' yazarlığın kaçınılmaz bir koşulu olduğunu söyiüyor. 'Kontrol edilmeyen şeye düşünce denilebilir mi?' diyor. Ben yazarların kendi yazdıklannın ilk sansürcüsü olduklannı, bunun acı bir durum olduğunu yazıyorum, o ise 'kontrolün gerekliliğini' bildiriyor! Durum açık: Ben özgur yazartıktan yanayım, o 'kontrollü yazarlıktan' yana... Bir düşünce, bir görüş oluşur yazann kafasında... Gerçekler, durumlar belirlenir. Oturur yazısını yazar. Sonra bakar ki, orası falana, burası berikine dokunacak; falanca madde, filanca yüksek görevli sopasını kaldıracak; maddeler, savcılar karşısına dikilecek; o zaman ister istemez yazısının birtakım yerlerini atar, sözcükleri değiştirir, suçlamaları hafifletir. Yazar bunu yapmazsa ya gazetenin sorumlulan yaparlar, ya da yazıyı basmazlar. Sözünü ettiğim, 'yazarların kendi yazısının sansürcüsü olması' budur. Hiçbir zaman Batılı bir yazann özgürlüğünü duymadığım acı bir gerçektir. Bunu ancak gerçek yazarlar anlar; ihbar mektupları çiziktirenler, çıkar ardında koşanlar değil! Bay Göze gibilerine 'özgürlük' gereksizdir. Bilmem ne ansiklopedisi hazırlayacağım diye milyonlan almak varken, ikide bir savunmasız insanlara saldırmak varken, iktidar sahiplerine noş görünmek varken; nene gerek yazar özgüriüğü, yazarlık onuru? NOT: Arkadaşımız Oktay Akbal yıllık izninin bir bölümünü yarından itibaren kullanmaya başlayacağından yazılanna bir süre ara verecektir. Okurlarımıza duyururuz. amaçlarla nöbetçi yurt olan Feriköy Öğrenci Yurdu 'nda kalan öğrencileriz. Feriköy Yurdu öğrencilerin ihtiyacuıı karşılamakta çok yetersiz kalmakta ve öğrenciler çileli bir yaşam çekmektedirler. Yurtta sular hemen hemen hiç akmamaktadır. Doğru dürüst su içememekte ve temizlenememekteyiz Ayrıca yurtta yemekhane bulunmasına rağmen yemek çıkmamaktadır. Yurdun etrafında yemek yiyecek yerler ekonomik olarak bize göre değil. Bu bakımdan beslenmemiz çok kısıtlıdır. Yani illaki öğrenciye "yurdu terk et git" mi denmek isteniyor? Halbuki yaz döneminde nöbetçi yurt olma bakımından bir Kadırga Yurdu veya A.Ö.S. çok daha uygundur. Yetkililerden bu sorunumuza lütfen acil bir çözüm getirmelerini diliyoruz. Bir grup öğrenci çenesinde dalmış düşünürken gösteren resimdir. Bu resim eskiden tedavülde bulunan büyük boy iki buçuk liralık gümüş paralar üzerinde gerçekten görkemli bir manzara arzediyordu. Gel gör ki yeni basılan madeni on liralık paralar üzerinde bu resim yartm olarak basümış. Büyük askerin Kocatepe'deki resmi, ancak tam boyda basıldığı veya yayınlandığı zaman bir kıytnet kazanır. Merkez Bankası yöneticileri nasıl olmuş da bu noktayı düşünememişler, doğrusu insan anlayamıyor. Ben olsam bu çirkin parayı derhal tedavülden kaldınrdım. îlgüilerin dikkatiru çekmeyi bir A tatürkçülük borcu bilirim. Gelelim başka bir konuya. Kadıköy Kaymakamhğı önünde bir Atatürk büstü vardır. Fakat Atatürk büstü demeye bin tane tanık ister. Öylesine kapkara ve çirkin bir büst. Halbuki bütün dünya bilir ki Atatürk son dtrece vakışıklı bir insandır. Kadıköy Kaymakamhğı önündeki bu büstün üstünde bir de Atatürk'ün şu sözü yazılı. Aynen noktast noktasına aktanyorum: Ne mutlu Türküm diyene... Bu sözün sonundaki üç nokta (...) isaretinin dilbilgisi bakımından belirsiz, eski deyimiyle müphem anlamına geldiğini ve yerine ünlem işareti (!..) konulması gerekir. tlgiUlerden gereğini rica ederim. Geçenlerde yolum Gazeteciler Cemiyeti'ne düştü. Binanın girişinde bulunan Atatürk büstünü inceledim. Bu büstün rengi tunç renginde. Güzel bir görünümü var üstelik. Fakat uzun boylu inceltyince ne göreyim? Bu büstün gözleri yok. Evet göz yerlerinde sadece birer çukur var. Acaba ben mi yandıyorum? 40 yıüık arkadasım, değerli Atatürkçü Oktay Akbal'dan rica ediyorum. Bir kere de kendisi incelesin. Bu depndiklerim başkalarmm da gözüne çarptı mı bilmem. Kimbilir uzun boylu incelesek daha ne yanhşhklar ortaya çıkacak. Her zaman söylediğim gibi Atatürk konusunda gereken titizhkleri göstermek hepimize düşen bir görevdir. Bunu hiç unutmayaltm. M. SABİH ŞENDtL TUNUSBAGI MURATAĞA SK. 10 ÜSKÜDARİSTANBUL "Sııyumus akmıyvr" Bizler yaz döneminde, staj yapmak ve bunun gibi zorunlu Atatürk konusunda bazı değinmeler Rahmetü Atatürk 'ün en güzel resimlerinden birisi, hiç şüphesiz büyük kumandanı 26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe'de eli Dostlar Buro Malzemeleri Sanayii ve Tİcaret Umtted Şirketi • Elektronik ve mekanik yan hesap makineleri satış • Elektronik ve mekanik yan hesap makineleri tamıri • Yazar kasalar saiif ve tamiri ADRES: Kemankes Cad. No: 71 KARAKÛY (Denizcilik Bankası Gend Müdürlüğu Meydara Cıiızen magazası) Tel.: 144 79 82 145 51 08 DtTAŞ DOĞAN YEDEK PARÇA İMALAT VE TEKNİK A.Ş.'DEN BİLDİRİLMİŞTİR. Kayıtlı sermaye sistemine tabi şirketimizin 2791 sayılı kanuna dayalı yeniden değerleme fonundan oluşturduğu 150 milyon TL.'lik bedelsiz hisselerin 300.000.000. TL. sermayemizi terasil eden pay sahiplerine hisseleri oramnda dagıulması ile ilgili 4.5.1984 larihli Yönetim Kurulu karanmn iptal edilmesi amacıyla bir dava açıldığı Niğde Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 984/284 sayılı dosyasına merbut bu dava ile ilgili duruşmanın 10.9.1984 günü saat 09.00'da yapılacağı T.T.Kanununun 381. maddesi gereğince ilan olunur. VÖNETİM KURULU Ortakhğımız sermayesi 300 milyon TL.'den 600 milyon TL.'ye yükseltilmiştir. Rüçhan haklarının kullanımından sonra kalan sermayeyi temsil eden 28.495.000. TL'lik hisselerin 19.7.1984 ile 18.8.1984 tarihleri arasında bedeli peşin tahsil edilmek sureti ile halka satılmasına karar verilmiştir. Hisse senetlerinin halka arzına Sermaye Piyasası Kurulu'nun 24.4.1984 gün ve 22/101 sayılı belgesi ile izin verilmiş olup, işbu halka arz izni ortakhğımızın ve hisse senetlerimizin Kurul veya Kamuca tekeffülü anlamına gelmez. Ortakiığırruza ve sermaye arttınmına ilişkin bilgileri içeren izahname 30.4.1984 tarih ve 999 sayılı T. Ticaret Sicili Gazetesi'nde, Sirküler Cumhuriyet Gazetesi'nin 12.5.1984 tarih ve 21.448 sayılı nüshası ile Niğde'nin Sesi Gazetesi'nin 14.5.1984 tarih ve 8408 sayılı nüshasında yayınlanmıştır. 1 Ortaklığımızın: a) Ticaret Ünvanı DİTAŞ Doğan Yedek Parça Imalat ve Teknik A.Ş. • • b) Merkez ve Adresi Niğde, Kayseri yolu 3. km. NİĞDE c) Sermayesi Başlangıç sermayesi 300.000.000. TL. Çıkarılmış sermayesi 300.000.000. TL. Kayıtlı sermaye tavanı 1.000.000.000.TL. d) Faaliyet konusu Kara nakil vasıtalarının rotbaşı, rotil, rotkolu imali. e) Süresi Süresiz. f) Sermaye arttırımı ile sağlanacak fonu kullanacağı yer : Tevsi yatınmlandır. 2 Çıkarılacak hisse senetlerinin: a) Tertibi : 3. tertip, b) Miktarı : 150 milyon TL. c) Kupür bedelleri olarak dağıhmı: Küpiir Değeri TL. Kiipür yısı Toplam Tutarı TL. 1.000 950 950.000. 5.000 230 36.150.000. 10.000 650 6.500.000. 50.000 798 39.900.000. 100.000 15 1.500.000. 500.000 28 14.000.000. 16 1.000.000 16.000.000. 7 5.000.000 35.000.000. d) Öngörülen temettü oranlan: Dağıtılabüeceği tahmin edilen. Temettü/Ödenmiş Sermaye. 1984 1985 1986 % 10 % 17 % 25 e) Nominal değeri 1.000. TL. olan hisseler, başabaş fiyatm tan satılacaktır. 0 Kâr garantisi yoktur. g) Kuruluş dönemi için faiz öngörülmemiştir. h) Hisse senedi bedelleri nakten ve defaten odenecektir. i) Satış süresi: İşbu sirkülerin ilanı tarihinden itibaren 30 gundür. 3 Aracı kurum kullamlmayacaktır. 4 Sermaye arttırımı ile ilgili izahname 30.4.1984 tarih ve 999 sayılı T. Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanmıştır. 5 İzahname ortakhk merkezinde incelemeye açıkur. 6 Son üç yılda şirketçe dağıtılan temettu oranlan: 1981 1982 1983 % « o 16.5 V °?o 15 Basın 9065 DİTAŞ DOĞAN YEDEK PARÇA İMALAT VE TEKNİK A.Ş. YÖNETİM KURULU'NDAN TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURU BEN ÖZGE GEÇER Üç yaşıma bastığımı sevenlerime duyururum. NESRİNYALÇIN GEÇER MUTLU EVÜLİK ÖÜŞÜN Haydarpa$a Numüne Hasıanesi hemşirelerinden Fadime Tosun ile gazeteci arkadaşımız Oktay Apaydın evlendi. Kendilerine muüulukiar dileriz. HÜSEYİN AVUÇ YAVUZ OKAYBEN Çok iyi derecede ingilizce 1311611 yüksek öğrenim. görmüş 2. Basım temmıız 84 9 Ajans Sekreteri aranıyor. Başvurular kesmllkle gizli Urtulacaktır. REKLAMCUK VE TCARET ANOMM SBKfcTI Aüyon Soki* HanfApanmafi 1! 4 Beyo^kj Teiefon M59Ü3C 31 Basım BÜTUN BAYILERDE TEK SINIRLI S O R U M L U ftOÇ ELEKTRtK D A C l T I M M Ü E S S E S E S İ MÜDÜRLÜCÜNDEN 1) Müessese Müdürlüğümüz ihuyaa 2000 m. 3x150/3x50 mın1 (20,3/35) KV XLPE (Çapraz baglı polietilen) yalıtkanlı deniz kablosu ve aynı kablonun eklerinde kullanılacak 2 adet geçit ek mufu ile 8 adet deniz ek muPu satın aünacaktır. 2) Bu ihaleye ait şartnameler, Meşrutiyet cad. Asmalımescit sok. no: 63 Tepebaşılstanbul adresinde yerleşik Müessese MüdurlOgümüzun 2. kat 216 no.lu odasında bulunan Satın Alma MüdOrlüğünden 10.000. TL. ücret mukabilinde temin edilebilir. 3) Bu ihalenin geçîci teminat miktarı 4.635.OOO.TL.dır. 4) Teklif mektuplan en geç 8.8.1984 günü saat 09.00'a kadar Müessese Müdürlüğümüzun 1. kat 110 no.lu odasında bulunan muhaberat servisıne verilmiş olacak ve aynı gün alenen açüacaktır. 5) PTT ile yapılan başvurular dikkate ahnmaz. 6) Müessesemiz 2886 sayılı yasaya tabi değildir. Basın: 20759 ARTAS GERÇEKORTOPEDİK Scholl veni cesitılerivle seckin eczanelerde Halaskargazi Cad 206/1 Osmanbey/tST.Tel 1 17 73 00148 01 42 İŞ ARIYORUM 41 yaşında, dinamik, prezantabl, 13 yıl faal olarak Istanbul'un tanınmış oteüerinin önbürosunda çalıjmış, deneyimli, yöneticilik vasıflarını haiz, mükemmel derecede ttalyanca, Fransızca, Almanca ve tspanyolca bilen bir bay, içinde bulunduğumuz turizra sezonunda iş aramaktadır. HAGOP ARBO, ZAFER SOKAK 14/1 PANGALTItST. SAND/ILJETLERi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle